DUNYADA OLUP BITENLER A.B. D. Bir ışık söndü (Kapaktaki Başkan) gağnak yağışlı geçen bir geveueri suri- ra, Texas güneşi, geçen hafta Uu- ma sabahı Dallas şehri üzerinde yeni- den parlamaya başlamıştı. Güneşi gö- ren Texas'lıların büyük bir çoğunluğu yollara döküldü. Hepsinin gözlerinden önemli bir konuk bekledikleri okunu- yordu. Gerçekten, özellikle Demokratların günlerdir etrafa duyurmaya çalıştık- ları gibi, o gün Başkan Kennedy Sergi Sarayında önemli bir konuşma yapmak üzere Dallas'a gelecekti. Demokratlar bu gezinin programını günler öncesin- den yayınlamışlar, Başkanın geçeceği yolları günler öncesinden halka bildir- mişlerdi. Programa göre Başkan Ken- nedy ve yanındakiler o gün öğleye doğru Fort-Worth”dan Dallas hava a- lanına gelecek, orada başkanlık araba- sına binerek şehrin en işlek caddele- rinden ağır ağır ilerleyip Sergi Sara- yına gideceklerdi. Başkanlık arabası üstü plâstik kaplı muhteşem bir limu- sindi, fakat o gün hava sıcak, Texas'- lar da çok sıcakkanlı oldukları için açılır-kapanır plâstik kapak kaldırıl- mıştı. Başkan “hava alanına indiği 2a- man kendisini Texas valisi Conaliy karşıladı. Kısa'bir törenden sonra oto- mobillere doğru gidildi. Başkan ve Ba- yan Kennedy, Başkan Yardımcısı Johnson, Conaliy ve karısı muhteşem limusine bindiler. Bayan Kennedy arka sırada oturuyordu, sağında (Başkan Kennedy, solunda da Conaliy vardı. Herkes yerini aldıktan sonra işaret ve- rildi, önce bir polis arabası, arkasın- dan başkanlık limusini, onun arkasın- dan da diğer arabalar şehre doğru İler- lemeye başladılar. Üç kurşun sesi ol boyunca sıralanan Dallas'lıların Kennedy'ye gösterdikleri (oyakın'ık o kadar büyük oldu ki, buna Kennedy ve'çevresindekiler bile şaştılar demek yanlış olmaz. Çünkü. Dallas ötedenve- ri çok muhafazakâr bir çevre olarak kesin -durumdan hiç hoşlanmıyordu. Hattâ bu tutum yüzünden Dallas'lıla- rın şimdiye kadar bağlı kaldıkları De- mokrat Partiye bir kere daha oy vere- cekleri pek sanılmıyordu. Geçen ay bir konuşma yapmak üzere Dallas'a gelen Demokrat Parti ileri gelenlerinden ve Birleşik Amerikanın Birleşmiş Mıl- letlerdeki temsilcisi Stevenson konuş- masını tamamlamaya fırsat bulama- vurulduktan Megum 66 yen bir gerici topluluğun o saldırısına amış, kafasına indirilen sopaların lime birkaç günde kendini zor t0- parlamıştı. Fakat şimdi görülüyordu ki Dallas'lılar ne de olsa Başkanlarına bağlı kalmışlardı, onu alkışlamak işin birbirleriyle yarış ediyorlardı. Görünü- şe bakılırsa, Kennedy, önümüzdeki seçimlerde buraların oyunu Kendi ce- binde sayabilirdi. Kennedy ve yanındakiler bu düşün- celerle mutlu, Dallas sokaklarındâ iler- lerken, “birden üç el silâh sesi duyul- du. Önce etrafındakiler bunu aşka ge- len bir Texas'lınin havaya sıktığı kur- şünlar sandılar. Fakat aradan bir an bile geçmeden, arka arabalardan birin- den “Başkana ateş ediyorlar, Başkana ateş ediyorlar” feryadı yükseldi. Ortalık önce birden karıştı, sonra, başta ön- deki polis arabası olmak üzere bütün kafile hızlandı. O sırada Başkanın a- rabasına bakanlar, Kennedy'nin, karı- sının kolları arasında hareketsiz yat- makta olduğunu gördüler. Bayan Ken- nedy, “Hayır, hayır” diye kekeliyordu. Bu olay geçtiği sırada saat tam ya- rTundı. Aradan yarım saat bile geçme- den, derhal Parkland Hastahanesine götürülen Başkan Kennedy, yapılan bütün insanüstü çalışmalara rağmen, karısının kolları arasında hayata göz- lerini yumuyordu. sonra, çekilen ilk fotoğraf