4 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 17

4 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ders “Çocuk hayatına dair resimler yapan meşhu Dünya içinde.. Bu yazı, bizim kendi memleketimiz- le bir çok yabancı lenmek, seyahat memleketlerde, eğ. etmek ve kitap okur makla geçirdim. Bu haftadan itibaren gezdiğim bu memleketlere, | işittiğim| küçük hikâyeleri, ara sıra kitaplarda 0- kuduğum faydalı yazıları, size de birer birer anlatacağın Eğer yaz günlerini- zi'nasıl geçir i de bana anlata. cak olursanız, daha iyi tanışmış oluruz. Hepinizin mektuplarınızı beklerim. DERS... Konyadan geçerken, bir geceyi kü-| çük bir otelde geçirmiştik. Otelin sa- hibi latt Belki, « Mısıra da uğrayacağız. O- rada küçük Arap gok | yaramaz olduğunu : İ söylüyorlar. Büyük yamyam, küçük sev diği bir Mısır mer. çocuklarının kebil& Kâhirede se. 4 |- yahat ediyormuş, Bir gün, memle. ketine mektup / göndermek İlçin posta haneye girer, Tabi merkebi dışarıda kapının önünde bırakır ve yularından da bağlamayı unutmaz. Birdenbire, di. yarıda bir feryat işitir; herkesle bera, ber o da fırlar; bir de bakar ki büy ik babamın sadık merkebi, yerli bir re çocuğunu, pantalonunun bir tarafında yakalamış mütemadiyen | sarsıyor. Et raftan: — Birakin demişler, çok iyi ii iyor. Çocuk bu cezayı haketmiştir, > Sonradan anlaşıldığına , Arap çocuğu, merkebin müş, onu kendi haline hirede kaybolmasını lipa Ke kep ona iyi bir ders vermiş, . ei — Mon Blan'ın üstünde güneş.. Bir gün, rakmayan göre, küçük | Yularını çöz. hiç bir vakit ben Yalnız be arkadaşımla, Avrupadaki dağların en yükseği olan Mon Blan da- ğına çıktık. Bu dağ 4000 metreden da- ba yüksektir. Her tarafı kar içindey- di; birdenbire, yo- lumuzu bir dağ or-| manında kaybettik! Karların içerisinde iki saat dolaştığı: mızı söyleyecek ©») yınız. Çünkü yanı:| sonra geldiğimi almamıştık. İki saat r imiz. yere baktık, burası ilk kaybolduğumuz yerdi; dönmüş do- “aşmış Yine or, lursamı, buna şaşma mıza kılavuz da i aya gelmiştik. Nihayet, bir dağ treninin küçük is- tasyonunda kendimizi bulduğumuz va- kit, dünyaya yeniden doğduğumuzu r bir Alman ressamın tablosu,, Yedi harfli bir kelimeyim. Dünya İ üzerinde en büyük oteller, en bü- yük fabrikalar benim : içimdedir. 1 İnsanların denizlere hâkim ol- | dukları günd bir ketten öteki memlekete gem k hazineler, fırtı- deri memle- | rle | | taşıdıkları bir çe | nalar yahut deniz kazaları yüzün- den batmıştır. Şimdiye kadar yalnız altın pa- ra olmak üzere denizlerin altında bulunan bu hazinelerin geçenler dis bir statistiği neşredildi: Bu statistiğe göre 273,852,000 | lira altın para ulunuyormuş. Yukarda da söylediğim gibi, bu rakam yalnız altın para miktarı- dır. Denizalt Eğer 3 , 4, 5, 6 numaralı harfleri- | niz bir yemiş olurum. 3 ve 4 üncü harfle- rim erkeklik ifade eder. o Altıncı ve beşinci harflerim renklerin en mi toplarsanız çok sev beyazıdır. Ben neresiyim?.. Birinci ikinci ve üçüncü gelen okuyucularrmiza fevkalâde'şık he diğelei Yüreeğie! i Bilmecelerimizin hal xüddeti 15 gündürBu müddeti “doldu | duktansönra gelen “bilmecelerin | sami hallini kabul etmiyoruz. Hediye - lerimiz okuyucularımıza bir ko - laylik'olmak üzere hergün verilir. Müracaat edilecek yer: Ankara VAKIT kitap evi. cadde: ME AE A | Eğlenceli Yazılar Korkulu rüya Yalçın, sabahleyin uyanır w- yanmaz annesini aradı: — O kadar korkulu bir rüya gördüm ki bu gece, diye anlattı; çıplak ayaklarımla kırık camlarm üstünde yürüdüm. Ayaklarımın altı hep parça parça oldu. Yalçın, o gece potinlerini çı- karmadan yatağına girmişti... Annesi hiddetle: — Niçin, dedi, potinlerini çı - karmıyorsun? -— Unuttunuz mu annecim?.. Dün gece gördüğüm rüyayı bu sabah size söylemistim Ya, ayni rüyayı bu gecede görecek olur - sam, ayaklarım acımasınlar diye giyiyorum?.. yy yy yg gg yg Doğru Sözler * Baba malıçabük tükenir, evlât ça- lışmalı. * Ak skçe kara gün içindir. * Hüner, sahibini zengin eder. * Azı bilmeyen çoğu * San'at, altın bileziktir. yy yy yg zannettim. İşte bu sırada, Mon Blan dağlarında güneş batıyordu. Glasyeler üstünde gördüğümüz son ışıklarını, ikimiz de bugün hâlâ unutmuyoruz. Karlı bir dağ üstünde güneşin batma- sı çok güzel oluyor. 1 zamanlarda, denizlerin altında y iste Yimli ından uzatan € uçayım açayımı,,, Zİ : i i ! Mi Son günlerde çok ismi geçen bir insan oldu. nu müsameresinde şehrin İstikbalde pil beş yaşındadır. şayan her çeşit hayvanlara dair araş-| yy yy gg gg ya UVASIO | yy yy yg y Tempil isimli küçük ve sarışın bir kiz, dünyada en Geçen yıl girdiği bir ana mektebinin sene 80 valisi tara. fından çok takdir edilmişti. Şirley Tem- büyük bir san'a simde, çok sevdiği horozunu terbiye €- derken görüyorsunuz!. .. Gömülü Hazineler . İspanya keşfedildiği zaman bu zengin memleketten dönen kâ - şifler, kadırgalarının her tarafını altınla kaplamışlardı. Fakat yol- da rasgeldikleri büyük bir fırtına, bu altından kadırgaları (odenizin dibine boylamakta gecikmedi. İş- te bunun gibi daha bir çok felâ ketlerin denize çektiği hazineler, ediğim bu rakamdan ha- riçti Bununla beraber, insanlar, de- bu hazi- neleri, fırsat düştükçe daima nizlerin altında gömülü çi | karmıya uğraşıyorlar. Nebatları çok yeni nebatat nümunelerine de rast- lamışlardır. Zaten denizlerde, tıpkı ka- raların üstünde olduğu gibi bir çok ne- batların yetiştiği biliniyordu. e Sadece, bunların ne şekilde büyüdükleri, sıcak, soğuk yahut ılık denizlerde suyun ha-| raret derecesine göre nasıl meydana geldikleri meçhuldü. Şimdi, daha ziya- de sicak memleketlerin sularında, top- rak üstünde gördüğümüz çiçek ve ne- ba altı nebatlarının fotoğrafları anlınmış- dan çok daha güzel çeşitlerde su- tır. Bu fotoğraflar, bilhassa sicak de- nizlerde, nebatların daha çok büyüyüp dallandığını gösteriyor. tahitit adalarını o çevi- ren sıcak denizlerde Resimde, yetişmekte olan nebat nümunelerini görüyorsunuz. Bunlar, denizin üstünden yedi, se tre kadar aşağıdadır. 'Anne dedi ki; — Zamanın gelmedi ki.. Dur o küçük kanatların büyüsün, üzü gülsün! gün yavrum kanat açarsın; ülerek uçarsın!” Annenin Sen de Mavi gökte sü. yy yy yy | Acaip Kuyruklar Dünyada yaşıyan bütün kuy - ruklu hayvanların en çok kuvvet- İ Ki olan bir tarafları da kuyrukları dır. Hayvanlar, arka taraflarında kalın bir sicim yahut bir halat seklinde taşıdıkları bu sinirden â- zalarını muhtelif şekilde kulla « nırlar: İlk bakışta, çok kereler hareketsiz duran yahut hafif ha- fif kımıldıyan kuyrukları oehem- miyetsiz zannedersiniz. Fakat dik kat edecek olursanız, vücutlarına konan bir çok böcekleri onunla öldürdüklerini göreceksiniz. Ja gar isimli bir hayvan, kuyruğunu, ayni zamanda yiyeceklerini temin etmek için de kullanır. Hayvanların hayatına dair bir çök kitaplar yazan bir âlim Jagar için şöyle diyor: — Evvelâ, yavaş yavaş su başına geldi. Orada ne yapacağma fevkalâde dikkat edi- yordum. Kuyruğunu hafifçe suya soktu. Adeta, orada hiç hareket ettirmiyor gibiydi. Fakat, dikkat- le baktığınız zaman, suyun içeri” sinde hafif tertip salladığını göre ceksiniz. Bu suretle suyu dalga landırıyordu. Bir taraftan da, bu bulanık su içeresinde, birden birs şaşıran küçük balıkları tırnakla - İ riyle yakalayıp yiyordu. Kuyruklarmdan en fazla istifa” İ de eden hayvanlardan birisi de iraymunlardır. Maymunlar ellerine nin bir tanesile ağaca tutunurlar,! bir tanesi ile meyva koparır, biri - si ile ağzına götürürler; bu sıra «| larda kuyruklarını da trpkr bir a «' yak gibi kullandıkları görülmüş « tü halinde gezerlerken, bi“ ribirlerinin kuyruklarını * tutarak bir zincir teşkil ederler, ve bir a- ğaçtan öteik ağaca zıplarlarken kuyruklarını hiç bir vakit bırak» mazlar. Amerikanın ocemubunda yaşıyan ve kediye çok benziyen bir hayvanın da kuyruğu ile muz» larr kopardığı görülmüştür. K Memleketimizde çok iyi tanrdr.' ğımız, farelerin, nasıl yumurta a sırdıklarını ve bu sırada kuyruk ği larını nasıl kullandıklarını bü; ler'nize soracak olursanız, size anlatacaklardır. , Çiftliklerde inek büyütenlerin,' si” sağdıkları dakikalarda en faz» la şikâyet ettikleri şey hayvanm kuyruğudur. .Vücuduna konan si- nekleri koğmak için mütemadi - yen hareket ettir. kuyruğunu o kadar kuvvetle vücuduna çar- par ki, süt sağanlar, bu Kuyruk vurması yüzlerine yememek i çin, çok kereler onları ellerile srm sıkı tutmaya mecbur olurlar. 4 Bizim memleketimizde bulun- mıyan Kangoro isimli hayvanla . rın kuyruklarına gelince, Bunlar bir üçüncü ayak vazifesini görür- ler. Hayvanlar bu kuyruklarla ye- re dayanırlar ve ellerini de kökle» ri çikarmak için kullanırlar. Kas - tor isimli hayvan da kuyruğu sa - yesinde, kendisine yaşamak için toprak altında ev yapabilir. Balıklara gelince, balıkların Kendilerine ne #zım olanbiru- zuvları da kuyruklarıdır. Balıkla « rm kuyrukları şakuli ve dümen şeklindedir. Yalnız balinanm ve ayni cinsten olan balıkların Kuy İ r olacağını söylüyorlar. Re- rukları amudi yerine yakmdır. Balıklar, ancak kuyrukları saye» sinde denizde aşağı yukarı bare” Ket edebilirler, “

Bu sayıdan diğer sayfalar: