| İ | L Üsta, Kiminle olursa?.. ıra sordu: — Kiminle olursa? Hayrabolulu da öyle cevab verdi. Hiçbirisi nedense Mollayı ver diyemiyordu. Yâni, hiç biri flk evyelâ tanımadıkları Molla İle tutuşmak istemedikleri anla- r, pelilivanlara sordu: 'a atalım mı?.. Yoksa gİ n tutayım mı? Molla, &c çıkarmıyordu. Di- ğer pehlivanlar cevab verdi: Usta; kur'a atalım.. Daha iyi olu: Dediler.. b Kur'a atıldı... Molla, Künteci Kâmile düştü: Çakırla, Hayra- holuly karsı karşıya kaldıler... Künteci Kâmil sinirlenmişti. Bu, cin gibi, bilmediği Molla ile ne yapacaktı.. Eğer anlattıkları gibi ise vay başına gelenlerdi. Fakat, Kâmil çok pehlivandı. WUsta idi. Sonra da yöz okkalık hir adamdı. Sert ve, cesur gü- reşci idi, Sonra, Kâmil çok sür'atli ve, hasımları boş — bıirakmıyan ve, daima Mmutaarrız bir pehlivandı. Cozgir eşleri ayırdıktan son- ya, duasını yaptı. Behlivanların menkibelerini söylemeğe başla- &. Baş pehlivanların güreşinde Cazgırlar, daima her pehliva- man menkibesini mufassal suret- te söylerdi. İhtiyar Cazgır da Kıbleye kargı dizilip el bağlamış olan pehlivanların sıra ile me- nakıbini okuyordu. lin menkıbesini söyledi: — Buna Künteci Kümil der- der. Nice pelilivanlar küntesin- den aşmıştır... -Molla, kendini #ıkı tut, sakın künteye geleyim deme... Cazgır, Molla için de göyle söylüyordu: — Buna Çolak Molla derler... Okkasına, boyuna bakıp aldan- OLAK M KARAYEL .SAMİ e Sünerte ve bir çırpıda yendiğini usta ve maharelini difiliye, diriliye tu. Babı bozul an dibinde, Molla livanlar gibi ustalıklı y yordu. Kâmtl, şimdi de Mol .nin çırpınmasına ve, peşrevin: dikkat edi Molla, çok gü Ceylân gibi ayal, zerine dikilmiş uçar gibi çırpı- niyordu. Hiç topuklarını yere basmıyordu. Molla, Üsküb güreşinde güneşten dolgun ve olgun küyordu. Keyifli idi. Şaka de- ğil, başa güreşiyordu. Fakat, her ne nirli idi. Harekettler sab bozukluğu farkolunuyordu. | Hoş mollanın bu rından — korkusun Hırsındandı. Bir pelilivan, iyi idman üze- Tinde ve perhizde olursa daima görülüyordu. Kâmil, bi inceli idi. Mollanın yalnız men- kıbelerini dinlemişti. Güreşini | | görmediği için korkuyordu. Kâmil, Mollanın güreşini tar- 'a kadar güreği müdafaa a karar verdi. nalar, üç kere ense, güreş çıktığı zaman böyle sinir Mollanın böyle bir hırsı görülen siniri mahsulü oldu enseye gelip helâllaşmalar — ol- du. , her vakit olduğu gibi hasmı- na apaçık kapanmadan - gelip dimdik ense bağladı. | Molla, hasmına el ile ense bağ lamış ,sağ elini boşta salhıyordu. Sonra, başını sağ omuzünün ta- | rafına — döndürmüş, —hasmınm e bile bukmıyordu. | imdi güreş başlamıştı. :.u.ı-: Kâmil, Mollanın duruşunu hiç 'an bu do- beğenmedi. Bir pehli Binaenaleyh, Kânail, Mollanın böyle duruşundan bir sey anla- maymca, hiç üstüne — varmadı, ense tazeledi. (Arkası var) — ea 'Dün Fenerbahçe ve Şeref stadlarında lik maçlarına de - Şeref stadında ya- lik dördüncüsünü tayin e- Gecek Vefa - İstanbulspor maçı mayın !.. Cin gibi çarpar... Kâ- mil, küntene, maharetine, okka- na güvenme... Sakın, Mollanın gak küntesinden... Diğer, Osman ve Hayrabolulu için de söyliyeceğini söyledi. Ve, pehlivanları meydana salıverdi. Kâmll, meydana çırpınıp Çı- karken yere eğildi. Çayırdan bir kuzu ot parçasını kopardı, diş- lerinin arasına sıkıştırdı. Çırpınmalar ve, peşrevler bas- ladı... Pehlivanlar, keyifli, keyif- li çırpınıyorlardı.. Osman — ve, Mehmed pelilivanların iki güreş- leri vardı. Bu iki pehlivan Kırkpınarda yaptıkları müsabakada bir kere- sinde berabere kalmışlardı. Se- lânikte yaptıkları bir maçta da Çakır Osman, Hayraboluluyu paça kaspakla açık dügğürmüştü. Hemen, hemen her ikisi de ay- ni âyarda pehlivanlardı. 'Yalnız, Çakır Osmari, Hayra- boluluya nazaran daha usta ve, daha kıvrak bir pehlivandı. İs- tikbali olan bir pehlivandı. Mollaya düşen Künteci Kâmil, feykalâde çevik, okkab olmak- la beraber son derece tetik ve gür'atli bir pehlivandı. Fakat, güreşten evvel, Kümi- lin kafası o kadar dolmuştu Molladan üdeta ürkmüştü. Üs- Kkübe geldiği dakikadan itibaren mütemadiyen Mollayı dinlemiş- t. Mollanın, Çingeneyi, Hetvacı- yı, Lângazalıyı nasıl üst üste TİYATROL. Şehir tiyatrosu temsilleri Tepebaşında Dram kısınında BU AKAŞAM saat 20.30 da EMİLİA GALOTTİ Btkdâl caddesinde komedi kısmında Faruk — Hayri Bekir Rüşdü Muzaffer İsmet Kadir Cihad Süleyman Tatık Nefa: Hüsameddin Enver — Vahid Şikrü Hakkı Mustafa Zühdü Haydar Gazi Kadri Necati Oyuna İstanbulspor — başladı ve hemen Vefa kalesine inerek | yeşil beyaz müdafayı tehlikeli Yaziyetlere soktu. Üçüncü da- kikada Süleyman Hüsameddi - nin tpu bloke - edememesinden istifade ederelş ilk golü yaptı. Bu'sayı Vefalıları harckete ge- tirdi. Gazinin cansiparane ve usta- ca idare ettiği Vefa forveti yir- İstanbulspor beceriksizliği yüzünden topu ka leci ile karşılagmasına rağmen iksizliği yüzünden top ka- line atması oyunun ne- ticesi üzerinde çok müessir ol- du. Biraz sonra Necati ve ri de fazla heyecandan ayni isi yaptılar. Her iki taraf ta çok canlı oynuyor, İstanbulspor w dafası büyük gayretler sârfiy- le yeşil beyaz akınlarını kesi -| yorlar. Zühdü Gazinin kendisi-| 'e al at diye gönderdiği cok şık tpları dışarıya gönderiyor. 30 uncu dakikadan sonra İstanbul- sporlular açılarak Vefa kalesi- ni tehdide başladılar. Fakat bu akınlar netice vermedi. Devre sonuna doğru yesil beyazlılar tekrar üstünlüğü ele aldılar. Fa kat iki takım da sayı yapa-| madılar Birinci haftayım 1 - O| İstanbulaporun — galibiyeti . ile bitti. İkinci devre: Bu devreye Vefalılar çok hız- Ni li başladılar atinin — orta-| #ını Zühdü dışar tattı, mukabil| akında da Cihadın dönerek at-| tığı güt ayuta çıkı. Biraz son- ra Tarık Enveri -atlatım rağmen topu sayı 11 inci dakikada h: hatalı bir hareketin: 'BU AKAŞAM snat 2030 da KİRALIK ODALAR oyundan çık Y — S POR Dünküligmaçları Fener - Beşiktaş - İstanbul- spor-Süleymaniye - Gala- tasaray galip b Ye lar on İrişi Ka —— oyunun cereyanını — istedikleri| gekle sitmakta gecikmediler. Bu| tazyik 19 uncu dakikada seme- resini verdi. Hakkı favulden be- raberlik golünü yaptı. Gazi 25 inci dakikada müdafilerin 1ska- sından istifade ederek şütünü | çekti top direkte.. Haydar ye- tişti, fakat Gazi ona bırakma- dı. Attı. Kaleci de kolayca to-, pu yakaladı. 28 inci dakikada Vefa akınında Necati çizgi ü-| zerinden topu ortaladı. Ve ge- riden gelen yeşil beyaz forvet- “erdir. YENİ SABAP a a < — SABAHTAN SABAHA Taze Bir impara- | torlük sallanıyor ! (Baş tanafı 1 ânoi sayfada) Libya hareketlerine yeni bir â- mil karışmıştar: - Bir hayli ce- nupta, fakat İtalyan Afrikam - nın göbeğinde General dö Gol'e mensub Fransız hecin suvari kıt'aları İtalyanların hücuma | başlamışlar, çölde 1400 ikilomet- re yürüyerek Merzuka varmış- lardır. Bu hücum ne kadar ciddidir. Bilmiyoruz. Fakat çekilen ordu-| nun en gerilerinde ve çok uzak mesafede yapılan bu akınların mühim akisleri olacak; Akde- niz sahillerinde tutamamıyan İtalya içerilerde gayet kolay yı- kulacaktır, İngilterenin sahili takib ede- rek, birer birer bütün Libya ll- manlarını ele geçirmesi vakıl iki buçuk ay gibi uzun bir za- manın eseri olmuştar. Fakat yolSuz, susuz, şehirsiz o uzun göllerde bundan daha çabuk ha- rveket yapmak mümukün değildir ve bu sür'at te ancak denizlere hâkim olan İngilizlere nasib ol- muştur. Filhakika denizlere hâ-| kim olmıyan başka her hangi büyük bir ordu Afrikada İngil- terenin yarısı kadar bile sür'at temin edemezdi. Sahifi takib eden İngilizler bütün mühimmatı, — yardımcı kuvvetleri, iagelerini muhakkak deniz vasıtasiyle temin etmiş - Çölün bolea suyu olan noktası ancak Derne idi. Bun- dan evvel büyük bir ardunun suyunu temin etmek - bile mü- him bir iş iken İngiltere Akde- nizde gemileri vasıtasiyle ilerli- “yen ordusunun bütün ihtiyaçla- Tını temin etmiştir. Bundan sonra da ayni imkânlardan isti- fade ederek ilerliyecektir. Bu hâkimiğıt yalnız münakaleye değil, İtalyan Itmanlarının ve müstahkem mevkilerinin deniz- den döğülmesine de yardım et- miştir. ki İtalyan — müstemlekelerinin geri kalanlarına kargı da şid- detli bir tazyik başlamış ve bu tazyik Eritrede son derete art- yaştır. Habeşistan iki ucundan İngiliz kıt'aları, bir noktasın- dan da Habeş Necaşisi Haile kerler tarafından sıkıştırılıyor. Ayrıca İtalyan Somalisinde de İngiliz askerleri hareket halin- dedirler. İtalyan İmparatortuğu, 1936 da Habeşistanın zabtı ile kurul- muştu, Şimdi bu İmparatorl gun temelleri sarsılmıştır. Bü- | | — retem aa nn e aemır Do e ee “DALDAN DALA: * 3 ŞUBAT 1941 PiŞKİNLİK Pişkin misafir — Hatır için:pişkin — İş bitiren piş Pişkinler arasında heyecanlı bir müsabaka — Bu akçam size haskın vere- ceğiz.. — Buyurun., gey. — Yo, yo.. Mazeret falan yok, geleceğiz içte o kadar. — Hâyır estağfurullah... Ma- zeret filân değil vallahi.. Yalmız bu gece bizimkinin uzaktan da- yıları gelecek de., Belki —tam- mazsınız diye,.. Berikisi kırk yıl igkembeci Bo- tirinin kazanıniz kaynamış; pişkin mi pişkin: — İyi ya. Biz de onun için bastıracağız. Evde bu sahah bizim çocuklar söyledi. İzmitten' mi, Adapazarından mi me at gafir bekliyormuşsunuz.. —Eh kaç zamandır da görüşemiyor- duk.. Bu vesile ile hem görüş - he mde yeni ahbablar ta- mimış oluruz.. Malüm ya — bu. diünyada insan ahbab edinmeli.. Canım o kadar dügünme. Meş- hur sözdür, misafir kısmetiyle gelir; hem umduğunu değil, bulduğunu yer, Anladm ya, saat tam yedi de- gi mi, biz de kapıdayız ha.. * Birinci zil.. Cevab yok... Daha uzunca ikincisi.. Cevab; gene yok... Şartı ü Kapı demiri gurç, sürme gç. — Galiba yatacalktınız. Eh Ben de zaten çok ofuracak de- Bilim... Şöyle kahveden döner - ken aklıma geldi de size bir uğ- rayıvereyim, dedim. — Buyurun.. SARLET — Tabif buyuruyorum işte .. Rahatsız filân etmedik ya. HBem kış geceleri uyumakla! tükenecek gibi değil ki. Uzun 'tün Afrikada İtalyan kuvvetleri dağılmak ve parça parça esir e dilmek tehlikesiyle başbazadır. İtalyan radyosu: — “İtalyan, müstemlekeleri tamamiyle e- limizden çıksa bile biz. harbe devam edeceğiz,, diyor. Bu söz- ler İtalyanların böyle bir yıkı- hşa bazırlandıklarını gösteri - yor. ler topu kaleye soktular. Ha- kem daha evvel avut olduğunu ileri sürerek bu golü saymadı. Oyun cok hızlandı. Her iki ta- raf ta galibiyeti “temin' edecek olan gayıyı yapmıya uğraşıyor- lar, Şans İstanbulspra yar ol-| du. 39 uncu dakikada Süleyman Cihadm ortasına kale dibinden bir plâse yerleştirerek topu Ve- fa ağlarına soktu. Yeşil beyaz çok çalışmalarına rağmen neti- Ceyi değiştiremediler Ve maç 2 - 1 İstanbulsporun galibiyeti ile'bitti. Galatasaray: 5 — Altıntuğ: 0 | Şeref stadında ikinci maçı| Galatasarayla Altıntuğ vaptı - lar. Bu oyunda sarı kırmızılılar üç, Altıntuğlular da bir 'penaltı kazandılar. İlk devre Galatasa- yın iki penaltıdan bir de firi-| en yaptığı sayı ile 3 - O| bitti. İkinci devre çok zevksiz gec- ti. Çok rahat oynayan sarı kır- mızılılar iki sayı daha yaparak | maçı 5 - O kazandılar. " Beşiktaş: 5 — Beyoğluspor: 1 Şeref stadınm son maçı - Be-| giktaşla Beyoğluspor arasında idi. Siyah beyazlılar oyunun| asiyle beraber ilk firsatı | | | Hayati boş kaleye topu solk madı. Biraz sonra Mehmed Ali| de Culafi'nin yerinde bir kaf: sını kurtardı. 15 dakika ka, top ortalarda dolaştı durdu. Be- | giktaşın ağırı basması 19 uncu dakikada kendini gösterdi. Ha-| lil uzaklardan ilk gölü yaptı. | Bu sayı Beyoğlusporluları hiz landırdı ve soldan bir korner kazanarak Culafi'nin kafa vu- ruşiyle beraberlik gollerini | tular. Fakat siyah beyazlılar gali- dle almakta gecikmedi -| dakikada Sabri Eş- anı sıkı, bir vuruşla | tahvil etti ikinci gol ıncı dakikalarda Hakkı biri fa- vulden olmak üzere arka arka- ya iki sayı yaparak gol adedini dörde çıkardı. Devre bu netice ile bitti (4-1). İkinci devre çk zevksiz gec- ti. Beyoğlusporlular müdafaa- da kalarak fazla gol yememek içbı bütün gayretlerini sarfet- tiler. Beşiktaşlılar da bu dörülü galibiyetin şerefine kendilerini sıkmadılar. Ancak oyun biter- ken Halilin ortasından doğan bir gol vaziyeti Şakire iınr.!îoı- du. Pek yakından topu ağlara soktu ve maç bu şekilde 5 - 1 Beşiktaşın galibiyeti ile bitti. Süleymaniye: 8 — Beykoz: 0 Fenerbahçe stadı: İlk müsabaka Beykoz - Süley- maniye arasında yapıldı. Oyu- na çok sıkı başlıyan Süleyma- niyeliler on kişilik Beykoz kar- mganda bâkimiyeti elde ediverdi. ler. Beykz müdafaası * her za- manki enerjik oyunu ile siyah beyazlıların akınlarını semere- siz bırakmıya çalışıyorlardı. Fakat çok düzgün oyniyan Sü- leymaniyeliler oyunun 11 inci dakikasında Reşadın - ayağiyle ilk ve hemen üç dakika sonra i kinci gollerini kazandılar. Si leymaniyenin birbirini takib e- den göollerle 2 - 0 galib vaziyete geçmesi Beykozluları — şaşırttı. Ve bozuk oynamıya başladılar. Bundan istifade eden Süleymn- iyeliler oyunda büsbütün - bir üstünlük temin etmeğe muvaf- fak oldular. Fakat üst üste yap- tıkları akınlarda gol — adedini fazlalaştıramadılar. Ve deyre bu şekilde nihayetlendi. İkinci devre oyuna hızlı başlı - an Beykzlular bir iki tehlikeli akın yapularsa da kaleyi tutan topları Hızır kolaylıkla tapladı. Gittikçe açılan Süleymani; ler hâkimiyeti tekrar ele aldı lar. Ve 22 inci dakikada Fet- hinin Beykoz müdafilerini Çı hami çerek topla kaleye gir- ı üçüncü gollerini 1 Rımdan zonra oyun hiz | 3 | nı kaybetti. Her iki tarafın mü- tekabil akınları semere verme- di. Ve maç bu gekilde 3 - O Sü- leymaniyeni galibiyeti ile neti- celeni Kadıköy stadımın son maçını, Fenerbahçe ile Topkapı yaptı- lar, Oyun başlar ba: yük bir hızla Topkapı yarı &a hasına yerleşen Fenerliler 12 nci dakikada Naim 20 inci da- kikada Naci ve 26 mcı dakika- da Yaşarın ayaklarından — üç gol kazandılar. Yarım — saatte üç gol atan Fenerliler kendile- rini fazla sıkmadıklarından ilk| devre bu şekilde bitti. İkinci devreye Topkapılılar büyük bir enerji ile başladılar. Ve üst üste Fener kalesini teh- dide kyuldular. Bu şiddetli taz- yik nihayet 38 inci dakikada golle neticelendi, Fenerliler sayı adedini fazlalaştırmak için çok gayret. sarfetmelerine rağmen enerjik Topkapının önünde fazla bir şey yapamadılar ve maç bu şekilde 3 - 1 Fenerin galibiyeti ile bitti. Halkevlerinin krosları Dün Kminönü ve Beyoğlu Halkevlerinin tertib ettiği kros- lar kalabalık bir atlet kütlesi- mtn iştirakiyle yapıldı. Beyoğlu Halkevi müsabaka- ya 45 atletle iştirak etti. 'Pram- Yay deposiyle Hüriyeti Ehediye arasındaki 7000 metrelik | feyi birinci — Kostantin /00 de bitirdi. İkinci Ce- ncü Yuda geldiler. 5) vi müyabeaka-, rak etti Halkevi ülhane Parkındaki eyketi 3000 metrelik mesafeyi biriyci | Hataylı Ahmed — 10,28,5/00 de bitirdi. a üçüncü — Adnan Yazan : Amma, yalnız.. Reş;—â—_“—_EPl mu uzun. Snat hem daha kaç ki.. Onbiri ya geçti, ya geçme- di.. İyi ettlm de geldim değil| mi? — Bwet., Arama... Y zim kaşıkdülgmanı bira du da... — Vah, vak demek hasta.. Geçar ingaallah.. Ne ola- | cak mevsim hastalığı.. Herkesin başımda... Me yapalım kusura bakacak değiliz a.. Sen kahve tepsisini imdiziver.. Kendi elin- 'e pişizeylm bari.. Hani fena da yişirmem kad İstersen sana da bir finean.. — Teşekkülr ederim, yapıyor. — Hele Ben pişireyim de bak.. Çarpıntı ma yapar, yoksa çırpın- tı mm? Bir düba demezsen biyik- larımı yalarımı alimallah.. Ev sahibizin hırsından sade- ce kalbi değli, her tarafı; yeni Harbiye asfultmdan geçen oto- büz gili; ee çarpıntı hem çır- pantı içinde.. eet Kahve tepsisi iner, Pişkin; mangalı eçeler.. Şekeri bol, kahvesi ondan da- ha bal, ekkah bir kahve pişer.. — Oh efime sağlık, hir daha., olmadı,hür üçüncü daha .. — Yaha hiç sigara filân ik- hemşire çarpınla bulamaz ma hiç: da bırakmadı. ya.. Ontta tabakasını ahver ca- nım.. Hem sarma sizaranm ta- dıne, doyuma mu olür. İstersen bir tanedesana sararım, Hatırım kıremamış — Vüy maşallay, maşallah be yim.. 'Bu ne dalgınlık, kıtlıktan T çıktın, yoksa. artık lo- kanta küşelerinde mi aramalı ... Ne yiyammın böyle.. A, valiahi ben de bayılırım... | Milâs | tütünleri Milüs (Hasasi) — | Bu senej Milâs #itünleri cidden nefis ve kalite ilihariyle yüksek olduğun | kazan- | dan güzel bir rağbet mış bulunmaktadır. K resindeki tütün rekoitc: kata yakm bir ifade ile 25000 balya #larak tahmin edilebilir. Şimdiye kadar bunlardan 24 | bin balyaya yakın bir mıktarı| satılmıştır. Bu sene kazamızdan Geri, Hüseyin Sabri, Herman, | Küzım 'Tanar ve diğer b: | esseseler mübayaatta bi umu: lardır. Wiyatlar azami 80 ku-| ruştur. Yahız tütün ahzü ita-| larında görülen bazı hareket-| ler muhitte ademi memnuniyet | uyandırmış bulunmaktadır. Bu meyanda, Geri şirketinin me - murlarından Kemal Ertunç'un sebebiyet — verdiği — hâdiseler zikredilebilir. Bu memur, piya-| sanın açılacağı günün gecesi| tütün teskerelerini almak sure- | tiyle iskartaları kat'i larak ta-| yin ve fiyatı da 80 kuruştan| Mmutabık kaldıkları halde devri- tan satın almışlardı Bu. şekilde tesk rak sözle bağlanan bir ram tütünleri bilâhare alınma- mış ve giyasanın — temevvücü yüzünden dahi bu tütüncüler wdır, Bu| ve verilen| sözlerin tieari bb tinde telâkki edi arasında bittabi karşılanmamıştır. âtide bu gihi bâl nesinin Geri mü: edilmesi zür enni edilm Tilm ce ten dan t — Garsan çabuk bir taBak ta bana .. — Tatlısız sofradan Kkalkıb raaz tabil.. Sen ne yiyecektin 4 Balkabağı mı, benim de ne Yak kitten beri canım çekiyordu, dex mek kasmet bugüne imiş. j Arkasından atlı koşuyormuğ gibi siler, süpürür.. Sonunda pan ra vermek var.. Hlemen ayağa kalkar, vedaı basar: — Benim zaten karnım toktu amma, hatırından da — çikamar dım.. Altında kalmam inşallah.? Şimdilik bana müsaade, acela bir işim var da... İğ bitâren pişkin — İşin çok fazla galiba., Ben şöyle hir İlişevereyim de senf rahatsız etmeyeyim, İlişir, hiraz suspus — oturur, fakat bu Befer deiçi pişmeğa başlar: — Sahi sormağı unuttum, böyle hararetli hararetli ne yan pıyorsun Allah aşkına. Bu sefer de berikit kızgın: içinden 'ızı_. D — Anladık yazı, fakat neyi dair? f Rerikisi btraz daha lızgın: İ Elbette içe dair., Yavuklur | ma mektub yazacak değilim a4 Yediği bu muştadan biraz Busar, fakat içetisi yavaş yavaş tekrar — pişmeğe, kyanamağa başlar, nihayet içinin pişkinliği Ooşıma vurur: — Bırak Allah aşkma. Bü dünyanın işini yoksa sen mi bi eceksin.. Haydi kalk.. — Nereye yabu? İgim van dedik ya.. İstersen sen git... — Olur-mu hiç.. Haydi, hay di kalk.. Birazını da yarma- ya parsın.. — Nasml olur - birader.. Bu günün işi nasıl yarma bırakılın — Basbayağı . Kalemi, küiğıd burada bırakır, şapkayı, palta yu giyersin olur biter. Birbirinden baskın iki pişkin — Ben de bozüklük yok.. Bi zâm bileti de alıver bari. Karşısındaki, de pişkin, hen de bıçkın pişkinlerden.. Ses ça karmaz, sadece elleri - faaliyeti geçer.: İki iç, iki dış olmak üzere dör palto cebi; kibrit, mendil - cel unutulmamak şartiyle alta ce ket cebi âni bir yollamadan g6 ger, körolamı para güya buluna maz .. Sıra saat, tabaka cehi de da hili hesab, dört pantalan cebim Fakat hepsi boş Yelek cebine koş Birinci çözülüş.. Dört yelek cebi, içi dışına ç. kacak şekilde taharriyatta. Fakat tabil gene boş, niyef olmayınca maksad hasıf — olun mu hiç.. İkinci çözüdüş.. İki yelek cebi.. Sanki Sahrayı Kebir.. Boş mu boş.. * — Yahu ben para çantasını evde mi unuttum, yoksa düşür- düm mü ne? Gördün mü başı-. ma gelenleri.. z, yatmaz arama ne - yapsın, biletçiye: Kes iki tane bankalar, de-, dur * şkin biraa sabro < üya biz kendimizi pişkin sanırdık, halbuki ge kadar faz-, la hamrr tarafımız varmığ — İ Ötekisi tabif pişkin; — pişmiş kelle gibi sırıtır : i vrum sen francelâ fırı- halbulâ — bu rscm bö- let üeretinden b ah pişkin k ihat Besad İLERİ