< 19 . ŞUBaT 1941 LT ANNARARÇTEAEERE N a — Alman - Casusluğunun - Esrarı | —- gl TERCEME EDEN : Hüseyin Cahid YALÇIN bahşolun- YAZAN : $ Bernard Newman & Ağırlığı o kadar azdı ki birden bire şüpheye düştü. Hiç bir şey söylemeden zabıtaya haber ver- di. Zabıta bütün hamuleyi tahli- ye ettirdi. Bu suretle, Paris al- Ççısından ibaret diye gösterilmiş olan malzeme levhaları parçala- manca, içinde makineli tüfek fi- şeklerinin kovanları bulunduğu görüldü Bundan sonra, bittabi demir yolu nakliyatına- daha. ziyade dikkat ediliyordu. Bir çok tü- fek, makineli tüfek ve ceh ele geçirildi. Bunlar kömür ha- muleleri altında sakl lardı hvalde tren makinis ve muhafızları Almanların hiz- metinde idiler. Müteaddit defa lar treni m bir Biz Bd ol yordu. muhtelif yüzlerce sene ör- nın ileri gelen ırklar| rından biri idiler, Bu yumuşal Avusturya boyunduruğu altında üç yüz sene kadar yaşamışlar- dı. Kuvvetli ve terakkiye t raftar insanlardı. Kanlarına bi raz Alman unsuru - karışm! Bu suretle Slâv hayalperveri ne biraz daha kuvvet ve tesi: gelmişti. Slovaklar ise bin scne kadar Macar hâkimiyeti altında kalmışlardı. Burada hemen he- men toprağa bağlı esir köylü- ler vaziyetinde bir hayat müşlerdi. Hürriyetlerine tukları zaman, iyı tahsil görme- miş bulunuyorlardı. Hemen he- men ümmi bir halde idiler. Tah-| sil görmüş küçük bir sınıf ise kültürünü hep Peşteden yahut Viyanadan almıştı. Binaenaleyh yeni cürahuri: te Çeklerin üstün. bir mevkide bulunmaları pek şaşılacak - bir şey değildi. Bu onların yalmız adetçe deha fazla olmalarından ileri gelmiyordu. Teşebbüs ku veti ve tahsil itibarile çok ilet de bulunmalarının bir neticesi idi. Vaziyet bir iki nesil içinde kendiliğinden düzelecekti. — Fa- kat, iki arada, ademi memnu- niyet için bir çok sebepler mev- cut idi. Bilhassa bir hükümet memuriyeti ele geçirememiş a- damların memnuniyetsizlikleri! İşte Almanlar ve Macarlar bu sınıf arasında kendilerine ko- layca ajanlar buldular. 1939 martında, Slovak kabi- nesi Hitleri memleketlerini “hi- maye,, etmeğe “davet,, - ettiği zaman, vaziyeti bilen kimseler- den pek azı buna şaştılar. Aylar ca Münih uzlaşmasının hemen akabinde, bir Lehli dip- Yomat ile Slovakya meselesini aünakaşa ediyordum. “Hayır, dedi. Slovakya ile bir| müşkülât yoktu. Onların politi- kacıları akıl ve mantıka riayet ederlerdi. Memleketi tanırsınız Orada bir köylü sınıfı vardır ki zekidir. Fakat mahrumdur. Siyaset bakımın- dan, küçük bir politikacı e sınıfının elindedir. Bu politil cıların hepsi ecnebi memlek etmiştir. . Bunl: hiç biri hür bir Slovakya h yası beslememiştir. Hepsi h: gicâh adamlardı. On iki kişiden I olarak tahsil nimeti müştu. Fakat onları velinimet- leri aleyhine çevirmek | bulundu. Uzhoradda ve Host'ta bazı konferanslarda bulunduğu- mu hatırlıyorum ki beni hay- ret içinde bırakmışlardı. İngilte- rede olsa bile bu konferanslara | erebilirdi. Böy- imkânı olmakla ses çıkarma hemmiyetsiz teli Bana verilen iz: tenler istikballe: ğunu anlıyacaklardı. e beklemek ki i idi. Rüten-| olsa idi| | İhtilâl müthişti. Pakat Avüstür- ne nisbetli şünceli ve olmalâr yfiyettir. ında Çel komşu istan ile inde Avrupa b pa harita atanperverane bir nüma- ban etmek tehlikeli bir hare tir. Çekler iki kere isyan ettiler. Bunlar ümitsizce işlerdir. Çün- kü Çeklerde silâh yoktur. lülde, Çek kadınları uzun çivi- ler mıhlanmış sirikt la Alman a: ğüştüler. Çekler diyorum. Fakat manlarının içinde gizlenmiş bir halde tüfekler ve makineli tü- Münasip zamanda Zan altından çıkarı- Fakat şimdi değil, Naziler yıkılmak üzere oldukla- rı dakikada. Bir milleti ezilmiş bir halde tutmağa imkân yok- tur. Almanlar bunu öğrenmeğe muhtactırlar. silâhlar- arşı dö- silâhsızdırlar Bohemya - or- kerlerine fekler vardı bunlar topra; lacaktır. Her - —— Salah Bir mukayese Abdülmecit devri - Osmanlı imparatorluğunun en karanlık ve ümitsiz günlerini ihtiva eder. Babası ikinci Mahmudun - öli münden sonra tahta çıkan Ab- dülmecit daha tahtında yerleş- meden donanmanın Mısır Hidi- vine ilticasını öğrendi. İkinci Mahmut yeniçerileri ve yeniçe- riliği ilga etmiş olmakla bera- ber mülga ocağın yerine kuv- vetli bir ordu ikame edememiş- ti: Yani Osmanlı devleti ordusuz ve donanmasız bir halde idi. İşte bu sırada 1849 Macar ih- âli patladı. Macarlar, Avüs- ilara — karşı myaklandılar. ti tur yalılarla, Avusturya impar runun imdada çağırdığı Çarlık Rusya kuüvvetleri ihtilâli kanlı bir lde bastırdılar. İhtilâl reisi macar sergerdesi sulh başta buler ratorl mi hakkında Çarın ve ya imparatotunun ta tehditlerine merdane g di, hattâ bir harbi göze rak canlarını Türk şeref musuna tevdi eden * ler,, i düşmanlarına teslim etme- di. * İki devlet arasındaki — siyasi münasebetlerin inkatar “üzerine Rumanyadan şehrimize gelen Büyük Britanyanın Bükreş se- firi — gazetecilere beyanatında| Leh vatanının çökmesi âzerine Rumanyaya iltica etmiş olan 3000 Leh mültecisinin Ruman- ya bükümeti tarafından Al- manlara teslim edilmi: olduğu- nu söyledi. Rumanyanın kuvvetli bir or- dusu, küçük bir donanması vardır. Yani 1849 da Macar ve Leh va- tanperverlerini iki kavi impara- torluğa teslim ziketime bir tür- YAZAN: FİLOZOF RIZA TEVFİK gi İ aai Bildiğim, bilmediğim kimselerden beş on mektup al- mıştım ki bunlarda yatnız san'at mes'elelerine dâair bir sualler vardı. Onların ancak bir kısmına, şimdi, bu sütunlar- da cevap vereceğim; bu bahsımızı bu mevzua tahsis edi Hakkiyle ve etrafiyle müzakeresi bu sütunlara sığa- avak olan mes'cleleri (este- tik) unvaniyle yazmakta oldu - ğum kitapta tafsilâtiyle mülâ - haza ederek fikrimi ve kanaati- idirdim. etik, (bir çok meşhur fi - lozofların, yanlış bir zanna ka- pılıp iddia ettikleri gibi, güzel - lik ile meşgul olan bir La science du Beau) değil, zel san'atların fels tetik ha yan filozofu (Benedetto Croce- Benkroce) nin dediği gibi san'at “umumi bir lisandır.,, Estetik te umumi felsefenin bir şube - dir. San'atta malüm ve mu - teber olan meslekeler felsefede- kilerin aynidir ve onlara bağlı- dır. (Realizm), (idealizm), (sub- jektivizm), (Senbolizm), ssionizm) - ve yorum. (Romantizm) Burada - usulü veçhile - felse- feden bahsedecek değilsem de, şunu itiraf etmek isterim ki, fel- cfe aklımızın en güç ve en ehemmiyetli biri olmakla alelerinden beraber, bize bir (Hakikati mutlaka) keşfettire- cek yolu öğreten (ilim) değil- dir; insan için öyle bir ilim de yoktur. Yirminci asrın hâriku- keşfiyatından len büsbütün yeni den bahsedeceğim zaman, kat'i | delillerle gösterebileceğim ilimlerin efesidir.- nda pek makbul bir eser yazmış olan - muasır İtal- (1) Eski Darülfünunda folse-| fe müderrisi bulunduğum sıra- -talebe efendile. - estetik hak çıkarılabi- nceler- ğa baş üç forması m ve ili iyle — çıkmış tılktan sonra, bıral, husustaki a on bir sene ile devam ettim ve bundan beş| sene evvel yeniden (estetik) kti- tabını yazmağa — koyuldum ediyorum. mevzularını gösteren fihristi (1907) senesinde fran- sızca olavak tertip edip kıymet- 1i dostum Bay Şevket Kıbrızlıya bir nüshasını vermiştim; Onda ve bende bu fihrist mah- fuzdur. lü katlanamayan — Osmanlı im- paratorluğu gibi silâhsız deği terakkisi senelerdenberi — feyle- sofların aramakla zinhin yor- ve ömür tükettikle - (yögâne) lak hakikattan bizi uzaklaştırmış, ve felsefesiyle uği yen meyus etmiştir. Demek olu- yor ki - bu aklımızla ve bu idrâ- kimizle - öyle bir hakikatı bula- bilmek ve hakkiyle anlayabil- mek davası fuzuli ve asılsız bir iddia imiş. Bu meseleleri felsefe bahsinde daha ziyade tafsil e- deceğim. Bana gönderilmiş olan mek- tuplarım bazısında in nedir? Estetikte mes- leğin nedir?.) gibi sualler de var. Bunların cevabı güç değil- se de felsefi bir mesleği - bir mektuba sığacak beş on satırla tarif edebilmek o kadar kolay binlerce dukları ve mut- büsbütün iki metafizik nları ebedi - Bu İcitabın | devam mufassal | Şu iki tarihi vâkta arasındaki farktır ki Türklükleriyle övü.- nen Türkleri daima haklı gös- terecektir. Hem yalnız dostla- rına karşı değil, düşmanları na- zarmda - bile haklı gösterecek- (felsefede A. C. SARAÇOĞLU bir iş değil!. Bununla beraber, ben o cevapları buraya sığdıra- bilecek kadar kısa - bir gekilde| arzedeceğim, ve bu — bahislerle ülfeti olmıyanlara bile fikrimi anlatabilecek kadar açık söyle- yeceğim: Felsefede mesleğim( subjek- tivizm) dir, (estetik) te de biz- zarure odür ve © olmak lâzım gelir. (Subjektivizm); gu için de yaşamakta bulunduğumuz kâinatın - haddizatinde, (yani kendi halinde olduğu gibi) bize görünmediğine tamamiyle ka- naat etmiş olan mütefekkirlerin felsefesidir. Şüphe yoktur ki esaslı itikat prensiplerinin a- henkli bir surette tertip ve te- lif edilmesiyle tesis olunan bir felsefe sistemi - demin — ileri sürdüğüm - iddiadan ibaret ola- maz; fakat o iddia, (subjekti- vizm) in başlıca noktai nazarı ve birinci prensipi olmak itiba- riyle temel taşıdır. Bu felsefe- de bütün muhakemeler ve mü- lâhazalar, hep o görüşe tevafuk etmeli ve o ilk prensipe uygun düşmelidir; onun için, subjekti- vizme taraftar olan bir filezof (metafizik) erbabının — aradığı (hakikatı mutlaka) dan vazgeç- miş ve büsbütün yüz çevirmiş - çünkü bizim gördüğümüz ve bildiğimiz şu kâinatın - aslın- da ve kendi halinde olduğu gibi değil - ancak duygu âletlerimi- tir ze göründüğü sekilde bilinel leceğine katiyen itikat etmiştir; yani insanın bilgisi hariçteki (seyler — objets) in hakikaten kendilerini değil, bize icra et- tikleri tesirleri bilmekten ibaret olduğuna inanmıştır. Şu yaradılışımıza ve (ilk bi- gi âletlerimiz olan) şu hislerimi- zin tabiatına ve kabiliyetine ba- kılınca, bizim için başka türiü bir biliş ihtimali olamıyacağı da hiç şüphe götürmez bir haki- kattır. Demek oluyor ki, (sub- (Sonu sayfa 5 sü 2 de) Cünye: Dr. Rıza TEVFİK Bayfa : 3 Sicilyanın işgali de - muhtemelmiş Amerika gazeteler.: nin bir görüşü Nevyork, 18 (a.a.) — Cenova tiği bir makalede Nevyork Pub-> lic gazetesi şunları yazmaktar dir: Bizzat İtalyaya hücum otınpı! nin mümkün olduğu sabit ol muştur. Şimdi Sicilyanın işgali bile askeri imkânlar dahiline girmiş bulunmaktadır. ' Alman genel kurmayı daima korktuğu ihtimallerden birinf ciddi surette göz önünde tut -! mak mecburiyetindedir. Bu ihe timal iki cephede ayni zamanda harp etmek vaziyetidir. Alman - lar şarka ve cenuba sevketmekf üzere mühim kuvvetler ayırmış- lardır. Maamafih bu son mın- takada hiç olmazsa şimdilik ha» reket teşebbüsünü ellerinden kar çırmışa benzemektedirler. Mezkür gazete herşeyin İn- gilterenin daha üç ay dayanıp dayanamıyacağına bağlı oldu « ğunu yazmakta ve şöyle demel tedir: Hitlerin İngiltereyi istilâ ede- rek tahakküm altına koymak hususundaki teşebbüsünün aka» mete uğraması vaziyeti altüst edecektir. O zaman taarruz te- şebbüsleri müttefikler tarafına geçecek ve bunların — kuvveti yuvarlanan bir kar topunun sür atiyle büyümesi gibi artacak - tır. Hitler bu takdirde sulh tek- lif etmekten çekinmez. Fakat teklif reddedildiği takk dirde mütemadiyen artan kuv- yetlere karşı bir müdafaa harhi yyapmak mecburiyetinde kala - caktır. Halbuki gerek kendi ka- rakteri gerek nazilerin mizacı bu nevi bir tazyike karşı koy- mağa müsait değildir. Esasen yenmek ümidi olmıyan — hiçbir Mmillet icap ettiği gibi harp ede mez. Amerikadan gelen mi matla takviye edilen İngiliz a- daları muhtelif altı istikamette taarruza geçebilecek vaziyette « dir. İ Hitler Mein Kamphta İngil-' tere ile dostane bulunmak izhar etmiştir. münasebette defalarla Bunda samimi| olduğu muhakkaktır. İngiltere- nin dostane müzaheretine vabes a idi o tarihte Avru-| panın hâkimi kesilebilirdi. Ma- amafih, onun kendi hiç bir zaman büyük bir itimadı | olmadığı çoktan beri bedihi bir Nazi rejiminin ilk gizli servisi arzusunu arzusuna hal almıştı. günlerinde, Alm: efleri talimatlarını veriyorlar-| âkadar olabile ceği herhangi bir işin içine Ka- rıştırıcı bir parmak alki nazi dı. İngiltere kuyorl: raatının İn- giltereye karşı doğrudan doğru hücum teşkil etmediği, sa Almanyanın ilerliyebilmesi Tzusundan, dı. İhti İngiltere Avrupada | yacak derecede başka taraflar- jlmasına ihtiyaç 0- | 2 ndan ileri geleceği lenebilir. Z imparatorluğuna böyle davran- 1 edecek bir kalmak yerlerde göz gezdirilirse vik ve teş şısında Bir çok mümkündü bir karışıklık çıkması ihtimalle- ri mevcuttu tin içtinabı imkânsız ve gittik- çe artan ıztırapları, şafak söl mesine tekaddüm ranlık günlerde ların ve sürmesi ? lâ — tahsilden| Yaklaşan v: af | en garip arzu-| hüküm er bu husüsta ştırmaların mürekkep Slovak — kabin carlardan para alıyorlardı Aralarında demek iki namuslu adam vardı! Lehli diplomat cevap verdi Lehistandan lere kendi s de bulunuyorduk! Rütenyada Almaı şleri gavet basit idi. Rütenyanın iktısadi hayatı, büyük nisbette, yahudilerin elinde idi. Fakrü Zaruret içindeki köylüler bu y hudileri pek az severlerdi hudi ve Çek aleyhtarlığı pro gandası için Hitler tarafından istihdam edilen ajanlar genç Rütonya'dkardı. Bunlara ilk defa mil olacaklardı. Filiyat- anyanın beyaz