AKİS Bu hafta bir M.B.K. Üyesi, alaylı bir dille ai dedi: o, buyursun! Yeri hazır. Kendi Mucip Paşanın yanını dü- şünüyoruz Memleketin sağlam kuvvetlerine mensup bir yetkilinin ise, konu hak- kında fikrini soran AKİS muhabiri- ne cevabı şudur: — Aman efendim, estağfurul- lah! O yer Eski Cumhurbaşkanları içindir. 'Sayın Celâl Bayar'ları ken- dilerine göre Eski (Cumhurbaşkanı değildir, hâlâ Cumhurbaşkanıdırlar. Onun için, aman, lütfen Çankayaya buyursunlar!" Bir 27 Mayıs'cı genç ise şu sözü Söylermiğiie Kendisine yapacağımız kar- şilan töreninin hazırlıklarına baş- ladık. Kızılayda eski günleri tekrar yaşıyor. gibi olacaktır. Hiç merak etmesi Ancak konuyu ortaya atan çev- reler bunu boşuna yapmış değiller- dir. Hedef, meseleyi üzerinde konu- şulan, konuşulabilen bir şekle sok- maktır. Fakat çok AP çevresi bu ko- nunun konuşulabilen bir mesele ba line gelmesinin ömür mü uzatıc yoksa sonu mu çabuklaştırıcı nite. likte olduğu hususunda henüz ke- sin bir inanca varmış değillerdir. A. P. Bir haftanın hikâyesi Geride kalan haftanın sonlarında ir gün, orta boylu, zayıf yüzlü, gözlüklü bir genç adam, hangi ote- lin modası bulunursa bulunsun dai- ma Ankaranın I Numarası duru- munu muhafaza eden Ankara Palas- ta şöyle dedi: "— Süleyman bey, babamın ha- talarına çok çabuk başladı.." Hüküm, "Süleyman Beyin Kabi- nesi" hakkında bugünlerde verilen hükümlerin belki de en ilgi çekici- sidir. Zira bunu Ankara Palasta, İstanbuldan gelen bir arkadaşına belirten gözlüklü genç adam Yük- sel Menderesti. Adnan Menderesin oğlu şöyle devam etti: — Babam böyle renksiz bir ka- bineyi ancak 1957'de kurmuştu.." Gerçekten de Adnan Menderesin 1950'nin bir ilkbahar gününde kur- duğu Avni Başmanlı, Fahri Belen- li, Nihat Reşat Belgerli, Rükneddin Nasuhioğlulu ve o çaptaki sağlam karakterlerle dolu kabinesi ile 1957 6 Kasım 1965 nin bir sonbahar gününde kurduğu son kabinesi arasındaki fark dağlar kadardır. Demirel Kabinesini bunla- rın ikincisine benzetenler yanılma- maktadırlar. Demirel de, tıpkı 1957 de Menderesin yaptığı gibi Hükü- mette kendi yakınlarından bir iç kabine kurmuş -Cihat Bilgehan, Fa- ruk Sükan, Ali Naili Erdem gibi.. ve onların etrafına AP Grupunun en renksiz simalarını odoldurmuş- ur. Demirel, bu kabinesinin progra- mını haftanın başındaki Salı günü kendi partisinin Meclis Grupunda okudu. Fakat bu, hikâyenin başı de- &il sonu oldu. Hikâye, asıl, altı gün önce başladı. YURTTA OLUP BİTENLER yeni Kabine üyelerinin adları oku- nuyor, fakat AP Grupu sıralarından alkış sesi duyulmuyordu. AP millet- vekilleri, sözbirliği etmişcesine susu- arka sıralardan "Bu da "Bu da olur mu?", "Daha dünkü adam!.." şeklinde homurtu- lar duyuluyordu. Bazı AP'li millet- vekilleri, Kabine listesinin okunma- sı tamamlanmadan, söylenerek sa- lonu terkettiler ve soluğu kuliste al- dılar. Halbuki âdet, Grupların böyle hallerde yeni hükümetlerini şiddet- le alkışlamalarıydı. Hattâ bu yüz- den, İnönü birara müşkil durum- da kaldı. Niyeti, alkışa katılmaktı. cak AP sıralarından bir ses gel- AP'de Bilgiççiler faaliyette Yaya kalan tatarağaları Sessiz tokat.. Geride bıraktığımız haftanın orta- sında Çarşamba günü Mecliste oturum açıldığında, sekiz aylık bir Başbakan (o Yardımcılığından sonra nihayet Başbakanlık koltuğuna o- turmayı becerebilen Demirel müs- tehzi nazarlarla oetrafım süzüyor, yanındaki Bakanlara birşeyler fi- sıldıyordu. Yeşil koltuğa kendinden geçercesine gömülmüştü. Fakat, bu rahatlık uzun sürmedi. Cumhurbaş- kanlığının, Hükümetin kurulması hakkındaki otezkeresi ookunmağa başlandığında, Demirelin mütebes- sim ve müstehzi çehresi birden kı- zardı. Başta kendi adı olmak üzere, meyince, yanında oturan arkadaşı- na: "— Ses yok! mı?" diye sordu. "Hayır" cevabını alınca, tabii o da alkıştan vazgeçti. Kabine listesinin okunması ta- mamlandıktan sonra da AP kulisi, milletvekillerinin yer yer okümeleş- melerine sahne oldu. Bunlar daha ziyade, Demirelin Büyük Kongrede- ki rakibi Saadettin Bilgiç grupun- dandılar. Hükümetin teşkili konu- sunda Demirelle giriştikleri pazar- lık bir sonuç vermeyince (Bak: A- KİS, Sayı: 593, "Hükümet"), pos- bıyıklı politikacı bu defa Hüküme- Alkışlamıyorlar 7