4 — VAKIT 30 Ağustos 1939 Mahkemelerde Ağırcezada gizli bir muhakeme Aşkı uğruna kızını peşkeş çek- mek istiyen kadın Ağır ceza mahkemesi dün sa. bah aşkı uğruna kızını peşkeş- ten çekinmeyen bir kadınla, kı- zını kirletmesine müsande etti- Bi dostunun gizli olarak muha. kemesine başlamıştır. Hâdise şöyle olmuştur: Rizenin Fenerli maballesinde oturan ve bir şimendifer memu- runuün karısı olan 36 yaşlarında Lütfiye, aynı evde kiracı Ahmet, adında bir genç ile sevişmeğe haşlamıştır. Lütfiye Ahmede o kadar fişık olmuştur, ki kocasının memuri. yeti İstanbula nakledilip de bu- raya gelmeğe mecbur olunca, dostunu da beraber getirtmiştir. Lütfiye Tophanede bir ev tut- muş, kocası işte olduğu geceler Ahmaedi gizlice içeri almağa baş- Tamıştır, Ahmet son zamanlarda Lütti- yeye karşı biraz söğüuk davran- mağa başlamış ve kadının koca- ai Malatyaya tayin edilince ar- tık ayrılmalarını söylemiştir. Lütfiye bu vaziyet kar; 'a Ahmottön ayrılmaktansa, Dura. da kalmağı tercih etm'ş ve dot- tuna, kızını du kendistne teslim etmeği vaadetmiştir. Lütfiyenin ktâı henlir ön altı yaşına basmış ve söylendiz'ne göze çok güzel bir kızdır. Bür gece rakrı âlemi tertip edil. miş, anası, dostu İle beraber kı. zını s#arho$ etmiş ve gözleri ö- nünde dostuna teslim etmiş, kir- lettirmiştir. Fakat, ertesi gün ayılıp da vaziyetin Tecaatini kayrayan Fahriye, ağlaya ağlaya karako- la koşmuş, hâdiseyi anlatımıştır. Lütfiye ile Ahmet yakalana- rak tovkif edilmiş, sorgu hâkim- liğine teslim olunmuşlardır. Üç gün mavkuf yattıktan son ra kefaletle tahliye edilen Lüt- fiye dün mahkemeye gelmiş 'di Ahmet mevkuf bulunuyordu. Genç kız davacı ise de vaka. dan sonra sabasının yanına git. tiğinden mahkemoede yoktu. Bulgar pehlivanı mahküm oldu İki haftadanberi şehrimizde bulanarak ikl maç yapan Bul- gar pehlivanı Todor Bankol ika. met tezkeresi vermediğinden yakalanarak Sultanahmet birin- i «ulh cexa mahbtamesine varil. nişti. Pehlivanın dün sabah muha- kemesi bitirilerek 15 gün hapse 25 lira da para cezasına mah - küm edilmiş, fakat sabıkası ol. madığından ceza, tecile uğra- aMEntSA. — gilezdemen ak!. -| 1939 ResımliHafta Memleketimizin en güzel ve en ucuz haftalık gazetesidir LÂLE ve — Ben kazanmış olsam da yi- Te canım sikiliyor, Bizim bu seçirdiğimiz hayat bana artık sakıntılı geliyor. Sen daha genç sin, — Ben de henliz otuz dördün- leşin. Hele şu ihtiyara bir kere yakmıyor musun? — Burada on sene manasız â. Geceler bundan ayrı... * Aşk geceleri... biraz da gülerok: ”- Be çocuk! Şu boş - lüfları brrak. Her halde şimdi ben hiç bir şey düşünmüyorum. Pol Taveresko şimdi yerin - den kalkmış, otomobilini mua - Sinemalarında Brmmann , Bütün Trakyayı titreten TÜURK'ün Yılmaz ve kırılmaz Çelik Ordusunun En Son Manevrası Filmi BUGÜN TAKSiİiM relerini düşünüyordu. Bir dofa içki içmeği düşündü. Bunun bi- ir hayazt gt *rdim. Üç bin altı | lâkis daha fena tesiri olabilece, Füzelli gün oyun İle gelip geç- | Rini hosap etti. Kendi kendine en iyisi Parise birdenbire dön- memek daha iyi olacak, dedi. Olyor, Bunun için Mentenon tırladı. Sonra arkadaşına dönerek : İinde kızkardeşim kadar da muval- du ki babasının wihhi vaziyeti sar lemedi mi7” | Mahalle sakaları arasında çıkan kavga 'enekesini 2 kuruşa e2t tığı için bir sucuyu vuranlar mahkemede Kumkapıda sakalık yapan Hasan ve arkadaşı Mehmet Ali, Niyazi adında birisinin kendi mahallelerinde suyun tenekesi- Di 100 para yerine 2 kuruşa sa. tarak müşterilerini ellerinden almasına kızmışlar ve Ösmün a- dında biristni Niyaziyi öldürme- Si için teşvik etmişlerdir. Fakat Osman korkmuş vao işi kabul etmcmiştir. Bunun üze- rine Mebimet Ali, Hasanı kışkır- tarak Niyaziyi vurmasını söyle- miş, Hasan da bir gün Niyazi- iln yolunu keserek — biçağı ile mühtelif yerlerinden fakat öldürememiştir. Dün ağrı coza mahkemesinde duruşmalarına başlanan suçlu- arımm suçunu sabit gören sorgu hâkimliği, Hasanın öldürmeğe sam teşebbüsten 448 inci mad. Aöyö göre 18 sefle hapsini, Meh- Met Alinin de teşvik guçundan 65 inel madde gösününde tutu- arak aynı maddeyle tecziyosini iIstamiştir. / Mahkemede sorguya çekilen Hasan, ifadesinde demiştir ki: “— Mahallemde sakalık yapı. yordum, Rir gün Niyazi bir ara- ba yaptırarak mahallemde su dağıtmağa başladı. —Halbuki müşterileri memnun edemiyor- du. Hepsi benden Bu isteyinte kızdı, Vaka günlü öÖnüme çıka. rak küfüre başladı. İşe bir arka. da karışınca, su — taşıdığım “KEYATYEK Va trommra vürut Bunun Üzetine vYasiyetin Tena- laştığını gördüm; bıçağımı çe- kip savurmağa başladım. Ken- a dimi kurta “nak için ne yaptığı-| mı bilmiyorum." Hasant teşvik etmekten suçlu Mehmet Ali ise, topyekün İnkâ- ra sapmış: Ben Niyazinin ne anasımı, ne kendisini, ne kardeşini, ne de arkadaşını tanırım. — Öldür- | | mesini ne diye iateyip teşvik ede-| sundan dolayı değil, sırf aevk, | 1hun yüzüne'doğru hohladı. Ka, yim. Haberim yoktur," Şahitler dinlenildiklen söhra luruçma başka bir güne bırakıl- mıstır. Jan sordu: — Kızkardeşiniz, bakaloreasiri bu sene mi geçirecek? Bin iyi bir ev kadını olmasını isti- aa AAA — Evet, fakat babam Domnika [ Bir gün geldi ki, yaz sona erdi | |Sabahın erken - saatlerinde gök | | deniz suyu gibi serin oldu, Par . ı'.ıldı;lı. mailleşti, ve bir sanba- | har rüzgârı öğlede şiddetle es _Ş meğe başladı. Vang Lung da san ki bir uykudan uyanırmış gibi kendisine geldi. Evinin kapısma çıktı ve tarlalarına baktı. Sula. tın çekilmiş olduğunt, ve topra. Şiın kuru ve soğuk bir rüzsârle, yakıcı güneşin altında pırıldadı $ını gördü. Derken, içinden bir sesin, agk. tan daha derin bir sesin yüksel. | diğini, kendisini toprağına çağır. dığini duydü, Vang Lüng bu se. si, ömründe duyduğu bülün ses. lerden üstün olarak dinledi, Giy. | mekte olduğu uzun elibbeyi yırta. | rak param parça etti. Beyaz ço. | raplarmı, kadife ayakkaplarını lyme liyme doğradı, pantolonu. | nu dizlerine kadar sıvadı. Gürbüz | ve istekli bir tavnla doğrularak: — Çapa nerede?.. Sapan ne . rede?, Buğday ekimi için to - humlar ne oldu?.. Gel dostüm | Çing. gel.. Ve an adamları ça. ğtr.. Toprağa, aya — çıkıyo. rum!., dodi, —— Vang Lung cenup şehrinden dönüp te, orada çektiği acılık- larla avunarak manevi kalp has. talığından kurtulduğu gibi, şim- di de tarlanın iyi, bereketli ka . ra toprağı ile yine aşk hastalı. ğindan iyileşmiş; ayaklarının al. tmmda nemli, ıslak toprağı hisse- |diyor, buğday ekmek için alt üst ettiği sapan yollarından yükse .| len topraklı havayı kokluyordu. | Rençperlerini oraya buraya yol, | ladı. Onlar da, şurasını burasını | sürerek bir günde epeyoe İş Çı. kardılar. Vang Lung, ilk önce ö. ileilelim amlranrma aanti Denklu snedla | kızbacı şaklaltı, Sapan toprağa batar, girerken derin bir toprak | dalgasının yuvarlanıp dönlüsünü | İseyretti. Sonra, Çing'i çağırara' | ip dizginleri ona verdi. Kendisi de bir çapa alarak, kara şeker kadar yumuşak, buna rağmen üzerlerinin daha hâlâ nemli ka. lşmdan siyahlığmı kaybetme- miş olan toprağı ince bir çamur tabakası haline getirdi. Bunu, i. cap ettiğinden, lüzumü bulundu. | keyif duyduğu iç'n yaptı, Yorul. | duğu zaman da toprağımın üze- rine uzandı ve uyudu, Toprafır sıhhati kanma işledi. Böylelikle Vang Lung hastalığından kur. Imlmuş öldu. D Güneş, kendisini karartacak, doşlandıracak bir bulut olmaksı- | zın yana yana batıp ta sular ka. 'sapan kollarının izlerini bıraktı. S1 kısımlarda, yaniden sertleşti.. y YAaAaaaasananakİSAAAAAAAALAAADAAİA SAA Yazan Çevilren N !;ı;;.ruıl.ug.l;ıclkı:ulum ı b ra h im Hov Kreveorerrerurrerureı 62 evine geldi. İç uvluya bakaa per deyi yırtarcasma çekti. Avluda, Lotus ipekli elbiselerile gezin. | mekte idi, Vang Lauag elbiseleri. ' nin üstünde toprak izlerin: gö - | tünce bağırdı, kocası yanıma yak laşiınca da titredi. . p " ABRONE . CAKİWESİ Hemiekel içinde Fakat Vang Lung güldü. Onun | ;’_':':" ı:: küçük kıvrım krermi ellerini top (B 4 yik ..S raklı avuçlarmın İçine aidı. Tek. (Ü * yatlık YU0 tar güldü ve: ) — Artık gördün yal.. Efendin, | bir çiftçiden başka bir şey değil.. Sen de bhir çiftçi karısı!.. Kadm heyecanla bağırdı: — Ben bir çifiçi karısı deği. lim.. Sen ne istersen ol!.. Vang Lung yine bir kahkaha attı ve Lotus'tan kolaylıkla uzak. laştı. | Toprağa bularmış bir halde akşam pirincini yedi. Uyumadan evvel de istemiye istemiye yıkan. dı. Vücudunu yıkarken de tek. rar güldü. Zira <rtık birz kadın için yıkanmıyordu, Hür olduğu | için de gülüyordu. İ Vang Lung, sanki uzun müd. det yuvasından uzaklaşmış gibi | olmuştu. Zira, apansızm, yapıla. | çak bir sürü işler karşısında kal. | ( Türttesten — Ralkan V için aydu, otuz. kurüs ı Posla berliğine girmeyeti ? ayda yetmiş beşer KUFLİ har. 4bone kayılını Bilhiret | 'ob o ve telarat Ü * Durasilin posla vEevi "."' yollamın ücreümi Ydere MAT serine alır, | WİA, V ürkiyenin her paste n-ı"'"' h VAKIT 0 aböne yaziti! | Adres değişhirinz w 85 kuruşlur İLÂN TERLELERİ | Tienret ilâolarıanız X çatiri sönian Mülniret "":_ Talerında GğL aç aN İKİNT suruş; — dördüncü ikimei ve öçünede İ- 4, Deçlik yağı Keşi Wf dır Böyük, çok devamli muştı. Toprak sürülmek ve ekil, | dere YT mek istiyordu. Ve Vang Lung KeKELra N geĞ günlerce, tarlasında çalıştı. çaba, (| vin süntim » satırı 3W kurut n KU FICAHI MAHİYETTE Üİ ladı. Aşk yazınım uçuk'aştırdığı , KÜÇUK JLANLAT , a n benzi, çildi, güneşin altında ba. | kırlaştı, aşk avareliği sıraların. | da nasırları soyulmuş olan elle. | ri, çapayı kavradığı yerlerde, ve | Bir dete BÜ, İki oı";', ö defası 65. dört delesi TT İ delast 100 kuruştül. ilân verenlerii vadır. Dört satırı gect! DPS. Vakıl ben gağrudn” gası b p oYAN 1x?3le vakti. we akşam üzeri e. vine döndüğü zaman O.lan'ın yüde, HESİİ sal kendisine pişirdiği yemekleri, iyi || gaa aa n ae vakit Ylka ; birinci, kapuskayı, fasulye ezme- || altında - KEMALEDDİN — Yalhhul, sini, ve buğday ekmeğine sarıl -|| "an Bürosu eliyle | K 2e muş iyl sarmısağı iştiha ile ye. eder. (Büuronun çelefot” k di. Lotus, onun gelişini görüp te küçük elile burnunu tıkaymca, AY | ve sactığı pia pis kokulara karsı Ğİ iyak ciyak bağırınca, — Vang | bir eğlencesi, zeviki. keyfi Ti 'ang aldırmadı. kahkahalarla zelliğe, narinliğe karst * mukabele etti, Vecgürnefesi İle | iştiyak? tatmine yarayöfr, |ve yalnız dişiliğinden h? yf dm elinden geldiği kadar bu ko, | birymıhlüh:x g!an Ht Ğ “tüya dayanmak — mechuriyetinde | vini çeviren, kendisini. idi, Zira Vang Lung cani ne İâ&. ye gçocuklarımı besleyeti h erse Onü yerdi. Artık kamı. cafil |nr ve oğullarını doğuran '. erine geldiği, ve ask hastalığın. Köydeki erkeklerin iç © lan kurtulduğüu için de, canı cek. |deki kadından gıpta İl€ tiği zaman Lotus'un yanma Biİ, | melerinden Vang LUN€ der, zevkini, keyfini yapar, Of | duyuyor, gürürlanıyord! dan sonra;da beşka islerige ba. İler, bu bahsi açtıklar? A rarınca, gede bastırmca Vang Lung viüleudu ağımyarak, yorgun argm fakat muzaffer bi tenon ko-İlejinle ihtiyar bahçivanı Emli ile kafşılaşmış bulunuyorlar: dı. İ BoA Her iki genci mektebin ,direktrişi kabul etti. Pol Taveres-| mü- konun neşeli yüzünü görünce b'ır-.tiiruı adam kazadan sonra babası- Jan dudaklarını bükerek yo | vakıt kızkardeşi Domnikayı ha-'kemmel bir yerdir. Ben lise tahsi- denbirç hayrete düştü Azlaşılıyor- nın nerevye götürdüğünün size ,, ihtiyar — Presles'den geçsek canım sı- (fak ölamadım. Liseye girmek için bahleyin zannedildiğinden daha zi- Şkaler mı? Dedi, 'ereden istersen oradan geç, Şimdi artık büyük otomobil içe- iki sene üğcaşmak lâzımgeldi. Siz ' yade iyi idi Biseden mezun musunur? Jan le Mestriye dudak büktü; Fakat genç Romar» yalı kızkardeşi Domnikayı götür. mek istediğini söyleyince ihtiyar — Yavrum, edebiyat lisansiye- kadının hayreti bir kat daha art- lar, Şimdi Lukamı buraya çağıralım, yene ediyorda. Bu genç — hem |risine girmişler, Presles yolunu tut- giyim. Fakat görüyorsun ki bu tab- tı: cesur, hem de ihtiyatkâr bir ma'muşlardı. Lis ormanını geçerken sil bana ancak at müsabakası ga- — Nasıl, dedi, Sizin haberiniz kinisttir. Yolda kalmaktan hoş her traaftan gelen tare yaprak ve|zetelerindeki rakamları okumak i- yok mu” lanmaz.Fakat ârabasını da kim |yeşillik kokusu, sinirleri yorgun 'çin yarayor.” seye baktırmaz. Böylece motö . | düşen bu iki genci biraz kendileri- rün etrafında dönerken Pol Ta: diği sözleri düşünüyordu. Canı - ne getirmişti. liği “ deçiza neşe ve ferah varmek çalbir aydınlık başlamıştı. İhtiyatlı bir tavırla gence müt- Pol tavercsko bana cevap ver —Ihiy macerayı an'attı; sonra ilâve meyi olduğu gibi anlattı. Bu adam Her ikisi damar- medi. Arabosına biraz daha hız etti: vereske hep arkadşamın söyle 'larına taze havanın verdiği serin- verdi. Saatte yüz otuz kilametre duyuyorlardı. Dalgınlaşmış Üzerinden gidiyorlardı. Artık dü- gittiği zamandanberi hiç bir nin aıkintımr İçinde olan arkalolan gözlerinde ruhlarından gelen şünmeğe bile vakıt yoktu, Ruhsuz şey bilmiyoruz. Akşam gazeteleri te o kadar, — Bayan Taveresko buradan ibir ceset gibi yere İndi. Şimdi Men- de henüz Preslese gelmedi...” | r halde; kiki mevkilerini aldılar. L4 ı ” Jön'le Mestriye bir müddet son- ( h Kabilirdi. . sanki ender bulunan BİY (ai Böylece ikl kadm, evinde hâ. (heri, veyahut ta mnllı fakat elbise giymek, mek gibi alelâde ihti hemmiyet vermeyen, VE (j yaçları epeyce geniş BİT Yiliy ortadan kaldıran, M #Pmh parasını dilediği gibi * İt len bir insana malıslı$ pahalr bir oyuncağı konuşuyorlardı. Köyde Vang l.un(';_, büy Üğini tefe koyan erkeklü dik sında an İleri giden İ Zira, adam bugünlerdi narak göze girmeği &rMli köpeğe benziyordu. Af le diyordu: — Yeğenim. zevki; bizim gibi insanların ©* do görmediği-öyle bif ituyor Xi, sormayın g* , (görmedim, ama — karıtf gğk Üü Vang Lung her gün M YU € Pol âdeta kulaklarına inanama- yordu. Bütün gün bos vakıt gecir- diği halde bit dakika olsun babası- nı düşünmediğinden dolayı Yena halde canı sıkıldı. Olduğu yerde gdonakaldı, Gözleri yerdeki halı ü- zerine dikilmişti. Oradan ayrıl: mayordu. de ra mektep Girektrisine dikkatle De bakarak dedi ki: a — Bâayan Tavereskoyu alrp gö- — Maslesef, hayır, Esasen hu rada ben yoktum. Pariste bulunu: yordum, Benim muavinim Bayan Lukas vardı. Onunla konüşmüş- I Yan A hu Re evdeki hamımefendi SİSİ Batenden elbişeler Kİ na mülâki oluyormuş- Adam durup dinlen Size kendisi daha iyi izahat verir.” Biraz sonra Bayan Lukas geldi. Heyecan içinde idi. Piplomat İhti- yar ile aralarında geçen mükâle- h b 1 v ü leniyordu: N — Kardeşimin oğlu © y) (Pazisten Biyariç'e giderken Şarir inim, bir büyük ev KUT! > sivarından bahsetmişti. Kazanın ları da bir zengin Bdâ? buralarda olduğunu söylemişti. İş ları olaçak, ve ömürlet” 4 na kadar çalışmak ibtir” 4P alm (Daha var) ( DE