10 Ağustos 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

10 Ağustos 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ss | Türkiye Yeni mevsime doğru İçinde bulunduğumuz Ağustos ayı, türk film yapımcıları için en ha- reketli ay sayılır. Oyuncular, fotoğ- raf direktörleri ve rejisörler durma- dan o firmadan bu firmaya taşınırlar ve gelecek yeni sinema omevsiminizi filmlerini tamamlamaya o çalışırlar. Yalnız stüdyolar boştur ve sıralarını beklemektedirler. Yapımcılar, oyun- cular; fotoğraf direktörleri ve o reji- sörler çekimi bitirdikten sonradır ki, stüdyolar faaliyet devresine girerler. Stüdyolarla yapımcı şirketlerin ara- sındaki oran son derece dengesiz ol- leriyle konuşmadıklarından, rin seslendirmelerinde de çeşitli zor- luklarla karşılaşılır. Türk filmlerin- deki erkek kahraman üç-dört dublaj sanatçısı arasında opaylaştırılmıştır. Bu paylaştırılma, sonradan seyirci üzerinde ters etki yaratacak sonuçlar da doğurur. Örneğin, ayni o stüdyo- dan çıkma, teknik işleme uğramış dört filmdeki dört ayrı kahramanı ayni dublaj sanatçısı konuşmakta ve seyirci, kikleri birbirine -çok tabii olarak- karıştırmaktadır. Yeni çalışmalar Y eni mevsim için her üç kuşak-eski, orta ve yeni - rejisörleri de faali- yet halindedirler. Yaşayan rejisörle- rin içinde -Muhsin Ertuğrulu say- mazsanız- en eskisi olan Faruk Kenç- Ahmet Mekin, Gülgün Ok ve Ahmet Tarık Tekçe ile birlikte-, sinemamız- da yeri olmayan ve olma ken bir türü, çöllerde kâyeyi «Çöl Kanu dir. Başlangıcından bu yana anca iki filmiyle -"İstanbulun Fethi" ve "Ankara oEkspresi"- yarım bir ilgi çeken Aydın Arakon, "Fosforlu Çev- riye" ler furyasından sonra odurul- muş ve bu yıl yapımcı ile ilişkisi bir füme -"Uçurumdaki Kadın" kadar düşmüştür. Yine eski kuşaktan öncü Lütfi Ö. Akad, ardı sıra gelenlerden Çetin Karamanbey ve örneği rejisör- ler, yapımcıdan pek yakınlık görme- meler ve yeni mevsim için film çe- kimine girmemişlerdir. Tenkitoüerce geçen yılın en ba- şarılı rejisörlerden sayılan Metin Erksan, bu mevsim için bir önceki yılın ilginç filmi "Yılanların Öcü" türünden bir filmle "Susuz Yaz" NE M A yeni mevsime girecektir. o Hikayeci, şair, tiyatro yazan ve çevirgen Ne- cati Cumalının aynı adı taşıyan uzun hikâyesinden "Susuz Yaz", den cinayet işleyip ohapse giren iki kardeşten dışarda kalanın içerdeki- nin karısıyla olan ilişkisini ve çev- reyi inceleyen sağlam bir o hikâyeye dayanmaktadır. Çokluk, psiko-sosyal davranış ve ilişkilerin incelenmesine dayanan konunun, Enksanın iyi bir sinema diliyle (oOüstesinden gelmedi . moda in 4 sinema mevsimi için moda, polisiye filmler modasıdır. Geçen yılın komedi filmleri modası, yerini polisiyelere terketmiştir. Arada öbür türler de denenmekle beraber, ağır- lık polisiyelerdedir. Orta kuşağın adı iyiye çıkmış bütün rejisörleri bu türü denemektedirler. Atıf Yılmaz, geçen yılın duraklama ve gerilemesini bir Murat Davman aktarması olan "Ez- Habercisi" ile önleyebilecek "Avare Mustafa" ile durak- lama çağından doğruca çizgili yola giren, fakat "Kısmetin En Güzeli" ve "Belâlı Torun" da modaya uyma zorundan şaşkınlığa uğrayan Memr- duh Ün, "Bire On Vardı" ile "Üç Ar- kadaş" tan sonra "Avare Mustafa" daki doğru çizgili yoluna (yeniden girebilecek midir? "Namus Uğruna" da şimdiye ka- darki sinema serüveni boyunca yap- tıklarının en güzellerinden derlediği bir antoloji ile seyirci karşısına çıkan Osman F. Seden, yeni yılın modası "Yaralı Aslan" la yine eski (Seden olabilecek midir? Bütün bu soruların karşılıkları ancak yeni mevsim için- de, adıgeçen rejisörlerin filmleri gös- terildikten sonra alınacaktır. Yeni kuşak rejisörleri, eski o ve orta kuşaktan birçok rejisörün miad doldurmaları yüzünden bu (mevsim göçen yıla karşılık daha fazla film çevirme imkânına sahip olmuşlardır. Orta kuşakla yeni kuşak çizgisi ara- sında kalan Ertem Göreç, iki yeri filmini bitirmiş Oodurumdadır: o Al Capp'ın ünlü resimli roman kahra- manı "lal Abner-Hoş Memo" ya ör- nek olarak çizilen "Cicican" ma aktarması ve "Ayşecik Prenses". Adı çok yaygın, okur ve seyirci tekeline girmiş iki ünlü kah- ramanın serüvenlerini anlatan bu filmler, Göreç için ya tehlikeli, oya da tam tersi, fayda getirici o acak- lardır Halit Refig ise yeni kuşağı o bir- kaç yeni rejisörle birlikte temsil et- mekte ve uç noktası olmaktadır. Re- fiğin yeni mevsim için iki filmi ha- zırdır: Birincisi oOgeçenlerde biten Moskova Film Festivaline de katı- lan "Şehirdeki Yabancı" ve "Şafak "Bekçileri". Başlangıçtaki o kişiliğin- den beklenmeyecek bir atakla o s0s- yal konulara eğilen Refiğ, "Şehirde- ki Yabancı" sı ile yeni mevsimin ü- zerinde durulmaya değer filmini or- taya koyacaktır. Aynı yolun yolcuları yılın en "hızlı" rejisörleri, o geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Nejat Saydam, Ülkü Erakalın ve Arşavir Alyanak üçlüsüdür. Çabuk, kolay ve çokluk hikâyeye dayanan ve resimli roman niteliği (taşıyan filmlerin bu rejisörleri yeni mevsi- min çalışmalarına daha onikinci ay- da başlamışlar ve bugüne kadar dur- durak tanımamışlardır. Yine her üç rejisör de tek bir tür üzerinde gitme - mektedirler. Eski, yeni her türü ve her modayı denemekte, birbiri arka- sından filmlerini Oo çevirmektedirler. Üçü içinde bir dönüş yapması bek- lenen tek kişi, Erakalındır. Furya içindeki hızını kesebildiği (takdirde Erakalın belki - o da belki - bir şey- ler yapabilecek intibaıı vermemte- dir. Erakalın için sınav filmi, bu mevsim kendi adına kurduğu şirke- tin yapacağı "Bütün Suçumuz Sev- mek"tir. Filmin oyunculuklarını ise Tür- kân Şoray, Tanju Gürsu, Çolpan İl- han ve taret Günay yapmaktadır. Saydam, "Küçük Hanım" serilerini bırakmıştır. Bu bırakış so- nucu Saydam serbest çalışma imkâ- nına kavuşmuş, fakat bu da kendisi- ne bir değişme getirmemiştir. Say- dam, başlangıç yıllarının "Son Saa- det" ve "Kin" deki iyi niyetini çok- tan kaybetmiş bir rejisörüdür. Yeni- den bir dönüş ve değişme yapması ancak mücize sayesinde olabilir ki, türk sineması mucizenin hiç olmıya- cağı tek sinemadır. Geriye kalanlardan, sıra rejisörü kardığı Nevzat Pesen, bu yıl bir ti- fikir verecektir. AKİS/33 kitçilere

Bu sayıdan diğer sayfalar: