E '. ğ k-. ? ğ ” ğ:ı VÜÖMREĞR TU ÖLT N Gi v i İ f p ; f £ Bir heykeltraş bir hey- kelin hüviyetini nasıl- bü- tün zaman için muayyen hatlar içinde tesbit öder- Be, bu kadın da kendi ruhunun şeklini o kadar kat'i ve vazih hudutlarla çizmiştir. Her halde zaman zaman Hindis- tanı tehdid eden kıt belâsina karşı burası masundu. Fakat ben kendisiyle görüştüğüm za- man onu maliye, istatistik gibi müsbet ilimlerden ziyade hars tarafı b, güzel san'atlere mensub bir mutahassıs gibi dü- Şünmüştüm, bundan dolayı zib- nimde onu maliyeden ziyade Ma- &rif Vekili olarak görüyordum. Sir Akbar altmış yaşlarında, gişman, orta boylu, Avrupal gi- yinen bir adamdır. Konuşurken garbın ameli ve müsbet tarafla- rını Şarkın hassasiyeti ve neza- keti ile şahsında toplamış bir adam hissini verir. Bu top sa- kallı, halim tavırlı ve çok müte- vazi adamın İngiliz edebiyatın- Maki vukufu hayret verecek de recede derindir. Bu vukuf sade benim değil Hyderabad İngi- liz mümesslinin de dikkatini cel- betmişti. Yemekte bana, Sir Ak- bar'ın her hangi tahsil görmüş bir İngiliz gibi Shakespeare'den parcalar okumakla kalmadığını, pek az İngilize nasib olacak su- rette ikinci hattâ beşinci dere- cedeki İngiliz şairlerini tanıdı- ğını söyledi. İngilterede büyük mevki sahibleri arasında edebi- yatlarını bilenlerin çok olduğunu bilirim. Fakat her halde maliye- cilikte bu kadar şöhreti olan bir | adamın bu tarafı herkesin dik-| katini celbediyordu. | Bana bundan daha fazla te- sir yapan şey Sir Akbar'ın baş- ka bir tarafıdır. Hindistanda İn- giliz edebiyatına vakıf adamlar ,bir haylidir. Bunları hem müs- lümanlar, hem de Hindular ara- |sında görürsünüz. Bu adamlar ıyıı zamanda müslüman veya- Lııu.ı Hindu edebiyatını, yahud ikisini de bildikleri vakidir. Ko- “nuşurken bunlar çok defa bu i- “ki harsın birleşmesi lüzumundan 'da bahsederler. Fakat müslü - “Mman ve Hindu harsini şuurunun altında tam bir terkib haline sokmuş olan, benim tanıdığım “tek Hindi Sir Akbar'dır. Hin- “distanın bütün harsları ve de- yirleri bu adamm içinde birleş- miştir. Eski Yunan, eski Budi, Hindu, Müslüman ve İngiliz dev- rinin güzel san'atleri bu adamın Yuhunda bir kül halindedir. Bu- di devrinden kalmış olan Hindis- tanın Hyderabad'daki Ajenta ve Ellora mağaralarındaki eser Jerden ve Tacmahal'den bahse- “(derken duyduğu zevk ve vukuf- Ja bahsediyordu. Ve bu şöhret- hei dünya san'atkârlarını sin- ,diren eserlerin en iyi seçilmiş kopyalarını evvelâ onun salon- ;larında gördüm. Yaş itibariyle geçmiş bir nesle mensub olan ,bu ihtiyar - benim gördüklerim arasında - Hindistanı kimsenin |kavrayamıyacağı kadar kavra - Dıştı. Ve eğer Hindistan bir millet, bir vatan olarak çıka- caksa Hindlilerin ülkelerini böy- Je kavramaları ve benimseme- “leri lâzımdı. eni Sabah ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi 1400 Krg. 2700 Krg. TW0 » 1480 » 4060 » — 800 » 160 » 800 » 3 Şubat 1941 PAZARTESİ '6Muharrem 1360 21 İkincikânun 1856 Gün 34 Ay 2 Yıl: 941 . Kasışli E7 Güneş Öğle İkindi 1443 7,01 915 810 — axa — 16ie Akşam — Yatsı — Imaak 12,00 14 122 1827 — 19,60 — 6,29 DİKKAT 4 4Yeni Babah> a gönderilen )Xe evrak neşredilsin edilmesin lada piuamaz ve bun! kaybolmaların. dolayı hiç bir mosuliyet kabud Cedilmez. SENELİK 6 AYLIK 8 AYLIK 1 AYLIK YAZAN : — HALİDE ED DİB| temizliği derhal insana bir tesir yapıyordu. Ve bu intizam değildi. Çamaşırhanesi; dolapla- rı, hülâsa evin her göze gürün- ri mizlik hükimdi. Tabii olarak bu, ev kadınlık kabiliyeti bir kadının mevcudiyetine alâ- mettir. Hakikat halde Sir Ak- barın hanımı Lady Amine eski ve yahud yeni şarkın çok dikka- te değen bir örneği idi. Bu ka- dının Tyibiji ailesine mensub olması daınları müslümanlar — arasında makla ve yüksek tahsil ile tanın- mışlardı. Bugün bir tanesi Fe- minist'ler âleminde bir tanesi Lady hiç bir (isru) buna müsaid değildi. Knedisi u- örneğidir. Konuşurken, yürür - ken otururken, maddi ve mane- vi tam bir müvazeneye sahib | olduğunu hissetmemek — imkânı | yoktur. Bu kadın evinin bütün | teferrüatiyle meşgal olur, hiç | mgımdumıy.nwmnı-[ yetlerini küdretle — ve vakarla | idare eder. Öğle, akgam evle - rinde davetler vardır, bunların hepsini idare eden bu kadının en büyük marifeti işi başından | aşımış ve şaşırmış görünmemesi- | dir. Bütün bunlarım arasında | mutlak odasında azıcık dikiş | diktiği bir saati de vardır. Bundan evvelki bahislerde bir kaç defa müslümanları Hindu- larla mukayese ederken, —müs- Iümanm maddi ve manevi hüvi- yeti keskin hatlaria çizilmiş ol- duğunu söylemiştim. Bunun en Bir heykeltraş bir heykelin hüviyetini nasıl bütün zaman | için muayyen hatlar içinde tes- bit ederse, bu kadın da kendi ru- bunun şeklini o kadar kat'i ve ni hayrete düşüren şey bu ruh- ta © zamana kadar bana birbi- riyle telifi mümkün değil gibi| görünen unsurların birleşmesi- | dir. Bütün mânasiyle müslü - mandır, fakat müslümanlık on- dı-Hıann müstevli bir derdi olan - cemaatçilik şeklin- ö teceliretmen. Kocası gibi o| da bütün Hindu ve bilhassa Budi âsarının hayranıdır. Fa- kat bu hayranlık onda bir ma- duniyet mudilası (1) vücuda ge- | türmemiştir. Ayni zamanda yal- Bu evin güzelliği, intiramı va| miyen köşesinde intizam ve te-| yüksek | Hindistanda ona hususi bir mevki verir. Bu ağlenin ka-| en erken açılmakla, hayat atıl-| musikişinas olarak tanmmıştır. ya| mensub değildi. Esasen mizacı | zun boylu, yakışıklı, iyi giyinen | yaşlı kadınların çok güzel bir| Şöförleri yıımmn İ sokaklar | wvelki günkü nüsbamz- da Dr. Taşomun fıkrasını o0- kudum. Yerden göğe kadar haklı. Bu sokaktaki toz ve ça- murun sebebini anlatayım. Eşrefefendi sokağının kaldı rımları bundan bir iki sene ev vel tamamile yapıldı ve sokak halkı belediyemize minnet ve şükranlarını beyanda — kusur etmedi. Gelgelelim ki tramvay caddesindeki papasların aka- retleri namiyle maruf baraka- ların cepbeleri belediyenin emriyle geri çekilmekte oldu- ğundan oradan çıkarılan top- raklar sabahdan akşama ka dar durmadan arabalarla, Do- Ipderesi hendeklerine dökül - mek üzere bu sokaktan taşı- nıyor. Tabüdir ki arabalardan mütemadiyen süzülüp dökülen topraklar kaklırımları tama - miyle kaplıyor ve yazın iki ka- rış toz ve kagın çamur yapi- yor. Bunun önüne geçmek ça- resi acaba bulunmaz mı? Sırası gelmişken şunu da arzedeyim: Ayni sokağa mü- vazi Baysongur sokağı ile Do- lapdere caddesi de ayni vazi - yette. Şoförler bu sokaklara otomobillerini sürmek kat'iy- yen istemiyrorlar. Geçen gün bu sokaklardan birinde otu - ran bir hastayı yataktan kal- darıp hastahaneye nakletmek icab etmişti. Otomobil o so- kağa girmediği için zavalh hasta çekişe çekişe caddeye çıkıp oradan otoya binmek ıztırarında kalmıştır. Hele ayni sokaklara müva- zi sabık Rus ve lâhik Türk beyi sokağı ayni vaziyette i- ken geçen sene kaldırımların yapılmasına teşebbüs edilmiş ve filvaki sokağın ilk ve son kısımları tamir edilmiş ise de orta kısmı olduğu gibi yani bataklık halinde bırakılmış- tır. Bunun sebebi anlaşılma- di. Çok muhterem Belediye Re- isimizin nazarı dikkatine ar- Bir Okuyucumuz n Mürakabe komis- yonu bugün bir toplantı yapacak Fiyat mürakabe komisyonu bugün öğleden sonra Mımtaka Ticaret Müdürlüğünde toplana- rak ayakkahı ihtikârından hak- kında tahkikat açılan Bey- ker mağazasının vaziyeti görü- gülecek ve ihtikâr tamamen sa- bit olduğu takdirde bu müesse- 5e adliyeye verilecektir. Diğer taraftan bugün 100 bin liralık bir manifatura işinde 50 bin li- ralık ta açıktan para istiyen mü- essese hakkında kat'i hüküm ve rilecektir. Bu itibarla komisyonun — bu- nız islâmi eserlerinin ve harsının — günkü toplantısı mühimdir. Di- çerçevesi içine dalıp ve onların ğer taraftan buzhanelerde bu - dünyada en üstün olduğunu id- dia eden bir üstünlük mudla-| mı da (2) yoktur. Mualesef| ister Hindu, ister Müslüman olsun, Hindistanda - ferdlerin, | büyük bir millet ferdleri olmala-| rma mâni üç şey vardır: Ce- maatçliki, üstünlük —mudilası, | maduniyet mudilası. Bu kadınım en çok heyecan gösterdiği ve biraz — ölçüsünü kaybettiği mevzu (sırrilik) - ol- duğuna şahid oldum. Müslüman | yahud Hindu her nevi sırriliğe | muarızdı. Bana evvelâ bu Sünni | Müslümanların umumiyetle sır-| riliği şialikla karıştırmalarından doğan bir itiraz gibi geldi. Son-| ra bunun bir aile faciasından ileri geldiğini anladım . Yakın- larından ve çok sevdiği dam sırrilikte o kadar ileri git- miş ki nihayet Fakir zümresine girmiş ve bir taraftan fazla sı- kı bir riyazet bir taraftan da sıkı bir inzivanın tesiriyle genç yaşında ölmüştür. (Arkası var) () İnferiori - Camplex. (2) Supertority - Compler, lunan 17 bin teneke beyaz pey- nirin fiyatları da tesbit edilecek- tir. Öğrendiğimize göre bu pey- nirlerin bir an evvel piyasaya çıkarılmasını temin etmek mak- sadiyle fiyatlara bir mıktar zam yapılacaktır. Türk - Macar Ycaret mukavelesi Bugünün ihtiyaçlarına uygun yeni bir ticaret anlaşması imza- lamak üzer bir müddettenberi | Peştede bulunan ticaret heyeti- | mizle Macar delegeleri arasında ihzari mahiyette bir anlaşmaya varıldığım yazmıştık. Haber al- bir a-| Gdığımıza göre, her iki taraf ta hükümetlerinden yeni direktif- ler istemişlerdir. E&as mukavelenin bu hafta, için de imzalanarak heyetimizin avdet edeceği öğrenilmiştir. Bu, mukavele ile Macarlara deri, fındık, Üüzüm verilecek, ve mu- kabilinde her nevi sınaf mamu-, lât, demir eğya ve saire alına- caktır. | | | | Lütfi Kırdar, bundan bir müd- | liye Vekâletinden ücretsiz almak | YENİ SABANH a Bi 11,, Ğ Ç KSK TENLARE NYL AAIRI ı.r“’u,kgsır an ve !ı'—"! kor| Koşkîa rinin tamiri Maliye Vekâleti "Bü iş 150 bin İira Vali ve Belediye Reisi Doktor det evvel tarihl büyük kıymeti haiz Çağlıyan ve İmrahor köşk- lerinin tarihi kıymetleriyle mü- tenasib bir şekilde tamir olun- ması için teşebbüslere girişmiş- tir. Çok güzel olan bu teşeb - büsle Maliye ve Maarif Vekâlet-| leri de alâkadar olmuş ve köşk- lerin tariht şekilde tamiri ve 1s- lahı işleri maarif mimarlarından mütehassıs bir zata tevdi olun- muştu. Diğer taraftan şehircilik mü- tehassısı Prost, köşklerin etra- fında yapılacak geniş yeşil sa- hanın imar - plânlarını hazırla- mıştır. Köşklerin ve etraflarındaki mıntakanın — mülkiyeti " Maliyo Vekâletine aittir. Bu itibarla be- lediye yeşil saha haline ifrağ olunacak olan mıntakaları Ma- için teşebbüslere girişmiştir. Köşklerin tamir ve ıslah me- sarifatı münhasıran Maliye Ve- | kâletine aid olacaktır. Vekâlet Limandaki motorcu- lar nakliye işlerinde güçlük çıkarıyorlar Limanlardaki motör sahible- rinin nakliye ücretlerinde tarife hariti para istedikleri ve bu yüzden nakliyo güçlükleri ihdas ettikleri hakkında mıntaka li- man reisliğine bazı gi- Küyetler! Liman reisliği bir kaç —motör sahibi. hakkmda tahkikata başlamıştır. Bunların suçlari sabit olursa | milli korunma kanunu hüküm- | l taahhüdü, 2,150 lirası fitre kar- için sarfedecek | bu işe sarfetmek üzere 150 bin liralık tahsisat ayarmıştır. Şim- | diden bunun 35 bin lirası rif mimarı Macid Kuralın rine verilmiştir. Diğer taraftan köşklerin tamiri esnasında bazı tarihi malzemeye lüzum var- dır. Bünün için Yıldızdaki A- "m köşkünün Mmalzemesinden istifade olunacaktır. Bu itibar- la Acem köşkiü yıkılacaktır. maa- | em- Hava Kurumuna teberrüat Ankara, 2 (aa.) — Bize veri- len malümata göre, Çivril ka- zası merkez nahiye ve köyleri halkı hava kurumuna 721(! ].l- ra teberrü eylemişlerdir. nun 2.605 lirası yardımcı âza şılığı, 2.037 lrası kurban bedeli| ve 418 lirası da şahsi yardım- dır. Bundan başka kuruma Bur-| haniyenin Karaağaç köyü hal-| kı 376, Pelit köyü halkı 385, Keşanın Enez nahiyesi Bükü - | veren halkı 50, Ceyhanın Du-| ruk köyü halkı 168, Dorhasan- | dede köyü halkı 31 lira vermiş- | lerdir. Bursada Rüştü Egel, Fazl Erman, Selim-Süter Hava Ku-| Tumuna beşer yüz, Niran Yet-| men 100 ve Kâzım Kinay da elli| lira teberrü eylemişlerdir. | Diğer taraftan Mersinde Gani' Akça ve eşi, Müşlam İşalan ve eşi, Muharrem Egin ve eşi ve Cevdet Mercan da evlenme yü- züklerini Hava Kurumuna terk eylemişlerdir. | b | lerine göre tecziye edilecekler-/| DDenizli tütün pıyasıısıî ADLİYEDE | Radyo hırsizi bir se- neye mahküm oldu I Tahtakalede Hacınm — kah-| vesine girerek pencereyi ağık bı- rakan ve yılbaşı gecesi içeriye girerek radyoyu çahp Tepeba- ——— —— şında birine 50 liraya satan Hü- seyinin sekizinci asliye cezada devam eden muahekemi netice- lenmiş ve karara bağlanmıştır. | Suçlu Hüseyinin bu suçu sabit |* Teslim olması teklifini kabul etmeyince anama kıydı bu adam,, görülmüş ve mahkeme riyaseti müddeiumumt — muavinliğince | yapılan talehbi muvafik bularak | Denizli 2 (a. a) — Denizli tlitün piyasası evvelki gün açıl- mıştır. Bugüne kadar satılan tüünlterin 72500 kilosu İnhi - sarları idaresi ve 85.600 kilosu da tüccar tarafından alınmış- tır. Fiyatlar 35 - 55 ar'hmda»! dır. Müstahsil bu. fiyatlardan memnundur. | cağı ekim mıntakalarından ge- | ler tarafından verilen izahata, u seneki mahğul bereket!i olacak B ! Ekim d'_,ar yıllara na- zaran daha fazla yapıldı Önümüzdeki yıl içinde mah- ulümüzün gayet bereketli olar len haberlerden anlaşılmakta- - Hükümetin aldığı şümullü tedbirlerle bu sene diğer yıllara nazaran daha fazla ekim yapıl- mıştır. Amerikadan gelen zira- | at makinelerinden bu yıl çok ge- | niş mıkyasta istifadeler temin edilmiştir. Nafıa — Vekâletinin| büyük sulama projesi de — hir çok mıntakalarda tahakkuk et tirildiğinden bu yıl istihsalâtın geçen senelerle nisbet kabul et miyecek derecede fazla olacağı tahmin edilmektedir . Vilâyet umu mi meclisi | - toplantısı Ankara, 2 (a.a.) — Bugün ak dığımız telgraflar Sivas, Bolu, Kırklareli, Mersin ve Tokat vi-| lâyet umumi meclislerinin top-| landıklarını - bildirmektedir. Umumi meclisler mesailerine başlarken Ebedi Şef Atatürkün aziz hatırasını hürmetle an- mışlar ve Milli Şef İnönüye kar- şı derin bağlılıklarını ve büyüğ- lerimize karşı sayğgılarını teyid | eylemişler | Bir senel dır k mesaiye dair valk 1titl. kesbeden umumi meelisler reis ve kâtipler seçimini yapa - rak bu ilk toplantılarına — son vermişlerdir. “ Atatürk'ün Bursayı-- şereflendirdikleri gün Bursa 2 (a. 'a.) — Ebedi Şef Atatürk'ün son defa Bursayı şe| reflendirdikleri -günün büyük hatırası, dün gündüz yapılan merasimi müteakib akşam Hal- kevinde münevver ve çok kala: balık bir halk kütlesinin iştirs- | kiyle bir defa daha anılmıştır. 'Törende vali, parti müfettişi;| parti erkânı ve mebuslarımız e| dan bazıları da hazır bulunu - yordu. Bu münasebetle " başta valimiz olduğu halde bir çok: hatipler tarafından — Atatürk'e aid kıymetli hatıralar nakledii-| miştir. Bu toplantı coşkun te-| zahürlere vesile lmuştur. | NEDEN DLDUBMÜŞ hi bir sene hapis cezasına mahkü- miyetine karar vermiştir. || — Fatma ismindeki kadımı ta- | BELEDİYEDE || Yol inşaatı hakkında mühim bir karar İstanbul belediyesi, ihale et- tiği yolların daha iyi bir şekil- de yapılmasını ve uzun müddet bozulmamasını temin — etmek maksadiyle yeni bir formül ha- zarlamaktadır. Bu formül, ka- bul edildiği takdirde, bir yolun inşasını deruhde eden müteah- hid yol inşaatının tamamlanma- | sından itibaren 10 sene müddet- le, ayni yolun tamiratı mütema- diyesini yapmağı kabul edecek- tir. Bu suretle belediye bu yol- ların 10 senelik tamiratı müte- madiyesini temin etmiş olacak- | tır. | Hamiyetli bir vatandaş Adana 2(a. a.) — Milli men- sucat fabrikası . sahiblerinden Nuri Baş din kızının nişanlan- ması münasebetiyle nişan mera- gimi masrafı karşılığı olan 1500 Hlrayı Hava kurumuna teberri eylemiştir. banca ile ateş ederek öldür- mekle suçlu Sabri Gültekinin muhakemesine birinci ağır ce- za —mahkemesinde başlanmış ve suçlu Fatmayı nasıl öldür- düğünü şöyle anlatmıştır — Biz Fatma ile bir müd- dettenberi tanışırız. Hemen ekseriya Kasımpaşada İpliliçi karakolu karşısındaki evine gider gelirdim. Vak'a gecesi de biraz geç olmasına rağmen gittim. Hava yağmurlu idi. Is- landım ve cebimdeki tabanca da bir hayli ıslanmıştı. Onu çıkarttım ve kurutmak için a- Cıp, temizledim. Sonra taktım. Evde bir kaç kadın misafiri de vardı. Lâtife olsun diye şöy- le onlara doğru tutup gezdir - dim. Tam Fatmaya çevirdiğim sırada tabanca ateş aldı. ve Fatma vuruldu. İlkönce ben o- nu sade yaralandı zannettim. Meğer ölmüş.. Bir kaza neti- cesi onu öldürmüş oldum. Yok- sa fena bir maksad ve niyetim yoktu. Mahkeme riyaseti suçlunun bu itirafını dinledikten sonra bir sual tevcih etti: — Senin Fatma le münase- betin ne şekilde idi. Onunla ne dereceye kadar samimi idiniz? Suçlu Sabri Gültekin bu su- lenbire cevab ve remedi, kıyranıp durdu ve ni- hayet : — Böyle herkesin söyliyemem efendim. Diye üstü örtülü bir cevap verdi. Riyaset bu sözdeki mü- e TSB — Kâfi.. Bu kadarı ile an- laşıldı zaten. 3 Demekle tebarüz ettirmiş oldu Bu sırada mahkemeye gire- önünde 3 SUBAT SOYT ' Him Koşesı Yazanı ( Prof, Salh ”"n' Üzülik Keşifler, ihtiralar Sabun neden temizler ? Sabunun temilzleme hassası sabun moleküllerinin şekil ve hassalarından ileri gelir. Bu mo- leküller kimyada alifatik —mo- leküller dediğimiz yani zincir şeklinde bağlanmış karbon ve hidrojen atomlarından mürek- keptir. Kokulu olan momatik mad- delerde ise karbon atomları bir halka teşkil etmek üzere bağla- nır. Sabun zincirinin bir ucu su- ya haristir. Binaenaleyh 'sabun su yüzüne konduğu zaman pal- mitik asidin molekülleri birer uçları suya bağlanmak - üzere demet halini alırlar. Uzun mole- küller biraz yana doğru cezbe dilir. Filhakika bu moleküller pek uzun olup bu cazibe kuvve- ti moleküllerin haruri tesirden dolayı birbirlerinden ayrılması na karşı koyar. Bu yana doğru yanaşma kabiliyeti sabun mo- leküllerinin gruplar teşkil etme- sine ve mahlülünün koloydal mahiyet almasına hizmet eder. Moleküllerin elektrik hamulesi işe girer. Bilfarz, bir sabun mo- lekülünde bir ünite elektrik ha- muülesi mevcud olsun. Böyle mo- lekülden ön tanesi yanyana ge- lirse grubun elel Ttamulesi on ünite ölur. Bir yünlü kumaşa sürtülerek elektriklenen kehrü- ba nasıl küçük küğid parçaları- ni çekebilirse elektriklenmiş sa- bun zerreleri temasta bulunduk- ları kir zerrelerini kendine çe- ker. Bu suretle kir zerreleri sabun zerrlerine bağlanıp hepsi hirlile 'te suda sabun ve kir emulsiyonu teşkil ederler. Kirin yağlı-alma- g1 icab etmez. Yağsız kiri de çı- karmak ayni derecede zordüur. Lâmba isi, alumina, demir oksidi gibi yağsız kirler sabun- la çıkarılabilir, Sabun mahlülile sünger kâğıdındaki lâmba isi (yahud bununla yapılmış müre- kep) lekesi çıkarılabilir. Eski nazariyeye göre temizleme key- fiyeti bir maddenin diğer mad- dedeki inhilâliyle yani sabunum “kirle birleşmesiyle hasıl oluyor. diye izah ediliyordu. Şimdi bu nazariyenin yanlış lığı görülmüştür. Sabundan tamamiyle bam- başka mahiyette olan bir ta- kım maddeler de sabun yerine kullamlabilir. — Kullanılmıyorsa çok bulunmadığından ve sabun imali hususunda münasib olma- dığındandır. Sabun molekülleri ile alkol molekülleri arasındaki affmite (bağlanma kabiliyeti) sabun va su molekülleri arasındaki kabi- liyetten az farklı olmasından do- layı sabun alkolda inhilâl eder. | Alkolda pıhtılanma hüâdisesinin mevcud olmamasından dolayı bu mahlüller temizleme hassar larma malik değildir. rek elindeki istidayı zabıt kâ- tibine uzatan bir küçük çocuk görüldü. Bu biçare yavru ölü Fatma- nın oğlu idi ve verdiği istida- ile şöyle bir iddiada bulunu- yordu: “Annem Fatma günahsızdır. Suçlu Sabri annemle münase- bette bulunmak istiyor ve 1ıs- rar ediyordu. O ise kabul et- miyordu. Sabri geldiği gece de sarhoş bir halde bu ısrarına devam etti fakat yine ayni şe- kilde red cevabı aldı. Bunun üzerine kızdı ve anama kıydı bu adam!... Davacıyım.., Bu küçük mağdurun mah- kemeye müdahil sıfatiyle alı - mip alınmaması hakkında bi karar verilmesi ve bazı şahik lerin celbi ile dinlenmeleri için muhakeme başka bir güne bı- kaldı. (B BC ANEEEEROUNE VEFAT Emniyet umum nüdürlüğü beşinci şube müdürlüğünden &- mekli ve hâlen İstanbul İpekiş yünlü mensucat fabrikası mü- dür muavini Şükrü Yumağın eşi | bayan Behice Yumak müptelâ olduğu bastalıktan kurtulamı- yarak dün gece rahmeti rahmas na kavuşmuştur. Cenazesi bugün Beyoğlu İs tiklâl caddesi Işık apartımanı numara 219 dan saat 14,30 da , Kaldırılarak ikindi vaktinde ce- naze numazı Arnavudköy car miinden eda edildikten sonra | Rumelihisar kabristanına def- nedilecektir. Merhumeye Cenabı haktan rahmetler, zevci ile evlâdlarına