26 ç 26 Teşrinievvel 193 1931 Tütün ve mn a üzüm meselesi İzmirde bu iki mesele günün en mühim hadisesi olmuştur Tütün ir aralarında anlaşarak fiati düşürdüler, üzüm de ümit edilen neticeyi vermedi en civcivli sırasında isterlinin Tütün İzmir, 22 (Hususi) — Tütün mübayâatı meselesi; Ege mınta- kasında günün en mühim işi oldu, Her kafadan bir ses çıkıyor. Fakat nede olsa vaziyetin veha- meti muhakkak.. Tütün inhisarı idaresinin; tam vaktinde piyasaya müdahale etmediğini de kabul etmeliyiz. Benim düşünceme göre: Tütün işinin, mühtacı tetkik iki safhası vardır: 1 — Zeriyat ve istihsalatımızın istihlâk ve talep derecesine uygun olup olmaması. i 2 — Bugünkü vaz'iyette mua- hazeye şayan ve piyasanın suku- tundaki sebepler. İzah edeyim: — Tütün müstahsilleri iki sr nıftir:) Bir kısmı hakiki müstahsiller, bir kısmı da tütüncülükteki kazanca tamah edenler. Birinciler; tütüncülüğü meslek edinmişlerdir. Senelerdenberi bu işle iştiğal etmektedirler. İkinci- lerse, esnaf, san'atkâr ve sairedir. Terzi tütüncü, kunduracı tütüncü, tenekeci tütüncü, doktur tütüncü, muallim tütüncüdür. İşte bu ikinci kısım ( yüzündendir ki, o normal istihsal mikdarı, tabiatın da yar- dımı ile fırlayıp çıktı. Vasati rekolte 17 - 18 milyondu. Bu sene 23 milyonu buldu. Kendi sanat ve işlerinde hayat- larını kazanan bu ikinci parti, birincilerin kendi mesleklerinden bekledikleri neticeyi alt üst ettiler. Bu itibarla zeriyat temdit değil, zıra ne tayin ne takyit edilmeli... Herkes meslekinde, herkes ihti- sasında... Sermayeye (ogüvenüp memleketinin mühim bir müs- tahsil uzvunu fena vaziyete dü- şürmekte tereddüt etmeyenlere kendi tezgâhları, kendi iş mües- seseleri , dükkânları, atelyeleri gösterilmeli .. Bu suretle zeriyat, kendiliğinden tahdit edilmiş olur. Gelelim ikinci cihete: Muhterem kumpanyalar, bak- mışlar ki tütün fazla.. bakmışlarki müstahsil sıkıntıda... bakmışlar ki bizim inhisar idaresi de meydan- da yok; — Eh -demişler şöyle bir anlaşma yaparsak meydanda bize kalır. Kumpanyalar bu düşüncelerini tatbikte gecikmediler. piyasa mu- tadından bir ay sonra açıldı. Rekabet yoktu. İlk hamlede 125 inhisar Idaresinin izmir fabrikası kuruştan açılan fiyat ikinci gün 75 e düştü.. Hakikatta, yetmiş beş değil, 50, hattâ 40 ... Çünkü kumpanyalar; tütünlerin ( Dip ) ve (birinci ana) denilen kısımları- nı, mubayaadan hariç tutuyorlar. Bu miktar ise tütünler de yüzde kırk... Halk feryat etti, Gazeteler feryat etti. Kumpanyaların kulak- larında pamuk değil, darı sömeği var sanki... arasıra: — Bu hal ingiliz lirasından oldu, piyasa bu sene, buhranın tesiri altında iştihasız, dediler.. Her kumpanyanın memurları, ayrı ayrı yerlerde dolaştılar. İstilâ orduları gibi, mıntakayı taksim ettiler. Tütünlerin yüzde 65 i halâ elde- dir. İnhisar idaresi, mübayaada bilmem istical gösterecek mi? üzüm meselesi Üzümcülüğümüz bu sene, ingiliz lirasının sukutu yüzünden ümit edilen neticeyi vermedi. Mahsulün az olmasına rağmen, piyasanın sukutu; derhal aksülamel yaptı, mubayaatı günlerce durdurdu ve mütaakip zamanlarda da fiyatı rahnedar etti, Bu sene mahsulün az yetişme- sine sebep; yağmur ve dolunun tahribatıdır. Kemal paşa, Manisa ve Orla bağlarında çok az üzüm istihsal edildi. Üzümlerimizin sene- vi ihracat kıymeti, mıntaka ihraca- tırın */,17-20 derecesinde, yani 14-19 milyon lira arasındadır. En fazla istihsal; Manisa,'Kemal paşa ve Orla'da yapılır. Manisa 15 bin Kemal paşa 6 bin, Orla (3500) ton istihsal ederler. Torgut'luda (4500) ton üzüm kaldırır. Umumi yekün 45000 tondur. Mıntaka bağcıları üzüm serği, bandırma ve kurutma 'ameliyesin- de gittikce ilmi ve fenni şekilde hareket etmektedirler. Mıntakanın baglarındaki kütüklerin hemen yüzde sekseni Amerika asmaları üzerine aşılanmış yerli çubuklardır Müskirat inhisarı dairesi deposu için mübayaat yapmıştır. Elde pek az mahsul kalmıştır. Ziraat bankası, yağmurların, sellerin tahribatını nazarı dikkate alarak bu sene, tente tevziatını arttıra- caktir. Bazı yerlerdeki bağcıların borçları, geçirdikleri felâket dola- yısile tecil edilmiştir . Son hafta zarfında borsamızda (1120,720) kilo üzüm satılmıştır... Fiat 31-61 kuruştu. Geçen sene ayni tarihteki üzüm fiati 48 -16,5 kuruş ve evelki sene 62-20 ku- ruştu... Üzümlerimizin şeker yerine memleket dahilinde sarf ve istih- lâki hakkında Tıp kongresinde verilen karar tatbik fedilirse, çok büyük menfaat elde edilecektir. Hem halkın şeker gıdasi ihtiyacı tatmin edilmiş olacak, hem de Üzümler kurutulurken AKŞAM'ın tefrikası: No 16 Sahife 3 26 Teşrinievvel 1931 ————— KIVIRCIK PAŞA Büyük M Milli Roman manav Beyazıda Kız değil, — Her ne hal ise, geldin... — Asmaaltından kıvrıldım, Kü- çükpazardan saptım, “ korkarım gayret helâk eyler beni, fehva- sınca Zeyrek yokuşunu bir solukta çıkar çıkmaz, Kovacılardan Sara- çanebaşında soluğu aldım. — Yaşşşa bel.. Ey sonra; alt tarafı.. Birer tane daha atalım mı? Hem şimdi oraları bırak; asıl can noktasına geli — Esirci o Mehmede gitsem vakit erken; akşamcı olduğu için uyur. Sofulardaki, Kamile hanım desem... — Evvelâ içime su serp; mü- nasip bir şey buldun mu, bulma- dın mı onu söyle? Ondan sonra bildiğin gibi anlat! Şehri (o efendi o gülümseyerek gözlerini kapadı ve tasdik yolunda başını önüne salladı. — Yalnız bir lâf; nasıl kıyak mı, istediğim gibi? Şehri efendi yine gözlerini ka- payarak başını salladı. — Şöyle ri kıyım, dalyan gibi yal Şehri efendi bu suale de başını salladı. Paşa derhal atılıp kucakladı, boynuna sarıldı, oh! Diyerek alnından öptü: — Allah seni eksik etmesin; var ol! Anlat şimdi bakalım alt tarafını... Şehri efendi boyun bağını çöz- müş, ikinci diysen da yakmış, tane tane anlatıyordu: — Fatihte kör Ibrahimden baş- layarak Sofulâra, oradan yokuşu inip Aksarayda Kâmile hanıma, Koskayı ve Beyazıtı geçip Divan- yolundan Mehmede O uğramağı kararlaştırdım. — Planı çizmene, hepyek, çiharıdü kapılarını tutmana diye- cek yok; vallahi pardon!... — “ Bagıban bir gül için hare hizmetkâr ,, olmaz mı paşam? — Ömrüne bereket; sonra. — Ne zamandır görmiyeli İN işin de kârına kesat mı karışmış, ne olmuş, her yer tam takır; esirciler sinek avlıyor. — Aman, deme! — Nereye gittimse sıra sıra arap halayık, yaşlı yaşlı orta hiz- meti halayıkları. Yüzüne /bakıla- cak, göz tutacak kimse yok. — Etme Allah aşkına; peki sonra.. — O arif ise ben ondan arif. Kör İbrahimin dilinin altında bir bakla var allâk herif kendini tok satıyor, kırk dereden su getiriyor. O kurnazca Abdiaskar ahmakmı? | Malum a, el elden üstündür arşa çıkınca... — Yamansın Şehri! Haydi bir rakı daha koca Arslan! — Fakirin kaçın kur'ası oldu- | ğunu biliyorsa da... | Müeltiti: Sermet Muhtar dükkanı desene.. Paşanın sabrı tükeniyor, — Şimdi, ağız tatlılandıracak yerlerini söyle, tuzunu, biberini sonra anlatırsın! diyor, Şehri ef. ise gene incesini ipe, kalınını çöpe diziyordu: — Ne ise uzatmıyalım efendim, kör İbrahimin kulağına şöyle bir eğildim. — Aferin, ha şöyle. — Mirim, kendi hesabıma gel- miyorum, bir veziriâlişan maka- mına ziyaret ediyorum, dedim. — Aman önceden ismimi, mis- mimi ağzından kaçırmaya idin! — Tablıtehi miyim, ilâhi veli- nimet? Paşa bir daha sarıldı, öptü. Büsbütün ağız ağıza sokuldular. — Kusura bakma, yanıya.. — Penç engüşt berabernist yani malümu devletleri, beş parmak bir değildir dedim. Arkasından, paraca da pervamız yokturu ilâve ettim. İstediğin kadar bahşiş, öteberi masraf kabulumuz der demez herifte şafak attı, yelken- ler suya indi. — Olur adam değilsin. — Yarım saat bekledim, bek- lemedim, aman velinimet! Cenabı hak yaratınca ahseni takvim üzere halk ediyor. Bilâ ihtiyar, Pertev paşa merhumun beytini ağzımdan kaçırmışım: Bir rütbe aktı ağzı suyu zahidin Sandım Boğaziçinde şeytan akıntısı. Birer kadeh daha yuvarlandı. Şehri efendi neşelenmiş, ballan- dırdıkça ballandırıyordu: — Maşallah Kân leventler gibi endam: Üzüm gibi gözler, kıvır kıvır girpikler, elma gibi yanak- lar, kiraz gibi dudaklar, inci gibi dişler ... Paşa ağzını şapırdata şapır- data yutkunuyordu: — Kız değil, manav desene ... — Ağzınıza öyle paşam! — Ağzmizı ballandırdın; sus- ma, söyle! — Odaya bir girişi var, sanki kıraliçe; sandaliyeye bir oturuşu var, sanki.. dükkânı lâyık, vallahide (Devamı var) "opertir Çemil Paşa Maçka: Vehbi Bey İka Telefon: Beyoğlu 3254 MODA EVi ma TE ler tazmin desi Posta paşa âpartımanı No. 1 KE KOMA, SN 2 AŞAMA ML YA