blöz, simli ylnden' örülmüş bir elbise de gece elbisesi ihtiyacını mükemme- len karşılar, hem de çok modadır. Beyaz, uzun kollu saten blüzla giyil- miş siyah simli yünden örülmüş bir örgü smokin takımı ise bu yıl Parisli bir büyük terzinin butiğinde teşhir edilmiş ve çok rağbet görmüştür. Bu- nu örgü ören her kadın çok ucuza ına! edebili” GR DRME EK ZEVKTİR. RMAZ V TOZ KALDIRMAZ gır? (AKİS — 647) Nasıl Segilmişti ? K ennedy'y yi, 1960 yılında seçim kampanyasına giriştiği zaman ve daha son- ra Başkan olarak seçildikten sonra sık sık televizyonda seyretmiş ve din- lemiştim, Başlıca özelliği, gerçek bildiği şeyleri, cesaretle ve oy kaybetme kaygusuha kapılmadan halka anlatması idi. Meselâ Birleşik Amerikanın nükleer silâhlar mücadelesinde Rusyadan geri kaldığını ve bunun hür dün- ya için büyük bir tehlike teşkil ettiğini, Birleşik Amerikanın yalnız Birleşik Amerikadan değil, bütün hür dünyadan sorumlu olduğunu, kabuğuna çeki- lip müreffeh ve mutlu yaşama hayaline kapılamıyacağını ilk defa acı bir dille, halka o anlatmıştı. Gene amerikalılar, müreffeh Birleşik Amerika top- raklarında aç ve eğitimsiz kalmış yüzbinlerce amerikalının bulunduğunu, ke- sin rakamlarla, onun ağzından öğrenmişlerdi. Kennedy, Güneyin oyunu kaybetme pahasına, Amerikadaki Zenci Dâ- vasının hüp insanlık anlayışına göre halledilmesi gerektiğini de, sakınmadan, bütün seçmenlerinin önünde, televizyandan haykırıyordu. Kennedy dışta kuvvetli olmanın en başta içerde kuvvetli olmaya dayandığını belirtirken, memleketinde, eşit hakları ve sosyal adaleti uygulamak için çalışacağını da hiçbir zaman. açıkca söylemekten geri kalmamıştı. O, seçim kampanyasında olsun, seçildikten sonra olsun, halkla, bir po- litikacıdan çok, daima bir eğitimci olarak konuşmuş, bu yolda oy kaybet- meyip oy kazanacağına inanmıştı. Çünkü Kennedy'ye göre - bunu defalar- ca ifade etmiştir -, büyük halk kitleleri belirli eğilimlere sahiptirler ama, bu eğilimler her ne olursa olsun, güzel idealler etrafında toplanmaya hazırdır- lar ve gerçek politikacı, gerçek lider odur ki halka aradığı bu iyi yönü gös- terir, bu yolda çalışır. Son olarak Zenci Dâvası konusunda, bütün Parlâmento tyelerini, oy kaygusundan ve bölgesel duygulardan uzaklaşarak milli bir politika etra- fında toplanmaya dâvet etmişti. Fakat bu, Kennedy için bir yenilik değildi. Kennedy, Amerika Birleşik Devleti Başkanlığına gelmeden, zaten bu fikirle- rini ve inançlarını savunmuş, bunlara dayanarak kuvvet kazanmiştı. Ken disi katolik olmasına rağmen, katolik dinine mensup kimselerin Kiliseye fazla bağlı gm gerekçesiyle, bir hastahane başhekimliğine bile ge- tirilmemeleri teamülünü bnimsemiş bir memlekette devlet başkanı seçilmişti. Kennedy'yi öldürten çetenin hangi saikle hareket ettiği henüz bilinme- mektedir. Ama Kennedy'nin Amerikada nasıl ğa geldiğini gördük- ten sonra, onun Amerika için fazla ilerici olduğu tezini savunanlara hak vermek mümkün değildir. Bir seçimi bu yüzden kazanmıştı, İkinci seçim ise çok yakındı. Eğer onu öldürenler, onun tekrar seçileceğinden emin bulunma- saydılar, gelecek seçim kampanyasına kadar sabrederlerdi. Tesir dıştan da gelse, içten de gelse, olay muhakkak ki, çok küçük bir zümrenin marifeti olarak hazırlanmıştır. Başka iddiaları ileri sürmek amerikalıları biç tantma- mak olür, Memleketinin içinde ve dışında insan haklarının i numaralı savunu- cusu olan Kennedy'nin fikirleri ve inançları, öyle zannediyorum ki, gelecek seçimlerde de amerikalılara hâkim olacak ve onları Kennedy'nin çizdiği ile- riye bakan yol üzerinde bir kere daha toplıyacaktır. Jale CANDAN AKİS /27