22 1şar > e I Haber vermeden bazı - köl- 1 tuklara — oturacak - olursanız | YAZAN Bernard Newman Başımıza fena bir iş gelebilirdi. Çünkü yere yuvarlanırdmız . A karşısında bir halı var- dı İi ortadaki işlemeli petduıın üzerine basacak olursanız tesadüfi hareket ölümünüze se-| beb olabilirdi. Çünkü altında| bir delik bulunuyordu. — Masa-| nın yanında bir-düğmeye bası-| Hnca bu delik ağılabilirdi. Madeni esyaya — dokuhmakta pek ihtiyatlı davranmak lâzim- dı. Harb esnasında konsolos - hanenin iki - talihsiz hizmetçisi bu iptidai ihtiyat tedbirlerini u-| nuttuklarından dolayı — elektrik | yanı ile hayatlarını kaybet- mişlerdi. Bütün bina hakikatte son derece gavib bir şeydi. Alman çasusluğunun gayet mühim bir | ameli merkezi olmaktan ziyade| Holivudda film üstadların casusluk karargâhi nas bileceği hakkında tahayyül miş olacakları bir yere benzi-| yordu. | Ytonsoloslar, tica leri dolayısiyle, casu rik etmek hususunda janlardır. pek tabil ola- rak, bulundukları yerierde ken- di vatandaşlarının - küffesiyle | temastadırlar. Almanlar Alm: tebaaları üzerinde vatana | ne kadar borçları olduğunu ha- tırlatmak ve bu suretle tesir | yapmak fırsatını kiçbir. zaman | kaçırmamışlardır. Bunlar verdik leri talimatı göze çarpmıyacak surette — verebili Meselâ Portemouth dairesindeki Alman adaki Alman tacirle- i Tek — şöyle zden castıs- orum. Tabii ile derde sokmağı aklımdan geçirmem Zaten, İngiltere — ile sulh halindedirler. Fakat bu| kin günlerin ne kadar devam edeceğini kimse bilemez. İngil- | tere ile Almanya arasında - bir mesele çıkarsa hepimiz vatana karşı — vazifemizi - ifaya hazın| bulunmalıvız. Siz de bu fikirde- | siniz, değil mi? | Şimdi, sizden islediğim — şey| şudür: Siz Porthsmout'ta yaşı- yorsunuz. — Bu mühim — bir bahri üstür. Şehrin her köşe- gini, her tarafını gayet iyi öğ-| renmelisiniz. Bilhassa onun de- niz yollarım. İşin içinde casus- Almanya | lik olmyacak.. bu itün y ınız hi inde ve deniz kenarında sık sık dolaşmaktır. O surette ki arafı gayet iyi tanıyacaksı- Porthsmouth'un — belediye italarından birini alınız, ©- as tutarak calışınız. Son- memleket arasın- nu ra, şayed iki bir ihtilâf çıkarsa, bu harita- bahri makamlara mufas: 'sir ve izah edebilirsini IV ş pek kıymetli ol- diplomatik a- diren .ıl4ıııyeî. mevkii- - n te rtidır. ve| jyle olma Hiç bir asus işi aleniye vurmak mez. Fakat bir muvaffakıyet! likle kendisini belli edebili Diplomatik bir kimseden sadır olan kusurlar mesküt geçile- Fakat faal bir casus y: yı ele verince kolunur Asil - cast 1 mutaddır kara, yahud bilir 1 maahkem ki kendile: rvnıje ecnebi lisanı bil. mek kabiliyeti vardır. Ve ent kaya da pek müstaiddir'ı Bunlar — phalistik, —mühen- Alman Casusluğunun Esrarı TERCEME EDEN : Hüseyin Cahid YALÇIN nasib değildir. lisanları öğrenmek hususundi dünyanın en çalışkan ve zah mete en mütehammil bir kavmi- Fakat ne yapsalar Ab İngiliz- | dirler. man olarak kalıyorlar. lerle Amerikalılar | tembeldirler. Fakat, kemmel Almanca konuşan bil İngiliz yahud Amerikalı görür- sünüz. Bir çok Alman zabitleri aksanlarının mükemmel olm: ması yüzünden yakalanmışlar-| zamı kabul ettiğini açıkça ilân| dır. | etti. Yeni nizamın nimet ve ke-| 'Tehlikeli bir. Alman casusu| rametlerine -can ve gönülden kurnaz bir Fransız ile bir kaç| inanmak Rumanyayı felâketten saniye — konuşunca — hüviyeti korumak şöyle dursun zavallı keşfedildi. Çünkü — Fransız o-| komşumuzu felâketlerin suntur-| nun “Vingt,, kelimesinde “V”| lularına sürüklemiş oldu: Vatan harfini telâffuz edemediğinin | topraklarından fedakârlık, yard farkına varmıştı. ih,| da ecnebi askerlerin mevcudi- sları Fransa: î'ıınku Fransada bir Breton il ksanlar rdir vilâyetlerinin bi-| ihtilâller, iğtişaşlar, kıyamlar erebilir .| vesaire... ; y olduklarını | — y rin söylerler. Çünkü Alzasta bir| — Talihsiz Rumanyanın sakne| Alman lel serbestçe tekel-| teşkil ettiği son karışılıklar da lüm edilmektedir Memleketlerine derin dakat ile hiz fesyonel c den bazılarını Bunlar bazan faal surette Ça- lışırlar, bazan yalmız teşkilâtçı-| tamamile mahrum bırakmaya | lık yaparlar. İngilizler birinci matuf bir manevra değilse “Ye-| tarzı tercih edi Onlar Al-| ni nizam,, ın, hodgâmlı; ve| manların kilâtlarına şahısların yolunu tutmuşlardır Almanlar arada sırada tek-| anlaşılmış olduğunu ve bu be- nik mütehassısların — şahsan| liyeye kargi Rumen vatanper- | casuslukta istihdam ederlerse | verliğinin ve millt şuurunun ga- de umümiyetle bunları ikinci| Jeyana-gelmiş bulunduğunu gi derecedelkti casuslar yahud a-| terir alâmetler nazarile bakmak janlar grupunun direktörleri doğru olur. | olarak kullanırlar. Çok kere ca- | > düşer.. lidir. raflardan Çünkü, meslek tehlikı mad beslenir. Ajanlardan ba: ları memleketlerini Alman p: olabilir. Fakat ekseriyeti hali: Almanlardır. Naziler daima — her Alma! muhtemel bir casus gibi telâk! etmişlerdir. Alelâde, saik tanperverliktir. Fakat madan bir casus gibi harekı etmişlerdir. Fransayı Almanyaya avdet ettikleri man isticvaba tâbi zi tir. Finlândiyada bir Almana tesadüf ettiğimi Bir şebekes yordu. hoş bir tarzda geçirdiğini na söyledi. Bu seyahat için ic: eden döviz müsaadesini man haritacılarının çok - i: yarıyor Bu hususda onun r Alman a hemfi | eri etmi alar onların e çok daha fazla yarayac Almanlar ecnebi bu hususda arada, mü- de talihlidirler . arasında Alman kendi - bir sa- Z. tle halindeki teş-| kabiliyet ve maharetleriyle karşı koymak | susdan ajan gazetelerin ağzına | Bu ajanlardan bazıları bi tedarik edilmiştir Kendilerine nisbi surette bir iti- va - gğ siyasi tehdid de kullanılmıştır. Birçok ahvalde Almanlar farkına var-| yahud İngiltereyi ziyaret eden Alman seyyahları | tutularak, bazı kere kendilerinden bir ta- kmm malümat istihsal edilmiş -! yatırlıyorum. ndala binmiş, büyük göl içinde dolaşıp duru Her sene üç ayı böyle | ba- nasıl | şine ânıharı HER SABAH “Yeni nizam,, ın nimetleri akginiz 1 Mihver devletleri matbuatı, her vesileden istifade ile, dün- ya yüzünde kurmak - istedikleri “Yeni nizam,, dan ve bunun te- min edeceği faidelerden bahse- de dursunlar, yeni nizamı be- nimsemiş olan komşumuz Ru- manyanın arzettiği keşmekeşli | manzara doğrusu bu “Yeni ni-| zam,, hakkında müsaid ve cı rot verici bir fikir uyandırmak-| tan gerçekten uzaktır. Balkan devletleri yalnız Rumanya mih leri tarafını -tuttu a a r nda devlet- ni ni- ve | yetlerine katlanmak, milli mah- sullerin göz göre göre yabancı| e| ellere nakline ağız açamadan şahid olmak ve nihayet karde- şe kardeş kanı döktüren sonsuz gösteriyor ki yeni nizam öyle iddia edildiği gibi insanlık için net eden bu pro-| bir nimet olmaktan çok uzaktır. sların — yaptıkla, | anlataca rı âdi: Son kanlı hâdiselere, bedbaht Rumanyayı isgal altına alıp ist âharın malını keyfimayeşa ta- sarrufun maskelenmiş bir teza- hüründen başka bir şey olma- dığının Rumanyada da - nihayet | Rumanyanın sahne olageldiği hazin ve kanlı hâdiseler göz ö- nünde dururken mihver matbua- tının hâlâ yeni nizamdan - sita- yişle bahsedebilmeleri ve bunu bir göz boyama vasıtası olarak kullanmakta devam eylemeleri hakikaten şaşılacak bir cam- bazlıktır. A. C. SARAÇOĞLU - | rasına satmağa kalkan hainler | is | nı | ki| YENİ SABAN Atatürk'ün hayatından — — yazılmamış menkıbeler? Sesle Mütareke Atatürkün Çanakkale harbinin en buh- ranlı devrelerinde Mehmedciğe istira- hat vakti kazandıran Kasımpaşalı Kara Küçük Ahmede iltifatı İnsanlık faziletierini temin ve lursa olsun almak istediği bir ikmal eden kisbi meziyetler ol- mevkide, bir mevzidi. duğu gibi, fitri hasletlerde in- ganlara büyük kıymetler verir. Kusursuz bir yaradılışa mü- tenasib ve cazib bir yüzü, ve öl- çülü bir vücudü katarsak; göz- YAZAN: Cevad Abbas GÜRER çin çok uğraşmış, bol cephane israf etmiş, ve çok kan dök - müştü. ler bu yaradılışı takdirlerle, Lâkin düşman ordusu ana| tahsinlerle, zevkle seyreder,| ve sağlam iken kalblere, gönül-| yurdun bu parçasından çekilib | böyle bir huzur herkese neşe ve| lere, dimağlara yaptığı lâhuti| gittiği güne kadar Kayacıkağıl haz verir. tesiriyle insanları hareketten;..| siperlerine 20 - 30 metre mesafe en ufak fısıltıdan, hattâ benlik- lerinden bile uzaklaştırdığını ve- ya derin bir durgunluğu canlı bir harekete geçirdiğini herkes gibi ben de bilirdim. Fakat güzel sesin şiddetli si- per muharebelerini durduraca- ğını, ve iki taraf muharibleri a- rasında teklifsiz, kayıdsız, şart- sız bir mütareke — yaratacağı- ni Anafartalar muharebelerine kadar ne düşünmüş ve ne de kimseden işitmiştim. Bana daha evvelce, hürmetle güvendiğim ve sözüne inandı - ğım biri tarafından güzel sesin bu mutlak hâkimliği söylense idi; muhatabıma beslediğim em- niyet dolu kanaatim yine lâtife telâkkisinden beni koparıp ata- mazdı. den fazla yanaşamadı. Kayacıkağıl huzurundan;.. o- nun tepesinde daima dimdik durmuş olan Türk celâdeti kar- şısından en nihayet gıbtalı has- retleriyle ayrıldı. Kayacıkağıl tepesini Türk dilâverleri Mustafa Kemal em- rinde olarak Anafartaların bi- rinci günü gözlerimiz önünde süngü hücumiyle zapt ve istir- dat etmişlerdi. Yine bu kahramanlar düşma- nın karadan ve denizden ateş kusan toplarına, her biri bir ya- nar dağ feveraniyle havalanan Güzel bir ses sahibinin ise; gi- rin yüzü, düzgün endamı, cazib huzüru olmasa, hattâ kılık ve kıyafetiyle haz ve neşe verecek kabiliyette bulunmasa bile yal- müz sesiyle insanları maddi, ma- nevi sürükleyici bir mesti için- de kendilerinden geçirdiğini hep görmüş ve nefislerimizde de duymuşuzdur. Güzel ses; dehrin gamından çgökmüş birinin, veya — biriken yılların ağırlığından kamburlaş- mış, saçları aklaşmış, katmer- lenmiş yüzlü bir ihtiyarla yara- dılışının zülmüne — uğramış ku- surlu bir vücudün, veya çirkin bir yüz sahibinin vazu — hali- ni;.. hattâ hattı üstüvanın mer- hametsizce beşere verdiği koyu rengini;.. dinliyenlerin gözlerin-| den sildiğini teslim ederiz. Güzel ses' fıtratin bu mevhi- besi; musikinin mevcud usulle- riyle çerçevelenerek takviye e- dildikten sonra nağmeleri altın- da bir sosyetede, bir işret âle- minde, veya bir ibadethanede Nev Zelândlı, — Avustralyalı, Hindli kat'alarının süngülerine fütursuz göğüslerini germişler, ... nı feda etmişler, Anafartalar cephosinde bir kilid noktası denecek kadar ta- biyevi ehemmiyeti, muharebele- riyle askeri tarihimize geçmiş bulman Damakçılık bayırında Kayacıkağıl tepesi; düşmanın tırmamışlardı. arruzları ağır Kiçner ordusu da buraya sa-| hib olmak şerefini kazanmak i- | lâğımlarına, ve sık sık değişen| - bileklerini kullanmışlar, canları- Anafartalar muharebelerinin son gününe ka- dar oraya düşman ayağı bas- Nev Zelândlılarla, Avustral - yalıların kusursuz ve çetin ta- fedakârlıkhra — Şimdilik bu kadar! İhtikâra karşı savaş — Ötedenberi bu sittunlarda mü- dafaa ettiğimiz bir tes vardı Piyasada asıl ihtikârı yapanla- rın büyük topdancı esmaf oldu- gunu, küçük esnaf ile seyyar satıcıların ancak bu büyük muh tekirlerin zaman zamam bed- baht birer kurbanı olduklarını yazmıştık. Dün fiyat mürakabe komisyonu memurlarının birçok büyük topdancıları suç üstünde  yola sapıldığını memmuniyetle Müşahede ettik. Küçük esnaf, mal saklamağa, stok yapmağa gücü olmayan bir zümredir. Bunlar topdancı- lardan bugün aldıklarımı bugün satarlar. Yarın ekmek paraları- nı çıkarabilmek için yeniden topdancılara baş vururlar. Hal- buki topdancılar bilyük depo- ları olan ve buralara aylardan, hattâ senelerden beri yığdıkları malları yavaş yavaş çıkararak satan Harb dolayısile muhtztif a delerin fiyatları arttıkça, yahud piyasada mevcudları madirleş- tikçe bunlar evvelce çok müsaid fiyatlarla vücude getirmiş ol- dukları stokların fiyatlarını merhametsizce yükseltmekte ve esnafa ya hiç fatura vermeden, yahud da sahte fatura ile mal Satmaktadırlar, Küçük esnaf da geçinmek ve ailesini geçindir- mek için bir şeyler Batmağa ve ekmek parasını kazanmağa mec- bur olduğundan bu insafaaz top- dancılardan yüksek fiyetla mal almakta ve bunu satmaktadır- lar. Neticede ihtikârla mücadele| eden memurlar, hakikâ muhte-| kirler olan topdancıları yip bu zavallı küçük esmaf ile, seyyar satıcıları " ve bunlara ağır cezalar tatbiki etmektedir. Tamamile haksız ve matlub gayeyi vermekten uzak olan b usulün terki ile asıl muhtekirl. olan bazı topdancılara tevcih e dilen mücadele matlub hüeni siri mutlaka çok çabuk tir. Nihayet doğru yola g fiyat mürakabe komisyonu n | murlarına muvaffakiyetler menni ederiz. (Sonu sayfa 5 velhasıl durur, yürürken, hasta| her an elimizden ne pahasına 0- sü 2 de) MURAD SERTOĞLU g Harbiye müsteşarı Haldane Berlinden Alman deniz kanu- nunu da getirmişti. Buna “Ye- et mış. Bu kanun ona bizzat im- parator — tarafından verilmiş- zareti mütehassısları tarafın- mekten çekindi ve isabet etti. Alman deniz kanununu bir tedkikten geçirdik. ab | ret oldu. ni - Novello,, ismini veriyorlar- ti. Uzun hazırlıklarla vücude gelmiş fenni bir vesika.. Mös- yö Haldane İngiliz bahriye ne- dan tedkik edilmeden evvel bu kanun hakkında fikrini söyle- derin Netice gayri müsaid olan ilk ântibaının teyidinden iba- değil, onu takib eden beş sene (YENİ SABAH)IN BÜYÜK SİYASİ TEFRİKASI fidir,, levhasını sabahleyin ya- taktan kalktığınız zaman göre- bileceğiniz bir yere asınız. Size böyle yalanlar söyleyip sizinle eğlenen budalanın ismini de bana bildirmenizi rica ederim. Bana öyle geliyor ki küçük ge- miler inşa etmek fikrini müda- kib etmiyecektir. İngiltere- nin herhangi bir muahede- sinin itilâflarvun veya hali hazırda iştirak ettiği kombine- zonların mevzuunu Almanyaya karşı bir tecavüz teşkil etmiye- yecektir. İngiltere böyle bir Maksadla akdedilen muahede- — Yazan: V. Cörçil AA aldığını kendisinden sordum , — | Bundan sonra Almanya ile Jere aslâ iştirak etmiyecektir., Müharebe Almanya ile anlas- faa ettiği için Amerikada bu — Hiç bir zorluk çekmedim, |G Müzakcrelere devam ettik. On — Alman hükfimeti Sir Grey Tamızın tamamlanmasına mâ- zata altın madalya verilecek- dedi.. Seyahatim bir taharriyat |&? l9ra mer'i olan deniz kanunun- - tarafından bulunan bu formü- "i olmuştu. tir. Biliyorsunuz ki Vateley gibi telâkki ediliyor. Almanya-| gğ da deniz kuvvetlerinin çoğal - 1t eksik buldu ve sefiri vasıta- Bip mektul ve bir cevab piskoposu 'da Napolyon Bî;a- ya döndüğüm zaman, bir seya-| ğ Masını değil, kabi zalması siyle bunlara gu maddenin ilâ- .— — —— — — partıin mevcud olmamış oldu- hatname yaziyorum. Buna Hha- |(&& !âzım geldiğini, halbuki Alman vesini istedi: Amiral Lord Ficher deniz günu isbat etmişti!.. Size de ritalar da merbuttur. Tabif yanın yalnız 1912 sencsinde — “Binaenaleyh - Almanyaya programı yapmak fikrinde de- Pahsetmişler: 40 santimlik top- zorla kabul ettirilen bir mu- gildi. Bana şu mektubu yaz- İâr yapmakla elyevm büyük bir allardan geçmek . göl 5 S k S kğf.n“"'. rretiyle SöL- () zarfında da Beniş ve gittikçe harebe vuku bulursa İngilte- hata irtikâb etmiş oluyoruz. | olduğumu haritalar gösteriyor. gğ artan bir inşaat projesi derpiş olmazsa bitaraflığını nelik veya daha uzun siz. kendi' kendibize. bir. Bizim halkımız coğrafyaya pek ini ve buna aid bir kanun 'aza edecektir..,, Yahud: bir deniz programı için hiç esınız. S0 milden az Hlkakhde v Bentin notlarıni çıkardığını — bildirdim. Filha- “Eğer Almanyaya zorla bir ldafaa ede- fi harb gemilerini kika Alman filosunun beşde harb kabul ettirilecek olursa ararla tezgâha k dördü daimi surette bilfiil har- İngiltere tabiatiyle bitaraf ka- (& be hazır vaziyette bulunacak- lacaktır.,, ki-| Ö tı. Alman hükümeti senenin — Almanya tarafından ileri sü- ) im Çörçil, bazı seyler bi- E herhangi iminde tam bir rülen bu son teklif bizi gayele- ediğinizi de vardır ki Allah bile onların ö- 1( $EÇ surette mücehhez yirmi heğ rimiızden çok uzaktaştıracaktı. tutmak en nüne geçemez. Nerede kaldı isi-| © ve belki de yirmi dokuz saffi Almunyaya zorla kabul ettiri- kiplerinizin bü- Ki siz mâni olabilesiniz!.. Me- tır. |) harb gemisini daima hazı ir bu sorla kabul etiril: tün plânıarını, oni şa et selâ iki kere ikinin dört etme- len, yabud Z w'L:Wh' p D:â;î;:::îd”!îî';'î ]ıfıîiı l".rır:ı.ı':—îfı.ıh:'.)ı;':ıly Pahür | 99 Tunduracaktı. (Halbuki o iddia edilen bir harbde mekte oldu tama- Sine Allah mâni olamaz. | Bir mütehassıs alelâde bir ada-| eminim ki kendisinin bir casus | W) 10da. İngiltere — hükümetinin ansanın inidadına Kosa> iays ve.büne gö>e *Olnyadla 'dn İyade: Güeüeş amak için büyük tehlir| olduğunun farkına varımıyordu. Ça Ketdi sularındaki - zırhlları, HE he Boldü hu A LADAY y Raan SAa SADA girmesi lâzım gelecek hattâ Atlantik filosu da dahil şart şüphesiz, Fransa ile olan ek I,ı"., —(ı“w"(l ye kopyacı ov!.m:ı ktır. leri bir'göz atışta kavraya”-| <A lman harbiye nezareti, bah-| halde yirmi iki zırhlı - — itil, da bir son v k inşa- Nelson'un dört mümeyyiz vas- e B YA -| riye nezareti ve hava nezareti| df dan ibaretti. | gibi idi. Fakat 'öğer bu şartı atin ve malf fından biri de şahsi teşebbüs O bu tehlikkli vaziteyi para | Ce Büyük Katelijans - Servis Deniz kuvvetlerinin coğaltıl- Rabul edersek yeni Alman de- kuvvetini ması ge- Sahibi olması idi ve “denize için değli vatan mövâki - yüzün- | “aRlAtın bdirler. — Fakat nası yolundaki esaslı tekli- niz kanunu geri alınacak mı? — müterın dalmak,, bir “terakki,, alâmeti- den deruhde edör. Alelâde — al- 11 Mer- z.bükülmesi kabil olmı. Hayır... Olsa olsa bi tadil e- evvel hazırlıyac dir. Sizi tekrarladığım bu söz- ÖF panıi zittbekirtokzan iipün etindedir kavemet gördü dilccekti. Bu suretle pek er- yorsunuz. Ba lerle yordum. Şimdilik Allaha maaştan ibarettir. Yalnız ufak| Hariciye nezareti muhtelif ser- (ÖM lara karçı her şeye rağıı ken bir çıkmaza saplanmıştık, birni yap ısmarladık.,, tefek bazı tahsisatı vardır. İş-| Yislerden teknik zabitleri istedi- künu mu ettik ve mü- Bununla beraber bir sulh yolu n para: b te İngilterenin bütün. sasusluk | &i Bibi alıp istihdam edebilir. zakereler tecavüz plânları için bulmak ve Almanyayı yumu- abuk bitirmiye harcı- temi böyle bir mihver üzerin- | — Bundan başka, bir çok siy: karşılıklı taahhüdler meselesi- Şatmak istiyorduk. O kadar is- Çünkü elinizde ha - — Amiral Lord Ficher'in bu do Almer si casus da kullanır, Bu siya ne intikal etti, tiy lti müstemleke mese- n vardır. $ ktubuna ben şu cevabı ver- Almanlar casusluk vazifesini | Casuslar her türlü entrikaya k: Bu husust! Edvar Grey Jlesinde onun lehine çareler nak P te ihtiyar nüllü olarak deruhde edecek | rışmağa kabiliyetlidirler. — Be-| X) Sunları teklif etti r 3u husustaki müza- Vatt'ın deha Yazınızı memnuniyetle oku- müuktedir ve cessur teknik za-| nebi bir memlekette çalışan a-| “İngiltere icbar edilmedikçe kercler o kadar ilerlemişti ki zahitrü ola dum, Fakat deniz programına bitler bulmakta sıkıntı çekme-| janları kontrol etmek - için bu Almanyaya hiç bir hücumda bemen hemen Almanya için gemileri ka ©o kadar düşman olmayını mişlerdir. Maamafih bunların | tip casuslardan istifade edilmek | g9 bulunmıyacak ve kendi hesabı- çok müsaid bir gekilde bitmek Maliye Nazırı ile ben 1909 dan- elde — ettikleri mu kıyet, | tedir na hiç bir tecavüzi politil üzere idi. Fakat tam bu sırada beri bu programa aid siyasette gösterdikleri —gayret ile miite (Arkaa var) MWWMWM AERGRS G K mutabıkız ve bu siyaset bize mühim menfatler temin edecek surette inkişaf edebilir. Zih- nimdeki program — mer'i olan Alman deniz kanunumun de - vam ettiği müddetçe bütün devreye şâmil olacaktır. Ve bu program yalnız saffı harlı ge- Mileri içindir. Birinci ve ikin- ci derecede ehemmiyetli olan gemiler hakkında açıkıça izahat verilecektir.. Programda çoğal- tılacak, azaltılacak, yahmd ge- çiktirilecek, yahud tacil oluna- cak gemiler vardır.. Program- da hali hazırdaki deniz inşaatı vaziyeti, hususiyle Almanya ve “Avusturya inşaatı göz ömün- de — tutulacaktır. — Aldığımız neticelere göre hem yeni inşaatta hem kara tesisatın- da onların kuvvetlerine kar- şı geniş mikyasta — tefev - vuku temin eden program hazırlanacaktır. Bu programda gayri muntazır ahval vukumun- da ilâve edilecek inşaat bulu- nabileceği gibi İngiltere ile Al- manyanın uyuşabilecekleri bir nisbet dairesinde tenzilât yap- maya da cevaz bulunacaktır. Küçük gemilerin inşaatına aid programda- istenildiği gibi ta- dilât yapılabilecek, yalnız bun- lar için konacak tahsisatın mikdarı zikredilecektir. Şimdi başımızda bin türli sıkıntı var: Her sene bir karı-) şıklık, bir kavga, hümmalı in: şaat, maliyenin insanı yeise dü- şürecek vazi, nin - nol pazarlık edebilmek için hıç bir çare bulunamaması. Hali zırda onların tehdidine Büp bi suretle mukabele Fikrimce eğer biz Ssonra inşa edeceğimiz gemile | rin programını şimdiden edecek olursak Almanya şun görecektir: 1920 senesine va dığımız zaman İngiliz ka leriyle Alman kuvvetleri ara sındaki fark bugünkünden da; ha büyük olacak ve Almanya; bu farkı bugünden gürmel kadar hiç bir şey inkisara uğ| ratmıyacaktır. (Arkası var)