Siyah Gözl ö aü Yazan: Hüsameddin Nurl Fakat o mütemadiyen israr edi-| yordu.. Biraz oturduktan sonra saç-| Jarını yaptırmağa gideceğini söy- Jiyerek kalkta.. Fakat gittiği — çok olmamıştı ki kapı tekrar çalındı. Yanında Nihal olduğu halde tek- rar gelmez mi?.. Bir taraftan Bel- ma, bir taraftan Nihal mütemadi- yen urar ediyorlardı. Mukavemet min neticesiz kaldığını görüyor. düm. Kalktım.. Onlar beni acele acele giydirdiler.. Bir otoya —atlı- yarak Türkovaza gittik. Bir ma- Saya oturduk.. Biraz sonra yanımı-| za genç ve şık bir bey geldi. İsml' İhsanmış.. Belma beni ona takdim etti. Masamızda hemen her nevi içki vardı. Mütemadiyen içiyor-| dük. Başım o kadar bulutlanmış- &i ki. © akşam saat ikiye kadar iç- fik.. Dans ettik, güldük. — Herkes| yavaş yavaş çekilmeğe başladığı Zaman etrafıma baktım. Ne Belma| 'ne Nihal vardı. Thsan beni bir otomobile attı. Bilmem nereye gidiyorduk. Başım dönüyordu. İçkinin sersemliğiy- le bütün muhakemem altüst olmuş- ta.. Otomobilde onun kolları ara -| sında indik, yürüdük, halı döşeli| geniş bir merdivenden çıktık.. Bir| kapı açıldı.. Loş bir odanın şehveti| gıcıklıyan karanlığa girdik.. — Ben) bâl — Şarap, Votka... Bana niçin) Viski vermiyorsunuz diye mırıldı Siyordum.. - Dudaklarıma — dokun-| durulan bir şeyi yudum yudum içer| ken içim yanıyor, her an biraz levleniyordu. Kendimi geniş kar yolanın üzerine atıverdim. Ben birdenbire haykırdım. — Yeter Perihı Fakat / o; mütemadiyen ağlı-| ö —Niçin susayım Hikmet.. Göğ-| Sümü kaplıyan buhranlarımı teski-| ne çalışıyorum.. diyordu. Boğazına| bir kemik saplanır gibi olmuştu. — Kahbinin saf öksüzlüğü bana| dokunuyor Perihan.. dedim... Seni| Görüyorum.. Senin o dakikadan son)| Taki gözlerini, gözlerinin korkunç| Kâbuslarla açılıp kapandığını gö- Tüyorum. Perihan kesik hıçkırıklarla aj Tıyordu. Bitkin bir sesle ilâve eti — Sabahleyin uyandığım za man oda bomboştu. Deli gibi ya- tağımdan fırladım. Nerede idim. Buraya nası! gelmiştim.. Elbisele - Tim çıkarılmış, her şeyim mahvol-| muştu Hikmet. Ben de iğfal edil-| miştim. İçimde ağır bir fenalık his-| sediyordum.. İhsan meydanda yok-| tu.. Acele acele giyindim.. Belmayı| Bulmak, onun sebeb olduğu — bul hüdisenin intikamını almak isti yordum.. Merdivenleri inerken her| ket sanki beni süzüyor, kulakla-| Odi — BSen işte artık osunt.. Genç kiz Godardin yanında diz göktü. Olivere gelince yavaş yavaş aya- #a kalkarken yüzünü tetkik edon Lunaya gözlerini kırpmadan bakı- yordu. Arkadaşının yanına geldi ve yavaş sesle: — Deli oldum galiba, diye söy. dendi. Hayır, rüya görmüyorum. Go- dardı öldürdüm. Godard: — Hayır dostum. Sade- ce beni nakavt ettiniz. diye cevap verdi. Svanild kardeşini kollarının ara- #ına alarak; — Sevgilim deli filân değilsiniz. ve asla olmuyacaksınız, dedi ve yüzünü öptü. “Yanaklarına kan bulaştı. Oliver, bitkin bir sesle: — Yüzünüzde kan lekceleri var diye mırıldandı. Kollar Tından birini kurtararak — kırmızi renge bürünmlüş parmaklarına bak- 'tı. Ağrına götürdü, tekrar bakınca aha fazla kanlanmış olarak çekti. — Aklımı kaybettim ve yahut Tüya görüyorum, dedi. Canavarın Keldiğini, har tarafımı kapladığını, ©Oo r İşleri Diyen bir e uğuldüyordu. e ieta Balmklara çillim.. Fakak er. n MA0 Mabla çekiler İslire BE U a sürmelir| Haa Ekae Hw Şeyden; be Te a Gr aü 'olsa baya M Hrağa ç Demak ; ezlk| sbediyyen biyle Şaşamaba mec bardum. Öyle ya.. " Çönkü artık ben de o kadınlar gibi namuslarını | DD 3 Emlkla deşka. Dir | Gekildim Fazla dinleyemedim Reşld. V- am uzan Hliredim. Bonra kalkim ahi KUK Gllema seküimden e z S0 yakallü” skağa — Ça MK KÜREKE ve meüek erük be S RTGT Ü n Sidar. Detr eve geldim. Ne yapabilirdim Re- Hi düşün.. Senelerdenberi kalbimi F Saalame perikene dökmüş, aşkı sühkar ettiğimi söy. LÜ SA arak rönlem| yine emellerimi yıkazak eakazını Şiknediğini görmüştüm. Didieç ' gii'bünra anmedie gü ditim saman geri stlmiş bir yözük. Te bir mektuplar bafka'bir şey b İacadin. Ferllan erük eybden, benden, annesinden uzaklaşmıştı. | Hikdiek sasta.. Kendime hâkimi lmbürdm gada öntn bayla -| caktım.. İşi lâtifeye dökerek: zi RipR BÖK üAe. Ka gel Tet böye Sedlik Kai acı gölerek yüzüme âktı. —H öyle mi Reşia, Ha Banlardan nn ha dedi Fazla bir şey söyliyemedim. Bursa (Hususi) — Nilüfer de- resiyle, Bursa ovasında bulunan di- ğer gehirlerin civarındaki — araziyi basarak birçok hasar verdiği cihet- de, bunü nazarı dikkat ealan Cüm- büriyet hükümeti slaha karar ver- miş, epeyce evvel inşaata başlan- mıştı. 1aşaat birkaç sene devam e derek bir müddet terkedilmiş oldu. Hundan geçen sene bu işi ikmal et jBir Merkep Ka |Yüzünden Bir |Adam Öldürüldü Çoban Rıza, genç köy- lüyü nasıl vurdu ! Tire, (Hususi) — Tirenin Akiko yunlu köyünde bir cinayet olmuştar. Tirmin — Akkaytnla Hai Kai glem BAR A kayanla hiyü gençerinden Mehem| el matnlisi darek li he ÇA gİTEMEEİ TU YE VA köyünde| Ayrıldık.. Bu son ayrılığımız. ol | biri arkasından yetişmiş merkebi ne| di ğ reye götürmek istediğini — sormuş. tur, Çok haklıydı.. Çünkü önün Ü et Ruzaya : zak ufukların baş döndüren koku- Jarını taşıyan kudurmüş dalgalı Zibi hırçın bir ruhu vardı. İstemi- yordu.. Saçlarını hırçın ve sert rüz- gârların şımarık ellerine vererek) genç başlarına köpükten bir taç ta- kman kayalar gibi denizin sesi, dinlemek İstemiyordu. Onun da karanlık ufuklardan mehtap değil, güneş bekliyen —saf| hursı vardı. Artık onü kimsesiz, bahçelerin 1tr ve sünbül kokan ha-| yası, yeşil kubbelerinden dökülen| rüyalı renkler neşelendirmiyordu. Zaman zaman hayata, aşka 1 — Merkebi ekin tarlasına sok- ma, sonra yazık olur. ekinlere, de- miştir. Rıza, bu teklifi kabul etmiyerek| arkasından gelmekte olan Ahmede. biç bir sebep yökken Nagant taktidi| tabancasiyle ateş etmiştir. Çıkan kurşunlardan biri sol omuzuna, di- İğeri karnına isabet ederek- ikisi de) vücudunda kalmıştır. Yaralı derhal Tire Belediye has- tahanesine kakdırlmışsa da - orada| ölmüştür. Suçlu çoban Rıza yaka- kayt görünmek isterdi. “Bin bir| y amastır. " Müstehzi kadının şımarık kahkaha- | İHümsür ları önünde hislerinin, fikirlerinin| tenkide uğramaması için samimi ol-| mıyan mühitlerden kaçardı. İsterdi| ; onlar, bugün saadet — bilerek| hatıralarında taşıdıkları deli mace-| ralarını daha iyi anlamak için dik| bir uçurumun korkunç sahillerin- de kafalarını parçalıyarak can ve-| rirken anlasınlar.. Fakat bedbahiti. Çünkü ne bü| arzularının bir an için olsun yeri-| 'e geldiğini gördü, ne de en ufak bir ümidi kaldı.. İstemiyordu. olmak.. Esir olmak - istemiyordu. Ne yazık ki yine onu her şeye| mecbur eden derin — uçurumların karanlıklarını kücaklıyan — siyah| bir kartalın siyah gözleri oldu. 18—3—938 HÜSAMEDDİN NURİ 'ta kalbime kadar girdiğini — hisset- 'tim ve Godard seni öldürmek, dişl rimle boğazınız! parçalamak istiyor. düm. Oh, allahaşkına aklımı kaçır. miş olduğumu söyleyin! Godürd, genç adamın elini dost- çasına sıkarak: — Bunların Biç Tinin ehemmiyeti yok. Bundan me- #ul olamazsınız. Ve artık bir daha böyle şeyler vukua gelmiyecek, — Bünu nasil biliyorsunuz? Bir geyler mi öğrendiniz, bundan evvel de böyle hüdiseler vukua gelmedi p — Belki on beş defa. Fakat kim. e suçlu değildi. Bunu artık düşün. meyiniz. Oliver elini alnına ” götürerek Lunaya baktı. ve : — Biraz sonra muhakkak aklımı kaybedeceğim de. d 1 Genç kadın yanına yaklaştı. A- #ir bir sesle konuşmağa başladı. — Müsyü Hamand, her şeyi size bildirmek lâzım. Deli filân değiisi. Biz, a; ve kudurmuş bir kurt gibi Tefrika No S1 Mösyö Godard. saldırdınız. — Tipki 'on beş gün evvel Kota yapmış oldu. unuz gekilde. Svanild: — Oh Luna, şimdi sıra- # mi? diye lâkırdıyı kesmek istedi, — Birakın, — kendisine hepsini birden söylemek daha akıllıca ve merhametli bir harekettir. Canavı asla mevcut olmamıştır. O, dimağı- nizın vücude getirdiği bir halettir. Müsyü Hamand, siz Likantropi yani kurd cinneti denilen bir hastalığın kurbanısınız. Bir nevi sinir zâfı eseri olan bu hastalığa müptelâ olan kim- #eler kendisinin bir kurt olduğunu zan ve bir kurt gibi hareket ederler. Bu dimağ hastalığı çok kere sari bir gekil bile almıştır. Ailenizde, hasta- Bursada Nilüfer deresi yanında Bitti yeni açılan kanallardan biri... mek üzere Titaş girketi işe başlamış | 'tı. son zamanlarda bu girket işini | ikmal etmiş bulunmaktadır. Yakın. | 'da Nafıa Vekâletinin - göndereceği heyetçe tetkikten sonra - muvakkat teslim muamelesi yapılacaktır. Bu #üretle ova su baskınından kurtul. makla beraber çok verimli, mühim miktirda arazi de kazanılmış olacak | tır. SÜMER — | | ğirıYenî | Muhtarın | Marifeti! İşe başlarbaşlamaz kaçakçılığa — girişen mühtar tevkif olundu! Bahçe (Hususi) — Kazamıza| bağlı Haruniye nahiyesinin - Çotlu| köyünde oturan ve bu seçimde yeni muhtar olan eski — kaçakcılardan | Mehmed Kara Başın evinde ve sa. man altında hususi surette hazırlan- mış bir kuyu içerisinde Bahçe inbi. #arlar memurlarının gösterdiği gay ret ve faaliyet neticesi olarak külli- yetli kaçak yaprak tütün bulunmuş ve kaçakcı muhtar Mehmet Kara- baş Mersin adliyenine teslimedilmiş. r. Eide edilen tütünden başka rutu. betin tesirile daha bir çok tütünün gürüdüğü anlaşılmaktadır. Tutu- | Jan tütün kısmen çürük ve tahınine| göre yüz kiloya yakındır.. Yirmi liradan fazla para cezası- m icabettiren ve yahut satış mak sadile kaçak madde tutturan köy muhtarı hakkında verilecek ceza | üç sene hapisten aşağıya olmıyacağı kaçakçılık kanunlarında yazılı bu İünmesina göre bu muhtarın tuttur. | duğu kaçak tütünün cezası üçyüz lirayı mütecavizdir. ı7 dişlerinizi f Çeviren : P. SAGAY hik irsidir ve aile efradından biri bir. çam ormanında, soğuk ve yıldızlı bir havada, yanında tek bir kimse ile bulunduğu zaman tezahür eder. Godard: — İşte bunü bilmiyor. 'dum diye söylendi. Oliver düşünce ile mırıldandı:— Bir kurt olduğumu tasavvar ediyo. rum. Fakat şimdi hatırlıyorum. Bu isin ne zamandanberi farkındasınız? Svanild: — Pazartesi gününden- beri, diye cevap verdi. Godard: — Geçen gecedenberi, dedi. Luna: — Kilisedeki levhayı gö. Tünce vaziyeti keşfetmiştim, diye i- tiraf etti. — Öyle ise, buraya'ilk geldiğiniz ile SABAH, OĞLE ve AKŞAM Her yemekten sonra muntazaman günde 3 defa 23 MART 1939 Aşkın Kuvveti Tefrika No; Ba Nakleden ORHAN S Eskiden, içten gelen bir muhab-| — Emine hanımın gözleri rahataıa betle güzel olup olmamağa aldırım. | olduğundan, kendisine roman ve gar yordum. Bugün, hakikati öğrendik. | zete okuyor, misafirlerini kabulde fen sonra, neden böyle mesut olmus, | yardım ediyordum. / Bir kelime ile #ıçrıyacakmış gibi sevinmiştim? Si- | evin işlerile meşgul olmağa, ciddi yah saçlarımı düzeltirken sevinçle: | bir hayat sürmeğe başlamıştım. — Demek ben okadar güzelim- |/ Bundan da tabiatile, civardaki ge Oh, bundan nekadar memmumunu? | melerim müteessir oluyordu. Dememin sebebi me idi acaba?. Emine hanım çok değiştiğimi, b 've bunun da lehime olduğunu söylü: 'yordu. Söylediklerine göre, hareke fim bir genç kız hareketi olmuş, ko, nuşmam ve lâkırdilarım geçen neki gibi çocukça tarzını bırakmış, ve terbiye ve tahsilim de şayanı dik. kat terakki göstermekte imiş. — Ve bunların üzerinde de, yine #ade, tabil ve iyi kalpli küçük bir kız olarak kalmışsınız diye ilâve ediyor. ve beni kucaklıyordu. stiller çabucak yetişti geldi ve)| B... ye tekrar gitmem kararlaş'ı. Emine hanımın bana gönderdiği kü- Çük bir kartta beni dört gözle bekle- diği ve çok özlediğini - yazıyordu. Fakat orada pek fazla kalamıyacak- tam. Buna rağmen, güzel B. az bir zaman içerisinde kendi çök bağlandığım ihtiyar kadını gi - viniyordum. receğime Naile gelince, o her zamanki se- yahatine çıkmıştı. Nermin de tem- Muz nihayetinde evlenmiş, kocasil Ankaraya gitmişti. Süreyya hanım, da yazlığa, Büyükdereye taşınmıştı. Ağustos nihayetine doğru vazim âni olarak B... ye geldi. Halbuki o. Nu üç hafta sonra bekliyorduk. | | | im geldikten sonra ev ve civarları bana on kat daha güzelleşmiş gö ründü. Denizdeki gezintilerimizi tek- Bu sefer, bana emniyet edildi-| rar yapmağa başladık. Evde de > V ğinden yalnız başıma gittim. Ve ge- | güzel ve alâka verici konuşmalara çen seneki gibi Emine hanımla yal-| devam ediyorduk. Vasimle kon ışur nız başıma oturup vakit geçirmeğe | ken ruhumun kaynadı; başladım. Evdeki hizmetçilerde gel memden sevindiklerini hal ve tavır- Jarile izhar ediyorlardı. Tabi, beni görür görmez suratını asan aşçı ve| Nailin eski dadısı Zehra müstasna olmak üzere! | Ve günün birinde, dayanamıya- | rak hizmetçi kıza, bu garip tavrın hikmetini sorduğum da, kızcağız ba- | kaltimin titrediğini ve zevk duyduğumu his- sediyordum. Nailin hergün daha fazla hararetle düşüncelerim üze 'ne yaptığı manevi tesire kendimi memnuniyetle bırakıyordum. Fakıt hâlâ, bazı zamanlar, gözlerinde gör- mekte devam ettiğim o üni ve esra: rengiz hüzün ve iztirap işaretini se- bebini anlamağa çalışıyordum. | (Devamı var) — Ben de bunu farketmiştim e. | — fendim, diye cevap verdi. Ve merak ederek kendisine sebebini sorduğunu vakit sizin mavi gözlü esmer bir kız) olduğunuzu söyledi. Milletimizin birlik kudreti, Çok kuvvetli ve çok ümitlidir. Vatandaş mebus seçiminde Şaşırarak: re daha isbat edeceksin. — Peki ne olacakmış? dedim. .x - — Başka bir şey söylemedi. Yab-| Cümhüriyet — Halk - Partisi z dişleri arasından böyle kadınla.| ran felâket getirdiklerini mırıldanı. yordu. Sahildeki kumluklarda ve kaya- Jarın arasında gezintilerime başla- mıştım. Yeniden küçük sandala bi nerek bazı sabahlar balık tutmağa | ümdelerinin isabet ve muvaffaki. yet sirmi, büyük 'Türk mülletinin temayüllerini - ve ihtiyaçlarını hakkiyle bulmaktaki isabeti ka- 'dar Türk milletinin hayatiyet ve kudretindeki hazineyi de lâ. Yıkiyle takdir edebilmedeki kifa: çıkıyordum. - Fakat bu sene, geçen |— Yetindedir. seneki faaliyetim, afacanlığım yok- .x x *tu. Daha ciddi bir hal almıştım. A- Cümhuriyet — Halk - Partisi rada sırada, çok şiddetli geçen kış. tan müteesşir olan balıkçıların aile- lerini ziyaret ediyor, muavenete | muhtaç olanlara yardımda bulunu- | yordum. Bu iş için epey param var- | —— — arı Cümhuriyet Halk Partisinin dı. Nail giderken küçük çantamı a-| — — reddettiği şeydir. damakıllı doldurmuştu. Ayrıca evde | Yapmak iktidarında olmadığı işleri uyuşturucu, oyalayıcı söz. lerle yaparız diye millete karşı gündelik siyaset takip etmek şı. ..x kalıyordum. | Ulusal hizmet yolunda var. ile çalışmak Cümhuriyet falk Partisi üyelerinin bozul | mazandıdır. | ... ade ve hâkimiyetin kayna- millettir. Bu irade ve hâkimi: yetin, devletin - vatandaşa, va. tandaşın devlete karşılıklı vazi felerinin hakkiyle ifasını / tan. zim yolunda kullanılması Cüm. huriyet Halk Partisinin büyük esasıdır. gün? Demek ki siz bütün bu müd- det zarfında yanındakileri parçalı- yacak derecede şiddetli bir cinnet buhranlarına maruz olduğumu, ced- lerimin, kendi cinslerinden olan kim seleri parçalayıp yiyen mahlüklar olduğunu ve çocuklarının da onlara 've bana benziyeceklerini hep biliyor- dunuz? ve yine, tam burada, bir ka- gz yarı parçaladığımı da biliyor. — Tabü, yalnız hareketinizin is- temiyerek, iradeniz haricinde vuku. bulduğunu ve sebebinin de bundan üç bin sene evvelki cedlerinizden bi rinifi hatası yüzünden olduğunu far- ketmiştim. — Hareketimi mazur gösterecek Amiller bulmağa çalışmanıza çok te- gekkür ederim. Her defasında ne gi bi bir hâdise cereyan ettiğini gimdi. görüyorum: Büyük babam, ormaya Bötürdüğü sevgilisini öldürmüş, si. hirbaz da oğlunu yemeğe başlamış- t Buna yavaş yavaş alışacağım, öyle zannediyorum... Fakat burası çok soğuk gidelim. Godard, kolunu tedavi ettirmek lâzım, Doktora tele, fon edelim. Çamların arasından geçen yok dan yürümeğe başladı. Svanild ar kasından koşarak koluna girdi. Oli. ver, kardeşine uzun müddet baktı 've: — Hepiniz de bir haftadanberi biliyordunuz demek, diye mırıldan. u. Cevap vermeden Svanild karde. ğine sokuldu. Luna ve Godard fener. lerle arkalarından geliyorlardı. XXxm Godard, arabalara yaklaşırken: — Bir dakika bekleyin dedi. Yara- Jarımıza makul bir sebep bulmak lâ. 'zam. Svanild bisikleti alhıp otomobi. li önüne kuvvetle fırlatın. — Plâğı anlıyorsunz ya? Küçük bir kaza ge- girdim. Olivere çarptım, bu suretle kolumun ezilmiş olmasının ve yüzü. 'nün kanlı bulunmasının sebebi açık olarak kendisini gösterir, anlaşıldı değil mi? Svanild, söylenen şeyleri yaptı (Devamı var) | î İ [ r %