insanla: la meskfin bütün müstemlekel çoktanberi h: kendilerini iC tisap,etmişlerdi imparatorluk karmakarışık ihtiva ediyordu. ırktardı sinde | altısı Almanlardan, dördü Ma-| ta, Bri' nız | re salâhiyetini ik- Bu bile yok! Diğer ikisi de| a alıyordu. Hit-| hlarile mukabele- | Bunların kimi kimisi sürat- yerlerin si geri le ilerliyordu dominyonlara iyet hakkı zu ettiği bir gaye yordu. Yegâne münakaşa bi muhtariyete cin geçirilecek merhalelerin git rati meselesi etrafında toplu rın ifsat| umumun ar- ücnde getiri erişebilmek ze müessir olmamalıdır. Ordunun Fransaya ihracını örtme k, yolunu muhafaza et- mek maksadile çizilen deniz harekâtı plânı resmi harb ta - rihinde ve servisin diğer neş - riyatında mukayettir. Padöka- lenin şimal kısını Taymis ve Horvis kruvazör filoları tara- fından tutulmuştu. Boğaz ise İngiliz ve Fransaz muhribleri ve nın hattâ büy tahtelbahirleri tarafından mu - di ında idi. miktarda katalar, İngili: leri İngiltereden Frans: karıd: ) gimal de al Jellico'yı Amirallikten filo kumandarlığına 12 ağuslos 1914 “Bu hafta içinde Alman açık y : ERER (Arkası var) GA ROPRGPEPROTA Bundan dolayı sâzân için filonü- zu düşman filosumnun arasımra dü şürecek bir düşman hareketini ve hücumlarını görmemezlikten gelmek, ön hattaki düşman se- tir gemileri ile üsleri arasına DÜNYA HARE düşmekten çekimmek evlâdır. Bu mülâhazalar, sizin Vazi- yet ve hale göre mevzi almak ı (YENİ SABAH)IN BÜYÜK SİYASİ TEFRİKASI hususundaki hareket serbestini- * deniz filosu tarafından himaye ve geniş bir saha dahilinde tat- bik edilen bir ihraç harketini henüz tamamiylı değiliz.. Diğer evelce tebliğ edildi — Yazan: | v.Çör eei İngiliz asker'eri geçtiler bit ei taraftan çil den inceye hesaplanarak hazır- sizlik ve hareketsizlik ciddi te- şebbüslerin ve hareketlerin bir mukademesi gibi de telâkki olu- lanmış bulunuyordu. İngiliz ordusunun Fransada tecemmüü, İngiliz kumandanı French ile Fransız kumandanı - nın iş birliği yapmalarından üç gün evvel tamamlanmıştı. nabilir.. Şimdi yine ayni noktai naza- rı muhafaza ediyoruz. Düşma - ik kuvvetleri ih - tahtelbahirleri tarafından mu — raç edilse Bile'hizim umumt ha: hafaza ediliyordu. Bu hattın ar- hafaza ediliyoruu. Bu hattın P- reket prensiplerimiz değişmiye- di. Bu filonun 19 gemisi var- Filo Portlandda harbe ha - berler eksik de; Bu geniş harekât ve nakliyat mahirane stasta İngiliz kıtaları ları ile temasa geç - meden birkaç saat evvel, Belçi- kadaki birinci Alman orduları başkumandanı Fon Kluk başku- anından pek kat'i mahiy- yette bir haber almıştı “Britan; lony üzerine bir ihraç ve bunların Lil üzerine yürü - melerini hesaba katmak lâzım- Sanıldığına göre büyük mik- hareketi cektir. Böyle bir ihtimal kargısın da sizin son ve kat'i harekâtın cereyan edeceği sahaya yakm bulunmanız lâzımdır.” lenmişti zır bir vaziyette ve amiral Burneyin kumandası idi, altında lanş denizinin garp methali ker nakliyatının en sik ” hirp'golllerinin muha'a. ASSST NaklYalanın ön Kiloeık bulundi ni 15, 16 ve 17 Almanların deniz üsleri Heligo- land, büyük filonun he miyesi ve oyerlerimiz tarafından luka altına alınmış le Alman filosuna bü üç zarfında açık denizlerde h: tutuşmak, bu harbi kat'i bir ne- ticeye isat etmek imkânlar rilmişti. gu üç gün zarfında ya- ustos günleri bin ilk gümleri, pek az 7 üsker- ya geç- tiler. Fakat ağustosun on iki - sinden 17 sine kadar ordunun en mühim kızmı nakledildi. Ve sevkulceygi hararet son dere - cesini buldu. O szmana kadar büyük filo gimal denizinden yu- gahillerimizin şimalinde mevzi almıştı. Hattâ Orkney şimaline bile çekilmişlerdi. Fa- 2 ağustostan sonra filo - nizine inmesi, C- ba doğru tahaşçüd etmesi a- emredilmiş - ordularının tahtelbahirlerimizle Bu suret- Halbuki bundan üç gün sonra Britanya ordusunun heyeti umu- miyesi Manş harbine iştirak & diyordu. zaman tahtelbahirin gözüküşünden baş- ka düşman deniz kuvvetinin mev delâlet edecek hiç Denizlerdeki süküna karada kısa bir sessizlik refakat etti. Yalnız Liyej, Belçika kalesine ta arruz, Alzasta bir Fransız hücu- mu ve yalnız bi cudiyetine bir işaret göremedik. Her şey iyi gidiyordu. Hiç bir gemi batmamış, hiç bir kim- ulmamıştı. FHler şey ince k - orduların dı. Bütün Avrupada milyonlar- ca insan yollar ve demiryollar y yunca akıyor, Ren nehri köp- P3Ya dönerek: rüleri etrafında toplanıyor, ge- niş Rus imparatorluğunun en uzak vilâyetlerinden harekete Bizim için müttefikimiz Avus- turyayı Rusyadan kurtarmak meselesi mevzuu bahistir. Bi- zim Fransa ile kavgamız ve o- nun toprağında gözümüz yok. Siz bize ilişmedikçe biz size dokunmayız. Belçikaya gelin - ce o memleket bizim için mu - kaddestir.,, diyecek, bunu yap- tıktan sonra Almanya İngilte- reye dönecek ve harbi mev - zileştirmek için delâletini isti- yecekti. Bu vaziyette Fransa ya müttefiki Rusyayı terket - meğe yahud Alman savletine yalnız başına mukavemete mec- bur olacaktı. Kışın şarkta Rus G ordusu kısım kısım parçalana- eketinive bizim fikrimiz - Ric'at cak, Almanyanın garbındaki tel ——— —————————E — örgüler ve siperler önünde de - Marttan evvel - Rus pyansa mıhlanıp kalacaktı. geçiyor; Fransanın cenubun - dan ve Afrikanın şimalinden kalkarak harp hatlarının ma- nevra kütlelerini teşkil ediyor- lardı. Gazeteleri dolduracak ha - ldi. Fakat ö - nümüzdeki müthiş hâdiselerin dehşetli bir intizarı içinde idik, ihtiyat ve cür'et Almanya hangi: tercih ediyor? Fransız taarruz usulü tazyiki takib etmeli, fakat asla birbi- ne — karışmamalıdır. Bir kere harbe girildi mi, harpten ayır- mak mümkün olmıyan tesadüf- leri göze almak lâzımdır. Al - manya harbe başladığı zaman ceyş ile cür'etkârane hir sevkul ceye ile cür'etkâr bir sevkul - ceyş arasındn bir intihap yap keşif kolları arasında temas var- mak mecburiyetinde idi. Tat- B — bik ettiği plân mucibince Al - manya - büyük — kuvvetlerini Fransaya y rada Rusyayı olduğu yerde tutmakla iktifa edecekti. Ya - » hud büyük kuvvetlerini Rusya- ya gönderecek ve Fransada mü dafanda kalacaktı. bo etmiş olsaydı Fransa ve Avru- Bizim için menfaatimizo -m caviz olacaktı. Rusya ile bir it- İhtiyat ve cür'et — birbirini tifak yapmış, elinden alınan vi- lâyetleri istirdad için Alman - yaya hücum etmiş ve Alman müdafiler — vasıtasiyle tevkif edilmiş vaziyette buki Rusyayı mağlüp eden Al- manlar mühim kuvvetlerini Fransayı işgal etmek üzere gar bi ükliyecek ve bu s- Eğer bu ikinci şıkkı tercih —“Bu bir şark kavgasıdır. Bu vaziyette Fransa müte - acaktı. Hal a taşıyacaklardı. (Arkası var)