30 Ağustos 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

30 Ağustos 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HiKÂYE İf Ağız m 1925 yazını askerlikle Çatalca- ; 4 geçirmiştim. Parasızdım, İs-| übulda anam hasta idi ve bir | mz, bir tablanın ke. inda unutulmuş cigara gibi, füdi kendime yanar, küllenir, Skenirdim. bir arazide tulmuştur. Bu küçük kasaba eenubunda, bodür meşelerle | OKADlI bir dağ uzanır; şimalinde tepecik var, oradan istasyo- f bulunduğu Çatalca ovasına | ? meyilli bir sırt ile inilir, İs. 'on kasabaya oldukça uzak- T istasyon şosesi, kasabanın Bbeği olan dörtyol ağzına bağ- | Sr. Bu dört yolağzı ulu çınar- © dalları altındadır, çarşının " en gerefli yeridir: Mehmedin İvesi, avukatın yazıhanesi, çli bakkal, sabahları baş larıma pençe vuran eekici İki piyango bayü ile tütüncü - oradadır. İstanbul otobüs. *i de bu dörtyol ağzındaki ha> başından kulkar. Oturduğum ev, Çatalcanın İs- bul tarafındaki kıyısına dü - *di. Önü açı , meydan gibi idi, arkasında, Üç dört ev| a, Çingene mahalle: lir gün burada alıcı tuştım. Çingene mahallesi dört küçlük sokaktı sani - &. Duvarsız, evleri çitle ayrıl. dört sokak. Çingene sokağa hiç bir şey at- #Es, sokağa başkaları tarafın - atılmış birçok şeyleri de, bi- toplar; meselâ boş sardalya luşundan cigara tablası, kon- Ve kutusundan saksı ve mağ - yapılır. | Çtigone evlerinin pituresk bir İharisi vardır: Bahçeler gibi, Üöttin de duvarları çit örgüsü - | " Çoğunda kapı kanadı, şek tdığındandır, ve her kapıda ko Man bir top kilidi axılıdır. Öcere boşlukları, ellerindeki N parçasına göre birakilmış - * Çingene kızlarının esmer el- iiden çıkan o sakız gibi çama sepetleri, - Çingenenin kendi Şöde, kundaktaki — çocukların *de beşiği, ağaçta çalıncağıdır. “üçünde, on dördünde kızla - kucağındaki çocuk kardeşi Gillir, oğlu yahut kızıdır. Ku- Kinda çocuğu, ağzında sakızı, tda mavi boncuğu, ayağın - | Tanası, ve koynunda, tomur . larından biri sağa biri sola küskün memesi olmıyan |'Sene karılarına az rastlanır. Tatalcada bir küçük Çingene eyinim vardı. Kundura boya- " idi. Bir küçük Çingene apul- u, Kapkara gözlerini, sanki hdeki boya gişesinden bir h Dak boya ahp, kunduralar İ boyamış, cilâlamış, parlat - Hü, Tebessüm yüzünde bir ser di dudağında gamzelerinc, tlerinden kirpiklerine ko - D sıçrardı. 4 nrlecyin az konuşurdu. Kun © ç alarımı boyamağa geldiği zar ü bile, ancak, avucuna koy - ko0mn paraya, bakmadan atar - ) "- boyundan umulmıyar. ka - bir sesle: ş ,” Bereket versin!.. Derdi. hünoyini yazı doğru yalına - * Mavi bez pantolon, muza . bir mintan ve tülü bir kafa , Bulmuştum. Ve galiba, güz BİK Unda, yine yalmayak, P:lmolnnu. nakışları bir hay- Vhi İşmiş muzayık mintanı ve — kafasile birakmıştım sanı- m. ._" gün sormuştum. Saçlarını '(r: k_t:ı(—rnıiş. *ük oğlunun ense çukurun. i T ördek kuyruğu, alnında »_'__':m kâkül ve kulaklarının Tda karanfil gibi saç oyaları . |seyinin yeni - |hayran seyretmişlerdi. Fazla sır- uzikası hmet Bülent Koçu bırakan ana, bir sanatkürdır. Neferlerin bana geve seve hiz- met edeceklerini bildiğim hâlde, Hüsciyne para vereyim diye, her akşam evime iki teneke süu ta - gatırdım. Ve sabahleyin, teneke boşal . sın diye, bahçedeki kavruk as - mayı, çalıya dönmüş gül ve ya - seminleri sulardım. Burada göyle bir sahne hatır - dkrım; Bir akşam, nefer bahçede sof- ra kuruyordu. Hüseyin, evin kar şısındaki çeşmeden su getirmiş- ti. Bir arkadaşım gazete okuyor. du. Evden toz ve çamur silmek i çin lâzım olur diye, çantama bez parçaları koyarlardı, Ben dc, cs- H ki bir gömlek parçası almış, ga- liba lâmbanın şişesini silmeğe ha zırlanıyordum. Az konuşan Hi * İseyin tenekeleri bırakmış, içini iştiyakla çekerek: — Ne güzel... No güzel... Demişti. Ve korka korka ben- den gömlek parçasını — istemişti. Ertesi gün, o parçayı, muzayık mintanının en şerefli yerinde, göğsünde boydan boya konmuş yeni bir yama olarak gördüm. Öbür Çingene çocukları, Hü . yamasını hayran naşıkları da, benden yamalık bez istemişlerdi. | Aynı günlerdeydi. Bir sabah Mehmedin kahvesinde oturuyor- dum. İstanbul ötöbüsleri daha kalkmamıştı. Şoför muavini Sa. riko bağırıyordu. — Haydi İstanbul!.. İstanbul! Kahyeci Mehmet, taşları Bu - lamışdı. Kahvede yolculariz, uy- kularının üstüne güneş doğurt . miyanlar vardı. Hüseyini - bç D, berieleri«buldum.' Firkab (6 vabuk, kunduramı boyamakta ziyade, benimle konuşmağa gelmiş gibi gördüm.,” Sordum. — Gülümsedi. Bir şey söylemiyeceğim dedi. I- rar ettim, Yine gülümsedi. Göz- leri yerde, sesi titrek: — Pazardan bana bir ağız mı- zıkası al beyim.. dedi. Çatalcadan gidinceye kadar kunduralarını her sabah bedava boyarım... Çatalcada perşembe pazarı ku rulur. Çingene Hüseyine pazar- dan, kocaman, çıngıraklı bir a - |ğiz müzikası aldım. Yine aynı günlerdeydi. Çatal. canın cenubunu kapayan dağın yamacındaki küçücük çamlıkta bir kır gazinosu açan adam İs - tanbuldan bir saz takımı getirt- mişti. dört beş kiğilik bir küçük sanatkâr kafilesinde, bir de ka- din vardı. Sesi cidden lâtilti. Belki de bugün İstanbulun moş- hur hanendelerinden biridir. Çamlığa saz dinlemek için ilk gittiğimiz akşam, benim yüzüm- den, bir şarkı çok tekrarlanmış. tı. Aradan çok geçmemişti ki, bir gece, aylardanberi olduğu gi bi, yine sabah yaklaştığı haldo bâlâ uyuyamamıştım, Horozlar ötmiye başlamıştı, Lümbayı sön dürmüştüm. Gök ağarmak üze- reydi. yatağıma tekrar uzana - rak, hiz olmazsa şöyle bir dalıp uyanmak istiyordum. Uyku bir| Büzgeçtir. Zehirlenen bir hayatn panzehir olumaz, Fakat bir güu lük hâdiselerin bulandırdığı ha- yatımı, biç olmazsa durultmak istiyordum. Hikönce, uyumuşum, rüya gür müşüm, rüyamın akisleri devarı, ediyor sanmıştım. Yakından, fakat gayet hafif, |FIRTH imzasmt taşıyan maka. Fransada ve İngilterede alınan askeri tedbirlerden: Fransız ; 7 — VAKIT Deyli Telgrafın bir makalesi giltere, icabederse niçin harbedecek? “Mevzubahs mesele yal- nız Danzig değildir!,, istirahatte, İngiliz askerleri sevke diliyor. Dünkü posta ile gelen İngi- liz gazetelerinden lacak gibi yalnız Danzig olmadığını gös. teren mühim bir makale neş. retmiştir. İngilizlerin harbettikleri tak- dirde ne için harbedeceklerini gösteren bu yazı, diktatörlük tehdidi altında insanlık hürriye- tinin, istikbalinin tehlikede ol- duğunu anlatmaktadır. J. B. lede ezcümle deniliyor “Eğer Avrupada bir harp ursa, İngiltere bu harbDe başın. dan girecek ve sonuna kadar içinde kalacaktır. Ingiltere bu harbi ne için ya. | pacak? Aslâ... Harpler,. küçük şeyler için yapılmaz. Her ne kadar küçük şeyler için başlarsa da, onun ar- dinda daha büyük meseleler Mmevcuttur. Bu söz, ilk defa bundan yir- mi küsur asır evvel söylenmiş olmasına rağmen hâlâ doğru- dur. Bugünkü harp için mevzu. bahsolan — meseleler yanında | Danzig bir toz zerresi mesabe. sindedir. Şu halde bu menfur harpte | İr.giltereyi ilk safa atacak olan nedir? Taleplerini zorla yerine getireceğini ümit eden ve siya- setinin başlıca âleti olarak harp tehdidini kullanan bir diktatö. rün tecavüzüdür. Eğer harbe mecbur olursak, Almanyadan başka bir milletin |menfaatini tanımıyan, orta Âv- ——— c< — raz daha cesur oldular. Ancak O zaman penceremin altlında Ça » Tan bir ağız müzikasını farket - tim, Cam açıktı. Uzandım, Hüseyin!, | — Huüseyin?. — Ne var beyim.., Bu sefer cevap vermiyen ben oldum, — Hani beğendindi bunu. Hani çok dertlisin #en de beylii — Çalmıa artık yavrum.. Bir tabla kenarında unutul muş cigara gibiydim. Kendi ken jdime yanıp, küllenip tükenmak. te İdim, Küçük Çingene, benim esrarımı keşfledecek kadar be * legraph,, bugün harbe sebep o.|d. görünen meselenin |şu devletlerin istiklâlini torpille. Danzig şehri için mi? v rupaya ve Âvrupanın cenubu “Daily Te- şarkisine, — hudutları dahilin. le kıyamlar tahrik ederek kom- mek suretiyle — tam bir hâki. miyet tesis için muâzzama bir plân hazırlamış olan bir dikta. tör karşısında beynelmilel mü- nasebetlerin tabii egreyanını temin ceğiz. Eğer — barbedersek, küçük devletlerin iktısadi menbalarına hâkim olmak, onlarm diğer letlerle siyasi münasebetle- ek — istiyel Sözünü — yerine 'ızııtim;ek için hudutlarına asker yığan, kabul etmedikleri takdirde imha ile den, teslim olmaları için imtiyazatı birkaç hafta içinde fesheden ve her adımda daha fazla mukavemeti müşkül kılan birisine karşı harbedece- ğiz. İşte böyle hir plâna, henüz fırsat ve imkân varken son ver mek için hazırlandık. İngiltere ve diğer demokrasiler bu mak. satla hazırlandılar. İcabederse harbedeceklerdir. Garp dünyasının demokrasi. leri, geçen harpte istikrar kuv. yine göstereceklerdir. Naziliğin galebe çalması, bü- tün hür insanlara zillet, sefalet va felâket seneleri tahmil ede- cektir. Gerçi hürriyet ve ser- besti, dünyadan — tamamiyle kaybolamaz. Çünkü — bunlar, kaybolmak bilmez ve onların tekrarlanacağı gün, geçikse bi- le, muhakkak kendini gösterir. Lehleri düşünelim. Bugün tarihte ilk defa olarak bizimle ittifak etmiş olan Lehler, üç ra- kip imparatorluğun — arasında parçalanmış olmalarına rağmen, kaybolmuş — milli istiklâllerini daima canlı olarak - tutmakta devam etmişlerdi ve 1863 sene. sinde Bismark'n Rusya ile, daha fazla Leh isyanma mey. dan bırakmamak için imzala. dıkları müşterek tazyik misakı. ti da unutmiyalım. Şimdi de Almanyanm, Dan- zigi Almanyaya ilhak bahanesi- le Lehistanım istiklâline karşı bir teşebbüse geçmek tasavvu- runda oluşu, hürriyet namına yri kabili müsamaha bir ci. bir saz takımı, geçen akşamkilaimle niçin meşgul olmuştu”|nayettir. Almanların muzaffer şarkıyı tekrarlıyordu. Bir rü - yanın gittikçe açılıp kaybolaca -| Bi dalgaları sandığım bu şarke yı korka korka dinlemeğe bay - laradım. Derken, çalgıcılar bi -| Kendisini bana bir dert or yapmak istemişti, Fakat, be ölünceye kadar yalnız kalmağa mahkümum, Ahmet Bülent KOCU İk Te lort ıilmaası, müstakil bir Lehistanın tadan kaybolması demek ola. caktır. Netekim 1918 de Al. manlar galip gelseydi, Belçika Mi botlraş' olsekkir Avusturya yutulduğu za. man, İngiltere, Fransa bu dar- benin tesirini hissetti. Çekoslo- vakya parçalara ayrılınca, sar- sıldılar. Şimdi Lehistanı müda- faa ederken Avrupada büyük devlet sıfatiyle kendi emniyet. lerini müdafaa etmektedirler. Aynı zamanda kendi demokrat ideallerini ve yaşayır tarzlarını müdafaa etmektedirler. 1914 geri gelmiştir. 'daha fena - bir tarzda ge miştir. Çünkü bugün hür insan- ların gözünde diktatörlük, bir zâmahlar sabık Küyserin ask Na amezmum bir hükümet şeklidir. Kayserin idaresi altımda Al. manyanın, söz hürriyet bir meclisi vardı... Diktatörlük idaresi altmda nâmeşru bir propaganda ilmi icat edilmiş ve böylece dinleyi- cilerin dimağına hakikatin tah- rip edilmiş şeklinin sokulması- na çalışılmıştır. ük harpten evvel meşru. tiyetçiler ve — mutlakiyetçiler yanyana yaşayabilirlerdi. Dik- tatörlük ise durmak, dinlenmek bilmiyen bir halde ve müteca- ıcizdiı. Tarihte Almanya ve İ |müdahalesi kadar mucibi hicab İbir devreye tesadüf edilmemiş. Zira, bu her ikisi de, müda. hale etmiyeceklerine dair söz vermişlerdi. Eski diplomasi, ekseriya u. tanmaksızım yalan söylerdi kat hiç olmazsa bir taahhüdün muhafazası için dudak payı bı- rakırdı. Führer - sözlerine ola itimadı kendi hareketleriyle si miştir. Bir zaman Şuşnigle A, vusturya devletinin istiklâlini tarıdığını ve ona hürmet ede. ceğini vaadeden bir anlaşma imzalamıştı. Askerleri Brener | teçidine geldiği zaman Avrupa- Ja artık hiç bir arazi talebi ol. madığına yemin etmişti. Mü “ihte Cemberlayn ve Dalady ve artık siyasi meselelerini hla hal yoluna girişmiyeceği ni tazammun eden yazılı bir söz vermişti. Solukları saf Al. man havasmı - zehirliyen Mas- kova erkâniyle. her hangi bir|: misak veya teşriki mesaivye mi. remiyeceğini ev tepelerinden tekrar tekrar haykırmıştı... Lâkin İngiltere v> Fransa simdi tamamen uyanık vazivet-| tedir. Her ikisi de kendilerine modern olan demokrasi hazine- sini müdafaaya hazırdırlar. Ru haı(zîne. cidden müdafaaya lâ. vrktır, 30 Ağustos 1939 Değiş köyünü Se&i Dasil İki insan ve 43 davar kayboldu Konya, (Hususi) — Yağan yağmurun — vilâyet — dahilinde İyaptığı tahribat hakkında mut. tali olduğum malümatı yazı- yorum: İlgim kazasma bağıı Çığıl na- hiyesinin Değiş köyü, Beyşe- hir yolunda Yunuslardan üç dört kilometre mesafede, Bü. yük ve küçük Çaldağlarnın teşkil ettiği vadinin yanmda. dır. Düşen yağmurların şiddetin. den hasıl olan sel, birdenbire köüyün aşağı tarafında bulunan kısımlarımı basmıştır, Sel o kadar şiddetli gelmiştir ki, iki insan ve kırk üç davar sular arasında kalmışlar ve kaybolmuşlardır. Suların şiddetinden davarlar. la insanlardan birinin cesedinin nereye — gittiği Dulunamamış, yalnız birisi bulunmuştur. Ufak bir köy olan Değiş hal. kı, çalışkan, misafirperver, şirin bir köydür. Selin tahribatı 3000 lira kadar tahmin ediliyor ki, bu paranın ufak bir köy için ne kadar büyük bir yekün teşkil sdeceğine hiç şüphe edilemez — Köy gezileri Gaziantepliler Kızılcahisara gitti Gaziantep, (Hususi) — Hal kevi köycüler şubesile gösterit şubesi gençleri 20 Ağustos pa- zar günü Büyükkızılhisarda bir köy gezisi yaptılar. Çok değer. li mebusumuz Bay Ömer Asm İAksoyun gençlerimizin başındı iştirâk ettikleri bu gezi güzel samimi ve çok verimli oldu. Pazar sabahı - elli bi halinde iti atamahil! şehirden ayrıilan genclerimiz, yaptıkları vazifenin ehemmi yetini idrâkten mütevellit bü yük bir neşe içinde hareketle- tinden bir saat sonra köye var. dilar. Başta muhtar olmak üze, re köyün ileri gelenleri tarafın. dan karşılandılar. Asırlık ceviz ağaçlariyle gölgelenmiş geniş bir tarlada misafir edildiler. Bir taraftan gençlerimizin çaldıkları milli müzilk; parçaları dinlenirken diğer taraftan da krymetli mebusumuz, idare heyeti âzaları, y samim hasbihaller yapıyor, dertlerini dinliyor, ihtiyaçlarını | İvetlerini gösterdiler. İcabederse | talyanın İspanya dahili harbine|tesbit ediyorlardı. Bundan sonra köycülük şu. besi başkanr ve ziraat mücade le baş teknisiyeni Fazlı Danış- man bağ ve meyva hastalıkları hakkında köylü ile istifadeli bir konuşma yapmış ve bunu Ya yın şubesi başkanı Nadi Ünle. 4 eski ve yeni devirlerde köy ve köyeükik mefhumu, köğ kaa nunu, köy kalkınması hakkım. Jaki konuşması takip etmiştir. Bu arada trahomlu köylü te. davi edildizi gibi ayrıca kinin de dağıtılmıştır. © karşı koyabile. cek şey demokrasidir. Eğer dünya, demokrasiyi, bazı zaaf. larından temizleyecek — olursa, en mükemmel hükümet şeklin elde etmiş olacaktır. Fakat bu ne zaman olacaktır? Demokra- siler bugünkinden daha sıkı bir Hisiplin ittihaz ertiği, prensiple. rine daha fazla sadakat göster- A nlelâde zamanlarda bile totaliter — devletlerde görülen benzer hir fodakârlığa hazır bu. lunduğu zaman... Serbesti Aörenilmelidir. Ve bu ders devamlı surette prova edilmelidir. Serhest havat, kan- larında uzak mazilere dağri » yanan hir hürrivet ananesi kav nayan kimseler için yaşanma” > lâyık olan yegâne hayattır

Bu sayıdan diğer sayfalar: