11 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

11 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 5— VARİT TI Teşrinlervel YOZA ma “Acaibi seb'ai âlemden,, sayılan Bernar Şovla mülâkat İnsanları hissiz yapan sulhmüş! Yeni bir harbin feci bir felâket olacağında bütün dünya birleşiyor, her memleket silâhsızlanmıya hazırdır.. Bir şartla: Eğer önce diğer memleket silâhsızlanırsa! “Nemes Wiener Journal,, Viya- na, 16 Eylül 1934. Kolay ve çabuk heyecan duyan Bir Amerikalı bir defa Bernard Shaw'ı modern “Acayip seb'ai â - lem,, den birisi diye zikretmişti. Bütün batıl itikat ve hükümlerden nefsini âzade kılmış, bir şeyin da- İma asıl ve esasını arıyan, kendi kanaati hilâfına hiç bir sebep o ve suretle bir fikrin esaretine düşmi- yen bir adam... Zuamanm yeni siyaset dalgala - rmin eteklerine çarpıp kırıldığı sa | bit bir kaya gibi Shaw, hududunu | bizzat kendisinin çizdiği adası ü- | "zerinde tek başma duruyor. Bu tek başma yalnızlık ve şuur için» | İde yaşamak ve her bir hareket ve Jesti hesap etmek ve zekâya hiç N an vakfe ve sükün vermemek Ban'atı: İngiliz dramının 78 ye- Pında bu büyük üstadmın uyanık, Yaal, zinde ve lerü taze kalmasın - Ba âmil olmuştur. Onun fizik kuv- 'vetleri enerji ve mukavemet itiba- yile kendisinden yarım asır daha genç insanların birçoğununkine te- evvuk etmektedir. Ben Shaw'e re katle Regents Park içinden ge ip şehrin ortasından yürüyerek | hiteball yakınmda onun evine "giderken seksen yaşma yaklaşan m kallı bir ihtiyarın yanın- Bn gitiğimin kat'iyyen farkında plmadım, Ona ayak uydurabil - #nek için adımlarımı bir hayli açık “ve hızlı atmaklığım lâzım geliyor» | “du. O yarım saat süren yolun bü- “yük bir kısmını yaya gitmeyi ter - ih etmişti, zira onan için otomo- billerin hareketi öğle vakti mürur © we ubuyun çok olduğu bir sırada gayet ağır ve bati idi. (Siz pek berbat ve son derece | calibi dikkat bir zamanda yaşıyor sunuz, benim sevgili delikan - İm!) dedi ve ilâve etti: (Her şeyde bir garabet peyda oldu. Dha süratli gitmek için © - tomobil yapılıyor da sonra gene yaya gidiliyor; zira sokaklar dolu- dur ve telâki noktalarında hare- ket ve muvasale durmuştur. Tıb» İrn ve hrfzıssıhhanın terakkiyatı sevinçle alkışlanıyor ve ayni gaze- tede —caddelerde kazaların art- ması yüzünden ölüm vukuatı ra- kamlarının yüksekldiği okunuyor. Senelerdenberi en iyi ve münasip “silâhsızlanma metotları konuşu - hap tavsiye ediliyor ve sonra da ha va filosunun ve deniz harp kuvvet İerinin takviyesi için üç misli art- tırmış bütçeler neş'r ve ilân olunu- yor. Yeni bir harbin müthiş ve fe- | ci bir felâket teşkil edeceği müta- | leasında dünyanın bütün insanla * rmın hemfikir oldukları görülü - yor ve her memleket silâhsızlan- muıya amadedir, eğer önce diğer kravatı yumruk kadar iri bir dü - | ğüm teşkil ederek boynuna bağla- mış, koyu renk elbisesinin çok ka- palr yeleği altında duruyor. Shaw” in Ayotdaki sayfiyesinde oturma- dığı yahut —muntazaman golf pantolonu giymiş olarak göründü- gü şenlik ve eğlence şehir olan Mal ver'de bulunmadığı zamanlar | daki standard kıyafeti budur. Cad deyi öbür tarafa geçtiğimiz sırada Bernar Şov Shaw. Milletler Cemiyeti müzake- ratma ajt haberleri ihtiva eden ve yafta halinde duvara yapıştırıp ©- kuyucularma arzedilmiş olan ga- zeteye atfen: “Cenevre'deki bu müzakereler neye yarıyor? dedi ve başımı sal yarak içini çekti. “Bu müzakereler yalnız, istikbalde her Alman'ı 16 pusluk bir mermi yerine ancak 10 pusluk ; bir şarapnsl ile öldür- meyi İngiltere'nin taahüt edip et- miyeceği etrafında ceryan etmek- tedir Böyle olunca ben kendi nef- sime, mümkün olan en büyük çap- taki mermi ile yok edilmeyi tercih ederim ki o en büyük merminin çı- i Gençlik taliini, acaba nasıl deni- İ manyanın istikbali bugün, dünkü karacağı gürültü üstüne o nisbette | fazla dikkat celbedilmiş olsun. — | 1914 te tesbit ettiğim şey bu- | gün dahi varittir: Bir İngil'z tara- | fımdan vurulan ber Almen, ingil- tere iç'n bir ziy'dır. Kezalik vuruk muş bir İngiliz dahi Almanya için | bir ziya teşkil eder. Bir ordunun mahvile diğerinin kahramanlığa yükseleceği lâfı ise saçma bir $ey- dir. Bunun için yeni bir harbi me- netmek istiyoruz. Fakat hedefe si- lâhlanma yalanları nutuklar, be- yannameler ve vaitlerle varılmaz. Milletler kurtarıcı bir kelimeden medet umuyorlar ki o da “Sulkun temini,, dir ve yirmi senedenberi bu ümidi besliyen Shaw omuzları- nı tamamlamış oldu. Muahede ve misaklarla millet- leri birleştirmiye çalışan devlet a- damlarının gayret ve teşebbüsleri etrafında konuştuk ve bunların karşısındaki manileri mevzuu bah settik, Shaw izah etti ve dedi ki: “Cihan siyasetinde âmil ve mü- mmleket silâhsızlanızsa... Bu, âde- | essir olan mühim hâdisatın esası - ta benimaz zaman evvel - diğer | na dair hiçbir şey bilmiyoruz. Lâf ön iki hayırperver adamın dâ ay-| Ja avutuluyoruz. Şayet bizzat mü- nen benim gibi hareket etmeleri | dafaa etmeyi tercih etmezsek din- Tözüm ve sartma talikan- hiç bir | lemekle iktifaya mecburuz. Kolis- rizikosuz bir hayır cemiyeti için | ler arkasında olup bitenden dün- yüz milyon lira vermek taahhüdü- | ya ancak dolayısiyle ve ancak hu- : mü teklif edebilmiş olmama ben- | sule gelmiş emrivakilerden #onra ziyar,.. Shaw geniş keçe şapkasını | haberdar oluyor. Meselâ Alman - düzeltmek için bir an durdu. Mev- | yadaki hâdiselere dair ne biliyo - simin hu tazyik edici sıcıklığında | ruz?. Ancak ihtilâlin son safhası- — A aldien sivivar. “Ellerini | nm kurbanlarının isimlerini bili - linde yalnız körükörüne bir âlet midir, yahut kendi maiyyet adam» larının ölümünü vicdanı Üzerine alacak kdar hakikaten sert ve kuvvetli midir?. Hitler bir buçuk sene evvel idare başına geçince 0- nun nutukları duyuldu. Bazıları ürktü, menfi vaziyet aldı, fakat ekseriyet şunu merak (ediyordu. yecektir?. Fakat bu merak bugü * ne kadar tatmin edilmemiştir. Al- kadar meçhuldür. Cihan siyaset muammasının hal ve tesviyesinde Almanya, büyük bir meçhul ola - rak kalıyor.,, Asansör içinde yeraltı demir - yoluna iniyorken şair susmuştu. Otomobile binmek O istememişti. Yanımızdaki kalabalığın dikkati - ne ehemmiyet vermeksizin sözle - rine devam ile: (Bundan başka yolcularm yüzde doksan dokuzu beni tanımıyacak derecede cahil » dir. Halbuki gündelik vakayi ve hadisat ile ve bu hadiselerin eşhası ile doğrudan doğruya temas be * nim san'atımın icabatındardır.) Her Londralı, günde en az üç gazete satın alır. Yeraltı demiryo- Sekiz saat şimendifer, dört sa» at.araba yolculuğundan sonra, M. manzaralı köaşke geldi. Kendisi- ni kapıda tellal karşıladı. — Mösyö Filip,siniz değil mi? — Evet, — Bereket versin erken geldi- niz. Bu sene buralara çok rağbet var, Köşkü zor tuttum. — Güzel manzaralı köşkü tut- tunuz değil mi? — Ben söz verdim mi yaparım. Esasen kiralanmadık yalnız bu köşk kalmıştı. Bu köşk de en ra- hat, eniyi köşktür. Denize man- zarası vardır.. Deniz görür. Mösyö Filip'in şapkası uçar. — Burası biraz rüzgârlr. — Isabet!.. Çünkü rüzgâr ol- madığı zaman yağmur yağar. Ama çok sıhhidir. Bir saat kadar yürürler, — köşkün istasyona yakın ol duğunu sanıyorum. İstasyona beş dakika diye yazdınızdı. — Otomobille beş dakika diye yazacaktım. Daktilo yanlışlık et- miş.. Neyse, işte bahçe.. — Pek bahçeye benzemiyor. — Siz köşkün içini görünüz... Hem ayda beş bin franga bundan iyisi can sağlığı. — Neyse.. Şu kümes nedir? lunda akşam gazetelerinin kalm punto ile basılmış kısımları oku » nur.Shaw, gazete okuyanların yüz | çen sene bir © ein i i rssllüeili hitaben: “Bu adamlardan hiçbiri okuduğu şey hakkında bir fikir sa- hibi değildir. İnsanları hissiz ya - pan sulh ve sükünun ne kadar teh» | likeli olduğunu anlamak için bu a- damların yüzlerindeki boş ifade - ye hep birlikte yaşadılar ve şimdi gündelik hâdisatı atlıyarak yaşı * yorlar. Bütün bu adamlar, vaktiy- le harpte gösterdikleri ayni müşte» rek alâkayı şimdi sulhte de göster“ seler ne iyi olurdu! Alman muha- rip kuvvetlerinin büyüklüğünden bahsediliyor. Korkunç seferber * lik kelimesinin bundan sonra as - ker kütlelerinin tecemmuunu de - gil, orduların çabucak mahv ve | harabisini ifade edeceği muhak - kak olduktan sonra bu rakamla - rın manası kalır mı?, Düşman gö- rününce kaçmağa hazırlanmış kü- çük orduların yerine bugün Na - polyonun ve onun mukallitlerinin büyük teburları kaim olmuştur ve bunlar Bonapartın bizim zamanı- mız için çoktan modası geçmiş ol duğunu bilmek istemiyorlar. Bu - gün zehirli gaz, dinamit, yakla - şan düşmanı otomatik olarak tah- rip eder. Hele bomba tayyarele- ri? Aba bunların muzafefr pilot- ları, daha evvelce yeri zehirli gaz- lere buladıktan sonra diner için nereye inecekler?. Her halde artık harp olamaz, zira bundan sonra harp artık milletlerin ihtilâfma ve fetih ve istilâ hırslarına bir süpap teşkil etmez, bütün hayat ve fey- zin kökünden kurtulması demek olur.) Taym'sin kıyısından evine gi- derken Shaw mülâhazalarına de- vamla: » “Biz her vakit yanlış, yahut ya- rım barcketler yapıyoruz. Bir tarafta harp borçları yüzünden birbirimizle kavga ederken ayni — Kümes dediğiniz yerde ge- sefir oturdu.. ismnlekmi mönelimm. — Burası yatak odası,. Fabri» kanın duyarlarma bakar. Yeri iyi- dir. Yatak ot minderlidir. Fev- kalâde sıhhidir. — Benim şiltem kuş tüyü ama sıhhati bozmuyor. — Burada buna katlanacaksı- nız artık. Fransızçad#' — Aman sızsm. rımda evin içi serin © Filip, mektupla kiraladığı güzel İ rafta bir oda daha *' oturmazlar.. Kiremi gâr alıp götürdü. Y8i ca akar. Yağmur d8 & ğar.. — Bana iki dendiydi. — Beraberinizde Güzel manzaralı kök yel Lİ karyola getirseniz bur? odası olarak okul Ev sahibi bir şey dem — Ew sahibi nered€ — Evi kirada iken cuğü ile alt katta © merdiven tek olduğu” leri yatmak için tavan karlar.. — Mutfak? — Bahçenin ta Tam sayfiye usulü.. O€ mediğinden yemeği 9 rirler. Ama ne güzel — Çok konforlu bir — Aşağı yukarı Gelecek sene gaz lektrik proje halinde» su.. Suyu içilmez dışarıdan getirtmeniZ —Pek beğendim geçireceğim. — Elbette. | Bur? hastalanmadığı için ©“ cı yoktur. Fakat cesit sardalva bulunüi” nuz burada güzel mâ” ten daha güzel köşk Y* — Evet, malüm, Deniz görür diyorsun ” — tamam. İkinci sanız. Çatıda bir p “Açarsmız. Bir iskeri niz, uzanırsınız, ta UZ — Buralardan biraz su sızıyor | kurdelâ gibi bir pırıl 4 zannedersem. ....1r0aNANA ENA ENNE EAA ESA sızlanıyoruz, (o halbuki yeni bir harp katiyyen vuku bulmamalı ve vukubulamaz. Amerika borçları- mızm tediyesini istiyor. Ne borç- luyuz,. Milyonlarca dolar, #ter - ling ve altm?. Hayr! Biz Ame- rikadan ödünç olarak cephane ve buğday aldık. Bunları bugün ni- çin para ile ödiyelim?. Eğer borç- | larımızı aynen eda edecek olsak nasıl olur?. Amerikalılar, bittabi böyle bir şey mevzuubahsolmaz, diyecelerdir. Zira onların mil - yonlara baliğ işsizleri bizim ay - nen tediye etmek istediğimiz mah sulât; kendileri istihsal ederek üc- retlerini temin edecekler. Hulâsa saat artık işlmiyor. Çarklar dön- müyor, fakat artık birbirini kav- ramıyorlar. Bizim iyi bir saaiçi- ye ihtiyacımız var ki tamiri sürat- li ve esaslı bir surette yapabilsin. Şu halde gene harp mi?.,, Beyanatının bu noktası Shavin harbin korkunç senelerinin teker- rürüne inanmadığını katiyen ifa- de etmez. Shaw hararetli bir Pa- sifisttir. Fakat o her seyi asıl is mi ile söyler ve tehdit edici tehli- keleri diplomatik lâflarla tadil ve ketme kalkışmaz. Bunun içindir ki politikacılar ona şair derler. Fakat politikacılardan bahseder - ken Shaw kendisi o kadar nazik nüz. İşte o denizdir! ... Kadın ve erkek di Bütün şiklar hep nirler. Her keseye V9” ” ya uygun elbisenizi da yaptırabilirsiniz. İstanbul Yenipo* şısmda İetafet Han. Büyük, fazla, devsmi! ayrı tenzilit vardir » Restzmi anların ür ME j KÜÇÜK Bir datası gö, ei dersi Üİ dört datası 15 ve oo defi

Bu sayıdan diğer sayfalar: