Dinleyin Sözmüş bir. ömürdür. şimdi. Kendini öldürene bir gün — .Kadın!.. dedi. Bütün bir öm- Tü dadaklanındaki - bu bir tek kan damlasma topliyarak dizlerine uza- 'an yaprak benizli âşıklara dudak “yerine topak, hayat yerine zehirli Bir kadeh uzatan dişi? | kendi beyaini bile yakan | üürpertici kokunun içerisinde kendi kendini sehirlerken, hırsmnı doyur- mak için dişlerini yiyen - sevgilinin birbirini göğüsliyen - avurtlarındakı toprak hokusunu de duyamadın.. | Fakat ey kadın; ey yeni doğan| sevgilere kanlı bir beşik hazırlıyan dişi geytan. kan tüküren dudakla” ıma yamanan çivili gözlerinle gö Tecektin ki, seven bir erkek nefret) eden bir kadından Çok daha kor- kunç ve tehlikelidir.r Verem bir gırtlağın yırtık bir öksürük halinde döktüğü bu boğuk feryat, gururunu katık ederek dişi Jiğine renk veren kadını taze bir gırtlağın fırtınalı kahkahasile sara: & Ve... Nemli bir bahar sabahı du- daklarında haşin bir topuğun ezik izlerile en büyük sevgisine kavuşan | şıkının yine perçinli dişleri bir da- | ha açılmamak üzere birbirine geçtiği | * zaman deli gibi güldü.. , | Okadar güldü, okadar güldü ki; | gözlerine yükselen bir damla yaşın Heşeden mi, acıdan mi olduğunu te- cessünle sorguya çektiği gönlü bile | bilmiyordu. | Fakat; aradan geçen — kisa bir, zaman, hâlâ menbamı anlıyamadığı ba yaşlara armğen ona bir hakikati bütün acısile öğretmişti. Ayakları dibinde hirılti. öksü- Tüğile can veren bir sevgilinin ölü- münden doğun bir tek damla yaş, önlüne kaynağı meçbul bir kederin zehirini de beraber getirmişti. Tarih Ve Su Şehri: Güzel Niksar Bu şirin kasabanın yol, ve içme suyu işlerine toplu bir bakış Erbaa, (Hususi) — Kelkitin naz- | h kucağında orta zaman devirlerine Hit bir çok tarihi eserleri saklıyan | Niksar, tarihin eski devirlerinden-| beri tanıdığı aşinalardan biridir. Eaki tarihlerde adı (Neosezar - iyeni Kayseriye) manasına olup Nik-| Sar bundan muharreftir. Şehrin Bizanslılardan fethi 466- 416 hicri yılına tesadüf eder. Fatihi Melik Danişment Ahmet Gazidir. Bir aralık Danişmenlilere hükümet merkezi dahi olmuştur. Kelkit düz bir ova üzerinde met| yilli, inhinalı kıvrımlarla uzanır ve| Niksari selâmlar. Mehtaplı geceler- de, ılik bahar ve yaz günlerinde de- hizi aratmaz. Sabahları yeşil ve bu- Bulu bir örtü içinde Niksarın güzel-| iğini bir tablo gibi seyredebilirsiniz | Diğer taraftan Niksarın arazisi) her çeşit mahsul yetiştirmeğe elve- rişlidir. Bühasan tütün, pirinc, baş- ta gelen Ürünlerdendir. Ceviz, mah- lep üzerinde de oldukça ehemmiyetli i6 yapar. Nüfusu iki nahiyesi, yüze »yakın köyleriyle birlikte (40,000) 1 Beçer. Yollar: Bu güzel kasabayı kom- gularına bağlıyan ana yolların bil. hassa Niksar-Tokat yolu çok iyidir. Niksar - Erbas ve Niksar » Onya | yolları üzerinde de faaliyet devam etmektedir. Mektepler: Kasabada tam teşki-| Tâth ç ilk okul vardır. Lüdik nahi-| esinde tam devrefi bir okul, diğer Köylerde de üç sınıflı okullar mev-| cuttur. Halkevi ve spor İşleriz Niksar Hülkevi muhite hâkim olmuş, de-| vamlı çalışmalarına — hiz vermiştir. |Bvin temsil kolu muntazaman mu. — |affak temsiller - vermektedir. Go- — |gta hafta (Devrim yolları) piyesini Hi | Ayrıca evin dül, tarih, edebiyat kolu| kâyemi! ttin Nurl | ni yaşartan, çılın sarai yen ürpermelerle sarsıla İçin için alevlenen — yarah| ilk hızımı bu inden almış gi ahar lemedi. Ağladı. yen bu şafak kızılığı, / damlalarım bütün zehirile bir gün dişi a da uzatmaktan geri kalmadı.. Vak üile kulaklarını yırtarken / ruhünü sarhoş eden kanlı öksürükleri göğ- sünde bulan mağrur kadın, gözle- rinde dumanlanan yeni bir korku ile ürperdi. Perbe bir bahar sabahı güzlerini yaşartan, sarsıntıya permelerle sarsıla sarsıla: Ne güldü. ne de ağladı. Sadece öksürdü.... ve kan tükürdü. Bir gün | Yeni bir ölüyü kucaklıyacak ye-| ni bir çukur kazmak için kazmasile | nemli topraklara yapışan - bir me- zarcı, kabarık bir yığın üzerinde kı- | z bir leke gördü.. Kahkabalı mer er okuyan, zebirli dudaklardan) saçılan bu kızıllığın yanında bir ka- di vardı. Tükürttüğü — kan borcunu ver-. mek için sevgili ölüsünün mezarına kapanan bu kadının sarsıntısı ne bir kahkaba ne de bir hıçkırıktı. Her defasında — köpüklü lekeler Saçan bu sarsıntılar, öksüre öksüre €n büyük gruruna kavuşan bu ka- dinin İlk ve son zaferi Bu zafer, bu kanlı zafer, ” son) kanlı hiçkiriğile” mağrur bir ömre) son düğümünü atarak ilk kahkaha- aına kavuşturan en büyük kadını za- feri oldu. mektep, spor, elektrik Mmuvaffakiyetle temsil etmişlerdir. tarafından (Ülker) dergisi de muhi- tin tarihi, iktisadi, içtimal varlığı ü zerinde mücesir olmaktadır. Elektrik santrah: Niksarlılar, 75 beygir kuvvetindeki — yeni elektrih tesisatiyle bol ışığa kavuşmuşlardır. Bu tesisatın kâfi kudreti şehri ten- vir etmekle kalmamış ayni zamanda) Tadyo abonelerinin de çoğulmasını! temine yaramıştır. Tesisat belediyo tarafından yaptırılmıştır. - Kilovatı. 15 kuruştur. Motör su kuvvetiyle iş- Temektedir ki masrafsız demektir. İçme suyu: Niksarl hatırlayıp ta Ayvaz suyundan bahsetmemek. bir nanköclük olur. Tabiatin bağrından fışkıran bu gifalı suyun her türlü methe lüyık olduğunu kaydetmeyi; bir vazife sayarım. Beş, altı sene evveline gelinceye| kadar bu güzel içme suyunun yerin-| de Niksar kadınları çamaşırlarım yıkarlardı. Eababi da bu ilhik muda| yıkanan çamaşırların sabuna ihti- Yaç göstermemesi idi. Bakırasızdı,| yeri bozuktu, vakta ki su tahlil edil di. Dünyanın en temiz içme suların. dan biri olduğu anlaşılınca belediye, derhal suya el koydu. Etrafını te- mizledileş, çevirdiler, musluklar tak-. tılar ve halkın istifadesine bıraktar lar. Az zamanda göhreti Niksar mu, hitini aştı. Eğer vesaitsizlik olmasa ildin edebilirim ki bu temiz su An-| kara ve İstanbulda dahi çok alâka| görür. Tarihi Niksar bu suretle hergün gehresini daha ziyade - güzelleştir. Mmekte, yeni yeni umran haleleriyle| Cümhuriyetin olgun şehirleri sıra- #ına katılmağa çalışmaktadır. h | Basri Ahmet UNAL İleri bir kültür müessesesi * | Gaziantep Halkevinin | Muvaffakıyeti Artıyor - Neşriyat Sahasında Birincili; Ev mesaisine h. Ayın! yetlerile memleketimizin ileri bir ültür müessesesi — olduğunu ispat kiye halkevleri arasında neş riyat birinciliğini alarak Dil Kuru 'a en çok faydası dokunan ü halkevinden ikincisi sayılan bu. gü- zide ırfan ve kültür yuvası her sa da kıymetli eserler veren şayanı fakdir mesaisine muntazaman de vam eylemektedir. 'Evin bugüne kadar başarmış ol ayılamıyacak — kadar psinden bahset- dağu işleri Çoktur. Bunların h Ş ek için gezetemizi lamamile bul mevzüs htreylemek Tüzimgelecek- Ü Bi iir vermek Kastile. çöyle .x kase bir hulâsa yapabiliriz: Türi Dü Kurultayınca Kuruma en çok faydası dokunan bir Halkevi olarak Görlerildiğine göre bu bahsi mesküt, Beçiyorun Ayal komite Ayıntap Mldalennnı ve müdelka - piyesini Yazmış. broşür neşretmiş, tarih ha- Trlatmıştır. Ar şubesi; bando, cas) Ve örkestra kollarını kurmuş, yüze derce müzikli toplantılar tertip et miş ve mabtelif musiki kuruları aç Ümumi merkezin kabul ettiği pi yesler ikişer, üçer defa oymanmı Sahne tertibet ve tezyinatına, deke Tasyona bihasse ehemmiyet veri. mif, her sene mütenddit halk dere. Tancleri, mühtelif san, san'at ve) meslek kursları, sergiler. açılmış zümüne köyü olarak ele ahman on köyde birçok faydah tesisat vüca: de getirilmiş, köy gerileri sıklaştı. "ılarak köylüye her bakımdan fay. dal olunmuştur. Sosyal. Yardımcı- Taz, maksatlarını tahakkük. ettirmiş, 25 eser neşredilmiş, kitapsarayın cilt mevcudu üç bini bulmuş, oku- ma odasına rağbet artmış, radyo ile her akçam muntazaman müzik, ha- vadis ve konferans meşriyatı yapıl. mış, sporun her çeşidine yer verile. zek bu vadide önemli muvaffakiyet. ler elde edilmiş, sergi ve müze a. Firar! Bir mahpus hastahane- n kaçtı, tutuldu Bartın (Hususi) — Hasta olduğu| için hastaneye kaldırılan hırsızlık- 'tan 4 seneye mahküm Halil, hasta- nenin mazbut olmamlısından paç- muya muvaffak olmuşsa da bir gün gonra Aşağı İhsaniye köyünde ya- Kalanmıştır. Bir Kadın Öldürüldü Cinayetin sabebi belli değli! Bartın, (Hususi) — Kurucaşile nin Kuma Ören köyünde, geçen salı günü bir cinayet olmuştur. 2T ya- Hnda Emine Çapraz adında bir ka. dım, tarladan dönerken, ayni köy. 'den Safuoğlu 24 yaşlarında Satı Öze dağ tarafından av tüfeğiyle öldürül. | müştür. Cümhuriyet — müddetimumisile Bükümet tabibi bugüm hödise ma- haflline gitmişlerdir. Tiraat Bankası mütettişteri Bartın (Hususi) — Zir # müfettişlerinden İrfan. Ülkü ve Balâhattin Kumbaracıbaşı, teftiş gin şehrimize gelmişlerdiz. ği Alan PYRA g;g' 5 ı bvin muraflakıyetinde büyük | âmil olan Gaziantep meb'usu Asım Aksoy | çılmış mekteplerin ve faydakı cemi- Şi el üü ve z kaklarnı t meererele eli vake geRE ve ea eeei | ilnde marlak aa. çet | Bayata görülen hattt Gaşır| | €a rol oynanmıştır. l örüne güliknin Günler cilığ he mevadtkiyetle ea büyük | e değerli saylimmz Bay Önmer | azım ktaya altir “ane ya kadar Gem Aymlap Pat ve Hallevi baş | kanlıklarında kalan ve C- H. Partisi başkanlıklarının Yalilere devri ü- İ nn n n Şin Bamşelrinle ei bagtakü mer. kle gelmebilmek izmle geceli gün düz çalşmış ve etratina Yoçladıpı ükle geşlie ge b ei ve| Tni tasli lll Sendleree elebiyat, hacaliı yar Kü Aktay yamız Geti Aymise Hi içl yeli aymelii e az. mtr. Bunlarla beraber ü ka tüşnemie Kakadri manin | soy, Ankaradan ayrılamamak vazi- | Tükadar olmakta ve hepimize kıy- metli direktifler vermektedir. Boğanın Ginayeti Bir boğa; bir kızcağızın karnını deşerek öldürdü Bartın, (Hususi) — Geçen pazar- tesi akşamı Kaman köyünde acıklı | bir vek'a olmuştar. Köyden Ahmedi Çeliğe ait bir boğa, Zeyneb Çelik Şd 10 yaşlarında bir kacağın| boynuzlamış. karmnı deşerek ök dürmüştür. &. Meb'usların Tetkikleri Fethi Okyar ve Yahya Kemal Mersine gitliler | a Bir müddet. | tenberi Şazk vilâyetlerimizde kiklerde bulunan lersin, (Hususi) tet.| mebusu B.| Fethi Okyar ile Ankara mebusu B. Yahya Kemal evvel i gün gece ti| renlle Adana'dan şehrimize gelmiş. lerdir. Sayın mebuslarımız, dün öğle ye- Mmeğini Vali ve Parti başkanımzı B. Rükneddin. Nasahioğla ile birlikte | Tor lerini ve bahçele. Fini gezmişlerdir. Mühiterem misa İ firlerimize hoş geldiniz de | | —döm Sultan Aziz Devri Başpehlivanları -Akkoyunlu Kazıkçı Karabekir- YAZAN : İHer iki Pehlivanda araretle devamediyor'DDikkatle G SAMİ KARAYEL üreşiyordu El Enseler,î)kîımalar!a Yek- diğerinin Kuvvetini Deniyorlardı Hiç çüphe yok ki Araboğlu çıra- Şım Kara Sülo için getirmişti. Ona, jbir kazık attıracaktı. Nihayet; Kazıkçı poturunu a) fanda attı, cepkenini mıyırdı. Üzerin- de, uzun entari gibi bir gömlek vare G1 Daha vücudü görünmiyordu. Kis- betini ayağmma geçirdi. Kendi paçabentlerini ve şirazelerini itina ile yağladı. Gümleğini çıkarsın diye bekliyordum. Çıkarmadı. Dola: Tine sardı. Kollarını sıvadı. Önüne kavuştu-. rarak ustasının karşısına emir bek- ler gibi dikildi. Bir kere dahi olsun Kara Süloya bakmıyordu. Sülo daha hâlâ merak- la Bekiri kontrol ediyordu. Başpehlivanların - hepsi gömlek- lerini çıkardıkları halde Bekirin ne den çıkarmadığına — herkes hayret etmişti doğrusu. Sonradan anladım ki; ustamı çı karmamasını tenbih etmiş. — Neden? Bak neden?.. Bizim taraflar- da nazara itikat ederler. Bekiri her- kes tanımadığı için, belki nazara uğ- rar diye ustası kazan başına gelin- ceye kadar gömleğini çıkarmama n emretmişti. Davullar, zurnalar çahıp durür-| ken birdenbire durdu. ihtiyar caz. Aır bağırmağa başladı: — Heyyy'.. Duydum, duymadını demeyiniz!.. Başpehlivanlar kazan başına!, Pehlivanlar, ardı ardına kazan başına yollandılar... Dikkat ettim. Bekir yürürken ayaklarının ucunz basıyordu. Seyirciler gürültüyü kesmiş Siz sadasız heyecanla kazan dibine gözlerini dikmiş bakıyorlardı. Pehlivanlar yağlanmağa başladı. Ben kazanın dibinde - olduğum için herşeyi görüyor ve işitiyordum. Bir aralık Araboğlu Bekire dönerek — Bekir oğlum, çıkar gömleği- | Bekir, gömleğini arkasından sı- | yırıp almıştı. AÂman Allahım, bu ne karayağız, adaleli bir vücuttu. ince- | cik bir beli vardı. Sırtında ensesinin kökünden beline kadar uzanan iki torik balığı yatıyordu. Her tarafı a- | dale idi. Bekir, ustasını iyice yağladı. Us- | tası Bekiri yağladı. Yağlanma bit Pehlivanlar — kıbleye döndüler. işte bu sırada Cazgır Bekirin kolun. dan tutarak Kara Süloya eş tutmak Üzere yanına götürdü. Çakır Hüse- yini de Araboğlunun yanma getir d. Eşler, Cazgır tarafından tayin edilmişti. Dua başladı: — Allah illallah, pirimiz Ostadı amız Hazreti Hamza, ih. Dua bitmişti. Sıra pehlivanların menkibesine gelmişti. Cazgır Arab. oğlunun kisbetinin kasnağından tut. muş bağırıyordu. Buna, Araboğlu derler... Kün- desi yamandır... Çaprazı boldur, he. le sarması: tehlikelidir.. Heyyyt Çakır Hüseyin kolla kendini, bildim Bilmedim deme sonra, Çakır Hüseyin için de gu yoldu söyledi: Araboğlu, Araboğlu buna da Çakır Hüseyin derler. Kündesinden | Kolla ken Sıra, Kara Süloya gelince. Caz- daka doğruldu. Sesini dar | Je yükseltti. | eşhur Kara Sülo der- | Çaprazından, kurt kapanından | aman diler pehlivanlar.. Duydum, daymadım deme- Bekir - peklivan.| kolla kendini, Ha zi — Buna, “libeli Karaahmetle Hınçoğlu Ali Sıra Kazıkçıya gelince; / herke- in gözü Cazgıra dikildi. Ihtiyar ba- iırıyordu: — Buna da meşhur Kazıkçı der- Sülo, kolla kazığından kendini. Peşrev başlamıştı. Herkes Kazık. çı ve Kara Süloya bakıyordu. Doğ- Tusu ben de onları gözlüyordurm. Aman oğlum, bayıldım Kazıkçı- ni Vücuduna, peşrevine.. Aman Al- JTahim ne güzel pesrev yapıyor ve çırpınıyordu. (Devamı var) Çay Kazasında Yapılan işler Çay (Hususi) — Bütçeyi kısa bir zamanda an dokuz bin küsur liraya iblâğ etmekle muvaffakiyetini gös- teren Çay belediye meclisi on beğ senedir fasılasız çalışmak suretiyle bu tariri beldeye modern bir şehir çehresi vermiştir. Filhakika beledi- yemizin gördüğü işler takdirle anıl- Yapılacak işler arasında elektrik, su kanallarını da kaydetmek lâzım- dır. Çayda Türkiyemizde ise nadir rastlanan güzellik ve mükemmeli- yetle bir park meydana - getirilmiş pek cüz't bir para sarfile vücude ge- tirilen bu park o derece güzeldir ve öyle rağbet görmektedir ki, pazar günleri Afyon, Akşehir, Bolvadıa taraflarından gelen halk tarafından hincahinç denecek şekilde — doldu- Tulmaktadır. Belediyece şehrin haritası ve imar plânı yapılmış, asri meydanlar hay- van ve zahire pazarı, iki umumi ha- J istasyonla şehir arasındaki cad- deler her iki taraflı ağaçlanmış, yol- lar muntazam bir şekle konmuştur. İstasyona elektrik verilmesi için karar verilmiş ve nahiye merkezine bir de hükümet biansı yapılacaktır. Çay Belediyesinin vardığı bu güzel Muvaffak neticeden en lâyık hisse- sini değerli idareci müdür Şevki Çe- tinele isabet eylediğine şüphe yok- tur. Sayın kamunbayın yerinde di. tektifleri maddi, manevt yardımlar ve dikkatli alâkamı sayesindedir. Çay birçok yeni güzel eserlere ka- vaşmuştur. Sonra çalışmalar yalnız imar sahasına inhisar eylemiş de- Hildir. Şehire bir çok güzellik geti. Tildiği gibi nahiyeyt teşieil - eden köylerde de ayni şekilde faydalı ne- ticeler alınmıştır. Göstertlen bu mu- vaffakiyetten ötürü değerli nahiye müdürü Şevkt Çetinel Parti ve hal kevt başkanları ve yeni belediye re- Aai, çalışkan Belediye meclisi sami- miyetle tebrike Tyıktırlar. — ” âL. KARAKOÇ