4Acı dolu şaşkınlık yaşkan Kennedy'nin karayazısı Bir- leşik Devletlerin doğu yarısında du- yulduğu zaman amerikalılar daha öğ- le yemeklerini yeni yemiş, işbaşına dö- nüyorlar, batı yarısında da öğle ye- meğini yemek üzere işlerinden ayrılı- yorlardı. Haberi alan herkesin ilk tap- kisi, inanmazlık oldu. Sonra, birbir- lerinden gizlemek isteyen bir sesle, “Aman Tanrım, Başkan ölmüş” dedi- ler. Bütün yüzler hüzünlendi,: New York gibi yalnızlar diyarında bile tii- saniar birbirlerine yaklaşarak küme- lendiler, yalnızlıklarını daha çok duya- rak bg televizyonların başına çöktüler. AK ölümü Avrupada duyul- duğu zaman da, avrupalıların büytik çoğunluğu yataklarına girmek Üzerey- di. Işıklı başkentlerde tiyatroları dol- duranlar haberi perde arasından aliı- lar, evlerinde oturanlar radyo ve tele- vizyondan öğrendiler. Siyasi inançıarı ne olursa olsun, herkesi acı dolu bir şaş- kınlık sardı, daha sonra şaşkınlık da- gıldı, herkes acısıyla (o başbaşa kaldı. Dünya cesaretli, bilgili, barışsever bir lider kaybetmişti, Buckingham Sara- yındaki Kraliçeden Kremlindeki Krut- Çefe kadar herkes, bu konuda fikir bir- liğine varıyordu. Eski asker De Gaul- le'e göre de, Kennedy tam askerce, ateş altında ve vatan hizmetinde ölmüştü. Tarihin tozlu sayfaları biraz karış» tırılırsa, Birleşik Devletlerde, Ken- nedy'den önce üç başkanın daha sui- kaste kurban giderek öldüğü görülür. Bunların birincisi, adı hâlâ kalplerde Kennedy ailesi Yaşh gözler Ne ayıp şey! Amerikan polisi, bütün dünyanın nazarında son derece kötü bir not *)- miş bulunuyor, Bu not, Cumhurbaşkanı Kennedy'yi değil, onun katili Lee Oswald'ı koruyamamış olmasının neticesidir. Cumhurbaşkanı Ken- nedy polis tarafından korunmamaktadır, Muhafızları, Gizli Servis deni- len teşkilâtın mensubudurlar ve doğrusu istenilirse, bir noktanın ötesin- de ellerinden gelecek fazla bir şey yoktur. Bir katil, kortejin geçeceği yol- daki binlerle binanın onbinlerle penceresinden birinde pusu kurmuş, dür- bünlü tüfeğiyle nişancılıktaki meharetini ispat etmiş, Gizli Servis bunu elbette ki önleyemez. Zaten, bir kimse bir başkasını öldürmeye karar verip de buna mukabil kendi hayatını fedayı göze aldı mı, ortada sadece bir tek hakem kalır: Şans. Şans öldürülmek istenilenden yanaysa bir mili- metre veya bir saniye hatası kendisini kurtarır, öldürmek isteyenden ya- naysa gaye tahakkuk eder. * Ama, Kennedy'nin katilinin öldürülmesi! Bu, affedilmez bir hadise- dir ve Amerikanın dünyadaki itibarına büyük zarar vermiştir. Bütün dünyanın, genç Başkanın alçakça öldürülmesi karşısında ne hissettiği ortadadır. Herkes, katile karşı hınç ve nefret duygularıyla dol- muştur. Onun yakalanmış olması memhunluk uyandırmıştır. Ama bek- lenen bir açık rejime, Amerikanın dünyada önderliğini yaptığı hukuk dev- letine yaraşan bir yargılamadan sonra mesiydi. Yoksa, Ceu- gel Kanununun tatbik edildiği bir geri toplumda, Lumumbayı öldürür gibi Başkan Kennedy'nin katilinin karnına tabanca dayayıp ondan intikam almanın hiç bir asil ve tasvip edilecek tarafı yoktur. Katilin katilinin hü- viyeti ve şahsiyeti olayı daha tesirli kılmaktadır. Kaldı ki Lee Oswald, yüzündeki çürük ve berelerin isbat ettiği gibi “hayli zorlanmış” bulunduğu halde Kennedy'yi öldürdüğünü itiraf etmiş değildi. Onun, polislerin arasındayken ve âdeta göz göre göre ortadan kals dırılmış olması hem çok lâfa yol 'açacaktır, hem de vicdanlarda bir tereddüt yaratacaktır. O öldürüldükten sonra tedavüle çıkarılan “tüfex- te avucunun izi era “odasında işaretlenmiş bir harita ele geçirildi” tertibi lâfla; polisinin alnına yapışmış bulunan kara damgayi kolay kolay -allara lasik keşifler değildir. Her halde, bir katilin karnına dayanıp ateşlenen tabanca dünyan'n dört bir köşesinde Amerikanın itibarının artmasına yardım etmemiştir. Buna sebep blanlar cezalandırıldıkları takdirde hukuk nizamı aldığı yas rayı kısmen tamir edebilecektir. yaşayan, büyük Abraham Lincoln'dür. Amerikadaki zenci köleliğini kaldırma- yı kendine bayrak edinen Lincoln, 1865 Nisanında Washington'da bir ti- yatroda öldürülmüştür. Talihin garp bir cilvesi “Kennedy, daha geçen Salı günü, Lincoln'ü.anmak İçin yapılan bir toplantıya. bir mesaj - yollamıştı. Suikaste kurban gidip ölen ikinci A- merikan başkanı da, 1881 yılında bir tabancaya hedef olan James A, Gar- flield'dir. Pig üçüncü olarak, 1901 Eylülünde rülmüştür. Buylardan başka Başkan Roosevelt'e de 1933 Şubatında Miami- de bir suikast tertiplenmiş, fakat kur- şun Roosevelt yerine Şikago Belsdiye başkanını öldürmüştür. Ayni şekilde 1950 yılında Başkan 'Truman da öldü- rülmek istenmiş, fakat-atılan kurşun- lar bir muhafızın ölümüne yol açmak- de, Başkan MeKinley öldü- tan öteye gidememiştir. Buna bakarak Amerikan ww. rının her zaman ölümle karşı karşıya bulunduklarinı söylemek, bu bakımdan Kennedy'nin” ölümünü “beklenen bir olay gibi. karşılamak çok yanliş olur. mak için sön derece dikkatli davranır- -lar, çoğ Kere çok sıkı güvenlik tedbir- olarak, leri alirlar ama, bünlar genel korkulu Tüya görmemek için yapılan işler olmaktan öteye" gitmez. Sulkasle kurban giden ön son başkanın #lil- münden buyana yarım yüzyıl geçtiği» ne göre, herhalde bir süredir başkan- ların güvenliği meselesi o kadar önem- libir sorun olmaktan çıkmıştı. fa . Kennedy'ye oynanan aci oyun, şim di Başkanların gap e görevli olanlara biraz daha EN