Başvekil Ismet paşanın itimat istemesi muhtemeldir. yarın meclisten Sene 14 — No: 4719 — Fiatı her yerde: 5 kuruş Ithalâtı tahdit te. tedbirleri: Iktisat vekili Mecliste dün ühim izahat verdi Ahmet Ihsan bey yeni verginin bütün mükelleflere teşmilini istedi Ankara > (Hususi) — Büyük Millet meclisi bugün Reis vekili Refet beyin riyasetinde toplana- rak teşkilâtı esasiye kanununun 25 inci maddesinin bütçe kanun lâyihasile buna bağlı bulunan büt- çeler ve cetvellerin Meclise nihayet mali yılbaşından üç ay evvel verilmesi suretinde tadili hakkında teşkilâtı (o esasiye (o encümeninin mazbatasını müzakere etmiştir. Ve birinci müzakeresinde kabul edilmiştir. Bundan sonra iktisat vekili Mustafa Şeref bey beynelmilel iktisadi şerait ve ahval içinde memleketimizin vaziyeti ve hükü- metin aldığı ve lüzumlu gördüğü iktisadi ve mali tedbirler hakkında izahat vermiş ve demiştirki : Beyefendiler; Bugün dünya büyük bir iktisat buhranı içinde (bulunuyor. Bu buhranın menşei memleketimiz değildir. Bizim müşkülâtımız yal- nız bu umumi ve cihanşömul hâdisenin memlektimizde yaptığı inikâslardan ileri gelmektedir. Iktisadi buhranın sebeplerini uzun uzadiye sayıp dökerek kıymetli vakitlerinizi zayi etmek istemiyorum. Yalnız iktisadi buhran bilhassa zamanımızın iktisat o sisteminin uygunsuzluğundan ve teknik te- rakkinin bu sistem karşısında daha ilerlemiş olmasından ve sistemin teknik terakki ile müte- nasip bir şekil arzetmemesinden ileri geldiğine işaretle geçmek kâfidir. Ithalât ve ihracat farkı .Cümhuriyet hükümeti de bu hususta iktısadi vaziyete müte- yakkız olarak bakmakta iken 1931 senesinin dokuz aylık ithalat ve ihracat (o blançosunu (hakikaten endişe edilerek bir vaziyette buldu. 930 senesinin dokuz aylık ithalâtı 105 milyon tutarken buna karşı 1931 senesinin 9 aylık itha- lâtını.100milyon gösteriyor ki ara- | Hükümetin iktisadi siyasetini dün izah eden Mustafafa Şeref bey daki fark yüzde dört-beş ara- sında bir tenezzül ifade eder. 930 senesinin 9 ayında 100 milyona yakın ihracata karşı 931 senesinin ayni ayları 82 milyon ihracat gösteriyordu. Yani ihra- catta yüzde 17-18 nisbetinde bir tenezzül görüyoruz. Bu böyle hâli üzerine bırakıldığı takdirde sene nihayetine kadar tenezzülün daha ziyade artacağı şüphesizdi. Diğer taraftan gerek nafıa işleri gerek milli müdafaa işleri için maliye vekâleti harice karşı 15 milyona yakın döviz tediyesi teahhüdü altında bulunuyordu. Bu hal gele- cek sene için daha ziyade artacak vaziyet gösteriyordu. Çünkü gelecek seneaplançosuna dahil olacak bir kısım eşyamızın fiyatı daha çok düşmüş buluna- caktı. Diğer taraftan hemen her memlekette buhran münasebetile itbalâtın azaltılması ve ihracatın çoğaltılması için tedbirler alınmıştı Biz bunlara karşı mukabil tedbir almaksızın duracak olursak şüp- hesiz diğer memleketler ithalatının azaltılması tedbirleri bizim onlara olan ithalatımızın azaltılmasını icap ettirecek, onların ihracatı teşvik Devamı ikinci sahifede ) Uskumru bolluğu Balıkhane önünde uskumru kayıkları Dün balıkhanede Uskumru bolluğu vardı. muhtelif yerlerden balıkhaneye pek çok Uskumru gelmiştir. Toptan fiat 8 kuruştu. Uskumru perakende olarak Balıkpazarında 20 kuruşa satılmıştır. Mamafih şehrin diğer yerlerinde fiat 40 kuruştan aşağıya inmemiştir. BAN 7 AT YL EYİK ), ALA ASISN AKŞAM “PAZAR — 29 Teşrinisani 131 1932 bütçesi Azami tasarruf esası dai- resinde tanzim olunacak Ankar 28 — Teşkilâtı esasiye kanununun 95 inci maddesinde yapılan tadilât üzerinde hükümet teşrinisani bidayetinde (meclise tevdi ettiği 932 bütçe projesini alacak ve azami tasarruf esasları üzerine yeniden hazırlıyacağı 932 bütçe lâyihasını meclisin ilkbahar içtimaında nihayet martta millet meclisine takdim edecektir. Mübadillerin seyahati Konsoloslarımız vize muamelesine başladılar Atina, 28 — Rum mübadillerin Türkiye'ye gelmeleri için pasaport- larının vize edilmesi hakkında Pire Türk konsoloshanesine tali- mat gelmiştir. Mübadiller Türki- ye'de iki ay kadar kalabilecekler ve malları üzerinde hiç bir iddia serdedemiyeceklerdir. Eytam maaşları 10 seneliğin birden verilmesi emri geldi Ankara 28 — 40 kuruşa kadar olan eytam ve eramil maaşlarının 10 seneliklerinin nakten verilerek alâkalarının kat'i Maliye vekâle- tinden vilâyetlere tamim edilmiştir. mefküre , Trablusgarp harbi esrasında Tanin Züzetesi bir mücadele açtı: “İtalyan malt alan Türk değildir!, Herkes, Tanin gazetesine bir mektup gönderiyor, Italyan malı almıyacağına, İtalyanca konuş- mıyacağına yemin ediyor, bu mektup gazetede neşrediliyordu. Zaman geçti. Hemde çok değil. Tanin gazetesi sahibi Ital- yancadan güzel hikâyeler terce- me ederek gazetesine koydu! O zaman, yemin edenler içinde sözünü tulmuş olanlar acaba var mıdır? * ». Bulgaristanda hiç kimse ecnebi malı kullanmaz. Her şey yerlidir. Fakat, yerli malı kullanmak için ne propaganda, yapiyorlar, ne de yemin ediyorlar. .. Memleketimiz, tarihin en güzel destan devrini yaşadı. Vatanın bir ucundan öbür ucuna kadar, heyecan ve coşkunluk, heybetli Cenup hududunda ka- çakçılık çok tevessü etti. Hükümet tedbirler alıyor. Telefonlar: “Tahrir 21686 — Idare 21434 — Klişe 20113 Gazinin memleketinde Gazi Hz.nin bir fransız ga- zetesine mühim beyanatı Türk milletinin ruhu Anadolunun seh- har ve sert yaylalarında anlaşılabilir Abiren Ankarayı ziyaret etmiş olan Fransız muharrirelerinden Nadya de Sansa Türkiyedeki mü- şahedelerine dair Paris'te münteşir “Vu,, gazetesinde, Gazinin muh- telif vaziyetlerde resimlerile bera- ber uzun bir makale neşretmiştir. Bu makalenin en mühim kisımlarını tercüme ve iktibas ediyoruz: Türkiye inkılâbının hakiki ruh ve zihniyetini İstanbulda değil, Ankarada aramak lâzımdır. Bu- nun için İstanbul vilâyetinin Bal- kan konferansı murahhasları şere- fine Dolmabahçe sarayının muhteşem baloda hazır bulunduktan sonra, Ankaraya hareket ettim. Bütün konfor esbabını haiz