Terkedılmış Saadet ŞÜKRÜ ENİS REGÜ Yazan : Arkamdan bir ses- - bağırıyor- Hayretle döndüm. Bu ses ba- ge Be 'yirmi yedi sene xiden geliyor gibiydi. — Bu petle beni ancak bir kişi çağıra- hilirdi. Dudaklarımın ucuna ge- len isim kelimeleşti: — Müriya.. Karşımda saçlarına kır düş- #üş, mahzun bakışlı, henüz genç denebilecek bir kadın buldum.. | — Mariye sen misin? Kucaklaştık. — Seni görür görmez tanı -| &m Cem. Fakat insan gelece- #ini haber vermez mi? Bir basübadelmevte uğramış gibiydim. Sanki birden yirmi yedi sene birden gençleşmiş, 'Avrupada talebeliğimin en ateşli samaplarına ermiştim. Mariyayı tetkik - ediyordum. Benden üç yaş küçük olduğuna göre gimdi kırk dört yaşında "W ı//ı, LA y uzaklaşması karşısnıda bir te- essüften başka bir şey değildi. Bir bahçeye gelmiştik. Mari- ya köşede çiçeklerle süslenmiş | bir masayı intihap etti | | Burada oturalım Cem de- di — Lâkin Mariya, burası bir başkası için hazırlanmış olma- S | — Ne zararı var Cem! Şuradan buradan konuşuyor-| duk. Mevzudan mevzuya atlı - yor, mütenevvi şeylerden bah-| sediyorduk. Birden yanımıza bi- | ri yaklaştı. Nazikâne bir selâm verdi. Bana âşına gelen hayli | ihtiyarlamış ve değişmiş bu yüz- | de biraz düşünce Mariyanın da | uzaktan arkadaşı olan yirmi ye- di sene evvelki bahçe sahibini buldum. O gülerek: — Görüyorum ki Mariya de- di, o kadar uzaktan beklediğin | zat nihayet gelmiş. | Şaşırmıştım. — Mariya ya bak- olmalıydı. Buna rağmen 35 ten fazla göstermiyordu.. dikkatle beni süzdüğünü görü -| yordum. | — Hiç değişmemişsin Cem 1 — Cemil demek ona neden-| ve o zamanlar be- Onun da beyaz olmuş o kada: — Daha daha Mar deki kırişıklara ne diyeceksin Kolkola girmiş yürüyorduk. O mütemadiyen bir ço- | cuk neşesiyle gülüyor, bir şey-| ler anlatıyordu. — Gencliğimden kalah en nefis bir şey gibi bu| ilık ve yumuşak sesi dinliyor- | düm.. | — Mariyabiryerde biraz otur- mak ister misiniz.. dedim. Kendisine en çok sevineceği | bir şey verilmiş bir insan gibi | yüzüme baktı. Gözlerini kırptı. Koluma daha sıkı sarıldı. Bu 0-| 'nun muvafakatı idi. Eskiden de | böyle yapardı.. | — Peki dedi. Lâkin ben seni götüreceğim... Onda bir eskiyi bulduğum için en geniş sevinç- ler içinde yürürken ruhunda | yirmi yedi sene evvelki hasreti, neşeyi, oynaklığı — buluyordum. Ve o konuşürken çok sevdiğim sesinin içinde yaptığı akislerle | konuşuyor, ıfuqtuv Biribirimizden yacak kadar birleşmiştik. O tam Manasiyle benimdi, ve ben tam mânasiyle onundum. Buna rağ: men bir gün memlekete dön -| mek mecburiyeti hasıl olmuştu. Orada beni bekliyenler, beni se- ayrılmı- ler vardı. O zaman ayrılıkta | bir başka zevk ve heyecan da bulmuştum .Vakıa ondan sonra geçen seneler zarfında Mariya yı hatırladığım seneler olmuştu. Lâkin bu hatırlamalar gençliğin | rağmen tım. Başını önüne eğmişti. Yü- zünde renkler uçuyordu. Bir şeyler söylendi.. Vazodan aldı- ği bir çiçeği ısrarla parmak ları arasında evirip çevirn meşguldü.. Yavaşça elini tut - tum, Başını kaldırmadı.. Mariye diye fısıldadım. ğar ağır başını kaldırdı. dolmuştu.. Birden “gidelim,, A- Gözleri | de- di. Kalktık bütün — kuvvetiyle | koluma abanıyordu.. Sanki ka-| çırmaktan korktuğu yahud. bir | müddet sonra terketmeğe mec- bur olduğu bir kimseye karşı olan son mukavemetlerini gös- teriyordu. | Yollara gölgeler düşmüştü.. Farkında olmiyarak - ağaçlıklı, | tenha bir caddeye gelmiştik. Birden durdu ve yüzüme b tı: — Seni bekliyordum Cem de-| di. Gittiğin gündenberi seni bek-| ledim. Beni faramamana tama- men unuttuğuna rağmen, ben seni bir türlü aklımdan çıkara- | miyordüm. Her pazar, — seninle | ilk tanıştığımız bu bahçeye ge- lirdim. O zaman oturduğum y de oturur bir müddet seni gelir göreceğim zanının bir nevi se- vincin tesiri altında kalmaktan hoşlamırdım. İlk zamanlar seni | sık sık rüyalarımda gdı'mrme* sonraları — tamamiyle | kaybettim. Bir de tam on bir* gün evvel bir salı geecsi, seni rüyamda gördüm. Tıpkı şimdi- | ki halinde idin. Çiçekli bir yol- *dan sağa doğru ilerliyordun. I. kin uyandım. Bu güzel rüy buk bitmişti. Fakât ondan 5 ra bana bir his geldi. Seni mu- | hakkak bulacaktım. Duyduğum sevinç... bunu tasavvur edemez- sin Cem. Bir münzevi gibi çift- likten dışarı şehre inmeğe lıştım. Ve bir tesadüf beni se- ninle karşılaştırdı. O gördüğün çiçekli masa başkası için hazır- W e m- | SUMACAT 1:2.3:d 5.6:7.8.9 Soldan sağa: 1839 senesinde verilmiş olan pasoların tebdili müddeti 31/1/641 günü l ihtilâi çıkan bir memleket, akğamı nihayet bulacağından mezkür pasolar bu tarihten sonra muteber ol- 2 Müllet - Süyun bir. h mıyacaktır, Paso sahiplerinin bu müddet zarfında umum müdürlük kalemi- 3 — Ağaçlarda bulunur nen aatla pasolarını behemehal değiştirmeleri rica olunur. 441) 4— Dünyanın meşhur - bir. petrol| bar, 5 z Nat bi ÜB dlimi, Şakir Zümre Türk sanayil harbiye 7 —Mükemmel - Aülare vutulür. ve madeniye fabrikasından : 8 — Bir nâta'« Alfabenin son harfi- Tecrübeli ve ehliyetli bir sıhhiye — memuru almacaktır. KA e 'w”v'j“ Ş Evsafr lâzimeyi haiz olanların vesaikiyle — birlikte fabrikn- Yukarıdan aşağıyat YA MMÜFACAALİAT'I. YA CT İ 1— Dört satırdan ibaret gür - Bir| ——— eeei islin, d KLARAN A Nn v ei İslanbul Fiyat Murıkabe Komısyonun an: 8 — Marmarada bir iskele, ı GA A n 46 No. lu ilân HŞ Gütar.. Badema perakende şekerinin kilosü her yerde azami 40, Toz GeŞ vi gekerin azami 87 kuruşa alh ilen ölunür. (452) 8 — ibadet, X 9 — Ağaçlara — yaptlır - Faldeli — bir Akaçlara - yapılır. - Faldı Askerlik ışlerı | R A DYO B ö As. Ş. şk. 1i - | YÖRE AA Bşk. hğm-| T BUGÜNKÜ PROGRAM 1 — Bu sene akerlik çağına i giren 337 doğumluların ilk yok- ğğ:’ :ı:*'rîîr' d Cî"u';'*-"_'ı't lamaları 28/2. Kânun/941 günü| — yiş Müzik Ka aai | başlıyacaktır. | 845 Ev kadını| 19.30 Haberler 2 — Yoklamaya geleceklerin | vü B Mk aşağıda yazılı “günlerde nilfus| 1230 program | 2015 Radyo cüzdanı, 5 aded fotoğraf, sa 12.33 Müzik 20,45 Müzik olanların şubeye hitaben ) 1550 SADA ADT ENEZ mış san'atlarını gösterir ticaret — 1305 Müzik Z Muu’"“k" odalarından tasdikli vesikaları| 1920 Müzk — | gyas Müzik ve ikamet senedile birlikte - şu-| ğ aa g0 ” Tssla beye gelmeleri, 18,00 - Program | 2245 Müzik — 3 — Â) Eminönü merkö& na-| 1808 Mi 2025 Kapaniş, hiyesi: 23, 28, 20/2. kânun 941 — ** ğ K lanmış değildi Cem!.. Onu ben| tarihlerinde. | hazırlatmıştım. Bugün pazardı Cem! Hatırlar mısın birih zin olduğumuz bir gün bu yolda dönmüştük. Şimdi senin yanm- da o eski ve ele geçmez günleri tekrar yaşamak istiyordum... Akşamın içinde en nefis bir ha- yal gibi kollarıma düştü. Ufak hıçkırıklarını düuyüyordum. - O | eskiden ayrılırken, syonda da böyle ağlamıştı.. .O zaman kollarımda taşıdığım — vücudun kırık bir sevda olduğunu nasıl da' anlamamıştım. na gene de bir şey söyle- mi tutamadım. Buna rağmen miyecektim Cem. Lâkin kendi- sen gene gideceksin. — Hayır Mariya, artık senin- le kalıyorum.. Bir daha ayrılmamağa karar| verdiğim bu nefis varlığın ya- nında yürürken düşünüyordum. İşte en geniş saadete ermiştii Lâkin yirmi yedi sene etvel de Mariya ile beraberdim; Fal zamanlar onun bende bir olduğunu bilememiştim... Ek: riya böyle değil midir? İnsan - lar çok defa etraflarından dola- şan saadeti hissetmezler.. Ona malik olurlar.. Lâkin farkında | değildirler. Ve saadeti aramak | için malik oldukları saadeti ter- | kederler. Ben de rimi- gene yirmi yedi yıl Dedi. Artık yalan söylemek olamazdı. Çünkü çiftlik sahibi| lancıdan yalan ve lanmaz - idi — Evet dedim. Madmazelin söylediği doğru. Keman sesin- den pek haz ediyorum. — Öğrenmek ister misin? — Fakat keman ustasına la hoş-| hud kitara değil. Çalgıyı omu-| zuna al. Dedi. Kemancının dediğini yaptım. Madmazel kahkahalar ile gülmeğe başladı. Meğer ke- mamı bir sırık gibi omuzumun ortasına oturtuvermişim. Bak- tılar ki olacak gibi değil. Mös- yö kemancı: verecek kadar param yok. Ta- bit gi öğretm. Bu lâkırdılar üzerine çiftlik sahibi kahkaha ile güldü. Hiç bir söz söylemeden yanımdan | ayrıldı. Aradan bir kaç gün| geçti. Ben her şeyi unutuldu Zannediyordum. Bir gün çiftlik sahibi beni çağırdı. üi keman ustası yine o mazelin odasına kadar Mösyö keman ustasına: bette? Öğrenebilir ise çok iyi. Dedi. Mösyönün emri üzerine bir sandalyeye oturdum. Elime bir de eski keman - tutuşturdu- lar. Ben bu garip calgının daha ne suretle ele alınacağını miyordum. Uzun sapından ya- kaladım, gövdesini kucağıma koydum. Kemancı: — Arkadaş bu mandolin ya- admazel bana bedava çal-| yine | gelmiş | idi. Mösyö ile üst katta mad-| çıktık. | | in meraklısı idadı ne nis-| bile-| — Arkadaş! Sende istidad yok, dedi. Fakat bir hafta son- | Ta da istidadımı takdir etmeğe' başladı. Evi terkettiğim zaman kemanı iyice ilerletmiştim. Üçüncü defa gitmeğe dav- randığım sırada vakit öğleyi geçmek üzere idi. Ev sahipleri beni alıkoyamıyacaklarını iyi- ce kanaat getirdikten sonra na- çar muvafakate mecbur - oldu- lar,> doğrusu ne iyi adamlar,| Herkes böyle olmaz. Hiç tanı-| madıklarına bir adamı günlerce evinde besliyecek sahibi hayra| pek çok tesadüf edilmese gerek.| Her ne hal ise Allaha ısmarladık! ne kadar teşekkür etsem borcumu tamamile ödiyemem, Para kabul etmiş olsaydınız © zaman biribirimizle ahp vere- | ceğimiz kalmaz idi. Diyerek ayağa- kalktım. sahibleri gülüşerek: Adam sende zaarrı yok! - | .xue* yine | Ev Dediler. Beni sokak kapısma kadar teşyi ettiler. Balıkçı (Ek res) in hediye eylemiş olduğu | dehşetli sopayı almağı — unüt-| madım. Sokak kapısından kacağım sırada Madam Mari: cvW ıı YENİ NEŞRİYAT l YENİ SABAN Devlet Demiryolları İlânları (4650) 1 Jan 500 Kg $ m/m Hk kordamyant — 6/2/1041 onu kark beşte Haydarpaşada Ger binası dahi- pazarlıkla satın ahnacaktır, be günü satt (10.45 | dindeki komisy | Bu işe girmek istiyenle 47) lira (50) kurugluk kat'i teminat ve kanunun tâyin ettiği vesaikle birlikte pazarlık günü saatine kadar komis- yöna müh arı Vâzımadar 5 Bu işe aid şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. - Tramvay Pasoları ELEKTİRİK, TRAMVAY VE TÜNEL İŞ- LETMELERİ UMUM MÜDÜRLÜĞÜNDEN B) Alemdar nahiyesi: 3, 4, $ v B 5/50bal 9d tarihlerinde — ”| “Yeni Sabahın C) Kumkapı nahiyesi: 6, 11, ” 2, '1 D) Beyazıt nahiyesi: 'şubat/941 tarihlerinde. | 18, 19, ilân fiyatları 20/şubat/941 tarihlerinde. E) Küçükpazar nahiyesi: 25,| 26, 27/şubat/941 — tarihlerinde | Kr. yoklamaları yapılacaktır. 4 — İhtiyat yoklamaları ay- Başlık maktu olarak rıca ilân edilecektir. Birinci sayfada santimi 500 || BU LA | İkinci ”» ” 350 Böyöğüürierli' Askerlie'şubo- |) Usimdi —» -. " B00 sinden: 100 935 senesinde Galata Çömlek 75 Çi sokak 5/7 Bafra otelinde o- turan piyade asteğmen Hüseyin oğlu İsmail Hakkı (13479) un hemen subemize müracaati. 50 ( HALKEVLERİ || Karikatör sergisi Beyoğlu Halkevinden: 1 — Halkevimizin tertip eyle | diği birinci Türk karikatür ser-| gisi 23/1/1941 perşembe güni saat 18 de Evimizin Tepebaşın- daki merkez binasında davetli- lerin huzuru ile merasimle açı- lacaktır. 2 — Sergi 24/1/15441 cuma| günü sabahından itibaren her- | kese açıktır. Arsu edenlerin| | teşrifi mercudur. Davet Kadıköy Halkevinden: 28/1/941 salı saat 20.30 da Asabi çocuklar Dr. İbrahim Zati Öget tara-| fından yazılan ve Çocuk Esir- geme kurumu neşriyatının - be- şinci kitabını teşkil eden bu eser intişar etmiştir. Çocuk ve- lilerine tavsiye ederi: Bayındırlık işleri ı'lergislW Nafia Vekâleti neşriyatından | olan bu fenni mecmuanın 7 inci | yıl 2 inci sayısı ” intişar etmiş- tir. —— se a raemarce aa evvel eriştiğim saadeti, yirmi yedi yıl sonra tekrar bulduğum bir akşam saatinde, bir istas - Bir çalgıcı — Dur oğlum! Bu köyden| ayrıldıktan sonra ikinci köye bir günden evvel vasıl olamaz- sınız. Yolda bakkal ve kasab da yoktur. Onun için size bir mik- dar nevale hazırlarım. Diyerek elime kocaman bir| torba sıkıştırdı. Artık almamak olmazdı. Çünkü kadın buralar akkal filân olmadığını söy- | | lüyordu,. zaten köylerde bile bakkal bulunmaz. İkinci köye uğramak niyetinde değilim. 'Hiç durmadan Napoliye ka-| dar gidecektim. Y uhıuğıuM takdirde bir ağacın altında bir miktar istirahat edebilirdim. Madam Mari — Teşekkür ederim valideci- ğim Dedim, kemali ihtiram ile e| yon rihtıminda terketmiştim. Hütün aranlü teğrifleri, | san'at erbabının 22 İkincikânan 1541 hısarlar U Müd luggnden : Kıyım bıçağı Kabıp eğesi MMMM 60 > » » e MW T— Şartname ve mümmeleri mucibince yukanda cins ve mükduri yas zıili 2 kalem eşya Müteahhitleri nam ve besabına perariiidia satım alınacaktır. / II — Pazarlık 20/1/1041 çarşamba git hizalarında yazılı saatlerde Kas bataşta levazım ve mübayaat gubesindeki aimmi komisyonunda yaptı lacaktır. MT — Kalıp eğesi mümümesi sözü Beçen Fabede görülebileceği —gibi kayım bıçağı şartnamesi de parasız almabilir. IV — İsteklilerin pazarlık için tayig oluman gün ve sestte teklif edecelik leri fiyat üzerinden ©k 7.5 güvenme paralarile birlikte mezktir kos (aen misyona müracaatları. Fen Fakültesi Dekanlığınd;h ğ Cam atelyesine sanat mektebleri mezunlarından bir çırak — imtihanla ahmacağından isteklilerin faküilte dekanlığına müracaatları #ân olunur (408) Hayırsever Bir Bayan Kimsesiz Arab veya Habeş kız " Ççocuğu arıyor Hayırsever bir bayan eviâd gibi bakıp büyütmek için 10 yaşına kadar kimsesiz Habeş veya Arab bir kız çocuğu istiyor. İsteklilerin “Yeni Sabah,, idare şefine hergün ondan on ikiye kadar müracaatları, İstanbul defterdarlığından Muamele vergisinden muaf bilümum küçük san'at müesseselerinin nazarı dikkatine 1 — 3843 sayılı muamele vergisi kanununun 12 inci meddesi mucibin- €e mezkür maddenin a ve b fıkraları haricinde kalıp ta, doğrudan doğ« ruya veya bilvasıta yalnız bir müşteri bhesabına imalât yapmayan ve is- tihdam ettiği işçi sayısı müessese sahibi de (bizsat çalışsın, çalışmasın) dahil olmak üzere beşi tecavüz etmiyen ve muharrik kuvvet kullanan larda muharrik kuvveti de iki beygiri geçmiyen küçük san'at müdsseses leri muamele vergisinden muaftır. (İşçi tabirinde usta, kalfa, çırak, fen memuru, kimyager, kâtip, salıcı velhası)| müessesenin iştiğal mevzuu olan işde fikren veya bedenen çalışan bilümum müstahdemler dahildir) Tuğla ve kiremit imalâtı haricindeki toprak sanayiine mensub — müesseselerin muafiyetten istifade etmeleri muharrik kuvvet kullanmamaları ve işçi mik- tarının müessese sahibi ile birlikte beşi geçmemesi ile meşruttur. 2 — Küçük san'at müesseselerinin yukarıdaki şartlar dairesinde vergi muafiyetinden istifade edebilmeleri için muamele vergisi kanununun mu- vakkat üçüncü maddesi mucibince bu ilânı takib eden günden itibaren bir ay zarfında varidat dairesine müracaatla muafiyet karnesi almaları Tâzımdır. 3 — Muatiyet karnesi almak üzere müracaat etmiyen mü: bu karneyi ahncaya kadar muafiyetten is- tifade edemezler. Ka çalıştıkları anlaşılanların işe başlama tarihinden keyfiyetin meydana çıktığı tarihe kadar geçen zamana ai vergileri resen takdir olunarak tarhedilir. yukarıdaki — müddet — zarfında seseler nesi 4 — Binaenaleyh, İstanbulda bulunan bu gibi (kalaycı, demirci, döküm-, cü, bakırcı, muslukçu, mücellit, çinkograf, hâkkâk, saatçi, kuyumcu, keci, çilingir, tesviyeci, tornacı, marangoz, doğr: ı, kütücü, — sandıkçı, parmakçı, kürekçi, kafes, korniş, oyuncak gibi ufak tahta işi yapa dokumacı, çorapçı, konfeksiyöncu, terzi, racı, mücevherat, radyo elektrik, araba, bunlara mümasil bilümum imalâthane, atöly çanta ve saraciye âmilleri kundura - tamircileri ve tamirhane işleten) ürda nümunesi gösterilmiş olan bir beyanname ve 2 aded vesika fotoğrafı ile birlikte bir ay zarfında Galatada Balıkpazarında Muamele ve istihlâk vergileri merkez tahakkuk şefliğine ve Adalar, Ba- kırköy, Beykoz ve Sarıyer kazalarında Mal Müdürlüklerine müracaatları ile çük | Tüzümü ilân olunur? İstida Nümunesi Muamele ve istihlâk vergileri tahakkuk şefliğine Müessese sahibiriin Soy adı « Adı Küti e ydamşra t e VK İşi » YÖNRE d Varsa Depo, Şube, Filyal veya satış mağazası adresleri: . « Rak; Yazı ile İşçi miktarı : Ki GN ei Motör adedi: KAĞArE ADMAAK N Motör kuvveti yekünu: BĞ H Müamele vergisi kanunu mucibince vergiden muafiyetime aid ka verilmesini dilerim. (447) nenim 16 kuruşluk pul (Tarih ve imza) nın seyahati 138 lini öptüm. Kadının âdetâ leri sulandı: — Allah selâmet versin - oğ-| lum! Allah işini rast getirsin! Bizi unutı Dedi. Diğerleri ile veda ede- ceğim sırada mösyö Ekres ile! oğulları — Yook bizim ile sonra veda- laşırız daha iyi. — Pekâlâ amma bz sizi köy Bir gün evvel beni ziyarete ge- len kadın da zevci ile kapının| önüne çıkmış idi. Beni görüs| görmez: — O0 mösyö! Artık köyümü zü terk mi ediyorsunuz? Bu ka-| dar çabuk mu? Dedi. Kadın başıma gelen vak'ayı zevcine anlatmtş olma!'ı ki elli sekiz, elli dokuz yaşların- da tahmin edilebilen kaviyül- göz- haricine kadar götüreceğiz. O-/ bünye bir adam yanıma yaklas- radan selâmetliyeceğiz ti — Amma size zahmet olur. Geçmiş olsun oğlunr — Ne demek. Biz misafire| — Dedi. Bana önüne. gelen hürmeti severiz. Haydi baka — Oğlum! him, Diyip duru amma - acaba Madam Mariye bir daha adi-| ben herkese oğul olacak kadar yö dedikten sonra, insaniyetli küçük mü idim? Yoksa bu köy- kadının vermiş olduğu. erzak de herkes biribirini: torbasını bastonun ucuna taka-| — — Oğlum! rak omuzuüma attım. Pazar — Hitabile mi çağırıyordu? Bu günü olmak münasebetile bü- işe hiç aklım ermiyor. Her ne tün köy erkekleri evlerinde bu-| ise adamcağıza lunuyorlardı. Bunlâr hava al-| | — Teşekkür ederim, dedim. | mak için çoluk ve çöcukları ile, — Ayak üzeri beş dakika ka-| kapının önlerine oturmuşlar idi.| dar konuştuktan sonra komşu-| lara: —- Allaha i&marladık diyerek caya vardığını tamamile anlat« tı. Doğrusu Madam Mari gayet oradan uzaklaşmağa başladık. Balıkçı Ekres ve oğullarının | beni Napoliye kadar takib ede- miyecekleri aşikâr idi. Binaen aleyh buradan ileriye gitmele- rine de lüzum yoktu. Balıkçı Ekres ile oğullarının | makamı teşekkürde lâzım gelen şeyleri söyledikten sonra: — Rica ederim kusuruma | bakmayını:; i de evinizin tim. Kırıp dökmedik bir şey| bırakmadım. — Buna — mukabil benden beş para almadınız. zla olarak sırtımdaki torba- ale ile doldurdunuz, ben ileride mutlak bir iyilik Napoliye gelecek - ©o- Marmazel - Mikaella- sunu sorarsanız, beni a bulursunuz. Orada — bulu-| namaz isem bile nerede oldu-| ğumu size söylerler. Sakın u-| nutmayınız, Napoli diye sual ediniz. İtalyada imiş. Kime so-| sanız bilir imiş. Daha ben de Napolinin nerede olduğ bilmiyorum. Fakat sora ri de getirmelisiniz. Zevce- den pek hoşlandım, beni bir yabancı gibi tutmadı. Nasıl ko- iyi bir kadıncağız imiş, böyle bir karıya malik olduğunuzdan dolayı kendinizi bahtiyar addes diniz. Kim bilir, bakalım ben de böyle iyi bir karı bulabilecek miyim ? İşte böyle mösyö Er« kers, benim ismim Mösyö Fred- rih Şülerdir. Bunu iyice hatırt- nızda tutunuz. Dedim. Balıkçı Erkers il& o« gulları biraz uzunça süren şu nutuk esnasında kâh kâh: — Peki peki! Yahud: Hay hay canım? Diyorlardı. ç En nihayet balıkçı Ekres eli ile omuzumu okşıyarak: | — Haydi oğlum Allah selâ- met versin! Sen de bu tara- fa gelir isen doğruca bizim evi mize gelmeği hatırdan çıkar« ma, Dedi ve oğulları da ellerimi sıktılar. Resmi — veda hitam buldu. Bir daha: — Adiyö, (Arkası var) Sahibi: A, Cemaleddin Saraçoğlu Neşriyat Müdürü: Macld Çetin Basıldığı yer: (H. Bekir Gürgoylar ve Cemaleddin Saraçoğlu matbaası) '