ANLATAN : BIR GAZETECI pi ğ a Cülibenin ne olduğu hakkın- senin verdiğin hükmün kat doğru olması lâzım gelk- Bwvelâ kızın âkıbetini öğ- Yenmeliyizi. Tümk aN — Şimdi mi 3 — Bizzat uğraşarak!.. Cal- be tçin, kendim ne gibi âkıbete Uğradığına kat'i surette kani olmadan zabıtaya herbangi bir pekilde müracaat edemem!. Bu- Dü takdir edersini.. — Evett.. X— Vakıfi Keraminin tevkifi de güçtür, bunu da takdir etmi-| * değilim!. Zira herifin aley- inde elimizde hiçbir delilimiz yokl.. — Gördün mü ya?. — Evet, bunt müdrikim!. An cak, tahmin ettiğim gibi Calibe öldürülmüşse o takdirde artık hiçbir şey dinlemem!, Çekinecek hiçbir şe ykalmaz!.. Hn ee laltes hemen hemen şüphem yok!. Bi- civarda cesedini bu- den elim - gtliyor!. sonuna kadar metanetle hare - ederim, Keraminin berhangi bir müdahalesine, hattâ onunla kar me!.. Çünkü hissiyatıma kapılıp bu a- ni | korkuyorum!.. Onun - için be- nimle beraber zahmet et de, ev-| velâ Calibenin odasında bir keşif yapalım!, Esrarengiz cinayet iş- lerinde hayli piştim!. Evvelâ, Calibe — odasından götürüldü mü, yoksa kendi mi gitti? Bu- | nu anlıyalım, eğer anlamıya mu- vaffak olabilirsek... Hacı Bey, bilhassa Calibenin bu garip kayboluşunu hariku - lâde merak ettiği için söyledik- lerimi derhal kabul etti. Hemen dışarıya çıktık. Köşkte, sessiz sadasız bir şe- kilde matemli hazırlıklarla meş- | gul olunduğu sırada biz, Cali-| benin yatak odasına giriyorduk.. Odaya- girerken Hacı Beye ya- vaşça sordum: 'dada bir koku hissediyor | musun?.. — Nasıl koku?.. — Ozan kokusuna benzer bir koku?. — Hayır!.. | Filhakika ben de geceki koku- yu almıyordum. Demek ki o in- sanı deli eden esrarengiz gaz yavaş yavaş evin içinden uçup gitmişti. Calibenin odusına girer gir - mez kapıyı hemen kilitledim. Keraminin bizi takip etmiş olmasından- şüphelendiğim için herhangi bir müdahalesine mey- dan vermemeye kat'iyyen azmet | miştim, | zaman 5 —— Yeni Sabah ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi 1400 Krş. 2700 Krş. 750 » 1450 400 800 160 300 SENELİK 6 AYLIK 3 AYLIK 1 AYLIK TAKVİM 11 Haziran 1941 ÇARSAMBA 16 Cemaziyelevvel 1360 29 Mayıs 1357 Gün 162, Ay 6, Yıl: 941 - Hızır 87 Güneş 8.38 428 Akşam 1200 1040 Öğle 438 12.18 Yatsı 2.02 21442 İkindi 834 16.14 Imsak 629 200 Ezani Vasati Ezani Vasati W DİKKAT - €Yeni Sebah> a gönderilen yazılar ve evrak neşredilsin. edilmesin iade olunmaz ve bunların kaybolmasın. | dan dolayı hiç bir mesüliyet kab. | Sonra.... Şu YENİ SABAN duyduğum teessür — harikulâde idi. Bu odanın sahibini ebediyen kaybettiğim hissi kalhime yer- leşmiş olduğu için keder ve 1stı- rabım sonsuzdu. Fakat Hacı Beyin yanında zâf göstermekten utandığım i- çin kendimi tuttum. Etrafı bir polis hafiyesi gibi tetkik etmeye başladım. Hacı Bey de fevkalâde esrar yattığına şüphe etmediği bu gi- rin genç kız odasına hayretli gözlerle duruyordu. Birdenbire Bey omuzu- mu dürttü: — Bak! balrt, . Dedi. — Ne var Hacı Bey? — Birşey görmüyor musun?, — Fakat ne gibi?.. — Pencerelerde birşey gör müyor musun?.. — Pencerelerde mi? Hayır!.. Ben birşey göremiyorum!.. — Fakat sol taraftaki, dipte- — Dipteki —pencerenin mi?, Bvet, gördüm!.. Ne var?.. — Hâlâ birşey göremiyor ma- — Nasıl farkedemiyorsun a â:ı;ım' Perdenim sağ kanadına | 1 — Hiâlâ farkedemedin mi?. — Belki uzaktan farkedemi - yorum!.. Yakına gidelim!. — Hacet yok!.. Uzaktan bes- belli!.. Bu yaşta gözlüklerime rağmen ben pekâlâ görüyorum!, — Ne var?.. — Perde vırtılmış!.. — Yırtılmış mı?. Ha!.. Gör- düm!. Yukarı kısmmdan yırtıl- miş, evet!.. — | — Demek pepde aşağıdan çe- kilmiş, yahut zorlanmış ki yır- tılmış!, . — Zortanmış mı? Fakat Hacı Bey yırtığı ben de görüyorum!, Bu eskiden olabilir!. Zannetmem!.. Zannetmem g;nı. imkânı yok!.. Bu, yeni- . Bir defa yırtık eski olsa Calibe gibi titiz ve siniril bir | genç kız odasında yeni bir per-. Eğlence yeı;leri tarifeleri Daimi Encümen tarafından tetkik olunuyor İstanbul belediyesi tarafın « dan uzun tetkik ve çalışmalar - dan sonra hazırlanan gazino ve eğlence — yerlerinin — tarifeleri fından Belediye Daimi Encüme nine tevdi olunmuştur. Encti - mene verilen İktisad Müdür * lüğü esbabı mucibesinde, tari - felerin esas itibarile geçen se. neki tarifelerin ayni olduğu kaydolummaktadır. Yalnız alkollü içkilere hükü- met tarafından yapılan zam miktarı ayni nisbetlerde tarife lere de aksetmektedir. Meşrubat fiyatlarına şeker fiyatlarındaki yüksekliğin ne- zarı itibara almarak 100 para ve tabildot tarifelerine de her sınıf eğlence yerleri ve lokan , talarda 25 kuruş zam kabul o- lunmaktadır. Diğer taraftan bazı eğlence yerlerinin sınıflarının birer de | rece yükgeltilmesi esas itiba - rile kabul edilmiştir. Lâstik tevziatı listesi Dahiliye Vekâleti lâstik tev -| ziatını kolaylıkla yapabilmek | maksadile bütün vilâyetlerden, vilâyetleri — dahilindeki lâstik | kullanan motörlü nakil vasıta- larının (miktarını ve, bı kullandıkları lâstiklerin i sormuştu. İstanbul vilâyeti bu şekilde hazırladığı bir listeyi Dahiliye Vekâletine göndermiş - tir. Vilâyet ayni liste ile Vekâ - lete şehrimizdeki otomobil lâs - tiği ihtiyaç miktarını ve bun- ların bir listesini Vekâlete gön- dermiştir. Bu listeye göre vilâ- yet şehrimizde tevzi olunmak | üzere yeniden 1700 lâstik m—! mektedir. denin vırtık olmasına asla ta- hammül edemez, muhakkak o- nu diktirir, yahut kendi dikerdi! Öyle değil mi?.. Sonra da yeni yırtılmış kumaş bellidir!. Ku- Maşın iç kısmı meydana çıktığı için ne de olsa rengi güneşle az çok solmuş olan kumaştan daha parlak olur!.. Kaldı ki kumaşın yırtık yeri taptaze!.. Diğer taraftan son günlerde 1 KDLN Asker aileleo şeklini kolaylaştıran ye- ni bir kanun hazırlanıyor Vali ve Belediye Reisi Dok- tor Lütfi Kırdar dün sabah An-| karadan şehrimize avdet etmiş tir. Vali Haydarpaşa — garında Belediye ve Vilâyet erkânı ta- rafından karşılanmış ve doğru- Ca evine gitmiştir. Asker ailelerine yardım meselesi Asker ailelerine yardım için Dahiliye Vekâleti tarafından hazırlanmakta bulunan kanun dolayısile mahalli vaziyetlere göre belediyelerin kendi ihtiyaç larını nazarı dikkate alarak be- lediye resimleri ve tarifeler ü- zerinde yapılacak zamların nis- betlerini tayin etmek hakkının umumi meclislere verilmesi hu- susunda bir teklif — yapıldığını iğrenmişler, muhtelif belediye- lerin vaziyetleri göz önünde tu- tularak yapılmakta olan bu ö-| ğütlerin hazırlanan kanun pro-| jesi için faydalı olacağı malüm- | duür. Bugünkü ahvale nazaran Mükelleflerle yardım edilecek-| ler arasında hasıl:olan adet fark larını her - belediyenin” umumi | mecilaleri. Vasıtasile meelis im-| kân ve vaziyetlere göre telâfi | edilebilmesi Dahiliye Vekâleti- ne gönderilecek etüdün esasla- rıni teşkil ıyıeu;ok İstan- Bir sarhoş sanda dan doştü ; Kadıköy iskelesine ait 8983 sa yılı Osmaz azlu Osman Özcana ait sandala binen Fatihte itfa- iye caddesinde 6 numarada otu- ran Osman oğlu Arslan Turhan sarhoş olduğundan müvazenesi ni kaybederek denize düşmüş ise de sandalcı Osman tarafın - rine yardım. bul belediyesi bu husustaki etü- dünli dün Ankaraya göndermiş- tir. Nelere zam yapılabilecek Askeri ailelerine yapılacak yardım için meclisten yeni gtkar cak kanun lâyihasına göre zam | yaplalbilecek resim ve tarifeler şunlar olabilecektir. Vesaiti nakliye, elektrik, ha- va gazı, telefon, müştail mad-| deler istimlâk resmi, tanzifat, tenvirat, kunturat, hafta tatili, nakil vasıtaları resimleri. İki muhtekir yakalandı Fiyat mürakabe bürosu me- Meclis ruznamesi- murları, çay yerine ayı üzümü satan Mihal oğlu Bahla — ile,| kahve yerine halis nohutu 180 kuruşa satan Çayci Hüseyini suç üstünde yakalamışlardır. Suçlular adliyeye verilecektir. S gBĞ AAT Kavga etmişler Dün gece saat 10.30 da Üskü- dar tütün inhisarında - çalışan Mustafa oğlu Ferhad Baygın ile Hüseyin oğlu Hamdi Berç sar- hoş olup kavğa etmişlör ve kav- | ga esnasında düşerek her ikisi | de hafifçe — yaralandıklarından | müdavatları yapılmıştır. Bir amele yaralandı Liman tahmil, tahliye amele - sinden Mansur oğlu Ali Osman Alda dün şamandıraya bağlı bi? vapurda çalışırken Vapurla mavna arasına sıkışarak yara- lanmış, Beyoğlu: belediye hasta: dan kurtarılmıştır. hanesine kaldırılmıştır. gehrimizden - Anadoluya - 16500! Tâstik gönderilmişti! | İKTİSAT Arpa ihracına müsaade — Ha.. Evet, doğru! olabilir Hacı Bey!.. Fakat Calibenin o garip baygınlıkla yere düştüğü- nü biliyorsun!.. Düşerken perde- ye çarpmış olabili — Acaba?. Sen dün gece Ca- libeyi nerede yere düşmüş gör- dün?.. Pencere yakınında mı?. — Calibeyi mi?. Evet, hakkın var Hacı Bey!. Pencere yanında değildi!.. Tamamile aksi tarafta, karyolanın önünde!. — O halde baygınlığı zama -| nında perdeye onun asılıp yırt- | mış olması mümkün olamaz, de- | ğil mi?.. | Buna niçin ni anlıyamı- yorum!.. Ben odada hiç dikkate şayan birşey görmüorum!.. Her zamanki gibi her yanı gayet muntazam!.. ) — Şüphesiz!.. Calibenin inti- | zam merahlısı ve titiz olduğunu biliyoruz!.. Onun içindir ki bu ufak ârızalar ehemmiyetlidir! dolabin yanındaki etajerin üstüne dikkat et!. — Üstünde büyük vazo ve kutu olan etajerin mi?, | — Evet!.. Birşey görmüyor musun? | — Hayır.. Oh!. Tuhaf!. Ben | birşey göremiyorum!.. — Heyecan içindesin de on- dan olacak!.. Etejerin üstündeki vazonun ve kutuların vaziyetine dikkat et!.. — Birşey görülmüyor!.. — Nasıl görülmüyor!.. Vazo ve hattâ kutular arka tarafa kaymış değiller mi?.. — Byet!.. Duvara doğru kay | mışlar!.. | — Demek bü. etajere de gid-| detle çarpılmış, üstündekiler ge- | riye kaymışlar!.. Arkası var olnacak mı Hükümetin arpa ihracatına müsaade edeceği haber verilmek 'tedir. Malüm olduğu üzere hü- kümet bir müddet evvel neşrey- lediği bir kararname ile elerinde arpa bulunduranları - beyanna- me vermeğe tabi tutmuştu. Ar- pa için yeniden lisans verileceği haberi, dahili piyasada arpa fi- yatlarını 8 kuruş 30 paradan, 9, 9.5 kuruşa kadar yükseltmiş- tir . Dünkü ihracat — | Dün, 137 bin Hiralık ihraecat yapılmıştır. Bu arada İsviçreye 19 bin liralık çürük fındık, deri satılmıştır. Ayrıca dün Rumanyaya 700 ton Stupi satılmıştır. j Bağdatta bulunan çay- | lar geliyor Bağdadda 5 bin, Basrada 2 bin sandık çay bulunduğunu, bunların memleketimize müte- veccihen yola çıkarıldığını yaz- mıştık. Son gelen haberler neş- riyatımızı teyit etmektedir. 7 bin sandık çayın pek ya- kında memleket dahilinde isti-. fadeye arzolunabileceği tahmin edilmektedir. Sebze fiyatlarına meşru kâr haddi konuluyor Fiyat mürakabe komisyonu- nun sebze fiyatlarına da meşru kâr yüzdeleri koyması muhte - meldir. Bu hususda tetkikler yaptırtılmaktadır. Meşru kâr | | | << Fatih cinayeti > Sevgilisi ile kaçan karısını öldüren koca Ramide oturan ve mezbaha- da kesicilik yapan Fazıl adın- da bir genç bundan bir müddet evvel evi terkederek, Tahir a- dındaki sevdiği erkekle karı koca gibi yaşayan karısı Mü- kerremi öldürmekle suçlu o- larak yakalanmış ve evvelki gün adliyeye verilmiştir. Dün ikinci ağır cezada başlayan bu muhakemede suçlu Fazıl vak- fayı tamamiyle ve olduğu gibi itiraf ederek demiştir ki Karım Mükerremin son manlarda benden yüz çevirdi a- ni hissediyordum. Bir gün de bir yaşındaki kızımız Yıldızı komşu Zeynebe, anahtarı da bakkala bıra kaçıp git- Bir çok aradım, bula- madım. Nihayet Hüsnüye a- dında bir kadın; Mükerremin Tahir adli bir gençle sevişmek- te olduğunu ve onunla kaçtığımı söyledi. Bu genç Eyüp taraf- larında kontrplâk fabrikasında çalışıyormuş. Gidip onu ara- dım. Tanıdıklardan — paçacı Kâmile de sordum, hiç Müker- remi görmediğini söyledi. Dö- nüşte Gelenbevi mektebinin ö- nünden — geçerken karımı bu Tahirle kolkola giderken gör- düm. Kendisine: “Yapma , et- me, dedim! Çocuğumuz var. Gel seni affedeyim de evimize gidelim.,, Halbuki o bana çok fena muamele etti. Ondan son- va ne yaptığımı - bilmiyorum!. Suçlunun bu itirafından son ra Hüsniye dinlendi. O da “Bvet, Fazıla ben haber ver- dim. Çünkü söylediğim doğru- dur.,, Giye ifade verdi. Bilâha- vedavada adı geçen Tahirin mahkemede şahadetine müracaat olundu. || Tahir hâdiseyi inkâr etmedi ve “— Ben Eyüpte tanıştım. Fa kat Mükerremin evli olduğunu. bilmiyordum. Bana kendisini bekâr ola tanıttı. Ondan sonra da bir gün gelip: — Ben kocamdan ayrılıyo- rum. Bana bir oda tut, beraber çıkalım!, dedi. İki gece Eyüpte Kanlıkavaktaki kardeşim Rıza nın evine misafir olduk. Sonra, Fatihte bir oda bulduk. Bura- ya taşınırken Mükerrem karı koca olarak — tanıdı bizi.,, linde itirafta bulunmuş- tur. Ve neticeyi de tamamiyle Fazılın anlattığı gibi anlata- rak ifadesine nihayet vendi . || Bundan sonra suçlu: avuka- >ddin Unman, milekki- rifilmenam. olduğunu ek muayenesini iste- di . Tabibi adli Enver Karanın muayenesine gönderildi ve ve- || rilen raporda cezai ehliyetini || ne tamamen, ne de kısmen dâ- hi selbedebilecek bir halde bu- lunmadığı bildiriliyondu. Avukat bu rapora itirazla mütehassıs tarafından muaye- nesini talep etti. Fakat bu ta- lep reddedilerek müddeiumu- milik tarafından mütalea serd- olundu. Suçlunun 449 uncu madde ile bunun birinci, ikinci bend- leri ve 31, 32, 88 ve 5l inci maddelerin de- dikkate alma- rak cezalandırılmasını istedi. Muhakeme suçlu avukatı. tar rafından müdafa yapılmak ü- zere buayın 19 uncu gününe bırakıldı. yapacağı yollar Türk Dil [ bir muvaffakiyeti | 1Odiseaj Terc isinin ilk cildi çıktı. Eunların çoğ; | katran kaplama olacak ASN n Belediye heyeti fenniye mü- dürlüğü — şehrimizin —muhtelif | kazalarında bu sena yapılacak | yolları tesbit etmeğe başlamış- far. Diğer tavaftan belediye bu sene şebir dabilinde katran kaplama yol yapmağa karar ver miştir. Bu yollar şehirler için hem daha — kullanışlı hem de| daha ucuza mal - olmaktadır. Bir metre murabbaı parke yol 5.5 liraya mal olduğu halde bix| metre murabbal katran kapla - ma yol 2 liraya mal olmakta - dir. Çiftçi malla- rını koruma Kanunu lâyibası ne alındı | Kendisine sorardık: Ankara, (Hususi Muhabiri- mizden) — Çiftçi mallarını ko- ruma kanununu tetkike memur muhtelit encümen mesaisini bi- tirerek lâyiha Meclis ruzname- | sine alındı. Encümen kanunun köylerde tatbik edilerek şehir ve kasabalarda tatbikine lüzum olmadığınmı ve lâyiharın derpiş ettiği iş ve hizmetlerden köy - lere taalük edenlerin köy ih - tiyar'meclisleri tarafından ifa - sını muvafık görmüştür. İaşe teşkilâtı Memurlarının ma- aşları için tahsi- sat istendi Ankara, 10 (Telefonla )— Memleketin iaşe işlerinin tanzim, | mak bile kabil olmıyor. idare ve mürakabesiyle mükel- | lef olmak üzere kurulan iaşe teş- kilâtında çalışan memurların ücretleriyle umumi masraflamı- nn karşılığı olmak üzere milli korunma kanunu tahsisatından verilen para 31 mayıs 941 ta- rihinde hitmiş olduğundan 942 mali yılında bütün memurlara tahsis edilmek üzere hükümet- ten yeni tahsisat istenmiştir. ea eee Kurumunu: üt e- Ankara, 10 (aa.) — Türk Dil Kurumu genel sekreterliğin | den bildirilmiştir: En eski dil ve edebiyat anıtla- rımı dilimize çevirmek yolunda ki çalışmalar arasında en eski | Yunan destanları olan İlyada ile Odisea'nım da yer yüzündeki yaygın şöhretlerine uyar - bir dille Türkçeye çevrilmesi üze - rinde uzun zamandanberi yapı lan uğraşmaların ilk verimi ©- larak Odisea'nın birinci cildi kurumumuz genel merkez kuru- lu üyelerinden Ahmed Cevad | Emrenin kalemiyle dilimize çev rilmiş ve basılmıştır. Büyük di limiz Yakup Kadri Karaosman- oğlunun bir ön söziyle ve Le -| comte Delysle'in tercümesin - deki resimlerle süslenmiş olan bu esere mütercim “Homerik,, eposlarm mütaleasına kılavuz,, diye değerli bir inceleme de ilâ- ve etmiştir. Odiseanın ikinci cildi de terclime edilmekte olup Sona erince ayrıca bastırılacak - Haziran 151 — TAKVİMDEN BIR YAPRAK ç— t,ıi— Ömür Meselesi Yazan: ULUNAY Haberiniz var mı? İngilterede vasati ömür dokuz sene uzamığ. Harp halinde pulunan devlet- lerde örnrün vasatisi nasıl hesap ediliyor? Bunu anlayamadım. Bu gibi şeyler memleket sulh ve sükün içinde yaşadığı zaman belli olur. Her gün binlerce genç daha hayat denilen didişmeye dboymadan ebediyen gözlerini yu muyorlar. Bu şerait altında is- tatistiklerin ibresi ümit edildiği kadar sağlam bir istikamet gös- termez. Almanyanın da meşhur şahsiyetleri seksen, doksan ya- gına kadar yaşıyorlarmış. Vaktiyle ailemizde boyun si- nirleri zayıfladığı için mütema- diyen başını titreten bir “Sal- labaş “Haminnne,, miz vardı. — Haminmne, kaç yaşındasın * — Bilmem. Hayli var. Sen de doksan. Ben diyeyim seksen. — İnşallah yüzü de geçersim haminne!. Bu temenni ihtiyar kadının boyun sinirlerinin büsbütün is- takortasını bozardı. Başı daha ziyade titner öfkelenir : — Allah etmesin! derdi. Ben © yaşa gelirsem ne yaparım? Haminnenin bu temennisinde baklı olduğu muhakkaktır. Herkes rahmetli Zaro ağa değildir ki yüz altmış — yaşında bilmem kaçıncı defa olarak dün- ya evine girsin. Yaş meselesi bir muhit mese- lesi oldu. Evvelden memleketi- mizin erkekleri yürmi yaşında evlenirler. Otuz yaşında kâmil bir adam hali alırlar, sakal ko- yuverirler, yürümeleri bile de- ğişir, kendilerine- Anadolu tabi- riyle bir “Eke,, lik gelirdi. He- le kırkında artık köşe minderine oturup doksan dokuzlu tesbih çeken'yaslı başlı bir adamdır. Şimdi öyle mi? Hayat şartları öyle bir şekil aldı ki — insanlar yirmi yaşında henüz çocuk, ©- tuzda ancak hayata giriyorl Kırk, elli hattâ altmış onlar değişmiyen bir mevsimdir. Za- ten çehrelerinden yaşlarını anla- Ne sa- “karıncaya kal var, ne br basmaz,, — y n — yerine tın tın bir yürüyüş kaim oluyor. (tenis) i gözlerine kestireme- yenler (golf) oynüyorlar. Herkes kendisinin doktoru- duür: — Karaciğerimi idare ediyo- rum. Eti haftada bire indirdim - Ve herkes vücudundaki arıza- ları su gibi biliyor. Netice ne o- luyor? Bütün bu bilgilere, ted- birlere, vesayaya rağmen beşe- rin ömrü ne kadar — ızatılıyor Tıpkı şairin dediği gibi Güzel bütün bu revişler, güze! bu câzibeler Güzel fakat bu tehalük nedir? değilse eğer Hayatı bir. kaçadım — fazk koşdurup yormak gene ölü öldük. İnsanlar evvelden yorlardı. Fakat neden lerini bilmiyorlradı. Şimri gene ölüyorlar. Pakat neden öldüklerini biliyorlar. A- radaki fark bundan ibarettir. Bu itibarla bilhassa — ölüm bahsinde “kaza ve kadere, inanmaktan daha mükemmel bir teselli olamaz. “Az yaşa, çok yı Akıbet gelir başa.,, deyip asırlarca ya şayacakmış gibi hayat müca - sine atılmağı en doğru bir Ş tarzı olarak kabul edi- 'yorum. ANNAAAAAARARARARAARARARAR Bisikletle yaralandı Samatyada Altımermer ma- hallesinde Hattat — sokağındı 49 numarada oturan amele İs mail oğlu Halid bindiği - bisik: letle küçük Çamlıca caddesinden geçmekte iken önünden gitmek- te olan Toptaşı caddesi 47 nu: marada oturan 5 yaşında Ga libe çarparak hafifçe yüzünder lamış suçlu yakalanmış - —— aP e Daret C. Müddeiumumiliğinden: Asliye altıncı ceza malikeme- si kâtiplerinden Yegüne Tuk savulun 4 gün zarfında vazifes: başına dönmediği takdirde müs tafi addolunacağı ilân olunur. DAVET İstanbul Müddeiumumiliğin ÖünE İstanbula geldiği aalaşılan Çanakkale C. M. U. muavini Reşad Türel'in acele memuri -