$ -- VAKIT 8 EYLÜL 1934 — © Denizciliğimiz . | Dr (Başmakaleden devam) a »g sermesi bakımından değeri yü- © gelmez, : sadece — hava gibi — '© ne demir döşenmek, ne tamir “ edilmek istemiyen düz yollarımı “bizim keyfimize açması bakımın- “dan vereceği kazanç büyümez © mi? Eğer içtimai bir ruh uyandır - ması, içtimai bir şuur vermesi bir sporun iyiliğine yazılır bir görüş © ise deniz spor sahalarının insan * ları hemen hemen anadan doğma birbirine yaklaştıran, bunun için de beden terbiyesinin en ileri mu- vaffakiyeti diyeceğimiz beden gü- ni yaratan mahiyetini rakip kabul etmiyen bir üstünlük olarak bilmeliyiz. Bu düşünce iledir ki, yarış gü- nü, Modadan denize martı gibi uzanmış İstanbul su sporları klü - “ bünü; haydi bütün klüplerin üs - de bir varlık demeyeyim, bü - fin klüplerin üstünde bir ümit gi- - bi süzülür gördüm. Deniz!. Denizcilik!. İşte bi- zim denizciliğimiz bugün İstan - bulda Moda iskelesinin üstündeki bu yeni doğmuş varlıktan ibaret! “O topraklar için ne kadar övünü- lecek bir şey olursa olsun, bizim > için ne kadar acınarak hatırlana- cak bir şeydir ki Modanın şu deniz bamamlarını serin, tozsuz bir futbol sahasına çeviren şu su topu oyununda gençlerimizi - yetiştir- meye savaşan çelik vücutlu adam, “> bir Macar, ve federasyonun antre- 'nör olarak getirttiği, bilmem ka- .çmcı Macardır! Macaristan, Macaristan olalı “engin deniz nedir, zevkini tatma» “mı#cen, her bir yakası bir dil- » Ber denizin parmaklarıyla oyalan- “miş, yahut ovası, yaylası yer yer © söllerle bezenmiş Türkiyeye ho - “ calık eden orasıdır. © Sovyet diyarından gelenler, şe- hirler içinde yapma denizleri bir “az da şaşkınlaşarak anlatıyorlar. “bir noktada ayrılacağız; Bu iş © bükümetten bekliyeceğimiz işlerin başın dadır. İlkin Istanbulda ka- nin stadyom için hazırladığı paranın çok küçük bir parçası bu- “nu yapmağa elverir. Bu bir. Yü- o züci bütün mekteplerde mec - buri bir beden terbiyesi sayılma- kdar. Yapma tertipleri oluncaya “İcadar yer yer, tabiatle mevsimin “müsaadeleri kendisine can atıla - zak fırsatlar bilinmelidir. © İstanbulda bu sene uyanacak “deniz hayatı, memleketin her ya- RR ER a pi İpekçi Kardeşler Ltd. » Melek Sineması ittisalinde Beyoğlu İ :İ ni ilânı bir vazife biliriz. İP A NR RR Tüzrm geldiğini arzederiz. i NR e İmal miki inim ninni Him kimine me yi İyiki isyan imani şal palı bir#avuz yapmak! Beledi- | Troçkiye göre Sovyet Rusya ile Japonya ergeç çarpışacaklar Maten gazetesi yazıyor: “İngiliz gazetelerinden birine verdiği beyanatta, Troçki, Sovyet Rusya ile Japonya arasında harbin önüne geçilemez olduğunu söyle- miştir, Moskovanın . sabık diktatörü, kızıl ordunun talim ve terbiyesi - nin mükemmel olduğunda ve ihti- yat kuvvetlerinin bitmez tüken - mez bir halde bulunduğunda 1- rar etmekteir. Acaba bir Rus — Japon harbi» nin ortaya çıkması Sovyetlerin hoşuna gider mi gitmez mi?. yüzde yüz elli muhakkak olan bir torpil tecrübesi için dört yüz gö- nüllü arayan Japon amirallığının, dört yüz yerine beş bin gönüllüyü karşısında bulduğuna dair (vak- tile gazetemizde yazılmıştı) Ja - pon gazetelerinin verdiği tafsilâ - ta işaret ettikten sonra diyor ki: “Anlıyorsunuz ya, yalnız vatan uğruna ölmek şerefine mazhari - yet için beş bin delikanlı canını feda ediyor.. Böyle insanlardan teşekkül e - den, vatanm şeref ve saadeti için böyle fedakâr unsurlara malik o lan bir milletin önünde eğilmek lâzım gelmez mi? Böyle bir mil- let, en parlak bir atiye namzet de- gil midir? Ruhlara böyle faziletler ve fe- raget hisleri telkin edebilen mu- allimler hakkında ne demeli?.,, Z j m pusuya düşürüldü ve öldürüldü! Zonguldak Ereylisi, — Burada feci bir cinayet oldu. “Gençler kö“ yünden Oruç oğlu Hüseyin, bir pusuya düşürülerek tabanca ile vuruldu ve öldürüldü. Hüseyini öldürenler henüz belli değildir. mumiye, ayni köyden Mahmut oğ- lu Eyüp ve Ahmetten şüphe etti- ğini, aralarında bir ibtilâf mevcut bulunduğunu anlattı, Eyüp ve Ahmet adliyece tey - Maten gazetesi burada, ölüm | 5 gün kaldı Son bahar gezintimize sizde iştirak ediniz VAKIT in tertip ettiği sonba - har kara ve deniz gezintisi 14 Ey- İâl Cuma günü Şirketi Hayriyenin 71 numaralı vapuriyle yapılacaktır. Seçilen yer ve program gezinti- ye iştirak'edenlerin hepsini mem- nun edecek derecede güzel, eğlen- celi ve zengindir. Programı' yakın da ilân edeceğiz. Fakat gidilecek ye- ri son dakikaya kadar saklıyacağız. Bütün okuyucularımızın bu sür - prizden memnun olacaklarını umu- yoruz. Kupon biriktiren! oküyucuları - mız, öğleden sonra: her gün gele- rek kuponları mukabilinde daveti - yelerini alabilirler. Yanlarında arkadaş getirmek istiyenlerin bu arkadaşları için 60 kuruş mukabilinde birer bilet edin- melerini temin ettik. Bundan başın HABER arkada- şımızım daimi okuyucularından: sa- rı kartlara malik bulunanlar da VAKİT gezintisine ücretsiz olarak iştirak edebileceklerdir. Bu kısımla | mobil ile Erdeğe kadar bir gezin- İ kındün görmek hevesinde idiler. | yarışı tertip etmemi söyledi. (Bag tararı 1 inci sayıradaj GF Burada iyi bir makinist bul - duk. Kotramiz tamir edilirken biz de Bandırmanın tenha bir sa- hiline: çıkarak getirittiğimiz oto « ti yaptık ve akşam üzeri tekrar Bandırmaya döndük. Kotraya geldiğimiz zaman de- mirlediğimiz mevkiin en yakın yerinden küçük çoçuklar anala - rından doğduğu gibi denize gir - mişler ve: yüzerek kotramıza ka - dar sokulmuşlardı limanlarına gi- ren bu biçimli zarif yelkenliyi ya- Celâl Bey bü çocuklara bir yüzme ! "Birinci gelene bir ikramiye ve- recektik.. Çocuklara bu, teklifi yaplığıni zaman sevinçlerinden çıldıracek gibi oldular. Hepsi de | birden 'elektriklenmiş gibi hare, - alâkadar olanlar. HABER arkada şmızda icap eden tafsilâtr bulabi- eceklerdir. Brom Türkiye istihsal itibarile birinciliği aldı Neşredilen istatistiklerden an». | laşıldığına göre : memleketimiz krom istihsalâlında büyük bir ta- rakki ve inkişaf © vardır. Dünya buhranma ve dünya istihsalâtının azalmasına rağmen Türkiye ihra- catr arttırmış ve birinci derecede krom müstahsili olmuştur. Dünya istihsalâtnm beş yıl i- çindeki vaziyeti şudur: 1928 de (73.600), 1919 da (o (635.300) 1930 da (547.800), 1931 de i Maktul, ölmezden önce, müddeiu- | (272,400), 1982.de (240-200) © Biz Yunus Nadi Beyden belki | Milletler cemiyetinin çıkardı ğı bir statistiğe göre o Türkiyede 1929 da (16.200) den ibaret bu- lunan istihsalât 933 de (89.000) & çıkmış ve Türkiye istihsalâtm bi- ! kif edildi. Tahkikat devam edi- | pinciliği almıştır. İ , DANS RÜYASI; artisti: JOHN CRAVFORD... KEDİ ve KEMAN; artistleri: RAMON NOVARO ve JEANNETTE MAC TARZAN ve ZEVCESİ; artisti; JOHNNY WEİSSEMULLER.. BİZDEN SONRA TUFAN; artistleri: JOHN CRAWFORD ve GARY RASPOUTİN ve ÇARİÇE; artistleri; JOHN ve LİONEL BARRYMOR. ESKİMO - SAAT 8 ZİYAFETİ ilâh... Taşra sinemaları sahiplerine “METRO filmleri için erki den mukavele yapmış veya yeniden yap- mak istiyen taşra sahiplerinin bu günden İtibaren bize müracaat etmeleri yor. Şi saaat sre nına en güzel örneklerini yayacak deniz, işte o zaman inanılmış bir kadın olacaktır. Bunu yapanlar, yurdunun sınır» larını genişletmiş fatihler gibi al- kışlanırlar; hem o fâtihler gibi ki sınır genişletmek için hiç bir milletin hakkına el uzatmamıştır! öz Türk Metro » Goldwin « Mayer Filmleri Türkiyede işletilmesi Beyoğlunda İpek, Melek ve Elhamra ve İzmirde Elhamra sinemala- rma idare eden İpekçi Kardeşler Şirketi dünyanın en büyük ve mükem- mel filmlerini yapmakla “maruf METRO - GOLDWİN - MAYER Şir ketinin bütün filmlerini Türkiyede işletmek hakkını muhterem müşterilerine ihbar ile kesbi şeref eyler, Bütün cihanın en büyük ve en maruf artistlerinin temsil ettiği ve bu mevsimde şehrimizde en büyük muvaffakiyetleri olan METRO - GOLDWİN . MAYER filmlerinden bir k; isimleri. almış olduğunu şüphesiz KRALİÇE KRİSTİN; artistleri: GRETA GARBO ve JOHN GİLBERT ÇALINMIŞ AŞK; artistleri: GRETA GARBO.. ŞEN DUL; artistleri: MAURİCE CHEVALİER ve JEANNETTE MAC DONALD. DONALD... COOPER. | Bulgaristanda tü- tün inhisarı ve bir beyanat Bulgaristanda münteşir “Yeni Gün,, gazetesi; - Bulgaristandaki tütün monopolu hakkımda şu ma- lümatı veriyor: Maliye nazırı G. Petro Todo- rof, tütün monopolu hakkmda şu beyanatta bulunmuştur: Gazeteciler — Tütün monopolu işi ne oldu? Nazır — Devletin fabrikacı ol- ması meselesi tetkik olunuyor. Tü- tün fabrikaları satın alınacaktır. — Para nereden bulacaksınız? — Biz, bir çok büyük borçları karşılamağa muvaffak o olduk; fabrikaları satın almağa da para bulacağız.. — Zürraı monopoldan mem - nun olduğu görülüyor. — Eminim ki, memnun olacak- Tardır. Bunun iktisadi ciheti de vardır. Devlet yalnız fabrikacı olmıyacak, ayni zamanda tütün | alıcısı da olacağından bunun tü- tün piyasası üzerine iyi tesiri ola- caktır. Hükümetin harice tütün ihracma da kartsacağına dair he- nüz bir şey denilemez. | bi olduğu yerde denizin dibine | kete geçerek kimisi bir ördek gi- dalarak kotranın altından geçme- ğe, kimi arkadaşın ensesine binerek suyun içinde taklak atma- ğa, kimisi de acaip. şekillerle gülünç kıyafetler alarak neşe ve | sevinçlerini muhtelif şekillerde i göstermeğe başladılar. — Haydi, hazır'olun bakalım. Dedim. Kendilerine elimdeki mendille “Eyvah,sakalım da var, gideyim traş olayım! , — Bunların biç birisi benm i kadar arka üstü yüzemez.. Bak şu vereceğini ağzıma ver, eğer bir tarafinı ıslatırsam geri al. Dedi ve sıçradı, elimden hedi- yeyi kapıp ağzıma iliştirdi. Sonra arkadaşlarını da peşine takarak uzaklaştılar. Ertesi günümüzü de Bandırma” da, tamir edilen motörümüzü tec- rübe ve kömanya tedariki ile ge- çirdik. Ayni çocuklar beraberle- rine bir:o kadar daha ilâve ede- rek: — Biz bazirız. Yarış yok mu? Diye etrafımızı çevirdiler. Artik motörümüz bir saat gibi i işliyordu. Hiç endişesiz bununla denize çıkabilecektik. Taze ko- manyamızı da istediğimiz gibi doldürduktan * sonra “öğle: vakti Bandırmadan: ayrıldık. Bandırma istkzmetine gelişi - mizin pire ik bir istifadesi daha oldu ki'bu da bir filetilla- mıza rastlamamız ve serefli harp zemilerini' “ziyaretimizdir. — Bu, cidden ruhumuza tanı manasiyl büyük bir zevk ve haz veren, göğ- sümüzü ( şerefle kabartan güzel bir rastlayıştı. Gemilerimizde © gördüğümüz temizliği, ( filotilla kumandanı Mehmet Ali Beyin büyük nezaket ve lütufkârlığını, denizcilerimi - işaret verdiğim zaman karşımız- daki demirlemiş olan yelken ge - | raya kadar geleceklerdi. , Çocuklar sıra ile geminin ke - narına dizildiler. İçlerinden ta * şan heyecanı uzaktan hissediyor - duk. Yukarıya kaldırdığım mendili bitdenbire aşağı indirerek hare * ket “işaretini yerdim.. Hepsi de derhal suya atladılar. Yarış baş» lamişti. Küçüklerin hepsi bilâ istisna fevkalâde muntazam ve canlı yü- züyorlardı. Bakır renginde sarı kadaşlarını » geçerek “ilk olarak kotraya geldi. Esmer yüzüne kudretin mavi İ birer düğme gibi iliklediği parlak gözlerini çabuk çabuk açıp kapa- yarak: — İşte geldim, dedi. Uzattığımız mükâfatı aldı. Bir ucunu 'ağzına sıkıştırarak mem » nun, arkadaşlarından ayrıldı ve uzaklaştı. Öteki küçükler bir türlü kot» radan ayrılamıyorlardı. Onları da mahzun etmemeği düşünen Celâl Bey: — Haydi bakalım, siz de bunu aranızda taksim edin. Diye onlara da münasip bir he- diye uzattı. Hediyelerini almak için küçük- lerni su içinde gösterdikleri telâş- lı mücadele cidden görülecek seydi. Bir küçük palamut yavrusu kovalayan yunus balıği çevikliği ile birdenbire suyun yüzüne fır « layarak elime hamle etti. O es- nada d'ğer bir küçük: — Sakın amca buna vereyim deme. Arka üstü iyi yüzemez. Bu hediyeyi ıslatır. Demesiyle arkadaşını belinden kavraması bir oldu. Bir an için- de birbirlerine girdiler ve suyun içinde yok oldular. misinin' üzerinden atlayarak kot- | saçlı, metin bakişlı bir küçük ar- | Tabalık olmuştur. zin gösterdiği intizam ve çevikliği unutamıyacağım. ç Bandırmadan ayrılırken 0'2€- ceyi Fener adasinda geğirmeğe karar © vermiştik. (Fener adası “ Bandırma yanında kimsesiz" “bir adacıklar - ibarettir. Bu adanın üstünde bir fener ile. bir.fenerci ve bu fenercinin karısından başka hiç bir kimse yok. Celâl Bey, ötedenberi böyle kimsesiz bir ada üstünde tek baş- larına yaşıyan fenercilerin hayât- larına bayılırmış. Dünyada mes ut adam varsa mutlaka onların bu fenercilerden ibaret olduğunu düşünürmüş. Onun için Bandır » maya gelip te Fener adasını gö * rünce Celâl Beyin hiç olmazsa bir getesini bu kimsesiz ada üstü geçirmek arzusu galebe 'çaldı. Bana: rod — Bugün şu Fener adasına gis delim ve bir gecemizi ortada geçi- relim. * Şu fenerde bekçilik eden mesut adımla görüşelim, Dedi. Bu fikir banada çok orijinal geldi. Bandırma liman reisi Fener adası kendi suları da- hilinde olduğu için burada bizi yalnız bırakmadı. O da beraber geleceğini söyledi. Kotramızı al- dık ve akşam üstü Fener adasına geldik. İki ayda yapılan rakı İnhisarlar idaresi tarafından yapılan bir hesaba göre bu sene - nin mayıs ve haziran ( aylarında 858 bin 539 litre rakı imal edil miştir. Geçen senenin ayni ay * larında, imal edilen takılar 895 bin 853 İitreyi bulmuştu. ks Göksuda üzüm panayırı açıldı suda bir üzüm panayırı yapılmış” tır, Bu sergiye Göksu civarındaki bağlarda yetişne cinsten üzümler : irilmiştir. : Bir çok kimse eğlenmek üzere panayıra gitmiş, panayır epey ka”