20 Temmuz 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

20 Temmuz 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—VAKIT 20 TEMMUZ 1934 “Yerli Mallar Sergisinde Bir Saat Dün Sergiyi otuz bin kişi gezdi Birinci Yerli mallar sergisine 73 mü essese girmişti, bu senekine 182... Halk sergiye giriyor. Dün sabahtan gece on buçuğa | kadar yerli mallar sergisini takri- | ben otuz bin kişi gezmiştir. | Ordu müfettişlerinden SE brek| tin Paşa, dün sergiye gelmiş, gez-| miş, gördüklerinden çok memnun | olduğunu söylemiştir. 182 muhtölif müessesenin işti- rak etmiş olduğu bu seneki yerli mallar sergisi, her zamanki kadar halkın rağbetini kazanmakta, gü-| nün her saatinde pavyonlar ve iç| dairelerde kesif kütleler halinde kalabalığa raslanmaktadır. Geçen beş yıl içinde açılan ser-| gilere iştirak eden müessese rağ tart şöyledir: Birinci yerli mallar açıldığı 1929 senesinde, sergisinin ie 73 müessese iştirak etmiş ve sonra bu miktar tedricen artmağa baş - lamıştır. i 1930 senesinde 99; 1931 113; 1932 senesinde 137 ve geçen| sene 155 muhtelif müessese sergi-| ye iştirak etmiş bulunuyordu. | Sergi, sigorta teminatı altında- dır. Avlu kısmında açık bir kahve bulunmakta, balkonda muzika ve büyük bir radyo makinesile milli ve ala- franga plâklar çalınmaktadır. Dün ik günü olması itibariyle, sergiye haddinden fazla halk gel- miş ve bilhassa bu sene ilâve edi- len hususi bir eğlence kısmı, çok rağbet görmüştür. Bu kısımda; burada yerli malı bir atlı karınca bulunmakta ve her hangi eğlence vasıtası için alınan para bir kuruş de binanın kapısı üzerindeki tan başlıyarak beş kuruşu aşma -| maktadır. Pavyonlar ve iç dairelerden ay- ni zamanda satış ta olmaktadır. Bir çok şeyler reklâm fiatine alın- maktadır. Dün, şehrimizde bulunan Ame-| rikan, Fransız ve milli kıyafetleri- le gelen Suriyeli seyyahlar da, ser giyi gezmişler, mübayaatta bu- lunmuşlardır. Yerli frigo vefondan Ancopulos müessesesini Yerli mallar sergisinin açılma merasiminden sonra o paâvyonları| birer birer dolaşarak yaptığımız gezintinin ihtisaslarını anlatırken, Bilhassa küçük bir noktaya temas | etmeden geçemiyeceğiz. Ve kü- çük bir nokta derken, burada an- İatacağımız hakiki bir hadisenin ehemmiyetini daha iyi bir şekilde | meydana çıkaracağımızı zannedi- yoruz Sergi, hakikaten, ilk günlere mahsus büyük bir kalabalıkla hm- ca hınç bir haldeydi. Halk kapı- lardan taşıyordu. Gölgede 31 de- receyi gösteren bir temmuz ayı or. tasında, kapalı bir serginin kala- balığı arasında çekilebilecek zor- o kadar fazla düşünmeğe Herkes, si Buğunla be-| bir aralık dışarıya çıkmak bulanların, bahçede, hangi pavyonun önünde durdukla- rını araştırmak, tatistik olabilirdi. luğu, lüzum olmasa gerek.. caktan bunalıyordu. raber, fırsatını eğlenceli bir is» Sergide bu kür; Kablo ve kauçuk fabrikası | Sanayi hayatımızda kısa bir zaman “için Kauçuk Cumhuriyetin ilân edildiği 923| senesinden sonra Türkiyede açılan ve yerli sanayii bugünkü muvaffa- kiyetli derecesine getiren (o yerli! fabrikalarımızın içinde, bilhassa kablo ve kauçuk fabrikasını büyük! bir iftiharla gösterebiliriz. Sergide teşhir e eserlerle! nazarı dikkatimizi kendi üzerine şiddetle celbeden kablo ve kauçuk fabrikası, dört sene gibi, kısa bir müddet evvel kurulmuştu. Salâhaddin Adil Paşa, Ahmet Rüştü zade Mehmet Hayri, Murat ve kablo fabrikası nundan bir paviy ve Yervant Çiğmeciyan Beylerin| müştereken idare ettikleri müesse-| itiba » ren mühim bir müstahsil vaziye -| tine geldi. 932 senesinde 104.000 933 de 120:000 “kilo üzerinden! meydana çıkardığı kablo ve kau - çuk mamulâtı, Türkiyede aradığı rağbeti derhal bulabilmiştir. Ka - zancının ayni İstan «| bul ve'İzmir gibi büyük ticaret şe - hirlerimizde işlenen elektrik mü - esseselerinin ve diğer bir çok mü - se, daha ilk senelerinden senelerde, de muvaffak olan bir müessese.. köşem. esseselerin kendilerine lâzım olan kablo sarfiyatını çok çok temin et- tiğini görüyoruz. Yerli mallar sergisinde en göz alıcı bir köşesinde, fabrikanın gü - zel bir pavyonu ile karşılaştığı - mız zaman, müessesenin dört se - nelik bu faaliyet tarihini dük. Ve sanayi hayatını da, düşün - bu kısa zaman içinde elde ettiği mu * bir mevki ayırmış olan kablo ve kau” çuk fabrikasını tebrik etmeden ge“ çemedik. vaffakiyetle kendisine en iyi Sergide Yerli Kürk Bu seneki gı ehemmiyet- le karşılanması lâzım gelen pav-| ' yonlarından birisi de, şüphesiz, ! dur. Doykos efendinin kürk pavyonu -| Şimdiye kadar yerli kürkle- rimizi, ancak (boyama usuliyle| İ yapabiliyorduk. Sörgiyi gezen bir! İ muharririmizin Doykos efendiyle| İ yaptığı küçük bir konuşmada, bu! in sergi bahçesindeki pavyonu çük istatisiği yaptım: Hakikaten, buzlu çikolata imal! eden K. Ancopulos povyonu, her| çeşit-halkın, biraz serinliğe kavuş- mak için, ister istemez tevakkuf ettiği bir pavyondu. Frigo müessesesinin, hediye ettiği küçük bir frigo paketi, ka - labalıktan ayrılarak açtığım da - kikalarda Türkiyeye çok yeni ola- rak gelen böyle bir şekerlemenin taribini düşünüyordum, Çok yeni (Demavı 8 inci sayıfada) usulün kâmilen terkedildiği görül | Artık, © yerli kürkler bo- yama usuliyle değil, memleketi «| mizde avlanan tilki ve derse) hususi şekilde yetiştirilen oğlak ve küçük kuzuların derisinden el-| de edilmektedir. Diğer cihetten, Avrupadan! getirilen astragan (bir mantonun| müştür. fiatı 600 lira iken, gene aslraga” ve yerli bir mantonun fiatı, bu mü him yekünun ancak üçte ( birin& 200 Nitekim: Arjantin mamulâl: | tilki kürklef de 200 liradan elli liraya inmiştir” Doykos efendi, bu mühim fark hiç bir şüphej* meydan vermiyecek kadar kati bif şekilde rakamla gösterdi liraya ( satıliyor. muharririmize, ra, derhal ilâve etmişti: Boyaların garanti olduğu”” Almanyan!" kürkçüler için yaptığı hususi Almanyada kullanılan boyayı i# mal ediyoruz!.. emin olabilirsiniz. m K Doykos efendi, kürk imalini ? tir merikada öğrendiğini söylemi# Sergide, sıcağa rağmen, hanımları en çok toplryan mağazasının meşheri... ye Ker e vi e N “og | i e 14 Pal, ek, NE du di a, v N

Bu sayıdan diğer sayfalar: