pT — Hayırlı hocam, hayırlı... — Nedir? — Mollanın zevkini- görmü- yor musun? — Gördüm.. Birdenbire çır - punp ndra atlı. — Bu, nâranın münaları var Kocam!. — Bayırdır inşallah.. — Gözlün aydin hocam!. Yüz- de döksan: Molla; güreşi Kaza - pacak! — İhşallah!, — Helvacı, müdafaa güteşi yapmıyor.. Serbest. güreşiyar.. — Evet... Dedi. Molla, Helvacının şiddetli hü-- cumlarına, maharetle mukabe- le ediyor, oyunlarını — çözüyar, ve, mukabil tehlikeli oyunlarla hasmını şaşırtıyordu. Molla, hasmının. kırıcı- güreş, yapmağa karar verdiğini sez - mişti. Bu sebeble boyunduru. ğa ve, kurd kapanına- düşme- mek için tedbir almıştı. Zaten Molla; hasımlarına çift paça dalarak bastirmağa — ve, Mmağlüp etmeğe yeltenmezdi. Molla, çapraz, tek çapraz, çen- ge, şak küntesi: gibi oyunlarla hasımlarını mağlüp eder ve, bası tarırdı. Molla, en ziyade hasımlarının oyunlarına mukabil yaptığı o - yunlarla hasımlarını. bozuk dü- güründü. İşte, bu sebeble Mollayı bo-- yundüruğa düşürmek, kurd ka> panına almak hiraz: müşkül o -- lardü. Meselâ; Lângazlı; Molladan| kurd kapanı aldığı zaman — bir kılçık oyuniyle ne hale geldiği- ni herkes görmüştü.. Helvacı, beş on dâkâka süren şiddetli hücumlar içinde Molla- yı boyunduruğa düşürmek için. çalıştı. Fakat bir türlü muvaffak ala- madı. Altıncı dakikaya doğru, Mollanın dik güreşmesinden is- tifade eden Helvacı, mal bulmuş. Miğribi gibi açık bulduğunu zan mederek Mollaya çift paça etti. Lâkin, fevkalâde tetikte bu- lunan Molla, hasmı dâha paça- lara inmeden çolak ve, çengel koliyle Helvacıya sıkı ve, zehir gibi boyunduruk geçirdi. Helvacının iri ensesi; Mölla - nın çengel koluna takılmıştı. Yüz okkalık, Helvacı; boyun- düruğun zoriyle küçük gövdeli Mollayı sürerek: boyunduruk - Fakat, Helvacı anladı ki, kar- gısındaki küçük Molla, küçük gövdesiyle göreşmiyordu. Çolak, hasmma öyle bir va- ziyet almıştı ki, onu - yerinden. kıpırdatmak mümkün — değildi. Sanra, Helvacının yediği boyun- durukta o saate kadar yediği boyunduruklara — benzemiyor- du. Helvacının yüzü, gözü mos- mor olmuştu. Molla, hasmmı bir iki dakika sıktıktan ve, can alırcasına boğ duktan sonra salıverdi. Hoca: Helvacı, başı dönmüş bir hal- de iki tarafa salanırken der- hal fırsattan istifade ederek Göz açtirmıyordu, nefes al- yunduruğun sersemliğinden Kurtulmağa — vakit bulmadan Bimdi de çapraza girmişti. ÜNA Ve fA Bereket versin Helvacı, ken- dini toparladı. -Derhal rak Basmının altına — oturdu Mollanın hareketleri 0 kadar Beri va o derece birbirine b yürüyordu ki, hasmıma nefe: dırmıyordu. Çolağın, yaptığı şaheserdi. Bir kere güreş usultlne uygun ©- Hrek çift paça: dalan- hasmına | mukabil olarak boyunduruk vur | muşta. Bu, tedafüf bir- htaktı Sanra, boyundurukla hasmını sersemlettikten — sanra, silkip atarak derhal — toparlanmasına meydan. vermedem çapraza gir- Molla, Helvacıya. dersini ver- mişti. Dalarsın anama, işte böy- le-olur demek istemişti. Helvacı, neye: uğradığını — şa- #armış bir halde ayaklarını altı- na almış, büzülmüş-oturuyordu. Daba. başına neler gelebileceği- ni dügünüyordu. sana ne ! — Damlaya Kültür almak Mekteplerde toplanan para i- l6 tayyare- alınacak ve adıma “Kültür Tayyaresi,, denecek i- miş. Killtürün yaltız tayyaresi- ni değil; kendisini de böyle pa- Maamafih bugün- kültür dö almabiliyor mu sanki? leketir Havasını bol bol simak ta bir saadettir; fakat tekrar et- miyelim, belki nazar değer. Yepyeni dünya ! Mihwer devletlerinin - iddiası- na- göre bu: seneler- içinde- yep- Eğer Mihver ricalinin ve ona edenlerin istedikle - ri, dünyanın nasıl olursa olsun değiznesi ise, dünya her gün za- /or ve bundan sonra dı . Madem ki vücu- dümüzdeki höceyreler, zerreler büe her an değigiyor, hiç bir maddeyi olduğu gibi muhafaza- 'ya zaten imkân yoktur. “Yazan: Dostoyefekl SON HAFTA * İstiklâl caddesinde komedi Tasmında BU AKAŞAM saat 2030 da KIRALIK ODALAR Marifet mutlâka yeni gey yap ııım.dıhııyıhırseyynp- maktır. Vaadedilen İhtikâr usulleri Mürakabe Komisyonu, ihtikâ- rın küçük satıcılarından koda- manlarına geçti. Evvelki gün dört beş büyük mağaza mahke- meye gönderildi. Fakat — ihti - kârın bir de giz lisi ve kaça - maklı yolu var ki, bunu da us- ta memurların takib etmeleri gerektir: sıyrıla | RAVEL hasmı yere - yatar rine çullan - n kemeane M İEMR | dr. Nefes- akdırmada geçip — havalandırdı |i kasınını: döğitaği meşhur | küntesine girmekti.. Helvacı; başına geleceği an - ladığı için canını dişine takmış | ediyordu. — Mollaya vermemek için mukabel: k. küntesini ayaklarını öne uzatmıştı. aktat, Molla durmuyordu. manım şak küntesinden kur- tir- | Ha || tulmak için vaziyetini- deği diğini görünce bu sefer de t | kepçe'oyununu araştırmağa. baş ladı: Molla bu.. sülük gibi yapışmış bir oyundan bir oyuna: geçiyor- du. Hasma ne düşünmek fır> satı ve ne de nefes almak za- manı Birakmmyordü: Helvacı, bü sefer de ters kep- çeye gireceğinden korkarak tek- rar ayaklarını altına alarak va- ziyetini değiştirdi. (Arkası var) Bedava mektebler. — Altı üstünden. daha mriyi?' — Çeşitli ihtikâr usulleri. — Bana ne, damlaya göl kurur da! ne satamıyanlar; bunları: iste - diklerini fiyata gömlek. halinde satmak. yolunu tuttular. Bir met re poplin bir lira. Üç liraya bir. gömlek kumaşı alınmak, imali- yesiyle birlikte azami'beş liraya Mal edilmek lâzaım. Dükkânlar- da bu birliralık kumaşın gömle- ğini yedi sekiz liradan aşaği a» lamazsınız ve hiç biri kumaşı metre olarak satmıya yanaş - maz. İhtikârın. buna: benzer kimbi- lir daha ne dolaplarını bulmuş- lardır!., Banane; sana ne Haârb- kapımıza geliyor; ilk- bahara ne olacağı belli değil, gi- bi-endişeli sözlere karşı- vali ve belediye — reisi Lütfi — Kırdar kulaklarını t - Kamış; - şeliri mara çalışıyor; yol — yapıyor. Taksimde da - ha şimdiden in-- Sanın içini açan geceş ışıklar çinde — Avrupai bir genişlik, ye- gillik, aydınlık manzarası veren mükemmel bir meydan vücude geldi. Bir de yıkılan Taksim kış lasının yerine yepyeni, pırıl pırıl büyük binaların yapıldığını tas savvur edin. Bir taraftan:da valinin .Flör- yayar giderek önümüzdeki | yaz, bu güzel plâjı halkın daha geniş istihadesine arzetmek imkânlârı nı aradığını, hattâ buraya Va- Pür işletileceğini okudük. Hülâ- sa döktör- Lütfi Kırdar harb tehlikesi düşünmüyor. Şehri bir an evvel've mümkün-olduğu ka- dar- güzelleştirmeye- çalışıyor- - ken Rumanyadaki-hâdiselerden, Balkanlara aid-şayialardan bah- sedenlere: lerin; teşebbüslerin nasıl başa- rılacağını-ileri sürenlöre: — Sâna'ne! Cövabimveriyor. Damlaya, damlaya Ekmek fiyatları-on para da- ha artıyor: Ön paranın ekemmi: yeti yok-mu? Fakat bize'on pa- ranın - kiymeti'- ni: — bilmiyen Türkt — döğildir; demişler. Ön pa: raları- biriktir - memizi, damlâ - ya damlaya: göl olacağımı söyle« mişlerdi. Top- larken — kiymeti olan on para- nn harcarken kıymetsiz olmasını nasıliddia e- deriz?.. Hele bu'on paralar de- vam eder, giderse... On paralık zamların ardı-arkası kesilmez - se... Damlaya dâmlaya göl oldu- ğu gibi dâamlaya damlaya suyu haricee akan — göl'da: tabhif kurur. Tememni edelim ki hiç bir göl kurumadan- harb - cedısının kemikleri kurusun. Poplini, ipekliyi veya âdi göm lek kumaşını tutturabildikleri - j Beliçet SAFA Maksadı, | şak | WENİ SABAH SABAHTAN SABAHA Yüzde yüz kâr az! (Baş tarafı 1 Incide) ancak, hem de iyi Bit başarı gös- termek neticesi sekiz senede ka racaat ederek o suretle tasnif lerini isityorlarmış, Burada mev bahsolan bir itibar mes | 1, tabii yüzde yüz kâr hirsı-| | | z lesi dır. Yoksa ayni mağazalar, Ti racet Odasının aidatını eksik vermek için muhakkak ücüncü sınıf yazılmışlardir. Bu - yüzde yüz kârın mürakabe komisyonu tarafından nasıl ka- bul edildiğini bilmemekle beraber birinci sınıfa ayrılan mağazalâ- rın şimdiye yüzde yüzü de az gördüklerini işitiyoruz. Neden? İleri sürülen sebeblerin başında | şu vardır: Memlekette. hayat| pahalılaşmıştır. Her şey fırlâdi, | biz de zam yapmıya mecburuz. Sonra elimize mal gelmiyor. Biz elimizdekileri fazla kârla — sat- mazsak gelecek sene bomboş ka- lacak olan bu dükkâhın kirasıs nı, vergisini, işçi masrafinı na- sıl veririz? Zaten hariçten ala- bildiğimiz malin da; fiyati art- miştir. Birinci iddia doğrudur. Hayat umumiyetle pahalılandi. Fakat ne nisbette? Bündün bir ay ev- velki bir hesaba göre yüzde 28 nisbetinde. Bu derece; doğru bi- le olsa büyük bir- mağazanın| yüzde yirmi sekiz zam yapılma» | sını haklı göstermez. İkinci: id: dia“hariçten mal gelmiyor. Ge- lecek sene malımız. kalmıyabi- lir:,, N& maifm? Ya,gelirse; hem de bol bol gelirse bu.yüzden ya- pılan zammı ticarethane sahible- ri iade-mi: edecek? Şayed. gel - mezse dükkân kirasını, işçi mas- raflarını, vergisini- tediye ede- cek-mi? Hiç birirtemin-edilme- miş iken böyle: bir. iddia. nasıl dinlenir? Bu idiaları dinliyerek | komisyon zammınasıl kabul'e- der? Üçüncü iddia: Avrupadan ge- len mallara faturalarda. zam gö- rülüyormuş, Bu zamların mik- | darı nedir? Hem bu faturalârın nasıl tanzim olunduğunu.da,he- saba katmak lâzım gelmez mi? Komisyon lüks mağaza ve carethaneler- içir yüzde- yüz zammı kabul etmezden — evwel; pekklüzumu :olmamakla beraber bit kere:lüks: ve-hirinci sınıf'ti- carethaneleri: tasmif etmeli' idi, © zaman yeniden yeniye mi caat edenlere daha kolay cevab verirdi.. “Lüzumu. olmamakla;, dedik. Birinci sımıf mağazarmu- Hakkak işi büyük, binaenaleyh alış verişi çok: mağaza demek- tir. Bunlar, kira, vergi, işçi mas- raflarını bu.geniş alış. verişten; zaten çıkarırlar. Fazlasiyler çı- karırlar ve-bundân dolayıdir ki başka- yerlerde: büyük mağaza- lâar, ayni malı, küçüklerden da- ha. ucuza satmak imkânnı bu- luyorlar. *e Ekmek on.para”daha zam'gö- rüyor. Lokantaerlar zam istiyor» larmış; - Bütün: memlekete - her türlü meyveyi gönderen İzmir- de elma, armud”30'kuruştan, 40 kuruştan; ayva- 50 Kuruştan a- sağı'değilmiş. Bütün tüccar ve esnaf: — Neyaplım? Hayat pahalı; Diyorlar, her Hangi bir madde için Kabul' edilecek: zammın di- ğer maddeler üzerindeki tesirini, ve umumi. hayattaki - akislerini önceden düşünmek lâzım, Beliçet SAFA YENİ! NEŞRİYAT d Ufuk çizgisi Mühtelif felsefi yazılar yaz- mış ve Eflâtunun İde Nüzariye- Si ve-Bilgi Teorisi-adlı iki Kitap neşretmiş olân Yünus — Küzım Köni Ufuk Çizgisi: adında şir kitabı neşrederek. edebi, alemine kâtılmış bulünuyor: Ki tapta şairin muhtelif devirlerde bin yazmış-olduğu güzel: ve:muvaf- |& fak parçalar vardir. Bü değerli eseri-edebiyatla uğraşan bütün okuyucularımıza- tavsiye-ederiz. zemere ezameea A aeT TT SA Tz —— —1T --7 _ı—'.__-__m Pasif %âmunma Pasif Korunma esnasmda yurddaşların dikkat ve tatbik etmesi lâzımgelen hususat Bir memleketin hava müda faası aktif ve pasif olmak ü- zere iki suretle- yapıldığı — ma> lümdür. Aktif nnuh! : hava kuvvetleri v r re defi teşkilâtı tarafından, pasif korun ma ise mahallt hükümet ve halk tarafindan muhtelif vasıta usullerle yapılmaktadır. Bu:müdafaa ve- korunmanın hakiki tecrübelerini yapan İn- ve giltere gibi memleketlerde her iki işiir birbirini tamamlayacak şekilde tanzim ve idare edildiği hava ve dahili emniyet ne- Zzaretleri afından neşredilen müşterek tebliğlerden de anla- gılmaktadır. Diğer silâhlardan olduğu gibi hava taarruz - silühlarından da: iki türlü korunurlar. Bunlardan birisi gizleme diğeri de silâh te- girini azaltma ve tesirsiz bırak- ma suretiyledir. Bu yazıda yal- nız gizlemedö Bazı usülleri - ve Bunu icab ettiren sebebleri ve te- min ettikleri faydaları izaha ça- hşacağım. — SPORA l Pazar günü yapılacak lig: maçları Fenerbahçe stadi: Sâat 12 Fenerbahçe - Beyoğs lüspor (B) hakem Bülend Tüs ranli, yan Hakem Neşet, Nihadi Sâat 14 ymaniye - Al- taıntuğ hakem Samih Duronsoy, yan Hakem Neşet, Nihad. Sâaat 16 Fönerbaliçe - Beyoğ- luspor Hakem Adnan Akın, yan hakem Samih; Fikret. Şeref Stadi: Saat' 10 Galâtasaray - Vefa, (B) Hakem Nejad Efge yan hakem Halid, Sabahaddin. Saat 12' Beykoz - Töpkapı hakem Eşref Mütlüu yan hakem Halid, Sabahaddini, Saat 14 Beşiktaş - İstanbul- spor hakem Şaşi Tezcan yan hakem- Eşref, Müe: Saat 16 Galatesaray - Vefa hakem Tarık Özerengin yan hakem Nejad Müey Karagümrük Sahası: Sâat 10 Galata Gençler - Feneryılmaz hakem — Necdet Gezen yan hakem Ziya, Sâdık. Saat 12 Feriköy: - Şişli Güs neş hakem Bahaeddin Ulüöz yan hakem Ziya, Sadılr. Saat 14 Davudpaşa,- Demir- spor- hakem Muhtar Göredin yan hakem Zeki; Sadik. Saat 16 Karagümrük - Byüp Hakem Muzaffer Çizer' yan Hax Kem Zeki, Muhtar. Anadolukisar sahar: Saat. 10:30 olu - Böye lerbeyi hakem Sölâmi Altal hakem: Münir, Fazıl. Saat: 12.30 Anadoluhisar- Rumelihisar hakem: Şekib-Akdir man yan hakem Münir; Fazıl. Saat 14.30 Hilâl - Alemdür hakem Hüsnü Savman yan has kem: Münir, Fazıl. Liseler arasında maçlar İstanbuli Titkek - Mektepleri: voleybol' liğ Heyeti: başkanlığın: dâm . 24/1/1941 Cüma: günül Emi- nönü. Halkevi.salanunda yapıla- cakmaçlar: Sakla: Kömiseri: S: Karayel. Müallim Möktebi - Tâksim Lis sesi, saat 14,30 dâ, Hakem Sâbi- ri. İstiklâl Lisesi - Yüce Ülkü'Tü: sesi, saat 16 de. Hakem Sabri. 24/1/1941-Cuma günü Beyoğ- lu Halkevi salonunda yapılacak maçlar. Sâlin komiseri N. Örs. Boğaziçi Lisesi - Darüşşef'âka: Lisesi saat' 14430 da: Hakem H: Moran: Işık Lisesi'- Hâydarpaşa Lisesi' saat' 15 de. Hakem: Ah- med: Yazan Emekli Hava Binbaşısı BEDRİ CELOSİN İsabetli bir atı: için görmek | ve sonra nişam almak lâzamdir. Görmeden nişan almak mümlktün | olmadığı gibi nişan almadan a-| tış mümkündür. Kararlama de- | nilen bu nişansız atışlarda mü- nevi ve hattâ maddi zararlar yapılması mümkündür. — Fakat görmeden nişan alinmaz v. faydasızdır. Görmeyi temin eden gün aydımlık ve gece ise ziya ve ışık- tir. J Gündüz görünüş: d Hak vada açıkta Bulunan ve mes ye göre gözle farkedilecek | dar büyük olan ve zemin ren- gine uymıyan. veya gölge- veren hemen her şey haval atiş; | görüle-| bilir. Hava tarassudlarının ena-! £ çık. vasfi sahamır. — geniş ol-| ması ve bu saha gözcü yüksel: | dikçe- genişlemesidir. Gözcüler | dürbin kullanacakları gibi kat'i yet istenildiği zaman Hedöflerin| vını alirlar. Bömba taar- ruzu yapılacak Hedeflerin dâka | evvelce:keşfedilmesi usuldendir. | Evvelce yerden görülüp bili- | nen mahallör havadan daha iyi| farkedilirlerse dö havadan görü- | nüş,yerden ve Hattâ yüksek ma-| hallerden görülmeğa benzemez:.| Gündüz;. hedefleri - bulmak, | tanımak- bakunından' mutaarrız | için en: muvafık Bir- zaman. ise | dö, aktif müdâfaa Kuvvetlerinin | tesirlerine-maruz- kalâcaklarm: - | dan geceye nisbetle pek çok teh- likelidir; Ormanlar ağaçlıklar: Pâsif| korunmada: gündüz bile-hedefle- | ri Hava- gözetlemelerine Karşı | gizliyen orman ve - ağaçlıkların Kıymeti'pek fağladir. Memlekete leri güzelleştiren havayı temizli: yen ve tabil' servet teşkil edenm orman: ve ağaçlıkların: memles ket müdafaasında:da bu mevki: leri dolayisiyle eskilerinin mu: hafâzası ve yenilörinin yetişti: | rilmesi mühimdir. : | Kişın dahi. yaprak: dökmiyen ağaçlar bu hususta: daha: elve - rişli olduğu gibi-hususi' surette gizleme için yetiştirilenlerin ça- | buk yanmaz cinsinden olmasına| iklim.ve arazi mü: Kacak: yangınların. mevzü kalâ- cak. surette- tanzim: ve tertibine dikkat edilmelidir. | Renklör ve Boyama: Esyal zadlariylâ açılir, bu eski. bir ka- idedir. Siyalı ileebeyazın yanya- gece'en iyi görülen t: | ekemmiyetli-gibi gel Ayna teşkil edecek cilâk w boyalı cisimler ve Bilkassat me denler güneşte parlyarak gel uzaklardan kendilerini götterlir ler. Bunların matlaştırılması öş mabzuru giderir, Işıklı Pasif korunmada havaya kas- gı gizlemede ışıklar birinci dene cede mühimdir. Işıklar olmamu aydınlı. lerde bile her e döfin bulanması: ve - seçilmezi mümkün değildir. Gündüz Ülk görüşe mâni olan ve sahasım & zaltan Bulüt, sis gibi hâdümler bu müşkülâtı. çoğaltır. Meslli mehtaplı bir gecede hava su le- bu ise gözcüler ü uctulil- ha saha üzerinde Karanlik. ge ise büyük nirengileri bulunmuyan- heğide ler; Hattâ şehirler kolay keley bulunamazlar; Bunun içir akar reler pusla ve döst tak yonlarının Himayesiyle (radyo- gönyemetri) usulleriyle adedine rengine tâbidir. —Beyez ahi renklerin açıklığı şiti çim tamamiyle mümkün olmuyan — ısıklar kuşa Mavi ve mor gibi renklerle mar . Fakat m ndaki ışıkların aksetme - k dikkat — edilmelidir. edön bir ışık ziyal ve dalgali uzun bir sütün teşkil e derek Hava. gözcülerinin. — işne yarar. Ateşler de böyledir. iir ışığın bir atesin suya akseteresi zse değu su bir'nirengi ise bunun delile- tiyle çok'şey elde edilir. Hareket otifin bacasın- dumanın tir Halinde. bir loka: dan: çıkan ati demiryolumu gösterdiği gibi mü- küm bir yerim bulunmasına e- beb Hi lemede: 1 — Otmanlar ve ağaçııklar- dan istifade; — Renkler ve- boyalardım istifüde, 3i— Işillârın sötr # — Ateşlerim Ka linması, Yapılması icab-eden esaskı öğ Terdenditx altına a- ingiltare vwe, Almam 'na: gelmesiyle- mor ile mavinin | Yatları yeni lakama- bir araya: gölmesi ayni açıkdığı| vermez. Düvarları beyazveya açık-bir | renkte kiremitlöri. Kırmızı bina ç lar” yeşil. ağaglıklarlar açık — bir | dekor toşkil ederler. Vösâşikür bir surette- gürünürler. Büyük | bir-şehir ve Kasabanı ağaçlarla gizlenmesi mümkün olinazsa,da| ehemmiyetli ve- hassas: noktular | TW apâşikât Kalmaz: ve gumıym şaşırtır. Küğük ve araziye-ruymyan e- Hemmiyetli tesisat zemine uygun: birkaç renkle parçalı:bir surette: boyanabilir;, hattâ.orman ve>a- Saçlıklâr “içinde> ve tamamiyle saklâmamıyan bu gibi: şeylerin boyanarak gizlenmesi tamamla- nabilir: Meskün bir mahallö ge- Tn ve gece bil& belli olan yollar Tin. üzerine döşenen — kumlârım| Civar. arazi:renginde: olması” gö: rünmeyi güçleştirir. Göndüğü. büyük: muvaffâkı, r. Bu. muazzam alâka - uyandırmıştır. Ümenea Geceler içi in yerleri gösterilöcel ARABACININ — KIZI. DUNYAŞKA: (Aşk ve Hayal) | ŞARK SİNEMASINDA | et dölayısi yle fil m İstanbulda daha Ş| bir. i evvelden aldırmız. mamamus? tiller geldi (Baş tazalı 1 incideğ İhgilteneden-4 lökomotif' ve Çe Koslövak'yadân dâ: 5' vagundan ibarettir. Bumnl'ar — derim! tren Hatlarımızdaâ faaliyete ge- çirilecek ve. münakale işlerimiz de geniş bir feralilık - başlaya - caktıre Bündan başka: yakm- dâa> İngiltere- ver Almanyadır yeni> vagon: ve lökomotifler ge- lecektir. Diğer- taraftan dün; Almam- ya ile- muhtelif memleketlerden piyasada- geniş- feralilık: doğura cak mahiyette büyük - mal par- tileri gelmiştir: Bu mallâr me yanında Almanyadân makiz parçası:ve: yedek aksamı, be- ya, kâmyevi mevad; eczayı tıkbi- yeş kirtasiye; — Yünanistandar saç lövha, eezayı tibbiye; makı- ra ipliği, Mâcaristandân cam film, fotoğraf kâğidı, — Yugus - lâvyadan,, mukavva,, — sigar Küğidiş. kâğıd; İsveçten, radıe aksamı,. madeni” eşya, — İsvige döm ipekli eşya-gelmiştir. Bü maddelerin. bür Kısmı söir atle gümrüklerimizden çıkın lavak: piyasaya: dükülecektir. Buna- mukabil- dün; muhteli memleketlere: 100* bin; Hirahi mal'iliraç edilmiş- ve Bu'meyan- dâa Almanyaya tütün. gönderil- miştir.