| Büyük siyasi anketimiz Partilerden 9 sual Halk Partisi, Demokrat Parti ve Millet Partisinden alâkalı zevata sorduğumuz mühim suallerin cevaplarını neşre başlıyoruz Ocak 1060 başında anketimize ce- vap verebilecek, her Üç partiden z yata aynı zamanda aşağıdaki suailer tevcih edilmiştir Sual 1 A Liberal devlet zamanından - kalma genelik ümümi / hizmetler - bütçesi Yerine, mademki Meclis, aynı zaman- n iktisadi devlet teşekküllerinin u- Mumi heyeti vazifesini görmektedir a) Senelik umumi hizmetler büt- çesi, b) Teşrit devrenin başında, plân ve program ile alâkadar global ve tah: Mini rakamları da Veren (her sene Bunların kati geklini bildirmek üzere) dört senelik plân-program. bütçesi fikrine ne dersiniz? Ki bu takdirde, hükümet, tesril devre bidayetinden itibaren bunun t sonuna kadar yapacağı plasmanlara Ve bunları mümkün kılmak üzere ta- kip edeceği dahili ve harlct istikraz Politikasına ve umümiyetle devletin © devre esnasındaki mali politikasına Mütedair prensipleri ve salâhiyetleri arzedip Meclise tasdik ettirecekti Sual : B (A) noktasının tatbiki içir 4) Vergi mevzuatında, 5) Gümrük mevzuntindı €) Milli kredi cihazında ve 'ta olmak Üzere Merkez Bankı amelâtında, Her milli gelir, hem milli sermaye teraklimü, hem de Devlet sektöründe gektördeki — sermaye linacak. ted- , devletin iki ayrı sahaya ait mali politikasını ve bunlar arasında- ki Adil ve memleket adına — hayırlı Keordinasyonu tâyin edeceğine göre, U husüsta ne düşünürsünüz devletçilik ile hususl teşebbüs #sındaki birleşme Ve ayrılma noktal Fanı asıl böyle bir görüş tâyin ve tah> Git edeceğine göre, bunun renlizasyo- UNU ne gibi (Enonot) kararlar ile ifade edersiniz? Sual 1 € (A) ve (B noktaları, bir teşril devreye şâmil taahhütler demektir. 'Beçime giren bir parti bunları ya- pacağını ifade ederek seçimi kazanır. Sa, Zaten 4 sene zarfında ve âzami aslâhiyet ölçüsü dahilinde bu işleri Başarmaya çalışacaktır. Ve dedikle- Tinde muvaffak olamaz yahut dedik- lerinin yanlış ve zararlı olduğu dev- ve' sonunda görülürde, âmme efkâri Salâhiyeti ondan alarak diğerine ve- recektir. Bu böyle olduğuna göre mevcut a- nayasa, bunun siyasi, mall ve iktisa- Gi sahada tatbikı bakımından en gü- zel hükümleri cami ve tam böyle bir mmemleketin idaresine uygun — dekil midir? Geri bir memleketi ileri götürmek, ancak böyle global görüş, global tat- Bikat ve global salâhiyetlerle — kabil olacağına göre, bu bakımdan da mev- Cut anayasa, en iyi bir vesika, s0s- Yal akdin nefsülemre en uygun olan bir gekli değil midir? Ve muvazene, meselesi 4 senede bir milletin hakem olması yolundan halledilmekte - değil midir? Keza, Böyle, geri bir memleketin 4 sene- JK gâmil görüş, hamle ve hesaplı malar ile ilerlemesi ancak mümkün olacağına fakat bu idare tarzında, & senede bir kati bir hakem rolünde bulunmak itibariyle, son #öz millete Güştüğüne göre, mevcut anayasa ile, Milletin kendi kendini idare etmesi prensipi, en geniş ölçüde tatbik edil mip olacak değil midir? Yani halkın halk tarafından halk için idaresi Kıstası, işler A, B ve C de gösteri- len ölçü ve füshata çıkınca, en tam bir gekilde yerini bulmuş olacak de- Bil midir? Değilse niçin değildir? Ve A, B. © de mütalâa edilen meseleler birbiri ile irtibatlı bulunduğuna göre bunl yın nasıl bir anayasa ve parlmanter Bir teamül içinde muamele görmele- rini düşünürsünüz ? Sual : D Osmanlı İmparatorluğunun bize bı- yaktığı bir tarihi irtibatlar mansu- YARIN Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal'ın cevapları Avrupaya, doğru. Yirminel aarin ikinci yarısında her mesi vardir; Balkanlara, Yakın ve Ortadoku memleket yeni dünyamızdaki / yerini alacağına göre, Baki irtibatları hangi prensiplere göre yeniden tesis etmek — mümkün- A Arap Birliği ile İsrall ihti- İik irtihatı ile mi yeksa /mi hareket etmek dok- rudur? Hindistan - Paklatan mesele: Sinde keza. Endonezya ile olan mü- Rasebetlerimizde keza. Balkanlara gelince, Yunanistan ile bir cephe ku- Farak mi (ki bu, gümrük ittihadına Ve iktisadi. ticari koordinasyona ka: dar gidebilir) yoksa — demirperdeyi Balkanlarda eritmeye çalıgarak daha umumt bir görüşle mi? Sual : E Şimdiye kadarki demokratik rejimi tesiş gayretlerinde; Önümüzdeki se- Çim ve bunu yürürlüğe koyacak olan Şeni seçim kanunu, sizce bir ikinci Ve müspet safha açmakta mıdır? A. Çar telâkki edilmesinde bir zarüret Yok müdür? Yani, hürriyet misakı, 21 temmuz, 12 temmuz, Şef sistemi, muvazaa var, husümet andı v.s. gibi ayırıcı pole: Miklere son verilerek, daha / ziyade memleketin ana dâvaları / üzerinde parimanter — faaliyetler — sarfetmek İazım değil midir? Ki bu takdirde partilerin program Üzerinde karşılaşarak — faaliyetlerini buna göre tanzim etmeleri lâtım ge- decektir. Yani iktidar meselesi, gu yahut bu partinin idare başında bulunması Tiyesinden değii; memleketi gerilik- Çen ileriliğe götürecek hamleler ba- Kımından mütalka edilecek ve iktidar. daki partinin olsun mürakabedekiler Fin olsun, faaliyetleri, hep bu istika- TMete tevecelih edecektir. Sual : 25 sene için me düşünürsünüz? Bugünkü siyasi safha onun Kati 0- Jarak devamı midir? Yoksa / ondan Kati mânada bir ayrılma mıdır? 'Eker devamı ise, umuml bir ibra 14- zımdır. Değilse hem 25 seneyi hem de mesüllerini muhakeme allına al- mak lâzımdır. Sizce hangisi doğrudur ve neden böyledir? G gerilikten kurtulma pe- gindedir. Bunun iktianda dair olan Şartları arasında hem ileri ve ihre Çatçı bir ziraat hem de uydurma te- Sizlerinden vazgeçmiş keza ileri ve İhracatçı bir Sanayi dâvası yok mu- dur? Ki bu takdirde, sanayi demirbaşır mızda mühim tasfiyeler yapmak lâ- zım gelecektir. Bu hususta ne düşünürsünüz? Şimdiye kadar yapılan hesaplarda otargik görüş hâkim olduğuna fakat buna artık dünyaca mesağı mevcut bulunmadığına göre, bundan sonraki sanayı hamlelerimizde hangi hedef- deri mesnet ittihaz edeceğiz. Meselâ, Orta Doğuda bir - sanayi merkezi olmamız kabil değli midir? Cenuptaki dost memleketlerle böyle min etmemiz düşünülemez mi? Sual : Kemalizmi her iki garka ve hattâ Balkanlara doğru olan irtibatlarımız. da işleyip yaymak hususunda ne di günürsünüz? Bilhassa Ortadoğu ve Uzakdoğuya doğrü? Bu takdirde genit kültür hamle. deri — yapmamız, — Üniversitelerimizi dost talehe kabul edecek bir hale if- Tağ etmemizi, — kendimizi bu. dost memleketlerde mektepler, hastahane- der açarak ve hattâ vapur seferleri tanzim ederek kültür Üstünlüğümüz: le temsll etmemiz, — diplomatik mü: messilliklerimizi takviye etmemiz ve ümümiyetle bu istikamette geniş bir propaganda yapmamız icap edecek- dir. Bunların tahakkuku icin, ne gibi k formüller, devlet terebbüsü ve hususl teşehbüs olarak ne gibi ted. birler düşünürsünüz? Son hâdisenin tahkikatı devam ediyor 17 Niman 1080 ŞIE HÜ IK MABERLERMR İ Darüşşefakanın 77 nci yıldönümü Darlişyafaka İçisesinin T7 mal yal. 'mümü dün mektepte yapılan güzel bir törenle kutlanmıştır. Mamlekete sayısiz kiymetli elemanlar vetiştiren bu irfan ocağının yeni ve enki me- zunlarını bir arada toplayan törene #at 13,30 da İatiklâl ve Darüssnfaka Marşlariyle başlanmıştır. Darlişsafa. kalılar Cemiyeti Başkanınin bir hi- tabesinden sonza erki mezunlar mek- tep hatıralarını yâdetmişlerdir. Mü- teakiben / Hamiyet — Yüceses'in - hir konseri dinlenmiş ve mektebin fasul- ye pilâvla çöplü üzüm — hoşafından ibaret olan ananevi yemeki yenmiş- dir. Ökleden sonra, gençler ve emekli: Jer arasındaki — futbol maçı — zevkle seyredilmiş, Radyo Mandolin Birliği könseri dinlenmiştir. Tanınmış gölrlerimizin eserleri 0- kunduktan sonra, bir. Darüşgafakalı tarafından sahneye — adapte edilen Ahmet Rasimin “Gecelerim” adlı e- eri seyredilmiştir. Ekserisi eski me- zuhlardan mürekkep 300 den fazla seçkin bir kalabalık bu muvaffaki- yetli müsamereyi geç vakte kadar zevkle takip etmişlerdir. Bir kısım tahrikçi daha tevkif edildi Ankarada tevkif edilen Fuat Arna bugün İstanbula getiriliyor Mareşal Fevzi Çakmağın ölümün- den sonraki hâdiselere ait tahkikata hassasiyetle — devam — edilmektedir. Son 24 saat garfında yenlden bir çok Kimselerin ifadesi alınmıştır. Hüvi. yetleri tesbit edilen tahrikçilerin bir kısmı daha yakalanmıştır. 'Diğer taraftan İbret (Dün yanlış- lıkla Küdret olarak dizilmiştir) ga- zetesinin 14 tarihli sayısında yayın- yjan yazıdan dolayı makalenin mu- harriri - Fuat Arna hakkında Sulh Ceza Yaraıçlığına verilen tevkif ka- İşgiyi - barındırma mevzuunda bir konferans verilecek İstanbul Üniversitesi — İçtimaiyat Enetitüsü tarafından halk için tertip #dilen İş ve İşçi konteranalarının a) Öincim yarın #aat 1480 da Eminönü Hülkevinde, İktisat Fakültesi İktisat Ve İşletme Profesörü Dr. Ahmet Ali Özeken tarafından - (Türkiye yilnde işçi barındırma) — mevzuunda verilecektir. Dün havanın güzelliğinden şehir halkı kırlara akın etti Dün şehrimizde havanın fevkalâde Küzel ve sıcak olmasından istifade eden İstanbullular geçen yazdan be- Fi ilk defa olarak sayfiye yerlerine akın etmişlerdir. Boğaziçi — sahilleri ve Adalara giden kalabalık gruplar akşam ellerinde çiçek demetleri ol- duğu halde gehre dönmüşlerdir. Bil. hassa Boğazın Rümeli kiyisi — dün etomobillerden geçilmez bir hal al mişti. Güzel havaların artık — baple ması üzerine Denizyolları İdareni ge- hir hatları yaz tarifesini hazırlamı #a başlamıştır. Bu tarifenin 1 mi yısta mevkil tatbika konması muh- temeldir. Şehir Tiyatrosunun Ankara temsilleri İstanbul Şehir Tiyatrosunun Ko- medi kısmı 15 mayışta — Ankarada temsillerine başlıyacaktır. Bu iş için Ankaraya gitmiş olan Şehir Tiyatro. Su İdare Heyeti — üyelerinden Vaafi Rıza Zobu, Ankara Belediyeninin ti- yatrolardan almakta yarar ettiği yüz- de 26 belediye resminin, İatanbul ve İzmirde olduğu gibi yüzde 15 e in- dirilmesi için ilgili “makamlar nez- dinde teşebbüslerde bulunmuştur. yarının yıldırım. telgrafla Ankaı bildirilmesi Üzerine istişare — heyeti toplantılarına İştirak etmek — Üzere Müllet Partisi merkez — idare heyeti tarafından davet edilmiş bulunan mu- harrir, Turan Lokantasında partili- derle beraber yemek / yediği sırada Ankara Emniyet 2 nci Şube Müdürü tarafından bizzat tevkif olunmuştur. Nüreddin Ardıçoğlunun tavassutu Ü- zerine memurlar kendisini yemekini bitirdikten Sonra tevkif etmislerdir. Fuat Arna bu sabah ekaprenle şeh- Timize ketirilecektir. - Evvelki gece geç vakit doğrudan doğruya Emniyet Müdürlüğüne tenlim olan İbret zetesi sahibi ve neşriyat müdürü Za- fer Sülek, dün nöbetçi Bulh Ceza Yargıçlığınca ifadesi alındıktan son- ra Cezaevine gönderilmiştir. Müllet Partisi mahfilleri, — mevsu bahis yazının daha önce “İzinsiz Mu- halefet” dergisinde Kıyafet adı altın. da yayınlandığı halde o zaman taki- bat yapılmamış olmasına rağmen bu defa Fuat Arnanın alelâcele - tevkir fini siyasl bir manevra olarak ve sıflandırmışlardır. Fuat / Arna, — tevkifini — müteakıp andece: “Bir tek arsum vardır. O da yargılanmanın aleni olmasıdır" de- miştir Çocuk Bayramı geniş bir programla kutlanacak Öğrendifimize göre 23 nisan Ço: cuk ve Ulumi Eğemenlik - Bayramı Münasebetiyle, bayram programı ge- rekince her ilçede yapılacak kutla. a törenlerinden sonra Çocuk Esir. geme Kurümü, mühtelif sinemalar. da Çocuklara parasız filmler göster Sek, Yoksul ikokul öğrencilerine el Bize, ayakkabı ve çamaşır - dağıtar caktı s Avrupa ve Dünya Federasyonu Fikrini Yayma Cemiyel açılıyor Avrupa ve Dünya. Federasyonu Pik- Tnt Yayma Cemiyetinin açılış me- Tasimi bugln saat 15 de Beyazıttaki Marmara Lokelinde yapılacaktır. Bu Mmünazebetle, cemiyetin Umumt Kâ- tibi Kemal Tosun, Cemiyet — Relsi Prot. Nihat Reşat Belger, Ord. Prof. Dr. Ati Fuat Başil, Prof. Dr. Ad- 'nan Adıvar, Cihad Baban ve Osman Acar birer konuşma yapacaklardır. Partilerin dünkü toplantıları (.H.P., D.P. ve M.P. dün de geniş faaliye t gösterdiler Bu toplantılarda iktidar, muhalefete; muhalefet de Şehrimizdeki parti teskilâtları dün de, seçim kurulu tarafından tesbit e- dilmiş olan meydanlarda seçim propa fandalarını yapmaya devam . etmiğ. derdir. DEPnin toplantıları Demokrat Parti gehrin — mühtelit semtlerinde yaptığı toplantılarla - sa- çim mücadelenine devam etmiştir. Bu münasebetle dün şabah saat 10 da Şehreminindeki Saray — meydanında yapılan toplantıda söz alan — Nihat Reşat Belger, vatandaşın refahg ka. vuşması ve işlerin daha iyi yürümesi için liyakatlı pahıslara rey verilmesi- ni ietemiştir. Al İhaan Sabis, Mareyale Jâyık ol- duğu şekilde bir cenaze töreni tertip edilmediğinden şikâyet etmiş, İnönü- nün İstanbula gelerek cenazede bu- dunması icap ettiğini söylemiştir. Aynı aaatte Kuzguncukta — İskele meydanında yapılan — toplantıda da Fuat Hulüsi Nemirelli, Salamon — A- datto, Dr. Mükerrem BSarol, Füryzan Tekil ve Avukat Orhan Arsal konuş- muşlardır. F, Hulüsi Demirelli: "Bu cennet vatanda hür ve mesut vatan- daşlar görmek istiyoruz, bunu temin edecek hükümet yoktur, fakat yarın olacaktır. Şef için çalışan hükümet dekil, millet için çalışan hükümet 1â- zımdır,, demiştir. Balamon Adatto da Demokrat Par- 'tinin din ve mezhep tefriki yapmadı. ını, varlık vergisinin gayri meşrü bir ailâh olarak kullanıldığını, Dr. Müker- rem Sarol, Halk Partisinin bir yaprak dökümü devri yaşadığını söylemişler. dir. Füruzan Tekil, iktiandi ve tica- T meselelere temas etmiş, — avukat Orhan Arsal ziraat meselelerini ele almıştır. Benihi Yürüten ise, Büyük Millet Meclisinde muhalefetten gelen tekliflerin nasıl karşılandığını anlat- mıştir, Bunlardan başka Demokrat Parti, öğleden sonra Paşabahçede ve Tak- almde de birer toplantı yapmıştır. Paşabahçe toplantısında — Füruzan Tekii, işçi meseleleri etrafında konu: muş ve grev hakkının — tanınmasını müdafaa etmiştir. Takslmdeki Bülbül Bostanda konuşan — D. P. , hatipleri de, seçim mevzuu Üzerinde durmuşlar ayrıça belediye İşlerinin Iyi yüpü: iktidara çattı mediğini söylüyerek valinin icraatını tenkid etmişlerdir. C. H. P. nin toplantıları C. H. P, Beşiktaş İlçesi Kadınlar Komitesinin tertiplediği siyası — top- Jantı dün - Arnavutköyündeki Çiçek #inemasında yapılmıştır Toplantıda kadınlar kolu adına söz alan Mürüvvet Akalın, karşı partil in küfür ve tehdit dolu beyanlarına tarizlerde Halk — Part mensuplarının memleket dâvaları mü- nakaşasını hiçbir zaman sokak ka gasına çevirmek niyetinde belirtmiştir. Mütenkiben kürsüye gelen Dr. Fa- Kaçelli, seçim kanununun izahını yap. miş, muhalefet partilerinin kuruluşu: na imkân veren Halk Partisinin ge- niş toleransına işaret etmiş, - fakat kendilerinden şuurlu bir tenkid - bek- lemek mühaliflerin ileri geri konuş- malarla rey avcılığına çıkımı — karşı sında düyülan hayat. kırıklığına ter- climan olmuştur. Bilâhare hatip, memleket kalkın. masında C, H. P. nin - hizmetlerini övmüş ve sandık başına gelecek olan vatandaşın aklı selimine müracaat e- derek reyini kullanmasını istemiştir. Fakaçelli'den sonra Meliha — Avni Bözen konuşmuştur. 8 inci B. M. Men- İlsinin sona erdiğini ve O uncu devre için mülletçe yola çıkıldığını — söyle- mekle hitabenine başlıyan Metiha Av ni, Muhalif partilerin programlariyle CHP. nin programı arasında — bir kıyaslama yapmıştır. Hatip, bu mu> halefet safında bulunanların dün .C. H. P. nin en koyu taraftarları old Kunu söylemiş ve "Onları C. H. P. den ayıran Amil sadece koltuk ve iktidar hiradır,, demiştir. C.H.P. dün ayrıca Fenerde de bir toplantı yapmıştır. M P. nin toplantıları Millet Partisi dün saat 1330 da Şehremini Saray meydanında bir se- gim toplantımı yapmıştır. Toplantıda söz alan Ertuğrul Ak- ga, iktidarı ve D, P. yi tenkid etmiş- tir. Baat 17.30 da Fatih Yüksek Tahsil “Yurdunun önünde yapılan bir toplan- tıda konuşan hatipler partilerine vu- rulmak istenen irtica damgasını şid- detle reddetmişlerdir. Mesken tali komisyonlarının etüdleri sona erdi Büyük komisyon cuma günü toplanarak hazırlanan raporu görüşecek. - Şehri noktasından mal Mesken Komlayonu, 21 nisan cuma BünÜ anat 16 da vilâyette Vali ve Be- lediye Başkanının da iştirakiyle bir toplantı. yapacaktır. Bu — toplantıda, talt komite raporlarının bir araya ge- tirilmesiyle meydana gelen ve tabet tirilerek komisyon Azalarına — dağı- tılan mufassal raporun — müzakeresi yapılacaktır. Raporun mühtelif kısımlarında İa- tanbulün mesken dâvası aalâhiyetli gahsiyetler tarafından bütün teferru- atiyle incelenmiş ve bilhassa Prof. Dr. Ahmet Ali Özeken'in başkanı bulun. duğu tali komisyon tarafından şeh- vin muhtelif bölgelerindeki nüfus ar- taşı nispetleri, bu nispete göre © semt. lerin gelecekte alacakları durum dahi tesbit edilmiştir. Komiayonun cuma günü Kararlara varması mühim ucüz. evlerin in: n büyümesi belediyecilik hzurlu görülüyor ga yolunda gerekli hazırlıklara gi- Tişmesi beklenmektedir. Diğer taraftan Vali ve — Belediye Başkanı Dr, Fahreddin Kerim Gökay, Turing Kulübün kongresinde irad et: tiği bir nutukta, belediyecilik - bakı- mından şehrin büyümesini mmahzurlu gördüğünü beyan ederek, yangın yer- derinin ıslâhı ve inşaata açılmasının daha doğru olacağını beyan etmiştir Buna göre komisyon kararlarının şeh- rin dahilindeki boğ arazi üzerinde in- şaat yapmak yolunda tecelli edeceği anlaşılmaktadır. 4 Sanat Haberleri l Kandilli Kız lisesinin başarılı müsameresi Tabii istidatlarımıza rağmen, profesyonel sahneye çıktığı. mız vakit, niçin - özlediğimiz seviyeyi - bulamadığımıza hayret etmek lâzın dir Kaj di Kiz Lisesi — öğren Ayışığı” öperetini büyük bir affakiyetle ve Üç gün mü minönü Halkevinde temsil etm tedirler, Ayışlı” King Proctor'un eseridir ve eser müellifi tarafından bestelen miştir. Öğretmen Nureddin Sevin ta- rafından dilimize adapte edilen bu üç delik öperet bundan 15 sene evve dlk defa Feyzihti Lisesi — tarafındaı oynanıp geniş muvaffakiyet — kazan- 15 yıl sonra Kandilli Kız Lisesi bü- yük mizansen istiyen “Ayışığı" ni zahneye koymak Ve tekrar görter- mek cesaretini bulmuş ve bu casare tinde haklı olduğunu eseri her görene tasdik ettirmistir. Piyeste Tol alan genç heveslileri — bilâlstlana — tebrik etmek Tazımdır. — Bilhassa — Kıralın kâhyası Çin.Çin-Tan, Türkoğlu, Türk oklunun İşıği ve Krizantem rollerini yapan gençler herhangi bir sahnede yadırgamadan vazife alabilecek inti- datlar olduklarını ispat etmişlerdir. Koronun insicamı, öğrencilere oldur. Ru kadar müzik kısmını idare eden Cemil Turkarmanı da iftihara sev- kedebilir. Nitekim bale ve onu yetiştiren Mis Newton için de hayranlığımız aynı- dır. Ayışğı kısaca bizde sanat istida. dının en güzel bir örneği olarak ka- bul edilebilir. Hattâ bunu gördükten sonra, bu tabil istidatlarımıza rağ- men profesyonel sahneye çıktığımız zaman ne için özlediğimiz seviyeyi bulamadığımıza hayret etmemek e den gelmiyor. Hâlen haber aldığımı. za göre Kandilli Kız Lisesinin bu üs- tün başarısı gözönüne alınarak Aye yşıfını temsil etmek Üzere temsil her yeti Ankaraya davet edilmiş bulun- maktadır. Heyet, Büyük Tiyatroda oynamak Üzere hafta içinde Ankara- 'ya hareket edecektir, Sadi Tek'in 30 uncu sanat yılı Sanatkâr — Ertuğrul Sadi Tek'in sanat hayatının 30 uncu yıldönümü dolayısiyle pek yakında şehrimizde- ki bütün gahne ve ses sanatkarları. nin iştirakiyle bir Jübile yapılacak. KISA HABERLER * Sağlık Mürdülüğü ekipleri 1 - yıs - 1950 tarihinden itibaren A dolu yakasındaki köylerde B. C, ( verem ağısının. tatbikatına - başlı: caklardır. * Gene Sağlık Müdürlüğü — ekipleri mayıs ayı bidayetinden itibaren — şe- hirdeki açık eğlence yerlerini bu ara: da büfe, gazino, kahve ve olel gibi kapalı yerleri de dezenfekte etmek için hazırlıklar yapmaktadır. De. zenfekte işi yaz boyunca ve bir pro- . &Tam dahilinde devam edecektir. * Türk Mühendisler Birliği İstanbul Şubesi 21 - nisan cuma geceni Tak- #im Belediye Gazinosunda bir yemek- H toplantı tertip etmiştir. * Adana vapurü dün saat 16 da Doğu-Batı Akdeniz seferine 44 yek Cu ile hareket etmiştir. * Ege vapurundan dün Devlet De- nizyollarına gelen bir telsizde Sam. sunda kesif bir sisin hüküm sürdüğü bildirilmektedir. *& Arifiye Köy Enstitüslnün kurulu- Şunün 10 uncü — yıldönümü — bugün okulda törenle kutlanacaktır. HAVA RAPORU Yarın şehrimizde havanın umümiyetle bulutlu geşmesi, rüzgürların batı: den orta küvvetle enmesi ve he Havada bir kokteyi Yakandinay hava — yolları, — Stock- dda” nattının l gazeteellerir laya gotür Ahmet Hamdi Tanpınar Sahnenin Dışındakiler h0 Tevfik Bey, benim Sabihayı — sevdiğimi bi- Jiyor muydu? Şurası muhakkak ki, bütün bu ha- vadirleri elinden geldiği kadar yarıda kesmeke galışıyor, durmadan göz işaretleri yapıyor, "Hay- 4i bakalım!” diyerek kadehini kaldırıyordu. Fa- Kat Rasim Bey, beni zehirlemekte devam ediyor. u. — Muhtar, geçen akgam Modadaki Giycine'e Kudret Beyi davet etmiş. Budala, yirmi bin li- Töya mukabil gördüğü ikrama hayran... "Mon- ger, tasavvur edemezsin! Tam bir Avrupalı gibi hareket etti. Doğrusu İstanbuldan bir kere bile çıkmamış, dünya görmemiş bir adamda hayret Gdilecek gey! O şampanyalar, havyarları.. Hele kadırlar, monger, hele kadınlar.. Hepsi elmas gibi, Ben bunları dinledikçe ister istemez kadehe sarılıyordum. Fakat içki hiç de istediğim unut mayı getirmiyordu. Tevfik Bey, hatirıni 6 kadar saydığı enlet pi kurmadan bahsi kapatmak için müsikiye bas Tamaktan başka çare bulamadı. Fakat bu aksam Her gey benim aleyhimde 1dI. Çünkü onun, enis- 196 tesinin sözünü kesmek için üstüste söylediği ben- teler, içimdeki hüznü daha derine geçirmekten başka bir geye yaramıyordu. Tlk defa içmeme rağmen kafamda, -hafif bir rüya çeşnisi altında, - son derecede garip bir vu- zuh, imkânsız bir sarahat vardı. Her yeyi bütün teferrüatiyle görüyor, duyuyor, hafızama nak- #ediyordum. 'Son haddine varmış bu uyanıklık . nereden geliyordu? Bundan sonra her geyin aleyhimde Olacağını, etrafımın bana düşman bir yığın te- şadüfle çevrilmiş olduğunu anladığım için miydi? Şunu biliyordum ki, bundan sonra hayatla aram- da Sabiha, ve onun talihi vardı. Her - düşünce, her düygü bana bu talihin arasından gelecekti. Bol-Ahenk Jâkabını hiç de haksız yere ka- zanmıyan Tevfik Beyin o akşam sofrada söyle. diği besteler ve şarkılar, bu düşünce ve duygu- Jarı daha derine geçiriyorlar, Adeta bende, bun: dan böyle şahsiyetin temeli olacak bir complexe yaratıyorlardı. Bundan sonra onu bu gşarkıların arasından, onların taşıdığı hasret Wfadeniyle sevecektim. Ga- Fiptir ki, Sabiha bunu da bana söylemişti. "Siz © garkılarda olduğu. gibi arkasından ak için aeversiniz!..” demişti. Ve hakikaten o daki- kada,, içindekileri tam tahlli etmemekle beraber, hatta beni nerelere kadar götüreceğini bilmemekle Beraber, onun dediğini seviyordum. / Birdenbire Vben muhakkak bir sihirbazı — seviyorum!” diye düşündüm, Bu düşünce ve hatıra bana, sofraya oturdu- Kumuz dakikadan itibaren küçük Nuranın ısrar- Jarına dayanamıyarak Tevfik Beyin Mahur Bes- teyi söylemeğe başladığı zaman gelmişti, Yine, kendisinden, annemden, Behçet Beyden bütün çocukluğum boyunca dinlediğim bu güzel 197 eser, sanki talihimin aynasıydı. Bu aynada ben, sanki demin karşı tepelerin Üstünde bir. şahdı Marı kopmuş gibi dört tarafı kan rengine boyı yan © talih çehreli akşamın kızıllığı içinde Sabi. hayı ve kendimi görüyordum. 'Şunu da söyliyeyim ki, bütün bu acılar, hatır- Jamalar ve düşünceler, kuvvetlerini artıran alko- dün, benimle etrafım arasında gerdiği tül kadar ince, fakat bir türlü delinip öbür tarafına geçil- mesi kabil olmayan bir perdenin, bir nevi şeffaf zarın arkasında oluyordu. Etrafımdaki her şeyi onun arasından görü- yor ve onun arkasında — belki de başkaları için kaybolmuş gibi. yaşadığımı Bu düyümla, kendi. kendime dediğimiz şey büyledir. 'Tül kadar ince ve bula- mik bir zarın arkasında gizlenmek, oradan etrafı dinlemek, görmek, oradan — sevdiklerine hasret çekmektir.” diyordum. Bununla beraber üzerimdeki kontrolümü ;bir aniye bile kaybetmedim. “Yarın belki Sabihayı Körür, her geyi öğrenir ve onun etrafından bir daha ayrılmam! Belki de bu evden çıkar çıkmaz dlk rastgeldiğim tenha koyda kendimi denize atar, yahut da İlk elime geçirdiğim tabanca ile be nimi patlatırım.! Fakat bu akşam, burada son derecede sakin olmağa mecburum!” diye düşü- nüyordum. Bu iradenin kendisi de şüphesiz alkolden Jlyordu. Fakat beni tutuyordu. O kadar ki, dili- min ağırlaştığını hissettiğim için kendimi konuş- maktan menetmiş gibiydim. — Hele, yeni bir şey daha öğrenirim korküsiyle hiç bir su yordum. “Kendim görür ve anlarım. O zar rendiklerim. yaşadığım şeyler olür. Halbukl bu- rada başka bir ağızdan dinlemek beni gaşırtıyor, deli ediyor. Bu geceyi sakin geçirmeliyim” 10 Yemek bitince denize çıktık. İskeleye incı ken zihnimde hep Sabiha vardı. Onu ne zaman görecektim? Altı sene bu hasretle, günleri bazan teker teker yaşamıştım. Bazan onu hiç bir zi man göremiyeceğimi sanarak her şeye küsmüs, bazan “Elbette bir gün!" diye düşünmüştüm. O kadar uzakta idim ki, onu görmeyi ümit edemez- dim. Şimdi ise yanıbaşımda, bilmediğim bir yer. de, fakat yanıbaşımda İdi. Bu dakikada, Boğazın Kandilli önünde kurduğu o küçük gölü dolduran Mehtapta, işıkları karışan evlerden birisinde bile olabilirdi. Yahut daha ileride sabahleyin dolağ- tığım İstanbul semtinde, yahut iskelede karşıdan gördüğüm Kadıköyünde, önünden vapurla geçti- Rim Üsküdarda, hulâsa hemen bir adım ötede de hebilecek bir yerde bulunabilirdi. Bunu düşünmek, Deni o halimde bile, sabırsızlıktan çıldırtıyordu. Boğaz, bu eylül gecesinde musiki kadar gü- zel ve derin, onun Insana sunduğu hayaller, aç takı Alemler kadar imkânaızdı. Her şey, aydınlık, akis, gölge birbirini devam ettiriyor, Ramamlı: Şordu. Sanki oluş halinde bir dünyada idik. San- Ki kâlnat bizim için ve bizde yeni baştan yaratı- hiyordu. Bu maddesiz bir dünya idi. Çünkü etraf- ta bulunan ne varsa hepsi aydınlığın - oyununa terkedilmişti. Ve ben ilk defa olarak aydınlığın, her şeklinde aydınlığın Adeta musikinin nizamı- 'na benzer bir nizamla saltanatını kurduğunu gö- Tüyordum. “M.” de çok mühteşem sabahlar, bütün var- hi ortadan kaldırmak istiyormuşçasına her ye- ' yin yerine geçen, ağır, ölüm gibi vekpare ve ârıs zasız, öğle ssatleri - görmüştüm. — Aydınlık kaz- talının bilinmez bir yerden üzerimize hücum et- Yği, bizi mücevher kanatlariyle hırpaladığı, kör ettiği, parıltılı uçurumlarda yüvarlayıp tükettiği Saatler. 1909 Bunlar herhangt bir kıyas kabul / etmiyen geylerdi. Burada ise işifin tesiri — başka türlü oluyordu. Boğaz mehtabı âdeta hatırlıyarak yı şanan, daha ziyade zihni bir şeymiş hissini veren bir güzellikti. Bununla beraber yukarıdan beri bahsettiğim dekişiklik burada da vardı. Çocukluğumda o ka- dar yekpare şekilde bizim olap, bizim zevkimlı veren Boğaziçinde şimdi birkaç ayrı müsiki bir den düyülüyordu. | Rüm halkin bindikleri sandallardan kitara ve mandolin sesleri geliyordu. Bu iki çalgıya olan düşmanlığım, » eğer bir saza düşman olmak doğ Yu İse! - yahut onları sevmemem, bu gecrden baş- | di diyebilirim. Kanlıca koyundan bir türlü çık ferleri Kendilerine balalayka ördı. Bü. tün bu yabancı akisler bizi öldüresiye rahatsız ediyordu. Tevfik Beye olan bağlılığımın bir tarafı da © gece bu yabancı sesleri birdenbire susturmazını bilmesidir. Bu nasıl oldu, ben de anlayamadım. Kanlıca koyundan, tam çıkmak / Üzere idik ki, Tevfik Bey öülrdenbire Yaniye: — “Dön! dedi, $ heriflere bir 'ders verelim!,, Ve birdenbire deni- zin ortasından aya karşı bu toprakta, bu gehir- de yaşığanların sesi, kendi medeniyetimizin seni, 'en geniş şekilde yükseldi. O anda, bütün Boğaz tepelerinin, Tevfik Be- 'yin okuduğu gazeli birbirine gönderdiği muhak- kaktı, İlkönce kitara ve mandolin — sesleri sustu, imbottakiler sustular, sonra bütün etraf k Beyin sesi Boğazı tek başına zap- (Devamı var) 200