13 Teşrinisani 1931 — ia . Komandatör Parini Bir italyan yüksek memuru geldi “ Türkiye parlak bir istik- bale doğru yürüyor ,, Italya haricinde yaşayan Jtal- yanlara işlerle meşgul olmak üzere Italyada bir daire vardır. Bu daire müsteşarlığa muadil dir. Başında bir umumi müdür bulunur. Bu umumi müdür, ko- mandatör Parini teftişler için seyahate (o çıkmış ve cumartesi günü şehrimize gelmiştir. Komandatör Parini Istanbulda beş gün kalmış ve dün sabah Italyaya müteveccihen (o hareket etmiştir. Müdürü umum! genç bir zattır. Türkiye hakkındaki ihtisaslarını şu suretle anlatmıştır: — 1925, 1927 senelerinde, iki dafa Türkiyeyi ziyaret etmiştim. O zaman Popolo d' Italya gaze- tesinin siyası omuharriri idim. Hariçte bazı kimseler Türk inkı- lâbı hakkında şüphe gösteriyor- lardı. Ren bunun doğru olmadığını anlamış, fikirlerimi izah etmiştim. Bu gün muhakemelerimin doğru oldüğunu görmekle menunum. Türkiye büyük adımlarla parlak bir istikbale doğru yürüyor. Bu- rada daha çok kalamadığıma teessüf ederim. Italyan milletinin türk milletine karşı samimi hisleri gün geçtikçe kuvvet buluyor. Istikbal, Türkler ve Italyanlar gibi, eski bir millete mensup olmakla beraber büyük bir azım ve irade ile mücehhez millet- lerindir. Yerli malı İzmir iktisat ve tasarruf cemiyetinin kararı Izmir 1l — izmir iktisat ve tasarruf cemiyeti son içtimaında şu kararları vermiştir. 1 — Hususi ve resmi müesse- sat tarafından mubayaa olunan emtianın yerli malı olup olmadığı hakkında cemiyetin o kontroluna arzı zımnında merkezden müsaade istenmesi. 2 —12 Kânenvevvel tasar- ruf haftası nihayetinde İzmir halkına verilecek olan müsamere- nin tertibi için marufzevattan mürekkep bir heyet seçilmiştir. 3 — Yerli malı imal eden ve satan müesseselerin 12 kânunu- evelde (yapılacak olan ihbtifal alayına iştirak etmelerinin temini tekarrür etmiştir. GÜNÜN HABERLERİ İzmirin ticareti Bir ay zarfında ne kadar eşya girdi Izmir li — İzmire, 21 teşrin evvelden 31 teşrini evvele kadar on gün zarfında muhtelif ecnebi memlekelerden 343,957 liralık eşya girmiştir. Bu eşyanın kıy- metleri muhtelif o memleketlere nisbeti şudur: Almanyadan 34,338, Avustur- yadan 6,088, Amerikadan 13,979, Belçikadan 22,104, Brezilyadan 3,791, Çekoslovakyadan 18,268, Fransadan 32,210, Felemenkten 11,547, Hindistandan 9,313, Ingilte- reden 68,966, Italyadan 92,697, Isveçten 173, Isviçreden 750, Japonyadan 7,790, Macaristandan 123, Mısırdan 3,887, Rusyadan 7,458, Romanyadan 8,230, Suri- yeden 420, Yunanistandan 1,485 Yugoslavyadan 610 yani ceman yekün 343,957 lira. İzmir limanına teşrinievvel zar- fında girip çıkan türk ve ecnebi vapurların miktarile hacmı istia- bileri şudur: 36612 tonilâtoluk 51 Türk va- puru, 12498 tonilâtoluk 9 Fransız, 28845 tonilâtoluk 15 Italyan, 18090 tonilâtoluk 15 Ingiliz, 7891 tonilâtoluk 5 Alman, 744 tonilâ- toluk 2 Romanya, 3070 tonilâto- luk 1 Amerikan, 8571 tönilâtoluk 5 Rus, 5302 tonilâtoluk 3 Belçika, 3270 tonilâtoluk 3 Isveç, 3693 tonilâtoluk 2 Norveç, 2883 tonilâ- toluk 2 Bulgar, 5998 tonilâtoluk 4 Hollanda, 2210 tonilâtoluk 2 Yoguslavya vapru ki cem'an 149 bin 677 tonilâtoluk 113 vapur girip çıkmıştır. Cemiyeti Akvam Meclis bu defa Paris'te toplanıyor Paris 11 ( Hususi ) — Cemiyeti akvam meclisi teşrini saninin on altısında Pariste toplanarak Çin Japon meselesini müzakere ede- cektir. Fransız parlementosu ic- timaa başladığı için M. Briand Paristen ayrılamıyor. Bu sebeple bu daf'aki ictimaım Pariste (o aktedilmesi lâzım gel- mektedir. Hüzakere edilecek meselenin hemmiyetine Obinaen Amerika hükümeti de Londra sefirini mü- şahit sıfatile Parise gönderecektir. Çin - Japon ihtilâfı burada çok mühim telâkki edilyor. Muhtaç köylülere erazi tevzii Izmir, 11 ( Hususi ) — Torbalı kazası dahilinde muhtaç köylülere arazi tevzii ameliyesi ikmal edil- miştir. gelen İtalyan müsteşarlarından i in, zeyçesi ile sebrimizdeki e Komandator Parini Italyanlar arasında Akşam Hindistanda Müslüman Hindu ihtilâfı artıyor Keşmirde 1154 kişi tevkif edildi Londra 12 (Hususi) — Keşmir topraklarına Pencaptan gelen mü- sellâh çetelerin men'i hakkındaki kararnamenin tatbik edilmesi üze- rine 1,154 kişi tevkif edilmiş ve grup grup muhakeme edilerek muhtelif trenler ile Pencap hapis- hanelerine sevkolunmuşlardır. Bu tevkif işi, Kişmir polisleri, kendilerile münakaşaya girişen mevkuflar üzerine ateş açmasay- dılar, bilâhadise cereyan edecekti. Müsademeler esnasında ahaliden beş kişi yaralanmış birisi de öl müştür. Kişmirdeki isyan hareketi gün- den güne dini bir mahiyet alıyor. Asilere karşı tarafgirane davran- dıkları cihetle tevkif edilen asker- ler, ahali tarafından müslümanlık davasının kurbanları olarak telakki ediliyor. Hayvan hastalığı İzmir köylerinde tetkikat yapılıyor Izmir 1l — Seferihisarın He- reke köyündeki sığırılarda zuhur eden hastalık için mahalline giden merkez baytarı ihtiyati kordon koymuştur. Hayvanlarda hastalık- tan telef vakası görülmemiştir. Çeşmenin Alaçatı nahiyesinde koyunlarda çıkan hastalık için tetkikat yapmak üzere giden baytar müdürü hayvanlarda has- talık olmadığını muayene netice- sinde anlamıştır. Leh musevileri Darülfünunda yeniden müsademeler oldu Varşova 11 ( A.A. ) — Vilna darülfünunundan çıkan Waclaw- riski isminde hiristiyan bir talebe taş darbelerile öldürülmüştür. Bu cinayeti takip eden karışıklıklar arasında bir musevi ölüm halinde ve 15 musevi ile 4 hiristiyan da hafif olarak yaralanmışlardır. Lehistan, mütarekenin Yıl dönümünü tesit etti Warşova 11 (A. A.) — Bütün memleket Lehistanın yeniden ih- yası tarihini tesbit eylemiş olan mütarekenin yıl dönümünü büyük tezahüratla tesit eylemektedir. Bütün kilise, Sinagog ve ma- betlerde dini ayin yapılmıştır. Sabahleyin büyük bir askeri resmi geçit yapılmış, şehir bay- raklarla tezyin edilmiştir. Gece her taraf donanacaktır. Dün gece şehirde büyük bir fener alayı yapılmış ve bütün askeri alaylar mümessilleri Belve- dere şatosunda mareşal Pilsudski- yi tebrike gelmişlerdir. Fransız - İtalyan müzakereleri Roma! il (A.A.) — Fransa ile Italya arasında bir seyrisefain muahedesi akti için iki hüküme- tin murahhas heyetleri arasında müzakere yapılmaktadır. Bir ana ile yavrusu diri diri yandılar NewYork 11 (A.A) — Bir yan- gm, 4 katlı bir binayı tamamile tabrip etmiştir. 5 kişi ölmüştür. Bunların arasında bir ana ile çocuğu vardır. Devlet sigorta şirketi Bir devlet sigorta şirketi teşkili ve devlet müesseselerile devletin sermaye (okoyduğu (şirketlerin burada sigorta edilmesi kararlaş- tırılmıştır. Emlâk ve eytam bankası bu hususta tetkikat yapıyor. AKŞAM'ın tefrikası: No 33 Sahife 5 13 Teşrinisani 1931 KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman Müellifi : Sermet Muhtar ü Ni Azizim sen, kadınlar arasında çok (succâ&s) yapacak bir (type)sin Merdiveni telâşlı telâşlı çıkar çıkmaz Şehri efendiye yerle beraber temennah ettiler: — Akşam şerifleriniz (hayır olsun efendim! diyip içeri girdi- diler. Şehri efendi şaşalamıştı. Ken- di kendine, acaba hangi dağda Kurt ölmüşl diye soruyor, bu samimi aşinalığın sebebini keşfedemiyor, istihzaye de hamle- diyor, ( buda bir şiir mubzini diğer ) diyerek lâhavle okuyordu. Arası çok geçmedi, damat bey göründü. — Imşaallah afiyettesiniz amuca bey? dedi. Şehri işi hâla alay zannediyor, “eyiyim, teşekkür ederiml, gibi kesik kesik sözlerle cevap veri- yordu. Damat bey, evvelâ laf olsun diye Paşanın geciktiğinden, hava- nın letafetinden, Beyoğlunun adam almayacak derecede mahşerliğin- den bahsettikten sonra: — Emin ol ki hepimizden genç- sip, Sehri bey; hiç birimiz senin kâbına varamayız! Diye tutturmuş, poh poha başlamıştı. Şehri efendiyi kendine bent etmek için bir şart vardı. Oda gençlikten, gençlerden üstün ol- duğundan dem vurmak. Şehri efendiyi bu yolda methet, yükselt; kol, korban olsun! Damat beye memnun, minnet- dar gözlerle sokulmuş, hem “ Es- tağfurullah, estağfurullah!, diyor, hem de dünyalar onun oluyordu. Damat bey lâfı gene Beyoğlu- nun kalabalığına getirerek, şık beylerden, süslü hanımlardan bah- sederek, bahsederken: — Otuzuna yaklaştım Amca bey! Dedi, bugün gördüğüm ayar- da, o tenasüp ve nefasette bir kadına tesadüf etmedim. Bu tatlı ve lezzetli sözler eski kurdu tamamile alâkadar etmiş, bir yandan şahadet getiriyor, bir yandan sabırsızlıkla ağzının içine bakıyordu. Damat bey devam ederek: — Bu müstesna mahlükun ufak bir iltifatına mazhar olayım, bütün hayatımı fedaya hazırım... Me- ğerse kim imiş biliyor musunuz ?.. Derken paşanın arabası taş mer- divenin önüne yanaştı. Okadar kendilerini unutmuş- lardı ki sokak kapısının açıldığın- dan, koca arabanın bahçeye gir- diğinden haberleri olmamıştı. En mühim yerinde lâkırdı yarım kalmış, ayrılmışlardı. Damat bey, sözünü bitirmedi- ğinden muztarip, Şehri efendi ise o kadının kim olduğunu öğrene- mediğinden muazzep idi. Paşanın arkasından Damat bey de hareme girmişti. Şehri efendi, aynanın karşısında o gün boyasını yenilediği sakalına çeki düzen vermeğe, frenk göm- leğinin yakasını, kolluklarını dü- zeltmekle meşguldü. Paşa gelir gelmez yanına ke- şacak, bermutat, Çeşmicellâda gönderilecek haberi ve bharclığı götürecek, kendi tabirile (karşı- dan karşıya bir nebze çeşmiçerez) den sonra dönecekti. O aralık odaya Behlül girdi. — Nasılsın aziz üstat? dedi. Eeh.. Bu olur şey değildi. Şehri efendi bir yaşına daha girmişti. Behlül: — Pardon, beş dakika işgal edeceğim; fakat evvelâ, (terme) ler kullandığımdan dolayı beni affetl Ne yapayım? Bu, bende bir (manie) olarak kaldıl Sözile başlamıştı. Behlül damat beyden daha girgin, daha laâbali idi. Paketini açtı, bir sigara çıka- rıp Şehrinin ağzına soktu; olurdu, olmazdı demesine vakit bırakma- dan kibriti çaktı. — (Fanatigue) olmayan adamın (fanatigve) gözükmesi (paradoxal) olmaz mı? diyordu. Sen, ( Aris- tote ), ( Platon ), ( Descartes ), (Pascal) gibi bir feylesofsun! Şehri efendi şimdiye kadar iyi kötü, sesini çıkarmayıp dinlerken ( Pascal ) sözünü duyar duymaz yüzüne kan hücum etti, gözleri yerinden (oynadı, hiddetinden dudakları bembeyaz kesilmişti. — Artık bu kadarıda Zait; lâtife lâtif gerek. Kurt koca- yınca kilâbın maskarası olurmuş! diye ayağa kalkmak isteyor, Behlül omuzlarından yakalamış mani oluyor: — Sizlerin alaya aldığınız (Pas- cal), arzın en büyük kafalarından biridir. (Palyaço) da dünyanın en meşhur ( Composition musicale ) lerinden maduttur. Ben Paskalı taziz ederim, Palyaço için ölürüm! diye heyecanlı heyecanlı söylem- dikçe aklını tamamile bozduğuna hükmederek Şehrinir dizbağları büsbütün çözülüyor: — Imanmazsan bir ( Encyelope- die), hattâ küçük bir (Larousse ) al, bakl diye ısrar ettikçe korku- sundan çenesi atıyordu.. Şehriyi zorla köşedeki koltuğa oturtmuş, yanına bir sandalye çekerek kendi geçmiş, elini boy- nuna atarak omuzuna dolamış: ( Devamı var ) ne ve mümsssi lerde devam G&de u hissettikleri dı maat heyeti mulitelif taziyetlere net ve caseret n min- 2 ve ibiâğa mü-