6 — VAKIT 10 IKINCIKANUN 1939 .FHikâye. Liverpool cinayeti : Yazan: Karel Çapek (4 Çeviren V. &. Avusturyalı orkestra şefi Herr | fakat söyliyemediği anlaşılıyor. Kalina şöyle anlatmağa başladı: |du. Bir müddet yutkunduktan — Bir orkestra konserini ida. | sonra rdenbire yüksek sesle bir re etmek üzere beni Liverpola| şey söyledi. Bunun üzerine ki dn! gağırmışlardı. Bir tek kelime in- bir çığlık attı ve hiddetli hid gilizce bilmezdim. Fakat biz çal. İ bığırmağa başladı. Fakat” adam gıcılar biribirimizie öyle uzun kadmr elinden tutup o kadar şid. uzadıya konuşmağa lüzüm kal -| detle srktı ki, kadn sesini kesi madan anlaşırız, Ondan sonra İs j Sonra erkek kendi kendine, diş- le elimizde orkestra çefi değneği | lerinin arasından bir şeyler söy. lemiye başladı. Bu her halde bir aşk sahnesi de| ; Şildi. Bunu bilhassa benim gibi bir musikişinaa daha iyi anlardı Aşk sahnelerinde ikna edi lerin başka bir ahengi vardır, böy le korkunç gelmez, O ses, daha ziyade, pes bir viyolonçello sesi gibidir. Halbuki o sesler kemanm kelm telleri üzerinde çal n (2) presto rubato bir parçaya benzi - yordu. Adam boyuna hep aynı şeyleri tekarar ediyordu. Endişe verici bir vaziy: daydım, Adamm fena niyetleri olduğu anlaşıl onra, sanki a - yeceği sözlere mâni olmak ister gibi, birkaç kere ba- ğirdr. Kadam klarnete gibi, te- miz bir sesi vardı. Bir genç sesi değildi bu. | şıladı, Aldılar beni bir otele gö . | Erkeğin sesi gittikçe tehdit e. türdüler ve burada bir müddet J ici bir hal alıyordu: Daha 80: Kalıp istirahat edebileceğimi söy-/ra kadnm ümitsiz bir gekil- lediler. Fakat ben yıkandıktan de yalvarmağa basladı. İnsanm sonra göyle bir sokağa çıkayım, | vücuduna; buz banyosu yapılır - şehri dolaşayım dedim. Bilhassa sa nasıl titrer, kadınında sesi gidip nehre bakmak istiyordum. | öyle titriyordu. Çünkü âdetimdi, her gittiğim ye. | Biraz sonra erkeğin sesi derin ni şehirde, eğer varsa, gidip ev- bir mırıltı geklini aldı, Adeta bir velâ nehri seyrederdim. Bence âşığın çaldığı pes sesli bir çalgı- nehirler bir gehrin asıl orkestra- İyi andırıyordu. Kadnm ağ! Hirdyenin muharriri Karl Çapek İstasyonda beni birçök kişi kar ineşreden Frar Jirkın fazileti ordu. Kadm ağ *|, js Centilmen'in bir tarifi Centilmen bir adam nasıl yaşar ? Yukardaki başlık altında Nüvel Literer mecmuasında bır akademisi aza - ımdan Lüi Jile aşağıdaki satırları makale “Centilmen,, ideali edebiyatla alâkası olmayan v X sosyal bir ahlâktır. Bu ahlâk tecessüs e - dinceye kadar asırlar geçmiştir. kollektif bir daya halinde kana işleyinceye kadar bu in uğraşılmıştır. İngilizlerde centilmenlik ayrı ayrı fertlerde vardı. Zamanla ve ırkın temizliği sayesi: fazilet hassaları bu milletin terbi- yesine de hulül etmiştir. Maamafih bu ideal henüz mümtaz sınıfın in hisarı altındadır. Aile terbiyesin » de, tavır ve 'eketto, soğukkan- saf ayrılığında, salet ve İzenginlik ve fakirlikte bu idealin kendine mahsus hususiyetleri var , dır. Bu hususiyetler, bir nevi, a kuvvetine tâbi temiz giyinmek, terbiyeli olarak olmak, davran mak ve hâsılı kanunlarla tatbiki mümkün olmıyan meziyeti, ve bütün bu meziyetlerde zevk lim hökimdir. Namuskâr zik olmak bu i- denlin birinci şartıdır. Bir İngilize e, müsamahakâr ve İyi yürekli olmak en doğru bir siyasettir, Bu siyasettir ki, koskoca İmperatorlu ğa İngilizi lâyık gi bütün müsmelelerde ni or. Şayanı hayrettir ki İngilizlerin centilmen. lik ideali silâh kullanmak maha* retlerine de tesir etmiştir. Krlıç İngilterede makbul bir meta de * ğildir ve Manş denizinin ötesinde I ederler. Davul, zi), bo- | s1 da heyecanlı bir şekle gi rü sesleri arasnda nehrin sesi | Mukavemetinin kırıldığı anlaşılı- n ve harp için yazilmiş pia. | yordu. niss#imo bir parça gibi gelir. Sonra, bu pes Liverpoolden geçen nehir - is, | tizleşti ve k T mii ne bilmiyorum - sarıdır; sula- | #tdcoato parçası dinletmi, rı gürülder, çağıldar, aynı zaman- |ladı. Bu, mukavemet e bir da bu'sular üzerinden vapurlar | sesti. Kadının sesi sadece zayıf kayıklar geçer, sahillerinde bi . | bir çekilde duyuluyordu ve bu 563 ng istimbot olsun, ister beyaz yolcu !rine bir itiraz mânası yoktu. Yal; vapuru, gemileri severim ben,'nız. bu seste bir korku vardı, her Nehre bakımea bana Okyanus kö! halde başıma gelecek şeyleri dü - geyi dönünce hemen oracıktay - | şünerek korkuyordu, mış gibi geliyordu. İçimde gidip | Bunun üzerine, Erkeğin sesi; nağmeler tekrar vardır, doklar vardır. İster |lerde hiç de erkeğin söyledikle | İme bi düelloya nefretle bakılır. Centilmen, her şey için gücen- miyen adamdır. Bu adam zor ko. nuşur, fakat, konuşunca tam söy” ler. Çiçek, a Jenizcilik dai gibi şeylere karşı ihtiras derecesin de merak; vardır. Merak ettiği şe: yi tam msânasile öğrenir ve bir yer bahis mevzuu neyse bildiği şe- neden ipliğe kadar anlatarak izah eder. Başkaları onun bu mera. kına gülseler bile © bildiğinden katiyen şaşmaz.. Rönesanstan gel - itiyatla insan yaşayışile alâ” kası olan şeye karşı centilmen Okyanusu görmek arzusu uyan -|tekrar yavaşladı ve ötekini teskin dr. Hemen nehrin aktığı tarafa (etmiye çalışır bir hal aldı. Bu ses de sempatik bir duygu vardır. Bismark ruhi zevki için bir sa- doğru, sahi! boyu yürümiye baş - Yadım. 'Tam ikisaat, sahildeki binalar rın, antrepolar, dokların önün- den geçerek saat gittim. Ara. da bir, bazı kilise gibi yükselen gemiler görüyordum. Havada ba. Irk kokusu, beygir kokusu, ko - müir,ve demir kokusu vardı. İçi- mi büyük bir heyecan kaplamış ti, Hava da gittikçe kararıyordu. Nihayet gide gide kumluk bir sa hile çıktım. Biraz ilerde bir deniz feneri vardı ve muntazam fasıla. Tarla bir ışık üzerimden gelip ge. giyordu. © kadar istediğim Okyanusa kararmıştı, hiçbir gey gördüğüm | yokin. Oradaki taşlardan birinin üzerine oturdum, Kendimi büyük bir haşmet içinde yapayalnız his- sediyor ve suların sesini dinliyor. dum, Birdenbire baktım İki kişi geli- | “ yor, Biri kadın, biri erkek. Dikkat ettim, beni görmemişlerdi. Biraz İlerde bana arkaları gelecek ge - ilde, onlar da gittiler bir teşm üzerine oturdular, Yavaş yavaş orlandı. e bilsem, orada onlar .| dan başka birisinin de bulundu . ğunu haber verirdim, Fakat in- diğeri “şi- Yin... Bunlarla maksadım tabii anlatamazdım, sustu İ Başlangıçta kon stacbato idi. Fakat sonra erkek değişti, Bir şeyler. söylemek istediği, İ te gimdi yine bir tehdit »Jatini bile ayırmamıştır, Giadston nuyordu. Kadınım o inilti gibi sea| yunanca şiir yazardı. Lord Balfor, leri de ümitsiz çırpınış sekline Lord Haldan gibi felsefi eserler girmişti. O zaman adam kadma | meydana getirmiştir. Lord Krav - bir takım sualler sormağa başla-/ford Mançester üniversitesi rektö. dı; Kadın her halde bunlara başı! ile işaret ederek cevap vermiş O. lacak ki, erkek daha fazla sor. madı, Sonra kalktılar. ikisi de ayrı ayrı istikametlere doğru gitmiye başladılar, Olacak şeyleri, bazı alâlmin| gösterdiğini söylerler, ben bunla* ra insnanlardan değilimdir. Fa- kat, musikiye inanırım, Onun İ- çin, anlamıştım ki, kalım sesli ke- man kılarneteyi korkunç bir işe yük bir azimle evine gidiy Kâlın sesli kemanın söyledikleri! mi yapacaktı. Bir cinayet hazırlandığını bili- yordum. Bu cinayet seslerin al - İp yükselmesi, ahenk, tempo ve fas'lalarla hazırlanmıştı. Fa - kat musiki sözden daha fazla sa-| Umumiyetle, bir centilmende iğbirar alâmetleri görülmez. Canr- na tak deyince sesini çıkarmaz. Hiçbir şeyi mbalâğalandırmaz. Hiçbir vakıt kendinden bahsetmez ve az konuşur. Konuşurken kem dine hâkimdir, Nefsine tam mâna sile itimadı vardır. Hissettiğini ne xüçültür, ne de fazlalaştırır. Büyük lâf söylemez. Aktörce yapılan sun'i bareketler- den nefret eder, Sporda ahlâk ve disiplin bir cen Jmen için meziyetlerin birinci şar dır. Arkadaşına ve ahbabına hür. mst eder onu incitmekten çeki - Bir, İşte bunlar her vicdanlı bir ada- mın ahlâkıdır. Bu ahlâk “yaşamak ve başkaları yaşasın diye brak - mak,, cümleşile bulâsa edilebilir, rihtir, Kılarnete kendi kendine bir sey ; yapamıyacak kadar basit bir kim | seydi. Y , anahtar gibi, bir kapıyı açmıya yarardı. Kilarnete | dehşet içinde dururken kalm 803 li keman onu böyle bir anahtar! kullanımı, Şehre doğru dönmiye başladım. Fakat insanım, bulunmak istediği bir yardımda geş kaldığını his t ne tuhaftır, bilir misiniz? ihayet karşıma bir polis çıktı, — Efendim, dedim, Bu şehirde bir cinayet hazırladiler, | ” Devamı 10 rcuda) Derin bir sabur ve metanet, taş. kınlik yapmamak, yapılmıyacak şe yi yamamak. Çocukları hırpalama mak, nlara eziyet etmemek, başkalarını tazyik etmemek. Ya * lan lememek, çalmamak, gu * rurdan çekinmek, verdiği sözü ö - lünceye kadar tutmak, doğruluk, vesaire... Bütün bu meziyetler bir cen de bulunacaktır, Bir İngiliz için gentlemens agrecment'in mâ- çok r. Yaşamasını bi- len insanlar arasında anlaşma diye tarif edilen bu formül'bir centilme- nin din diye taptığı bir imandır. sin Askeri liseler arasındaki fut. bol birinci rım final mü sabaksı dün sabah Şeref stadın. da yapıldı. Şazi Tezcanm hakemliği ile karşılaşan Maltepe ve Kuleli lise, terinin takımları bu müsabakaya tirak ettiler: : Rifat — Kâmıran, Münir — Salâhattin, Ferda, Ul vi — Komal. Bedri, A, Muzaf. Jer, Nesati. Awleli: Rahmi — Faruk, Na. hit — Yaşar, Abdi, Suphi — Mu. zaffer, Şefik, Nadi, Burhan, Ali, irineilik maçla. ii kabul edilme- iki müsaba « maları yüzünden bü ün'maçların p etmekte idi, Bu yüz. ü müsabaka cidden me, Oyun karşılıklı hücumlar!e baş ladı ve ilk devre hemen hemen Dünkü milsabakada Maltepelilere yenile n Kuleli Dünkü maçta Kuleliyi 2—0 e Maltepe Lisesi futbolculü Askeri Liseler şampiyo oldular Deniz Tisesi takımı, 2—1 mağlüp müsavi akmlar ve mütekabil teh. laştığı görül likeler atlatılarak geçti. Kulelilerin hücumları rakip mü in düzgün oyun. le semeresiz kaldığından dev. renin ortalarından sonra Malte, m kettınin çok güze! kom $ Hseler arasında şampiyon olan Malfepe Takımı kocalarile Veraber ettiği Bursa Tiseslle biri yordu, İlk kırk beş dakika ta yakaladığı fırsatlard de edemediği için golsüğ beraberlikle bitti, İKİNCİ DEVRE; İkinci haftaymın b Maltepelilerin daha ağif) ları görüldü, Üstüste yö bücumlardan birinde ve renin 10 uncu dakikası” dan Kemalin ortaladığı plâse bir şütle Kuleli soktu. Mağlüp vaziyete düşe” ler bundan sonra daha © namağa başladılar ve 19 kikada Maltepe kalesi Kulelilerden Şefiğin at bir şütü direğe çarpı Cu, Bu tehlikeyi savuştur peliler bundan sonra akmlarma başladılar. (Devamı 10 “Onbirin ha Ş