10 Ağustos 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

10 Ağustos 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER 8 numaralı Başbakan Yardımcısı birden ciddileşti ve: "— Bi i mumi tutum tabii olarak bazı hâdiselerle karşıla- şıyoruz. Koalisyonun devamı hangi parti partizanlık yaparsa di- gerleri direnme haklarını kullanacak ve fakat ortaklık yürüyecektir" de- di. İşin aslı DP... ifadesinde tam aksini bu- 'Alicanın Muhtırası" meselesi, yazın sıcağından kavrulan Başkent- te, bilhassa siyasi kuliste, pek yankı yapmadı. CHP'li bir yetkili, muhtıra hakkında şöyle dedi: "— Alican hem sıcaktan, hem de teşkilâtının baskısından bunalmış o- lacak ki böyle bir iddia ile ortaya a- tıldı. Aslında ortada incir çekirdeği- ni dolduracak bir şey yoktur. CHP'- de mesele konuşulmamıştır bile..." Gerçi hakikat böyleydi ama, gene de bir takım CHP'liler meseleyi bir başka yönden ele aldılar. Onlara gö- re, Alican her fırsatta böyle birta- kım iddialarla ortaya çıkıyor ve işle- ri karıştırıyordu. Bunun için bu de- fa hiç değilse bir tedbir düşünmekte fayda vardı. Tatilde Ankarada kalan m Talât Oğuz-Mar- HP milletvekili: bir önerge ile CHP Grup Başkanlığına müracaat ederek mesele hakkında CHP içinde bir Genel Görüşme açılması lüzumu- nu belirtti. Oğuz, önergesinde, Hükümetin ku- ruluşundan bu yana Koalisyonun bir kanadını teşkil eden YTP'nin bu tip meseleler ortaya çıkararak Hüküme- tin çalışmasını kösteklediğini ileri sü- rüyor ve artık buna bir çare aran- masının gerekli olduğunu ifade edi- yorum. Mardin milletvekili, haftanın ba- ronda Sah günü, Anadolu Kulübü- nün yemek salonunda bir gazeteciye şunları söyledi: — Alican gene eski türküsünü ağırmağa başladı. CHP partizanlık apıyormuş. İşte yarın Mardine, se- nin bölgeme hareket ediyorum. Ora- dan vesikalarla döneceğim ve kimin partizanca hareket ettiğini ortaya oyacağım. Bu düpedüz, Hükümetin ılışmasına sekte vurmaktır. Oğuz bir bakıma haklıdır. Alican, teşkilâtının» "hiç bir yorsu- nuz, reyleri AP'ye kaptırıyorsunuz" sözleriyle ifade edilen o feveranını bastırmak için çareyi İnönüye muh- tıra kaleme almakta bulmuştur. AKİS/10 Talât Oğuz Şamara şamar Fakat - Alicanın bu taktiği hafta- nın başında iflâs etti. Başbakan İs- met İnönü, İstanbuldan Ankaraya döner dönmez, I numaralı Yardımcı- sını arattı. Alican Ankarada yoktu. Dördüncü aramada, Alicanın, Adar pazarında hafta sonu tatili yaptığı anlaşıldı. Salı günü saat 15'de yapı- lan Bakanlar Kurulu toplantısına ise Alican tamı tamına 45 dakika geç geldi. Kapıda kendisini (gazeteciler karşıladılar. Bir -muhabir, o Alicana, CKMP'li o Başbakan (Yardımcısının kendisi hakkındaki sözlerini naklet- ti ve bu konuda fikrini sordu. Ali- can bu suale açık bir çehre ile şöyle cevap verdi: " — Ben beyanatı daha okuma- dan!" Sonra merdivenleri çıkmağa baş- ladı. Bu sırada yolu. Hürriyet gaze- tesinden bir muhabir tarafından ke- sildi. Muhabir Alicana "— Beyfendi, sizin muhtıra ove- riş tarzınız bir parça (o yadırgandı. Koalisyon içinde olduğunuzdan, me- seleyi kabine toplantılarına intikal ettirmenizin daha yerinde olacağı söyleniyor, ne dersiniz?" diye sordu. Alican suali, merdivenlerin son bar samağından cevaplandırdı: — Herkesin bir metodu vardır." Bir başka muhabir, Alicanın ar- kasından: " — Tıpkı Gümüşpalanın metodu, değil mi?" diye seslendi. Fakat | numaralı Başbakan Yar- dımcısı bunu herhalde duymadı". Haftanın başındaki Salı günü ya- pılan Bakanlar Kurulu toplantısında Koalisyonla ilgili tak kelime sarfedil- medi. Ertesi gün İnönü, saat 10.45'de Hasan Dinçeri çağırttı ve kendisiyle muhtıra konusunu görüştü. Üç Baş- bakan Yardımcısının katıldığı o bir ortak toplantı yapılması kararma va rıldı. Fakat Alican, Demir ve Çelik tesislerini teftiş etmek için Çelikbaş ile birlikte Karabük ve Ereğliye git- tiğinden, toplantı yapılamadı. Koalisyonla ilgili toplantı muhte- melen haftanın sonunda o yapılacak- tır. Gerçek şudur ki, bu toplantının adı hiç bir zaman "Koalisyonun ka- derini tayin eden toplantı" olmaya- caktır. Dış Yardım Aceleci bir zat rance Press'ın Ankara muhabiri İlhama Şükrü Pojatay yerinden e bir solukta Hazine Ge- nel Müdürü Memduh Aytürün yanı- na yaklaştı we? — Bir dakikanızı daha istirham edeceğim beyefendi, kısa bir sualim yar. Bir dakika lütfen" dedi. Aytür önce oturduğu rahatsız rahatsız kıpırdandı, buruşturdu ve sonra başını sallıya- rak, kelimeleri ağzında gevelercesi- ne bir şeyler mırıldandı. Salonu dol- duran gazeteciler Aytürün sözlerinin ancak son birkaç kelimesini işitebil- diler: "— Peki, ,sorun, ama çok kısa ol- sun lütfen. koltukta Polatay biraz bozuldu ama, geni de fırsatı kaçırmak istemedi ve ken- dine has konuşma tarzıyla kelimele- ri çabuk çabuk telaffuz ederek: "- 5 Yıllık Planda öngörülen he- deflerden biri olan yüzde 7 kalkın- ma hızına bu yıl erişilebilecek mi- dir? Bu hususta Konsorsiyum- Baş- kanının fikri nedir?" Aytür bu sefer, yüzünde o geniş bir tebessümle Konsorsiyum Başkana Von Mangoldt'a eğildi ve Polatayra sorusunu İngilizce olarak tekrarla- dı. Doğrusu, bu kadar kolaylıkla ce- vaplandırılabilecek bir soruyla kar- şılaşacağını ummamıştı. o Konsorsi- yum Başkanı, Polatayın sorusunu hiç acele etmeden, tipik bir alman ak sanıyla ayakta cevaplandırdı: "— Şimdiden yüzde 6 oranında bir hıza ulaşmış durumdasınız. Plan-

Bu sayıdan diğer sayfalar: