10 Haziran 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

10 Haziran 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Hazlran 1909 çazaşamtaş Yazan: MURAD SERTOĞLU Fakat nereye gidecek ? Arkadaşla- rının yanına dönemezdi. Çünkü vazi- fesini yapmamış:bulunuyordu. Öldürmemiş idi — Bu hareketi, sızi kendime| minnettar bırakmak için yapgı-î ipmı sanırsanız aldanırsınız. Si- | Se hayatımı borçlu — olduğuma | göre yaptığım şey belki ancak bir borcun edasıdır. Yalnız bir 'daha elime düşmemeğe gayret ediniz! z Anna, Cevdetin gözlerine hâ-| Jâ şüphe ile bakıyordu. Buna imkân var mı idi? Ceydet ken-| disini nasıl serbest bırakabilir- | di? | — Sahi mi söylüyorsun? diye | sordu — Bvet Anna! Sahi söylüyo- rum. Gidebilirsin. Serbestsin. | Anna yavaş yavaş ayağa kalk | tı. Gözlerini sakin bir tavırla| yerinde oturan ve kendisine ba- | kan Cevdete dikti. Kapıya doğ- gu bir iki adım attı. Sonra dur- u. Cevdetin birdenbire ayağa | Kalkmasını ve çıkıp - gitmesine mâni olacak bir hareket yapma- sını bekliyordu. Fakat Cevdet sakin ve lâkayd | tavrını bozmuyordu. | Anna kapıyı açtı ve yavaşça | dışârı süzüldü. Merdivenlerden güratle indi, Bahçeye çıktı. Bir dakika sonra kendi evinde idi. Ber iki kapıyı sıkı sıkı kapadı. Yukarı çıkarak lâmbasını yaktı. Hürriyetine kavuşmuştu. Fa- kat buna bir türlü inanamıyaca- f geliyordu. Bu anda - içindeki en kuvvetli bis hayretti. Böyle bir muameleye marüz kalacağı- nı, Cevdet tarafından serbest bı- rakıladağını bir saniye bile ha- tarına getirmemişti. Şimdi ne yapmaâli”idi? Derhal | kaçmalı mı, yoksa ikaçmak -için | sabahın gelmesini mi bekleme- li idi? ve nereye gitmeli idi? Anna birdenbire durgunlaştı. Evet nereye gitmeli idi? Tekrar © adamların, Yanefin yanımna mı? Bu artık ona tamamile im - kânsız görünüyordu. Hayır, bir | daba oraya, onlarin arasına gi-| demezdi ve gitmiyecekti. Hele 'Yanef, bu alçak ve mel'un adam la karşılaşmak, ona - şeytanla yüz yüze gelmek kadar ağır ve menfur bir hareket geliyordu. Ah Cevdetin o hiyanet vesikası- n kendisine vermesi mümkün ol Ba ve 6 elinde bu isbatla mer - kez komitasına baş vurarak on dan yaptığı alçaklığın gorabilseydi, Evet, bir daha onların yanma dönemezdi. Çünkü üzerine almış olduğu vazifeyi ifa etmemiş bu Yanefii hesabını lunuyordu - ve elinde şeni ihanetini tevsik edecek ve- gika bulunmayacaktı © halde nere, Sofy e gidebilirdi? Vâkıa orada ba- za akrabaları ve arkadaşları v dı. Fakat komita onu Sofyada sağ bırakmazdı. O, komitacı ka nunlarını çok iyi biliyordu. Öl - ya mı dürmiyen ölüme mahkcüm idi. V © buradan kaçıp giderse öldür memiş, binaenaleyh ölüme mah küm olmuş olacaktı. Ve komita cıların bu gibi işlerde son dere- ce honhar davrandıklarını - bili- yordı Sonra bir şey daha vardı. An. na artık bu hissini beyhude y re yenmeğe çalışmıyordu. Ge kız Cevdeti sev Hele bi sonra ona bir kat d diğini biliyordu elerd bağ anlıyordu. akşamki- £ mış - olduğunu genç zabit onu büyülemi: kırılmaz ba, kendisin larla bağ lamıştı. Ondan ayrılmak, ondan uzaklara gitmek hayatını kur tarmak pahasına d ol üi t ha o dakika ne k bed. baht c z I i için tek bir hal ı | | Yefrika No. 45 | | | ( yordu. Bütün yollar ölüme çızı- lk defa ola- yordu. Ve genç k rak bu soğuk ve Mmerhametsiz| kelime önünde irkildiğini ve korktuğunu görüyordu Birdenbire k; Süratle odasındâr divenleri indi. Demir sürmelediği bahçe kapısını aç- tı. Bahçeyi koşarak geçti. Cev- detin evine girdi. Merdivenleri hızlı hızlı çıktı. Sofaya gelince! etrafa bir göz gezdirdi. Işık â Cevdetin çalışma odasından | sızıyordu. Kapıyı vurmadan aç-| tı. Cevdet hâlâ eski yerinde otu- | ruyordu. Yüzü gamlı ve bakış-| ları durgundu. Kapıda - beliren| genç kıza sabit bakışlarla bak- ti T verdi. ıktı. Mer-| sürgü ile — Beni öldürmek için yeni bir tabanca mı getirdin? — Hayır! | —O halde neye geldin? * | Anna yavaş yavaş ona doğru | ilerledi. Arada bir iki adımlık | mesafe kalınca durdu. - Başımı | öne eğdi: | — Seni bırakıp bir yere gi- demem Cevdet! diye mirıldandı Beni istersen öldür, istersen| tevkif ettir. Fakat yanından | kovma! Cevdet de artık bütün muka- vemetinin kırıldığını hissetti. A- yağa kalkti ve genç kıza yaklaş-| tı. İ - | Gece çok geç uyuduklâri hal- | de Cevdet. yine erkenden uyan- dı.-O zamana"kadâr üzüma yâl- | miz yatmakta olduğu yatağında | genç kızı uyür görünce “evvelâ saşaladı. Sonra her şeyi hatır- ladı.  (Arkası var) | Bu telgrafı kemali yeis ile o- kudum. Üzun bir geç kalmanın tehlikelerinden korkuyordum. Bahusüs büyük mikyasta bir as keri hücumun sonsuz inkişaf- larından korkuyordum. Düş mana üç hafta evvelinden ha- ber vererek yapılan bir ihraç hareketi bana müthiş bir su- rette tesadüfe bağlanmış bir iş gibi görünüyordu. Bu hare- keti bir deniz taarruzundan çok daha vahim telâkki etmekte idim. Diğer taraftan, © zamar kadar üzerinde o kadar hesap lar yaptığımız ve o kadar kat'i neticeler alacağımıza kanaat ge miz deniz taarruzunu terketmiye sebep ne idi? Bü tün bu deniz harekâtında sanca zayiatımız pek Bütün bu harekât esnasında biraz mühimce olarak yalnız İnflexible bazı hasarlara uğ ramıştı. Bir ay, yahut altı haf- ta içinde Malta tersanesi bun ların da çaresini bulacaktı Batan diğer ihtiyar kruv lere gelince bunlar zaten —hur- da idi. Demir pazarına çıkarı lacak şeylerdi. Her bat minin yevine diğerlerini gön deriyorduk. Ayın 20 sind miral bize şunu bildirmişt 18 Mart muharebesinden alı- Ç nan tecrübelere göre mayn tarlalarını müdafaa eden istih kâmlara bir kaç günlük bir hücumdan sonra hâkim oluna bilir ve bu sırada mayn topla yıcılar da Kefez m n tarlal y z biz de £ ak R etmiştik; bizde b h Ğ olunması ka B fikri böyle tel bir saatt değiştirm he za man bitece ü b har n 1 ' ) dünya- ni yarı yatalak, H ya küsmüş, buvnundan kıl aldırmaz - aile kodan ınlun* vardır; işleri güçleri sabahtan etrafındakileri ibarettir. içtırmazlar aile efradından sesli gülse he- ma kadar urmaki Yakınlatına göz Hüdanikerde bir genç biraz men: — Dünyada saygı kalmadı. Yaşıma, hastalığıma da hürmet etmiyorlar! diye homur homur homurdanmağa başlar. Düşün- h mez ki kendisi seksen yaşına gelmiştir; bir ayağı çukurı dır ve on seneden beri o küskün ve münzevi hayatı yaşamakta- dır. . Halbuki - etrafındakilerin içinde gençler, tazeler - vardır. Bunlar yaşlarının icabı neş'eye meyyaldirler ve romatizma Sı- zılarını kaplamış alil bir vücu- dün zoraki hareketsizliğine ta- hammül edemezler. Hilkat onla- ra gülüp Ooynamayı emreder. Beriki ise köpüren bir hayati- yetin tabii icaplarından hareket, gezip dolaşma, gülüp eğlen- me ihtiyacını taşkımlık, hür- metsizlik, mübalâtsızlık sayar. Müstebid bunak - ister ki genç ihtiyar herkes onun mariz dü- şüncelerine uysun, densizlikleri-| ne — Ayni keramet, mahzı ina- yet! desin. * Vichy Fransasının müstem-| lekelerine karşı durumunu - ben bu mariz ihtiyarın densizlikleri- ne benzetiyorrum. Hakikat şudur ki, — Fransa korkunç bir hezimete uğramışs, topraklarından yarısından faz- lasını düşman istilâ etmiştir. Eh, her milletin tarihinde böyle edbar devirleri olur. Bir millet | galip te gelir, mağlüp ta olur. Felâkete uğramış bir ırka uzatmak Türk civanmerdii kabili telif değildir. Fakat mağ- #lüp ve perişan Vichy'nin Fran- sada Fransızları doyurmaktan âciz Vichy'nin yukarıda bir tas- virini çizdiğimiz densiz aile reisi | bırçınlığile Fas gibi, Cezayir gibi, Suriye gibi bugün kendin- den kudretli ve kendinden mü- reffeh geniş topraklarla tahâk- küm etmek istemesi garipti. Yukarıdaki misalde hiç ol- mazsa mızmız aile reisi tahak- kümü altında ezmek istediği aile efradının yakınıdır, ayni kan- dandır, babadır. Halbukı Vichy Fransası için 'bu da variâ ola- maz. Zira tasallat ettiği ülke- SABAH, ( FELSEFE ve EDEBİY AT 5 Tasvir san'atı) nn . doğrudan : doğ- tuya İlade edemediği şeyi ernedir? * Onları bilvasıta ifade e&demez mi? — (Zafer — Viktoire) bir eykeltraşın ifade edebileceği bir muvaffakiyet değildir, sanırız! Hele (deniz muharebesi zaferi) diye tahsis edilmek lâzımgelirse iş büsbütün güçleşir. Maamafih yine ismi meçhul kalan bir Yu- nan heykeltraşı bunu pek dil- ber ve mânadar bir surette ifa- de etmeğe muvaffak olmuştur; eseri Pariste (Louvre) müzesin- de mahfuzdur; mermerden yon- tulmuş '(eski zaman harp ka- dırgalarından — birinin yalnız “prova,,sı, yani ön tarafının kü- peştesi üzerinde bir kız heykeli var ki omuz başlarında açık iki kartal kanadı ile uçmağa hazır- lanmış bir vaziyette duruyor. | İnce tülden yapılmış bir (Yu- nan) kadın elbisesi de rüzgârın tesirile bedenine yapışmış oldu- ğu için pek mütenasip, ince ve nazenin bir vücudün bütün gü- | zelliklerini gösteriyor. Maatte essüf, dilber kolları ve başı kırılmış ve zayi olmuş; lâkin bu yegâne beykelin tarihi malüm ve mazbut olduğu gibi, o za- mandan kalan eski meskükât ü- zerinde - tuğra makamında - bu heykelin hafif kabartma res- mi var, O resimden anlaşıldığı- na göre bu mermerden yontul- muş kız heykelinin sağ elinde, zaferi âleme ilân eden bir ince uzun (boru), sol elinde de za- | ferin deniz muharebesinde ka- Zanılmış olduğunu ima etmek i- | cih küçük kıt'ada bir kadırga nümünesi varmış. Kızın açık kanatlarile ileriye mail olan va- ziyeti çok mânadardır. Adeta o hareketile gemiye daha ziyade hız verip süratli yürltmeğe mu- vaffak oluyormuş gibi görünü- yor. Bu fevkalâde heykel (za- İer timsali) addedilerek bugün ler dili ayrı, kanı'ayrı, dini ayri kıt'alardır. Bunlar ya silâh kuv- vetile zaptedilmişler, yahut po- litika entrikaları yüzünden Fran sız boyunduruğu altına girmiş- lerdir. t Meşhur atalar sözüdür: — Ö- denle ölünmez. A. C. SARAÇOĞLU | | | din önüne - bu zaferden dolayı | arzı şüknan için - bu güzel âbi- YAZAN:! 'FİLOZOF, RIZA TEVFİK yok gibidir. Tariften ziyade & seri görmek ve tetebbli etmekle hünerin derecesi takdir edilebi- lir. Maamafih muasırlarımızdan olan ve bu makalede izmi geçen (Roden) in eserlerinden de bir iki misale işaretle iktifa edece- n — 32 — 'ı Bu meşhur - heykeltraş - ki Dile aynen kopye olunmaktadır. | GeRi Gatağ, lll y iliy ün (Zafer) gibi bir vak'ayı en iyi ifade edebilen şey, bir şairin ka: sidesi olabilirdi. Halbuki bu heykel — her kasideden beliğ-| dir (*). İ 3 — Bir başka Yunan heyke- traşı da (aksi sada) hâdisesini gu garip ve zarif bir surette ifa- de etmiştir: Bir güzel peri kızı | ayakta duruyor. Vücudü biraz | gol tarafa mail olduğu halde sol elini sol kulağının etrafına koy- muş, gözleri hayran ve şen, sağ eli bedeninden biraz uzak ve a- çık olarak helecan içinde etra- fi dinliyor. Etrafta da hiçbir şey yok!. İşte (aksi sada) timsali bü. Fakat bunu böyle iki basit | cümle ile tarife çalışmak başka, bizzat heykeli görmek büsbütün | başkadır. Bu türlü heykellerin gerek eski eserlerde gerekse ye- | nilerde emsali pek çoktur. Yal- | nız onların bir kasmını bile bu| sütunlarda zikr ve tarife imkân | (*) Bu heykel, (Salamis) a-| dası civarında - milâttan 306 | senç evvel kasanılmış bir deniz muharebesi münasebetile yapıl- | maş bir dbide idi. O zaman Kıbs mıs adasına ve civarına hâkim olan (Antigonüs — Antigonus)| ün oğlu (beldeler fetheden) un-| vanlı (Dimitriyüs — Demetri- u8), Büyük İskenderden sonra | Misır padişahı olan - (Birinci | Batelmyus — Ptolemde 1.) - ile| (Salamis) adası sularında mu-| harebe etmiş ve parlak bir mu- zafferiyet kazammıştı. - Babası | (Ântigonüs), kendi hükümet dairesinde “olan (Semadrek Samothracc) adasındaki mâbe- deyi yaptırmıştı. İ (YENİ SABAH) IN BÜYÜK DÜNYA HARBİ SİYASİ TEFRİKASI İstanbulu elde etmek için « İngilterede mücadeleler.. bilirdi. Tehlikesi daha çoktu. Fedakârlığı, masrafı daha mü- himdi. Amiral dö Robek'e nasıl emirler göndereceğimi — pek iyi biliyordum. Bununla ber ber, derhal amirallikteki harp komisyonunu topladım ve şu telgrafi hazırladım Amirallikten, Vis amiral dö Robek'e “Geç kalma yüzünden bir denizaltı taarruzu — tehlikesine de maruz kalabilec Z ve bir askeri hareketin pahalıya malolacağı, böyle bir hareke- n akamete uğrayabileceği ve ya kismen Boğazı açabileceği, mayn tehlikesini izale edemiye- ce a alınarak si- at'iyetle evvel- iniz plânı tatbik geldiği kanaa fırsatta 18 martta i nazarı it zin metodla ve ett lâzam z lâzımdır. Sizin için evve lâ Çanakk istihkâmlarına hi ak, mayn tarlalarını tar ynra — istihkâmlara kısa m len hücum et er irada zam roplanları —a ant V. Çörçil S HS0 | — nizine geçmesi, vaziyetin umu- mi heyeti üzerinde kat'i bir te- sir husule getirecektir in gerifizle muvasalanızın ve münakale yollarınızın kesil mesinden endişe etmenize ma- hal yoktur. Türk istihkâmları nin mühimmatı olmadığını ve mayn stokunun da mahdut duğunu biliyoruz, Tamamiyle bahri bir hareketle Çanakkale- yi zorlamak yolundaki plândan feragat etmek zamanı olmadı- ğma kaniiz. Bu gün hareket e- decek olan komodor. Bartolo me size teferrüat hakkındaki fikirlerimizi bildiricektir. Şim- dilik yeniden taarruza geçmek üzere hazırlıkların levama ediyoruz Fakat bu telgraf hazırlan ma, yıkılamıyacak — bir m metle — k makta gecikmedim. Erkânı harp rei rruzun - tekr i hazı L ih bu dahale etmek rini onlara da anlatmak imiş. Bana gelince, ben ne yap malı idim ? rek ve bahriye birinci ğgundan çekilerek tememni etti reketi temin edebilseydim bun- da hiç tereddüt etmiyecektim, Fakat maalesef bu istifa ziyeti vahimleştirmekten ka bir işe yarâmı lere karşı söz geçirmek sunda da artık hiç bir ümidim yoktu, Surette vaziyet alm onlar herkesi penste) yani (düşünce) yi bir heykel suretinde temsil edebil- miştir: Epeyce büyük bir kıt'a- da ve henüz yontulmamış bir mermer külçesinin üst tarafını yontarak bir kız başı yapmış. Bu kızın başında, yağmurluk kukulâta veyahut Harbi Umu- mide kullandığımız asker serpu- şu (yani kabalak!.) gibi birşey | var, fakat çehresinde hiçbir çiz- gi ve bir hareket emaresi yokl.. Yalniz kuvyetli — gözleri biraz aşağıya mail olduğu halde bir noktai mevhuma dalmış, dünyadan bihaber, öyle bakıp durüyor. Heykel de bundan iba- ret.Pürtüklü ve hiç yontulmamış koca bir taş içinden fırlayıp çık- Taış gibi bir dalgın insan başı!. İşte (fikir) in yani alehtlak bir düşüncenin müphem bir sürü (intibaat — impressions) bulu- tu arasından bir (fikir) in do- Zup taayyün etmesini (Roden) | bu suretle ifade etmiştir ki cid- den takdir edilecek bir eserdir. Hattâ bütün o taş külçesini öy- le tabii halile bırakmış olması bile pek mânadardır. Benim ken- di anlayışıma göre tefsirimce, o yontulmamış kısmı - henüz bir şekli makule gireremiş olan in- tibaatımızı pek güzel temsil & der. Bu artistin düşünen a- dam — Je penseur) isimli hey- keli ve bir grup halinde yapmış olduğu (Kale şehrinin burjuva- ları — Les bourgeois de Calais) | si pek meşhur şaheserlerden ol- duğu için zikrile Tüm, Yağlıboya ile yapılmış tab- lolardan misal getirmek — için fihrist yapsam kitaplar doldu - rurdum, Yalnız (intibah — Re- (Sonu sayfa 5 sütun 7 de) iktifa ediyo- ve kendi fikirle- sırası fa ede lordlu- (yani nazırlığından) im ha- Eğer va- baş- aktı. bu am husi Bununla ber Onlar hep birden kat'i ardı kendi noktai na zarlarına imale için yalnız kay: oradaki “—kumandan, — gene- - Batlarına imale için yalnız kay ral Hamilton, bir kara taar- OoT Beka ü ruzuna ihtiyaç bulunduğunu Şorlardı. Başka delilleri yok- ileri sürdükleri için bizte onlar — “Nihayet; büyük bir yeis'ile rın siha e İt Na ap ede- hai ni Takina a line ittiba icap ede- Amiral dö Robek'e yazdığım el telgrafı göndermekten vazgeç- Hakikatte o, harekâtın daha (xi ve Bücuma tekrar besle, başlangıçta — gerek onun, £ rek hepimizin tercih e ir şekle dökülmit: memnun idi. Daha fazla ne m: iğimiz jlmasından ğu kadar k ası emrini geri almıya mecbur dum. Amir tle mümkü nold t'i ve sarih talimat beraber karar ittiha rmekle zında kendisini serbest bıraktı İşte ordu müdahale edecek, Or- — ŞiNCA Si dunuün müdakalesi duba başlan- Senir, U 1Çt lâzım ari idi. Birinci Lorddan, Vis Amiral Fakat ben, vazıyetin angi Dö Robek'e voktadan aleyhimizc döndi SöRKzTR bilaazim için hiç Dir şey din B e aht tamnakk ben aei Hu moileiş — — aNDN ı_uıwnım.ıh,ıığu ın arkasından karşımıza ne YUZA geçmek - üzere acele h müthiş akıbetler çıkacağım Zrlanması icap ettiği muh. ğ ü kaktır. Lord Kiçner 14 nisan Kestiriyordum. ti dan evvel ordunun - hazırlana: Cihan Harbinin ilânın cağını Ümit etmektedir. Bu Fasıpga a olarak bu masanın - harbiye nazırını alâkadar eder ! r—.»ıjîhhı özler teati hi zümel Fakat amiralliği Sön ama Lağim alâkadar edi sele de Ça- &| nun yeniden başlamasında bü-- nakkaleyi büyük bir ordu yar yük bir azimle ısrar ettim. Bu Gimi olmaksızı hak pi | BLAYEİİ komodor - Bartoloms — hinı terketmek zamanının gelip Öğ | BAA DĞUEURTOĞU Fakat 0 Çelmediğini tetkik etmektir | TPT S SOLEG A 18 Mart hezimetinin kat'i o- PT eet e AĞ AR lup olmadığı ve ikmali icap € î)* 1 den ku timizin fev Ğ R ü kin bu ıp bu 4 Y kat'i $ l , ralarını yaplırmala, Maarif vekâletinin ,GüÜzZel bir . varı “yendim. Şimdiye kadar yal | rinde bulunurlar, müdür vey: | müfit olmanın yolunu araştıra , | mesleklerine -bağlıyabilecekle-” Talebe tatil kursla | gösterilecektir. | talebenin k Şimdilik —. —— Bukadar! M aarif Vekâletinin Çof yerinde bir kararımı azlık ve hususi Türk mektepli rinde muallimlik edenler, mile bu mekteplerin müdürl; veyahut idare heyetlerinin hut idare heyeti istediği mı mi istediği dakikada mi den atabilir ve istediği muallimi istediği aylıkla angaje ederdi. | Bu yüzden bilhassa muhtaç Taualliraler talebeye daha ziyadi cak yerde, mücsseseden kovuli mamak için müdürün gözüne girmeğe bakarlardı. Maddi mük lâhazaları göz önüne alacak ©. Tursak bu zavallıların bu şekilda hareket etmelerini mazar zöri memiz icap eder. Yeni karar Vemeı. işte çok isabetdi bir görüşle bu yarayı tedavi etmek kararını — vermiş bulunmaktadır. Ve yaptığı bir tamimle bu gibi mekteplerde çalışan muallimlerin - işine ileri gürülen sebepler ancak Maarif Vekâleti tarafından şayanı kas bul görüldüğü takdirde nihayet verilebileceğini bildirmiştir. Bundan elda edilecek (, faydalar Bı. kararın temin edeceği” faideler her bakımıdan gok geniş olacaklır. En büyük faide şüphesiz muallimlerin is- tikballerinden emin bir-surette ve gönül ferahlığı ile kendilerini! — ridir. Bu sayede talebe ile daha yakından ve esaslı bir surette meşgul olmak fırsatını elde ede- — bilecekleri gibi mektep müdür- lerine şaklabanlık yapmak ziile- tinden de kurtulacaklardır. Ta- — lebe üzerindeki otoriteleri daha kuvvetli olacak ve mektepte her — hanigi bir' “ilim sui istimali,, ne — meydan verilmiyecektir. Maarif Vekâletini bu güzel ve yerinde kararından dolayı tebrik ederim. MURAD SERTOĞLU rîğ (Baş tarafı 1 Inci sayfada) kimya ve yabancı dil dersleri İkmale kalan talebenin bu kurslara devamı ihtiyarldir. Ay- rıca mektepler, kendi talebele- şehirlerde o- kuyan ve mekteplerinin bulun- duğu yerde tatil geçirmekte olan başka mektep - talebelerini de kurslarına kabul edebilecekler dir. Bunun için de ikmale kalan di mektebi idare- len “Alacaği“k vi «ibraz etmesi kâfi gelecektir. Kurslar- da derslere erken saat 8,30 da başlanacak ve en geç te saat 13 te nihayet verilecek- ti rinden başka diğer ni sabah atlerini ma- göre, Maarif edeceklerdir. ek bütçesinin dâr ile hususi hoca tuta- aileler çocuklarını mec - iştırmak imkânını bu- Maarif Vekâü- mekteplerdeki tale- unun sinif'ta kalmama- babını temin etmiş olacak- Dersin başlam: hallin vaziyetine idürleri tesbit suretle lığı dolay miya eanen labilecekleri let b tır kerlik işleri I İLÂN u Yabandı As, Şube- gibi, de orta Jen çoğ 7 doğumluların ilk yokla - ma ve ihtiyatların 941 yoklama müddeti haziran nihayetinde bi- tecektir. Gelmiyenler hakkında 'en nakdi ce. Beşiktaş kasında — bu- 7 doğumlular - an henüz yol 1 yaptırmıyanların c leri için haziran ayı müracaüt edi

Bu sayıdan diğer sayfalar: