İinsolini, dizesi; “ği Âvusturya müstakildir, bundan son- rada müstakil devlet kalmalıdır! Avrupa devletleri 1914 dekinden daha kuvvetli olarak müsellâh bulunuyorlar işaret edilen noktai nazarlarında!ziyet, yalnız milli sebeplerden do- İtiya başvekili, Mussolini, 29) uz 1934 tarihinde, yani A- rya hadiselerinden evvel, Freie Presse,, gazetesinde ' makale neşretmiştir. Entres - m bulduğumuz bu makaleyi ik- ediyoruz: iyetin yaptığı en büyük) zuhurundan yirmi sene hâlâ Avrupanın tali ve mü- deratı o harp ile ve o harbi sulh muahedeleri ahkâmı Yin olunmaktadır. 1919 - 20 muharebeleri hakkın- ün Avrupada üç muhtelif kuvvet, üç muhtelif fikri! n ve üç muhtelif görüş har dir ve bunlar aşağıdaki grup! temsil olunmaktadır. Yani | **lâ bir tarafta sulh muahede- nden faydalar ve hatta bazı i #de haddenaşırı ve çoğun “inde faydalar elde edenler Ruyor. İkinci grup, harpteki İlubiyetle arazi kaybetmiş ve cezalara çarpılmış olup sulh delerine karşı mücadele et- tedir. üncü grup — her ne kadar “lerden ise de — 1919 statü- Avrupanın tekrar kurul - ; siyaseti asetini inkişaf etmesi lâ - iü diği Filerindedir. e. da vardır ki bı wrede nüfuz- üçüncü ee Bi PAYül ederek kulanmaktadır - ! Versay zihniyetini muhafaza et! in salipler şöyle diyorlar: , <SaY, beşeriyet tarihinde N safhayı teşkil eder, ve Versay , Süahedesi kimsenin ilişemi - Bu bir şaheserdir. , , , 7'Upun parolası: “Mevcu» Muhafaz sıdır. Ağluplar şöyle diyorlar: hanı müteessir eden içtimai pöanevi, enalıkların mesuliyet ti sulh muahedelerine » Bu grupun parolası: “Sulh Üc. Nine revizyonu,, dur. ir. Ç Brupun parolası ise e Sulh muahedelerinden e esaslarına muvafık İka, yin mahfuz kalması ve » “ seyden evvel cihan sul- ve A âza ve temin edil - tahı pa medeniyetinin in- ikesini hamil olan harp- o rilmesi suretiyle sulh mu-| i nin tetkik ve temyizden Balipler, en istifade etmiş id grupu Fransa tara - “al, areedilmektedir ve Fran ati İm elerinin bekçisi n Lu bir rol oynamak ny, “duğunu bilhassa Bar- ei Seyahati ile kat- Mağ mit. İst &rupu, İnadı - kendileri için İmanyada bulu-! : Srup Italya ve İngiltere ve |, esil edilmektedir. 1- hu “* tari tilterğ, sografi vaziye- deniz inkişafı sevk ve il- Harama a müvazene te- * hesaplarile bu bü- > Müştereken hareket R #ikredilen grupların pe i 'dildiğini ve kaç maddesinin terk sebatla israra mecbur olduklarını ve tarih dinamikinin istilzam et- tiği şekilde bir tadilât ile bu nok- tai nazarların değiştirilmiyeceği - ni farz ve kabul etmek için orta-| da bir sebep yoktur. Fransa, kabinesini sulh muahe- delerinin hamisi saymaktadır. Ha-! kikatte ise Fransa yalnız revizyo- nu tehire ve onun muslihane saf- halarını müzakerelerle az çok u - zatmağa muvaffak olabilmektir. Filhakika sulh muahedeleri ucu - besinin kaç maddesinin tatbik e- edildiğini, yahut değiştirildiğini tesbit etmek için enteresan bir şey olurdu. . Bizzat resmi Fransa! ve Fransa hükümeti: Sulh mua -| hedelerinin değişmez şeyler olma- dığına ve kıymetlerini kaybede » ceklerine ve onları kurtarmak için en iyi tabiyenin o muahedeleri ye- ni.ve hakiki ahval ve vaziyetlere tedricen uydurmak tabiyeşi oldu- ğuna kanaat getirmek mecburiye- tinde kalacaklardır. Ben ' öyle zannediyorum ki — küçük itilâfa vaki taahhüdatı ma“ ni olmasaydı Fransa müzakerele- re girişmek suretiyle mevcut ah- val ve şeraite uymak yolunu ihti- yar ederdi. Fakat küçük itilâfın bazıları ;.siyasi varlıklarını harbe borçludurlar. Bazıları da. i- lerini iki misli, hatta üç A tırmışlardır. » Binaenaleyh bunlar her halde. statükoyu muhafaza etmek istiyorlar, Fakat bizzat kü- çük itilâf içinde de vaziyet bir; vahdet ve istikrar göstermiyor. Meselâ, Hariciye. Nazırı Benes, Titüleskodan daha az muannit gi- bi görünüyor. Filhakika Çeko3!o- vakya hariciye nazırı zaman zâ - man revizyon imkânlarının hava almaz bir surette kapalı olan ka- pılarını taze hava cereyanlarına açmakla zevkıyap oluyor. Keza- lik mağlup devletlerin de vahdeti ve toplu bir vaziyetleri * yoktur. Nasyonal sosyalistler Almanyada iktidar mevkiine geçinciye kadar “Köridor,, meselesi Alman siya - setinin ana davasi gibi görünü - yordu. Alman — Leh itilâfı bu meselenin hallini on sene için ta- lik etmiştir ve bu suretle tehlikeli ihtilâf bertaraf edilmiştir. Alzas bir çok defalar tek'manalı bir Loren hakkımda Hitler tarafından feragat ifade olunmuştur. Saar meselesi 1935 kânunusa » nisinde vuku bulacak reyi âma tevdi olunmuştur. Avusturya me- selesi, (oyalnız Avusturyaya ait bir mesele değil, ayni zamanda bir Avrupa meselesidir. Avus - turya müstakildir ve bundan sor- ra da müstakil bir devlet olarak kalmalıdır. Almanyada bazı ma- hafilin taraftar olduğu “şarka doğ- ru ittisa,, plânı günden güne daha ziyade unutulmaktadır. Hugenberg muhtirası tekzip e - dilmiştir. Rusya daima kuvvetle- niyor ve ihmal edilemiyecek bir askeri devlet halini alıyor. Hak- İr sebeplere dayanarak en ziyade vezizyon istiyen devlet Macaristan- dır. İtalyanın bu bâpta aldığı va» | Şüpheli bir ceset bulundu layı değildir. İtalya, ayni zaman- da sulhu temin ve tatsin edecek olan hak ve adalet esaslarından da mülhemdir. Trianon sulh mu- ahedeleri Macaristanı bütün ma- nasiyle boğmuştur ve boğulmuş Macaristan yaşayamaz ve Tria * non sulh muahedelerini tanıya'- maz. Bir çok Fransızlar dahi bu vaziyetin doğru olmadığını ve bir harbe yahut Milletler Cemiyeti paktının 19 uncu maddesinin tat- bikina müncer olacağını takdir e- diyorlar. Bununla beraber bü maddenin tatbiki bana Proplema- tik bir mesele gibi görünüyor. Ben Trianon muahedesi revizyo - na tabi tutulmaksızın Tuna hav - zasında az veya çok devamlı bir mütareke yapılabilirse de fakat bir müsalâha yapılamiyacaği ka - naatindeyim. Diğer © mağlüp devletlerden Türkiye Sevr muahedesinin Re- vizyonu meselesini silâh kuvvetile kendisi için temin ve istihsal et- miştir, Revizyon meselesinde Bulgaris- tanın vaziyeti daima çok iktiyat- lı olmaktır. Netice — Muahedeler &hkâmı- nın mahfuz tutulması hakkındaki ısrarın, bu muahedelerin Reviz d «yona tabi tutulması hakkındaki talep' ve dava ile tevhit'edilerek hemâhenk bir vaziyete sokulması Avrupa siyasetinin en büyük me- selesidir. 1918 denberi bütün dik- kat ve itinalar ve Avrupa siyase- tinin gayretleri bu meseleye tev - cih olunmuştur. Bü meselede te- barüz eden iki prensip yekdigeri- ne yaklaştırılmazsa Avrupa sükün bulmıyacaktır. Galiplerin meser- retli ve âmirane sesleri, mağlup * ların protesto ve şikâyetlerini sus- turamıyacaktır. Londra ve Roma yukarıda söy- lendiği gibi * Avrupa müvazenesi uğruna ayni siyaseti takip etmek- tedirler. Yalnız tabiat ve mizaç farkı dolayısiyle bazı ihtilâflar vardır. Hakikatte de müvazene politikası : güçtür. Zira mühim menfaatler yektigeriyle ihtilâf ve tezat halindedir ve muhalif fikir. leri müşkülât ve ademi muvafa - kat vadisindedir. Bununla beraber “Müvazene politikası, sulhü şimdiye kadar temin eden ve bundan sonra dahi temin edecek olan yegâne peliti- kadır. Unutmıyalım ki Avrupa devletleri o bugün 1914 dekinden daha ziyade kuvvetli olarak mü- sellâhtırlar ve ancak Londra — Roma Diagonal bir müsademeyi ve binnetice bir felâketi menede-i bilir, m eğ Evelki gece Hürriyet tepesi ci - yarında Yorgancı bahçesi mevki» inde bir ceset bulunmuştur. Tahki- kat neticesinde cesedin Tophane civarmda dolaşan yersiz yurtsuz takımından Saim isminde biri ol) duğu anlaşılmıştır. Ceset şüpheli görüldüğünden morga o nakledil- miştir. “meli olan en iyi Alman istikbalin” isminde birleştirmiş olan Hindens! edilmemesi rica olunur. ölme ilede iööğüğin üz önmdndide” ül sezmek di Mekik e âh Tramvay, ve ele (Baş tarafı | inci sayfada) BE Diğer taraftan, tramvay ücret - leri, elektrik fiatleri, Üsküdar su şirketi amele ücretleri hakkin- daki tetkikat ve çalışmalara dair yeni malümat edindik: Malümdur ki, yeni hatlar inşa etmek için tramvay şirketinin 1926 danberi hâlktan toplamış ol- duğu parayı geri vermesi lâzım gelmektedir. Toplanan para bir milyon 883 bin lira tutmaktadır. Şimdi vekâletçe fesholunan 926 mukavelesinin bir sermaye bir de inşaat kısmı vardır. Bu hatlar meselesi inşaat kısmiyle alâka - dardır. İnşası düşünülmüş hat - lardan da yalnız Edirnekapı yolu yapılmış bulunmaktadır. Edirnekapı hattına (takriben 300.000 lira harcanmıştır. Bu iti- barla şimdi şirketin bir buçuk mil- yon lira kadar iade etmesi icap etmektedir. Bu para hükümete verilecek ve nereye kullanılacağı Vekiller Heyeti karariyle belli o- lacaktır. a Bu paranın iadsi cihetinin ko - misyonla alâkası yoktur. Şirket hesabını yapacak ve Nafia Vekâ- letinin tasvibini bekliyecektir. Talebe biletleri üzerinden ya - pılacak tenzilât, amele ücretleri ve mıntakalar tayini hakkında he- nüz bir şey yoktur. Fakat çok yakında, tramvay biletlerinin yeniden indirilmesi ko nuşulurken bunlar da birlikte gö- ze plınacak, her halde halkın da- ha çok menfaati'temin edilecek - tir, 1926 mükavelesinin feshi hadi- sesinden sonra, ondan evvelki 1923. mükavelesi ' kendiliğinden meriyete geçmiş o bulunmaktadır. Bundan önce, şirket, o Vekâletle müzakereye girişmişti, Talebe -! 'Hitlar Hindenburg'un meziyetlerini sayıyor (Baş tarafı 1 inci sayıfada) manası vardı. O, bizim hepimiz için Alman milletinin inkâr oluna- mıyacak kudretinin bir ifadesiy - di. Aziz ölüye son ihtiramı yap- mıya hazırlandığımız bu anda nü- müne olacak hayatının vüsat ve büyüklüğünü hissediyoruz. M. Hitler, mareşalin hayatını anlatırken, doğduğu (o zamanki dünyanın siyasi vaziyetini çizmiş genç Hindenburgun içinde büyü - düğü siyasi şartları gözden ge çirmiş ve demiştir ki: “.— Hindenburg daima Alman- yamızın, ; milletimizin hizmetinde bulunmuştur. Ceneral ve kol or- du kumandanı olarak 64 yaşında mizmetten çekilmis, fakat dünya harbi patladığı vakit imparator bu harpten asla mesul olmıyan bu # damı iş başına çağırmıştır. Eğe o zamanlar siyasetimizin idaresi de askeri idaremiz gibi dahiyane olaydı, Almanyamızın tarih huzur runda uğradığı zilletlerin en ağr rının önüne geçilmiş olacaktı. Hin- denburg ikinci defa olarak işten çekildi, fakat 1925 senesi nisani- nın 26 ıncı günü ikinci defa ola- rak iş başına ve bu sefer Alır milletinin idaresine çağırıldı. Er iyi Alman mazisiyle hepimizin e telefon, su / den yalnız on beş yaşına kadar o- ş — VAV 7 AĞUSTOS 1939 — ktrik lanların tenzilâttan istifade etme» si muvafık görülmüyordu, On beş yaşındaki talebe, ancak olta mek- tep talebesidir. Tenzilâtın üni « versite talebesine kadar teşmil e- Tramvay, telefon, su 2 dilmesi, amele ücretleri, mıntaka» lar meselesi üzerinde müzakere - ler ilerliyordu. Fakat nihayet iş sermaye meselesine dayanınca ihtilâf çıkmıştı. Sermayenin İs - viçre frankı mı, Fransiz frankı mı olduğu üzerine uzlaşılamıyordu. İşte şimdi, Vekâlet, şirketin 1926 mukavelesini büsbütün feshetmiş ve yukarda yazdığımız gibi, on * dan evvelki 1923 mukavelesi “o- tomatikman,, meriyet sahasma geçmiş bulunuyor. Sermaye esasında Fransız Fran- gına avdet edilmiştir. Fakat bu mukavele, ne amele ücretleri, ne talebe tenzilâtı, ne de mmtaka meselesini ihtiva etreediği için, yeni ücretler konuşulurken ayrıca bunlar da göz önüne alınacak ve halledilecektir. Elektrik tarifesi de son şeklini almak üzeredir. Şirketin on altı buçuk kuruş üzerinde ısrar etme- sine rağmen Nafia ve belediye murahhasları kilovat başına on beş kuruş tesbit etmişlerdir. Bu şekilde tanzim olunan rapor Na» fıa (o Vekâletine gönderilmiştir. Vekâletin de tarifeyi on beş kuruş olarak tasdik etmesi kuvvetle ibs tmal dahitndedir. Nafıa Vekâletinin tebliği üze» rine, elektrik, havagazı ve su sa” atlerinde de ehemmiyetli bir ten- zilât yapılması beklenmektedir. Üsküdar su şirketi komisyonu, amele ücretleri hakinda (o tetki- kata devam etme'"-'r. burgun tarihi meziyetlerini heye - canla ve minnetle kaydediyorum. Hindenburg ölmemiştir. O, mille- tmizin ölmiyecekleri (arasında Alman devletinin ve Alman mille- tinin ebedi hamisi olarak yaşıya * caktır. —— a T.D. T. Cemiyetinin bir tebliği İstanbul, 6 (A.A) —T.D.C umumi kâtipliğinden: 18 Ağustos 1934 te açılacak İ- kinci Türk dili kurultayına aza ©- larak iştirak edeteklerin 15 Tem- muz 1934 akşamma ve dinleyici olarak gelmek istiyenlerin temmuz sonuna kadar mi isim ve adreslerini bildirmeleri ve azadan bir tez irat etmek istiyenlerin tez- lerini de 15 temmuz 1934 akşa- mına kadar cemiyete vermeleri lü- zumu, mayısın ikinci haftasından beri bir çok defa ilân edilmişti. Bu müddetlerin hepsi de bitmiş ve kurultayın açılmasına pek az zaman kâlmış olduğu halde gene müracatlar vuku bulmaktadır. Ö- nümüzdeki kısa müddette cemiyet kurultayın calısma programi hazırlamak ve davetiyeleri dağıt- mak işleriyle uğraşmağa mecbur olduğundan artık bundan sonra ne iştirak, ne de tez icin müracaat /