11 Temmuz 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

11 Temmuz 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAZRETIİ YUSUF İLE GÜZELLER GlgELI ZÜLEYHA Yazan : Muharrem Zeki 'KKORGUNA)J —i Di Eler tarafından Gdeta ateş u. Ea hissisiz bir ka- dının onu görünce ah çekmeme- sine imkân yoktu. Nitekim sa- raydaki nnyılu'm hepsi ona â- gık olmuşlardı. Lâkin kendisi - ne: — Biz seni seviyoruz! Demek cesaretini nasıl göste- rebilirlerdi. Yusuf, onlar İçin e- kadar yüksek bir gaye idi. Boş yere hayale kapıl- Makta mana yoktu. Zavallılar, | aşklarının ateşi ile gizli gizli ya- mp kül olmaktan başka hiçbir şeye muktedir degıllerd.ı Züleyha da otuz yaşına gir - mişti. Bu yaş, kocası tarafın - dan tatmin edilemiyen bir kadın için çak tehlikeli bir yaştı. Ba- husus Züleyha, Yusuf gibi bir cihan güzeline de âşık olmuştu. aşkını - senelerdenberi uıııux fedakârlığına kat- A Artık canına tak et- mişti. Dnhı fazla dayanamıya- tex bile değildi. İyi amma bunu nasil söyliye- gekti. Kendisine- daima “abla,, diye hitap eden Yusuf, o zaman ürküp yanımdan kaçmıyacak mıydı? Ö zaman Züleyhanın va ziyeti düha feci olmaz mıydı? T Güzeller güzeli, kararını ver- mişti. Muhtelif vesilelerle Yusu- fun kalbini yoklıyacak; yavaş / yavaş kendisini ona başka türlü Bevdirmeğe muvaffak olduğu takdirde her yoluna girecekti. Kendi ken- _-——Ovıhtkocmıhmvı- — Ne yapıyorsun, Yusuf ? Diye sordu. Yusuf, vaziyetini bozmadan cevap ver: — Balıkları seyrediyorum. — Onları seyretmek çok mu hoşuna gidiyor? — Öyle güzel yüzüyorlar ki.. Balık olup aralarına katılasım | geliyor. — İnsan balık olmadan da havuzda yüzebilir. İstersen bir tecrübe yap! — Sen burada iken hiç böyle Bey olur mu? — Niçin olmasın? Kadın de- Bilsin ki soyunduğun zaman u- fanasın. Hem ben sana bakmam ki.. Başımı arkaya çeviririm. ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi 1400 Krş. 8700 Krş. 760 » 1450 » 40000 B00 a 160 » -800 » TAKVİM HIZIR 67 GÜN 192 AY 7 13860 | 11 (1357 lebiy eMMu 7 Haziran âhır 16 1941 _294 Cuma Öğle İkindi 437 — 8.37 Ezani 12,19 — 16.19 Vasati Akşam — Yatsı İmsak 12.00 1.59 6.41 — Ezani 1942 2141 2.23 Vasatt DİKKAT & €Yoni Sabaha a gönderilen yazılar Ve evrak neşredilek edilmesin Iade olummaz ve bunların kaybolmasın. dan delağı hiç iir mesuliyet kabul SENELİK 6 AYLIK 3 AYLIK 1 AYLIK Güneş 8.56 4.38 - olur. Meselâ ben seni başka tür- #dltmez. —Ne Ben havuza — gireyım, ne de sen başını arkaya çevir. — Öyle ise balıkları seyret- me! — Ya ne yapayım! Otura 0- tura canım sıkıldı. — Konuşmuyoruz da ondan canın sıkılıyor. Sabahtanberi konuştuk. Daha ne konaşalım. — Ne mi konuşalım? Çok saf- sın Yusuf! Asıl biz bundan son- ra konuşup anlaşabiliriz. Mese- lâ şimdiye kadar aşktan hiç bah- setmedik? — Aşktan mı? Amma yaptın | hal, Biz âşık mıyız ki aşktan | | bahsedelim.. — Âşık değiliz amma aşktan bahsetmek çok zevkli olur. — Ben aşktan bahsetmeyi bilmem ki... — Ben debilmem... Fakat ko- nuşa konuşa öğreniriz. — O halde evvelâ sen söyle.. Züleyha, birdenbire Yusufun | ellerini yakaladı; avuçları ara-| sına aldı; baygın bakışlarını yü züne dikti. Heyecandan titriyen | bir sesle: — Sen çok güzelsin Yusuf, dedi. O kadar güzelsin ki, yü- züne bakmağa doyamıyorum. Yusuf, bu iltifatı çok dinle - mişti. Gayet tabil bir sesle her zaman verdiği cevabı tekrarla- | d: — Sanki sen çirkin misin? — Haklısın! Benim de çok gü- zel olduğumu söylüyorlar. Fakat sen güzelliğime hayran değilsin. — Kim demiş hayran değilim diye? — Hayran olsan gözlerini benden ayırmazsın. Yoksa beni güzel buluyorsun da sevmiyor musun? — Zavallı babacığım ile küçük kardeşimden sonra en çok seni seviyorum. — Amma sevmek türlü türlü Ki de seviyorem. Bilmem nasıl | anlatayım ? Yani, seni biran gb remezsem çıklıracak hale geli- yorum. — Allah esirgesin! Çıldırmak çok fena şeydir. Züleyha, daha fazla ileri gi- demedi. Yusufun ellerini bırak- tı: — Haydi, biraz dolaşalım! Dedi. İkisi bir anda kalktı - lar. Elele yererek hasbahçenin içinde, çiçek tarhlarının arasın- da dolaşmağa başladılar. Züley- ha, ayni mevzu üzerinde konuş- mağa devam ötmek istiyordu. Bir ağaç dalında- gaga gagaya vererek sevişen iki serçeyi gös- tererek sordu: — Şu daldaki serçeleri görrü- yor musun Yusuf? — Görüyorum. — Onları nasıl buldun? — İki sevimli kuş... — İki sevimli kuş olduklarını ben de biliyorum. Pakat vaziyet lerine hiç dikkat ettin mi? Vaziyetlerinde ne var ki? Sevişiyorlar. | Kuşlar daima sevişir. Ya insanlar? İnsanlar da öyle!.. — Ya biz! — Biz de öyle!.. — İşte gimdi hata ettin. Biz, | bilâkis sevişmeyi hiç bilmiyo - ruz. Sevmenin türlü türlü oldu- ğunu anlıyamadığın gibi sev mekle sevişmek arasındaki mü- him farkı da bilmiyorsun. Bu| hususta seni pek cahil buluyo-| rum Yusuf! Yusuf, Züleyhanın maksadı- na'hâlâ intikal edememişti. A- caba o gün niçin öyle acayip ko- nuşuyordu? Yoksa bunları lâf olsun diye mi söylüyordu: — Öğretirsen fena olmaz, de-| di. İnsan en lüzumsuz, en eht miyetsiz şeyleri bile öğrenmeli- dir. Züleyha, sevmekle - seviçmek | arasındaki farkı münasip bir şe- | kilde anlatmağa hazırlanıyordu. Sağ taraflarmdan ansızın bir hi- | şırtı koptu. Bşlarını çevirip bak- | tılar. Kocaman bir yılanın sü- ratle kayarak duvarın altında göze çarpan büyük bir deliğe girdiğini gördüler. Fevkalâde| korkarak biribirlerine sarıklılar, | ikisinin de yüzü sapsarı kesikmiş 'ti. Hemen oradan kaçtılar. Ken- dilerini havuzun başına zor at- tılar. Züleyha, Yusufun elini ya- | bilhassa Urfa yağları üzerinde : Dahiliye Vekili bu | caktır. daki gayri tabii yükselişe aid! yatları mürakabe teşkilâtı, bu maddelerin fiyatlarım istihsal mıntakalarından da sormuştur. | İlk yapılan tahkikat netice - sinde piyasada Trabzondan - zi- yade Urfa yağlarının gayri ta- | bü surette yükseldiği anlaşıl- | mıştır. Bunun üzerine tahkikat | derinleştirilmiş ve son zaman-| larda- şehrimizde kurulan bir girket meydana çıkarılmıştır. | olan bu şirket bilhassa Urla ya-! ği üzerinde iş gören toptancı - lardan terekküp etmektedir. Fiyatları mürakabe teşkilâtı, bu tröstün alelitlak sade yağı ve müstehliğin —aleyhine — olarak oynamasına müsaade etmiyecek tir. Bundan- başka Urfa yağı istihsal mmtakalarındaki top- tancıların da bu cins yağ üzerin- de oynadıkları öğrenilmiştir . Geçenlerde hissedilir derece- de yükselen zeytinyağı, susam ve susam yağı ile kuru sebze fiyatlarında son günlerde düşük- | lük kaydedilmeğe başlamıştır. Bundan iki hafta evvel top-| tan zeytinyağı fiyatları 85 - 90 kuruşa kadar çıkmıştı. Son günlerde — zeytinyağı fiyatları 75 - BO, susamyağı 48 kuruş- iş- | ler ürerinde meşgul olmuştur. Yağ fiyatları üzerinde spekülasyon yapan bir tröst meydana çıkarıldı Fiyat Mürakabe bürosu bu hu- | — < arl sustaki tahkikatı derinleştiriyor . Bazı kimselerin de ellerinde bulunan! ihti kesme şekerleri yüksek fiyatla sata- rak ihtikâr yaptıkları tesbit olundu |İBelediye 100 çuval Zeytin ve sadeyağ fiyatların- | tan 37 kuruşa, kurubakla 11 francala ununa ih- kuruştan 8 kuruşa düşmüştür. | tahkikat devam etmektedir. Fi-| Pirinç fiyatlarının yıiuklld de gayri tabii imiş Pirinç fiyatlarına gelince, fi- yatları mürakabe teşkilâtı bu mMmaddede görülen fiyat yük - sekliğini de gayri tabü bulmak-| tadır. İlk tahkikat, şehrimizde iki firmaya inhisar eden toptan pirinç ticaretinin bu firma tara-| fından istendiği gibi sevk ve ida re edildiği hakikatini meydana | çıkarılmıştır Bu toptancıların an Bir nevi tröst mahiyetini haiz Jaşıldığına göre çeltik zeriyatının tahdit edildiğini nazarı dikkate alarak stok yapımak cihetine gittikleri, hiç bir faydası olma- dığı halde şehrimize pirinç ge- tirmedikleri, taşrada ehemmi - yetli miktarda pirinç stoku bu-| lunduğu tahmin edilmektedir. kesme şekerleri, gizli olarak çay cılara sattıkları, bu arada bir kilo şekere 85 kuruş istedikleri | öğrenilmiştir. — Yukarıdanberi tafsil ettiğimiz — teşebbüslerde suçu sabit olanlar, fiyat müra- kabe komisyonuna ve oradan da adliyeye verileceklerdir. toplantıda komisyon mu! BELEDİYEDE Gıda maddelerinin tahlil neticeleri Belediye müfettişleri tarafın- dan Haziran ayı içinde muh- telif gıda maddelerinden alınan nümunelerin tahlil raporları be- lediye kimyahanesi tarafından dün beledi ve sıhhat müdürlüğü ne gönderilmiştir. Bu raporlara nazaran 25 sa- lam, sucuk nümunesinden ve etli gıda maddeleri nümumesin- len, 23 memba suyu nümune .e | sinden 12, 38 sabun nümunesin- den 4, 99 yağlı maddeler nümu nesinden , T8 tatlı maddeler nümunesinden 11, nümunesinden 2, >ar ekmek nü- munesinden 8, 202 ekmek nünmü- mesinden 20, 36 gazoz nümune- sinden 7, 128 sütlü maddeler nümunesinden 15 tanesi bozuk çıkmıştır. Belediye nümuneleri bozuk çıkan dükkân ve müe: geseler haklında takibat yapa- caktır. sabah geliyor | Dahiliye Vekili Paik- Öztrak | bu sabah şehrimize gelecektir. Vekil şehrimizde bir kaç gün kalacak, belediye ve vilâyet iş- leri hakkında tedkikler yapa -| Vekil bilhassa asker ai- | lelerine yardım - işiyle meşgul olacaktir. — — —.. — İ Yusuf, elini Züleyhanm göğ-| güne sokunca tâ iliklerine dar ürpermişti. bu ürperiş, Zü- | leyhanın gözünden kaçmamıştı. Dipten doruğa kadar ateş kesi- len kadın, korkunj yılanın bah-| şettiği bu fırsattan tam zama - nında istifade etmişti; daha da | istifade etmek istiyordu: | — Ateşim var Yusuf! — diye| | inledi. Göğsümün cayır cayır yandığını hissetmedin mi? Elini bir daha sok da hararetimin de- recesini anla! Yusuf, bu ategi ilk temasta kaladı. Zorla kendi göğsüne tu: — Bak, dedi. Kalbim ne fena g:'pyı.hdıhım ürpermişti. İkinci bir muayene-, ye İlum: görmedi: ( (Arlam var) MÜTEFERRİK Fin radyosunun Türkçe neşriyatı Dünden itibaren “Finlandi- ya'nın Lahti radyodifüzyon Postası ecnebi dil neşriyatı gün lük programma Türkçe neşriya- tı da ilâve etmiştir. Türkçe neş- riyat her gün Türkiye saati ile 1.30, 3.30, 11.50, 16.00 ve 22.30 da olmak tizere kısa dalga ile 25.£7, 16.85, 19:75 ve 81.58 met- re üzerinden yapılmaktadır.., Çocukların francala yaçları tiyaç olduğunu tesbit etti Belediye Sıhhat Müdürlüğü, şehrimizde bulunan 1 ile 5 yaş- lar arasındaki çocukların fran- cala ihtiyaçlarını temin etmek maksadiyle faaliyete geçmiştir. | Sıhhat Müdürlüğü ilk iş olarak francala yemesi lâzım gelen kü-| çüklerin mıktarını araştırmış- tır. Bu miktarın 40 bin olduğu | tesbit olunmuştur. Çocukların | yiyeceği farancala günde 125 ile 250 garam arasında tehalüf et- mektedir. Çocukların francala ihtiyaçlarını temin etmek için her gün için 100 çuval franca- Sütlücede bir bey- tardır. Bele- üğü bu güri boynuzlayarak lalık una ihtiyaç diye Sıhhat M miktar unun temin edilmesi için belediye reisliğine müracaat et-| miştir. Belediye vaziyeti 'Top- rak Mahsulleri Ofisine ve Ti- caret Vekâletine bildirecektir. Diğer taraftan belediye halkın kolaylıkla francala temin tdebil- mesi için yeniden francala tevzi şubeleri açmıştır. Yeni açılan tevzi şubeleri şunlardır: Beyoğlunda Taksim, Osman- bey, Galata, Yeniçarşıda, Emin önünde Sirkeci, Beyazıt, Balık- pazarı, Tahtakalede, Fatihde, | Bakırköy, Eyüp, Lâleli ve Şeh- Temininde Bu şubelerde dünden itibaren halka francala dağılmağa baş- lanmıştır. Sabık Mıntaka Ticaret müdürü yeni vazifesine başlacı İstanbül mıntakası — Ücaret| müdürü Said Rauf Sarperin, Ticaret Vekâletinde mühim bir vazifeye tayin edildiğini yaz - mıştık. Sait Rauf, Ankaraya vazife- gi başına gitmiştir. Mmtak. Ticaret müdürlüğünü vekâleten | Necmeddin Meto yapacaktır. | | | <e — KÜSTAH HADEME Geceleri uygunsuz kadın- ları müzeye sokup cün gyapıyormuş Dün yedinci asliye cesa mah kemesinde bir hakaret dava- sına bakıldı. Fakat suçlu yok- tu. Mahkeme onu buldurmak üzere duruşmayı başka bir gü- ne biraktı. Ancak davanın cereyanına davacı ile şahitlerin verdikleri ifadeye göre hâdisenin entere- san tarafları olduğundan ay- nen yazıyoruz: Türk ve İslâm âsarı m si hademelerinden ve gece be çilerinden olan Arif adındaki genç; nöbetçi bulunduğu ge- celer hemen her defasında uygunsuz uygunsuz kadınlar bularak müzeye almakta ve onlarla cünbüş yapmakta imiş. Ötedenberi devam eden bu hâ- dise nihayet müzenin müdürü bulunan ve muhterem bilgiçle- rimizden olan Abdülkadirin kulağına giderek derhal gece bekçilerini çağırın işi tahkik eylemiştir. Aldığı haberin doğ- ruluğu sabit olunca bekçi Arifi 46 Kllstahlaşan “bu hademe büş DİYOR Kİ:; Devlet Denizgol- ları Umum Mü- dürlüğünün na- zarı dikkatine Hüviyeti bizce malüm bir okuyucumuzdan aldığımız bir mektupta deniliyor ki: “— Sabahları Yalovadan 6,10 da hareket eden vapur, 7445 de Büyükadaya uğrar, buradaki yolcuları da aldık - tan sonra Heybeliye gelir. Fa- kat vapur artık o kadar dol- muştur ki, Heybeli yolcuları köprüye kadar ayakta gelmek mecburiyetinde — kalıyorlar. Halbuki eskiden ne iyi idi? Bu #ibi vapurlar, Yalovadan Büyükadaya gelir, buradan doğru köprüye hareket eder- di. Nitekim bu Pazartesi böy- le bir vapur tahrik edilmiş ve Heyboli yolcuları ahat etmiş: “Acaba buna bir çare bulu- namaz mı? Bundan başka Denizyolları idaresinden bir dileğimiz da- ha vardır. O da, tenzilâtı yüz- de yirmi bese indirilmiş me- mur karnelerinin eskisi gibi yüzde elli tenzilâta tâbi tutu- Masıdır. Azgın manda öldürdü Sütlücede mezbahanın kesim yerinde kasap Hüseyine ait bu-| lunan azgın bir manda, bağlı| olduğu ipi kopararak mezba. -| hadan Sütliceye doğru kaçma ğa başlamış ve yolda - tesadüf | ettiği Recebe ait bir atı boy nuzlamak suretile derhal öldü müştür. — Yetişenler — tarafın - dan bu azgın 'manda da vuru - larak öldürülmüştür.. | Bir carih tevkif olundu Tarlabaşında gezdikleri sıra- da arkadaşlarınmı yaralamkla | suçlu Halil ile Hüseyin dün m-* liyeye verilmişler ve yapılan sorgu neticesinde Halit hakkin | gda tevkif kararı verilerek der- hal müzekkeresi keşilmişti Hüseyin serbest. bırakılmıştır. Bir bakkal ihti- ı kârdan dolayı mahküm oldu Bili kuruşa satması lüzım ge len şekeri 55 kuruşa. sattıkları ye verilen Gedikpaşa- da bakkal Agop ile karısı Vero-| tika ve tezgüâhtarı Nişanın mu- | hakemleri dün ikinci asliye ce-| zada neticelenmiş ve her üçü -| nün de 25 şerlira ağır para cezasile dükkânlarının 7 gün müddetle seddine karar veril - miştir. müdüre karşı olmadık sözlerle $ Si ei tahkirde bulunmuştur. Bir yankesici mah Bu mesele nihayet bir çok küm oldu şahitler ve tahkikat evrakı ile birlikte adliyeye intikal etmiş fahmıtpaşada Melâhat adın tir. da genç bir kadının içinde 15 Dün dinlenilen , şahitlerden || lirası bulunan para çantasını Topkapı müzesi müdürü Tah- | va bi e Ü bi Eehmi. O || ee Has snadai ua | Röyazi dün ikinci salh — Biz sade tahkikat yapıp || mub e edilmi bunu: bir raporla- tesbit ettik. İ| gün mahpusiyetine karar veril- Bildiğimiz bur tir | | | lerdir. Fakat dinlenen n bir kıstmı haka- nda hazır bulundukla rını ve duyduklarını söyledik. leri gibi bir kısım hademe de — Biz orada değildik. — Fa- kat bilâhare Ari kendisi anlattı. “Müdür beni kovdu Ben de ona bir söyle- mi bırakmadım,, diye eürmünü itiraf etti. Demişlerdir. Suçlunun nezede olduğu bi- Hnmediğinden ve mahkemeye gelmediğinden aranıp bulun- ması fçin polise müzekkere yazılmasına ve bunun için de duruşmanın talikine karar ve Filmişfir. Plis miştir. İkmal kursları W hazırlıkları * Dün İstanbul kız lisesinde şehrimizde bulunan bütün orta, san'at ve muallim mektep lerinin müdürleri — toplanmışlar ve 16 temmuzda başlıyacak olan ikmal kurslarının hangi mual - lümler tarafından idare edil. leri ve kurslarda takip olun »rogram hakkında görüşmüş- lerdir. | Her hangi bir sebepten ken-| di mekteplerindeki kurslara de- | vam edemiyecek olan talebe diğ- | ğer mekteplerin kurslarına - ka- bul edilebileceklerdir. Âbideler hakkında ULUNAY Fotograf yaman bir mil yahut itham şahididir. (Son Posta) da tarihf Be hamamının öyle bir resmi, ki bunu gören bir adamın bina, hakkında eski Roma imparator-' ları gibi baş parmağını yere doğru eğerek idam hükmü vermemesine ihtimal yoktu. Beyazıt hamamının değil (Si- nan) ın Ayasofya meydanın- da yaptığı hamamın resmi bile bu tarzda alınsa kim olursa ol- Yazan | sun oraya yıkıcıları üşüştürür. | Beyazıt hamamının tarihi bir/! kıymeti vardır. Mimari kıyme: tine gelince bu benim ihtisasıa dahilinde değildir. Hattâ zan- nedersem bu meseleyi kurca- layan refikimizin de ihtisası da; hilinde değildir. Eski Sergerdelerden Pıu-o. na Halilin o hamamda yıkanmış olmasını ileri sürmek binaya tarihi bir kıymet vermez. Be- yazıt hamamını - tarih nazarın- da kıymetleştiren âmil Lâle devrini yıkan, Üçüncü Ahmedi hal'eden, Damad İbrahim paşa- yı parçalatan, Osmanlı tahtına birinci Mahmut gibi müdebbir, ince bir adamı getiren ihtilâlin © bina dahilinde tertip edilmiş olmasıdır. Bu itibarla Beyazıt hamazmnın yıktırılması doğru değildir. Koskoya doğru gidi- lirken bu binanın gövdesi Son Posta refikimizin fotoğrafın - da görüldüğü gibi bir manzara arzetmez. Mimari hatları bariz, zarif kubbeli yüksek bir âbide dir . Ona taş, toprak yığını halini veren yanındaki arsanım tanzim edilmemiş olmasıdır. Etrafında lâzım gelen temizlik — yapılırsa bu tarihi âbide Ayasofya ha- mamı gibi meydana çıkar. (Âbideleri Koruma Heyeti röleve bürosu şefi) yüksek mi- mar Sedat Çetintaşın gerek bu mesele hakkında, gerek — büre- nun içinde oturmuş olmasına Tağmen tezyinatı aşırılan Sul- | tan Mahmut türbesi hakkında derhal izahat vermesi - memnu- niyeti mucip bir hâdisedir. Çün- kü — Çeşmemeydanında - bütün pulat aksamı aşırıldığından do- layı “Hakkuran,, kafesine dö- nen sebil hakkında dikkati celb- etmek için yapılan neşriyat. bü- roda hiç bir alâka uyandırma - mış; cevaba bile lüzum görü- Memişti. Matbuatın bir vazifesinin de irşad olduğuna kani bulunduğu- muz için âbideleri karuma büro- sunun bunun hakkında da ne düşündüğünü anlamak istiyoruz. Daha böyle bir çok âbideler yar- dır ki ufak bir himmetle mah- vü harabiden - kurtulabilir. Anadolu — Hisarındaki Amca | Hüseyin Paşa yalısını yıkıl - maktan kurtaran mimar Sedat Çetintaştan ihtisas ve salâhiyeti dahilinde olan bu vadide himmet beklemek hakkımızdır. Frenklerin dedikleri gibi bu- nu “tekerleğe değnek sokmak,, kabilinden bir hareket telâkki etmezlerse muavenete muhtaç olan âbidelerin Histesini kendile- rine hüsnüniyetle sunabiliriz. ULUNAY Beşiktaş takımı Ankaraya hareket etti M0 - 41 İstanbul Hig şampi- yonu Beşiktaş takımı Türkiye futbol birinciliklerine iştirak etmek üzere dün akşam trenle Ankaraya hareket etmiştir. Ka file yirmi kişiden mürekkep 0- Tup Siyah - Beyazın tam kad- rosunu muhafaza etmektedir. Bir telsiz kursu açılıyor Münkalât Veküâleti İstanbul- “da bir telsiz kursu açmağa ka- rar vermiştir. Kurs, eylüde açı- lacak, 6 ay devam edecektir. Kursa, orta mektep mezunları ile tercihan denizciler ahınacak- tır. Bulduğu bir mav- zer kurşunile yaralandı Çorakkapıda Servili mescidde | 1010 uncu sokakta Tahir oğlu 17 yaşında balıkçı Hasan, bul- duğu bir mavzer kurşununu hızla duvara çarpmış ve kapsü- lün ateş alması Üzerine kovan- dan çıkan kurşun Hasanın kar- nına isabet etmiş ve delikanlt- y ağır sürette yaralamıstır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: