re me eya Ankara, Bi ve İzmitte verilen müsamereler.. Siret Bey ve arkadaşları Bu çarşamba gecesi İstiklâl lise | kitarı ile üç nefis parça çalmış şid Ni talebe gecelerinden üçüncüsünü | detle alkışlanmıştır. San'atkârıteb Parlak bir surette yapmıştır. Evvelâ Mümtaz Zeki Efendi ta- Yafından iktisat ve tasarruf hak - a bir konferans verilmiştir. Sonra Mahmut Yesari Beyin İL Ge ürüenidü isimli pi Yesi oynanmış bunda Nsret Safa Ve Celâl Efendiler rollerini muvaf etle başarmışlardır. Bundan sonrada Reşat Nuri Beyin “Babur Şahın seccadesi,, ad | edisi oynanmıştır. Bunda tençler hakikaten muvaffak ol Muşlardır, Hacı rolü ve diğer rol- âyni muvaffakıyetle temsil edil Miştir, “Harem ağası Ziver,, rolün mai Efendi tipi muvaffakı - Yet Yüşmaktadır. Bu sahneye ilk çı kan küçük sana'tkârı burada teb- rik €deriz. Eserin prova'arında bu ân rejisör Nusret Safa ve reji- Wr muavini Mustafa Niyazi Bey- arkadaşlarının muvaffakıyetin başlıca âmildi. Nabi, Paşa ve Alman roleri Mus Fethi, Mustafa efendiler ta - Yafmdan da iyi oynanmıştır. em kolunun bu geceki bü - muvafakıyetlerinden biri de el Beyi temin etmesidir. Bir san'atkâr olan Siyret Bey rik ederiz. » » » İstiklâl lisesinde “sesli sinema,, tesisatı yapılmıştır. Her salı gece- si talebeye istifadeli filmler göste rilecektir. Ha'kevinde Halkevi musiki şubesi oâzaları yakında bir Havayen kitar konse- ri verecekleri haber alınmıştır. Seyret Bey arkadaşlarını haftanın muayyen akşamlarında (o çalıştır- maktadır, Bu münasebetle Halke- vi musiki şubesinin bir resmini der cediyoruz. Ortadaki beyaz gömle- li genç müalilmleri Siyret Beydir. Gençlere şimdiden muvafakıyet * İFA eni ii air Cümhuriyet Öznçler Mahfe'inde Cümhuriyet gençler mahfeli ge çen Cuma günü beşinci müsamere sini büyük bir muvaffakıyetle ver- miştir, Müsamerede Nihat Sami Beyin iki perdelik milli (Engin) piyesi oynanmıştır. Engin tam sah ne üslübuna göre yazılmış bir eser dir. Seyirciler üzerinde iyi bir te- neye konuşları iyi idi, Muvaffakı- yet dileriz. AAA YENAL A YA GG mmm Mazi Gençlerle Başbaşa ... AR ARMAEAAUALAF ii? 0 RA SA GL VB GAMA AAA İstanbulspordan Nevzat Beyle Mülâkat... 1, tanbulspordan Nevzat Beyle Muşuyordum: — Spora ne zaman başladın?. — Spora (1925) senesinde e rahpaşa Kardeşler gücü klü - ünde kendimi bildiğim bir çağda «rim. o Hemen hemen bütün yla yaptım. Bunlardan fut - lü hepsinden fazla sevdiğimden büt onda kıldım. Ve şimdi de m sporları terkeylediğim hal - nalı onu oynuyorum, bunula ber yazın diğer sporları da ya- sma . Hâlen İstanbulspor klübün e oynamaktayım. 1929 senesinde i sıkı bir çalıştırma ile yetişti- i Kemal Beye her zaman med « Onu şükranım. >— Hangi sporlarla meşgul 3 . dun? işaretli Nevzat Feydir Talebe Hayatı Nasıl Geşiyor? Tasarruf haftası münasebetiy- le Ankara kız lisesi bir müsamere hazırlamış ve 13 kânunuevvel çar- şamba günü muhtelif piyesler mu- vaffakıyetle temsil edilmiştir. Bu müsamerede milli iktisat ve tasar- ruf fikrinin memleketin henüz çok genç olan o dimağlarındaki müsbet akislerini göstermesi iti - | bariyle büyük bir ehemmiyeti haiz dir. Müsamere hususiyetlerinden bi- ri de müsamere proğramını dol - duran parçalarım.ii s#hetsesesesvv duran parçalarm ekseriyetle tale- be dimağından çıkmış olmasıdır . Talebelerden Nazire (Hanımm yazdığı şiirleri edebi kıymeti haiz olup muvaffakıyetle okunmuştur. Güzin Hanım ise bu şiirleri oku” makta büyük bir meharet göster - miştir. Lisenin orta kısmı üçün- cü sınıftan Nezihe Rifat Hanımm (Yerli Malı) ismindeki manzum eseri fikirlerin müdafaası ve yazı | tekniği itibariyle kuvvetlidir. Ne - | zihe Hanım bu eseri ile sağlam bir yazı kabiliyetine malik olduğunu isbat etmiştir. Piyesi temsil eden talebe hanımlar cidden muvaffak | olmuşlardır. Birinci devre talebesi tarafın - dan hazırlanan ve muallim Sabiha Hanımın nezareti altında olan bi- rinci devre satıcıları kıymetli is - | tidatları bir defa daha göz önüne koydu. Çi Talebelerden Necmiye, Muaz » Kai zez, Süreyya Hanımların hazırla” ! dıkları Ergani hitabeleri dinle * yenler üzerinde heyecanlı dakika- lar geçirtti. Orta Anadolu dansları talebe- ler arasındaki bedii zevklerin kıy- metli birer ölçüsüdür. o Muallim Naciye Hanımın büyük emeklerle yetiştirdiği talebeleri Meliha, Ni- İ sir bıraktı. Dekor da güzeldi. Sah: | lüfer, Muallâ, Şeküre, Armagan kıymet Hanımlar Oo müsamerenin lih İstanbul hariç bütün Anadoluda dev adımlariyle ilerlemektedir. Ben Türkiye birin- ciliklerinde İzmirde (bulundum. Oraya gelene bir çok Anadolu ta» kımları İstanbullulardan daha çok çalıştıklarını gösterdiler. — Niçin bizler onlar kadar aç- şamıyoruz?. —Azizim başlıca sebep bizde inhisarcılık kalkmasıdır. Bugün bir İstanbul muhteliti yapılsa, bir milli takım maçı olsa haydi Fener bahçe, Galatasaray öne sürülür . En eskiler takımda oynatılır da, gençler oynatılmaz. Halbuki böy- le maçlara yeni elemanlar yetiştir melidir. ve iyi ânternörün idare - resinde bir gençler takımı çalıştı- rılmalır. — Gayen?. — Gayem sporu spor için yapı” yor ve milli takım için iyi bir ele- ! man yetiştikten sonra âtide o for- mayı giymek isterim. Yalnız bu inhisarcılık ortadan | kalkmadıktan sonra eminim ki bizler, bizim gibi (o küçükler tam milli takım için birer eleman olsa- lar bile bu vaziyet (karşısında o —— Ecnebilerden (Kado), (Şa » | genç İstanbulsopr oyuncularını .. ! kırmızı — beyaz formayı taşıya - m Yerlilerden Zeki, küçük Se- attin, Nihat ve Avniyi ve bütün — Son senelerde spor cereyanı buna emin Me- Türkiyede | cağımızı hiç zannetmiyorum. Melih Nazmi olmak üzere musiki kısmında seyircilere zevkli saatlar yaşattılar. Müsamere heyeti umumiyesile muvaffakiyetle başarılmış ve bü - | yük takdirleri kazanmıştır. Milli iktısat ve tasarruf cemiyeti oObu muvaffakıyetinden dolayı kız lise- sine, Nazire Ali Rıza Hanımla Ne- zihe Rifat Hanımlara birer dalya vermeğe karar vermiştir. Müsamereden sonra gün geç - mesine rağmen halk arasmda a- lan tatlı ve heyecanlı akisler do - laşmaktadır. Izmitte küçüklerin muvaffakiyeti İZMİT (Hususi) — Yağmur yağıyor. Ulugazi mektebinin mü- ma - sameresine sırsıklam olmuş bir halde gittim. Her taraf tıklım tık- lık.. Bir köşeçiğe sıkıştım. Mektep müdürü davetlilerle samimi bir konuşma yaptı. Bunu talebenin söylediği şiirler ve tem- sil ettikleri rakıslar ve onuncu in- kılâp piyesi takip etti. Küçükler yaşlarından umul - maz varlıklar ve muvaffakiyetler | gösterdiler. #» | İkinci ve güzel bir müsamere daha görmek bahtiyarlığına ka » vuştuk. Orta mektep talebelerinin verdikleri bu müsamere nihayeti- ne kadar muvaffakiyetle devam etti, Temsillerde Melâhat, Nilüfer Hanımlarla, Kemal, Çetin, Tur - gut Beyler fevkalâde muvaffak o larak herkesin takdirini kazandır lar, Mektebin türkçe muallimi “Nuri Duğan,, Bey “Himayeietfal ve Hilâliahmer,, isimli iki perde - lik bir piyes hazırlamıştı. Muvaf - fakiyetle temsil edildi. Yalnız piyesteki arap ve acemce kelime- ler hayreti mucip oldu. Öz türk- çeyi doğru ve ileri hamleler ya- pıldığı bir zamanda bir türkçe mualliminin bu piyesi daha türk- çe yazmasını gönül isterdi. . * Küçük mekteplilerin şen ve serbest hareketlerine bakarken çocukluğumdaki talebe hayatımı hatırladım ve eli sopalı, sarıklı hocamı görür gibi oldum. Yanım- dan geçen bir küçüğe: — Mektebi seviyor musun yav» rum, dedim. — Canım gibi efendim... Diye cevap verdi, Cevdet Haydaroğlu Bursada BURSA (Hususi) — Tasarruf haftası (omünasebetile Bursada gençler iki müsamere verdiler: 1 — Kız Muallim mektebinde, — Erkek Lisesinde.. Kız Muallimin zarif salonu da- vetlilerle dolmuştu, Şimdi size ak- Imda kalanları yazayım: | “Mavi Yıldırım,, isminde va- tani bir piyes oynandı. Bu piyes çok güzeldi. Hanımlar çok muvaf fak oldular. Oyunda rol alanlar hepsi kızdı. Asker elbisesi için de hanımları görünce herkesin ak lına “Kadm asker olur mu, olmaz i mı?,, diye gazetelerde yazılan ya- İzılar gelir. Benim geldi ve “ola- | edim... Mektebin musiki hocası Vedia Hanım, piyanoda alafranga par « çalar çaldılar. Zevkle dinlenildi. Bir talebe Vedia Hanımın bes- telediği İstiklâl marşını okudu. Alkışlandı ve tekrar edildi. Orta kısım talebesi tarafından rontlar ve zeybekler oynandı. Bir talebe tasarrufa ait — her halde mektep tarafından ihzar €- dilmiş — bir monoloğ söyledi. Pek gülünçlü ve pek te değerliy »« di. Not almadığım için bu müsa - mereye ait başka şey hatırlıyamı « yorum. Şimdi Erkek Lisesinin mü» sameresini anlatayım: Bu salon da hıncahımç doluy» dü. Bursanın pek kibar mehafili- ne mensup bir çok hanım ve bey»s ler ön sıraları işgal (o etmişlerdi. Program çok zengindi: Onuncu sınıf talebesinden bir efendi açış sözünü söyledi. Müte- akiben mektep talebesinden Meh- met Ertuğrul Bey çıktı. İktisat ve tasarruf hakkında uzun bir kon ferans verdi. Bu konferansında, “iktisat ve tasarruf seferberliğini bitirdik, şimdi mücadele safhasın da bulunuyoruz,, dedi. İddiâsını ıspat için bir grafik hatlarını çi * zecek malümat verdi. Bir bankalı sanayi yapılması lâzım geldiğini ve nasıl yapılaca- ğını etrafile anlattı. Nihayet söze lerini şöyle bitirdi: “Andımız ya ban malı kullanmamaktır.,, Perde aralarında piyanist Kâ- mil, Kemanist Kâmil Efendiler tarafından güzel parçalar çalındı. Son smıftan İlhami Efendi, “Bursa tangosu,, adlı bir şarkı o kudu, Çok beğenildi ve alkışlandı. Bunun üzerine Mehmet Ertuğrul Beyin sözüne tam tezat teşkil © den yaban lisanla yani fransızca bir şarkı söyledi. Hakkı Efendinin kendi yazdı- ğı ve kendisinin okuduğu “Gazk nin heykeli,, namındaki nesir par- çası çok güzeldi. Tekrar ettirildi, Bundan sonra Celâl Efendi gene yerli malı hakkında söz söyledi. Hakıki rakamlara istinat (oOeden malümat pek değerliydi. Küçüklerin satıcı, na kafa, kumbara şarkısı isimli küçük kü « çük piyesleri gösterildi. Herkes memnuniyetle, şevkle, zevkle sey» retti. Mustafa Kemal Beyin yazdığı “Ant,, şiiri kendisi (tarafından bir heyecan tufanı halinde okun” du. Alkışlandı. Bunu gene banka ve bankacılık hakkında son sınıf- tan Kemal Eefndinin değerli nut ku takip etti. Şimdi bilhassa ehemmiyetle i işa ret edilecek Mehmet Ertuğrul Be- yin bir perdelik “Zeybekler andı,, eseridir. Bu eser manzum idi, Çok güzel yazılmıştı. . Oynıyan » lar da esere ayrıca bir kıymet ver» diler. Hepsi aynı derecede mu- vafak oldular. Eserin sonu zeybek raksı ile bitiyordu. Rakıs kısmı alkışlandı üç dört kere tekrar etti- rildi. Ve müsamereye nihayet ve rildi. Mehmet Frtuğrul Beyi can- . dan tebrik ederim. M. Şevket