age ağ Daş “ zengin olur. Eğer baba intihar et- | BE Vera Edebi ç Baba Nakleden : Selâmi izzet — Şen şeytan mısın?.. Buraya benim son ümitlerimi de almıya mı geldin?. Sen kimsin?. Seni o rada, elinde bir tabancayla gör « düm. Bugün de karşımda. Ağzın- da tabanca ile görüyorum. O ge- ce kurşunla öldüremedin. Burada sözle öldürüyorsun. Bırak beni. Hem söylediklerini neden dinliyo rum sanki?.. Sen adam öldürdün? Benim itham edildiğim cinayeti sen işledin, şimdi de karşımda durmuş konuşuyorsun. Buna ce - saret ediyorsun. Ben de oturmuş dinliyorum. Hayır, artık elverir.. Seni haber vereceğim. Katil ol - duğunu #öyliyeceğim. Seni hâkim huzuruna çıkaracağım. Görürsün , bak sözüme nasıl inanacaklar.. Ali Naki başını salladı: — Tecrübe et. — Söyliyemiyecek miyim sanı- yorsun? Koyun (gibi boğazlana- cak mıyım?.. Sen delisin be! — Zannettiğin kadar deli deği lim. Görüyor ve düşünüyorum. — Peki ama benden ne istiyor- sun?, — Oğlunu kurtarmak rum, — İhsanı mı?. Babanın gözleri yandı, ağzı yay vanlaştı. ” — Evet, Onu zengin ve mes'ut edeceğim. Onu sefaletin süründü») ren, ölüdren pençesinden kurta * racağım. Zengin ve mes'ut ola - cak. — Mes 'ut.. — Ve zegin!. — Zengin.. — Belki duymuşsundur. Baba- lar vardır. Hayatlarını o evlâtları namına sigortaya koyarlar ve bir gün yok olurlar. Ölüleri, evlâtları na bir servet getirir. Fakir çocuk istiyo - mediyse, sigorta kumpanyası pa - rayı verir. Ölenin kanı, yaşıyanın | elinde para olur. Bu basit. Biraz feci, fakat büyüklük.. İşte sana a-| şağı yukarı böyle bir şey teklif e- diyorum. — Bana ha?. — Nedemek istediğimi anlı - yorsun. Sevdiğin oğlunun hayatı elinde demektir. Rahat, paralı bir ömür sürer. Benim neden o ci - nayeti işlediğimi bilmene hacet yok değil mi?, Öldürdüm, mesele burada, Şimdi, döktüğüm kanm bedelini ödüyorum. Bu cinayete! cevap verecek biri lâzım, Bir ka» tilin meydana çıkması lâzım. — Katil benim! de. Oğlun zengin olur. Anlıyorsun. Zengin olur. Zengin olur demek, kendine sahip olur demektir. Gi- der, gelir, düşünür, sever, nefes a hır. Rahat, geniş nefes alır. Senin olamadığın her şey olur. Her iste | diğini yapar, Kin bağlıyabilir, küfredebilir, nefret edebilir.. Na- musuyla yaşar, iyi yürekli bir a - dam, müşfik bir baba olur. Ken | disiyle iftihar eder, oğlunu sever, ona bakar, — Mesut olacak! der. Halbuki sen bunların hiçbirini yapamazsın. Ve Ali Naki yaklaştı: — Açık söylüyorum. Hissiyat» rikasıs. MEP ee a o ği 5 — Serveti. Ne söyliyeyim istiyorsun?.. “ÖL düren benim,, mi diyeyim? Ka- til benim mi diye itiraf edeyiım?.. — Söylemesen ne olacak?.. Ci- nayetın ıspat edilecek ve arkan- da fena bir isimden başka bir şey bırakmadan öleceksin. Bu daha mı iyi?. — Bu istediğin şey alçaklık! — Hayır, bir iş, bir pazarlık. Kaya Hasan, bu adamın doğru söylediğine bir türlü aklı yatmı - yordu. İşittiklerine inanamıyordu. — Sen korkunç bir adamsın! — Sen karşında hep kuzu gör müşsün, kurt görünce şaşaladın. Biraz sustu, düşündü ve devam etti: — Tekrar ediyorum, bu pazar» lıkta sen kazançlı (o çıkabilirsin... Bugün kendine ait olmıyan vücu- dunu satın alıyorum. Uğraşacak mısın! Tecrübe et! Protesto mu edeceksin?. Nafile, Sen artık ken | dine sahip değilsin. Cinayet yaka» na yapışmış. Onun pençesinden kurtulamazsın. Verdiğin ifade - ler, söylediğin sözler, iddiaların öyle çürük, öyle manasız, ve biri- hiriyle öyle zıt, ki kafanın kurtul»! masına imkân yok. Her şey senin aleyhinde, her şey seni itham edi: yor. Yoksulluğun, sefil hayatın, o kadınla geçirdiğin ve bir çocuk) sahibi olduğun hayat. Her $ey! seni itham ediyor. İyi yürekli, mert bir insan olduğuna kimseyi inandıramazsın.. Bunu ancak ben anlarım. Tekrar ediyorum. Oğlu» | nun istikbali elinde.. Bir gün, na sıl olsa vereceğin canını, kendi arzunla ver, Kanmla, oğlunun ser vetini imzala.. Oğlun, yirmi yaşı» nı bitirince, bir noterden, bugün den sahip olacağı yüz bin lirayı alacaktır, Kaya Hasan: — Yüz bin.. Yüz bin.. Yüz bin. Diye söylendi ve Ali Nakinin devam etmesini bekledi. — Yüz bin lira, oğlunu, ferih ve fahur yaşatacak bir varidat getirir ve bu para, faiziyle oğlun EN kadar arlar, çoğa * ır. Ali Naki cebinden kırmızı bir cüzdan çıkardı. Kaya Hasan cüz- danı tanıdı ve iliklerine kadar ür. perdi. Ali Naki, cüzdandan bir kâ ğıt aldı, Hasana gösterdi. Hasan okudu. Noter, Ali Naki beyden depo olarak yüz bin lira aldığını ve bu parayı, Ali Naki be yin söyliyeceği tarihte, söyleyeceği kimseye vereceğini yazmıştı. Bu.. Bu nedir?. — Bu kâğıt, bu dakikada bir servettir. On beş sene sonra daha fazla eder. Dökülen kanım mes'u- liyetini üzerine al, şu boş kalan yere oğlunun ismini yazarım, — İhsanın ismini mi?, — İhsan?.. İhsan Kaya. yaşında ?. — Beşi geçti.. Yavrum İhsan! Benim küçük İhsancığım.. Kaya Hasan, gözlerinin önünde oğlunun solgun yüzünü, sarı saç- larını, gülümsiyen dudaklarını gö rüyordu sanki.. Kaç mı gizlemiyorum. Kabul ediyor mean *. Kaya Hasanın zihni altüst ol » du. — Neg: — Neye karar verdin?. Kaya Hasanın bütün âsabı ge » rilmişti. İçinde bir isyan kabarı - yordu: ; (Devamı var) eh mcek, | insan öldürüyor! Hararet derecesi gölgede kırka çıkmıştır Nevyork, 30 (A.A.) — Ameri- kada hüküm sürmekte olan sr» cak ve rutubet dalgası yüzünden dün birçok kimseler ölmüştür. “Middle West,, de mahsul gü- neşten yanmıştır. Nevyorkta, polis müdürü, fazla sıcak olduğu zamanlar polislerin! Glam me nini © Her konakta koyun kesemeyince bi kafes tavuk taşımıya başladık malarma müsaade etmiştir. Baltimoreda hararet 37,4 tür.! Marylandda © 40,6, Missouri ve, Kansas Vityde 34,5, Filâdelfiyada 37,8, Vaşingtonda 40 ve Illinois ile Mattoonda 44,4 tür. Nevyork, 30 (A.A.) — Bütün memlekette şiddetli bir sıcak dal gası hüküm sürmektedir. Şimdiye kadar 20 kişi ölmüş ve birçok hay- van telef olmuştur. Gölgede hara- ret Kentuckide 40, İowada 42 ve İllinoiste 44,5 dereceyi bulmuştur. Kuraklık devam etmektedir. Ce- nubi garbi mıntakasında ziraatin vaziyeti gittikçe fenalaşmaktadır.! —— a — Mesai nazırı yeni vazife alıyor Londra, 30 (A.A.) — Mesai nazırı M. Batterton arkadaşları - nm umumi ricası üzerine işsizlere yardım komitesi riyasetini kabul| ederek mesai nazırlığından istifa etmiştir. Bu istifa üzerine kabi- nede aşağıdaki tebeddülâtın ola - cağı zannedilmektedir: Münakalât nazırı M. Oliver me- sai nezarelini, hazine nazırı M. Belişho münakalât nazeretini de »| ruhte edecek ve harbiye nazırı M. Cooperde hazine (o nezaretine vekâlet edecektir. yeminini Dünyada işsizlik Cenevre, 30 (A.A.) — 1934 senesinin son üç ayına ait işsizlik istatistiklerine © nazaran birçok! memleketlerde ve bunlar meya » nında Japonyada heyeti umumiye- si itibariyle bir iyilik (o müşahede edilmektedir. Fransa, Bulgaris - tan, İrlanda, Lehistan ve Portekiz- de ise bilâkis işsizlik geçen ilk! bahara nisbetle artmıştır. Japon- ya çalışan amele (miktarının en çok arttığı memleketlerden biri - dir. iğ Memel meselesi Berlin, 30 (A.A.) — Memel meselesi Alman gazetelerini meş- gul etmekte devam ediyor. Salâ- hiyettar ve iyi malümat alan bir menbaa göre, Memel reisinin va- zifesinden azledilmesi (o kanunen doğru değildir. Fakat bu hareket Almanyada hayret uyandırmamış- tır. Çünkü Litvanyanın telsizle neşredilen tebliği bunu (o evelden haber vermisti. Memele ait hü - küm ve nizamlara göre, vali, 27 temuzda Memel diyetini içtimaa davet mecburiyetinde bulunmak» tadır. —.— Devletlerin islâhatı | | Paris, 30 (A.A.) — Ayan mec- lisi, devlete âit islahat hakkında tetkikat icrasına memur komis- yonun teşkili projesini o kabul et miştir, Bu komisyonun azası temmuz 1934 tarihinde tayin edi- lecektir, .zin mükemmeliyeti hakkında ay- mektubunu Türk heytine tevdi et- Tb A” Mahpusların geçirilen tahta! Yollarda taze et bulmak müşkül. dü, Her konakta bir koyun keş - mek te fazla oluyordu. Onun için bir kafes tavuk taşımağa mecbur olmuştuk. Zaten köylerde © tavuk! bulmak ta kolaydı. Fakat, bilmem! nedendir, hepimiz tavuk (| eti ye-| mekten bizar bir hale geldik. Ko-i yun eti arzu eder olduk. Bu o hal! insanın çeşni değiştirmek hevesin:| den ileri geldiğine hükmediyor-! dum, İ 27 nisanda Samsamüssaltana bi» zi (Bağı şahi) denilen bahçede ye- meğe çağırdı. Bu hoş sohbet ihti - yara giderken kaleden iki kişi ge-. tirmekte olduklarını gördük, Mah-! pus olan bu o zavallıların ellerine kelepçe değil boyunlarma bir tah-; ta geçirilmişti. İki metre kadar boyunda bir tah ta ortasından ikiye bölünmüş ve iki, yerine birer insan boynu geçecek! kadar daire açılmış Obu datrelere| mahpusların kafası geçirilerek iki tarafından kilitleniyor. Bu bed- bahtlar boyunduruğa koşulmuş ö- yorlar. hiç küzler gibi yanyana Kaçmak kurtulmak ihtimali yok. İstanbulda kararlaşan protokola göre Foreto yani Zühap arazisi Türk hududu dahilinde kalıyordu. 'Tahdidi hudutta bizim kazandığı» miz kısım buydu. Buna mukabil de şimalde İranlılara arazi verilmişti. Foreto civarında (Tenk hamam) adlı bir hamam olduğunu işittim. Görmeğe gittim, Fakat epeyce u- zakmış, Sekiz saat bir yolculuğa mecbur oldum. Tenk hamam Fo-| reto deresinin hasıl ettiği ve bir saat süren bir boğazın içindedir. Suyu kükürtlü bir membadır. Bir çok şifa hassaları isnat ediyorlar, 29 nisanda Kasrışirini terket - tik. Fakat bizim piyade bölüğü yüzbaşısı Hakkı efendiyi çağır - mak istedim. Kasrışirinde bir İ- ran telgrafhanesi vardı. Buna bir telgrafname gönderdim. Kelimesi ne beş buçuk kuruş aldılar. ve gü- zel bir divani hatla ve el ile ya - zılıp altıma da telgraf memurunun şahsi mührü basılmış bir makbuz getirdiler, fakat telgrafname erte- si gün çekilmiş. Halbuki bir adam göndersem Haykına ( telgraftan daha evvel gider ve gelirdi. Bizim posta ve telgraf idaresi maiyeti » mize Favdan itibaren Diloti efen- di isminde bir telgraf memuru ver mişti. Bu efendi komisyonların bütün muhaberelrini ve posta iş - lerini görüyordu. Bu hücra yer « lerde hiç bir teleraf ve mektubu- muz gecikmiyor ve kaybolmuyor- du. İran, İngiliz ve Rus heyetleri arkadaşlarımız bundar pek mem- nun oluyorlardı ve posta idaremi- rı ayrı birer takdir ve teşekkür tiler. - İran hudutlarında Yazan: Erzincan mebusu Aziz Samih v MN Ni Neler gördüm ? boyunların Kasrışirinden sonra > (Dalaşi deresi kenarında ve neft idaresi nin olduğunu söyledkileri bir tulumba dairesinin yanma geld Üç çeyrek sonra neft fabrikası geldik. Fabrika bir katlı bir bii dır. Yanında on kadar memur vi amele evi var, (40) kadar mü tahdemini bulunuyormuş. Kuretu neft şirketinin merkezidir. Asıl neft kuyuları (Çiyasurh) des resinin içindedir. ği İstanbul protokolu zihap Kuretu neft şirketine verilmiş lan imtiyazı hükümetimizin di aynen kabul ettiğini kaydetmi Bu şirket İngilizdi. Müdürü görüştük. Hiçbir şey yapmayıp © - turmakta olduklarını ve tecrül kuyuları açacaklarını O söyle Maksatları bu menbaları istedi leri zaman işletmek üzere şimd lik ellerinde bulundurmaktan retmiş. Madenleri geçtik, (Bamo) ve suyu bulunan; bir yerde geçirerek ( 30 nisanda Memi geldik. ft Memişan bir köy harab (Serkle) ovasının şimal ucudu Srkle ovası tulâni bir çayırlı lup ortasmdan bir nehir ve | bent hol) den de (Abıbas ri geliyor, İmam Mehmet & ağaçlığın yanında çadır Ağaçlık dut, incir, asma v gibi yemiş ağaçlarından mi kil bir ormancıktır, İçinden rak bir su çıkıyor. Suda hayli bı lık var. Böyle suyu yemişi, balı gölçesi ve serinliği toplamış yer daha nerede bulunur. Bi sa bugünler gibi sıcağın ğı zaman böyle yerlere kı: çilemez. Ağaçlığa belki asırlard kurumuş parçaları odun ihti miz: izale ediyor. Hemen ağa Yın altını temizlettik. B girift olan dalları kestik. sinde oturacak bir park Seccadeleri serdik. Suda dık. Semaverleri kaynal ta cennette gibi bir h zi uzatmca yemiş; eli ca balık buluyoruz. kürtleri umumiyetle larını ve hiçbir veçhile ne itimat olunmama tan tavsiye ettiler, de bunlarla hiç