trenimiz, süratle gidiyor. Sabahleyin, sarı renkli ağaçsız bir ovanın ortasından gecerken uyaniyoruz . Tren, ara sıra istasyonlarda otevakkuf (ediyor. Derken önümüze büyük bir fab- rika binası çıktı. Bu, Gazinin arzusile Ankaranın yanı başında inşa edilen bir çimento fabrikası- dır. Yavaş yavaş ufukta yeşil bir nokta görüyoruz. Trenimiz, yaklaş- tıkça, bu yeşil nokta büyüye büyü- ye binlerce Akasya, meyve ağaç- larından mürekkep bir orman ve Gazinin nümune çiftliği karşısında bulunuyoruz. En nihayet tren Ankara istasyonunda O tevakkuf etti, Fransız muharriresi Ankarada gördüğu büyük modren binaları ve şehrin imarına matuf faaliyeti hayretle zikir ve kaydettikten sonra Gazi Hz.nin kendilerine vekubulan (o atideki (o beyanatını neşrediyor: — Bizde ilk tesire kapılma mak lâzımdır. Vaktile sizin seyyahlarınız, sizin büyük mu- harrirleriniz, Istanbul, İzmir ve Bursa şehirlerirideki müşahedele- rine göre Türk ruhuna dair bir hüküm verınişlerdir. Fakat onlar Türkiyeyi değil, şarkın şehirlerini görmüşlerdir . Türk milletinin ruhu, Anadolunun sehhar fakat sert. yaylalarında bir deniz gibi taştı. Destan devri, maddi hadiselerin | zoru altında, dünyanın her tara- fında artık unutuldu. Unutuk | ması da lâzımdı. Heyecan ve coşkunluk, hesaba manidir. İktisat ise, his değil akıl işidir, kupkuru hesap mese- lesidir. Lirizm ile değil, plânla, i | programla, ilimle halledilir. | En maddi olan iktisadiyatta | | bile manevizatın, omefkürenin büyük rolü vardır. Fakat bu yeni mefküreyi, artık mazideki şan ve şeref dastanlarında değil, PER aram aliyi Millete bir devrine ait iktisadi , istikbalin sayılı, yakın ve mu- ayyen bir hedef göstermeliyiz Bu asrın mefküresi ancak bu | olabilir. O zaman, hissin, heyecanın, fedakârlığın manası vardır. IU AV — Ne, sen de mi? — Ne yapayım birader, çakıştırılacak mauzara!.. salonlarında verdiği * — Şu (Yeşil ay) cemiyetine imreniyorum birader!.. hem (Yeşil) lik var, hem (ay)!.. Gazi Hz.nin son resimlerinden biri Türk milleti, beşiğine avdet etmekle teceddüt etmiş ve gör- düğünüz tahavvülâtı yapabilmiştir. Vaktile vergiler altında ezilmiş, fazla çalışmaktan usanmış Türk köylüsü, Balkanlar ve sair yerler- deki harp meydanlarında kanını ve faaliyetini dökmeğe gidiyordu. Anadolu, gayrı omevcut farz ediliyordu. Bugün ise Türk köylüsü, faaliyetini, emeğini ana toprağına sarf ediyor, neler ya- rattığını da kendiniz görüyorsu- nuz. Kuvvet ve kudret milletin enerjisinde (o mündemiçtir. Ben bir rehberden, bir hâmiden başka bir şey değilim. Gerek dahili ve gerek harici siyasette gayem, Türk milletine sulh ve sükün dairesinde çalışmağı temin eyle- mektir. Kendilerini güya bahtiyar kılmak bahanesile, insanları yekdiğerini boğazlamağa sevk ve teşvik et- mek gayrı insani bir sistemdir. Insanları bahtiyar kılabilecek yegâne tetbir, onları birbirine yaklaştıracak, sevdirecek ve sulh ve müsalemet dairesinde ihtiyac- larını temin edecek bir faaliyet Tam