24 İkineikânun —— Aimanya YA mıllıyet 1— prensipine | taraftarmış | (Başmakaleden devam) | Dietrich, ya hiç Hitlerin ya- nında bulunmamiş ve onun ki-| tabını da bir kere bile )î-ılNUr—; Mamıştır, ya düny boş İ aldatm: ışıyor. Hitlerin Mein Kampf'ı meydanda durur- ken Almanyanın dünyayı feth ve istilk etmek ve cihana hâ- kim olmak fikrini beslemediğini | iddia etmek için insanda epeyce | cesaret olmaldır. Hele bu-| nun — İngilizler tarafından uy-| durülmüş. bir isnad olması bü- | tün bütün garibdir. Roosevelt | ve sair Amerikan devlet adam- | ları da mı İngilizlerin âleti? Sa-| kın Hitlere Mein Kampf'ı da| İngilizler mahsus yazdırmış ol- masınlar? Almanyanın emperyalist feth ve istilâyı değil, milli devleti tervic etme iddiası ise hakika- tin hilâfı teminatın en büyük | bir — nümunesidir. — Almanya, | Versay muahedenamesini - par-| çalayıncaya kadar —müli pren-| siplere taraftar görünen — bir| devletti. Rühr havzasını, Avus-| turyayı, Südetleri hep bu pren- sipe naden istedi ve aldı. Danzig ve Koridor - ihtilâfların- da Almanyanın en büyük silâ- hi gene milliyet prensipi idi. Fa-| kat bütün istediklerini aldıktan ve Mein Kampf'da tavsiye edi- len taktik veçkile, iptida Alman | vahdetini tesis ettikten sonra, Hitler milliyet prensipini bir turafa attı. Şimdi hayat sahası ve iktısadi birlik gibi tabirler| altında emperyalizm hırsını tat-| mine çalışıyor. Almanların Ver- | say — muahedenamesine — bul-| dukları kusurlardan biri yalnız başlarına yaşayamıyacak kü- çük devletler yaratmış - olması- | dır. Almanların bugün en birin- | ci gayeleri Çekler, Lehliler gibi | milletleri hürriyet ve istiklâlden | mahrum bırakıp Aımmyıyıw ilhak etmektir. Bu tezi bir Lx- raftan kendileri açıkça —mü Yan Büzken maelrerar,. Hüt de tecavüz ve istilâ fikri olma-| dığını temin etmesi kimseyi ab| datmıyacak gülünç bir teşeb- büstür. Eğer Almanya milliyet prensip| lerine hürmet ediyorsa Çekos- lovakyada ne işi var? Lehistan- da neye duruyor? Bu milletlerin hürriyetlerini ve istiklâllerini | tanımış olsaydı bu harb L;ıkm.u—' di ve çıkmışsa bile nihayet bu- lurdu. Çünkü İngiliz ve Fran- sızların — sulh müzakerelerine başlamak için koydukları şart bundan ibaretti. Küçük millet- lerin hayat haklarının tanınma- sını istiyorlardı. | Alman propagandası - beyhu- de uğrasıyor. Onun tevillerine, inkârlarına, hakikat hilâfı söz-| lerine aldanacak kimse kalma-| mıştır. Çünkü — cereyan eden| vak'alar o kadar açık ve bel dir ki bunlar meydanda Dietrich'in ve emsalinin sözle- ak kadar safdil ©- lan insanlar dünyanın hiç bir mleketinde siyasi bir rol oy- ayamazlar. ? Hüseyin Cahid YALÇIN | | | iken | Roosevetin Balkan- lar mümessilinin çantası - çalındı Belgrad, 23 (a.a.) — Havas Bulgar Yugoslay hududunda Çaribrod'dan verildiğine göre Sofyadan Belgraı <"A!ııukl. i mühim siyasi vesaik çantasının trende çalınc Mmüştür. Tren Ç durulmuş v Mıştır. Albay 22 Belgrada muv kle- ordu. Albay Donavanın B veltden prens Pa bir getirdiği söylenmekt Gelen çiviler a, 23 (Husüsi) | mıştır. Düşman kıtaları Z l l| Sayra : 5 ea Merakli Bahisler Tobrukta 20 bin İtalyan esir düştü (Baş tarafı 1 inci sayfada) | ladan ricat etmiş olan ve şim ki halde Biscia ve Barentu » dafaa mevzilerini tatan İtal; kuvvetleri ile temas halindedir. Harekât muvaffakiyetle inki - şafta devam ediyvi | Habeşistanda, Metemmanın | şarkında düşman üzerine taz -| yiklerimiz idame ettirilmekte -| dir. | Tobruk harekâtma iştirak eden Pransız kuvvetleri Londra, 23 (a.a.) — Müstakil Fransız ajansının bildirdiğine | göre, İngiliz kuvvetleriyle bir-| likte Tobruka giren hür Fran- sız kuvvetleri Kıbrısın müdafaa- sı için mütarekeden evvel Fran- sız hükümeti tarafından İn- gilterenin hizmetine — verilen müfrezedir. Bu müfreze bilâhare general| Larminant tarafından Suriye -| den getirilen kuvvetlerle takvi- ye edilmiştir. | Bu ajansın verdiği bir habe- Te nazaran general Catrux'nun kumandasında Mısırda — bülü- nan hür Fransız kuvvetlerine yakında yeni kuvvetler inzimam edecektir. Alınan esirler 100.000 kişi Londra, 23 (a.a.) — Londra- nın salâhiyetli mahfillerinden öğ e göre, 22 inci İtalyan kolordusu karargâhınin subay- ları ile bir general ve Tobruk müdafaa kuvvetleri kumandanı diğer bir general esir edilmiştir. İngilizlerin eline pek çok malze- me geçmiştir. Limanda biri bi yük bir vapur olmak üzere üç| gemi alevler içinde bulunmuş -| tur. Taarruzu, İngiliz cüzütamları ile Avustralya piyadesi ve İngi- liz zırhlı kıtaları yapmıştır. Hür | Fransız müttefiklerimizin kuv- vetleri de taarruza iştirak et - miştir. Öyle hesab ediliyor ki Tnb- rukda iki İtalyan tümeni ve di-| ğer yardımcı kuvvetler vardı. İn f““ taarruzunun başındanberi | 'talyanlardan 100.000 esir alın-| mıştır. Zayiat mikdarı hakkın- da ise ne İngiliz ne de İtalyanlar | | tarafından elde rakamlar yok- tur. Fakat İngiliz zayiatının ha- fif olduğu zannediliyor. | 'Tobruku müdafaa eden kuv-| vetlerin tamamı ya esir edilmi yahud da imha olunmuştur. İtal| yanların müdafaaya devam et-| tikleri belki daha bir kaç ceb| vardır. Fakat umumiyet itiba -| riyle bu mühim deniz üssü elimiz | dedir. Aldığımız ganimetler bü- yüktür. İlk taarruz — ânından Tobrukun bütün müdafaa siste- minin dün öğleyin elimize düş-| mesi arasında ancak otuz saat| geçmiştir. 'Tobrukda bulunan iki İtaly:mw tümeni ile yardımcı kuvvetler - den başkaca Bardiyayı müdafaa | eden tümenlere aid kıtalar da| belki vardı. | 62 inci, 63 üncü ve 64 üncü| üç anavatan tümeni, birinci, ikinci ve dördüncü üç siyah gömlekli tümeni, birinci ve ikin ci iki Trabluslu tümen, ve gene- | ral Malekinin motörlü tümeni. | Tobruktaki iki tümeni de sa-| yarsak 11 İtalyan tümeni mu- harebe harici edilmiş dermnektir. Resmi rakamlar mevcud değil de aldığımız esirlerin sayısı 100 bin kadardır. İtaiyan resmi tebliği | da bir mahal yan umumi 30 numaralı tebi Yunan cephesi: Mat hiyetteki hareketle düşman mahsüs zayi. a.) hani çapta bambalarla bom Di me edilmiştir lukta bir ha bir a hücumu esnasında av cılarımızdan biri düşman ta yarelerinden birini düşürmüş, | diğerlerini de kaçırmıştır Tobruk müstahkem mevkiinin mevzileri arasındaki muharebe pek anudane olarak dün bütün gün devam etmiştir. Ar g leden sonr: a Avustralya' k girmi: Tobruk geh ha ski| dinamit1 Müstah mındaki | ziler elân düşman hücumu- rşı pek cesurane bir mu - met- göstermektedirler. — | « Gior le berhava € kem ie disi de dilmistir mevkiir, na k ka Yunanlılar WGarıb bll’ muamele- Alman tavas- sutunuredetti (Baş tarafı 1 inci sayfeda) | mansabında yeni fırkalar ihraç| balıkçı gemilerile mahalli ara ziyi iyi bilenler tarafından idare | edilen motörlerle harb malzeme- si ve mühimmat da nakletmiş- lerdir. Mümtaz Alp avcı kuvvet- leri Tirana ve İşkodraya çıka- rılarak derhal Elbasana sevke dilmiştir. Moskopolis ile Lin arasında mühim harekât yapıldığı, dün şimal bölgesinde yalnız keşif ve topçu faaliyeti olduğu bildiril -| mektedir. Dün öğleden sonra va- | et her tarafta sakin geçmiş-| tir. Yananlılar Alman favassutu | teklifini redettiler Londra, 23 (a.a.) — Timesin | diplomatik muharriri yazıyor : Hitler, Rumanyada esasen kuvvetli olan garnizonunu ted- ricen takviye etmektedir. Kıta- lar, kara seylâblara ve macar | ve Rumen demiryollarının em-| niyet edilmez - tarifelerine rağ- men Rumanyaya varmakta dc.—' vam ediyor. | Umumiyetle Londrada birî | | | | | çok dikkatli müşahidlerin tah- minlerine göre şimali Afrikada- ki İngiliz muvaffakıyetleri, Hit- lere kara harbinde bu sahada hâdiselerin seyrini değiştirebil- | mek için vaktin geçmiş oldu -| ğu kanaatini vermiştir. Maa-| mafih Hitler, cenub cebhesinde | herhangi bir mahalde Mihvere | bir zafer teminine teşebbüs et-| miye azmetmiş bulunmaktadır. Şu cihet emin gibi gözüküyor | ki Hitler, Akdenizin en dar kıs- | mında İngiliz deniz münakalâ | tını tehdidde devam edecektir. | Sicilyaya 400 ilâ 500 pike tayya- | resi gönderilmiş olduğu, belki ; Napoli ve Roma civarlarında | da başka tayyareler bulunduğu mümkündür. | Diğer taraftan Yunanistan, | Almanların her türlü uzlaşma | teşebbüslerini kat'iyetle reddet- | mektedir. Yunanlılar, cevaben, sonuna kadar harbde İngilte- | renin müttefiki olduklarını — ve İngiliz yardımı ile galib gele- | | ceklerinden emin bulundukları- Tobruk, 23 (a hususi muhabiri bildiriyor: — | Tobrukda alınan esirlerin mik tarı bu akşam 20 bin tahmin o-| lunmaktadır. Alınan esirler ara- | ) — Röyterin | sında 61 inci anavatan fırka: le limanın sulh zamanı garnizo- nu efradı, 1500 kişilik deniz garnizonu efradı ve Batırılmış olan Can - Corcio kruvazörü 700, kişilik mürettebatı vardır. | Askeri polis efradı, gümrük | memurları ve birkaç yüz tekni- | siyen de esirler meyanındadır. Sıra Dernede Kahire, 23 (a.a.) — İngiliz hava kuvvetlerinin tebliği 20/21 kânunusani gecesi İn-; giliz hava kuvvetlerine mensub | tayyareler Libyada Derne ü: ne birçok ağır hücumlar yap-; mışlardır. Kışlalar ve diğer as- keri hedefler üzerine bir çok ton bomba atılmış ve infilâkları mü teakıb bir çok yangın çıkmıştır. Yangınlar, hücuma devam i-| çin diğer tayyareler geldi * ha ziyade fazlalaşmıştır. Yan - gınlar 100 kilometreden gözük -| Si | müş ve infilâklar tayyarelerin| bedefi terketmesinden cok son - ra da devam etmişstir Dünkü çarşamba günü Apol - loniyada kış!alar üzerine de h cum yapılmıştır. 21 kânunusani ünü Tobruk üzerine yapılan müteaddid hücumlarda yalmız dir tek tayyaremiz dönmemiştir. | Ordunun ilerlem i himaye e-| den avcı tayyarelerimiz, dün bü! tü if uçuşları yapmış- tar. Bir miktar düşman tayya -| resi ile yapılan bir muharebede| kun 30 kilometr sarbin- da Sidi - Mugarrep de tek satıh- | r İtalyan tayyaresi düşürül. yosunun tavsiyesi 'a, 23 (a.a.) — Dün Ro- ssu, Tobrukun suku - tunu tir: Bugünk mi tebliğimiz teslim etmiş- î betmemeliyiz | beri yağcı | çinemiyorum. Münakalât Vekâ- | v | ve maaşımın artmasını istedim. | tur. ye maruz kalan işçi (Baş taratı 1 inci sayfada) Devlet Denizyollarında 17 se- ne emek vermiş olan ve hâlâ| *“yağcı,, olarak terfi ve terfih- den mahrum bırakılan 8 nü fuslu bir ailenin reisi “İs-| mail Türk, bize bir şikâyet| mektubu göndermiş ve gazete- mizin 17/1/1941 tarihli nüsha-| sında “okuyucu diyor ki,, sütu-| nunda “bir yağcının ricası,, baş- lığı altında neşredilmiştir. 'Bu mektup aynen şöyledir: “Ben; Denizyolları Karadeniz posta vapurlarında 17 seneden- olarak - çalışmakta-| yım. Sekiz nüfusa — bakıyorum. Byim kira, aldığım maaşla ge- letine mürace at ederek terfiimi Maalesef istidamın cevabı hâlâ gelmedi. Halbuki benden sonra gelenler terfi ettiler, maaşları arttı. Ben hâlâ yağcı olarak ça- hşıyorum. İşin bir fena tarafı da, vapu- rumuz, herhangi bir tamir için havuzlara girdiği vakit yol ve yemek masrafları cebimden çı- kıyor. Bu suretle tamir müdde- ti zarfında aylığımın mühim bir kısmı öyle gidiyor. Tamir esna- sında tayfalara gemiden yemek | verilmiyor. Dışarıda masraf et- mek mecburiyetinde bırakılıyor. Bu doğru mudur?. Lütfen ida-| renin nazarı dikkatini celbet - Mmenizi dilerim.,, | İşte bizim pek haklı ve ye-| rinde bir şikâyet olarak telâkki | ettiğimiz ve hattâ -belki bu mağ| dur adama bir lütufda bulunulur | düşüncesile- neşrettiğimiz bu mektub; iddiaya göre ne kadar hayret ve istiğraba şayandır ki Devlet Denizyolları idaresinde büyük bir gazab ve hiddet uy: Rumanyade ihtila! (Baş tarafı 1 incide) şehirlerin hepsi amele'Ve köy - lünün yardımıni gören lejiyo - nerlerin yaptığı muharebeden sonra asilerin eline geçmiştir. — Asilerin elinde bulunan - Bük- reş radyosu orduya hitab ederek | leğiyonerlere -hücum etmeme - lerini taleb etmekte ve lejiyo - nerlerin kral ve memleket için | muharebe eden dürüst Rumen evlâtları olduklarını söylemek- | tedir. Her iki taraf da krala sadık | olduklarını söylüyorlar. Müsta- | kil müşahidler vaziyetin nazik | olduğunu tahmin ediyorlar. Çün | kü muhasımlar ayni derecede | kuvvetlidir ve — aralarında * bir | itilâf zemini bulmak imkânsız- | dür. | Süküne doğru Bükreş, 23 (a.a.) — Havas Sükün yeniden olunmuş- Horio Sima, neşrettiği bir beyannamede lejiyonerlere tah rik hareketlerine nihayet melerini emretmiş, mihver si) tesis ver- r hareketini tas- setinin lejiyon vib ettiği hususi lediğini bildirmiş ve şeraiti ihti vaziyı a i aydınlatmak için hükümetle le- | jiyoner teşkilâtı arasında — gö- Tüşmeler yapılamkta olduğunu ilâve etmiştir. Hükümet vaziyete hâkim oluyor Londra, 23 (a.a.) — Reuter: Bugünkü persembe günü Lon drada öğreniliyor ki, dün akşa Bükreşte general vaziyete hemen — hemen tam miyle aâkim bulunuy Po- lis müdüriyeti ve diğer resmi daireler tekrar hükümetçil: elinde idi. Bükreş Hleleri: nin ekserisinde devg çarpış- malar olmuştur. Fakat vilâyet- lerde vaziyet sak züküyor Vilâyetlerle — muhabe kesil miştir. Trenler Ru: askeri idaresinin kontrolü da iğle- radı ri mektedir. Bra kşam Almanlı riyle işbirliği yapt den haberler Londradi Vı—HıMH miştir. R İngiliz tebaası k u elinde idi et kuvvetle- dün larin | Başında sekiz nüfuslu bir aile | gerektir. Yıllarca dirsek çi | met ve ehemmiyet | den çıkarılan dırmıştır. Çünkü derhal böyle| bir mektup yazıp göndermesi | muhtemel olan yağcılardan ilk buldukları İsmaile “olsa olsa bu | cür'etkâr adam sen olursun,, di- yerek işinden çıkarmışlardır. Evvelâ şuciheti ele alarak| sormak isteriz ki haklı şikâyet- | lerin - cevabı: “işden — çıkarıl-. mak,, mıdır?.. İşçi olsun, memur olsun; her| hangi bir kimse yıllarca emek| verdiği bir meslekde -bahusus | emsali her vesile ile terfi ve| terfihe'nail olurken- biraz daha yükselmek — istemesin, hakkın- aramasın mı?.. Ve eğer böyle bir medeni ve insani cesaret gösterirse ona “haydi sen işin- den kovuldun,,mu demek icab eder. İnsaf ve mâdelete sığma- yan böyle bir hareketi görüp de hayret etmemek, ladığını duymamak bir insan ev- lâdı için mümkün müdür?.. İşte ve maatteessüf Devlet Denizyolları idaresi yağçı İsma-| il hakkında böyle garib bir mu- | amelede bulunmuştur. Fakat işin asıl feci ve yürekler sızla- tan ciheti de şikâyeti yazılan İs- mail ile işinden çıkarılan İsma- ilin ayrı ayiı şahıslar olmasıdır. Halbuki işden çıkarılan İs- mailin soyadı “Şentürk,, dür. Oturduğu ev kira evi değildir. yoktur ve Cümhuriyet vapurun- da yağcıdır. ve yegâne benzer- lik onun da yağcı oluşu ve ayni zamanda 17 senedenberi terfi ve terfihe nail olamayışıdır. Şikâyet sahibi İsmail Türk ise bundan 17 sene evvel idarede| yağcılığa başlamış ve bilâhare daha dolgun bulduğu bir maaşla | liman idaresine geçmiş, orada yaptığı bir miktar para ile mem İeketine avdet etmiş bir adam- dır. Harb dolayısile müzayaka- yya düşünce İstanbula avdet e- dip yine Denizyollarına istida ile müracaat eylemiştir. Ayni vazifeye geçip de terfihini isti- yen İsmail Türk bu şahıstır. —| Bu suretle idare; iyi tetkik etmeden cezaladırdığı bir mağ-| duru iki misli gadre mahküm et- miş oluyor. Kaldı ki işden cı-| karılan İsmail ile müşteki İsma-| il ayni şahıslarda olsa yapılacak | karşılık -yukarıda da söylediği-| miz gibi- işden çıkarmak olmasa | tüp, emek ve ömür tükettikleri bir meslekde vefa ve refah bek- liyen vatandaşlara karşı daha| k, daha merhametli ve da- ha âlicenabane hareket ' etmek her şeyden evvel milli ve vatani bir borçtur. Sadece yabancı ida- relerle, yabancı şirketlere ve müesseselere öğüt- vermekle ol-. maz, biraz da kendi idare ve| idarecilerimizin bu hususa kıy- vermelerini büyük bir haklılıkla istemekte-| yiz. NOT: Denizyolları idaresin- ail entürkün , Müracaatini rica matbaamıza ederiz. HARB VAZ VAZIYET! Tobruk'un sukutun- | daki ehemmiyet — Bap tarafı T inci saytada) | dar derinliğine götürülmüştür 'Tomarlama hareketlerine gece-| leyin de devam edilerek 13 ki- lometre ötede, Tobruk şehir ve Limanına hâkim tepelere varıl- ması, muhasara ordusunun ha- reket ve intizamına işarettir. | Mahsur tümenle mukavemet göst haberlerden anlı meydanc Tobrul keri tesi — Modern korsan harbi nedir? | müş olmaz mı idi? | göre, Nevyork, (Baş tarafı 3 üncü sayfada) çıkmış, lâkin denizin ortasmıda yakacak kömürü kalmamış bir korsan kruvazörü bizzat düş - man tarafından avlanmıya mah küm nefis bir av vaziyetine düş- İşte 1914 Cihan harbinin meş hur (Emden) korsan kruvazö- rünün yakaladığı her İngiliz ti- misinden her şeyden ev- ir arayıp alması ve, zap tettiği kömür — gemilerini Ab- man mürettebatiyle techiz ede - rek bunları kömür depo gemisi haline getirmesi ve kendilerini muayyen noktalara gönderip yüzer birer mahrukat merke- zi olarak kullanması bu zaru- retin doğurduğu mübrem — bir ihtiyac için baş vurulmuş çare- lerdi. Esaslı hazırlıklar lâzım Maamafih Almanlar harbden evvel bir çok tedbirler almayı ihmal etmemişlerdi. Her hangi bir harb çıktığı zaman büyük posta vapurları süvarilerinin ne yolda hareket etmeleri lâzım geldiğine dair bir talimatname bile hazırlamışlardı. Bu tali - matname gemilerin hangi gizli mahallerde toplarla techiz olu- nacağını tayin ve yine gizli bir takım buluşma noktaları tesbit ediyordu. Meselâ bu gizli randevu mahallerinden biri Bre- zilyanın şarkındaki 1ssız Trini- | dad adaları idi. Başka bir mah-| rem randevü noktası da Baha- ma'nın yakınında yine ıssız bir | mevki idi. Almanlar Atlas Okyanusun - daki ticaret yollarının şimal, | cenup, şark ve garb noktaların- da müteaddit gizli levazım mer- kezleri vücude getirmişlerdi. Bu merkezler mütehassıs - bir deniz levazım — zabitinin daimi mürakabe ve nezareti altına ko- nulmuştu. Bn merkezlerden baş- hcaları, sonraları öğrenildiğine | Las Palmas, | Havana, Rio de Janeiro ve Bue- | mikdarda mahrukat nos Aires'de tesis edilmişti. Bunlar büyük merkezlerdi. - O| zamanlar bir Danimarka müs- temlekesi olan (şimdi Amerika- hların idaresindedir) St. Tho- İn- iyi le mütesellidirler. Tobruk, gilizler için bundan böyle bir menzil noktosıdır. “Tobruk,, un sukutile, Grazi- ani, yalnız önemli bir deste; ni değil, fakat ordusunun, ta- biatin güçlüklerini de yenmeye alıştırılmış, seçkin tümenlerini kaybetmiş oluyor. Rolünü ifa edemiyen kaleler, sevk ve idare elemanlarımın plânlarını da bal talarlar. Mareşai, artık arta kalan kuvvetlerile. uçsuz — bu- caksız ara: elden çıkarma- mak mecburiyetlerine katl caktır. Bu anda, Libya iklimi, â x denizi ona vefali değildir. Şu çok buh - ranlı vaziyete hâkim olacak irade kuvvetini ölçmek zamanı elmiştir. Bundan sonraki - Jarın çok daha enteresan ola- cağmı zannediyoruz. Bir ordu, esas kudretini hareket muhar vi Tİ için danı v “Sudan - ve Eritreti yen müfrezelerin de için zama - erken olduğunu sanıyoruz. vzalarında, y nin Tobru- mih noktalarına, ka döğru uzanmadığını anla- maktayız: Bahtsız kale, kendi yağile kavrulmak ıatırarına düş Arnavutlükta Yan bir çıkıntı teşkil eden İtalyan merkez cephesinde mu- kabil taarruzlar tevcih edildi Pakat Yunan ordusu tevcih e- lilen her darbeyi muvaffakiyet le karşıladı ve attı. Diğer cep- hel, mevzil ilerlemeler kay- dedilmiştir. / Alman mMuharebe t havalarda rde dikkati sükün tmesi b mas adasiyle Brezilyada kâfn Santos, Bahia, Para, Uruguvayı daki Montevido (bu son harbde Alman cep zırhlısı Graf Spoe'nin, bu limana iltica etmiş olması ve bu limanda batırılması da gösteriyor ki Almanlar burai sını gizli bir merkez olarak kule lanmakta devam etmektedirler)| Macellan boğazındaki Punta Arenas daha küçük levazım merkezleri idi. » Bu büyüklü küçüklü merkez- ler arasında telsiz ve kablo van sıtasiyle daimi bir irtibat tesis edildiği gibi bütün bu merkez-, ler yine kablolar ve telsiz tesir satiyle Nevyork üzerinden Ber« line bağlanmışlardı. Görülüyor ki Almanya ;aı Okyanuslarda deniz üslerina malik bulunmıyan bir memle « ket için korsan harbi yapmak ve bu harbi idame etmek hiç te' kolay bir şey değildir. Yukarı- da saydıklarımızdan başka To- goland, Lome, Kanarya adala- rı, Tenerif, Asor adaları gihi çok uzak noktalarda bile tâli ve' gizli levazım merkezleri vücude getirmek lâzım gelmişti. Gizli levazım merkezi nedir ? İşte bu gizli levazım merkez lerini idare eden zabitana mah- sus mahrem emirleri muhtevi: | “Kruvazör el kitabı,, isimli gizli' talimatnameye göre merkı dare eden Alman zabitinin baş- hca vazifesi o mıntakanın mu- ayyen sahalarında —muayyen' mikdarda kömür gemisi bulun- durmaktı. Bu suretle “Kruvazör el kitabı,, na göz atacak her hangi bir korsanı gemisi süva- risi istediği noktada istediği bulabile- cekti. Bu sayede kömür alma elsiz muhaberesine —lüzum ülmeden, yâni düşmanın dik- kat nazarı çekilmeden, açık de- nizde sessiz sadasız ikmal edi- lebilecek, korsan kruvazörü de tahribkâr mesaisine devam eyli- yebilecekti. Bu muazam teşkilâtın başın- da umumi müfettiş olarak AL manyanın Nevyork sefaret ata şe navalı firkateyn kaptan Bo- yed bulunyordu. Bu zat teşkilât- çılık ve idarecilikteki iktidar ve kabiliyeti ile meşhurdu. Diğer merkezlerin başında da tecrübe- hi ve iktidarlı deniz zabitleri var- dı. Bu merkezlerden — birisinin karakteristiklerini — ve — işleme tarzını kısaca izah edersek kor- san harbi yapabilmek için Al- manların 1914 yılından evvel bütün dünyaya şamil azametli teşkilâtları hakkında bir fikir hâsıl edilmiş olur. Meselâ bir çok Alman kömür - şileplerinin enterne edilmiş oldukları —Las Palmas merkezi korvet kaptanı Leanhardi'nin idaresi — altında çalışıyordu. Bu gemiler daima harekete hazır bir vaziyette bulunduktan — başka — Berlinle daimi temas halinde idiler — ve bu o havalide karakol yapan İngiliz harb gemilerinin harekâtını dakikası dakikasına Berline yetiştiriyorlardı. Ber - lindeki Nauen - telsiz istasyonu da şifreli tel leriyle bu üzak noktalırda toplanmış ge- mi süvarilerin, 'azım mer- nandanına icap eden ta- atı veriyordu. en merke- şifrelerini İspanyada kâin n (Stephan) ismin- deki kablo gemisi alıyor ve şif- reyi kara teli ile Madrid Alman sefarethanesine — gönderiyordu. Sefarethane şifreyi yine telgraf hattiyle (Kadix) e çekiyor ve bu şehir kablo ile (Tenerif) e (Las Palmas) a bağlı bulundu- ğundan mevzuubahs şifwe arıza- sız ve seri bir surette kaptan Leonhardi'nin eline ulaşıyordu. Bu teşkilâta dayanan ve yas- lanan korsan harbinin nasıl ladığını, ne yolda devam ettiğini ve bu harbin heyecanlı safhala- yarın anlat A. €. Saraçoğlu sayede z mev ve le rını ağı