—— 4 VAKİT 30 AĞUSTOS 1934 Harp bilgileri MMA OBaşecakeleden devam) Harp bilgilerinin bu derecede ehemmiyet peyda edişi tabii ola- rak harp bilgilerini öğreten mek- teplerin de o nisbette ehemmiyet peyda etmesini icap ediyor. Onun için bizim de devlet adamlarımız harbiye mekteplerimizi, harp a - kademilerimizi istikbal hârpleri - nin icap ettiği hertürlü terakkiler le ahenktar olarak yürütmeyi en başta gelen vâzifelerimizden bil mişlerdir. Harbiye mektebimizin mazide gördüğü hizmetler ise başka hiç bir mektep ile kıyas edilemez, Harbiye mektebimiz, hele bizim Türkelinin garp usulünde açılmış ilk irfan ocaklarından biri oldu - Zu ve bu tekliği uzun müddet mu hafaza ederek vatan hizmetleri « nin her sahasına adam yetiştir. mek buraya kaldığı için değil, ida re ve tedrisinde daima nisbi mü- kemmeliyeti muhafaza edebildi- 3i içindir ki memlekete büyük ya- rarlıklar da bulunmuş (insanları talebesi arasında saymakla yerini yüceltmiştir. Yalnız bir vatan ve millet kurtarıcısı Mustafa Kemali mezunları arasında kaydedebil - mek şeref ve saadet müsabaka. smda birinciliği almasma kâfi gelir. Bu mazhariyetin istisnai kıymetini takdir etmekle beraber diyebiliriz ki büyük Türk inkılâ- bın ve Türkiye Cümhuriyetinin en bariz vasfı hiç bir yerde dur - mamak, daima ilerilemektir. Çün kü bilgi denilen şeylere hiç bir hudut ve nihayet yoktur. Milli hayatta maziye ait mu» vaffakıyetlerin kıymeti bilhassa istikbalin ileri hamlelerine daha fazla kuvvet vermek içindir. Ma- zideki muvaffakıyet ( tecrübeleri istikbalin ilerileme teşebbüslerine kılâvuzluk etmek suretile kıymet- İenir. Bunun için böyle bir mües- sese kendini tekâmülün son had - dine kadar götürecek bütün ci-| hazlarla kuvvetlendiği ve bu kuv veti içindeki talebesine naklettiği nisbette her talebeye mektepten sonraki günlerini de hiç kanmı - yan ve ducmıyan bir yükselişin mektebi haline koyacak bir deru- ni iştiyak aşılamakta muvaffakı- yet kazanmalıdır. Büyük rehbet Mustafa Kemal Mektebinden çık tıktan sonra dahi bir gününü boş geçirmemiş, mektebinde aldığı ilgi tohumlarını dehasmın mu - Siyi içinde fili tecrübeleri ve şah- si tetkikleri ile mütemadiyen yük- sstmiştir. Bu sayede milletini kurtarmış ve millet kurtarıcı ol- rwuştur, Yeni Türkiyenin istikbali büyük kurtarıcının kurduğu eseri muhafaza edecek ve istikbalin icaplarına göre ikmal edecek ya- kın ve uzak peykler yetişmesin - dedir. Bugüne kadar gençliği yetiş- tirmek hususunda vazifesini mü - kemmel surette yapmış olân har- biye mektebimizin bundan sonra da ayni milli terbiye yolunda mu- vaffak olacağı, istikbalin icap et- tiği terakki hameleleri ile ilerle - mekte devam edeceği şüphesiz - dir, Mehmet ASIM Moskova ii Moskovada muharrirler kon - gresine Türkiyeden davet edilmiş olan Falih Rıfkı ve Yakup Kadri Beyler şehrimize dönmüşlerdir. 3OAğustos Za İerini Başkumandan Anlatıyor... b (Baş tarafı 1 taç sayıladı) ma göndermişti, Beni uyandıran Tevfik beyin gösterdiği haritaya baktım. Hemen yataktan fırla - dım. Arkadaşlar, haritada gördü- güm şey şu idi ki ordularımız düşman kuvayı mühiminesini şi - malden, cenuptan, garptan ihata- ya müsait bir vaziyet almış bulu- nuyorlardı. Şu halde tasavvur et- tiğimiz ve azami netayiç temin etmesini ümit ettiğimiz vaziyet - ler tahakkuk ediyordu. “Derhal Fevzi ve İsmet paşa- ları çağırınız,, dedim. Üçümüz toplandık. Vaziyeti bir daha mü- talea ettik ve gördük ki Türkün hakiki halâs güneşi 30 ağustos sa- bahr ufuktan bütün şaşaasiyle tu- lü edecektir. Bir müddet birinci” ordu ka- rargâhında kaldım. Ordu kuman- danına şifahen vaziyeti izah et tim ve dördüncü kolordunun tek- mil fırkalariyle ve sür'at ve şid- detle işte bu köyün, (Çal) köyü - nün garbindeki düşman kısmı kü-l lisini ihata edecek surette muha- rebeye mecbur etmesini emrettim ve ilâve ettim, ki düşman ordusu behemehal imha olunacaktır.,, Arkadaşlar, saatler ilerledikçe gözlerimin önünde inkişaf eden manzara şu idi: Düşman başku - mandanının şu karşıki tepede son gayretile çırpındığını görüyor * dum, Bütün düşman mevzilerin - de büyük bir heyecan ve helecan vardı. Artık toplarının, tüfekleri- nin, mitralyozlarının ateşlerinde sanki öldürücü hassa kalmamış” b a (Baş tarafı | İnci sayıtada) Merasime saat on beşte başla- nıldı. Harbiye mektebi mezunları ve ikinci smıf talebesi bahçede müun- tazaman yer almışlardı. Tam saat on beşte, Harbiye mektebi kumandanı Miralay Ra- uf, alay kumandanı miralay Rıfat Beylerle mektebin talim heyeti, mektep meydanına geldiler. Mektep kumandanı miralay Ra- uf Bey, mektep mezunlarını göz“ den geçirerek hatırlarını sordu. Ve “Hepinizi tebrik ederim,, de- di. Mezunlar ve ikinci sınıf tale- besi, kumandanlarının sözlerine cevap vererek hep bir ağızdan “Sağ ol!,, dediler. Sonra, alay sancağının merasim yerine getirilmesi yapıldı. Sancağı mektep binasından üç talebenin getirmesi esnasında, mektep bandosu tarafından, milli marş çalınıyordu. Marş, tam bittiği zaman şerefli sancakta kumanda heyetinin bulunduğu yere getirilmişti. Mektep kumandanının nutku Bundan sonra mektep kuman- danı Rauf Bey şn nutku söyledi: “Genç arkadaşlarım! “Türkiye Cumhuriyeti ordusu: nun şerefli ve kıymetli bir birliği olan Harbiye mektebi alayına, bü- yük ulusumuzun mübarek bir ema- neti bulunan bu sancağı kendi e- limle vermek benim için büyük bir bahtiyarlıktır. iii tı. Bu ovadan, şimalden ve cenup- tan biribirini velyeden avcı hat « larımızın gruba yaklaşan güneşin son şuaiyle parlıyan süngüelri her an daha ilerde görülüyordu. Ba» taryalarımızın fasılasız ve aman- sız ateşleri düşman mevziini için- i de barınılmaz bir cehennem hali- ne getiriyordu. Güneş mağribe yaklaştıkça ateşli, kanlı ve ölümlü kıyametin kopmak üzere olduğu bütün ruhlarda O hissolunuyordu. Bir an sonra cihanda büyük bir inhidam olacaktı ve beklediğimi halâs güneşinin tulü edebilme” için bu inhidam lâzımdı. Hakika- "ten semanm karardığı bir dakika Türk süngüleri düşmana doğru o sırtlara hücum ettiler. Artık kar- şımda bir ordu, bir kuvvet kalma» mıştı. Bakıyyetüssüyuf bir kütle, ken- dilerinin dediği gibi, pürhavf ve lerzan firar için fürce arıyordu. Artık, gecenin koyulaşan zulmeti neticeyi gözle görmek için güne - şin tekrar şarktan tulüuna intizarı zaruri kılıyordu. Ertesi günü tek- rar bu muharebe meydanını do- laştığım zaman gördüğüm manza» ra beni çok mütehassis etti. O kar- şıki sırtlarla gerilerindeki bütün dereler, bütün mahfuz ve mestur yerler birakılmış toplarla, otomo- billerle ve bütün bu metrukâtın aralarında yığınlar teşkil eden ö - lüler, sürü sürü karargâhlarımıza sevkedilen esir kafilelerile haki- katen bir mahşeri andırıyordu Bu dar ateş ve savlet çembe - İ rinden kurtulahilenler. birkac bin “Arkadaşlar! “Sancak, vatani ve milli vazife- lerimizde daima şeref ve haysiye- ti, feragati, fedakârlığı hatırla- tan aziz bir timsaldir... O, bize her yerde, her zaman- da itaati, Cumhuriyete candan | bağlılığı ve hükümetimize tam bir sadakati ihtar eder. o“ “En çetin günlerde, en güç is- lerde bile, askeri namusun düşü- nülmesi ve onun yüksek icabının mutlaka ve icap ediyorsa, hayatla- rından geçerek yapılması vücubu- nu anlatır. “İşte sizlerin kalplerinizin bu yüksek duygularla çarptığını bile- rek ve daima yükseklerde tutaca- ğınıza inanarak sancağınızı alay kumandanına tevdi ediyorum. “Bu hayırlı münasebetle, irade- lerine daima candan bağlı olduğu- muz Başkumandanımız Gazi Haz- retlerini derin saygılarla ana- rım.,, Mektep kumandanı Rauf Bey,| * sancağı alay kumandanı Miralay Rıfat Beye verdi. Bütün mezunlarm, talebenin gözleri heyecan içinde yanıyordu. Alay kumandanı, — büyük bir tu- ğu olan, atlastan, üzerinde “Har- biye mektebi alayı,, yazılı ve ke- narı altın sırmalı — sancağı eline alarak ikinci bir hitabeyle alayı and içmiye çağırdı. And içme Alay kumandanı ezcümle dedi ki: “Bugün, bu sancağı elime aldı- BAMeT Sm ii siiri kişiden ibaretti, Fakat onlar da büyük Türk çemberi içinden çıkmıya muvaf- fak olamıyarak, başkumandanla - rı içlerinde bulunduğu halde, be- yaz bayrak çekmiye mecbur ol- muşlardı. Ağustosun 31 inci günü gene bu Çal köyünde yıkık bir e vin avlusu içinde İsmet ve Fevzi Paşalarla buluşutk. Kırık kağnı a- rabalarının döşeme oklarına ili - şerek bundan sonraki vaziyeti mütalea ettik, Kazandığımız mey- dan muharebesinin bütün seferi hitama erdirebilecek bir ehemmi- yette olduğunda ittifak ettik, Şim- di Bursa istikametinde çekilen düşman kuvvetlerini mahvetmek le beraber bütün orduyu aslile, bi- lâaram, İzmire yürüyecektik. Bu - günden sonra İzmirde Akdenizi Mudanyada Marmarayı, görmek için sekiz dokuz günlük bir za - man kâfi gelmiştir; fakat hatır - latmalıyım ki bu yanık Çal köyü- ne gelebilmek için yalnız Sakar - yadan itibaren sarfettiğimiz za - man bir senedir. Tes'it ettiğimiz zaferi izhar edebilmek için bir seneyi çok bulmazsınız zannede - rim; çünkü, efendiler, muharebe yalnız karşı karşıya gelen iki or - dunun çarpışması değildir. Harp milletlerin çarpışması - dır. Meydan muharebesi milletle- rin bütün mevcudiyetlerile, ilim, fen sahasındaki seviyelerile, ah - lâklarile ve harslarile, hulâsa bü- tün manevi ve maddi okudret ve faziletlerile ve türlü vasıtalarile çarpıştığı bir imtihan sahasıdır... Harbiyede dünkü, bugünkü merasim ğım anda, hayatımın en mesut da- kilarını yaşıyorum. Bu sancak, Harbiye alayı sancağıdır. Harbi- ye alayı-sancağı.. Doğrudan doğ- ruya bütün sancakların anasıdır. Bu sancak altında yetişenler, gir- dikleri savaşlarda bu sancağın şe- ref ve kudsiyetini daima muhafa- za etmişlerdir.. Bu sancak uğrunda fedayi can etmişlerdir... Bu sancak, Türkiye demektir. Askerlerin en büyük şanıdır. İcabımda, uğrunda ka- nımızı seve seve feda edeceğimi- ze and içelim...,, Bütün mezunlar ve talebe hep bir ağızdan gür bir sesle haykırdı- lar; “— And içeriz!,, Sonra yeniden milli marş çalın» dı ve selâm resmini müteakip. mektep kumandanı miralay Rauf Bey ve diğer zatlar, mektebin yan cephesine yürüyerek orada yer al- dılar. Ve geçit resmi başladı. Geçit resmi Önce mezunlar, sonra ikinci si- nıf talebeği geçti. Bir yandan Harbiye mektebi bandosu, çalı- yordu. Merasim, saat on altıya on kala bitti, “VAKIT,, Harbiye mektebi me- zunlarını ve onları yetiştiren yük- sek bilgi ve kumanda erkânımı sa- mimiyetle tebrik eder. Sugünkü merasim Harbiye mektebinin kuruluşu- nun yüzüncü yıldönümü dolayısi- le bugün saat on beş buçukta mek- tepte büyük merasim başlıyacak- Harbiye mektel ve Türk kültü: YAP aş vera d üncü sayi Tanzimatın uyuşuk, mel ti, yavaş, yavaş başkalarına kan kafası, terbiye sistemi, tı anlayış tarzı Harbiye mel de yer tutamadı. Tanzimat” lamıyan, olsa bile en az onul sirine kendini veren Har mektebi oldu, * Harbiyeli bir müstakil vatan istedi. vatanı ileri bir politikang e zi diye tasavvur etti. Harbi Tanzimatın bütün o sahteği tokrasisine karşı halis mü Türk halkının, geniş Türk mi tinin emellerini ayakta vi Tanzimatçılar sahte bir ari rasi içinde parça parça vatan da ederek kaybolurken onlar ileri davaların şarkılarını söyl ler. i En ileri siyasi temayülleri, pi hakimiyetini kurmak için dö tüler, Sultan Azizin tahtından ini$ de bir bölük Harbiyeli silâh İ şandı. ; 1908 hareketinde gene: Hafi yenin ruhu harekete geldi. * | Sonra Trablus, Yemen, o Mİ maranın koynu az mı Harbiğ' iy yedi, zindanlarm, o sulafi göllerin dilini anlarsanız, 80: size hürriyet için can veren Hi yelilerden haber versin! .. Nihayet istiklâl harbi ve in lâp Türkiyesini de düşünün. Harbiye mektebi üstün ve il) edebiyatın da beşiği oldu. Fazla bir şey söylemek . . İSİ mem. Çünkü, tarihi, müspet il politikayı millet bakımmdan; 8 Ten bir müessesenin edebiyat Ki türüne nasıl hizmet edebileceği takdir edersiniz. Kim inkâr edi di ki, Ömer Seyfeddin Harbiye havasmı teneffüs etmeseydi Pi gün hâhâ misline tesadüf edem! diğimiz edebiyat üstası olacakti! Bunun için Harbiye mektel nin yüzüncü senesini ben, külü hareketimizin yüzüncü senesi ye selâmlıyorum. Sadri Etem Ölüm Üsküdarlı Eczacı Celâl Beyi biraderi Üsküdar tramvay sabi hat müfettişi Hüsnü Bey Cerr3l paşa hastanesinde tedavide ik€ ölmüştür. Cenazesi bugün hast neden kaldırılarak namazı Üski dardaki Yenicamide kılmarak K! racaahmetteki aile makberesif götürülüp gömülecektir. Kala lara ömür dileriz. tır. Merasime İstiklâl marşile gif şilecek ve erkânı harbiye reisli ninkinden başlıyarak, mualli; talebe ve zabitler, askeri lisel deniz harp mektebi ve lisesi, ib yat zabit mektebi, mütekait bitler namına canlı el lenecek ve Cevat Paşa bir hi de bulunacaktır. ” Bundan sonra And içilecek, Harbiye mektebinin tarihçesi # latılacaktır, ” Müteakiben Harbiye marşı 9 lınarak geçit resmi yapılacak “ mektep davetlilere gezdirilece! tir, Merasim kıyafeti, zabitler büyük üniforma ve siviller i6 resmi elbise olarak tespit edilm” tir,