7 Ağustos 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

7 Ağustos 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Kia BARETLER me “İşten çıkarılan kadınlar asra “Kadın asrı” derlerdi. misiieide ilklenini zel Yün iel kemiği olan çalışma ve umumi hayata apar, Almanyada, Yugoslavyada, ç konlovak yada, İtalyada kadın bu - ami işten uzaklaşmış bir hal. .. idam iş hayatına girmesi, erkek: Pa safta çalışması mevzuu bahsol- Mm istiyenler vardı, Onlara göre in- ” vatandaş ve müsavi insan sayıyor Harpten sonraki dünya, dünyanın gra deni ay kelle & fikirleri yürüten motör olduğunu hğgetre değil, düzünelerle isbat eden Şıktı, k iş hayatından ayrılışı da y bir tanesidir. an işin sıkılaştığı, bollaştığı, er- in kâfi gelmediği zamanlarda boşlu- doldurmak üzere saflara girdi. Netekim, büyük sanayi devrinin : ile birlikte; A) Nüfusun artması. B) İnsanın iktesadi kıymet olarak niyet alması. © İnsanın iktisadi kıymet olma » ve dolayı İnsan ömrünün uzatıl - (Ö? Kadının da iş nisbetinde hak vw olması ve erkeğe müsavi bir va- Öngel etmesi neticeleri de mayda- 18'den beri dünyada eski mik - Mir. | © Öğ, Büyük harbin doğurduğu siyasi - im seticeler Orta Avrupayı baş- » baya sardı. Avrupada yeniden kurulan si- Rİ go est hudotler Hetısmdi şartlara uyğun RA için ve oraya LİR kalmadı. Hele mağlüp memleketlerde iş sevi- bire aşağı indi. tk ke ederseniz Harpten sonra or- vrupada nüfus çoğalması da ig 'yavaşlatmıştır. yg yünmida, ayni safta çalışan Ku, v3” birdenbire erkeğin rakibi ha- Sirmiştir. un nelicesini bili - * Kadın umumi hayattan çi- döndü. Avrupanın ufkunda içtimai halinde dolaşan kadın mese- i budur. fikrin, bir sistemin, bir in Geri sanmayınız. Çünkü Svine Ona, lari iş hayatında : kadına sal, Hinlardı, menfaatlerini kadı - £ fi i ; FE 1 ; , Z 1 Se şarpan otomobil ki Pıda oturan şoför Er- hiye “tömobil Macka, Bayazı' ik i c ve eski kazanca göre bir gerile- | Medeli zen tramvaya çarpa - İ başladı. Kadın haklarının bej. | adım adım gerilemeğe baş- | bunu sadece fikirlerle izak| fikirleri inkişaf ettikçe kadın. | İ bir muharririmize deimiştir ki : i Ni ve vatani bir iş olan bu mesele- | bide ve meydân icin bütçemizde omükâfat verilecektir. göndermeğe taraftar © - | Konservatuvar binası ile âbide Türksan'atkârları arasında müsabaka açıldı Şehzadebaşında yapılacak 16! mart şehitleri abidesi ile konserva- tuvar binasının projeleri için Türk mimarları arasında belediye tara- fmdan bir müsabaka açılmıştır.! Müsabaka bugünlerde ilân edile -| cektir.: Müsaba plânlarmın hazır- lanabilmesi için üç buçuk ay müh- let verilecektri. Vali ve belediye reisi Muhittir Bey dün bu müsabaka etrafında “—— Şehzadebaşında konserva- tuvar binasr, 16 mart şehitleri abi- desi ve bir de büyük meydani ya- pılacaktır. Bunların plânlarının | hazırlanması için Türk mimarlâr: arasında bir müsabaka açtık. Mil- de bütün Türksanatkârlarinin eh- liyet ve kabiliyetlerini gösterecek- lerinden eminim. Meydan, abide binanın biribirine uyması icap et- tiğinden üçünü birden kül halinde müsabakaya çıkardık. Münakâsa- | ya ayni sekilde © çıkarılacaktır Şehzadebaşında inşaâtin “yapıla cağı yerde çok istimlâk © yaptık Halen bir kısmı henüz yıkılma-! mıştır. Müsabakada © birindiliği kazanan sanatkâra bina için 2500, abide içinl000, ikinci o sanatkâra bina için 1000, abide icin'500 lira lere de 750; 250 şer lira verilecek-| tir. “Bundan başka birinci, ikinci, üçüncüden maada üç sanatkârada 250 şer lira Verilecektir.» Bina, a- (200900) lira kadar bir tahsisa' vardı. Buna ilâveten vekiller he - yetinden (100.000) liranın dah; sarfına salâhiyet aldım, Türk san- atkârlarının bu milli vazifeye te- halikle iştirak etmelerini bekliyo- ruz;,, yan kani Mektep kadroları için komisyon toplanıyor Bir kaç gündenberi Ankarada bulunan İstanbul maarif müdürü Haydar Bey bugün şehrimize dö- necektir. Haydar Bey, Ankarada| Vekâletle, resmi, hususi mektep - lerle ekalliyet mekteplerinin kad: roları hakkında temasta bulunmuş tur. . Vekâletin verdiği 'program üzerine şimdi de Haydar Beyin riyasetinde bir komisyon toplana- rak kadroları hazırlıyacaktır. — * i “ Efendi Mustâfayı” öldüren Aptullahın yaşı | Çeşme meydarında Mustafayı öldüren Abdullahın muhakeme « sine dün ağır .ctzada devam edil; miş ve bazı şahitler dinlenmiştir. Maznunün Rizeden sorülan yaşı - na gelen cevap ta tetkik &dilmiş- tir.. Maznunun vaşı küçük göste- rilmekte idi. Rizeden gelen ce - vapta ise bu yaş'daha fazla ola- rak “gösteriliyordu. Bunun üzeri- ne maznun vekili, eldeki nüfusun sahte olmasına imkân olmadığını! gelen cevapla nüfus kâğıdınm| bağlanarak tekrar nüfusa gönde * rilmesini istedi. Bu istek muva- fik görülerek muhakeme . başka bir güne bırakıldı. Öldürmüşüm, nasıl oldu! bilmiyorum, Beyoğlunda Saim isminde biri- ni öldüren Süleymanın mubake- mesine dün âğır cezada bakılmış- tır, Dünkü celsede Süleyman şun- ları söylemiştir: — Ben Hristo isminde birisile kavga ediyordum. Mendilimi al - mış.vermiyordu. Bu esnada Sa- im geldi, müdahale etti. — Senin hakkın yoktur. Benim işime karışma... Dedim. İskemle- yi kaldırdı başıma vurdu. Bu a- rada bir kaç tokat ta attı. Ben ne yaptığımı bilmeden onu öldürmü- şümi Nasıl öldürdüm bilmiyorum. “Mahikeme bazı şahitlerin celbi | işin kalmıştır... Hırsızlıkla suçlu Cemile Hanımın muhakemesi devam ediyor Madam Loranın . yirmi lirasını tramvayda çalmakla suçlu Cemi- le hanimin muhakemesine dün ü- çüncü cezada bakılmıştır. Cemile Hanım on sene evvel iki ay sa- | bıkası olduğunu, başka bir sabi- kasr bulunmadığını, yirmi lirayı çalmadığını iddia. etmiştir. | Mahkeme, bazı şahitlerin celbi! için kalimıştır. “Eğer bu parayı çalsaydık üzerimizde bulunurdu,, Sultanahmet sulh ceza mahke - mesinde, ekmek çalmak ve zorla fırnıcının oniki lirasını kapmak suçundan : mazmun: Muzaffer ve Mustafa isminde iki çocuğun mu-| hakemesine mevkufen bakılmış - tır. Muhakemede Muzaffer: — Ben çalmadım. Dört buçuk kuruş param vardı. Yirmi parası dört tans beş paralıktı, Fırıncı bunları almak istemedi, bana çat- ti. Buesrada arkadaşım geldi Hi GN — EB“ .. . Halbuki 7 - 8 kilo gelen salkımlı nefis üzümlerimizle... i »» » Her tipte leziz şaraplarmmızın.. vaktindekapanıyor Kundura atelyelerile fabrikacıların istekleri reddedildi Mağaza ve dükkânların akşam- ları muayyen saatlerde kapanma ları hakkında belediyece veriler karar dün akşam dakikası dakika: sma tatbik edilmiştir. Bir gün «| velki bazı anlaşamamazlıklardan dün eser görülmüyordü. Yalnız benzincilerle, kundura: cılar, fabrikatörler (o belediyeye müracaat ederek tahdit kararınır kendileri hakkında tatbik edilme -| mesini istemişlerdi. Daimi encü - men dün bu müracaatları ( tetkik etmiş, benzincilerle buz satanla - rın akşamları muayyen saatlerde dükkânlarını kapamak mecburiye- tinde olmadıklarma karar vermiş- tir. Kundura atelyelerinin, fabri- katörlerin sabaha kadar açık bu- Junma istekleri kabul edilmemiş - tir, Diğer taraftan dün de bele " diyeye kahve satan dükkân sahip! leri bir istida vermişler, akşamla- rı on dokuzda değil, yirmi o birde kapanmalarına müsaade edilmesi- ni istemişlerdir. Aramızı ayırmak istedi. Fırıncı ona da iki tokat attı ve bizi poli- se teslim etti. Eğer on iki lirayı kapmış olsaydık, üzerimizde para bulunurdu.,, demişlir. Dört sabıkası bulunan Muzaf - ferin bu ifadesi ve şahit bulunma) ması Üzerine her ikisi serbest bı- rakılmışlar, evrakları müddeiu - mumiliğe verilmiştir. Nazım Hikmet Beyin muha- kemesi yeniden görülecek Komünistliğe teşvik suçundan mahküm edilmiş olan şair Nazım Hikmet Beyin evrakını temyiz mahkemesi nakzetmiş ve Nazım Hikmet Bey Bursa hapishanesin- den tahliye edilmiştir. Nazım Hikmet Beyle diğer ko- münistlik tahrikâtr maznunlarının mukakemelerine yeniden bakıla - caktır. Nazım Hikmet B. Yalova tariki ile İstanbula gelmiştir. Komünistlikle maznun olanlar Komünistlikten maznun Meh- met Emin, İsmail efendilerle Sı- dıka ve Zehza hanımlar polisten müddeiumumiliğe teslim edilmiş- lerdi. Dün müddeiumumi'ik evra- kı beşinci müstantikliğe © vermiş tir, . . . Bütün dünyada şöhret yapabil- | mesi mümkün iken, neden bu vadide İ propagandaya başka milletler gibi e hemmiyel vermediğfmizden dostum. muvaffak olamıyoruz. 3 — VAKIT | SOHBETLER - 7 AĞUSTOS 1934 ur Türk harflerini öğrenmek #ahme « tine. katlanmıyan ve hâlâ arap harfi | Kullananlar, ya bunaktırlar, ya dahil- dirler veya sersem. Her halde onların akıllariyle zorları olması lâzımdır. Bu makule insanlar ümmi sayılacakların- dan, onları geçiyorum. Benim affedemediğim Türk harfle. rini bildikleri, mükemmel yazıp oku » dukları halde, arap harfleri yazmak! inat edenlerdir. Bunları da, burunlarının ucundan ötesini görmiyen, istikbali, istikballe - rini düşünmiyen kısa görüşlüler adde- diyorum. Müsveddeyi arap harfleriyle yazp, daktilo hanıma veriyorlâr, So- rarım onlara, nihayet beş sene sonra, her müesseseye arap harflerini bilmi- yen kâtipler, daktilolar gelecektir. Bu efendiler o zaman ne haltedecekler? Pek tabü olarak, arap harfi bilmiyen daktilo değil, Türk harflerini yazamı- yanlar kapı dışarı edilecek. Yakın bir gelecekte aç kalmağa namzet oldukla- rını kendilerine ihtar ediyorum. Ayıp» ları bir gün, nasıl olsa meydana çıka caktır, Matbuat âleminde, bu ayıp, pek ça- buk yüze vuruyor. Geçenlerde, Fran- sızçadan tercüme edilmiş bir eser oku- yordum.. Gözüme aşağı yukarı şöyle bir cümle ilişti: w. Kızlar, fenerin dibihde tevilf e- dildiler... Cümlenin gelişi ve gidişinde mana bulamadım. Aslına baktım. Cümlenin Fransızçası şu: Elle «* arraerent sous le reverböre Tercümesi aynen şöyledir: » . Fenerin dibinde durdular. Bir an düşündüm. Acaba müter « cim: “Elles #* arreterent” i “Elles ont öte! arrete'e” yani “tevkif edildiler” manasına mı almış? Hayır, okuduğum kısımları tertü- we eden mütercim, bu kadar küçük hataya düşemezdi. Ya neydi bu? i Hatırıma derhal arap harfleriyle yazılmış müsveddeler geldi. Tamam. Mütercim muhakkak şöyle yazdı: s4 , Fenerin dibinde tevakkuf etti- ler. Dizenler eski (te) (vav) (kaf) (fe) harflerini tevkif okudu, musahah- hih “ettileri” i “edildiler” deye güya düzeltti ve orta yere, kökünden yan- ış bir cümle hatasiyle, kocaman bir tercüme yanlışı çıktı. Yazık değil mi? Selâmi izzet ZE RL İLLA aim Galip Hikmet Bey Ankara avukatlarından Galip Hikmet Bey şehrimize gelmiştir. : Bugün Köstence yolu ile Bükreşe ! gidecektir. Galip Hikmet Bey Ro- manyada icra işleri (ohakkında tetkiklerde bulunacak, (dönüşte tetkiklerinin neticesini bir rapur halinde adliye vekâletine bildive -» cektir. Galip Hikmet Bey, Roman- vadan sonra Almanyaya gidecek, bir müddet Berlinde kalacaktır. Dehri Efendi — Henüz reklâm ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: