İki Amerika Türk halkı bu haftanın-başında bir ayni gün, gaze- telerinde, Amerika hakkında iki haberi birden oku- du. Bu haberlerden biri gözlerin önünde bir Güzel A- merika me ei öieki bir Çirkin Amerika, hatta bir Korkunç Am Haberlerden Li ile göre 5l amerikan üniver- sitesinde çalışan 650 profesör Başkan Johnson'a hita- ben bir açık mektup yazmışlar ve bunu New York Times'ta yayınlatmışlardır. İlim adamları Amerika Cumhurbaşkanından, Vietnamda kan dökülmesine son vermesini talep etmektedirler. Vietnamdaki harekât- ta cinayetler İşlendiğini bildirmektedirler. Amerikanın Vietnam politikasını Amerikada protesto eden genç- lere karşı girişilen hareketleri takbih etmektedirler. Profesörler şöyle demektedirler: "Bay Başkan, Vietnam siyasetinizi destekleme- miz imkânsızdır. Nümayiş yapan öğrenciler hakkında soruşturma yapılacağı tehditleri kötü ve gayrı ahlâki bir siyaseti protesto etmemize engel olamıyacaktır. Meşru protesto hakkımızı kullanmağa devam edecek ve Vietnamda izlediğiniz siyasete açıkça ve şiddetle karşı koyacağız. İkinci haber gene Amerikanın Vietnamdaki dav- ranışlarrıyla ilgilidir. Haber şudur: "Temsilciler Meclisinin Cumhuriyetçi üyelerinden Paul Fino, Başkan Johnson'a bir mektup göndererek» Vietnam savaşına gönderilmek üzere genç yaştaki kuv- vetli kaatil, hırsız ve gangsterlerin askere alınmasını teklif etmiştir." İğrenç! Bu iki Amerika aynı Amerikadır. Türkiyedeki gözü kör "Amerika Düşmanları"mn da, gözü kör "Amerika Sevdalıları "nın da bilmeleri gereken gerçek, tıpkı bir madalyon gibi, Amerikanın da iki yüzünün bulundu- gudur. Bunların hangisi Türkiyeye çevrik olacaktır? Bu, Türkiyenin haysiyetini korumaktaki azmine ve meha- retine bağlıdır. Kolumuzu alamayacak şekilde elimizi verirsek, çok geçmez, Çirkin Yüzle burun buruna ge- liriz. Başımızı dik tutarak ve onlarla kapı arkası he- sapları yapmayarak elimizi uzatırsak karşımızda öteki Amerikayı buluruz. Bugünkü İktidar bu iki haberi dikkatle okusa pek iyi edecektir. mayı deneyecektir. Bu işler memle- ket yararına değilse, memleket ya- rarına olmıyan işlerin yapılmasına daha önce karşı çıkmış, şimdi de aynı prensipte yürümek niyetini açığa vurmuş kimseler en kısa Za- manda yeni İktidarla sürtüşme du- rumunda kalacaklardır. AP İktidarı ile en kısa zamanda kimlerin karşı karşıya gelmek 70- runda kalacağı sorusu ise, Dördün- cü Koalisyon zamanındaki olaylar hatırlandığı takdirde, çok kolaylık- la cevaplandırılabilir. Bu kimseler, Türkiye Petrolleri Genel Müdürü İhsan Topaloğlu, Petrol Ofis Genel Müdürü Kenan Onat, Etibank Ge- nel . Müdürü Tahsin Yalabık, Sü- rnerbank Genel Müdürü Rahmi Tunçağıl, İller Bankası Genel Mü- dürü Selahattin oBabüroğlu ve Zi- raat Bankası Genel Müdürü Akil Kitapçıdır. Bu umum müdürlerden her bi- ri, devletin ve memleket işlerinin çok önemli bir kısmım kontrol ve sorumlulukları altında tutmakta- dırlar. Bu yüzden de Dördüncü Ko- alisyon zamanında obirer düşman gibi görülmüşler ve haklarında en az birer defa azil kararnamesi ha- zırlanmış veya bu yolda harekete geçilmiştir. Meselâ bunlardan Etibank Ge- nel Müdürü Tahsin Yalabık ve Pet- rol Ofis Genel Müdürü Kenan Ona- rn daha önce bu dergide anlatılan (Bak: Sayı 586, "Partizanlık") mü- 6 Kasım 1965 cadeleleri, haklarında bu yolda iş- lem yapılmasına yol açmıştır. To- paloğlu, Akil Kitapçı ve Rahmi Tunçağılın durumları aynıdır. Dör- üncü Koalisyon zamanında hak- kında kararname hazırlanmayan sivri Genel Müdür, İller Bankası- nın başındaki o Selahattin Babür- oğludur. Bunun da sebebi, Dördün- cü Koalisyonda, İller Bankasının bağlı obulunduğu İmar ve İskân Bakanlığının başında Recai İsken- deroğlu gibi aklı başında bir zatın bulunması ve Babüroğlunun aley- hindeki tertiplere mukavemet et- mesidir. Diğer genel omüdürler hakkın- daki azil kararnameleri ise MP'nin ve diğer partilerin rıza gösterme- meleri yüzünden çıkmamıştır. Bu- gün ise Hükümette AP'nin kendisi- ne mukavemet edecek bir ortağı, ne yazık ki, yoktur. AP'yi tedirgin eden, şimdi sade- ce Cumhurbaşkanıdır. . Ama onun da halledileceği oümidi, Demirelin meharetine hayran AP'lilerin kal- bindedir. Meseleler Bu genel müdürlerin Türkiyenin yararına yöneltmek ( istedikleri çok mesele, şu anda halledilmiş ve rayına girmiş değildir. Bu yüzden, aynı konularda çok yakın zamanda münakaşa açılacaktır. Meselâ "Cyprus Mining Co. dındaki yabancı şirketin, Etibankın işlettiği bakırlar üzerindeki iştahlı talepleri hâlâ devam etmektedir. Bu kurnaz yabancı şirket, Etibankın e- lindeki bulunmuş, keşfedilmiş ba- kır sahalarının işletme imtiyazını istemekte ve Etibanka & 25 hisse teklif etmektedir. o Oysa Etibank, Türkiyenin bakır omadenlerim, 100 kârı türk hazinesi alacak şe- kilde işletebilmektedir. e Bizim ya- bancı sermâye dostları, programla- rına ve seçim konuşmalarına, uy- gun bir icraatla, Türkiyenin bakir madenlerini "Cyprus Mining Co." veya başka bir yabancı şirkete peş- keş çekerlerse, herhalde Talisin Ya- labık adındaki prensip sahibi Ge- nel Müdür "Peki efendim" demiye- cektir. Etibank çerçevesinde bora- sit işi böyledir ve daha çok işler aynı durumdadır. İş bununla da kalmamakta, herşeyin üstüne bir e partizanca tayin ve nakil istek- leri bineceğe benzemektedir. Petrol Ofisin derdi işe daha bü- yüktür. Bu milli petrol tevzi mües- belli imkânları yabancılara kaptırmamaya değil, yabancı mües- seseler tarafından kapatılmış iç pi- yasada yaşama imkânı sağlamaya, genişlemeye uğraşmakta ve bunun için AP'nin kızgınlığını üzerine çek- mektedir. Genel Müdür Kenan Onat ile Genel Müdür Muavini Özer. Der- bilin maruz kaldıkları itham ve baskıların sebebi hep budur. AP'- nin istediği, yabancı tevzi şirketle- rinin har vurup harman savurduk- 13