Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Hî | İ İ | İtek ea ÜT ZL 15.1-941 Elindeki Hançerle Çadırda Bir Delik Açmıya Çalışıyordu — Yaoldaş bu nice iştir, Mahı- nev kadın bize «bugün bir hoşça yiğit gordük, kendusundan mem- nun oıduk, hal ve şanın öğren- mek ve hattâ müsahabede bu- lunmak dileriz. Evvel beevvel or- dugâha varıp bertafsil ne idügin öğrenin, hoş bir fırsat zuohurunda adamlarile konuşup ahbaplığı - lerletin, bu işler hakkında zin- har kimseye bir şey faş eylemen, aksi halde kelleleriniz vücutları- nigzdan cüda kalır. İlle ve lâkin az, çok bazı serrişte elde ederse- niz Sultan Hanım Efendimiz siz- leri in'am ve ihsanıma gark eyler. Bu iş doğrudan doğruya Velini- met efendimizin işidir, Bu yiğit kişiye karşı teveccüh- leri vardır. Maslahatı ona göre bir hoş neticeye isale çalışın, hay di bakalım devlet kuşu başları- yazın üzerinde dolaşır, elinizi u- zatıp ol kuşun kanatlarından ya- salayıp müstefid olun»> — demiş- ti; gel gelelim bizim yoldaş bir çadıra yaklaşıp elile hançer ka- rdıştırır. — Bana kalırsa bu gönderen Paşa Efendi cap Sultanın meyil ve rağbetini sezip de bunu kendi için tehlike- li gördüklerinden ötürü mü bir yiğitin kârın itmam ettirmek mu- rad eyler. — Biz karışık bir işe katıştı- tıldık. Şu yolda bir akılhca ha- reket eylersek bir hayli akçe elde ederiz ve illâ aziz canlarımız elden gider. Bir fısıltı halinde devam eden sözü kısa keserek tekrar yoldaş- larını tetkike koyuldular. Gölge, elindeki hançerle ça- dırda küçük bir delik açıp gözü- nü bu deliğe uydurarak içeriyiw gözledikten sonra, içerde yatan Hızırı görmüştü. Delikanlı, çadırın orta diı'eği-W ne yasladığı iri bir taş parçasının | üstüne saltası dürüp, büküp ken- | disine yastık yapmış ve boylu bo- yunca toprağın üzerine uzanarak, yoldaşları derin bir uykuya dalmıştı. İbrahim Paşanın adamı çadı- | rın aralık kalan kapısından süzü- lüp giren hafif ışığı görünce, ev-| velâ, bu aralıktan kendisinin de girebileceğini ve bir vuruşta Hı- | zırı gık bile demesine meydan bı. | rakmadan haklayabileceğini dü- şünmüş ise de, kapı dibinde ya- tan Veli ile Dursunun iri gövdele. ri gözüne ilişince, bu işin pek de kolay kolay — başarılamıyacağını anlamıştı. Şimdi o, çadırın Hızıra en ya- kın cihetine geçmiş ve orada han- çerle yeni bir delik açarak, bunu içeri girebilecek derecede büyült- mekle meşguldü. Pamuk bezin- ması, bu genç adamla neden meş. gul olunduğunu anlatmış gibiydi. Ayri emir ve ayrı maksatla ge- len yoldaşları dört kişi idiler, Bu- na mukabil kendileri iki; bu se- beple pazu kuvvetile onu başladı- ği işi başarmaktan men'e mukte- dir değillerdi ve zemin zaman da buna müsait bulunmuyordu, Nihayet düşüne düşüne yoldaş. larının işini bir tesadüfe benziyen şekilde akim bırakmayı tasarladı- lar. Bunun için de basit bir plân çizip buldukları ayrıca bir taşı Hızırın çadırına doğru bulunduk- ları yerin meylinden istifade ede- rek yuvarladılar. Taş tekerlene tekerlene çadırın kenarına kadar gitti ve çadırı tu- tan iplere çarptı. Bu gürültü ve sarsıntı yoldaşlarını derin bir kor- kuya düşürmeğe kâfi gelmiş ve bulunduğu yerden ok gibi fırla- VATAN Şehirve Memleket Haberleri İhtikâr İşi Etrafında “Anketimiz İlâç ve Kirhyevî Maddelerde İhtikâr Yokmuş Başvekilimiz doktor Refik Say. İkoyıcığı hakkındaki son beya- |natları üzerine piyasada yaptığı- ö el damın ihtikâr ve lüzum hasıl lursa devletin ithalât işlerine mız tahkikata devam ediyoruz. i Dün bir muharririmiz, ilâç ve kim yevi maddeler üzerine ithalât ya. pan tüccarlarla konuşmuş, onların fikirlerini almıştır. Bu fikirleri hu- lâsa olarak yazıyoruz: — «llâç ve kimyevi maddeler üzerinde bir ihtikâr olmadığı gi- bi, piyasada da iptidai madde ! | mahiyetinde mal vardır. Olmayan | mallar, bilh tah yerli pazarlarda sattırmak için sile bu pazarların Yapağı Fiyatlarındaki Artış Kumaş Fiyatlarını da Yükseltmiştir Peynir Mühtekirleri Son günlerde peynir Üzerinde bazı dolambaçlı yollara saparak ihtikâr yapmak istiyenler birer birer meyda- “a çıkarılmaktadır. Mürakabe büro- sunun buzhanelerdeki peynirleri tes - bit ettiğini haber alan baszı peynirci- ci peynirlerini tekrar Trak etrafında alâkadar tüccarlarla gö- rüşerek şu malümatı almıştır: — Kumaş fiyatlarında söyle- nildiği gibi ihtikâr olmamaktadır. Sümerbank fabrikaları mallarını memleketin muayyen bir kaç yerine göndermekte ve bu mal- lar evvelce açılacağı kararlaştırıl- dığı halde vaziyeti hazıra dolayı- kurulamama- sından dolayı halk hâlâ ucuz ku- maş temin edememektedir. Aynı da Sümerbank fabrikaları tır. Bunu dn.v kısmen, 'yerliler 4 telâfi | yerli fabrikalarımıza iplik yetişti. her türlü ihtiyatı elden bırakarak | €tmektedir ve esasen bugün ec- remediğinden bu fabrikalar iplik- |nebi müstahzaratını tedarik te im- kâ dır. Meselâ: F d yıp çadırın y dan uzakl çarei selâmet bulmuşlardı. Fakat kendi tabirlerince tilki uykusuna yatmış olan Dursunla Velinin de birer ok gibi yerlerin- den fırlayıp çadırdan dışarı çık- maları bir olmuştu. Dursun daha evvel çadırın etrafında birinin dolaştığını sezmiş ve meçhul bir elin çadirda bir delik açmıya sa- vaştığını anlamıştı. Bir dost ziya- retine hiç benzemiyen bu saygı- sız misafirin bir düşman olduğu yı da | besbelliydi ve Dursun hafif tertip horuldıyarak deliksiz bir uykuya dalmış olan arkadaşını dirseğile yavaşça dürttü. Dağlarda ferman- ferma — oldukları zamanlardan kalma bir itiyatla bacaklarından sürüklense uyandırılmasına imkân olmayacak sanılan bu iri vücudü hafif dirsek darbesi tayakkuza gçekmiye kâfi gelmişti. Arkadaşına uyandığını anlatmak için ayni şe- kilde dürtüşle mukabele etti ve o da kalın pamuk bezinden çadırı kesmiye çalışan bir adamın mev- cudiyetini farketti. İşte bu sırada yukarıdan yuvar- lanan taş iplere çarpmış ve ikoca çadır sarsılmıştı. Bu hâdise Dur- sunla Veliyi yerlerinden fırlatmı- ya kâfi gelmişti. Çadırın kapısın- dan çıkar çıkmaz biri sağdan biri soldan dolaşarak karşılaştıkları zaman kendilerinden beş on adım ileride birkaç ayak sesinin gürül- tüsünü duymuşlardı. Bir tek ke- lime konuşmaksızın ikisi de sesin geldiği tarafa doğru seğirttiler, (Arkası var) gelerek şunları anlattı; Karacaahmet bir paket gelmiş. Arifo günlü mü- « vezzi sarı kâğıdını getirdi, bayram Mezarlığı Hü SA İL A ĞÜM ER DA RM NŞ KRAZLA İ © da ilâve etti. tirmek mümkün değildir. Alman- yadan, devletin yaptığı ticaret mukavelesi hudutları dahilinde mal getirtilmektedir. Fiyat meselesine gelince; İn- temine çalı k- | lerini piy halıya maletmektedirler. Diğer taraftan Sümerbank, pi- yasaya mal vermemektedir. Ken. di mallarını kendi Yerli Mallar pazarlarında sattığı için burada yüz ihtikâr yapıldığı yazılmaktay- | kı d i beğ n bir|ler bı dı. Bir muharririmiz bu mevzu müşteri tabiatile dışarıdan aynı cins fakat deseni güzel bir kumaşı daha pahalıya almaktadır. Harpten evvelki vaziyete göre kumaş fiyatlarına ne yüzde - sen zam ne de tüccarın hakkı olan yüzde 20 kâr yani yüzde yüz bir farkla ihtikâr vardır. Bugün hü- kümet zaten yüzde elli zammı kabul etmiştir. Bu nisbet ancak yüzde 55 - 60 1 geçmemektedir. Beri taraftan yapağı fiyatları- nin yükselişi pek fazla değildir. Esasen yapağı fiyatı 105 kuruşa kadar çıkmıştı. Romanyaya satılan partiler da. hi 90 - 105 kuruş arasında ihraç edilmiştir. Bu fiyat hükümetin ka- elliden kuma- | g€- | tadırlar. Bittabi kumaşları da pa- bul ettiği fiyattır. Ham maddesi yüzde fazla pahalılaşmış olan bir şın o nisbette pahalıya pek tabiidir. Esasen imalât İktısat Vekâletinin kontrolu altındadır. ——— | giltereden yapılan işlerde yüzde (altmışa yakın takas primi verildi- ği için, evvelce klering yolile ya- pılan mubayaata nazaran bir fark 'buıl oluyor. Buna harp sigortası. ni ilâve etmek lâzımdır. Harbin !duğurduğu pahalılık ta ayrı. Bu- na rağmen bizdeki ilâç fiyatları, diğer bazı memleketlere nazaran yüksek değildir. Esasen müstah- zarat fiyatları Vekâletin kontrolu altındadır ve her müstahzarın ü- zerinde Vekâletin tespit ettiği fi- yat yazılıdır; bu fiyattan yükseğe satılmasına imkân yoktur. Keza- İlik, mevaddı iptidaiye için de memlekete ithal edilen bütün | malların gümrük beyannamele- rinden bir sayısı Sıhhat Vekâleti- ne gönderilmektedir. Hükümetin kendi elile ithalât yapması çok müşküldür ve mu- vaffakiyet te şüphelidir.» İthalâtçılardan bir grupun An- karaya gitmek üzere hazırlandık- ları da haber verilmektedir. Kumeş Fiyatları Piyasada Hareketler î Zahire, Hububat ve Yağ Bayram sonu piyasası pekte can- nı yyarak açıldaı Anadoludan Tüc- muharririmiz Bahçekapıda — yağcılar yağ fiyatlarını gözden ge- çirmiş, Kü Bekir sokak 2 nu- car nâmına hiç buğday üştir. | Ofis kendi buğdaylarından di / irmen cilere satmaktadır. Çavdar üÜzerinde | de iş olmamıştır. Çavdara konulan âzamil 7,10 kuruş fiyattan değirmen- J marada yağcı İsmall 166 kuruşa, ay- nt sokakta d numarada yağcı Mahmut 155 kuruşa, 18 numarada Harun 165, 6 numarada Mahınut 140 ve aynı 10 numarada Salih ciler çavdar y eti Piyasada 6,10 kuruştan fazlasına çav dar alıcısı olmamıştır. Arife gününe kadar 7,10 kuruş olan beyaz arpala- ra dün alıcr çıkmamıştır. Fiyat yedi kuruştur. Kendir elyafı (Gümüş Hacıköy malları) bayramdan evvel 66 kuruş iken dün piyasa 70-72 kuruştan ve Fatsa malları dâ 60 tan 6ö kuruşa yükselmiştir. Kendir elyafı için ihra- cat miüsaadesi verileceği — haberleri üzerine alâkadarlar bu elyaftan stok 170 kuruşa yağ satarlarken gürül - müşlerdir. yaya göndermek üzere harekete geç- mişlerdir. Mürakabe bürosu dün sabah 200 teneke peyniri kamyonla Edirneye kaçıran bir tüccarın izini keşfetmiş- tir. Peynirler Edirneye gittiği için o- radak! mürakabe bürosuna vaziyet bildirilmiş ve peynirlerin herhangi bir suretle fahiş fiyatla satılmasının önüne . Bu gibi hâdisel, meydan vermemek Üzere büro faali- yeti arttırarak peynircileri sıkı su - rette kontrol etmiye başlamıştır. —H—— Askerlerimiz: Hediyeler İstanbul Kızılay mümessilliği as - kerlerimize toplanan 4473 parça kış- hk eşyayı milli müdafaa ambarma teslim etmiştir. Elde daha bir mik- tar eşya vardır. Onlar da bugünlerde Bgönderilecektir. 'Teslim edilen eşya meyanmımda 1185 adet pamuklu içlik, 1810 çift yün ço- rap, 725 adet pamuktu fanilâ, 683 yün kazak, 36 çift yün eldiven, 26 yün fanilâ, 5 kar başlığı vardır.... — Taksimde Gece Klübü Takstm belediye gazinosunda bir gece klübü açılması için yapılan tet- kikler neticelenmek üzeredir. Klüp teşkil edildiği takdirde, yük- sek memurlar, tüccar vesalreden mü- rekkep zevat buranın tabil âzası o- lacaklar ve Szaların — davetiilerine kartları mukabilinde tenzilât yapı - lacaktır. Eminönünde saf yağeı 12 da 175, temiz yağcı 175, Balıkpazarı sokağında yağ sergisi 175, Bursa yağ cısı 175 kuruşa Urfa yağmı satmak- tadırlar ve her birinin üzerinde de yağların saf veya mahlüt olduğunu g de gazino için R! dan birinci smıf bir caz getirilecek- tir. Artist celbi için de çalışılmakta- dir. Tet Yi—rgoğt_lşi b iktısat göstereh * etiket Ve bir bakkal da; — Bayım Urfa yağı istiyorsun 180 den aşağı düşmiyen bir dükkândan Yoksa hepsi mahlüt yağ Dün sabah gazetelerinden bi- rinde kumaş fiyatlarında yüzde dırlar. d evvel ismen 29,5 kuruş olan susamlar dün y k 381 kuruşa çıkmıştır. Ke- ten 81,5 kuruştur. her iki y Soruyorlar? maddenin ihracına müsaade ediliyor. Yulaflar da âzami 7,30 kuruş fiyat muhafaza edilmektedir. Kuru fasul- den sık ve kalın olarak dok olan çadır, kolayca yırtılmıyordu ve ses endişesile ya- pılan bu hareket betaetle ilerli- yordu. Mahinevin gönderdiği iki yım*' LA N h k in onun kanlı tasavvurunu sezmekte gecikmediler ve bunu önlemiye karar verdiler. İki yamak ayni ocağım adam- ları oldukları ve ayni işin peşine katılmış bulundukları halde, mak- l ayrı ayrı olduğ anla- mış bulunuyorlardı. Paşaları, Hızırı ortadan kaldır. mak, sultanları onu baş tacı eyle- mek fikrindeydiler. İki arkadaşın sezmekte gecikmedileri bu haki- kat, Mahinevin onlara Hızırdan bahsedeiken ne bir kin ve ne bir y ki Karacaahmet mezarlığınım tanzimine karar vermiştir. Mezarlıktan bir kıs mı sokağa verilecek ve bir kısmı da ifraz edilerek arsa halinde satılacak- tır. Belediye reis muavini Lütfi Aksoy- la fen işleri müdürü Nuri dün Üskü- dara giderek mahallinde tetkikat yap mışlardır. ——EGAReEidi; Asker Ailelerine Yardım Tabakkukları Asker ailelerine yaprlacak yardım tahakkuklarmım formulünü tesbit et- mek üzere hazırlanan talimatname sön şeklini almış vali ve belediye rel- sinin tasdikinden de geçmiştir. — Ben bayramm ikinci ve dör- düncü günleri burada idim. Gelip paketinizi alsa kdiniz. Diye cevap verdi. Ardiye parasmı ister — istemez ödedim. Fakat tatil olduğu için bu ardiye bedelinin doğru olup olma- dığını düşündüm. Bu tabli haksızdı. Memurun bayramın ikinci gü- nü gelmesi meselesi ise daha ga- ripti. Eğer hakikaten gelecek idi ise ne için postaneye bir İlün as- madı ve alâkadarları haberdar et- medi. ya de istekli leler tek- rar başlamıştır. Cinslerine göre fi- yatlar 20-23 kuruüş arasındadır. No - hutların ihracıma müsaade edilmedi - ginden yeni satışlar olmamıştır. Cins lerine göre fiyat 9-M kuruş arasm- y müdür- İGÜNDEN | GÜR) Profesör Filofu Söylemedikler Yazan: UÇ YILV P rofesör Filof Rusçuk ? kunda Avrupalı olü na hayıflanıyor: — eBulgi ne Amerikada, ne Avusitr değildir. Hepimizin -a hilâfına tarihinin en ehemiii li dönüm anını yaşamaklif diyor. y Samimi bir teessür daki da istemeden ağızdan ki benzeyen bu sözü zi (Prok | İ | | şöyle tamamladım. söylemediğini söyletmek Stefani ajansına verilmiş bi tiyaz değildir ya!): 4 — Evet ne yazık ki Âf ve Avustralyayı saran O lardan birinde kaybolmuş » adacığın yarı çıplak değiliz; medeni — A: devler muharebesinde hatf hayale gelmez işkencelerle altında çiğnenen küçük #” lerinden biziyiz... n | «Bu harp yeni topraklar | lâsı, yeni hayat sahaları * için yapılan bir harp değ'y İki ayrı âlemin, çarpışan iki olojinin harbidir> diyt© Nasıl demem ki dev omuz | şımdadır; kımıldadıkça &7 de soluğunu hissediyorum: 4 Hakikatte bu ideoloji B sı bizim küçük milletlerin ganı üzerine kopmaktadIf: bayrağının gölgesinde ten namuskâr bir hayat geçi başka bir şey istemiyen N nerede? Çekoslovakya, marka, Holanda, Belçika de? Hatta arasıra bodrü gelir gibi boğuk ve zebuf sesle «buradayız» — demt rağmen Macaristanla R nerede? Öte dünya nimetlerîn!!’ | olmayan hasbi ve ilâhi i67 | harbidir ki medeniyetin celmiş birer zineti olan ? çük milletleri bir anda harap etmiştir. Biraz sonra gene aynil «Reviziyonistim> demeyt burum, Fakat hakikatte ? yonist olduğuma ben de bif Reviziyonist ol0 Kiğü, bütün dün her mımtakada perakende et fiyatları üÜzerinde umumi bir kontrol yaptır- mıştır. Netice bugün belli olacaktır. dır. Demiştir. Bundan bir müddet evvel kasaplar ğ « fiyat Müteferrik Piyasa — | caerek kendilerine Güşen *ür yüzde- Haberleri K Haa SÜD SA İngilizlere gönderdiğimiz tütünle- | yetinde kaldıklarımı söylemişler — ve rin ikinci partisi bütün toptan üzerine 769 bin liralık yaprak tütünü ihti-| yüklemişlerdi. Toptancılarda kasap- va eden bu parti dün İng ye iş -|ları kı £M gördük, müra- lenmiş olarak gönderilmiştir. Bununla beraber dün muhtelif memleketlere 916 bin liralık ihracat dadır. P ızdi stok lar mevcuttur. Sarı ve beyaz mısırlar | üzerinde satışlar artmıştır. Bu misır ları yerli gllkoz fabrikaları dökme kilosu 6,05 kuruştan mübayaa etmek tedir. Çuvallı mısırlar 7,15 kuruştur. mühim pıttll'ırvıımmqtır. Kabuklu FÜYÜ ve esmer mercimek Üzerinde iş ol- mamıştır. Yalnız kabuksuz kırmızı mercimeklerden Antep malları 19,5 ve yerli fabrika malları 20 kuruştan birkaç parti satılmıştır. * Piyasada yağ fiyatlarının yükseli- şi durmuştur. Hakiki Urfa yağınm piyasada mevcut olmadığı anlaşıl - makta ve mevcut olsa bile bunun 180 kuruşa satıldığı tahakkuk etmek tedir. Halbuki fiyat mürakabe ko - için gerçi bir kaç ay & bir parça bir şey kokla! kat bundan ne çıkar? ye götürülen koyuna da bir tutam ot verilir. Fakat * sonra fitil fitil burnundan Fena şansımın bana ©" bir oyunda kaybettirdi. yeni seanta çıkarabile” söyleyenler var. Bu müfl Fakat gecikmiyeceği ölan BC Tütün Eksperleri Hariçten tütün eksperi olmak üze- Yukarıma bakıyorum. * bir an okşar gibi olduğu ?? Fakat yatıyor; demir | yaldızlı nişanları ve sil bir patrik cenazesi ihtişi acide Bulgaristandan 1 milyon Kg. odun kömürü gelmiştir. * Ellerinde yapağı bulunduranta- rın te verdikleri b lere satın alındığıma dair verilecek cevap müddeti üç gün sonra hitama erecektir. Ellerinde yapağ bulunup beyanna- me veren tüccarlara hükümet mal:- boş | re imtih 5ı &n d Bonde G İn okuğar ©a me;yo; yatıyor ve vanmı almışlardır. Aşağıma bakıyorum: Bunlar ihtisas kesbederek muvafık ateş içinde hoğuşın e e eks- | Sur komşum! Her komşü Halkevlerinde Spor İstanbul Halkevleri spor kolları re- isleri dün parti merkezinde bir top- lantı yaparak, yeni bir #por programı hazırlamışlardır. Ö İti baren voleybol ve halat çekme müsa garez ifade etmiyen ve hattâ ko- ki Bunu y dığına göre ardiye || misyonu tarafımdan hakikt! Urfa ya-| yet fiyatını Tüccav'ar Tuyucu bir tavırla ve mümkün | da e bir Fası doğru mudur? gının fiyatı 1860 kuruş olarak tesbit | maliyet fiyatlarını tesbit ederek tev- mertebe gizlenmiye çalışıp yine | verilen & ü G edilmişti. sik eder vesaltle beraber bildirn. ye az çok aydınlatılan şekilde konuş- | caktır. Dün yağ fiyatiarını tetkik eden bir | mecbur tutulmuşlardır. Artık yapabileceği yalnız bir şey x«alryordu: Dilenmek!.. Nihayet, se- 'aletin koynunda bu feci çareya baş yurması mukadderdi demek ?.. Betaate uğramış, çürümüş dimağı yalnız bunları düşünebiliyordu. Bir- yok safhalar geçiren elli iki yıllık ömrü bu çörümüş muhayyelenin için- de bir sinema şeridi gibi geçmekte idi... Hayatta yediği bu müthiş sillenin ü alacak değildi. yordu. On iki senedenberi bu dört ömür süren biça- re Baffet artık hakikaten insanlık duygularını kaybetmiş gibiydi. Göz- leri beş senedir hiç görmüyor; yeisin aztırı se .|neler onun muhayyilesinin kuvveti- ni çekip götürmüş bulunuyordu. Mu- binde bularak sevinmişti. Eline tu- yor, rast gele bir kapt dibinde, bir virane köşesinde sabalılryordu. Kim- seye avuç açmıyordu; eline birkaç para düa — ederek alı- yordu. Üstü başı pek sefil, kestirme- mekte inat ettiği Saç ve sakalı pek korkunç olduğu için, yaklaşmak is- tediği ahçı dan kendisini kovuyorlardı. Fakat Eline goçen beş on O köndi etmiş, kendi & Ortuliği kaplıyan derin sükütu gardiyman kısık sesi bozdu: — Haydi Saffet baba!.. Sil güzle- rinin yaşını.. Kendini topla.. İki sa- ante kadar seni gelip alacaklar.. Ben gidiyorum. Haydi artık biraz metin alniaya çalış. Biraz kendine gel!.. Bu söz- lerden sonra gardiyan feneri alarak dıarı çıktı; ve büyük bir gürültü ile aç Iy para ile bir miktar ekmek tedarik ettiği gibi bazı hayır sahibi kimse - ler de, onu çağırarak fazla, artık ye- kin sesin geldiği evin, bir bahçe için de olduğunu hissetmişti. Onu hiç bu- raya sokarlar mnuydı?, Fakat ne o, lursa olsun bir kere tecrübe etmek istedi. Yavaş yavaş bahçe duvarını takip ederek kapıyı buldu. - Kanadı titriyerek Itti. Ancak birkaç adım at mıştı ki, pek uzakta olmıyan sert bir erkek sesi haykırdı: — Çekil.. Çık dışam... Ne işin var senin burada ?.. Tramvay Seferleri Hk ve yapılan şikâyetler belediye reisliğinin nazarı dikkatini celbetmiş tir. İstanbul belediyesi dün — traâmvay, elektrik ve tünel umum müdürlüğü- ne gönderdiği bir yazı ile intizamın temini için seferlerde tâdilât yapma nın mümkün olup olmadığının tetki- kile neti nmiş - tir. Bü sözleri işii Ş gibi d mak istedi. Fakat bu sefer bir kadın yaygarası etrafa yayıldı: — Ana!. Aman defedin şu pis he- rifi... Her açık bulduğu kapıdan içeri karnını Şuruy Bu hal birkaç ay devam etti. Bir akşam üzeri yine böyle serseriyane dolaşırken, kulağına güzel bir kadın sesi aksetmişti. Bu sese, piyano ile refakat ediliyordu. Bir an durdu. Dinledi. Bu musiki onun hassasiye- htarı kilidin içinde ka- | iri biliyeti hemen hiç kalmamıştı. Bu halde bir insan beşeriyet içine nasıl çıkacaktı? Hayatını nasıl ka zanacaktı?. kapıyı kapadı. Mahkü'm olduğu gün üzerinde sek- sen kurusu vardı. Öntt elbisesinir ce- tini ş olan ruhunda bir ga- leyan husule getirmişti. Ne olurdu, biraz müsaade etseler de, hiç olmazsa pencerenin dibine o- torop yokmdan dinliyehilse-di!.. Lâ- ne demek oluyor?.. Biraz evvelki erkek sesi ona yak- Taşarak hiddetli bir lisanla sordu: — İhtiyar ne arıyorsun burada ?.. Bir düğün evine senin gibi murdar bir mahlük yakışmaz. Haydi çek a- rabanıl.. (Artamı var) TAKVIM 15 İKİNCİKANUN 1941 ÇARŞAMBA da olduğu gibi seninle d& | vazgeçtilerim vardır. Oniâ? ki bir gün baş başa halle lenebilirdim. Fakat dev yakları altında değil... gâmede en doğru yolu sen tuttun. Coğrafi v şükret.. Devlerin eli tutm? zü görmez kör ve köti rasladığına şükret.. l liğini temin eden azim ve sahibi şefler bulunduğu ret! Biraz sonra ideolol kıneıhedeoeğim.. Nasıl i. Kulağım devin a87 İdeolojilerin hepsi güzek yüksek.. Hangisine kötü ? ye dilim varsın?, Yalnız küçük harcı, fukara harti Ö Bizim zavallı başlarımız aşkın lüksler... Söyliyeceklerimden «bir olalım; kalbimizdt mızla sıkı ve ihti ve yarını bekleyelim» 04 Bak işte bu nutkumdaki temiz Çünkü bu emsalsiz ana YIL: 1541 — AY? 1 — GÜN: 15 etmiştir. RUMİ : 1856 — 2 2 J VlORİ; 1360 — ZİLHİCCE: 17 | | — Yolların Mütemadi T” e bi K Asfalt ve beton yollardâ: GÜNEŞ : 8.24 2,20 | |rin tamiratmı merkezden YA ÖĞLE ; 13,28 719 | | Zere İstanbul belediyesi fen #i İKİNDİ ; 15,50 9,48 Wyonuçubeslmhıp v AKŞAM: 18,04 12,00 temadi tamirat müheni J YATSI : 19,38 137 teşkiline karar verilmiştir. İMSÂK : 6,38 — 12,35 Bu büroda bir mühendisle | bir mimar ve iki fen mem” nacaktır.