4 Şubat 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

4 Şubat 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ha ÖD ZU AAA AAA GŞŞ LA L A — ŞUBAT 19it ayatfbnz geldi. İlkd pehlivan bir- Hbirlerini kıvardı. Malla, bir iki hense dolemasiyle hasımmın no a- igocuk: mollaya girmek Jâzımdı. &lcm de tek paça olerak girmek elde bastırıp altına al- İmak pek kolaydı. Kâmil, mollayı düşündüğü gi- bi altına almağı çok kalay bul- imuştu, Bir iki el ense tazeledik- ten sozre, künteci birdenbire Mmollanım önünde Guran paçası- v iı— € Kümil Gaha paçalara .pım alk ve el uzatmadan birden İbire kıskaca girdiğini gürdü. | Künteci zehir gibi bir boyun- iduruğa takılmıştı. Paçalara dal- İmanın mukabil oyunu olan bu VAZA'N :M ddazane hareket Kümilin en- 'gesine dolanmıştı. | Molla, bir iki zılgınladıktan 'Bonra basmını silkip attı Ve, İboyunduruğu bu guretle çözdü. Künteci, birdendire ne oldu - jüüsine yetistiğini bir türlü anla- yımmü Lâkayd duran ve îtendîmnzörmeyuhmmm— İsıl olup da birdenbire boyundu- 'nuğa geçtiğini sezememişti. | Güreş tekrar ense bağiyle baş 'Boldan ense Hle bağlamış, sağ' ikolumu sallıyor.. yüzünü geri Fadı.buıcerdemgr— FHMMW MMW anıyıçqnı gir- — Bu çolak, yaman çolak!. Gene güreş başladı. Gene mol- Ja oralarda değildi. Dimdik ve 'du. Künteci dayanamadı, bir ke- re daha basmma girmeğe karar Yerdi. Birdenbire hasmının pa: Çalarına indi. Vay sen misin inen? Molla da birdenbire buyunduruğu doladı. Zavallı Kümilin parmakları pa- gaların ucunda kalmışt. Mollanın bu seler boyundu- ruğu kayasıya idi. Zoglu, yani gelmemesi için hasmına büyü - cek bir ders ve ihtar vermiş olu- “dan sonra, hasmını sahverdi. Fakat, bu sefer mollanın ne /demek olduğunu iyiden iyiye anladı.. Artık, yan yan durmağa, başlada, Mdlla, daha hücuma geçme - mişti. O hasmını denemekle, temsilleri Teopebağında Dram kısmında, .BU AKAŞAM aat 20.30 da EMİLİA GALOTTİ GOLAK ' MOLL, (z MME;“ ; ».'ğl—' Mi a ders alı cında idi, Molla, lerle güresiy Manevraları Hele, kü hasmını b Fakat, her fi etmek çare: bilen ve düş Künteci Kâmil duramazdı. M(rl-l | söküşünü « Spor Anketimiz a Profesyonellik mi? Amatörlük mü? ü goprazı bul- Lâkin rmüşku. Mollayı ancal sürebili sürebildi Molla, bir tte caba idi, azgar, Mollanın son çaprazı alâde bulmustu .. Küâmil gibi bir pehlivana karşı böyle çapraz sökmek kolay de- n Molla Jehine de- vam edeceğine hükmetmişti. Müderris efendi, çaprazdan sonra, sabırsızlanarak sordu : — Uzta, nastl görüyorsun ? (Arkası var) YENİ SABAN SABAHTAN TSABAHA Zafer yolu havalarda (Baş tarafı 1 inol sayfada) göroe, bu istilâ çok güç- muharrirlerimize 1zdır. Avrupa ve A- mütehassısları da imkünsızlığında müttefiktir Yalnız İngilizler istilânin tml olduğuna hükmedip yan gel mek istemedikleri için bir kere daha böyle bir teşebiblsli bekli- yorlar. ıl, n yolda? Hitler, sön mutkunda eye vurulacak darbeden bahsetti. Pakat bu darbenin ye- rini bu defa göstermemiştir. Halbuki geçen eylülde sarahaten söylemiş, İngiltereyi İngiliz A- dalarinda vuracağını bildirmiş- u. Kaldı ki bir ay evvel Alman amiralı Reder Gde, İngiltereye | gıkacaklarmı ilân etmiştir. İngiltere hava yoliyle mi isti- 1â edilecek? Bir İngiliz gazetesi- ne göre Almanların gimdi 40 miza göre iml merika Bkl dehşetli yeküinun hepsi birden kullanılamaz. İngiliz gazetesine' göre Almanyanın bugün İngil- tereye karşı bu 40 bin tayyare- den ayırabileceği miktar 6.000 - | den ibarettir. Hava yolu ile düşman Üzerin- de kat' faikiyet için ya tayya- re adedinin bir kaç misli fazla olması, yahud tayyarelerin düş- man tayyaresi kalitesinden pek yüksek olması Tâzım. Almanya, | İngiliz havalarından İngiliz tay- Sporcu ve idarecilerimizin cevablarını neşrediyoruz Taoplayan: OĞUZ GÜNEY Kuleli Lisesinin çok kıymetli. #por — öğretmeni Hüsameddin Güreli gazetemizin «por anketi- 'ne cevab veriyor: 1 — Klâsik tabiriyle amatör- lük, bütün beden çalışmalarını| vwo müsabakalarını hiç bir para kazanmak gayesi gütmeden, bunları yalnız sıhhat Vve vücu- dum inkişafını temin maksadiyle yapmak ve randımarı arttır- mak; bu suretle şahsına ve yurduna, daha faydalı olmak için yapan ve ya yaptıran teş- kilâta verilen isimdir. Profesyonellere gelince; bun-. lar sporu bir meslek, bir san'at haline koyarak, bu işden para kazananlardır. Her yerde olduğu gihi bizde de profesyonel bir teşkilât ku- rulabilir ve bu her halde faydatı olur. Bu suretle profesyonellik ile amatörlük arasındaki; kat'i ve bariz farklar daba disiplinli bir surette tezahür etütürilmiş olur. Ve sporu bir kazanç ve meişet endişesiyle yapmak zorunda ©- lanlar da, bu şekilde en kestir- me yoldan faydalanmış olurlar. 2 — Halen bizde tam mâna- giyle profesyonellik yoktur. Klüb heyetlerinde, vazifem hasebiyle bir idarecilik alama-| dığım için, bu işin gizli yapılıp yapılmadığını da bilmiyorum . 8 ve4 — Spor yapan kütle;| umumiyet itibariyle mutavassıt hattâ biraz da fakir olduğu için, ben şahsan oyunculara bir mık- tar yol parası verilmesi taraf-| tarıyını, || Bunu bir mewisalle izah etmek, isterim: 'Yedikulede veya Sarıyerde © turan bir idmancının, maça ye- tişebilmesi için asgari iki vesait değiştirmesi icab eder. Buna dö. nüş ve öğle yemeği masrafları da ilâve edilirse epey bir yekün tutar. Düşüncem, yaltız bu makta- rın verilmesi merkezindedir. 'Yoksa bu nam altında; muay- yen bir para vermek doğru ol- gibi, gizli p 'onelli- ğe de yol açılmış olu: 5 — Takımlarımızda profes- yöonel oyunculara (meselâ antre-, nörlere) yer vermeğe gelince; ecnehi oyuncuların -takımıları -| mızda yer alması filvaki spro- rumuzun kalkınması için fayda- dan hali değildir. Lâkin, amatör idmancı yanında gayesi para almak olan; ve kendine bu işi meslek edinen arkadaşımın, dü- günce tarzı ile, arasındaki man- tıkâ mukayeseyi yaptığı zaman, nefsini düşünerek: Niçin ben de bu yolda istifedelenmek için ayni şeyi yapmıyorum, diyebi-ii lir. Filvaki, amatörün gayesi yak; mız &por yapmak ve maçı kazan-; maktır. Lâkin göyle de söyleyebilir.| Mademki antrenör takımı diri-. je ediyor ve biz kendisinden bu branşta lâzım gelen usul ve ta-| biyeyi öğreniyoruz. O halde © bizim için yalnız oyuncu değil; ayni zamanda hocadır da.. Fakat ne olursa olsun bu şe-| kil bence mahzurludur. Antre- mörlerden daha fazla gayret) bekliyor, ekiplerimize bir tarzi sokmasını istiyorsak, onlardan ancak antrenmanlarda bu — işi| istemeliyiz. Gelsinler aramızda | arzuladıldarı gibi oynasınlar, | bizi cabıştırsınlar. 6 — Kendine — güvenen — ve teşkilâttan hiç bir yardım bek- lemeyen klüblerimiz varsa, on- larm — profesyonel — olmalarına müsaade etmeliyiz. Bir aralık Fenerbahço klübü profesyonel| oluyor diye duyduk. Zanneder-. gem müssaade edilmemiş . — | Demek bu klübürmüz. kendinel itimad edebiliyar ki; bu kadar büyük bir igi başarmak için, ko-| Taylıkla bu cereyanın lideri ol mak istedi ? Onun gibi daha bir kaç klübü- müz varsa, profeayonel bir ligi teşkit edebiliriz. Amma, yalnız bunlar arasın- da müşabakalar tertip edersek, bu laşmalar taraftar biktirir. Takyidat için bazı şey- zaid görüyorum. | beden terbiyesi larını! yarelerini uzaklaştırdığı — gibi, İngiliz müdafaasını, dafi topla- rını susturduğu zaman havalara hâkim olabilir. Geçen yaz, Almanyanın ha- va hâkimiyeti ve faikiyeti çok fazla idi. Fransa harbini yarıya yakın bu falkiyete medyun- dur. Fakat o gündenberi bu fai- kiyet elden gitmiştir. Şimdi hü- 1ü aded olarak - Altman tdyyare- leri fazla — olsa bile bu fazlalık havaların ele — geçirilmesi için kâfi değildir. Hele bir istilâyı temin edecek hava hükimiyeti- nin ev küçük delili görülmemiş- tir. Bilâkis geçen bir sene zarfm- da İngiliz tayyareleri Alman- bin tayyaresi vardır. Fakat buf Eğâcezw!en Roportajî imalâthaneleri Ne kadar kendime me! ki kendi k eder dururdum. iyip içece vazım nasıl temin edili. . Birkaç kişiye sordum. Malü- matfuruş bir eda takınarak: — Bunu bilmiyecek ne var.. Millet yenin verdiği para ile zenin bütçe- Bi İle. Cevahını verdi hepsi de. Fa- kat'bu kadarıni ben de biliyor- . Asıl sorup öğrenmek iste- diğim gey bütün bunların nasıl hazırlandığı; nasıl yapıldığı idi. Aldığım cevaplarda ise benim bu merakımı giderecek, sadra gifa olacak bir cihet göreme- diğimden ekseriya yaptığım gi- bi gidip yerinden öğrenmeyi ve| benim gibi birçok meraklılara bu hayır müessesemizin nasıl kendi yağı #le kendisinin kav- rulmakta — olduğunu bildirinek istedim, Her zaman şen ve mültefit bulunan Darülüceze müdürü doktor Bekir Zafir; beni gayet iyi karşıladı, Hele maksadımı ve merakımı öğrendikten som-| ra bu alâka ve sevinci büsbü- tün arttı. Sevinci diyorum. Evet yan-| Xıa değil. Çünkü doktor Bekir her kim ve her hangi bh' vesile ile olursa olsun De- rülâcezeye bir alâka gösterdi Mi, oraya bir ufak bağlılık iz- harında bulundu mu; üdeta bir çocuk gibi seviniyor. Yahud şa-ı hane yaptığı bir eseri önünde alüka ve takdir gören bir usta san'atkâr tevazuu ile haz da, yuyor. Fırsat düşmüş iken ilâve e- deyim ki doktor Bekir Zafir; bugünkü şeklini verebildiği Da- rülâcezesi ile övünç ve iftihar duymakta yerden göğe - kadarı haklıdır. Ben bu hakkı; onun sualleri - me verdiği cevabları dinlerken ve bilâhare bahsettiği imalât-| haneleri gezip görürkem tama-| mile teslim ettim, Şimdi bu sa- tırlara hayret ve takdir ile göz gezdiren okuyucularımın da ay- ni hakkı teslim edeceklerinden| yyanın en mühim merkezlerine, dokdarına, tayyare Üslerine, de- mir ve deniz yolları muvasala noktalarına binlerce defa — hü- cum yapmışlardır. Yalnız tay- yyare üslerine yapılan hücumla- Tm sayısı 1128 dir. Biz. Alman' tayyarelerinin İngilteredeki tah- | ribatmı günt gününe ve tafsili- tiyle takib edebildik. Fakat İn- giliz tayyarelerinin -bu binleri geçen akınları resmi Alman tebliğlerine göre sad>ce “bazr| küçük hasarları mucib olmuş- tur,» Almanyanın, Fransız harhin- den &onra en çok güvendiği iki gilâhtan biri denizaltılardır. Bu taarruz silâhmın harbin başın- danberi İngilterenin gemilerin- den yüzde üçünü batırdığı ge- gende resmen ilân edildi, Almanyanın tayyare silâhına, Kargı da İngiliz hava nazırı şu gözleri göyledi: * Geçen senenin karanlık ay- larında bu memleketi kat'i bir istilâdan ve pek vahim bir hezimetin tehlikesinden kurta- ran İngiliz hava kuvvetleri ol- duğuna şübhe yoktur. Almanya- nm ve İtalyanın hayati nokta- larına hava kuvvetlerimizin git tikçe ağır darbeler indireceğin- den ve bu sene bize zafer yo- funu açacağından kat'iyen emi- Bundan anlaşılıyor. ki giltere bu sene havaların hi miyetini ele almak azmindedir.' Behçet SAFA beema Sar> 1 S ramar gamerazarmmcan y hakkında bir talimatname neş- redeceğini haber aldım. Bu talimatname kaç zaman- dır hazırlandığına göre her hal- de esaslı bir şey olacaktır. Bu şartla areket edil- mesi mi indeyim İn- kat'iyen eminim. Doktora soruyorun: — Bütün merakım acezenin| Üstü, başı ve diğer k.vazıımımı ne guretle temin edildiğidir.| Bunları nerelerde yaptırıyorsu- nuz?.. İ Doktor zarif bir tebessümle| benim meraklı sualimi minliyor. du. Nazik bir tavırla koltuğun- dan eğildi ve masasına dayana-, rak: — Tabit dedi.. Bizim de ken-, dimize göre ufak tefek imalât. hanelerimiz var, Nasıl ki Kızılayın atölyeleri ve Vefalıların ilirazı arlğlreı tekrarlatdırı sını İsiiyorlar ait Maçın ilma- Pazar günü Şeref #stadında yapılan ve neticesiyle lig dör- düncüsü tayin edilen İstanbul- spor - Vefa maçında mağlüb çı-: kan Vefalilar mağlübiyetlerinde âmil olan hakemin isabetsik ka- rarları ve tarafgirliğinden bah - seden bir telgrafla genel direk- törlüğüe gikâyette bulunmuşlar ve maçm to cereyanı hakkın- da müşahid hakem ve idareci- lerin hakemliğine müracaat edil- mesini istemişlerdir. | Genel direktörlük henüz Ve- faliların itirazıı — cevablandır-| mamıştır, Kız — Liseteri arasındaki Voleybol maçları Dün Hminönü Halkevinde kız liseleri arasında tertib — edilen voleybol müsahakalarına devam edildi. Boğaziçi - Şişli Terakkiyi 15 - 8, 15 - 7, Kadilli de Cümhuriyeti 16 - 14, 17 - 15 mağlüb ettiler. etiştiren bır Iıayı“ mü: Daniş Remzi KOROK EVEOERENT LA CADL Y fabrikaları — Bu süğiye ve imalül leriniz nerededir doktor 7. — Burzada... Müessesenim — Yok ezmami!.. Müdür güldü gene, — Neye 4 ettiniz. dedi. Tabif burada bulunan Darülâ cezemin içinde ne san'atkürlar, ne eli, ayağı tutan gahsiyetler var. Bunları âtıl bırakmak hem, doğru değil; hem de kendileri- İN ve müaşsesenin maddi men: ira nin ıdhb temin etmek, tesis eylemek bir meseledir doğrusu. — Hakkımz var. Fakat insan gekâsının ve azminin elinden me kurtulahllir ki.. Bu basit iş kurtulum? Bir kaç sene sebat İle çalışmak sayesinde bugün Dartilâcezemizin — imalâthancleri hemen hemen as- ri kadar zengin Burağa en İyi dereceden usta, marangodlar çalışıyor. Yanla- rımda da genç, cevval işden an- lar kalfalar ve yeni yetişen we yetişmiş elan çıraklar var. Marangozhanemiz Darülüce- zenin bar türiü alışab işlerinil Yü mız, sandalye ve koltuklarımınz, yemek mesaları ve sıvalar hep bu küçük tezgâhların imalâtı- Gır. Biz bu hususda hiç bir za- man harice dış piyasaya Tauh- taç olmamaktayız. — Ya gair eşya”. — Sair eşyamız da demir- Cilik işleri e mesgul olan ve demirhane fle temin olanmakta, dır. Buradan gimdiye kadar is- tifade gayet az oluyordu. Tez- noksandı. Fakat gimdi öyle değildir. Karyolalarımızın hepsi burada yeniden dökülüp, döğülüp lecek kadar ile- Ti gitmiştir. Diyebilirim ki ulak bir karyola fabrikası halinde bulmuyar. 'Teneke işleri, Çinko işleri; kurgun işleri de hep “buradan çıkıyor. Ustamız genç olmakla beraber eidden sanatkârdır. Bs- ki deminei ustamızın oğlu oldu- ğu için bu san'at ona babadan kalmış ve çekirdekten yı bir demirsi nstası olmuştu: Doktor Bekir Zafir — bir için durduktan sonra, — Asıl mühim ve en tazle| üzerinde durulacak a terzihanemizdir. Burada, kadın ve erkek - bü- tün acezenin iç çamaşırları el- bise ve abaları, hırka ve palto- ları yapılır. Bir karmca yuyası gibi işliyen terzihanemizde işçi miktarı günden güne artmakta' ve tabil iş ço; ci miyeleri do çozalmakdtadır — Nasıl burada calışanlara yevmiye mi veriyorsunuz”. — Elbette.. Tabii. Dışarıda- ki işçilerin hemen ayni şekilda yaptıkları işe veya çalışma saa- tine göre ücret alırlar. Tabit bu- radaki fiyat dışarıya nisbetle| düşkün ehar, Maamafih hiç bir, işçi bundan gikâyotçi değildir ve hallerinden meranun bulun- maktadırlar. — Terzihanede sade söylettik| leriniz mi yapılıyor”, — Hayır çorap simalâtbane -| leri de terzihaneye bağlıdır. A- cezenin bütün çorapları da ora- da yapılır. Hattâ temiz ve ince ipliklerle yapılan bu çorapları memur ve müstahdemin de ben de giymekteyiz. havalarda gayet sıca Diye pantalonun vayan doktor bana - ayağındaki zarif örgülü, yumuşak iplikli bir çorabı gösterdi. Hay tim ve &a| yet fiyatım sordum. ©Sssesemiz - asri doğ- âhları - zengin bir terzihane - ayakkabı ve haneleri - buralar kimler için çalışıyor ? e YAZAN | — Bütüün işçiliği ve ipliği dahil olmak Üzere maliyeti — Bu kadar ucuza mal len çoraplara dışarıda bir satı; yeri yapmak mümkün değil mî% Doktor neşeli neşeli güldü. — Aman 'bu ne acele gazeter ci bey dedi! Biz heniliz kendi işi ni ze aldığımız 100 bin çift kadasi çorabın imalini düşünüyer — ve bunu yetiştirmeye-gayret ediyol ruz. Hayretle yüzüne baktam. — Nasıl doktor!.. 100 bin çift gorap mı aldınız?., — Evet tam o kadar. Fakati bunu alan bir müteatıhiddiri Yapılması için bize do bir miks tar vermektedir kâ... Biz bı nun hepsini kendimiz yapr istiyoruz. — Çorap başına alınan izçöd lik nedir?, — Dört kuruş... — İşçiye ne veriyorsunuz?. — Yarısını, — Yarısı da müesseseye ka> İryor demek? — Evet — Yüz bin çift çorab'için 406 bin kuruş alınacak öyle ise , Bu az bir kzu_vıç değildir... Müdür güldü. — — Eğer yapabilirsek dedi va ilâve etti. Maamafih yapabilis riz. Çünkü bütün eski ve bozuli gorap makinelerimizi demirha « nemizde tamir ettirdim, otuz İki tanedir ve az sayıl her halde, j Merak içinde idim. Doktora: — Lütfen gunları görelim müli saadeniz olursa diye ufak bim teklifim onu derhal harekete ge tirdi. d — Buyurunuz!, —T 4 Kalktik... Her taraft — terte- miz olan koridorlardan geçtik; tertemiz merdivetilerden i bahçeye çıktık. Sola sapi Biraz ileride sağ tarafdaki 'Yük bir pavyona girerken torne! ve doğrama işleri, demir dök meleri kendilerlne mahsıs gür, ince veya tok sesleri ile kulak- larımızda belirmeğe başladı. Her girdiğimiz imalâthane; doktoru dinlerken düştüği hayreti birkaç misli arttırıyor, ve rin anlayışmda pekt çok tevazu *tarafları bulunduş ğumu anlıyordum. Demirhane; marangozluk ax tölyeleri, hele terzihane ile ço- rap dairesi ne kadar güzel ça- hşıyorlardı. Bunları ve bu ka- dar muntazamını dışarıdaki mül esseselerde ve atölyelerde göre mek hemen mümkün değil gibâ idi. Bilhassa intizam “ve zabtül rapt bakımından buraları birest nümunelik iş yerleri bulunul yordı t Meğer doktorun — izahatına bitirmeden yaptığım acele.. Em mühim yerlerden birini de söye lemesine de imkân vermemiş O Tacak ki.. birdenbire kapısını 24 cıp da içeriye girdiğimiz zamam gördüğüm zengin ve büyük ae yakkahı imalâthanesi karşıse sında. büsbütün hayrete düş tüm, Daktor mütevazi ve kibar teş bessümü ile yukarıda yazım bıe raktığı izahlara devam etmeyı başladı. — Burası da ayakkabı, terlik ve postal imalâthanemizdir. Bül tün acezemizi bu atölye idare eder ve burada hemen hariçte, ki en fantazi iskarpinler bile imal edilir. Şimdi yirmi beş liraya satı lan kadın ve erkek iskarpinleri de yapılahilir mi?.. Doktor güldü — Evet dedi. Ancak anlar 24 dirayadır.. Burada ise en çolş 2.5, üç liraya.. bilemediniz 4 | B liraya mal edilir. Aradaldi fark bu işte. , Bülün bu görüp işittiklerina eni derin bir hayret ve ayni zas m:uıd._ büyük bir memnuniyet) içinde bırakmıştı. Doktora tebs rik ve teşekkürlerimi sunarken; o: ; — Tebrike değer bir şey yolğ ortada henüz. Hele imalâthaneş lerimiz genişlesin, büyüsün, işe lerini harite çıkarabilmek ims kânmı bulsun da andan sonra belki rahat ederiz. Diyerek.. yaptığı hamlelerim daha çok i, bep ve daimat ima

Bu sayıdan diğer sayfalar: