pi ü ka m Tefrikası: 32 gi | b 1 ebi R çığ “dv $ A lan beyin kaşları çatıldı: pi Va biş faa gif ' Yy*.. Demek sen erkin Sh, , Yürünüyor demektir.. De - İSMİN © Celi denen © herifte a varı b yaba! yi ilferip hanrm bütün cesareti- NE almıştı: |, Sunu ben de biliyorum, de- k Demek Celilin... ra sözünü kesti: ia, efendi, bunu söylemek *İ | “im haiz değilsiniz. rine döndü: bu esrin hanım, yaranızın ka- visi Asın bekliyeceğim... Daha j ir” tec bekliyebilirim... Elbette ) ağ benimle evlenmeğe razı o- gli #kamız. Her halde seneler be- Aşkımı söndürmez.. Mel iyi ada Rıdvan bey sordu: ai a Buradan giderkeni besledi- ui > hissiyat bugün değişti mi? af ii, > Düne kadar bugün de Nes - ) Anımı seviyor ve hürmet edi- lt z Maş > Dilfiribin söylediğine rağ- 9, gene kızımla evlenmek isti- Musunuz?. > Evet, İSİ — Pek âlâ. il ” Bunun üzerine Rrdvan bey Nes- Gİ Nin bileğini tuttu ve o kat'i âmir m. Seveceğim ve daima hür- edeceğim. ile 2818 İyi dinle ve iyi düşün. Yarm diğ ceke bana son sözünü söyliye- sp Ya Rıdvan beye varm- Dİİ ge Yahut seni bu köşke hapse - m ia hiçbir yere çıkmazsın, kim İİ 49 görüşmezsin. Yaz kış bura- Yapayalnız oturursun. ilfirip Hanım yalvardı: — Bey;. Bey.. Serin ağlamıya başladı: — Babacığım. ie 'dvan bey cevap vermedi, Yazm koluna girdi: > Gidelim, dedi . Arkalarını döndüler, soğukkan- Ikla çıktılar, vw oktor Cemil, bu acıklı sahne- OSAĞIz açmadan dinlemişti. < ma söz söylemek, atılmak is- w, “miş değildi. Beyni zonkluyor, “uğu yerde tepiniyordu. Bir a- Alık 2 Ni | e söylemeğe karar vermiş, fa- | ie kendini tutmuştu. Düşünmüş- | p | mediği bir da Eğer hissiyatıma Kaplir öyliyi- , IMI açarsam, her şeyi sö) #im, Söyliyeceklerim ne ndıracağına da emin deği- » Belki de Feyyaz beni kapı tesir Barr ettirir. Halbuki bu iki bi - | © kadınm teselliye ihtiyaçları | Mw. Himaye ihtiyaçları var. Bu .*ifin pençesinden kurtulmak i - | 1 bir erkeğin yardımma ihtiyaç- | vir. Bunun için susup dinli - |pim. Bazı budalaları hiddet söy or. Kürnazlar bundan istifade N derler. Süzalıra;, bu kızı! İni yorsün. Feyyaz be- | fisladı İledi, i, candan muhabbetini | Yor ha, hâlâ o günahkâr | Ülüme Susayan Gönül Yazan : Selâmi İzzet — Sonra anlarsınız. Nesrin (sarardı. Heyecanını yendi: Hakkınız var doktor. Gidiniz Muvaffak olacağınıza (eminim. | İ Ne zaman gideceksiniz?. İ sin, ben de biraz doktorla — Hemen şimdi. — Anne müsaade eder mi çıka- yım. Halin var mı7. | Var anne.. Hem hava almış | olurum. $ilerek selâm verdi.. Çıkacağı | | | | darğındı. I makul bir zattı. Fevkalâde halim İ ve selimdi. Rıdvan beyle huyları .ümidim de sizde. de darılmışlardı. İ dan öptü. | | meğe, hava almağa geldim.. Sen — Git yavrum, İğildi. Nesrinin kulağına bir şey | Wi 19227" eyi muvaffakıyetle ifaya hazır ve amadedir.,, Meclisindeki Nutku uy ; “Türkiye halkr, asırlardanberi müstakil yaşamış bir milletin ev- lâtlarıdır, Bu millet istiklâlsiz ya- şamamıştır. Yaşıyamaz ve yaşa - mıyacaktır Herkes sex Dilfirip Hanım, kızı gittikten | V9” sonra, koltuğa başını dayadı, ha - zin hazin ağlamıya başladı. Yolda, doktor Nesrini sorguya | çekti, defterine notlar aldı. Ayr hrken Nesrini bağrıma bastırdı, alnından öptü. — Metin ol kızım ve yarmne | yapıp yap, babana kat'i bir cevap vermenin çaresini bul. — Çalışacağım doktor. Bütün — Her halde ben tam vaktinde yetişmeğe gayret edeceğim. — Güle güle doktor. Nesrin, gözleri dumanlı, hümmalı sahillerde . geziyordu. Bir aralık arkasında bir ayak sesi duydu, başını Şaşaladı, gözlerini uğuşturdu haykırdı: —Müsfik amca!... MELEK iğ ez ha Yalnız arada sırada Nesrini yolda gördüğü zaman 46- | vip okşardı. Uzun zamandanbe - beyni çevirdi, ve sevinçle | ri de amcayla görüşmemiştir. | Müşfik paşa, ismi gibi Müşfik, İ o kadar aykırıydı, ki bunun . için Nesrinin elini tuttu, yanakların- Baktı: — Hasta musin Nesrin?. — Sormayın amca.. Başıma g€- lenleri tasavvur o edemezsiniz. Siz büralarda neye dolaşıyorsu - nuz?. — Bilirsin ya ben kalabalıktan hoşlanmam. Buraya biraz gez- söyle bakayım, sana ne oldu?. Nesrin kısaca, fazla tafsilât ver- meden kendisini istemediği, seve- adamla evlendirmek istediklerini anlattı. is — O adamın seni sevmediğine emin misin?. — Sevmek şöyle dursun ben * den nefret ediyor, ben de ondan nefret ediyorum. Babana anlat. — Babam söz anlar mı amca?.. — Annene yalvar, — Bilirsiniz, annem babamm | elinde esirdir. i Ne adam bu yarabbi, ne a - olmuş dam!.. Müşfik paşa biraz di ündü, şa- a 'dvan beyle Feyyaz çıkımcn | ağını kaşıdı: | i kadma yaklaştı: — Dur bakalım. dedi, şeyatnın ,, epheye nan askerle ! sözüyle nutuklarma: diye mukabe - | Sulh?,, ıeralin a Kemal paşa cepheyi kten sonra Ankaraya av- | buyurdular, Büyük Millet nin muhterem Reisi, erde milletle milli hükü - | metin kpa ir tecellüt oldu unu ispat edecek tezahürata yol açmıştır. | “4000 düşman firarisini i sin Başk “Düşman hareketi İmrar vermiştir. > . Temmuz 192 Mustafa Kemal, Türkün Amen- | “Türkiye mevcut tarih kitapla- rının icabatını değil, tarihin haki- ki icabatını takip edecektir.. Biz onları hepsini yırtacağız, bir ta | rih yapacağız. e o tarihi Bugün ? atan bu tarihi ya o gün İ rtık düşman haberleri Anâdoluda mul bizi dâhilindeki arazi ker kendini idare edecek, ve bir J kmış.. Bütün bu ruz. Gülüyor imeni Cephede k Şark meselesi konuş Ya Ankara?.. Anks 10,11, 12, 1 Yerimizde dı za si ruz.. İç di > Hiç merak etmeyiniz, dedi. | ayağını kırıp köşke geleyim, an | « mitlerimiz mahvolmuş değildir. | nenle bir kere de ben konuşayım... —Ükis sizi kurtaracak mükemmel * çare buldum. —Siz mi?. na Evet evet ben ema bir serseri. Buna kanaat İrdim.. Gidiyorum. — Nereye?, | İ Teşekkür ederim amca, ... Nesrin annesini salonda buldu. .Bu Feyyaz | Dilfirip hanım yerinden kımılda- | mamıştı. Biraz ötede Rıdvan Bey- le Feyyaz konuşuyorlardı. (Devamı var) bir haber gelmer zere olduğuna aldığımız o pazartesi günü duy- 1 ANAL ğe kz ği kn — keyi ir Şair BABİL VE 5 — VAKIT PERSEPOLİŞ 30 AĞUSTOS 1934 em SARAYLARINDA İDARA...İSKENDER Tefrika No. 8 ,sevgilisinin ces "erd edini Ya yakmak istiyordu ii |Dârâ, şairi sarayda hapsederek genç kadının cese- nın, dini mumlatmıştı.Ölünün yalnız gözleri meydanda idi A bü Güzel ( Libya) Firavunun sonuncu gözdesi idi.. Diye vasiyet etmişti. Halbuki ateş mu eden esti ve ölü- ye temas görülürse ağır İ cezaya çarptırılırdı. Şair (Huma) nm sevgilisi ölün- ce, halk şairin evine üşüşerek: — Cesedi yakacak mısm.. Yok- sa mumla sarıp toprağa mı göme- ceksin? Diye sormuşlardı. Huma müteredditti ni ateşte yakmağa veyahut eski â- detleri üzere köpeklerin ağzına Sevgilisi- ârâ, şairin sevgilisini tanıyor- | du.. Öldüğünü haber alınca Hüma yı çağırttı: - O güzel kadını yakarsan, ben | de senin bütün şiirlerini yaktıraca- ğrm! Dedi Huma: Sev getirmeliyim.. İlmin vasiyetini yerine Diye cevap vermişti. Dârâ şairi dokuz gün hapsetti.. Ölüyü meydanda ve gü- neş altmda teşhir ettikten sonra (Huma) nm haberi olmadan bü- tün vücudunu mumla sardılar ve yüzünü ince bir mum tabakasiyle İ örttüler.. Genç kadının yalnız göz- leri ve kirpikleri mumlanmamıştı. ser bir destan olur ve ertesi günü ımuz sevinç tarihin -kay- | r: Ordumuz yasta bir | Afy Ta edilmiştir.. 31 / hir istirdat Bi » gibi çarpıyor. Y i çarpacakt i dai- ıgım Ne mutlu mutlu bize, Selâmi izzet di Ai sarayda | İ lamışlar ve hususi ! Dokuz gün sonra, ölüyü Dâri nın hazırlattığı bir mermer meza- ra götürürlerken, Humayı serbest ; braktılar. da sevgilisinin mumla sarılmış ce- Ölünün o kadar Huma mezerm bağtm- sedini görünce (o şaşırdı. gözleri bakıyormuş gibi canlı, o derece cazipti ki.. Huma bu neticeden çok mem- nun olmuş ve Dârânm ayalarına kapanarak: Onun ölümünden pek müte- essirdim. Halbuki şimdi onu ölme- Mezarmda ede- miş gibi gördüm.. sevgilimi her zaman ziyaret bileceğim! demişti. İ Bu hâdise Babilde ölüyü mumla sarmak âdetinin süratle etrafa da yayılmasına vesile olmuştu İranilerin mukaddes tahareti, mukaddes ateş ve suları gibi, mu- kaddes hayvanları da vardı, Bun- lar mabut Ahora Mazda'nın hay- vanları idi. Horos, kuş, köpek mu- | kaddes hayvanlar sırasında sayılı” İ yordu. Avetta'da, Ahora, köpek hakkında şöyle diyordu: ha ki hass t kuvvetli sürüleri | mu! İ bi | erin ye bulü- nursa ağıla hırsız ve ku! Naş maz, Köylüler köpeklere pek ziyade yret verirlerdi. Yılan, akrep, keretnkele, sinek, pire, tahta kurusu, kurbağa, fare İ demuzır hayvanlardan mahduttu, Bu hayvanlardan nasıl sakınılırsa, İ mukaddes hayvanlara da o derece riayet olunurdu. Bilhassa köpeğe bakmamak, onu bir gün aç bırak- İ mak ve hastalandığı zaman ilâç vermemek günah sayılırdı. İŞair (Huma) hükümdara neler anlatıyor İranilerin aile hayatı sade ve hareketsizdi. Ömürleri; uzun a- sırlardanberi zinet ve alâyişten uzak, gösterişsiz bir hayat içinde geçmişti. Avcılık ve cengâverlik- ten başka bir şeye ehemmiyet ver- mezlerdi. Giydikleri elbiseler bi- le gayet kaba ve gösterişsizdi. Fakat Medyalılara galebe et- tikten sonra, İraniler de müzeyyen ve kıymettar elbise giymiye baş- yaşayışlarını göze çarpacak farklarla ve sürat- a ii le değiştirmişlerdi. (Devamı var)