MURA zan: “Ha"—nıı. papaz Boris baba bana bu kızın iffetinden ve dan ne kadar sitayişle bahsetmişti,, genç ka yorsun ? diye sc Niçin benim olmak istemi Beni kondine Jâyık mi din? Seninle ayni ide- alışıyoruz. — Yakın bir istikbalde bütün bekledikle- rimiz olasak. Makedonyada alçak Türkleri atarak bu top - rakların ini temin edece- ğiz. Ozaman r 1 evlenmi bir mâni kalmı- Miz için do l urunda yacak. Seni papasır istiyeceğim, Faka, bunla- ra gelinciye kadar im ol- 'manda hiçbir. mahzur yok. O zamana kadar da seninle iki sevgili gibi saşarız. Esasen se- min kadar genc, senin kadar gü- zel bir kıziın yalnız b?;ına yaşa- ması doğru olmaz. Ben senin hem, sevgilin, bem de hâmin ol- mak isterim. Anna çırpınıyordu. -Fakat o kadar sarhoş ve halsiz idi ki, kendisini bu azgın herifin kolla | rından kurtaramıyacağını anlı- iyordu. Yanef ise genç kızın bu zayıf anından âzami surette istifade etmek fırsatını kaçırmamağa azmetmiş bulunuyordu. Anna alçakça düşürüldüğü bu *tuzaktan kurtulabilmek ümi- dini hemen hemen kaybetmişti. Son bir hareketle ve bütün e-| nerjisini toplayarak eline ge -| Çen ağırca bir cismi Yanefe sa- | vurdu. Yanef ufak bir hare- ketle bundan kurtuldu, Fakat cisim Yanefin arkasındaki ca- ma isabet ederek camın bi bir gürültü ile parçalanmasına sebep oldu. Anna bundan son- | ra büsbütün kendini kaybede - Tekı » yatağa serildi. Petrof amcanın karısı, Ya- nef tarafından odadan kovul - duktan sonra doğruca kocası- nin yanına gitmiş ve kendisini | bir köşeye çekerek vaziyeti an- datmıştı: S tndr bir e7 aa Mmıyorum Petrof, demiştir. Bir adam karisı olmiyan bir kadın-| la yalnız başına nasıl bir mh- da kalabilir. Petrof namuslu bir adamdı.| Bütün Makedonyalılar gibi bu işe büyük bir ehemmiyet verir- di. Fakat vaziyet cidden pek nazikti. Çünkü Yanef rastgele bir adam değildi. Kendisinin de dahi Ibulunduğu komitanın en nâfiz âzalarından biri idi: Garip bir şey. Benim bil-| diğime göre Anna, Yanefin ne karısı, ne nişanlısı, ne de sev- gilisidir. Şimdiye kadar onları birlikte gördüğüm her zaman Yanef kendisine daima hürmet gösterir, aralarındaki muhave- reler daima ciddi cereyan eder- di. | | | | | ğ D SERTOĞLU | | anamusun- No. 37 İ — Hem de vakit geçmeneni Bunlar ne yaptıklarının farkın- da değiller. — Hattâ bunu yapmazs>k y rın hem. Allahın, hem de tanın huzurunda mes'ul ol Lriz. - Belki bizi bizzat Y mesul tutabilir Tam bu esnada içer nın camının kırılması di. Pencerenin altı t: duğu için camların galanması büyük bir gürültü çı- karmıştı. Kadıncağızın kesildi: — Duydun mu Petrof! Galiba genç kız kendisini pencereden ideki oda- yüzü — s: arı | Petrofu da — telâşa düşürmüştü: — Felâket! diye lahım namına kasem böyle durmiyacağım. Ve derhal koşar adımla An- na ile Yanefin bulundukları 0- daya doğru koştu. Kapıyı şid- detle vurarak: — Neoldu? diye sordu. İçeriden Yanefin boğuk sesi işidildi: — Bir şey yok! radan! . Bunu Annanın hıçkırıklı za- yıf sesi takin etti: — Beni bu hayduttan kurta- rın, imdad!. Genç kızın sesini duyar duy- maz Petrol amcanın karısı: i— Gördün mü? diye haykı dı.. Hâlâ duruyor musun Pet- rof! Zavallı kızın ne halde ol- duğunu anlamıyor musun ? Petrof kapıyı açı çalış- tı. Kilidli olduğunu ce yum ruklamağa başladı: — Yanef ne yapıyorsun? İs- pirto senin beynine vurmuş! Ça- buk kapıyı aç! Seni odana göti Teyim.. ylendi. Al- | ederim ki Defolun o- (Arkası var) | “Ruslar bize kendilerile İs- tanbul meselesi etrafında cö- merdce anlaşabileceğimizi bil- diriniz. Fakat onlar da Yunan- hların iştirâkine karşı muhale- fet etmemelidirler. Eğer Bul- garlar ve Yunanlılar bize ge- lirlerse biz onları kabule mec- buruz. İstikbali Rusların eline teslim etmek yüzünden Yunan liları kaybedeceğinizden çok a korkuyorum. Eğer Rusya bi- zi Yunanlıların. yardımından mahrum ederse ben de onları İstanbula sahip olmaktan men için elimden geleni yapacağım. Yunanistan yalnız bize yardım edebilir. Yardım etmezse iha- net etmiş olacaktır ki, bunu da yapmıyacaktır. “Eğer siz Yunanistanı, yani H er Sabah Amiral “Darlan,,1n devirdiği çam oOramanı VN hükümeti devlet reis | vekili ve başta hariciye| nezareti bulunmak - şartile bir ürü nezaretlerin şefi Amiral , mağlüp Fransanın sa- bık müttefiki Büyük Britan) ile anla naktadır. Bu, kendisinin ve Bü anın bileceği bir iştir Amiral Jarlan,, Aanlaşama- mazlığı son günlerde eski m tefiklerine karşı açıktan açığa dar vardırmıştır. Bu da kendisinin ve lngım_ lertn bileceği bir şeydir. Fakat bu muhasama ve mü- şâteme vâdisinde amiral “Dar- lan,, İngilizlere hücum edeyim, onları küçi ken söylediği bir nutukta: “İngiltere evvelce bize huku- ken tanımış olduğu şeyi kur- nazlıkla ve cebren bizden ko- parmak için Türk ordusunu Ki likyaya — saldırttı,, kabilinden İngiliz şeytanatından ziyad kendi kara cehaletini tebarü ettiren, üstelik de benim milli gürurüumu yaralıyan bir cümle sarfetmistir, * Amiral Darlan iyi bir denizci | olabili keni tamimile' cahilidir. Müsaadele- | rile biz kendisine bazı hâdise - leri hatırlatalım: — 1914 - 1918 Cihan Harbinde merkezi dev- letler safında yer almış bulü-| nan Osmanlı — imparatorluğu mağlüp olunca galiba müttefik-| ler bir kısım Türk topraklarını işgal etmişlerdi. Bu meyanda Fakat muhakkak ki Fransızlar da “Kilikya,, ismini | verdikleri Adana ve havalisine yerleşivermişlerdi. Mağlüp Türkler — vatanlarını düşman istilâsından kurtarma- ya azmedince her nedense şim- diki Fransız siyasetinden büs-| bütün başka bir yol tütmuşlar-| dı. Yani muzaffer düşmanlarına dalkavukluk edecek ve hulüs çakacak yerde kollarını sıva- mışlar, yumruklarını sıkmışlar | ve müstevlilerin gınlııdamü (Sonu sayfa 4 sütun 2 de) ük Bri- düşüreyim der-| eski mülletlerin nası makamındadır. Bu sebep ten askeri münekkitler rihçiler bu hakayiki elde etmek için son derece inceleme yapar- . Ve her devirde toplanan as-| yakın harp tarihinin | Kahraman YE Her milletin - tarihi, idbar; münaferete ve muhasamaya ka- kaydeder. Bugünkü nesil, edvarı sâ deki hâdisatı; NI M © AAA zaler keri ve tarihi taklığiyle rafane muhakemeye ve kayd BLRAMŞATRLAATADARIRIRAANIRIRAPOERR AŞ DA BAA BAPOL BŞ BADf ASKERLİK BAHİSLERİ î%:eı* aa ASA SA OŞ Şa Pa Paft Harpite Komutan SABAH ve erler, sevdıklerı kumandanlarının en ufak işaretile kendilerini en büyük tehlikeye atmaktan çekinmezler vekayii ancak ta- rih saylalarında bulacağına; 0- radan öğreneceğine ve o doğru mehazden iktıbası malümat dineceğine göre tarih, her vakit mücella bir ay- ve in'ikasları ve çıplaklığiyle bita- ve tehrire uğraşırlar. | Tarih savfalarına geçmeğe lâ- | yak bulunanları hizmet ve istih- | kaklarına göre şan ve şeref ve | zaler ve galibiyet kademelerile layemut kılarlar. Şimdi mevzuumuza girerek harplerde komutanların şahsi - yetlerinin ehemmiyeti üzerinde | duralım; Üzerinden asırlar geçtiği hal- de elân hatıramızdan silinmi - yen ve dilimizden eksik olmıyan kü askeri tilâlar, Meteler, | Turgutlar, Kavalalı MehmetA- Bahadurlar, ikbal v. maglubiyet Osmanlar ve (Tsalya) lemizin dâhi ıJler. İnönüler; lar.. ilh.. gibi, b mümtaz vaffakıyetleri ve ordular ta- | askeri müsahabelerdir. Yazan : Bahri ÖZDENİZ galibi müşir Ethemler ve zamanımı daki harplerin ve milli mücade- imandanları ga- Fevzi Çakmak- metin ve kahraman şahsiyetlerin mu- | üze - | rindeki nüfuzları her an büyük tetebbü ve tahlile değer ve dik- kati çeker hâdiseler ve faydalı Her devlet, harbe tekaddüm lim olur. kardeşlikten üstündür. tidir. usulü tur. Aile reii habbetle | eden efradı aile gibi kahraman erlerin de manevi reisi ve muh- yüce, hareketi de sağlam, adım- ları da metin ve düşüncesi de sa Ordularda - silâh arkadaşlığı, Kumandanlar arasında reka- bet ise ordunun raucibi felâke- Ordunun bir aile kadrosun - | dan ve ailelerce müessese ve cari muaşeretten farkı yok - ine saygı ve mu- / —Z Bu kadari 1 budalacadır. diniz? dar idame ettiren küfretmek, Fransanın hayatın ve imparatorluğunu Tauhafaza eden Anglo - Solk.son- lara hücum etmek bir yol bulamadınız mı? Başka bir palavra icat edemediniz mi? Dilinize niçin bizce her sayfası mukaddes olan büyük bir han bi doladınız? desek Zira bir memleketin bu kadar mühim bir mevkiünde vazife sa- hibi olan bir kimsenin aklından Pâr- | eden günlerde bir baş kumandan t€rem babası ordu komutanıdır. ve harekât sahaları müteaddıt — Burada iki aile teşkilâtı ara-! ve yekdiğerinden uzak ise müs- Sihdaki fark, askerlik mesleği - takil kor generaller intihabatı Nin ve o şerefli sınıfa has ni- re kudretleri liyakat ve tecrübeleri kuvvetli itimada ve müstakil icraattan esas şart im — bulunmasıdır. li Paşalar,/ Büyük - Fredrikler, iftihar ile tezkâr edildikçe Togolar, Bali beyler, golçlar, Hindenburglar, ve maiyetlerindeki muharip kah- olur. | ramanların candan teveccüh ve nefsine de itimad eder. kazanmış - bulu- kad | dunan (Pitevne müdafü) SİYAS Gazi BROİUPGBURELDRI. DÜNYA HAR! l(YENİSABAH)m BÜYÜK Kumandanına yanan askerin na mukabil, sahilin iki tarafın da müteharrik obüsler her büyük İngiliz harp Ze çalışıyordu. gemi: Vakı zorluğiyle karşılaşır. Mevcut as- keri kumandanların meziyetleri, muvaffakıyetleri ve sevk ve ida- gözden geçirilir . Ordu içinde ve halk arasındaki şöhreti tedkik edilir. Malümat, tartılır. Nihayet intihap ,en kudretli ve lâyık ve umu- mi teveccühü haiz yüksek bir skeri şahsiyet üzerinde temer- eder. Ve ordular bu müm - kudretleriyle, za- taz, rütbe ve kıdemce tefavvuku | fer talihleriyle ve müstes- i na mukavemetleriyle ve kahhar | akınlariyle tanınmış.. - Fatihler, Yıldırım Beyazıtlar, Yavuz Se- limler, Cengizler, Timurlar, Bü- yük İskenderler, Sezarlar, Aniballer, Napolyon , * Bonapartlar ,Bismatklar, — At- | - Barbaroslar, Nin iktidar ve meziyetleri tan ve efrat arasında itimat ve bu Fon Der. Yüksek vasıflar dalgalana dal- Foşlar galana en küçük ere kadar vasıl Zira evvel emirde kumandada vahdettir. Ve komu- tanın da en âlâ vasfı sinirlerine Komuta- zabi- güvenen Bu iti- TEFRI.AJIJ İstanbulu elde etmek için İngilterede mücadeleler Yazan'——x &5 Türkl ini zamların vır ve hareket ve mutlak bir ita- atle ayrılmaktadır. karşı tefrik ve teferruk caiz değilse kalabalık ordu dilmemelidir. (Mehmedcik) zabitine — âşıktır. | lerinde son derece sadıktır. tifi, (haydi oğlum), ğitim) (buraya gel aslan); köyünde, tarlasında ve kışın © | kıbelerdir. (Sonu: sahife 6, Sütun 1 de) tarassut imkânlarının da- te- min edileceğini ümit ediyor ve hücuma devam ediyorduk. Fa- kat ihtiyatla ve fazla mühim- mat sarfetmiyerek. Bu halde birçok Türk kale- lerinin süküt ettiğine şahit o- luyordük. Ancak - bu süküt üfklerin de mühimmat tasar- Tufundan ileri geldiğini, Türk istihkâmlarının gemilerimizin yakın Mmesafeye gelmelerini beklediklerini sonradan anla- dık. Türkler toplanıyor ve tahrip edilen obüslerini, top- larını yeniliyorlardı. 2rin kara kuvvetler Çanakkaledeki amiraldan 12 tta aldığımız bir - telgraf Ş Venizelosun Yunanistanını: tut Zün çoğalıyor, kuvvetleniyor. gemilerimizden hiçbiri hasara külâtın arttığından, mayn — Petrot! Benim aklma fe- miyacak olursanız karşınıza Âteş açıyor ve harp gemileri- Fal ayıcı gemilerin nets altın- Ben bu Y: y n na şeyler geliyor. Ben bu Yane- | & vi baska Yunanistan çıkacak- Mmizi devamlı bir surette yer çok defalar - obüs - toj da kalarak iş göremediğinden fin gözlerini hiç beğenmeyorum. ve bu Yunanistan Almanya değiştirmeye — mecbur ediyor- ve sahra toplarının mermile- bahsediyordu. Bundan sonra kendi bilmiyecek 49 tir ve B v Nakleden : i Anna da kendisini Di Te bağllılmiş olacıktın.. d lakleden : P. Ş. rine hedef olmuşlardı. gelen — telgraflarında — amirl, Te aarban SAĞGi Lebadan e- Bo -dülüülin lkoy- — Martın 4 üncü gün karaya Bugün bizim yaptığımız bu mayn tarama teşkilâtmı ge - tifadı kalkışarak bir şey - u mektubu o gün alıkoy ücük (l eeei T90 k $ il T LARE RaeRNE SEELT. dum; ertesi sabah Atinadan Çıkarılan küçük ihraç grupları aşırma endahtların nişletmeye çalıştığını bildir- ler yapmağa teşebbüs etmesin şu kısa telgraf geldi: öyle bir mukavemetle karşılaş$ 13 p sluk otuz üç obüs atıldı. Malümdür. Onun için ya - di. Fakat bu devre zarfında — Vallahi düşüncen hiç de “Kral Venizelosun teklifle- — mışlardı ki, istihkâmlara vara- — j TOSA* Givz Üc CDÜŞ ST giz Türklerin mayn tarlaları sap: gabana SUlacak EİDMA BU FM İ çini reddetmiş ve'kabine'lstif — mamış geriye dönmüşlerdi. Go Ka hPa tevmle llli — 18 nümeralı — istihkâma” Ti taDasağtei” Kalmig, Yenilün BiyBoris d0 Dana Dir Kad d N ea gtir.. celeri Çanakkaledeki torpil tar. y y ye aa ae 'iz mumaralı istihkâma — Mişti. B a ça Yukarıya dercettiğimiz mek Jâlarını temizlemek ameliyesi / oAt LA L et Gerecelerini 8 defa isabct vâki olmuştu. — Ben bizim askeri makamla- metinden ı»ıhvışkr;ılı:ehlmlllh tubu haricive nazırına gönder- © Projektörlerin ziyası titın. — e DA ae a D a D nki rin çıkaracakları müşkülüti Ha Göyle Dir gn lazn birden e C Mrektubü büraya ders” da İyi nişan alan Türk sa Z tayyaremiz ve boğar meg, Kışlalar. tahrip- edilmis, bir. bildizimi - İçin - Çanakkaleye BŞ FRE DiYal Dol gârip, cetmem hariciye nazırını veya t0PSUsunun ateşile muvaffaki- niz tayyaremiz ve boğaz med. e * depoşuna İsabet te hücum ederken bunun — Petrof! Evimiz korkarım g5 oe tini takbih etmek için Yetsizliğe uğruyordu. halinde bekliyen üç kruvazö - min edilmişti. Toplardan hiç deniz kuvvetlerile yar fena bir şeye şahit olacak. Son- Ş, CA CP l Mayn toplamaya HD OOT CERİ S GÖĞ A Ka TARBak çiam ö Si artrla li t zate YK Bu İçi Tei * temizleyebiliriz yatımızda idiler. Ellerinden ge et gemiler bu müş Z tı tanzimi . edememişlerdi. Bu , e aklık. arruzun bu devrinde bil: — Yanef de fazla sarhoş ol - Ö ni vantılar. Bu mektubu u. Jerini ifaya muktedir olamadı- iş deniz tayyarelerinin işi idi. lara sebep olunmuştur. — E facak bir — ihracın du. Belki yarın ayılınca o da Ö) yun harp macerasının bir saf. İâr. Bu işe memur olanlar o Tayyar 9. Müktedir “ola * ei GAT ARERİY ve ehdake tayin ebğekt ölağ yaptığı seyin ne kadar ı,ukm hasını, Rusyayı düşmanların - TAMana — kadar sivil ak madıklarını gösterdiler: İlk tanzimi kabil olsaydı, şüphe Kimse Türklerin buradaki kuv olduğunu anlayacaktır. dan ve kendisinden kurtarmak — Mayn toplamakta pek müte- gönderilen tayyare üç bin ka- VnZimi kabil ol T tahrip Olu, Vetlerini bilmiyordu. Visami- — Ne yapmalı? için yapılan mücadeleleri teba- Hassıs idiler; fakat toncu ate- dem yükseklikten . pervane- nabilir, pek fazla mühimmat "9! Carden 23 şubatta burada- )9 k ç b ediyo - Şile ilk defa karşılaşıyorlardı. nin bir inkıtal ile - tekerlene HD Ka imat Ki ürk küvvetlerinin 40.000 Ü eai aarmalfeeail gü ettirölği vicin ineşcediyo' -. (Bile ile defe kansilanyorlardı. - ni Ü ZRRE sarfetmeden toplar — susturu- A aat bak 'Yanef sana. bunları söylerken ÖŞ rum, martla 8 mart arasında Ça- rek parçalandı. İkinci tayyare- — Turdu. Güykü ılar bi minda olduğunu haber ver Anna hiç itiraz etmiyor mu idi? ü j — makkale iş — istihkâmlarına nin pilotu yaralandı ve tayya- zim endaht et . Gokt . Fakat biz şimdi yarım- Hayır, ,Anna kendinde de- FETE AAA T YO ç bombarliman Yekll. Te flkek kuryun arile altı ye- - karşı tamamile müdafaasızı adayı Mmüdafaa eden askerle- ğildi. Ne kadar çok içtiğinin Dünyanın küçüklü büyüklü mıştır. 12 pusluk 121 obüs rinden ya k inmeğe — Mühimmatı tasarrufla kul- "i? Oraya buraya dağılmış, sa- farkına varmadın —mı bütün devletlerinin dikkati Ça- Aatılmıştı. Bu endahtın netice- mecbur oldu. Üçüncü tayyare Janmak yolundaki an, hile serpilmiş, istinatsız ve ih- — Her halde bir şey yapmalı! G& h Akkaleye çevrilmişti. Bütün leri katiyetle tayin edilemedi. İSe yalnız bir tek endahti tan- filoya verdiği talima AAA hDD S AĞLAB S M YEZ ST S SA dünyada Gelibolu yarımadası Fakat harcedilen mühimmat Zim edebildi. tikşaf ve tarassut hustusundı “"lf'“'l""l' b'“v"“'fk' Bd önündeki deniz taarruzunun - son derece mühim bir yeküna —| Aşırma endahta 6 martta da ki noksan hücumun muvakkat — ae Kolordu simdi emrimizde eu ”n eşe ur HL ada ederkee g zeakik Baliei aluyandı. devam ödildi. “-Bu tarihten ev. “hir zaman İçin tatiline “bebep “ Ka eee birle Gerla ta Amiral Carden, hücumlarını / Keşif noksanı Ye) Eürkler. Gellbolu - yarıma - oldu. Bü tatil Bir Zelâkatrteş- © raç Göllebilir. n mühüü Ve l (Baş tarafı 2 Inci sayfada) w eli dü. F h Z AB dasına küçük toplar ve obü: S ERERN M snüf, ; Koi tekrarlıyordu. Fakat hava, u ç kil etti. Guen Elizabeth'in uzak ki ka'i neticeyi tayin edecek Ka “"; yanilar, edilerini | ÖW zak mesafeden endahta pek — Bundan sonra usulü değiş- İer getirmişlerdi ki bunlar Gu- mesafeden endahtı bahri DA <- inoktaları Görter aa D A BN LAİ ğ' ÇA müsait değildi. Harbin o a tirdik. Guen Elizabeth istih- en Elizabeth üzerine ateş açı- mn esaslı bir noktas! idi di. Belki bun dan sonra SElEbim Dok dikket rında deniz tayyarelerimiz, ne kâmları aşırma endahtile bom Yor ve onu 18.000 metreye ka- kıâğ 15 pusluk Mmermiler için gittikçe — şiddetlenecek — bir ;’Yî"_ ŞA ı pek fazla, ne de pek müessir bardımana başladı. Boğazın a- dar uzaklaşmaya mecbur edi- Kkâfi derecede ihtiyat - vardı. 'Türk hücumuna da maruz ha BEURUD yanlardar Vç “":; değildi. Binaenaleyh havadan çıklarında, Kabatepenin iki yorlardı. Hattâ eski Türk kru- Fakat amirallık bunların 18 labilirlerdi. Fakat kıt'alarımız, © eee e n tarassutla endahtı ayar etmek bin mil uzaklarında duruyc zörü Barbarös da Maydos - Marttan evvel kullanılmasına Mısırdan ve İngiltereden gele henüz tecrübe noksanından do- ve yarım adanın üzerinden a- açıklarına boğazın içinden 11 Müsaade etmiyordu nİcü “'cele Kuyyetlerln Ber a aP Böyle lt ıı' t 'U' a) klama a Vp Bimizleri gelmi yordu Bur ” deş BAnuD İ 5 mart günü pusluk toplarile ateş açıyor, — yal zamanda istikşaf ve / olunabilirdi... yani gençlerindir! O halde ile BAA - , DA0 ü hla ee ü Di VAR TU L N BF Ki ASA Ra Bf M ğ AŞ RİRRIRIRL UA $ Ç EROGGERE 0 Çü Pi YARİREURİRLÜUERER B A < inzimamiyle ve zapt ve rapt ile memzuç ciddi bir ta- cak başlraında anlatacağı men- Bu mümtaz haslete ve civan- merd tabiata malik ve lüzumsuz , tehevvürlere kapılmıyan kuman- danlar, orduları ve ayni vasıfla- | ile silâhmın kudretine da- / py örnek ittihaz eden zabitlerde | mnnevıyau da! Muamele ve hüsnü âmiziş ba- | kımlarından dahi aile efradına nasıl te- şekeüülü içinde de asla muva-, fık olmuyacağını kabul etmeli 'Ta ile gölgelemeğe yeltenen bu ve kimse haksız yere rencide e-| Hele Anadolu köy çocuğu saf | Onun emrine teşnedir. Hizmet- | Kumandanının küçük bir tal-| (haydi yi- hi- | tabesi ve tatlı sözleri kendisine | bir mükâfattır.Bütün hayatınca, | Donanavi plây günü latı tilâsı altında bulunan Pariste yapmıştır. meş'um bir müstevliyi boğmak için tarihin en muhayyir şahlanışını yapan Türk milleti nin bu hareketini, bir İngiliz teşvi adam işte bu hazin dekor icinde konuşmuştur. yık olmadı; bir milletti. sayı bir Prusya haline gelmekten Türkler kur- tardı. 1970 de Almanya karşi- sında en kat'i se, ona yâr olmak — Şiarını den profesyonel bir âlüfte arsız- yaltaklanıyor Türk İstiklâl Savaşına kadar YNARARNDANİNARAAAARAARRA mişler, itibaren her ç: mektebin bahç, ? | gu başlamıştı. $ ( da mektebin kırk ter Lu çakdı; hlar nun ük xanı ift sıra © na girmişl, r Toplantıda başta vali ve be- lediye reisi doktor. Lütfi Kır - r olduğu halde muhtelif mes- leklerde bulunan — bir çok — ta- ninmiş — Galatasaraylılar — bü - lunmuştur. Sözü ilk olarak Ankaralı Ga- ylılardan “Keşşaf Saim,, namiyle maruf Saim Gögen al- miş ve Ankaralı Galatasaraylı- ların selâmını toplantıda bülü- nanlara getirdiğini ek Maarif Vekiül Hasan Âli el den gelen telgrafi Ankaralı Galatasaraylıların gelen telgri fi okumüş ve büyüklerimize tâzim telgrafları — çekilec bildirerek sözü en eski m Haydar — İsfendiyaroğluna rakmıştır. - İsfendiyaroğlu yap y zarif bir müsahabe ile eski hatıralarını güzel nük miştir. Müteakiben Ercümend Ekrem pek n masına - ra kaçırm: Şimdilik Z— Hayır Amiral ! ayır amiral! Muhakeme«' yanlış, iddianız — sac« inüz tam mânasiyle Bunu niçin söyle« Varlığınızı bugüne - kaz İngıltıreyo temin ve için başka Mecnin mu desek? B u hazin saçmayı yumurt layan Aamirala mecnun isabet etmemiş oluruz. zoru olamaz. Fakat Fransayar karşı içlerinde sempati besle « bağlı bulunması icap yenlerin; bu hazin beyanatı okur ken içlerinden — mutlaka: keşke imecnun olsaydı ceklerinden emin bulunuyoruz. 'Ah, diye - Hazin bir dekor miral Darlan bu beya - natını elân Alman is- Harimine sokulan dükul şeklinde çirkin bir ifti- Bir hakikat ransa, esasen bütün ta”- rihi imtifadınca asla lâ- nimetlere konmuş 16 1ncı asırda Fran müstemlekesi F sayesinde kazandı. | Cezayiri bizden kancıkça bir reketle çaldı. Suriyeye gene İn- giliz - bayraklarının lnda girip yerleşti. igesi al- kendisine dayakların en atan — Almanyaya Bunun için de bu değil, sadece amiral ; olsun. Zira, aksi halde Fransız. ruhiyle amiral Darlanın müte- reddi ruhu | fark görmemek glaşmak mecburiyetinde kala- rasmda — hiç bi vaklâsiyle kar MURAD SERTOĞLU. Çalasaraylıların ,'. 1 inci sayfada) (Baş tar ki —günlerin hatırala- T ia toplanma da anlatmış ve taktığı sarı öperek bitir - e süsleyel kürsüye men plâv gü istemediş söyliy