FAREREEK Ai DU — ©L LN ğgZAh N KF RSTEDÜTUNR A —Z DA AAADRM LA U SK bağlarke e iç tırpan di K r de aksi Bu yerde çırpındı. Üç Bini attı — Hayda, maşallah be!.. , asıl şimdi - başlamıştı. AMollanın elense tırpan manevra- #i o kadar mahirane idi ki, en şusla pehtivanları bile hayretle- ve düşürmüştü. Adalı afallamıştı. Bir türlü| jhasmına güreş uyduzamıyordu. | Hep tere geliyordu, Molla ona!..| Molla, çok - keyifli idi. Hele, | iMollanın babası sevincinden büs | bütün çileden çıkmıştı. - Zavallı Jadam yerinde duramıyordu. Zan | igır zangır titriyordu. | Hele, Mollanın o, elense iç tır-' fpanları Molianın babasını - ku- İdurtmuştu. Heyecandan kalbi kdışarı fırlıyacaklı, İkide birde etagır da: — Aferin Molla! | Dedikçe, çileden çıkacak - Ge- jrecelere gelmişti. Baba, cazgıra hitaben: | — Allahım, bu çocuğu nazâr- *dan sakla! Diyordu. , Cazgır da: — Beybaba, dur biraz.. bak, «daha neler olacak 7.. Neler göre- eokgin?. Diyaordu. Molla, ilcide birde çırpınıpmü- srasını sallıyor: — Hayda, ma;sllah be!.. We, sonra çalımına girip Ada- dlıya sağlı, sollu iç trpanı elenne Adalı, hasmıma ne yapacağını | . Çünkü, Molla kendi- “Sine çok ters gelmişti. Sebebi de vardı.. Çünkü, Ada- h, yalnız sağ bir güreşçi idi. Mol- | da, bunu sezdiği için hasmina hep soldan giriyor ve soadan gü- . Varol!.. Binin verdiği varlıkla mütema- AMlüyen ve sistematikman ezmek.. eu Hikan B doküşcedu. Hazmını - boyundu. ruklarla, tırpanlarla, elenseler- #irmek, sonra kolaylıkla mağlüp setmek. Adalı Halil, bu güreş tabiyesi- 'i Çolak Mollaya tatbik edece- Halilin bütün güreşleri kırıcı veezici idi. O, hasımlarını mağ- “lüp edemeyince, kırar, dökerdi. Molla, bildiği gibi hareket e- Üldiyordu. O, güreşin on beşinci “dakikasından sonra elense — iç fırpanlariyle oldurmağa çalışı- | yordu. amıştı. Bir kaç dakika olmuş-| tu. Adalı Halil ezici ve kırıcı Mkararını verdiği halde bir türlü Mollaya bir şey yapamıyordu. Fakat, kendisini çok küçük Mdüşürecek bir hareket — yaptı. Durup durürken ve ortada hiç bir oyun ve mukabele yokken birdenbire enseden kolunu aşı- Tarak — Mollayı boyunduruğa | aldı. | “Adalının bu hareketi hemen herkesi nefrete sevketti. Seyir- | €ilerin ekserisi bağırmağa baş> kazmıştı. Yerinden fırladı. Mey- dana doğru vürüdü. b ::Ğkıı. ihtiyar Cazgır derhal nüne geçti, ve onu olduğu we yalvararak oturttu. Bal Mollanın babası, hiddetle bağırıyordu: — Kahnece güreş yok.. Doğ- ru güreş... A smDek: — Karşındaki adam bir avu İhtiyar Cazgır, güç halle ba- bayı teskine çalışıyordu. Fakat, © asabı. bozulduğu için durma- dan söyleniyordu. — Birak beni usta! Ayıptır bu.. — Adalıya yakışmaz bu , Nihayet, babayı teskin ede-| | bildi. Ve, aralarında gu muhave- Tre oldü: — Bey 'baba, otur, oturduğun gere Adalh ona bir şey yapa - / — ,Görmüyor musun durup dufurşlen boyunduruk — vurdu. — Vursun, şimdi ksim ea e n — Ne olacak usta? Mollayı I Molla, daha güreşe yeni baş- | A # Ema B M sevriik Demi n bire zelzuleye uğramış bir mey- dan heykeli gibi kaidesinde koptu vo havalandı. Az kaltın yenik düşüyordu. Bereket ver- sin yüzü ko; ndü, Yere dört elli Ezildi. Molla, şimşek gibi yetişen hasmını kemaneledi ve iç kazık | do tespit et- | müştü. n gok güreşle- | rini seyrettiği onun böyie havadan gelen boyunduruklara nasıl mukabele ettiğini muy.ıııw du. Mollanın çok açmazları var- di. Oyunları bizzat kendisi ederdi. Her pehlivan boyundu - ruğu yediği zaman iki ayakları- | Bizim radı ko.- Bir lokmanın ziyanı.- Şeker. - İlkbahar! BO Bin Tafyo abonasi | Ankara radyosunun abonesi | 80 bine çıkmış, 1940 yılının ilk| sekiz ayında a-| bone ücretlerin -| den hasılât 650| bin liraya var-| mış. Demek ki kendi — dhalinde, | hiç bir gayret| ve emek sarfet.| zaeden — işlerini| bu idare prog- ramlarını zenginleştirse, saat- lerini arttırsa, konuşanları daha açık konuşmasını bilenlerden seçse, hele biraz da Avrupai propaganda yapabilse ebonele- Ti bir kaç gene içinde yüz bin- leri bulacaktır. 'Yalnız bir şey daha Jâzım: Radyo makinelerinin satışında kontrol. l Üç beş kuruşluk ihtikârı ara- dığımız gibi, satışı bu binleri| geçen makinelerdeki ihtikârı, | hele hileleri aramamak âoğru de gil Buradaki ibtikâr ve hiîelerw halkı yüz binlerce lira zarara sokuyor. Eski makine ve lâmba-| ları yeni diye, eski makinelerin kalımı değiştirip 1941 markası diye halkı aldatıyorlar ve malti-| nelerin bir lambasını 15 liraya | yorlar. Fiyat mürakabe ko- misyonunun bunlarla uğraşma- fna sıra gelmedi mi acaba? Bir madamın 58 miyonu Şimdi Amerika yolunu tut-| müş olan Rumanya kralhı Karo- | ün karısı madam Lüpeskonun 58 ! müyonluk serve- tini Rumayna- da hükümet zap tetmiş, 58 mil- yon.... Orta halli bir zabitin kızı bu parayı nasıl kazanmış olabi- lir? Malümdur ki kral Karol, bir prensesle evli idi. Bu madam Lüpeskoyu bir baloda görmüş, gevmiş. Preasesi boşamış, onun- la yaşamaya başlamış. Bu yüz- den krallıktan — uzaklaştırılmış. Derken gene getirilmiş idi. Pa-| kat son hâdiseler Üzerine mada- | mı alarak Portekize kaçmıştı.| Karol için en büyük mal, mülk bu kadın olduğu için kaçarken | milyonlarım bile abnayı unut -| mroş olabilir. Fakat madam Lü-| pesko nasıl unutmuştur? Rumam | yada kalan servet nakli müm -| * hün olmayan emlâk ve akardır. Ki rabilir, kaç milyon para ma- damla birlikte çılmıştır. O w- nutmuş olamaz, çünkü madam | Lüpesko musevidir. İ İstantılım 50 bin firası! Merak erbabından biri hesap- | lamış: İstanbulda her gün üc bin ekmek çöp tenekesine dö nuün sebebi| ekmeklere yapış | tırılan etiketler-| dir. Şu ekmeğin hangi — fırından çıktığını göste- | ren küçücük fatlar yüzünden koparıp attı; mız lokmaların şehirde böyle üc | bin ekmek tutacak kadar mü him bir gey olmadığını zantıcdek. giniz. Fakat meraklı zatın hesa- bı incedir: Koparılan parça bir vi T SVARI bi B SAMİ | | bakalım..) külüyormuş. Bü- | - eai SE KAT SADDT NÜ ığğ Hâ ) (A D3 / e a fletök ve bel vererele | ken mlarına iyadı Molla, #ikildikçe n emalliğine | de dikilmesini Çünkü bu rukta bulunan | etmek kolay © " geli ile boyunduruğu — silkerek Hasmı mağlüp düşürmek kolay olurdu. Mollanın icadı büshü- boyundurukla hasmın | yanı bire dikile köstek vuru ek hasmına — diş bir du. (Arkası var) ekmeğin yüzde biridir. İstan - belda günde 200 bin ekmek sa-| tıldığına göre dediği doğru ol mak lâzımdır. Bunun tutarını a biz haber verelim: Senede 50 bin lira... Bu havaya atlığımız para ile Küçük bir şehir hastahanesi ida- re olunabilir. ; Bir İtiraz 'Yunan gazetelerinden birinde şu fıkrayı okuduk : Bir ordunun shangi ordu ol- duğu malüm de- ğil - on meferi, bir düşman müf- rezesİne rastla - mış. Hemen Bsi- lâhlarını çevir - mişler, fakat da- ha ateç etmeden düşman neferleri silâhlarmı uta- rak ellerini kaldırıp teslim 0l- muşlar. On nefer, ellerinde silâhlarile bu müfrezeye yaklaştığı zaman karşızımdakilerin en uşağı dürt beş yüz kişilik bir kuvvet oldu- ğunu görünce şaşırmış ve bu teslim oluşta bir hile bulundu ğuna yüzde yüz kanaat getire- rek heren onlar da silâhlarını bırakıp ellerini yukarı kaldır - mışlar. Bu hali gören müfreze derhal itiraz etmiş: — Olmaz, kabul etmeyiz; ev- velâ biz teslim olduk.. (Bup müfreze hangi orduya, hangi millete mensuptur? Bilin Bakkalların anteni Evvelki gün şekere on kuruş| zammolunacağını Ankkara muha- birimiz —erke den haber verdi, Bu zam kararı bir gün sonra intişar edece; için ogün bak- kaldan 3-5 kilo şeker almayı bir feraset addeden Bir arkadaşımız hemen kendi bakkalına baş vüc- müş: Yok. Sağda, solda, daha| uzaklarda hangi bakkala baş vurduysa: — Kalmadı, bitti! ,Cevabımı alnuş ve nihayet bun lardan biri: Şekere ön kuruş zam ya- pıldı; Onun için herkes üçer be- şer kilo aldı, bizde de şeker kal- madı. Calan... Haberi duyan akkallardı. Fakat bizden gazetecilerden evvel duyan | onlardı. Nereden duymuşlar? Onlara bunu bizden evvel veren | we kim bilir kaç çuval şekerde 'on kuruş fazla kazançlarını te eden hangi antendir? Bunu bilmiyoruz. İkbahar hüznü | Şu sözleri, tramvayda arka - daşile kaonuşan bir genç kızdan bizzut — işittim. — Yaz gelmez Mi? içirne bir hi ziün çöker. Dal gmlaşırım. Hiç bir seyde zevk bulamaz olurum. Bence * şu ilik 1 le mavi de kara bir kış gününden tlidir. liyen kıza bi henüz on sekiz, yirmi y: SABAHTAR an bu ta t ettiği iddia edili-| yo.du. | Almanya altı ay - içinde bir siyasi ve aske taarruzda bulunmadı. Ne £ anlara el attı; ne garptaki konişuları- Yalniz geçen kışın sanün lan yükselen bir se — Bu bizim hazp içinde ge- çen son kıgımız c t bu kış esnasında — böş Öü madığımızı göreceksiniz.. dünyayı ikaza - çalıştı.| aldırış eden olmadı. | at o zaman aldanmıştık j 1940 nisanmın — bü gür içinde Norveçte evvelâ siyasi bir hâdise oldu. Alman ticaret gemilerinin Norveç kara sula -| rından geçmesini İngiltere ön« ledi. Derken bu s uların açıklarından Alman ge- milerinin Narvik demiri taşı -| masını da karşılamak için ma- yın dökmüğe kalktı ve geçen gene nisamn dokuzuncu günü harp tariliinde emsalsiz bir bas kınla kargılaştık: Almanya bu bitaraf ve hazırlıksız, silâhsız, müdafaasız — memleketin belli başlı limarilarına bir gün içinde | asker çıkarmıştı. — Meğer - Al- manlar beş on gün evvelinden ticaret gemilerine — sivil olarak yerleştirdikleri askerleri veç İlimanlarmda — tutuyorlar- mış. Bir emirle burlar ayni za- mranda limanları basarak “Nor- | veç makamlarıma <l koydular . Sonra, uzakta bulunan — İngiliz. donanması — yetişinciyo kadar bu limanlara mayınlar döktü- ler, toplar yerleştirdiler. İska: jerak boğazından takım *takım asker geçirdiler. İngilizler Nor- veçi kurtarmak — ümidiyle oa beş gün sonra en şimal nokta- Bını, Narvik'i bastılar ve bura- da Alman filosuna müthiş bir darbe indirdiler. Almanları 500 bin tonluk zayıf filosu mühim cüzütamlarım burada kaybet -| ti. Fakat çıkan İngiliz asker- leri burada fazla duramadılar. | Çünkü İngiltere Almanyanın Avrupada daha mühim işlere girismek üzere olduğunu öğren- Mişti. Ondan sanra, Mayısm - onun- da Holanda ve Belçika tasrru- zu, arkasından — Fransa istilâsı başladı. Bütün bu hnrelh*.'.leı'_' iki buçuk ay sürmüş, ismi ge- çenlerin hepsi tasfiyeye uğra- maştır. Şimdi aradan bir sene geçti ve harp ikinci kışından — sonr: ikinci ilkbaharım geçiriyor. F kat ne bu kış, geçen kışa benzi miştir, ne bu bahar - geçen b hara benziyor. “Geçen kış hiç bir hareket yapmıyarak ha-| zırlanan Almanya bu kış İngib tereyi hava kuvvetleriyle muğ—j Tüp etmiye çalıştı ve baharz girmeden — önce — Balkanlarda| geçen seneki baskınlara ben -| zer baskınların hazırlığını yap-| tı. —Hava ve denizde İngiltere yediği darbelere aynen muka-| bele etmiş, Balkanlarda ise Al- manya şu on doküz aylık harp-| te maruz kalmadığı bir hezime> te uğramıştır Bu ilkbaharda yegâne müt- hareket Libya ve görünüyor. Ba bi rimparatorluk yı- Bir kaç gün| de-| hareketle kılmak üzeredir. sonra artık imparatorluk gil, sadece bir krallık mevcut o- lacaktır. Fakat yıkılan imparatorluğu - değildir. Çocuksuz aile yuvası suyu çekilmiş Yeğirmene benzer. Yardıma muhtaç çocukları sevelim ve yaşatalım! geçen ilkbaharla bu ilkbaharın Çocuk Esirgeme Kurumu G. Merkezi !ı | L L üi | Behçet SAFA 23 Nisan Çocuk Bayramı ve Haltası Yavrularınızın — bayram- lıklarını hazırlarken mille- tin yardım ve şefkatine muhtaç çocukları da sevin- dirmek için Çocuk Esirge- me kurumunu — yardımları- —a Mutlaka fena bir yaz hatırası olacak. Yaz, belki ona bir felâke ti hatırlatıyor. Belki kendini de- nize atarak ölen, sonra cenazesi çiçeklerle bezenerek kaldırıları bir sevgilisini hatırtıyor... Arlındaşı da benim gibi anla> Mmamış olacak ki öteki izah etti — Sinemalar ya kapanır, ya- hut eski filmleri göstermeye Nor-| İLMİ c A SOF özay gary - BETLER mrammm tarihme ve Ümmne bir gn Agz zAZE MazTar v Silme Yell Gorlulr daoune Kü 4 V OKYĞ AAl K — BER! Ü HALGI VU UNUN x,“ı:*-zbuî ÜV Ük * (Dünkü nüshamızdı evam) g — Va RRER? 4 L leri tik seferine gide İslâm dininin hağ anası olm | Yazan: F yanz y ır._îerılıtı“ışfıfğı Di 4 Goi üü göüzer | RUHİ- NACİ r deme a tereddüde mahal yök, Peyjşam va | n, bönm Müz berin ahvali er kitaplariyle Cnı £ R d ganın Hartımu gibisin! Buna ras Sideri ede SA S'J ı Ç l Geğil misin? Şu fackla Ka yyan bir Usul da- heniden sörra peygamberlik ols iresinde - doğru #özlü adamla- rın, zincir. halinde, birbirinc ek- li olan rivayetlari tetkilk — ve| terbit edilerek toğlanmış — bu- | iunuyor. Hadisten bilbasna; Buhari, Müslimi Horasuni Nisai Termizi,| Ebu Davut, İbnimase (kütübü | Bilbe) altı ana kitap olarak ta- numiştır. — Bunlardan başka Dâm Kutni, Muvetta, Ebu Na- im İsfahani, Horasanlı İbrahim | | Cüveyni, Harzenili Ahmet oğ-| Muvaffak Ahmedülmaliki | oğlu Ali gibi muteker bir hayli | hadis kitapları mevcuttur. — | Buriların hepdi tetkik edile- Tek müstakilen Ali trakkanda (Yenabiüllmevedde Sevgi pmarları) &ibi mültim menakip kitapları da yazılmıştır. Ne cil- vedir ki bir talım müslüman ülimileri (Saltamıt mikcadelele- rine rağımen) hukuk ve içtima- iyat âleminde mühalled eserlere himmet ederlerken bamı müslü- man salih ve safileri de ruhum tehzip ve tasfiyesi e ürfan rü- | suhunu, viedan hazımı kördt -| Mmemişlerdir. Böyleiide Altabın hak dini devam adegelmiştir. | “Şimdi o muteber sserlerde o- | dan bazı burhanları suracıkta, | | hulâsatülhulâsa olarak, gözdem geçinelim: 1 — Kur'anın Fütr süresin- deki (Sonra kullarımızdan #eç- tiklerimizi - kitabımıza mirascı yaptık.) memlinde olun âtide yü- ce Tanrı demiş oluyor ki: Alla- | hm kitabına varis olmak, gelişi güzel Müslüman cemaati arasın- | da bulunmakla değildir. Allahın | Beçisi yani Lem ve pük olarak tekvin etmiş clmemı lâzımdır. 2 — Poyganiber efendimizin | pek meşhur olan (Ben ilim şel riyim. Ali de © şebrim kapısı-| dır) münasında bir sözü (budi- Bi) vardır. Bu; #çık açık beni ve ic yüzüm olan dimin hakikatini görebilmek için, herhalde, Ali| gibi bir irfan kapısından gir - mek icap eder. Orayı bulup içeri giremezsen beni ve diniz, haki- katini görüp anlıyamazsın! de- mek değil midir? Sonra bizzat Ali de (bende -denizler kadar | birikmiş ilimler var. Ben ssğ| | iken bunları öğrenmelisiniz') demiştir. Bura sebep nedir Peygamberimizin diğer dostla - rından böyle bir iliraden bah- seden yok. Acaba miçin ? 3 — Kur'amın Râd süresinde €v peygamberim sen — (Allaha | şahit olarak söyle ki beninle 1 aranızda, indinde kitap il- slan nealindeki â-| reti m yette yüce Tanrı (indinde kitap | Hzri olan) cümlesi ile tuhsisen | tamimen nasıl bir | mürat eylemiştir. kimi veya müslümam Peyyumberin olan Aliyi ve onun itreti hiresi f(evlâtla- rı) imdır? Yoksa, — pevsamber| buzretlerinin soyunu mu ku- mıtmak istiyen Musvciyeyi ve| oğlu Yezidi ve omun avenel ha-| venesi midi | 4 — Kur' a Wirzab süresin- deki (Ehli beyti, şeytamı mur- tan temizlemeyi Allah ar- | mealin'le olan âti- 'anrı niçin hassaten tehzip ve tasfiyeyi murat buyurmuştur. Ve yime yüce Tanrı, Vakıa süresinde (Kur'ana ancak temiz olanların | dokunmasına) izia vermiştir. Ehlibeytin kinder olduğu ma- lümmdur. Muhammet, Ali, Fat ma, Hasan ve Hüreyindir. Bu- (u da göyle ishat ediyodlar : —| A — Kur'unm Enfal, Hasr ve! Esra sürelerinde (ganimetlerin | beşte biri Allaha, resülüne ve| onun akrabasıma....) ve (akraba na hakkını ver!) mealindeki &-| yetler üzerine, peygamber, gu- nimeti Allahım emri vechile tak sim ederken; Affan oğlu Os - man - ki Emrevilarden olmakla | beraber peygamberimizin — iki| defa dümadi. eİmustu - o da| (Biz akrahudan — değil miyiz”| de par veriniz) demesine nevenmeker Ona hizse | wermemiştir. Bu hâdise Nesai- | nn Sümnen adir muteber hadis | kitabmda da vasılıdır. | nızla kuvvetlendiriniz. başlarlar! Selim İlham | m —. Viha altr nn Titabilan Müslimde dahil yazılı 'olan « Kih bir haharda sriberih zevcelerinAen Thfhelrir kım Ay-| geden naklen kavdedilmistir. ki ASDETLARMIRTDU ” DAG AT (Ehlibeytin temizleni s) hakkındak! âyel, Ürmmü 8. menin evinde nazil olm men peyramber hazretleri (A- liyi, Fatmayı, Hasamı, Hüseyi ni) gdi abasının altına alara bu üveti okumuştur. Eklibeyte (Ehliaba, AHaba) ülrresinin | hikmeti de, bu hüdise olmuş- tüt 5 — Kur'anın Şirâ süresinde- Yi ey peygemberimi sen (söyle| ki: Sizden hizmetime burgılık, | peygamberlik hakkı olarak, hiç| bir ücret beklemem. Yalmız ak- rabama meveddet isterim) moa- | linde olan üyette yüce Tanrı ni- çin müminlerin, peygamber sü- | Tâlesine karmı hürmet ve mmu - habbet göstermelerini arzu bu- yurmuştur*. 6 — Buhartnin Satrihinde de yazılı olduğe üzere Muhammet madığı için sen peygarber de- ğilsin!) diye cevap vermiştir. Ba cevabı veren Muhammet; o amberdir. ki, — hakkında Necm sfresinde (0 havadan l⣠söylemez. Söyledikleri kendisine: Allahtan valyolunan şeylerdir)i, üyeti nazil olmuştur. 7 — Ahmet bin Hanbelin, Termizimin, İbni Macenin harlim kitaplarında yazılı oldağlma va Hafız Ebü Naim Isfahaninin (Ffilyetülevliya) kitabında bils dirildiğine göre.. haccetülveda dan dönüşte, öğle namazında, Muhammet hazretleri, ümmeti- ne hitap ederek. Ben nasıl pey- gamberlikten meanl isem, siz de öylece doğru yoldan mosulsü- nüz! dedikten sonra; gize haki- kat değerli iki cmanet bırakı « yoram. (Devrm yarınki nüshamızda ) B sSPOoOR (Millil Küme Maçları 'hakkında düşünceler Müs.ab_:îalar bu sene de yaz ortalarına kadar devam edecek Bir hafta içerisinde beş defa| karar di futbol federas- | yonu gihayet mült kümenin 15 kdüp olmasını istediğini kendi - sinin barada mümessili bulunan Saim Sekmenere geçen hafta sonu bildirmesi Üzerine altıncı defa toplanan murahhaslar heye ti yeni gelen iki takmım vaziye- | tini ayrıca tetkik ederek tatlıya | bağlamayı faydalı buldular. Milli tüme müsabtkalarmın | Hür ve zararları iştirak eden ta- | kımları git olması ve bütün or- ganizasyonun bu heyet taraflı - dan dirija edilmesi lâzımzelir - | ken futbol federasyomu tepeden inme bir emirie burun karartarı yok edivermişti. çinde beş kere isti ğiştirmez ve o beyetin ilk ver- diği karar gibi tatbiki saltada güçlüklerle kurşılaşması muh - temel bulunan Demirspor ları tekrar fikstüre ithal e mez ve nihayet milli kümeyi hazırlıyacak olan heyet içtima | halinde ikea anlaşılan iyi bir presantiman İle başka bir oda-| da neticelerini bek-| liyen maskespor mümessili de| ünü bu İşe sokmakla düy- ı zevki şüphesiz ifade ede- Geçen haftayı hatırlıyorum da ne Fdt o günler... O acı güne Tar.. Fütün gazeteciler koridorlar. da, odalarda dolaşıyor heyecane dan konuşacak şey - bulamıyor-. Tardi. İ Neden mi diyeceksmiz? U Gayet basit. MHUN küme ha. berlerini bir an evvel oltyu - cularımıza verebilmek için çır» pınıp dürüyordük. Bir haber!.. — İçtima bitti.. Hemen çil yavrusu gibi aşağı' lona koşuyor sağdan soldum r bkavadis. y çalı- şıyorduk. Fakat ne gezer.. Bütün murahhaslarda soğuk eda ve ayni sözler.. Kimse bize hakikf bir malü- emiyordu. Löâlin nasıl ayni i gün geçtikçe daha k. Bu salâkiyetli (! heyetin verdiği kararlar fede - 'on nezdinde ancak bir te- menmi mahiyetinde imiş.. Düşündüm de mademki bu murahhasların kararları hiç kas le alınmıyacaktı, ne diye bu kadar masraf edilerek kandileri İstanbulda toplantıya çağırıl - dırlar? Öyle ya teşkilâtı kendi elemanlarile Bu işi başaramaz mıydı?.. Kendi kendine kur'a çeker, (Sonu: aahife 6, Sütun T de) Dpavetname S ! SÜMER rifleri rica olunur. | 4 i Ww VAS . Şarkı Yıldızı ADans Kraliçe: ve TAKSİM MÜDÜRİYETİNDEN : 8 Nisan 941 tarihinden itibaren sinemalarımızda gösteril- meğe başlanacak olan (KİVIRCIK PAŞA) saat 18.30 da TAKSİM SİNEMASI'nda tertip edilen Matbuat seunsına gazete tahrir heyetlerile sinema müdürlerinin teş- SİNEMALARI filmi için bugün Emsalsiz Artist.. 09/0 100 Seksapel kadın... MARİKA RÖKK Bugün SARK sinemasında en büyük muvaffakiyeti olan KORA Filminde göz erlerinizi rinizi - kamaştirn TERRİ caktir. Binbir harikalar filmi evvelden aldırınız.