YURTTA OLUP BİTENLER Ereğlide tahmil-tahliye işleyen o saat kredi de kullanılmıştır. Nihayet Cha- se bankasından 5 milyon dolarlık bir kredi sağlanmış ve bu avrupa kredilerinin ilk taksidinin kapatılma- sına yatırılmıştır. Bu, Ereklinin 3500 dönümlük ara- zisinde yatan 1I milyar 636 milyon li- ranın dökümüdür ve bu paralardır ki o çevrenin taşını ve toprağını altın yapmaktadır Güzel ufuklar p'esli tesisleri bugün en alâka çeki- ci devresindedir. o 150'si yabancı 8900 kişi arılar gibi çalışmaktadır. Çalışanların miktarının bu kadar faz- la olması, işin zirvesinde bulunması nın neticesidir. Daha az insanla baş- lanılmış, bu seviyeye gelinmiştir. Bun dan sonra yokuş aşağı inilecek ve 1965 yılının İlkbahar başlangıcında 2. De- mir-Çelik tam istemle çalışmaya ko- yulacaktır. Ama bu, sektörlerin 1965 İlkba- harını bekleyeceği mânasına alınma- malıdır. Kuvvet santrali 1964 Hazira nında faaliyete geçecektir. 1964 Ma- yısında, ham maddesi dışardan geti- rilmek şartıyla teneke istihsali başla yacaktır. 1965'te 363 bin tonluk ma- mul ve yarı mamulün istihsali devresi açılacaktır. Bu istihsalin esası teneke, levha, sıcak çekilmiş saç, soğuk çe- kilmiş saç, boru bandı ve blumdur. Blum denilen kalın kütükler hariç, is- AKİS/16 tihsalin senede bize kazandıracağı dö viz miktarı 60 milyon dolar, yani ya- rım milyar liradır. Bugün, bunun an- cak yarısı kadar ithalât yapılabilmek tedir. Yani fabrika, kendisiyle alâka- lı sahada yüzde yüz nisbetinde bir madde bolluğu, dolayısıyla iş hacmi yaratacaktır. Ereğlinin 3500 dönümlük arazı par çası üzerinde bu dev tesis yükselir- ken bunun can damarını teşkil edecek liman inşaatı da hızla ilerlemektedir. Bu liman ihaleye konulduğunda birbi- rini çok az tutan tekliflerle karşıla- şılmıştır. Çeşitli ciddi yerli ve yaban- cı firmalar milyon lira hesabıyla şu vr vermişlerdir: 37-47-58-64-83. Um üdürlük ve İdare Meclisi en ucuz teklife işi kapatmak zorun- da olmadıklarından uzun uzun düşün müşler ve en elverişliyi aramışlardır. En elverişli olarak kendilerine 47 mil yon lirayı teklif eden bir türk firma- sı görünmüştür. Liman-inşaatı böyle- ce Fevzi Akkaya Sezai Türkeş şirke- tine verilmiştir. Şimdi, memnunluk- la görülen, bu şirketin işi zamanında da değil, zamanından önce bitireceğ:- dir. Zira aran çalışılmaktadır. Ama neden elliye si liman ini uğradıklarında, ayağın ucu cinsten bir yerli blucin bulunan, ri lı uzamış, iri burunlu, fasında bir uydurma kasket, kırtıpil kılıklı bir a- damın bir ustabaşı gibi işlerin başın- da herkesten fazla çalıştığını görmek tedirler. Bu, 47 milyon liralık ihaleyi almış bulunan Yüksek Mühendis Fev- zi Akkayanın kendisidir ve amerika- lılar bu adamın liman inşaatında kul- landığı bir çok usulün patentini ken- disinden almışlardır. Zaten bu, Ereğlideki hususiyettir. Ereğlide "dalga geçen" bir tek adam görmek imkânı yoktur. Bu, iyi orga- nize edildiği takdirde "tembel türk- ier"in mükemmel neticeler aldıkları- nın bir delilini teşkil etmektedir. Ya- bancı memleketlerde, yetişmiş, oralar daki çalışma tekniğini öğrenmiş ve benimsemiş, koordinasyon kurma u- sülüne ovakıf, bir işi başar ya ulaş- tırmamın ilk şartının o işi benimse- mek olduğunun farkında genç mü- hendis ve teknisyenler Ereğli yesini bir "çalışanlar şantiyesi" ne getirmeye muvaffak olmuşlardır. Düşünmek lâzımdır ki bu sistem i- çinde, işin zamanında bitirilmesi i- çin malzemenin yabancı memleketler- den zamanında alınmasına, zamanın- da yüklenmesine, vapurların zamanın- da Ereğliye gelmesine,- yükün zama- nında boşaltılmasına, boşaltılan mal- zemenin inşaat sahasına zamanında gelmesine, montajının zamanında ya- pılmasına, bunların gireceği binaların zamanında yükselmesine ve zamanın- dı, zamanında, zamanında bir çok şe- Ereğlide Demir - - Çelik İşletmesinin bir köşesi Türkiyede de bir mucize