AKİS 31 milyonun üstünde, fakat 32 mil- yonun altındadır. Bu, korktuğumuz yılık yüzde üç artışın önlendiğini gösteren ilk işarettir. Gerçi bir ta- lanı ültra-milliyetçilerle ültra-dema- goglar Türkiye için 40 milyon, 50 milyon, 100 milyon nüfus istemek- tedirler ama nüfusun gelişen mem- leketlerde küçük, gelişmeyen mem- leketlerde büyük nisbetler dahilin- de çoğaldığı bilinen bir gerçektir. Türkiyenin 32 milyonu geçmeyip de milyon civarında kalması, elbet- te ki gelişmekte olmasının matema- tik delili sayılamasa da fazla kala- balığın tehlikesinin milletçe biraz anlaşıldığım ortaya koymaktadır. Herkesin, 24 Ekim günü farket- tiği gibi nüfus, sayımda sorulan tek sual olmamıştır. Sayım memurları, evde kaç kişinin bulunduğu hususu- nun yanında bazı başka tafsilâtı da öğrenmek istemişlerdir. . Bunların biri, evdeki oda sayısıdır. İstatistik Genel Müdürlüğünün, yapacağı a- çıklamada ilân edeceği "Türkiyede- ki evlerde oda sayısı" rakkamı ma- alesef gerçeklere tam uymayacak- tır. Zira, seçimlerden iki hafta son- ra yapılan bu sayımda çok kimse seçimlerde yürütülen bir propagan- danın tesiri altında kalmış ve evin- deki oda sayısını gerçek olarak bil- dirmemiştir. Seçimlere gidilirken Türkiyenin hemen her tarafında, bilhassa aklı biraz kıt olanlara şu telkinde bu- lunulmuştur: o"24 Ekimde sayım var. Eğer CHP kazanırsa, size soru- lacak suallerden bir tanesini salon doğru cevaplandırmayın. Bu sual- ler, CHP'nin iktidarda bulunduğu sırada hazırlanmıştır. CHP size, evi- nizde kaç oda bulunduğunu sordur- maktadır. Bir defa, evinizde kaç o- da bulunduğundan kime ne? Değil mi,-efendim? Böyle sayım olur mu? Ama, CHP'nin maksadı başka. E- ğer evinizde, ev nüfusuna nazaran fazla oda varsa, CHP evinize yaban- cı kimseler sokacak ve bunlarla o odaları paylaşmaya, sizleri mecbur edecektir. Rusyada da, bu böyledir. Orada da, ev sıkıntısından, bir kaç aile aynı dairede oturmaktadır. Ta- bii, herkes herkesin karısıyla, kızıy- la yatmaktadır. Bir kaç aile aynı a- partmanda kalır da, başka türlüsü olur mu? Onun için, aman, bir de- fa sakın CHP'ye oy vermeyin. Son- ra, CHP kazanırsa, sayım günü me- murun soracağı bu suale salon doğ- ru cevap vermeyin. Bizim görevi- 6 Kasım 1965 miz, tabii sadece sizi ikaz. Artık, ne yapacağınızı AŞ mi. CHP ye oy verir misiniz, karın kızı- nızın yanma başka er ekler ilmek ister misiniz, oda sayısını doğru söyler misiniz, bütün bunlar sizin bileceğiniz işlerdir. . Biz kimsenin oyuna karışmayız. oOy, mukaddes- tir!" Gerçi 10 Ekimde seçimleri CHP kazanmamıştır ama, bu propagan- da bir çok kimsenin zihninde yer et- mİŞ, bunlar "ne olur, ne olmaz; gün olur, harman olur" demişler ve yazılı bir vesikanın üzerinde ev- lerindeki gerçek oda sayısının bu- lunmasını ve oraya (yabancıların yerleştirilmesi tehlikesini önlemek için o suali idare etmişlerdir. İdare Partinin politikası Haftanın başında Pazartesi sabahı, Bakanlıklar Postahanesine biti- şik Enerji Bakanlığı binasının bir odasında çok hazin bir toplantı ya- pıldı. Enerji Bakanlığına bağlı bü- tün yüksek memurlar ve genel mü- dürler, toplu halde, karşılarında ko- nuşan kısa boylu, kalın kaşlı, gür saçlı, ince ve tiz sesli adamın yavaş yavaş bir tirad havasına bürünen nutkunu -ister istemez- dinliyorlar- dı. Bu bir veda töreni idi. Eski E- nerji, yeni Sanayi Bakam Mehmet Turgut, nezaketen üzgün görünme- ye çalışan teşkilâtına bir şeyler söy- YURTTA OLUP BİTENLER lemeye çalışıyordu. Tirad bir ara şu şekli aldı: — Mehmet Turgut bir köylü ço- cuğudur, Mehmet , Turgut fakir bir ailenin evlâdıdır.. Anlaşılan bu, yeni Başbakan De- mirel Edebiyatıdır Ve Demirciden arkadaşlarına da sirayet etmiştir. Hatip bir an durdu. Dinleyiciler- den "elbette" diye teşvik (bekledi. Bunu bulamayınca, devam etti: "— Şu anda aranızda bulunan- lardan bazıları bana hücum ettiler. Mehmet Turgut türk çocuğudur, Mehmet Turgut türkü sever, ,Meh- met Turgut yalan söylemez..." Tarzan üslübu ile, kendisinden üçüncü şahıs olarak bahseden ha- tip yine durakladı. Dinleyenlerden ne teşvik geliyordu, ne de tasvip! Baktı olmıyacak, edebiyatı bıraktı ve açık olarak meramım anlatmağa koyuldu: — Bana yöneltilen tenkitler haksızdı! Çünkü ben partimin poli- tikasını tatbik ettim. Benim yerime gelen arkadaş da aynı şekilde dav- ranacaktır... Dinleyiciler o arasında bulunan Türkiye Petrolleri Genel Müdürü İhsan Topaloğlu, Petrol Ofis Genel Müdürü Kenan Onat ve Etibank Ge- nel Müdürü Tahsin Yalabık, one leks kokan bu son söze acı gü- ninni kendilerini alamadı. ar. Mehmet Turgutun yanında du- ran gri elbiseli, seyrek saçlı, orta boylu zat ise, bu son söz üzerine ye- Petrol Ofis Genel Müdürü Onat makamında Bir boy hedefi