15 Eylül 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

15 Eylül 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Makurtos Verdikçe istiyor! nilşünden sonra Anayasa Komisyonu çalışmaları, büyük bir ehemmiyet kazanıyordu. Bilhassa — Rumlar bu Ankara seyahatlerine son derece e- hemmiyet veriyorlardı. Nitekim Cu- ma günü de öyle oldu. Cuma sabahı çıkan Rum grazeteleri, Makarios - Erim mülâkatının ehemmiyetini be- lrtiyorlardı. Toplantı 2 saat 15 dakika sürdü. Saat 19.15'de toplantı salonunun ka- pıları açıldı, mÜzakereciler güler yüz- empoze gibi. bugün de iyimserim” dedi. karada Dişişleri Bakanı Zorlu ve A- tina Büyiülk Elçist Nurettin Vergin 1- le görüşmeler yaptığı sırada da E- mm, Anayasa çalışmalarının munta- zam devam ettiğini, beşinci mıadde ıihtilâfının da halledildiğini Zafer Ra— zetesi muhabirige söylemişti. Erim sözleri pek haksız değildi. Hakikaten tâviz yolu secildikten sonra bir mü- olma- vinınin eşit haklara — axhip mevzuunda cıkan ihtılâ( Erimin ken- di tâbiriyle “mütad” Ankara temas- larımlan sonra çabuc. k T mişti. Türk deleyaayonu, baskanı ile Muavini eşit haklara sa- biptir” tezini bırakıp eşit olmadıkla- Tti hakkındani Makarios terım benim- “Cumhur- Uıtelıiyle ortaya çıktı: Runi ekseri- AKİBS, 16 EYLÜL 19538 Kabrısın Fethi! 1 batırlardadır: “Ya taksim. ya ölüm”" tezini tam mân'»hle benimseyip, “ıııllmx aloyaıı Hnıhr.m D v İktidarı Zürirti'de “Kıhris Cumhuri- yeti” İusl çükbeslim nasıca. Dişişleri Takusn Zaeleyın D& 7 aiğsnde Dü #hI kartupp nnmıııdakl bilyük tmenafeyl örtme vuziflesi ııııı,ıımş ve Kukan 19 9* tlm peotlilikasıdı yu sözlerle açıklarmızlı: $ ir yere varınak İcin. bAZan bhaska vyoldüun gidilir. Bi Zürich'- Jeki hüyük avantujlar tayıyan atatövü elde edehilmek maksadıyla tak- «lin fikrini llerl mrmilswk Bu bir taktikti ve gaye tâviz koparmaklı.” Adın D. Pi'nlu bir '"orîllıııı.nılş" taktifi de mütadı veçhile ters tep- tH. Yüz tıln Rebrisbi Yrandıkları -yahut İnandırıldıkları- taksim havasın- dan Zorlhü gibi taktik üstadı nlmndü—larınılım sıyrılanıadılar. Zorlunun dverofla Dr. Küçükün Wakarilos'ln el sıkışıp hemhal olmaları bile on- kara tesir etincill. Ve “Kahrisli Rüni Taardeylerinin” boyunlarına sarıla- madıdar. Zaten Rumlurmm da döstluk ellerini uzatmağzğuı hiç mi hiç ni- yetleri voktu. Baska türlü de olumazdı. Kuzün Yenli Ada, nedbe cumhuriyet da- ha düğniadan bu “zorlu taktik”lerin ıstırabıni çekmektedir: Ana kar- nındaki cenin. alleyi şimdiden büyük ihtilaflara sürüklenmetir. Kıbtrisli Jlderler halâdan gelen “Rüumlarir dost olncal—sınıı evet, ömri- ve Kıbris Türklerinin ıırııılıırı uramında binamaz kalmış lardır. Hüçük ve Denktaş Ud şıktan biri mek durumuııdadırlnr Ya knkn—r.ıııın arzalarına uyurak Kıhris Türklerlnln atmosferine taban ta- bana bir duruma girecekler, vahut Ada Türklerinin dllel torlni göz- ıınlmde tutarak D. P. lktlda.runn gözünden düşeceklerdir. Kıbırisli Tider- teri Ankaraya çağırıp, zorla “İstenen yol”a sokmuk belki mimklindür. Fakat bu bizzat geçmiş poftlkaların yarattığı dilemi ortadımn kaldır- nuamaktadır. iyel esastır” çDi yuvarlak kuvvetli olduğu meydana çıkacaktır Kıbrıs Türkleri "bi niyetler”inin delillerini vermeye çağırıluc .ıklardu'... şartlar altında iyi niyet gohteı'il(-d her gün karşılıksız yeni tâ- vizler vermuktm baska müânaya nektedir." U cumhuriyet daha doğmadan, aneak Türkiyenin ıenl tâvizleriyle yaşıyabilmektedir. flk tâviz Rum Cumhurbaşkanının Türk Muavini ile eş haklara sahip olmıyacağı kabul edilerek verilmiştir. Halbuki I.orııı *’8 —ulnt 1959 tarihinde B. M. M. kürsüsünden aynen şu sözleri söylüyord! “Adanın Rolslcumhurluğımn bir. Yunanldıya, “uıwinllf_in ise hlr Türke verilmesi sırf şekil hakımından ehemmiyetli olmakta, a bakımdan Rehslecumhurluk makamı ile Muuvinlik makanı arnsmda hıc- bir fark bulunmamaktadır.” Aaondra ve Zilrleh Anlaşmularında (unıhıırbaşkanı ile Muavininin u—lâhnı—tlerî arasında eşitlik ya vardır, ya yoktu Eğer eşitlik yoksa hakikatler tahrif edilerek Zürich ve Landra Anlaşmnaları B. M. M.'ne olduğundan farklı aksettirilmiş demektir. Eğer eşitlik yoksa hakikatler tahrif edilerek Zürich ve bik ettireceğiz. Tâviz yok” açık ve kesin taahhüdüne giren llukumet. tâviz yoluna sapmıştır. Mamafih 'Ya taksim, ya ölüm” tezinden “Kıbris. Cümhuriyeti” hal çaresine düşenlerin bu tâviz politikasına devanı etmelerinde de hav- ret uyandıran bir taraf yoktur. İlk tâviz şimdi ikinci bir tâvizle beslen- mek üzeredir: Makartos, Rum ekseriyetinin hâkimiyeti altında hıılıınan Hükümetin selâhiyetlerini, Zürleh ve Londra Anlaşımalarımı zorlaya genişletmek ist ktedir. Bu pürüzü halletmek için D. P.'nlır mulı—ıuet adamı Nihat Erim, Aukaradan aldığı yeni emirlerle Adaya dönmüştür. Yeni bir tâviz kimseyi suşırtnuyacaktır. Hayret uvandıran taraf, “Kıhris fethi"nin düştüğü acınacak du- rumdur. Çünkü tarih. bir “fatihin devamlı surette gerlliyerek fetihler- de bulunduğunu Ük deta kaytletmektedir!..

Bu sayıdan diğer sayfalar: