AKİS liğin siyahlara devri büyük bir güçlük çıkarmamıştır. Bağımsızlıkla | birlikte siyahlar yönetimi ellerine almışlar ve ülkelerinde kendi diledikleri! türden düzenler kurmuşlardır. Oysa Güney Rodezyadaki o beyazlar, yönetimi si- yahların eline bırakmamak için bütün güçleriyle direnmektedirler. Güney Rodezyada yaşayan yerliler, beyazların on katından fazladır. Fakat bu ülkenin beyazlan, ellerinde tuttuk- ları ekonomik o zenginlik gibi siyasal kuvvetlerini de kaybetmemek için, yıl- laryılıdır, sayısı dört milyona yaklaşan siyahları çok geri ve ilkel hayat şartla- rı içinde bırakmışlardır. O kadar ki. Güney Rodezya yerlilerinin yaşayışı, ancak Angola ve Mozamıbikte, bir de Güney Afrika Birliğinde bulunan yer- lilerin yaşayışı ile kıyaslanabilir. o Bu- nun, hiç de övünülecek bir kıyaslama olmadığını söylemeğe lüzum bile yok- tur. Nasıl bir bağımsızlık? Bundan daha birkaç yıl öncesine ka- dar Güney Rodezya, Kuzey Rodez- ya ve Niyasaland ile birlikte, Rodez- ya - Niyasaland diye adlandırılan bir federasyon içinde bulunuyordu. Ancak bu federasyon geçen yıl parçalanmış, Kuzey Rodezya Malavi, Niyasaland da Zambia adı altında bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. Sıra Güney Rodezya- nın bağımsızlığına gelince işler biraz çatallaşmıştır. Çünkü, bu ülkede yaşa- yan beyazlar Güney Rodezyaya veri- lecek bağımsızlığın kendi durumlarına değişiklik getirmeyecek, başka bir de- yişle, ekonomik ve siyasal gücü kendi ellerinde bırakacak bir bağımsızlık ol- masını istemişlerdir. Oysa yerliler, tıp- kı bağımsızlığına kavuşan diğer Afri- 1 -Saç dökülmesini önler. 2-Kepek ve kaşıntıyı yok eder. 3-Saçları kuwetlendirir ve besler. 4 » Genç hücrelerin fa- aliyetini artırarak dü- külen saçların ye- rine yenisinin gelme- sini sağlar. 5-Saçlara canlılık, ha- yatiyet ve güzellik verir. PİLO-CURA SAÇLARINIZIN SİGORTASIDIR Kurukahveci Han No: 10 Tel:22 05 16 6 Kasım 1965 FİATI 575 OKURUŞ (AKİS: 608) DÜNYADA OLUP BİTENLER ka ülkelerinde olduğu gibi, yönetimin artık kendilerine verilmesi taraflısıdır- lar. Siyahlarla beyazlar arasındaki bu görüş ayrılığı İngiltereyi çok güç bir durumda bırakmaktadır. Eğer İngilte- i soydaşlarının isteğine kulak verip Güney Afrika Birliğinde- kine benzer bir beyaz üstünlüğüne da- yanan devlet biçiminin kurulmasına göz yumarsa, zaten kendisine karşı pek i iyi duygular beslemeyen bütün Asya - Afrika devletlerini bir kere daha gü- cendirmiş olacak, bundan daha önem- lisi, çoğunluğu Asya - Afrika devleti olan İngiliz Devletler Topluluğu için- de yeni bir parçalanmaya yol açacak- tır. Yook, eğer Malavi ve Zambia'da olduğu gibi siyahların egemenliği al- tında bir devletin kurulmasına razı olursa, o zaman da yalnız kendi soydaş- larını gücendirmekle kalmayacak, ay- nı zamanda Rodezyayı ekonomik ve siyasal bir anarşinin içine atacaktır. İngiltere, bu açmazdan kurtulabil- mek için, Rodezyaya, siyahların eko- nomik, sosyal ve siyasal bakımdan kal- kındırılması için gerekli bir dönemden sonra bağımsızlık vermeyi düşünmüş- tür. Fakat aşırı bir beyaz milliyetçi o- lan İan Smith'in liderliğindeki beyaz- lar, bunun önünde sonunda siyahların egemenliğine yol açacağını düşünerek, hemen ve kendi üstünlükleri altında bir bağımsızlık istemektedirler. İ nin İan Smith'i bu sevdadan vazgeçir- mek için şimdiye kadar yaptığı bütün çalışmalar ise boşa gitmiş 'bulunmak- tadır Tehlikeli çıkmaz İngiltere ile rodezyalı beyazlar arasın- daki görüşmelerin hiçbir yer& ulaş- maması, İan Smith'in tek taraflı ba- gımsızlık konusunda ısrar edip durma- sı karşısında şimdi durum ne olacak* tır? Wilson hükümeti, eğer rodezyalı beyazlar kendilerini bağımsız ilân e- derlerse bu davranışı İngiltereye karşı açılmış bir "isyan" sayacağını çeşitli defalar tekrarlamıştır. Fakat, İngiltere bu "isyan"ı asker gücüyle bastıracak kadar ileri gidecek midir? Bu soruya o- lumlu cevap vermek çok zor görünü- yor. İan Smith'in geçen haftalarda Londrada yaptığı görüşmelerden hiç bir olumlu sonuç alınamamıştır. İn- giliz Başbakanı Harold Wilson ise, bir defa da durumu yerinde görmek ve rodezyalı beyazlan bir kere daha uzlaşmaya oçağırmak üzere gittiği Salisbury'de hiç bir olumlu sonuç alamamış bulunmaktadır. 31