YURTTA OLUP BİYTENLER sertliği ile İşlemektedir, eğilimeyi red- — Rıtkı Atay deden her yaştan gazeteci evde bavu- r " hapistedirler, Basın Kanunu aynı lunu hazırlamaktadır. fakat — Falih"” sında genç Beyhan Cenkçiye tıgıâ(h alih Rıfkı Atay, Adnan Menderes tarafından affe- dilmiş bulunuyor. Geçen haftanın ortasında İstan- ok ri Temyizce tasdik edilir edilmez giriştikleri manevra böylece meyvasını vermiş oluyor. Meyvasını vermiş oluyor ve manevranın üzerine iki “Dünyevi pazarlık- çı”nın aylardan beri sürmeye çalıştıkları cilânın son kırıntıları da hazin bir şekllde dökülüyor. Zira ayn niakaleyi neşreden genç ü Arman, bir manovra_vı hatırına dahi ge tlrmemenin şerefli cezasını şu anda Ankara Hiltonun demir parmaklıkları arkasında öde- edir. İhtimal ki bunun kendisi için tek mükâfa- tı, )arın Falih Rıfkı Atay ile karşılaştığında “Dün- yevi pazarlıkçı”nın gözlerinla içine dimdik — bakabil- mesi olacaktır. z.ınnedl)oı' ki bu topraklar üzerlnıl.e herke- sin kafasına iyilerin -suvuna zidenlerin— mü tülerin -suyuna gitmeyenlerin- ce eceği Hkrl bir kere yerleştirilirse, ortalık süt lın lacaktır. He- sap, yanlış bir hesaptır. Böyle fikirlere kafasında as- la yer olmayan koca bhir neslin yetişmiş bulunduğu a- çık bir hakikattir. Bu nesle birkaç kişinin verecekleri ters misaller suyun akışını değiştirmeyecektir. Su, on- ları bh- kenarda bırakarak, varacağı yere mutlaka va- racaktır ve o nesle aradığı misalleri başkaları, kendi- Jerine çektlrllen insafsız eziyetleri dudaklarında bır asla silemlyecektir ve işte bu tebessüm, son zaferin başlıo:ı âmlll olıwaktı « yevi pazarlıkçı”nın bâdireden başarıyla sıy- rılabilip sıyrılamı yacağı hususunda hiçbir endişe gö- nüllerde yer almamıştır ve meselâ AKİS bugünkü ne- Falih Rıfkı Atay 1t uş!s, 15 EYLÜL 1959 hapis olmanın ıstırabınrı çekmiyecektir. Geçen haftanın orta- — barettir. Bir Falih Rıfkı Atay vardı Ülkü Arman Baş kesilir, eğilmes rini bildirten bilânço iİşte bun t ticeyi haftalarca evvel okuyucularına bildirmiştir. Zl- ra tarafl.ırı iyi tanıyanlar ve bundan evvel cerey: sakaları hatırlayanlar işin niçin başladığını xe nasıl blıeceğlnl kolayca görmüşterdir. Tecrübenin gözü kör değildir. Gerçi “Dünyevt pazarlıkçılar”ın bü- tün İstanbul Basınını arkalarında sürükleme gayret- leri netice vermemiştir. Değişiklik sadece kendi gaze- telerine ve kendi kıymetli mükalelerine inhisar a Mi mıştır. Falih Rıfkı Atay gibi yetmişine yaklaşmmış, şohret b.lhlbl olmuş bir edebi şahsiyetin hapislerde yatmasını arzulamak hiç kimsenin hatırından geçmez. Bu bakımdan hâdisenin pratik neticesi pek sevindiri- cidir. Fakat Ataya bu, aslında, inanılmayacak derece- de pahuh)a odetllmlştlr Bir pazarlık kli, meaela Dün- ya gazetesinin sütunlarını bul bol dolduran resmi ilân- ların —ıantlmlnln 10 liraya çıkarılmusından ve ııym ya- zıdan dolayı, tâviz vermeyi şiddetle reddedenler ha- pis ıatarkm. Falih Rıfkı Atayın viskisini yudumlaya- üşünmi niidir? Düşünürse içinde huzur duyabilecek midir ? Eğer genç ortağına, her şeye rağmen, Sarol va- kasırdan bu yana huzur duymakta ne derece müşki- lât çektiğimi bir ara sorarsa ve genç ortağımın, bu yüz- den, kaç geceler uykusunun kaçtığını, bir takım kim- seleri görmeye, İsimlerini duymaya artık tahammi edemediğini öğrenirse kendisihe ödetilen bedelin, as- lında, ne kadar ağır olduğunu anlayacaktır. Ahmet Emin Yalman ?