i O—ö— VAKİT 1 TENMUZ 1984 Meraklı birsergüzşet romanı | Edgar Pip'in son maceraları Yazn : Arnold Galopen | “Beni galiba deli zannetmişti, yüzüme ters ters DE Eğer kurtulmağa muvaffak olur- sam Konçita'nın ruhunda büyük bir hürmet ve tesir uyandırmış o- lacağım. Bir kahraman, sevgilisine her şeyi feda eden bir kahra- man!... Bütün bunlardan sonra' Konçitanın bana sadık kalma-| ması için tam manasiyle kalpsiz olması lâzımdır. Konçita'ya dedimki: —Dinle Konçita, şayet beni gör- | miyecek olursan merak etme, Beni | görmemekliğin işlerin O yolunda gittiğine alamet olacaktır... Maa- mafih senin sorguya çekilmen mu- hakkaktır. Çünkü ( seviştiğimizi herkes biliyor. Sorulacak suallere şu cevabı verirsin: “M. Rolls ansızm değişti ve tu- haflaşt. İntihar edeceğinden bah- sediyordu. Bunun için denize atıl- mak suretile intihar etmiş olması mümkündür.,, Bunu söyle ve baş- ka jzahat verme. Zaten seni sorgu- ya çekmeleri ihtimali zayıftır. Va- purdan ilk yolcularla birlikte çık- mak çaresini bul... Allahasmarla- dık ruhum! Bana itimat et. — Fakat sen ne yapacaksın? — Bunu yakında öğrenirsin... Bir saate kadar beni görmiyecek olursan her işin yolunda olduğunu bil, Ben seni Santa - Lucia Cum- huriyetinde bulurum. Konçita'yı heyecanla kucakla- yıp ayrıldım. Sonra birdenbire dö-! nerek ne yaptığına baktım, Kızca-| ğız diz çökmüş dua ediyordu. O- nun bu hali beni çok mütehassis etti... Koçita' nın kamarasından çr kınca etrafı gözledim, kimse tara- fından görülmediğimi anlayınca anbarlara inen merdiveni indim. Buradan da demir merdivenlerle geminin dibini boyladım. Makine dairesine giden dehlize gelmiştim. Burada dehşetli bir sıcak vardı. Burnumdan buram buram fındık tanesi gibi terler akıyordu. Birkaç dakika sonra yüzü gözü simsiyah © terden vücudi parıl parıl parlayan bir adam çıktı. Bunu kolundan tu- tup: — Dostum, dedim, beni biraz dinler misin? Beni galiba deli zannetmişti. © Yüzüme ters ters baktı: © — — Neistiyorsunuz? dedi. © — Yanma yaklaştım ve kulağına © fısıldıyarak: © —Onbin frank kazanmak is- — ter misin? © —Ne suretle? © — Basit... Bana bir gemici elbi- sesi ve kasketi bulmak suretile? EA siz de bunlara mukabil! © bana onbin frak vereceksiniz öy- b le mi? > i — Evet, © — —Palavraf. © — — Hayır, bilâkis gayet ciddi. gi İşçi biraz düşündükten sonra © anlamış gibi: — Evet... Anlıyorum, Bir fena- lık yaptmız, şimdi de sizi kodese © tıkmak için arıyorlar. Fakat bir © İmeleet ve bir elbise ile kendinizi © Sartaramnzsinız. © — Hayır, hiç bir fenalık yapmış © değilim. Bilâkis bir haksızlığa kur | zaman aralarına karışırım. Her| Sinop Halkevinde baktı! ban oluyorum. Siyasi şahsiyetler- den birine silâh atmış olmakla it- ham ediliyorum. Telsizle kapta- na eşkâlimi vermişler, vapurdan çıkarken tevkif edileceğim, — Pek âlâ, benden ne istiyorsu- nuz? Cüzdanımdan binlikleri çıkar- dım ve: — Beni kurtarmağa razı olursan işte svna on bin frank... Binlikler adamcağız üzerinde beklediğim tesiri yaptı. — Burada durmayalım, dedi, geliniz, Beni yarı karanlık bir deliğe soktu. — Kasket ve elbiseyi bulmak kolay, Fakat ondan sonrası var... Ne yapacağız? — Ben kömür yığınları arasında gizlenirim, Herhalde saklanabil- meme uygun emniyetli bir yer bi- lirsin.. — Sizi saklamak kolay... Bunu temin «debilirim. Fakat ömrünüz oldukça kömür yığınları arasında kalamazsınız ya... — Ateşciler karaya çıkacakları! halde vapurdân çıkmanıza müsa- ade ederler zannederim. değil.. Kolon'da ancak üç saat rada kalabiliriz. — Maksadım görülmeden çıka- bilmektir. Kömürcü kolumdan tutup beni| demir merdivene doğru itti, Bu merdiveni indikten sonra zifiri ka- ranlık bir yere gelmiştik. Kömürcü yavaşça: — Yukarıdaki kapağı kapaya- cağım için, dedi, kimse gelip sizi arayamaz, Zamanı gelince ben ge- lir sizi bulurum, Siz şimdi yüzünü- zü gözünüzü kömür tozlarile bu- laştırınız ki, tanımmayasınız. Kömürcü yukarı çıktı. Tavan- da ayak seslerini işidiyordum. Bir az sonra bana kasket ve elbiseyi attı. — İşte kasket ve elbise, dedi. Ben de on bin franğı verdim: — Teşekkür ederim, dedi, $izi kaçırmak işile meşgul olacağım.. Yalnız sabırsızlık etmeyiniz. İh- timali yok ama buraya gelen olur- sa izgara üzerine uzanıp susunuz. Ben birazdan gene gelirim. Yalnız sabırlı olunuz. (Devamı var) Sinop, (Hususi) — İkinci yıl bit tiği için ev şubelerimiz komiteleri yeni seçgilerini yapmışlar ve seç- giler çok hararetli olmuş ve birçok şubelerde gene eski heyetler ka- zanmıştır. Dönüm günü gecesi ev gençleri evde bir müsamere vermişler ve iki senelik çalışmalarmın verimini tekrarlamışlardır. Halkın arzu ve rağbeti üzerine müsamere ertesi gece de tekrarlanmış, eğlenceli ve güzel bir gece daha geçirilmiştir. Dil edebiyat şubesi Seyhani adlı bir halk şairine ait bir kitap neşretmiştir. Kitap etrafta büyük Gömeçte Örnek nahiye Nasıl vücuda geliyor ? Gömeç, (Hususi) — Nahiye merkezinde her Cuma Pazar ku- ruluyor.. Ayvalık, Burhaniye ve Kozak Nahiyesile etraftan pekçok! halk buraya toplanıyor ve mühim alış verişler yapılıyor. Burada bir halk okuma odası açılmak üzere- dir. Müdür Hüsnü Bey muhtarlara bir kurs açmıştır. Her hafta ken-! dilerine ders verilmektedir. Üç ay devam edecektir. Gömeç'in bir nü- mune Nahiyesi yapılması için ka- rar verilmiştir. Her köye köy yolla rı ve muntazam telefonlar vardır. Kışın sekiz köye ve yazın hepsine otomobille gidilebilir. Nahiyenin üç köyünde üçer sınıflı, birer mu- allimli mektepler açılmıştır. Köy- lerin ikisi sahilde ve diğerleri dağ tarafındadır. Sekiz köyde köy kar nunu tatbik olunmaktadır. Nahiye nin 15 köyü vardır. Merkezde bir hamam ve bir park yapılmak üze-| redir. Köyün senelik bütçesi sekiz bin Viralıktır. Kuzu eti (20) ye dana eti (15)şe, ekmek 5,7 buçuğa zeytin yağı (24)de sade yağı! (60) kuruştur, Bu sene köy bütçesine Hesabi tahsisatla aşağıdaki işler yapıla- caktır, 9 kilometre üzerinde hendek! açılacak ve kum dökülecek, Su getirilecek, su birikintileri yapılacak, bir çocuk bahçesi açı- lacak, bir halk okuma odası açı lacak, Şu program oldukça zengindir. Bu sene şu işler görülecek olursa Nahiyenin serefi bir kat daha ar- tacaktır. Müdür Hüsnü Bey gibi *| duran halk cümhuriyetin 10 uncu kudretli bir idare adamının Gö- meç te bulunması çok faydalı ol- muştur. Halk Müdür beyi çok tak- dir etmekte olduğundan şu say» dığım işleri el birliğile herhalde ba şaracaklarına şüphe yoktur. Köyün çarşısı çok temizdir, ev- leri kârgirdir. Sokaklarında ağaç- lar dikilmiştir. Kahveleri meydan lıkları çok ferahtır. Burada kendi gayretlerile zengin olmuş adamlar vardır. Müdür Hüsnü Beyin vekar ve temkini ve halk işlerine göster- diği alâkası şayanı takdirdir. Nahiye kâtibi Rüştü Beyle nu- fus memuru Mustafa Bey kıymet- li gençlerdir. Halk fırkası idare heyeti reisi Ferit Beyin nahiyeye hizmetleri vardır. Muhtar Ali E-| fendi vazifesini bilen ve her tara- fa koşan değirli bir adamdır. Râgıp Kemal “big alâka ayaddiikiiğimr." Köycülük, temsil ve dil şubele- ri birlikte bu Cuma bütün köyle- rin pazar yeri olduğu için birik- tikleri Karasu Nahiyesine gidilmiş ve orada dil şubesi tarafından dev letin gidiş yolu izah edilmiş, tem- sil şubesi tarafından da binlerce; köylüye Nahiye tarafından yap-| Urılan açık hava sahnesinde (Kah raman) piyesi oynanmış ve köylü tarafından heyecanla seyredilmiş-! tir. Aynı heyet bu hafta da Vilâ- yetin öteki Nahiyesi olan (Kapa- lı) ya gidecek ve köyün namusu piyesini oynayacaktır, al al ' Selçuk-Efes Mi Aydın Halkevinin tertip ettiği gezinti pek faydalı ve neşeli oldu Aydm, (Hususi) halkevi tarafından tertip edilen Selçuk — Efes harabeleri ve ora- dan Kuş adası — Söke tenezzühü| ümidin . fevkinde rağbet gördü, çok eğlenceli oldu. Sabah beş buçukta otobüsü dol- yıl marşını söyliyerek hareket etti. Ege kıtasının her adımda manza- rası değişen Karapınar o— Ker- mencik — Ortaklar o nahiye mer- kezlerinden geçerek aydın kıtası» nın bir sayfiyesi olan etrafı güzel çamlıklarla sarılı Aziziyede pek kısa bir müddet istirahatten sonra Selçuk istasyonuna varıldı. O sı- rada İzmir — Aydm tenezzüh tre-| ni gelmiş bulunuyordu. o Burada her iki kafile samimi hasbihaller - de bulundular, biri Aydına hare- ket etti, ötekisindekiler tetkike! başladılar, Selçuk istasyonu yakı- nındaki eserler İstasyon yakınında Bizans dev- rinden kalma bir kemer gezildi, o-| i radan 6 ıncı asırdan kalma ve ü- zerinde Aşilin — Hektörü takip edişini gösteren bir kabartma bu- lunan kapıdan geçildi. Buradan imparator Jüstiniyenin eskiden kalma bir kilise yerine inşa ettir- diği Senjanın mabedi gezildi. Buradan içinde iyi bir halde mu- nan Selçukların kalesine ve -orü” dan Senjan meydanına pek uzak olmıyan Aydın oğullarından birin ci sultan İsa Bey camiine varıldı. Camiin içi eski hamamlardan alın- İ mış mermerlerle ve sütunlarla süs-| lenmiştir. Kafile beş on dakika istirahattan sonra Kuşadası şose - sinden on dakika mesafeden ayrr- larak Roma devri harabeleri olan eski Efes şehrini tetkike başladı. Efes harabeleri Daha yarı yarıya gömülü olup bü yük himmetlerle meydana çıkarı- lan ve bugün bile göze heybet ve ihtişam arzeden Efes ve Diyana mabedi acaip bir âlemden birini hatırlatıyor. Kafile büyük tiyatro yerini gez- di. Burada geniş bir saha ve mü- teaddit odaları var, burası yal - nız bir devre ait olmayıp mütead - dit zamanlarda tamir edilmiş. Ti- — dl yatro (24000) kişi istiap ediyor- muş. | Buradan Agora gidildi, burada pazar yerleri ve imparator Ogust tarafından azat edilen iki esirin pek sanatkârane yaptıkları üç kapı göze çarpıyor. Bundan son- ra Odeon tiyatro mahalli ve onun yanından zemini el'an bozulma- mış büyük mermer taşlarla döşen- miş ve altında su tertibatını haiz büyük ve uzun bir cadde var; ismi (Arkadiyana) dır. Bu ocaddenin nihayetine bağlı Selos kütüpha - nesi bu asarın en iyi muhafaza e - dilmiş kısımlarındandır. Bu kütüp hane dolapları el'an durmakta - dır. Kütüphaneyi yapanın lâhdi mevcuttur. Kapalı bir mahzende olan bu lâhit mermerden © yapıl- mış olup binlerce sene geçtiği hal- de ufak bir değişiklik görülme- mektedir. Daha bir çok yerleri in eğilim iri gezen kafile | otobüslere binerek Kuşadası şosesini takiben adaya vasıl oldu, Kuş adası Sahilde şirin bir kaza olan Kuş adası bu civarın işlek bir iskelesi» İ$ dir. Aydınlılar bu iskelenin vilâ- yete raptı için çok uğraştılarsa da " el'an muvaffak olamadılar, Hafta da bir iki vapur uğrıyarak yolcu ve emtea alır, Kafileden pek çok kimseler de nizde banyo yaptılar. Beş dakika | mesafede bulunan o küçük adaya 'l sandalla gezintiler yapıldı, geceye fik kadar güzel ve eğlenceli vakit ge girildi, p Program mucibince Soke kaza» k sına doğru hareket edildi. Kuşada» sı — Söke güzergâhı insanın do: İNi yamıyacağı güzel (o manzaralarla dolular. Samsun dağı, Sisam a- dası ve sahil, tepeye çıkılmca göz | lere daha şirin geliyor. Bir saat sürmeden Sökeye gelindi. Söke Kuşadası — Pınarbaşı — Aydı na şose ile merbut ve çok işler bir kaza merkezidir. Güzel çarşıları, büyük binaları istasyonu ve bü * yük miyan kökü fabrikası, değir» menleri olan ve ovasının bereke- ti ile tanınan bu kaza (oldukça N ) N Ni İçli Bir dal faile a Aydına hareket edildi. Bu güzel hk yolculuk böylece bitmiş oldu... İh ©. 's. Anteple Eşkiya Bir kamyonu durdurup 3000 lira aldı Gaziantep, (Hususi) — Gazi" antebin Narlı istasyon © yolund& ve Yağlıtaş mevkiinde © Narlid. Antepe gelmekte olan Kâzım ağı ya ait kamyon tevkif edilerek i risindekilerden üç bin küsur Ti çalınmıştır. Eşkiya kaçmıştır, t kiplerine başlanmıştır. Alman $! kı tertibat neticesinde bunlarda biri elde edilmiş ve hüviyetleri & bit edilen diğerlerinin de takibin€ devam edilmiştir. Şehitler abidesi Gazi antebin maruf Allahb ve şanlı müdafaasiyle ün alan (Arıburnu) diye maruf bulun Çınarlı camii yerinde bir şehitl€* abidesi dikilmesi kararlaştırılmıf* İnşaata başlanmıştır. Gazi bulvarı Geçen senelerde (açılması başlanan Gazi bulvarı bu sene maarif bahçesine kadar — açı! suretiyle tamamlanacaktır. Yo iki tarafındaki binalar istimlâk dilmiş ve faaliyete başlanmıştı” Allahben deresi — Gazi antebin maruf © Allab” deresinin temizlenmesine bu $€ ehemmiyetle başlanmıştır. hassa cuma günleri halk bi va | toplanıp eğlenir, #a ga A