15 Teşrinisani 1931 AKSAMDAN AKŞAMA ye la a Mandolin ve Kadın kahkahası Bizim gazeteci arkadaşlardan biri dün akşam, evde mandolin çalıyormuş. Dalmış; on ikiyi çeyrek geçeye kadar faslı devam ettir- miş. Bunun üzerine, polisler kapıya dayanmışlar: —Belediye nizamnamesini boz- dunuz. Şehrin süküneti esnasında gürüllü ederek (o hemşehirilerin istirahatini o selbettiniz! diyerek zabıt tutmuşlar: arkadaşımızı sulh mahkemesine vermişler. Yazın da, gene gazeteci arka- daşlardan biri, geceleyin, Ada'da zevcesile ve ahbap hanımlarla birlikte tur yapıyormuş. Arkadaş hoşsohbettir; anlatıyor, hanımlar gülüyormuş. Araba durdurtulmuş: — Buyurun karakola! Süküneti ihlâl ediyorsunuz. Yolda güldünüz. Şehrin nizam ve intizamına, sükün ve sükünetine diyecek yok doğrusu! Maşallah peh peh peh... Geceleri, hiçbir memlekette, oto- mobiller, klakson çalmazlarken, bizde, klakson çalmak için, köşe başlarını dönmeğe, hattâ yolda gitmeğe bile beklemiyorlar; kal- dırım kenarında dururken uzakta bir adamın yürüdüğünü görünce, onu otomobile binmeğe davet maksadile, (oklakson çalıyorlar. Amma, saat, gecenin üçüymüş, dördüymüş, bakmıyorlar. Insanı tatlı uykusundan ziplatıyorlar. Bu gibi fuzuli gürültülere karşı bele- diyenin ne gibi tedbiri var? Klak- son gürültüsü yayında on ikiyi çeyrek geçe çalınan mandolin ninnidir, ninni... Hele, haftalarla süren gürültülü yol tamirleri, davula rahmet okutuyor: Rayların gene 3-4 sularında dangıur dun- gur yere atılması uyuyan adamın uzakta bile kulağına hoş gelmiyor! Sonra, sarhoş naraları, sonra sakabın beşinde satıcı haykır- maları; sonra altıda, umumun en tatlı uykuyu uyuduğu sırada, bir makamı mahsus tutturan ve mü- temadiyen, dan dan da dan dan diye zil çalan tramvaylar.. Hey gidi istirahatı umumiye.. Bunlara nisbetle düşünün: Man- dolin, kadın kahkahası.. ( Akşamcı ) AKŞAM ABONE ücretleri , Türkiye Ecnebi Senelik 1400 kuruş (o 2700 kuruş 6AyLık 750 » 450 > SAyLık 400 >» 80 > m Abono ücretleri doğrudan doğruya “AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. ——— — Recep 4 — Kasım: 8 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 1212 15$ 77 944 12 1,35 Va, 5,4 647 11,58 14,36 16,52 18,27 Hayatı ucuzlatmak Balıkpazarından Şişliye tramvayla yük nakli Geçen perşembe günkü şehir meclisi içtimaımda vali ve belediye reisi Muhiddin bey, halkın ucuz yiyecek tedarik etmesi için İstan- bul (o Balıkpazarından alınacak erzakın Şişli ve Bebek hattına hareket ettirilecek tramvay araba- larile nakli için bir çare düşün- düğünü söylemişti. Haber aldığımıza göre belediye bu bahis etrafında tetkikata başlamıştır. Tetkikat neticesinde tramvay şirketile bir itilâf temin edilecektir. Belediye bu hususta şöyle düşü- nüyor : Şişli ve Bebek gibi uzak semtlere ikişer vagonluk tramvay arabaları hareket ettirilecek, Balık pazarın- dan erzakını satın alan kimse erzak paketini arkadaki romorka bilet mukabilinde bırakacak, ken- disi de ön arabaya binecektir. Yalnız Şişliye çift vagon işliye- mediğinden bu hat için başka bir çare düşünülüyor. Hırsızlık azaldı Sabıkalı bir hırsız 3 seneye 'mahküm oldu Polis (o müdiriyeti (o tarafından ittihaz olunan tedbirler sayesinde son zamanlarda şehrimizde hır- sızlık vakaları şayanı dikkat de- recede azalmıştır. Geceleri Istan- bulun muhtelif setmlerinde dolaşa- rak evleri soyanların bir çoğu cürmü meşhut halinde yakalanmış adliyeye verilmişlerdir. Geçenler- de de gene Istanbulun azılı gece işçilerinden Nüzhet isminde birisi cürmü meşhut halinde yakalanarak adliyeye verilmişti. Muhtelif sabı- kaları olan Nüzhetin 2 inci ceza mahkemesinde muhakemesi ya- pılmıştır. Muhakeme neticsinde Nüzhet 3 sene müddetle hapse mahküm edilmiş ve hapishaneye sevkolunmuştur. Iki yankeseci kadın yakalandı Beyoğlu zabıtası Şükran ve Muzaffer isimlerinde iki kadını tevkif etmiştir. Bunlar uzun za- mandan beri yankesecilik suretile bir çok kimseleri dolandırmak cürmünden maznundurlar. Polis merkezi bu sabıkalı kadınları, tahkikatı ikmal ederek adliyeye vermiştir. Müstantiklik tahkikata başlamıştır. Anrupa afyon piyasası gevşek Berlin türk ticaret odası afyon piyasası hakkında alâkadar dai- relere bir rapor göndermiştir. Bu raporda afyon üzerine az iş olduğundan bahsedilmektedir. Afyon alıcıları Fransız ve ya Isviçre frangı üzerine iş yapıyorlar. Akşam SEHİR HABERLERİ Hemşehriler! Ahmet efendi elini cebine sokunca 125 lirayı bulamadı! Istanbulun meşhur manitacıla- rından Bursalı Mehmet ve arka- daşı Ismail Hakkı yeni bir cürüm- den dolayı tevkif edilmişlerdir. Vaka şu suretle olmuştur: Taş- dan Ahmet efendi isminde birisi Istanbula gelmiş ve Hasekide tedavi altında bulunan bir hasta- sını görmek üzere hastahaneye gitmitir. Ahmet efendi : hastahaneden çıktıktan sonra Bursalı Mehmet ve İsmail Hakkı Oadamcağızın yanına soknlarak kendilerinin de hemşehri olduklarını söylemişler ve hasbihal ederek ocivarda Taşkasap mahallesinin arkasın- daki sokağa sapmışlardır. Bir müddet sonra Ahmet efendi cebine baktığı zaman 125 lirasının aşırılmış olduğunu gör- müştür, Bunun üzerine adamcağız der- hal polise müracaat ederek hadi- seyi anlatmış ve uydurma hemşe- hrilerin eşkâlini tarif etmiştir. Zabıta derhal tahkikata başla- mış ve Bursali Mehmet ilelsmail Hakkıyı yakalamıştır. Iki sabıkalı evraklarile birlikte adliyeye veril- mişler, omüstantiklik (tahkikata başlamıştır. Amca Bey'in Karikatür müsabakası Og. / Aşağıdaki, karikatürü lütfen kesiniz : ve şimdiye kadar neşrettiğimiz 12 fıkra arasından bu karikatüre ait olan fıkrayı bulup karikotüre raptederek saklayınız. 12 fıkrasız karikatür de neşredilip bittikten sonra hal varakalarının kabulü için müddet tayin ve ilân edile- Hizmetçiler Yarından itibaren belediye teftişe başlıyor Hizmetçilerin muayenesile ken- dilerine hüviyet cüzdanı verilmesi hakkındaki mühlet bugün bitiyor. Yarından itibaren belediye şube- leri, kendi mıntakaları dahilinde umumi bir teftiş yapacaklardır. Muayene olmıyan ve hüviyet cüz- danı olmıyanlardan nakti ceza alınacaktır. Bundan obaşka, belediyenin doğrudan doğruya intihap edeceği bir memur şehrimizin muhtelif mıntakalarında teftişatta buluna- caktır. Belediye o müstahdemin idare hanelerini de sıkı bir mürakabeye tabi (o tutacaktır. e Müstahdemin idareleri de kendilerine mensup ve mukayyit bulunan hizmetçi- lerin 'muntazam bir sicillini tut- mağa mecbur olduklarından bu mecburiyete riayet etmiyenlerden de ceza alınacaktır. Otel hırsızları Eminönü merkezi tahkikata başladı Son zamanlarda Sirkeci civarın- daki otellere bazı hırsızlar dadan- mıştır. Bunlar sabahları erkenden etrafı o kollıyarak otel kapıları açıldığı sırada otel hademelerinin meşguliyetinden bilistifade içeriye girip ellerine geçeni aşırmaktadırlar. Bu hususta Eminönü merkezine müracaat yapılmıştır. Eminönü merkezi hırsızların yakalanması için lâzımgelen terti- batı almıştır. Hırsızların şu gün- lerde yakayı ele vermeleri muhak- kaktır. Sahte birmemur yakalandı Beyoğlu polis merkezi Şerif efendi isminde birisini tevkif etmiştir. Bu adam kendisine bele- diye zabıta memuru süsü vererek Beyoğlunda muhtelif evlere gidip para almakla maznundur. Denizdeki çöpler Belediye çöp atanlardan ceza alacak Şehrimizdeki sahillere çöp, süp- rüntü döküldüğünden ötedenberi şikâyet edilmekte idi. Belediye bunun önünü almak için şimdiye kadar tedbirler almış, fakat pek az neticeler elde edile- bilmiştir. Belediye, bu münasebetsizliğe olmak için bu günlerde kı bir teftiş yaptıracak, sahil boyunda çöp bulunan civardaki İ imani evlerden ceza alacaktır. — Dava dava, çok şükür pa- raları aldık Amca Bey... . Altmış... Sahife 3 Kant, kont, Barem Beyazıta kadar giden birinci mevki bir tramvay arabasındayım. Dört kelli felli, yaşlı başlı zat, karnı çıkık sıska çocukları andı- ran büyük şişkin çantalarını diz- lerine dayamışlar.. Biri diyor ki: — Efendim bizde âlim tipi yok.. OÂlim tipi yok bizde... Her şeyden evvel ilim adamı lâzım... o“ Darülfünunu (| ıslah edelim ,, diyoruz.. Hani ilim ada- mı?.. İlim adamının söz söyleyişi, konuşması bile başkadır.. Ben Avrupalı âlimlerle çok bulundum... Onlar ağızlarını açtıkları zaman her cümlelerine: — Kant diyor ki... — Bergson diyor ki... — Freud diyor ki.. — Durkhaim demiş ki.. diye başlarlar.. En aşağı kullandıkları cümle başlangıcı “Kont diyor ki,, dir... Klâsik âlim tipi de budur.. Bir ilim adamına böyle konuş- mak yakışır.. Halbuki bizde nasıl konuşuyorlar; — Muammer Raşit bey diyor ki. — Barem için divanda demiş- erki... — Etem Akif bey gazetelere beyanantta bulunmuş, şehadetna- me meselesi için demiş ki... — Fakülte kâtibi ummisi inti- hap hakkında diyor ki.. Görü- yorsunuz ya... Demişler, diyor * kiler, demiş kiler aynı.. Mastar bir, fakat eşhas ayrı, diyenler başka insanlar... Halbuki ilim adamlarının Av- rupada olduğu gibi: — Kant diyor ki.. Diye ko- nuşmaları lâzım. İşte bunun için- dir ki onlarınki ilim bizimki dedikodu.. : Bu suretle gayet haklı bir de- dikodu yapanların kim olduklarını tetkik ettim.. Meşhur alimlerimiz- denmişler.. Hik Pamuk mütehassisı Hükümetimiz tarafından celbe- dilen Amerikalı pamuk mutahas- sısı Mister Klok ve Adana pamuk ıslah istasyonu müdürü Kemal beyler Mersinde bulunan yağ fabrikalarında tetkikat yapmak üzere Mersine gitmişlerdir. Izmir köylerinde kooperatif teşkilâtı ilerliyor Izmir oköylerinde kooperatif teşkilâtı gittikçe inkişaf etmek- tedir, Burnavanın Doğanlar kö- yünde bir kooperatif teşkil edile- cektir. Bu kooperatifin esas nizamnamesi hazırlanmıştır, tastik için iktisat vekâletine göderile- cektir. Burnuvanın Pınarbaşı ve Altın- dağ köylerinde de birer kredi kooperatifi teşkil edilecek, . bun- larla berabe Burnava nahiyesinde dört kredi |kooperatifi teşekkül etmiş olacaktır. A. B.—Aman birader sok şu paraları cebine, yoksa şimdi bütün mahallenin kızları sana çıldırasıya âşık olacaklar 1.