GÜVEN Hayat, yangın, nakliyat, kaza Galata Tel: 44969 40630 SiGORTA SOSYETESI I 7 I1CI Vll SaVI '. 5 9 2 2 umhuri ISTANBUL CAĞALOĞLU Te\gnl ve mekttıb adresi: Cumhuriyet, Istanbul . Posta kutusu: îstanbuL Na 246 Telefoa: Basmuharrir: 22366. Tahrir heyetü 24298. Idare ve matbaa fasnu: 24299 24290 Saray ve m\ Fiatı 7 5 Salı 4 Şubat 1941 Edibane bir üslubl son hatır Halid Ziya Usakügil Hilmi Kit Başvekil Âlbay Doıtavan'ı dün kabul etti Ruz veltin elçisi, Harici FRANSA İÇİN miiye Vekilile de görüştü Almanya karar him bir vermek üzere! Amiral Darlan'ın Enerjik sözleri: " Fransız donanması ancak Fransız menafiinin müdafaasında kullamlacaktır,, Fransada Neler oluyor? Albay Donavan'm Ankarada Amerika elçisile Türk Hariciyesi mümessilleri tarafından istikbali Başvekil Doktor Refik Saydam bugün saat 11 de Başveklette Amerika büyuk elçisi ile birlikte Albay Donavanı kabul etmişlerdir. Albay Donavan Amerika büyük elçisi ile birlikte bugün Hariciye Veküi Şükrü Saraçoğlu ile umumî kâtib NuFransa, eşsiz mağlubiyet fe man Menemencioğlunu ziyaret etmişlâketinden sonra tarihinin en tir. Almanların İngiltere adasını istilâya teşebbüs etmclcri ihtimalleri kuvvetlenirken, Alman tayyarelerinin Sicilyadan kalkarak Libya üslerine kadar akın yapmalanna da şahid oluyoruz. Hava harekâh, harbe aid hâdiselerin tekrar birinci plânına gelmistir. Bu gün de 4 üncü sahifemizde, istilâ teşebbüsü karşısmda iki taraf hava kuvvetleriıün rollerine dair bir makale bulacaksmız. Al manyanın tayyare mevcudile bunlardan ne kadarını kullanabileceği hakkında raerakh bir haberi de General Milch'in beyanatım takib eden yazıda okuyacaksınız. Yukarıdaki resim, Almanyaya gündiiz akınlan da yapmağa başlayan Ingiliz bombardıman fUolarınm bir taarruzu esnasında bir Alman tayyaresinin düşürüldüğünü göstermektedir. kara günlerini yaşamağa doğru gidiyor göriinüyor: Kalbur iis. tiine gelen Fransız münevverleri ikiye aynlıyorlar. Bu aynlığı icab ettiren sebeb ise herhangi hayatî veya millî bir prensip davası değildir. Sadece Almanyaya, zaten ağır sartlı mütareke hiikümlerini de geçen bir teslimiyetle yamanmak meselesidir. ransaya dair en son yazdı&ımız makalede eğer bu gidişle Vişi'deki Mareşal Peten ida lesine karşı günün birinde Pariste bir Laval hükumcti kurulursa şaşmamağa hazırlanmaklığımız lâzım geldiğini söylemiştik. Hâdiseler biıi galiba bu netieeye doğru götürüyor. Paristeki Fran8iz gazetelerinin Mareşal Peten hükumetini şiddetle tenkid etmelerini takiben bu şehirde «Millî halk topluluğu» adı alttnda yeni bir fırka teşkil ve ilân edilmiştir. Parisin bu yeni hrkasını Fransız nasyonal sosyalizmi diye tercüme ve ifade edersek daha doğru olur. Bunun hemen arkasmda bir Laval hükumeti s a k 1 ı gibidir. Ancak böyle bir hükumete varıncıya kadar şimdiki gayretlerin Vişi'yi yola getirmek için teşebbüs clunan tabiyelerden ibaret bulunduğu zannolunur. Hakikatte bu buhranın bir Alman Fransız buhranı olduğu şüphesizdir. Yeni fırkanın programı olarak ileri sürülen esas maddeleri görmek, vaziyeti anlamağa kâfidir: Avrupanın yeni siyasî, malî, iktısadî teşkilinde AlmanFransız işbirliği, Afrikanın servetinden biriikte istifade, Fransız ırkının ve I'ranstz milletinin manevî tasfiyesi. Abnan Fransız münasebetlerinde şîmdiye kadar Afrikaya temas olunmamıştı. Diğer ild maddeye gelince Almanyanın hoşuna gideceği zannile Mareşal Peten hükumeti dahi onlan kabul etmiş, iktısadî sahada Almanya ile hatta şimdiden başlayacak işbirliğine taraftar olmuştu. Mareşalın Yahudi meselesini bilc bir kanunla halletmiş olduğu hatırlardadır. Mareşal Peten galibin memnun olacağını zannettiği herşeyi yapıyor, yalnız bir noktşda rnutaassıbane sebat gösteriyordu: M ü t a r e k e h ük ü ın 1 e r i çerçevesinden dışan çıkmamak. Halbuki Alman bakımından bütün mesele bazı mütareke hükümlerinin değistirilmesinden ibaretti. Onun içindir ki Vişi ile Almanyanın arası açıktır. Fransa, eşsiz mağlubiyet felâketinden sonra tarihinin en kara günlerini yaşamağa, doğru gidiyor görünüyor: Kalbur üstüne gelen Fransız münevverleri ikiye ayrılıyorlar. Bu aynlığı icab ettiren sebeb ise herhangi hayatî veya millî bir prensip davası değildir. Sadece Almanyaya, zaten ağır şartlı mütareke hiikümlerini de geçen bir teslimiyetle y am a n m a k meselesidir. Laval bunu istiyordu, şimdi Paristeki fırka bunu istiyor. Bir aralık bütün Fransada büyük FArfcası sahife 5 sütun 7 del Amerikan Meclisi îngiltereye yardım projesini dün müzakereye başladı Büyük Britanya'ya 100 ağır bombardıman tayyaresi daha geldi BARANTU DA DÜŞTÜ Fransa Dahiliye Nazırı Amiral Darlan ANKARA Radyo Gazetesi «Almanyanın, Lâvali tekrar Peten kabinesıne aldırmak üzera ağır tazyıklerde bulundukları anlaşılıyor. Tazyikı yapan Alman mümessili Abetz"dir. Evvelce Pariste bulunan ve Alman ajenı sıfatile Lâval ile onun gibi duşunen Fransızlarla temas halinde bulunan Abetz, vaktile başvekil Daîadye tarafından hudud haricine çıkarılmıştı. Parisin işgalinden sonra tekrar Parıse dönen Abetz şimdi Lâvalin Vişi kabinesine girmesini temine çalışıyor.» İngiliz ordusu Mttsavva yoluıtda ilerleyor Bir kol da Kenyadan Habeşistana girdi. İtalyanlar Meteramayı tahliye ederek Gondora çekiliyorlar Kahire 3,(a.a) Ingiliz umumî kadevamı için hazırlıklar devam etmektedır. Erıtrede harekâtımız neticesinde duşman Barentu şehrini tahliye etmıştir. Bu şehh dün işgal edilmiştir. Bu esnada şimal bolgede motorlü kıt'alarımız Kereme doğru çekilmetke olan İtalyan kuvvetlerini geri itmektedir. Habeşistanda, Gondara doğru geri çekilmekte olan düşman kuvvetlerini takibde devam ediyoruz. Bunun neticesinde İtalyanlar geniş miktarda malzeme ve her türlü ihtiyat maddelerini tahribe mecbur edilmiştir. Cenubî Afrıka Birliği kuvvetleri Dnkana cephesi üzerinde 15 küometre düşman arazisi içine gümişler, iki İtalyan hudud karakolunu işgal etmişlerdir. İtalyan Somalisinde keşif kollarımızın şiddetle faaliyeti devam etmektedir. Bunun neticesinde İtalyan hududu dahiline nüfuzumuz yayümakta ve derinleşmektedir. Nairobi 3 (a.a.) Bu akşam neşredilen bir teblığe göre, Cenubî Afrika kuvvetleri Habeşistan hududunun on beş kilometre dahilinde Elgumu ile Goraide İtalyan karakollarını işgal etmiştir. İtalyanlardan iki subay Ue 43 yerli [Arkası sahife 5, sütun S te] «BİR MUCİZE BEKLEMEYİN» General Nilch Almanlara bunu tavsiye ediyor «Fazla nikbin olıtııyalım; muharebc etmesini bileıt İngiltere ile mücadele pek kolay değildir» Eritrede sür'atle inkişaf etmekte olan harb vadyetini gösterir harita ANKARA Radyo Gazetesi Fransız Faşistleri, Fransız müstem rargâhının tebliği: lekelerini peşkes. çekiyorlar! Libyada Dernede ileri hareketimizin İngiltereye yardım projesinin heyeti Pariste kurulan Fransız Faşist partisi umumiyesinin müzakeresine bugün Va ınüessislerinden ve Lâvalin dostu clan şingtonda başlamıştır. Bu müzakereler Fontenoy partinin siyaseti hakkında üç gün sürecektir. Bundan sonra tadil[Arkası sahife 5, sütun 3 tel ler görüşülecek ve lâyihalar hafta solunda tasvib edilmiş bulunacaktır. Bu1un temini için davet edilen Wilkie derhal İngiltereden Amerikaya dönmeğe karar vermiştir. Hava harbleri şiddetleniyor Almanlar; Britanya sahillerine saldırd Jar HARB VAZIYETI Ilk hedef Musavva! fngilizler Kızıldenizdeki bu mühim ttalyan limanını bir an evvel ele geçirmek istiyorlar Şarkî Afrika cephelerinde: Radyo nutkunda. İngiliz hava kuvvetlerinin Almanyada ağır hasarlar yapacağını da haber veren, Alman hava müfettişi General Milch Londra 3 (a.a.) Salâbiyetli mahfilierde beyan edildiğine göre, Hitler'in yakın mesai arkadaşları kendisinin son nutkundaki şiddeti tahfıf için gayret sarfetmektedirler. Alman hava kuvvetleri umumî mü tettişi General Milch radyoda bir nutuk söyHyerek Almanları fazla nikbinliğe kapılmamağa davet etmiş ve İngiltereye f Arkası sahife 5 sütun 1 del ' Garib tecelli!^ Pek çok ttalyan esîri, bir Alman tayyaresinin bombalarıle öldü Londra 3 (a.a.) Bahriye Nezareti bugün aşağıdaki tebliği neşretmişür: «Akdenizden bildirildiğine göre Almarların veya İtalyanlaıın tevessül ettiği bir hareket neticesinde pek çok İtalyan harb esiri ölmüştür. 31 sonkânun günü öğleden sonra Trablus sahillerinde İtalyan esirlerini alan bir vapur Alman oldağu zannedilen bir düşman tayyaresinin hücumuna uğramış vapura isabct olmuş ve bazı hasarlara uğramıştır. İtalyan harb esirleri arasmda bir çoğu ölü olmak üzere bir çok zayiat vardır.» Lindberg tekrar dinlenecek Vaşington 3 (a.a.) Senato Hariciye komisyonu bu hafta lâyihaya muarız alanları dinliyecektir. Bunlar arasında lbay Lindberg de vardır. Nevyorkta, Ruzvelt'in senatoda lâyiha lehinde mühim bir ekseriyet temini için makul hudud dahilinde her şeyi apacağı beyan edilmektedir. İngiliz tayyarelerî de Sardunya adasile Afrika üslerine taarruz ettiler Londra 3 (a.a.) Hava Nezaretinin bu aksamki tebliği: İşgal altında bulunan Fransanın şi mali garbisindeki hedeflere bu sabah şafakla beraber mahdud miktarda bombardıman tayyarelerimiz taarruzda bulunmuştur. Bu harekâtta hiçbir tayyare kaybetmedik. İngiltereye 100 ağır bombardıman tayyaresi da gönderildi Londra 3 (a.a.) Reuter: Daily Telegraph gazetesinin Nevyork muhabirinin bildirdiğine göre, havacılık deniz ticareti odasırun reisi albay Jouett dün kşam söylediği nutukta yeniden 100 ağır bombardıman tayyaresinin hiçbir anzaya uğramadan Atlantiği aştığını bildirmiştir. [Arkası sahife S, sütun 1 de] Cenubî Habeşistanda İngiltereye dün yapılan taarruzlar Londra 3 (a.a.) Ingiliz Hava ve Dahilî Emniyet Nezaretlerinin tebliği: Bugün öğleden evvel ve öğleden biraz sonra şark ve cenubu şarkî sahilleri üzerinde münferiden uçan düşman tayyareleri tarafından bazı akınlar yapıl mıştır. Londrada ve civar mmtakalarda şarkî Anglia ve Kent eyaletinde mütead(Arkası sahife 5 sütun 6 da) Eritre cephesinde, Agordattan sonra, İtalyanlar tarafından tahliye edilen Barentu kasabası da zaptedibniştir. Barentu, bir gün evvel zaptedildiği bildirilen Agordat'a nazaran biraz daha garbda olduğu için, İtalyanlar burada fazla kalsalardı şimali şarkiden ilerliyecek olan İngiliz sol cenah kolu tarafından ihata ve imha edileceği tabiî idi. Şimdi İngilizler iki koldan şarka yani Kızıldenize doğru ilerlemekte ve düşmanı kovalamaktadırlar. Sol cenah veya şimal kolu, Keren üzerine yürürken sağ cenah, veya cenub kolu da Asmaraya doğru ilerlemektedir. Buralarda arazi [Arkası sahife S. sütun 4 te] Birkaç söz Iş bölümü ihtiyacı Büyük bir inküâb asrında yaşıyoruz. Dünyanın güneş etraîında yaptığı her devir, adeta yeni bir icadın doğumunu kutluior ve o icadla birlikte cemiyet, haör ve hayale gelmiyen değişikliklere uğruyor. Biz bu inkılâblann o kadar içindeyiz ki, bünyemize yeni bir hüviyet veren sarsıntıların mahiyetini takdirden bile âciziz. Demiryolu arabayı geniş mesafeler arasmda sefer yapmaktan menederek şehrin mahdud sokaklanna hapsetmişti. Otomobil atı bile öldürdü. Asırlarca müddet insanla bir arkadaş gibi yanyana yaşıyan bu asil hayvan, şimdi lüzumsuz bir süsten başka bir şey değildir. Yarın onu hayvanat bahçelerinde nadide bir mahluk gibi göreceğiz; öhör gün belki de at neslinin kuruduğuna şahid olacağız. Mekanizma, organizmayı mağlub ediyor. Fakat, neticesi hakkında şimdiden tahmin yürütülmesi güç olan asıl değişikliklere san'at ve fikir hayatında rasthyunız. Bu vadide o kadar hızlı yürüyoruz ki, belki başımız döndüğü için ne olduğumuzun farkında bile değiliz. Gramofon icad edildiği zaman halkta çalgı öğrenme hevesinin azalacağı ve orta kıratta müzisyenlerin aç kalacağı söylcıımişti. Sinema tiyatroyu mutlaka mahvedecek, deniyordu. Halbuki tiyatronun mahvolduğuna veya olacağına dair ortada henuz bir emare görülmemekle beraber orta çapta müzisyenleri de gramofon değil sesli film sarstı. Kadyo ile havadis dinlemeye alıştıktan sonra: Gazetelerin istikbali artık tehlikede! Diyenler de çoğaldı. Bizim bir şehre (en erken) birkaç saatte verdiğimiz havadisi, mikrofon başındaki spikerin bütün dünyaya (en geç) bir saniyede yetiştirmesine bakarak, bu gidisle günün birinde nzkımızın kesjleceğinden korkuluyor. Bundan sekiz sene evvel, Berlin Üniversitesi Gazetecilik enstitüsü müdürü Profesör Do\ifat «Badyo havadislerini de gazeteler gibi hıfzetmek ve istenildiği zaman çıkarıp tekrar etmek kabil olursa bu alet gazeteler için ciddl bir rakib sayılabilir. diyordu. Arada geçen zaman, yakmda bunun da pekâlâ mümkün olabileceğini gösteriyor. O takdirde, gazetelerin, havadisi ikinci plâna atarak daha ziyade fikir ve polemik sahasında çalışmaları kab edeceğe benziyor. Nihayet muğlâk fikirleri sözle ifade etmek ve mikrofon başında musiki yerine münakaşa dinlemek halkı pek alâkadar etmese gerektir. "Her ne olursa olsun, içinde yaşadığımız inkdâb asn, bî« insanlan, günden güne artan bir iş bölümüne doğru vakamızdan sürüklüyor. N. YUNUS NADÎ Sihirbaz Merak ve lecessüsü nuzun dugumunu çöıecek bir anahiardır! Pek yakında Şimalî ve şarkî Afrika harbierini harikulâde bir maharetle idare eden İngiliz h g ^ n i " " ^ ! " General Şir JVavell hava meydanlannı teftif edijoç