t $ $ Ü Şişa n —:l'iirk Kadıhı Kendisine Verilen Hak ve Hürriyetten İstifade Etmiş midir ? — . Şehirdeki Kadın İçin Hayır Diyeceğim. Türk Köy Kadınının Azmine, Cesaretine, Kabiliyetine Hayranım. Y NILLA KUK | 'Türk kadınlarının içtimai ve si- yari paklarına kavuşması, dünya- gn ber tarzafında derin alkkalar uyandırmış bir Inkılâp adımıdır. Türkiyeye ilk defa olarak gelen bir eenebi, Türk kadınlarının elde etlikleri hürriyete ve faaliyat im- kânlarına elbette büyük bir şevk ve saadat içinde Sardmış olmalarını tabil sayâr ve bunun eserlerini gözmeyi bekler. Dünyanın birçok memleketlerin- de içtimat Şşartları iyileştirmek, hkalkın sağlığını arttırmak, iktısadi inkişaflâra yardım etmek ve miili Kkültürü yaymak İçin kadımlar ta- rafından tertip ve idare edilen tür dü türlü harekeÜcre tesadüf edilir. Bütün bu hareketlerin arkasmnda- Xi Gkir şudur ki, kadımlar, bir ce- miyet içinde her türlü fyi yeyleci arıyan, Bulan Ve koruyan yaratıcı bir kuvvet olabilir. Zengin ve mfi- zevver kadınla İşçi kadım el ele ve- yip içtimal derllere ve Ixtısadi fe- nalıklara çare araymcz çok kayırlı işler başarırlar. Amerikada ve Hin- distanda ba iş beraberliğinin pek çok misalteri vardır. Yent elde edilen hürriyet, mzun mahrumtyetlerden sonra ele geçen haklar, hürriyetlerin ve hakların €n lerizidir. Türkiyede böyle bir na- tice elde edilince, kadınlar aşasında taze bir şevk ve heyecan uyanma- 8t ve faydalı hareketler yaratması elbette beklenirdi. Şunu aöylüyelim K, kadın hareketi deyince ben ka- danlarım erkeklerin yerine — geçme- Sini anlamıyorum. Bir kadının me- mur, avukat, mühendis olması, er- kekderin tçini görmesi, erkeklerin Hatalarını tekrar etmesi, cemiyet için yeni Bür kuvvet yaratılması ne- ,ticesini vermez. Kadır. hareketi, re- fah içinde bulunan — kadımlarıncine ve ev işlerinden vakit ayıran ev ka- dınlarının boş vakit ve enerjlerini har şeyden evvel cemiyetin iyiliğine vakletmeleri ve bunda haz bulma- darı demektir. İtiraf edeyim ki, Türkiyenin bü- yük şehirlerinde tesadüf — ettiğim kadmlar srasında büyle bir. haroc- Ketin belli başlı izlerini göreme- dim. Türkiye benliz inkişaf etme- miş, zengin, güzel bir. memleket- tir. Her köşesinde türiü türlü faye dalı Ve hayırtı işler, Türk kadın- Jarının alâka ve faaliyetini bekli- yor, Bu faaliyetlere atıtmayı için- den istiyen kadımlar harkakla çok- tur, Ne çare ki, kadınlık hareketi henüz uyanamadığı için bu iyi ni-s yet sahibi kadınlar da vakitlerini oyun Oynamıya, dedikaduya, sine- maya, modaya hasretmiye mecbur oluyorlar. Halbuki memleketteki kadınlık hareketindeki —tehberiik Bu nevi müreffeh ve münevrer ka- dınlara düşer. Gerek kendi içtimat mavkileri ve gerek zevçlerinin va- zifesi bakımından kendileri — bütün diğer kadınlar için Örnek — vaztye- tindedirler. Yaptıldarı fona veya - yf iş muhitte derhal taktit editir ve günün modası halini alır. Bu mo- dt büyük' şehirterden küçük şehir- Tere, hattâ köylere kadar yayrlır. Şehirlerde yaşıyan Türk kadın- Yarınm vatanperrerlikleri hakkım- €a en küçük şüiphem yoktur. Mam- teket kendilerinden bir harp zama- Tanda bir fedakârlık beklerme — bu- u sonuna kadar yapmıyacak bir 'Türk kadını tasavyur - etmiyorum. Fakat vatanperverliğin bir de sulh zamanında devamlı bir şekilde ya- pilan bir şekli vardır ki, işte bu, Türkiyenin Büyük şehirlerinde he- nüz devamlı bir kadır. hareketi hu Tni alamamıştır. İzmir civarında köy köy - dolaş- 'tım. Tarlalarda çalışan - kadınlara her tarafta tesadüf ediyordum. Bun dar bir bakımdan vatani bir iş ya- Piyorlardı. Fakat hislerini yokla- mak firsatını bulamadım. Nihayet Bergama civarında köy- Mi Türk kadmları ile tamaza — gel- dim. Kadın ve çocukların hâmisi ve Hâhesi sayılan Artemisin mabedi- ne âlt harabaleri ziyaret etmek Ü- zere bu civara gitmiştim. Yolumu şaşırdım. Bir tütün tarlasında tok başına çalışar bir kadına mabedin ne tarafta olduğumu sordum. Beni oraya kudar götüreceğini — söyledi. Türkçem henliz pek zayıftır. Fa- Xat buna rağmen Kâdınla konuşup arlaşahildim. Yolda kadından sordum: — Tütün fidanlarının neden bü- tün yapraklarını toplamadınız. A- şağı yaprakların hepsi iyidir. Ne- den bunları isvaf ettiniz? — Çok yoruldum. Yalnızım. Er- kekler askeri hizmetlerini yapmı- ya gittiler, 'Tütün tarlamdan baş- ka buğday tarlasına — vo zeytinliğe de ben bakıyarum. Vucütçe yorgundu. Zakmetle a- dim atıyordu. Fakat gözlerinde hiç yorulmak bilmiyen bir ruhun izleri- ni okudum. Yüzü güzel bir tebes- #imla aydınlandığı halde bana şu gözleri söyledi: — Erkeğim vatatına hizmetini yapıyor. Ben de onun yerini doldur- makla memleketime hizmet — görü- yorum. Bon moda bir şapka, öyün kâğıtş darının gizlediği tali dediködu.. Bunlar şehirde yaşıyan bir kadiına muvakkat bir haz vı»;,_,,,,h_,, gibi Japon malların- bilir. Fukat bu nevi sun'1 heyecan | ve eğlencelere mübaligalı bir. va- Kit ve Glâka ayrılıran en kuvyotli bir şahsiyet tüle içtimar alâkaları- vi unutabilir ve asıl bunların, vere- Bileceği yüksek bazdâ yabancı ka> h. Halbuki tarlada çalışan Türk ka- VATAN |— Yakalanan |Çalıştıracak Yer Bulunamıyor. Dilencileri Dün Galatada Tutulan Bir Dilencinin Üstünde 875 Lira Bulund! Dilencilerle yapılan mücadele sık sık şiddetlendirildiği halde, yine dilencilere her günkü yerle- rinde rastlanmaktadır. Dilencilik yaparken — yakalananlara - tatbik edilmekte olan ceza, bunların bir haftadan bir aya kadar iye işlerinde boğazı tokluğuna çalış- tırılmasından ibarettir. Bu gibi- ler, tekrar dilencilik ederken ya- kalanırsa, on beş gün daha ayni hizmeti yapmağa mecbur tutulur. Yapılan istatistiklere göre tanbul müddetumumiliği her se- ne 400 kadar dilenciyi bu şekil- de mahküm etmektedir. Beledi- yeye teslim edilen dört yüz di- lenciye münasip bir iş bulmak imkânsızdır. Çünkü, ingaat işleri mütcahhide ihale edilmekte ve temizlik işleri müdürlüğü dilenci- lere iş vermekten çekinmektedir. Bu işlerle meşgul olan biri şunla- vı söylemektedir: «— Bazan bir dilenci hakkın- da ayni günde üç zabıt tutulduğu oluyor. Yani bir dilenci, bir gün- de üç defa mahköm ediliyor ve cezasını çekmek üzere Belediye- ye gönderiliyor Fakat cezanın tatbik şekli bulunamadığı için bir müddet sonra serbest bırakılı- yor.> İhtiyar dilenciler, yakalandık- tan sonra Darülâcezeye sevkedil- mektedir. — Dilencilerin hiçbiri Darülâcezeye gitmek istememek- te, sokaklarda dolaşmayı ve di- lenmeyi tercih etmektâdirler. Emniyet teşkilâtı — dilencilerin toplanmasına dün de devam et- miştir. Galatada — yakalanan bir dilencinin üzeri aranmış, — ceple- rinde 23 Fransiz altını, 4 adet yüz Jiralık, bir adet 5$0 liralık, 35 adet on Jiralık, 15 adet beş lira- hk, aytıca 347 kurüş ufaklık pa- ra bulunmuştur. Galatada Mescit sokağında oturduğu anlaşılan Ni- kolinin tstünde çıkan — para yekünu 875 lira, 47 kuruştan i- barettir . Zengin dilenciye bu paraları nereden tedarik ettiği sorulunca Şu cevap alınmıştır: «— Bir oğlum Yunanistanda eezacılık yapar. Diğer oğlum da Amerikadadır. Bu paraları onla- ra göndermek için topladım.> Nikoli bugün adliyeye edilecektir. Üsülen — mahkeme heyeti, mevcut para ile dilenciye elbise, şapka vesair giyecek eş- yası alacak, bir oda tutarak ©- turtacaktır. Mütebaki para aynen zengin dilenciye iade edilecektir. Yirmibeş Bin Çuval Kahve Gümrükten Çıkıyor Gümrüklerimizde beklemekte olan muhtelif itbalât mallarının gümrükten çıkarılmasına dair #- edilen karar henüz alâka- garlara tebliğ edilmemiştir. Ka- Tarın bugün tebliği beklenmekte- dir. Kararnamenin inti; ha- intişarını ber alan alâkdar tücearlar, derhal' faaliyete geçerek malların çıka- rılması için icap eden evrakı gümrüklere tevdie dır. İki senedenberi gümrük ân- trepolarında toplanmış olan mal- lar arasında Amerikdan getiril- miş bazı eşya, yirmi baş bin çu- val kahve ve- bılhassa evvelce dan elli bin İngilik lirası kıyme- tinde beş bin balya muhtelif cina mânifatura ve pamuklu mensu- çat vardır. Bu malların gümrük- lerden çıkarılması iş ve — ticaret |bakımından piyasaya ferahlık ve- İ recektir. Gdinmde; vazifesini yapan bir inaa- İnmae——— ——— 'nm yüksek hâz ve saadetini keşfet- tim. Türk köylü kadını bence yal- z 'Türk gehirli kadınma — değil, her memleketin her sınıf kadınına örnek olacak meziyetlere sahiptir. da uzün nesillerden kalma öyle bir tecrübe ve bilgini var ki, her zor- Tuğu tatlı bir teheasümle karşılıya- biliyor. Bergamada gürdüğüm ka- din benim üzerlarde öyle bir tesir bıraktı ki, bayatta bir müşkül kar. şımında kalsam herhangi Bir Türk köylü kadınına koşmayı onun vere- ceği nasihatin doğru olacağına ip- tidadan Inanmayı tabil. görüyorum. Bundan sonra diğer köylerde do- laştım. Bütün bu köylerde gördü- ğüm Türk kızları, bence insan yav- Tusunun en hoş ve tatlı nevini teş- kil ediyor. Artemis mabedinin bek- çisinin dokuz yaşındaki kızı bani Kapıdan karşıladı. Şatosuna misafir Kkabul eden bir aristokrat kadının Kibar ve nazlı tavrile elimden tut- ta, bani gezdirdi. Mermer sütunla- Tn ne taraflarında dürülmak lâzım geleceğini biliyordu. Hiç şüphe yok ki, babasının, — ziyaretçilgri — masıl gezdirdiğine dikkat etmişti. İzmir ve Bergama köylerinde yaptığım seyahatten İstanbula şu hkanaatle döndüm: Türk kadınların: bekliyaen yaman faaliyet fırsatları varder. Şehirli Türk kadını Uöinu görür ve bunlara sarılmanın yolu- nu bulursa hem Yatanına iyilik e- der, hem kendisi modanın ve oyun Küğıdının veremiyeceği — bir hazzi bulur, kem de bütün dünyaya Türk Kadınmnın adımı şerefli bir surette nek olur. Eti Bank İstanbulun Bir Yıllık Kömür İhtiyacını Temin Etti Etibank şehrin gömür ihtiyacı- nt karşılamak için icap eden bü- tün tedbirleri almış, şehrin 25 ye- kışlık il için 21 bin ton kok kömürü tevzi | etmiştir. Halen muhtelif depol. da da 17 bin ton kömür vardı Böylece şehrin kılgık kömür ihti- yacı olan 73 bin tondan 35 bin ton kalmıştır. Semt depolarınğan 10 u Bey- oğlu kazasında, | 1 Üsküdarda, 4 ü Fatih kazasında, 2 si Beşik- Büyükadada, taşta, | i ü Vi Yeşil- köydedir. Halk Kömürl ağaç kesmek için sarfedeceği zamanını, kazma ve küreği ile Linyit çıkarmağa hasre- decektir. Şehirdeki halkın münhasıran Linyit kömürü kullanması biraz güç olacaktır. Nakil vasıtalarının da Linyit kullanamıyacağı ileri sürülmektedir. Umumi Harp esnasında nakil vasıtaları Linyit kömürü yakmağa davet edilmiş. bir günlük yol üç güne çıkmıştı. Mevcut Linyit kömürü damar- ları ihtiyacı karşılıyacak miktar- dan fazladır. dediki (N Adliyenin Yaz Tatili Adliyenin yaz tatili bugün bit- miştir. Bütün mahkemeler bu sa- bahtan itibaren normal çalışma- e sleğenii Maliye Vekili Geldi Maliye Vekili Fuat Ağralı, dün duyururak başka memleketlere ör. | İzmirden vapurla şehrimize gel- miştir. teslim | Şehir İçindeki Fabrikalar danı havi olmazsa müsdade edilmez. Dün bir oku- yucumuz anlatıyordu: î i | İ İ j 1! : F İ İ iü l i ) E F | j İ ! îiğl![ $ | İ İ ! | s £ E ? z ? Balıkçılar Havadan Memnun Son yağmurlar ve yıldız rüz- gârinin — tesirile — Karadenizden Marmaraya doğru ilk balık akmı başlamıştır.. On baş gündenberi tutulmakta olan uskumru, pdla- muttan başka iki gündenberi tur- fanda lüfer tutulmaktadır. Mev- simin en iyi bir balığı olan lüfe- rin kilosu perakende 110 - 120 kuruş arasında satılmıştır. Tecrü- beli balıkçılar Eylülün başlangı- cının yağmurlu ve Karadenizde fırtına olmasından dolayı mem- nun görünmektedirler. F Ü Halide, Şehir Tiyatrosundan Ayrıldı Bu seneki Şehir Tiyatrosu kad- buzti l rTosunda yel mıştır. Halide, Raşit Rıza ile bir- likte çalışmak üzere Şehir Tiyat- rosundan tamamile Köpek Derileri | İhraç İşine Yarıyacak İyi Cinste Köpek Bulunamıyor Bazı dış piyasalar için memle ketimizden köpek ve kedi derile- zi aranıldığı ve in >u yolda *talepler — geldiği yazıl- mıştı. Piyasamızda deri ihracat- çılığı ile uğraşan ve deri işleyen Sirkaç tğccar bu taleplere dair İzmir piyasasından malümat iste- miştir. Şehrimizde köpek ve ke- di derisi üzerine hiçbir iş olma- maktadır. Esasen köpekler Be- ediye tarafından toplatılarak im- aa edildiği için şehirde bu işe nyacak kadar köpek bulunma- maktadır. Vaktile şehir köpekle- A Hayırsızadaya — sürüldüğü za- man bu hayvanların derilerinden istifade edilmesi için Belediyeye yapılan teklifler kabul edilmemiş ve binlerce köpek bu esiz adada ölüme terkedili rupada köpek yetiştirmca — için geniş çiftliklerde (Hayvan üret- me) âağılları vardır. Burada deri- sinden istilade edilebilecek cina hayvanlarla beraber — muhtelif xöpekler yetiştirilir. Bunların de- risinden eldivenlik deriler imal olunur. Memleketimizde bu işe yarıyacak köpek kalmadığı için bunun yerine tavşan — derisi — toplanmaktı Tavşan derileri daha ziyadı manya, Amerika ve - İngil satılır. Kedi derilerine gelin bunlardan yalnız yabani kedi zileri ihraç ol . Fi bunların da miktarı az ve düşüktür. Son zamanlarda debağat nayiinin inkişafı ile muhtelif n derilerinden en ince gi yapıldığı için kedi ve derilerinden de bu yolda istifi delerle beslendikleri için kaba ve serttir. Eldiven nin nesiçleri yumuşak olmak ettiğine göre ne kadar iyi edilirse edilsin - beslenmemiş mesiçleri yağlanmamış deriler işte kullanılmamaktadır. İşte butt' dan dolayıdır ki kılları şapka F malinde kullanılanr — tavşanlartf derileri"de ince deri sanay piyasalarımızdan | geniş ölçüde istimal edilmektedi!" Almanyaya Sevkıyat Başladı Almanya ile henüz ticari mü- nasebatımız inkişaf — etmemiştir. Gerçi son bir ay içinde Alman- yaya iki parti tütün gönderilmiş ise de bu tütünler eski anlaşma hükümlerine göre muameleye tâ- bi tutulmuştur. Yeni ticaret an- laşmasımın 7 Ağustos 1940 tari- hinde meriyete girmiş bulunma- sına rağımen bu anlaşmanın tat- bikat sahasına intikali için henüz faaliyete geçilmemiştir. Yeni an- laşmanın Almanya tarafında da henüz tasdik edilmemiş olması- na göre bir Alman ticaret heyeti- nin şehrimize - gelmek üzere bu- unduğu haberi tamamen mev- simsizdir. Almanyaya — her türlü ithalât ve ihracat yapmak - için resmi mahiyette teşekkül etmiş ithalât büroları t olduğu malümdur. Bu mırı tesbit edeceği bul edilen kontenjan eğe veya ayrıca pazarlıklarda bulunmak maksa- dile memleketimize heyetler gön- " | dermeğe ihtiyaç görülmemektedir Onun yerine tiyatronun — eski mensuplarından Avni kadrova a- hınmıştır. çe yeldürğe Memba Suyu Satışı Mermba sularının — satışı hak- kındaki talimatname Sıhhat Ve- kâletince tasdik edilmiş, dün Be- ve gönderilmiştir. Talimat- de memba sularının — nakli, tevzii ve satış işleri hakkında hü- kümler vardır. - Talimatnameye göre her memba suyunda, kapla- vi doldurma ve yıkama için fen- nİ tesisat yapslacaklır. Belediye de bu kayda tâbidir. Hamidiye sularışın kaplara — doldurulması, kapların yıkanması için, biri Be- |siktaşta, diğer Şişlide ölmak üre- re iki santral tesis edecektir. —Ği Tahsil Şubesi Binasi Belediye, Koska ve Fatihte in- şasına başlanmış olan - Belediye tahsil şubesi binalarının — ikmali için, koordinasyon heyetinden müsaade istemiştir. F Amerikalr me lemek istemişti? Mehmet -Aliye nasıl yardım edecekti? Mister (Ha- iKİNCİ Bugünün ve Yarının Romanı uğratabiliyor. İnsan ne tarafa gitse bir du- varla karşıdaşıyor, ister istemez herkene n- yak uydurarak edünya böyle gelmiş, böy- le gidere diyor ve kendini umumi cereyana yet) bunu kendine mahsus coşkua tabirfer. le anlattı: — Buzün, bütün dünyanm hasretini cek- Hüf bir şey varı Yarına Ümüt - bağlıyabil. mek... Yüzlerce milyon insan yarını ancak Bir karabulut şeklinda görebiliyor. Hangi mühitte olursa olsun, buna aykırı fatikamet- to bir ümit cerayanı açınız, az miktarda ta- kana bile olsa hiç beklemedikleri bir se- vinç ve ferahlik dağıtınız, yarın için me iyi bir tohum ekmiş alursunuz? Sevgi — tohu- mu, kin ve nefret kadar çabak ortulığı sar- mar, fakat mahsulü duha derin, daha ömlür- W olur. * Benim Mehmet Aliye çok itimadım - var. Kuzır rolünü elbette en faydalı bir şekilde oyruyacaktır. Bunun maddi tarafı için on Bi Hira hiç bir şey değildir. Ben buna ilk hamlede elti bin dolar Hâve etmek isterim. Yirmi hin dolarını - kendim koyacağım. O- tuz binini de Mehmet Alinin sırrımı ele ver- meden yakın dostlarım arasından sestiz, sa- dasız topluyacağım. “Bu para kanm — kasım Kizin nâmınıZa gelecek, Siz de Mehmet Ali- nla emrine hazır tatarsmız. Sırrmı — bana açtığınızı dostuma söylüyobilirniniz. Para- dan bahse Tüzüm yok. İlk koyduğu paraya bereket girdiğini ileride söylersiniz. Aca- ba köyden dönüşümde Mehmet Ali jle bir detacık buluşamaz meyım? Sizi bulaşturmak Hiradan İberet hayıirlr sermayesine birkaç vardı ki, Fasıl hayretlen şaşırdı. Hlem de bunu Iptidadan beklediği halde... Saç, sakal YAZAN: M.H.ZAL GELİZ ve beyığin uzaması yüzün çerçevesini bum başka bir hale koymuştu. Pakat asıl deği- Şiklik bu yüzdeki ifadede, gözlere gelen ye- ni münada idi. Mehmet Alinin kurmak is- tediği yeni ruh, gözlerinde âdeta okumuyor- ân. Fazıl dedi ki: — Bilir misin, Mehmet Ali, haniya e&ki- den armiş adamlardan hahsederlerdi. Henin Üzerine ermiş bir adam hali gelmiş. Zatan ermekten anlaşıları müna, rul temirliği ve güzelliği sayesinde muhitin üstüme çıkmak. ftan, nefsi hayır işlemiye vakfetmekten baş- Ka bir gey miydi? Bu möüna ile sen ermiş bir adamsın. — İlk önce şanu hatırla ki, ben artık Meh- met Ali değilim, Bana Mehmet Lütfi de- melisin. Yenl adıma alışmamı Jâzım.. Za- ten yeai hüviyetimi ifade eden ad da bu değil mi? Ermiye gelince erip ermediğimi çücük Hiyatlardan, bin bir türlü dar bağdan ibaret bir hayatın içinden çıkmca İnsan bir Tzindandan kurtulmak ferahtığını - duyuyor. Bu hayat içinde bir hiç fasana gayet mü- him görünüyor; en esasir gayeleri ihmale kaptırıyor. Bu hağların haricine çıkmak için hiçbir irado kuvveti kâfI gelmez. Mutlaka İnsan başına şiddetii bir tokmak yemeli. Gür 0 raman sade hakikatleri görmek için açılryor. Tnsan tabiatin kucağına sokulabili- yor, Sade Insanlarla konuşmanın hazzini du- yuyor, âzadeliğin ferahlığı içinde geniş ne- fen alıyor. O Yaman hayret ediyor: Meğer bütün dazlıklardan kartulmak için bir tek adım atmak kâfi imiş.. Fazıl, benim burada yeni bir dostum var: Ali çavaş... Bana yeni hayatım için en Iyi ka çevirmeyi marifet sayıyoruz. Ali çavuş beni binlerce senelik Türk mazisine bağla. di. Nesilden nesfla davredilen hayat teori. belerini benim içime katre katre akıttı. hu katreler hem yarama ilAç oldu. Hiem de gü- züm önlüne yeni ufuklar açtı. Yeni bir ha- yata atılınca kökmüz ve yalnız zannediyordum. Aksine olarak köksüz bir fidan İlcen şimdi kök salacak hir toprak bul- duğumu hissediyorum. Uzun nostllerin kur- duğu varlıktan damarlarrma yeni bir hayat akıyor. Felâkot sisleri arasıpda yeni bir ne- vi aaadet keşfediyorum. (Devarı var) İki memleket arasında mübade- lâta başlanacağı sıralarda Türki- ye mallarının kalite ve çeşitleri- ni kararlaştırmak — üzere birkaç ekaperin şehrimize gelmesine ih- timal verilebilir. Alâkadar ı;l; ya merbut kontenjan İistelerinde gösterilen Türk malları hakkında bu malları ihraç eden tüccarlar- dan biter stok beyannamesi alı- macaktır. Bu beyannamelerin bir haftaya kadar hazırlanarak alâ- kadar makamlara — gönderilmesi Almanya ile iş yapan tüccarlara tebliğ olunmuştur. Si İsveç Meyva İstiyor İsveç ile ticari “mübadelelere başlanmış olması piyasalarımızda yeni hareketlerin devamına sebep olmaktadır. İsveç firmaları şeh- rimizden muhtelif kuru meyvalı ile kuru kayısı ve tütün almak | çin sipariş mektupları göndermiş- lerdir. Dün İsveç rejisi hesabına piyasamızdan beş yüz bin kiloluk mühim bir pazti yaprak tütün mübayaa edilmiştir. Bu tütünle- Tin ve bundan sonra mübayaa e- dilecek diğer malların hangi ta- rik ile İsveçe gönderileceğine da- ir alâkadarlar emir beklemekte- dirler. İsveç ile Ajmanya arasın- da Türkiyeden ithal edilecek malların trensit olarak geçirilme- si için başlıyan — müzakerelerin bitmesine inlizar — edilmektedir. Şu kadar ki, bu malların ancâk Türk firmaları tarafından sevk ve ihraç edilmesi şart koşulmakta ol- uu söyl iniyor. YEylâl 1940 Açılış - Kaçanış Londra 52378 Nevyork 13220 Cenevre 20,50 Alina 00075 Bofya 16225 Madrid 18,8025 Büdapeşle 2652 Bükreş 0,825 Belgrad BAT5 | Yokahama 8111225 | Stokholm 3066 — | ve Tahvilât | İşaret Memurluğu Yap Bir Deli Dün öğleden sonra Cağaloğ” lunda Eminönü Halkevi binasi" sebep olan garip bir hâdise geğ Bir aralık, üstü başı temiz bif adamın buradaki dört yol ağzın” da durarak işaret memurluğu ve” zifesi yaptığı ve gelip geçen nt7 kil vantalarına yol — gösterdili görülmüştür. Mazhar Osmanift müayenehanesile —inaarif idareti arasındaki sokağa doldurulan ©" tomobiller, burada fenni veyâ” hut başka bir muayene yapılack* başlamış” ği zannile beklemeğe devam etmiştir. Gümrükler Vekilinin Tetkikleri tatbikı hakkında izahat vermiş mek ihtiyacı için kaymakamdaf izahat almıştır. Tramî;—_"aülrı buradan kaçmağa muvaffak ol- muştur. Tıbbı adli kaçalı Topal — Hasan serbest kalınca, hemen fa- aliyete geçmiş, tevkifhaneye ero' sokmağa teşebbüs. etmiştir. in Eroinlerile beraber tekrar yaka- lanan Hasan, — müşahedehaneyt