mama Imdat diye bağıran Şramafonun zararı! cukluğundanberi tanıdığım | Mİ ğe vardır. Ben onun mual- h.,, © Smıftadersle katiyen bi. olmazdı. Daima küçük Ni, eler, telsiz telgraf aletleri, vi, ofon taklitleri yapmağa çalı- * Simdi büyüdüğü © halde o en hiç bir suretle vaz " çocukluğundaki merak- vg Zamanmmn terakkiyatına ag saktan zevk alir ve kendi İk; Be radyo aletleri ve elektrik» be *Yen türlü türlü aletler yapı - kiç geçenlerde o evlendi. tay ir apartman tuttu ve karı- & yardımiyle dairesini ol Ai, güzel döşedi. Çeşit çeşit ticat etmek (o hususundaki : ve hevesini de bu münase- tatmin etmeğe fırsat buldu- k Ni koca evlendikleri gün doğru bi ! evlerine gitmişlerdi. Yeni İnk, saadetleri onlara her şeyi lâde güzel gösteriyordu. e içeriye girdikleri zaman i odaları dolaşmağa Me Diyordu ki: >> “Bak su yemek odası takı- iğ Ben daima yemek odası min lekesiz, mat olmasını ül ederdim. Sen de öyle mi, ben de öyle tahayyül eder- öım!,, iksin, Hilmiciğim. çok (güzeldir. m de odanın içine adeta bir or- n kol Mu sacar.,, — “Bu orman kokusu bir'za * m sonra zajl olur değil mi?,, — “Neden zail olsun?,, İla, Sürü bir gün > kün k yerine yanık yeme! o atm olur, Onun için...,, dp, Doğrusu bu sözüne darıl- ocacığım. Tl daima yaktığımı mı zan Yorsun?. — “Yakmazsan beni sevmiyor- iyi, #meketir, Çünkü (kocasına tey, olân bir kadı saatlerce ten- | in başı ucunda duramaz.,, Üz 'Dur öyle ise ben de sana ün Yanık yemek yedireyim de Ba aralık karı, koca yatak oda- iş, rmişlerdi. Hanım eşyayı Üye, birer nazardan geçiriyor ve du ki; > “Hilmi, şu yazı a Oysak nasıl olur?,, €reye istersen koy, benim Masasma ihtiyacım yok.,, ta, bu senin mütemadi s€- yi Si masasını Tin ne olacak bilmem. Sen Ming ep Ankara ile İştanbul a - Mi, #mekik mi dokuyacakem? diyen seyahatte olan bir A taalik olmak doğrusu hiç Edecek bir şey değil!,, € Yapalım karıcığım, va- Öyle icap ettiriyor. | Daha tüy, #Vlendiğimiz — halde öbür nl , Ne iş, Araya gideceğime çok te- <liyorum, , Pali pömek ki beni evda yapa - eya »rakacaksın? bir başıma > © ne yapayım? Ya korkar- İlme; Polk pe karam bu sözlerine ev- kola vap vermedi, onu kar- Oğru gönderdi. Yatağın pak bir perdeyi kaldırdı di a bir düğme göstererek ki, ei i Sayet evde ik gürültü işi başla» | Pişirdiğim ye -| tirsen, eve hırsız girdiğini duyar- san derhal bu düğmeye basarsım..., — “Sonra ne olur?,, — “Bu düğme balkon kapısının üstünde duran bir alete bağlıdır. Bu aleti düşünerek taşmarak ben tertip ettim. Düğmeyi basar bas- maz alet müthiş bir gürültü çıka- rr. Bu alet adeta birradyo ho- parlörü gibi bir şeydir. İçinde kü- çücük bir gramofon vardır. düğ- meye basınca hoparlör kıyameti koparmağa (o başlar.. Karıcığım ne yapıyorsun?,, — “Düğmeye bastım.,, — “Gördün mü şimdi yaptığı» nı? Şimdi dışarıda kıyamet kopa - cak...!,, cacığrm, rezil olacağız!,, — “Nasıl susturayım, gramofon içindeki plâk çalmadan susmaz ki!,, — “Hilmi dinle bak, hakikaten birisi bağırıyor. Aman (yarabbi ne yapalım?,, Hanım derhal koşarak balko- nun penceresini açmıştı. Ondan sonra baygm bir halde yatak oda - smdaki uzun kanepenin üzerine düşüp kalmıştı. Çünkü dışarıda keskin bir kadm sesi feryat ediyor- du. | — “İmdat... İmdat! Hırsız var! İmdat, imdaaaat!.,, Bu feryat üzerine bütün apart- map ve sokaktaki dükkâncılar derhal harekete gelmişlerdi. Hil- mi şaşırıp kalmıştı. O hemen ko- şarken iki sandalye ile bir küçük masayı devirmiş, mutfakta du- ran küçük merdiveni yakalamış ve onu duvara dayıyarak © elektrik cereyanı durdurmak istemişti. Fakat telâş içinde süprüntü tene- İ kesine çarpmış ve yere düşürmüş- tü. Fakat Hilmi hemen kalkarak merdivene tırmanmış ve çelik bir burgu ile çalışmağa (başlamıştı. Acele işe şeytan karıştığından za- İ vallr adam çekici iki defa baş par- mağına vurmuş ve burgu ile de bir defa avucunun içini delmişti. Ma- amafih, Hilmi bu acılara hiç & hemmiyet vermiyordu. Çünkü 80- kak kapısı şiddetle çalıyor ve kuv- vetli yumruklarla vuruluyordu. Hilmi bu vaziyet karşısında bir şey yapmağa muvaffak olamamış ve bitap bir halde merdivenden a- sağı yuvarlanmıştı. Vaka mahal» line koşan polis marifetiyle kapu kırılarak halk içeriye girdiği za - man Hilmi korkunç bir tavır almış bulunuyordu. En evel kapıdan içeriye giren kunduracı: — “İşte hırsız burada mutfak- ta diye bağırmıştı. Onu takip eden berber ustası ise, daima kan görmeğe alışmış olduğu için: — “Gebertiniz keratayı|,, söz” lerini ilâve etmişti. Evden içeri girenler, Hilmiyi gebertmemişlerdi ama, iş anlaşı* | Imcıya kadar Hilmiyi oOtemiz bir pataklamışlardı. Hırsız zannı ile Hilmiye ( indirilen yumrukların miktarını ve tesirlerini anlıyabil - mek için ertesi sabah karısının o - na söylediği şu sözleri dinlemek kâfidir. Yumruk yerlerinin hasıl ettiği şişkinlikleri gidermek için | karısı onun alnma soğuk kompres ler koyarken diyordu ki: —“Ah Hilmiciğim, o bağıran & İleti balkonun üstüne yerleştirdi - — “Öyle ise hemen sustur ko- | DE (Başmakaleden devam) İzmite üç saatte varmış bulu- nuyorduk ve bütün İzmitlileri is - kele civariyle kâğıt fabrikasının kurulacağı yerin etrafımda top- lanmış bulduk. izmit kâğıt fabrikası ve izmitin istikbali İsmet Paşa, fabrikanın tesisine dair icap eden en ince teferrüata kadar harita ve plân üzerinde malümat aldı. Sonra ( fabrikanın temel atma merasimi yapıldı. İzmit, milli mücadele tarihin de sık srk adı geçen bir sahil şeh- rimiz ve müstesna bahriye limanı- mızdır. Milli mücadele günlerin- de bu şehir çok zorluklar gördü. Ecnebi işgalinin acılıklarını iyi anladı. Bununla beraber, mukad- yaptı. Kâğıt fabrikasının temel atma merasiminde söz söyliyen fabrikası için İzmit mıntakasınn seçilmiş olmasını, şehrin mazisi - Jne ait bir nevi mükâfat gibi te- lâkki ettiler. Böyle bir fabrika - nın İzmitte kurulmasından dolayı | büyük sevinç eserleri gösterdiler. Hakikaten İzmitlilerin sevin - meğe hakkı var. Bundan sonra İzmitin tali yıldızı her gün biraz daha parlayacaktır. Milli hükü - metin buraya verdiği kıymet, İ gün geçtikçe bir az daha fazla İ meyve verecektir. İleride İzmit yeni Türkiyenin en mamur, en refahlı şehirlerinden ve limanla - rından biri olacaktır. Gazete ve sigara kâğıdından başka bütün Türkiyenin her türlü yazı, mat- Ziraat; Iş, Sümer Bank erkânı ve baa ve ambalaj kâğıdı ihtiyaç- larını İzmit fabrikası temin ede- cektir. Şimdiki halde İzmit kâğıt fab- rikası on bir bin ton kâğıt yapa - cak büyüklükte kuruluyor. Bu miktar, memleketin kâğıt ihtiya - cinin ancak yarısıdır. İki buçuk milyon liralık bir kâğıt sarfiyatı- İ dır. Fakat bir kere fabrika kuru - lup ta işlemeğe başlarsa ve fabrika nın istihsaline ve sarfiyatına ait | beslenen ümitler tahakkuk ederse bu müesseseyi bir misli daha bü- yütmek ve genişletmek pek kolay olacaktır. Kâğıt'fabrikasının yeri nasıl seçildi ? Kâğıt fabrikasının bulunduğu yer, şehire bir kaç yüz metrelik bir mesafededir. Bu yerin intiha- br şehirlilerle Sümer Bank ida - resi arasında bir mesele olmuş. İzmitliler fabrika için diğer bir yerde kurulmasını teklif etmişler. Fakat teklif edilen (o yerin alt ta- bakaları sağlam olmadığı için fen heytleri burasını muvafık görme- mişlerdir. Filhakika kâğıt fabri- | kası yapılacak bir yerin intiha- bında alt tabakaların çok sağlam, düz, yerinden oymamaz olması de yerin düzlüğü çabuk bo- ——————— ğin için sana o kadar (omüteşekki- rim ki...,, — “Benimle alay mı sun?,, — “Hayır , hakikati söylüyo - rum. Çünkü dün akşam gelip se- ni muayene eden doktor hiç ol mazsa iki hafta yataktan kalkamı- yacağını söyledi. Yarın Ankara « ya gitmek yok ediyor- des müdafaa vazifesini tamamile ! hatipler bunu hatırlattılar. Kâğıt | lâzımdır. Böyle olmadığı takdir. | Sanayi mıntakalarında seyahatin intibaları zulur. Makinelerin © yerlerin» den bir milimetre kadar oyna- ması Obile, hamur o halinde j olan kâğıt tabakalarının kırılma- | sını mucip olur. Fabrika durur, çok zarar görür. Bu zararın de- recesini anlamak için fabrikanın bir dakika durması, faaliyetten kalması üç yüz elli metre murab- | ı kâğıdnm mahvolması demek olduğunu göz önüne getirmek kâfidir. Üç yüz elli metrelik kâ- ğıt ise üç liralık bir kıymet de- mektir. Bir dakika saat, saatler gün, günler hafta olunca bu za- rarın yekünu ne kadar yükselebi- leceği kolayca hesap olunabilir. Kimyager Mehmet Ali Bey İzmit kâğıt fabrikasının tesisi- ne âit işlere kâğıt kimyageri Meh- met Ali Bey bakıyor. Mehmet İ Ali Bey, fabrika kurulup ta işle- meğe başladığı zaman müessese - nin müdürü olacaktır. Ali Bey Avrupada kâğıt mühen - disliği tahsil etmiştir. Bizzat kâ- ğıt fabrikalarında amelelik ve ustalık yapmıştır. Tahsilden gel dikten sonra memleketimizde bir kâğıt fabrikası kurulmasını ken - disi için bir ülkü bilmiştir. Beş J altı sene evvel kimyager Mehmet Ali Beyin kâğıt fabrikası - işleri hakkmda VAKIT sütunlarında yazıları çıkmıştı. O zamandan beri kendisini bu işe vakfeden Mehmet Ali Bey, İzmit kâğıt fab- İ rikasmın kurulmasile “hem şahsi hem milli bir ülküye kavuşmuş ©- İuyor. Kâğıt fabrikası ile deniz . ve kara yolları Umumiyetle kâğıdın esas mad- desi ağaç ve odundur, Onun için kâğıt fabrikaları da ormanlara en yakın yerlerde ve mümkün olur- sa ormanların içinde yapılır. Fa- kat kâğıt fabrikasının ormanla - ra yakın olması ne kadar lâzımsa kâğıtları ( sarfiyat mahallerine göndermek için de kara ve deniz yollarıyla o kada? münasebeti bu- İunması lâzımdır. Bu bakımdan memleketimizde yapılacak kâğıt fabrikası için İzmitin kendine göre hususiyetleri vardır. İzmit bir taraftan sahildir, Karadeniz sahillerindeki Anado - lu ormanlarına bağlı * demektir. Sonra İzmitten geçen demiryolu üzerinde Bozöyük ormanları da vardıt. Buradan da gene İzmite demiryolu vasıtasiyle kolayca a - ğaç getirilebilir. Binaenaleyh İz- İ mit kâğıt fabrikası bir taraftan küçük bir kolla.demiryoluna, di- ğer taraftan gene bir dekoville İzmit iskelesine bağlanacaktır. Bu yollar fabrika inşaatiyle bir - likte tamamlanmış olacaktır. On- dan sonra, gerek fabrikaya geti - rilecek mevaddı iptidaiyenin, ge- rek fabrikada yapılan kâğıtların ve kâğıt mamulâtının kolayca nakli ve sevki temin edilmiş ola- caktır. Fabrikanın manzarasi ve kabiliyeti İzmit kâğıt fabrikası bir tek parça değildir. İnşaatı tamam ol- duktan sonra denizden bakılın - ca dört parça olarak görünecek - tir. Fabrikaya hariçten tomruk halinde odunlar, ağaçlar gelecek, bunlar makineler vasıtasiyle ren» delenerek toz haline getirilecek sonra odun hamuru olacak. Odur hamuru da gene makineler va- sıtasiyle kâğıt yapılacaktır, Kâ- Mehmet | Bu itibarla | EST SOTENDY 02 mem bir Iğıt fabrikası, yaptığı kâğıtları kısmen olduğu gibi piyasaya sata- cak, kısmen de fabrikanın diğer bir dairesinde bu kâğıtlardan mektupluk kâğıt, zarf ve saire gi- bi kırtasiye işleri yapacak ve on- dan sonra bu kâğıt mamulâtını piyasaya verecektir. Başvekil Paşanın, temel atma merasimindeki nutkunda söyledi- ği gibi İzmit kâğıt fabrikası, se- nede on üç bin metre mikâbı ke- reste sarfedecektir. On beş bin ton kömür yakacaktır. Bü suret- le ayni zamanda memleketin en esaslı mevaddı iptidaiyesinden ikisine sarf menbar teşkil edeck- tir, İzmit kâğıt fabrikasmın binası üç yüz elli bin liraya bir inşaat şirktine &ihale edilmiştir. Fakat | binanın tamamlanması için biraz daha fazla sarfiyat yapılması ih - timal : dahilinde görülmektedir. Fabrikanın makine ve saireleri de hesap edilecek olursa bu mü- esseseye konacak sermayenin ye- künu iki milyonu bulacaktır. Bu- nunla beraber kâğıt fabrikası se- nede en aşağı iki buçuk milyon liralık kâğıt yapacağma göre iş- | lemeğe başladıktan sonra tesisine | sarfedilen sermaye kadar harice döviz gitmesine mani olacaktır. Mehmet ASIM (Yarm Hereke fabrikası) | Iktısat Vekili Ankarada | Ankara, 19 (A.A.) — İktisat Vekili Celâl Bey Anadolu ek$pre- siyle bu sabah - şehrimize gelmiş'” ve istasyonda Vekâlet, * Türkofis, Ziraat, İş, Sümer Bank erkân ve dostları tarafından karşılanmış - * tır, ——— İlk incir mahsulü İzmir, 19 (A.A.) — Mevsimin ilk incir mahsulü bugün İtalyan bandıralı Diyana vapuru ile Tri- yesteye sevkedilmiştir. Doktor - Operatör Ahmet Asım Doğum ve kadın hastalıkları mütehassısı © Doktor - Operatör | Iffet Naim H. Cerrahi hastalıkları mütebassısı Muayene sustları; 10-19 Ortaköy Şifa yurdu. 15-18 Beyoğlu İstiklal cad, 19 GAMA Telefon 49231 ve 41060 pp" LA BESA SR NANA IAKBA p Ankarada AKBA kitap | g z ; : evinin birinci şubesi modern bir şekilde Maarif Vekâleti karşısında açılıcıştır. AKBA kitap evleri her dilde kitap, mecmua, gözete ihtiyaçlarına cevap vermektedirler. Gerek kitaplarınızı gerek kırtasiye- nizi en ucuz olarak AKBA kitap evlerinden tedarik ede- bilirsiniz. o Devlet Matbaaisi itapları ve VAKIT' m neşri- yatınn Ankarada satış yeri AKBA kitap evleridir. E AKBA Merkezi Telefon i Birinci Şube hindi Sübe 3137 1761 8 Saman Pazat İ m